kavak

Bu iddia da tamamen yersiz, saçma sapan bir saptama. Çünkü kendi bireysel tecrübelerinden ötürü tümünü kapsayan bir genellemeye gidiyorsun. Tıpkı ilk iletinde yaptığın gibi. Var mı elinde tüm polislerin, savcıların veya yargıçların varoş çatlağı olduklarına dair bir iki bilimsel çalışma veyahut araştırma? Olduğunu zannetmiyorum, ki yok zaten.

Tartışalım. Varoşlara demediğini bırakmamışsın... İyi de bunlar uzayda yetişmiyorlar. Kim olursa olsun, insanların hal ve hareketini ve karakterini yaşadığı çevre büyük ölçüde etkiler. Bu bilinen bir şey. Artı; bu insanların kaçta kaçı o doğduğu çevreden çıkıp kurtulabiliyor? Sen şanslı sayılırsın, çünkü Avrupa´ya gitme şansını bulmuşsun. Bu imkan herkeste yok. Hasılı onlara fazla yüklenmemek gerek.

Teleskop L2 yörüngesine başarılı bir şekilde yerleştirilmiş vaziyette. https://jwst.nasa.gov/content/webbLaunch/whereIsWebb.html Şimdi bazı aygıtların soğuması bekleniyor. Daha sonra kalibre işlemlerine geçilecek.

Bu çok garip bir genelleme olmuş. Yüzlerce parçaya bölünebilen müslüman beyinli Türkler demek? Ona bakarsan her(!) toplumu yüzlerce parçaya bölebilirsin.

Bakıyorum gözünden heeeç bir şey kaçmıyor. Ben de o mevzuyu biliyordum ancak senin gibi boş boğazlık yapmak istemedim.

Maço erkekler neden eğitimsiz ve salak olsun ki?! Erkekliğini(!) dibine kadar teşhir edip ve bundan zevk almaktan daha doğal ne olabilir ki? Varsın hiç eğitimi olmasın. Sanki eğitimli olunca kadınlar koşarak mı geliyor? Zannetmiyorum! Çünkü erkeklerin ne olup olmadığı pek önemli değil. Sebebi basit. Kadın seçer. Erkeğe ancak "He" demek düşer. Akıllı veyahut aptal..pek farketmez.

Ne okuması, hiç okumadım ancak forumda o mevzu ile ilgili uzun bir süre yazılar iliştirmiştin. Okuyanlar olmuştur elbette. Görmemek mümkün değildi.

O zaman sizin milleti heç anlamıyorum. Yahu tepki, protesto, beyaz mendil sallama veya ne bileyim boş tencerelerle yürüyüşler düzenleme gibi eylemler var. Neden hiçbirini denemiyorsunuz? Böyle dut gibi sessizce duranlar, olsa olsa avcunu yalar.

Yadel...yanlış hatırlamıyorsam, kızgın bir şekilde o forumu bir iki sene evvel(daha uzun da olabilir) terk etmiştin. Ha evet...Gizem´e ne oldu?

Mesele henüz bitmedi, tam aksine, asıl şimdi başlıyor. Çünkü şuan 3-4 ay sürecek olan nihayi ayarlamalar yapılıyor ve ölçme cihazların soğuması bekleniyor. Bu aşamadan sonra yapılacak gözlemlerin düzgün olup olmadıkları belli olacak. İşte o zaman dananın kuyruğu kopacak

Teleskop nihayet hedefine vardı ve L2 yörüngesine oturmak için manevra safhasına girdi. https://blogs.nasa.gov/webb/

İnsanoğlu hep "ben" diye diye bugünlere geldi desek, pek yanlış olmaz. İyi, kötü, güzel, çirkin vb. birbirine zıt olan kavramlarını nasıl biz uydurduysak, sonsuzluk kavramını da bizler uydurduk. Çünkü sonu olan şeyler var, o halde sonsuzluk da olmalı diyenler var. Buna rağmen sonsuzluktan tam olarak neyin kastedildiğini kimsenin bildiğini zannetmiyorum, çünkü hayallerimizin ötesinde bir şey gibi duruyor orada. "Sonsuzluk nedir?" diye kime sorarsan sor, somut bir şekilde cevaplayamaz. Cevaplamaya kalkanlar sadece kendi subjektif düşüncesini ortaya kor. Mesela düz bir çizgi çizmeye kalktığın vakit uzat uzatabildiğin kadar, sonunu getiremezsin. Bu tek bir şartla geçerli: Düz, harbiden düz olmalı. Keza "düz" dediğimiz şeyler harbiden düz müdür? Bu da ayrı bir muamma. Birde şu var tabii...eğer sonsuzluk diye bir gerçeklik varsa, o zaman sonsuz(!) sayıda evren olmalı. Elbette bu benim kendi şahsi subjektif düşüncem.

İşin içinde din olunca, bazıları yolunu tam şaşırıyor galiba. Ne dersen inanıyorlar ve başkasının yalanını da devam ettiriyorlar. İnsan bir utanır yahu! Alın size bunun tipik bir örneği... https://www.yeniakit.com.tr/haber/sok-bu-kuranlar-yanmiyor-1619718.html Şok...Şok..Şok...Tüm kitaplar yanmış ancak bu mălum kitaplar yanmıyormuş...muş...muş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimiz Kaynak: https://www.haberturk.com/son-dakika-cumhurbaskani-erdogandan-sezen-aksu-aciklamasi-3321489 Bu haberi görünce resmen afalladım. Cumhurun başı, ălenen hem tehdit ediyor hem de işaret ederek hedef gösteriyor. Aslında bu yaptığı hukuki açıdan suç sayılır. Devletin en üst makamı böyle tehditkăr olursa, sokaktaki yandaşları acaba nasıl olur? Amaç belli. Önümüzdeki seçimleri ne pahasına olursa olsun kazanmak. Şimdiye kadar hep dini siyasete ălet ederek kazandılar, bu yöntemden hiç vazgeçmediler. Kutsal yer dedikleri camileri bile siyaset meydanına çevirdiler.

"Yorumsuz" demeye niyetim vardı ancak demiyorum, çünkü bu gerici zihniyettekiler tüm hakimiyeti ellerine geçirdikleri vakit, nelerin olacağı şimdiden belli. Bunlar utanmadan sıkılmadan herkesin hayat tarzına karışıyorlar. Şarkılar yüzünden imanları çalınıyormuş...muş. Bir de kara liste yapmışlar, iyi mi?! Bunlar tam bir zombi. Ne yaşamasını bilirler, ne sanata ne de bilime önem verirler. Sanata ve bilime düşman bunlar. Dinleri imanları kendinden olmayanları tü kaka ilăn etmek. Bunlara kalsa, gülmek bile kötü bir şey. https://www.yeniakit.com.tr/haber/notalarin-altindaki-sirke-dikkat-imanimizi-sarkilarla-caliyorlar-602200.html

Son 5-6 günden beri aynadaki tüm parçalar tek tek hareket ettiriliyor. Her ayna parçasının hareket payı minimum 10 nm ve maksimum 12,4 mm! Başka bir deyişle 10 nm(nano metre), insan saçının kalınlığının 10000´de birine tekabül ediyor, düşünebiliyor musunuz? Yani müthiş bir hassas ayarlama düzeni var. İlgisi olanlara: https://jwst.nasa.gov/content/webbLaunch/whereIsWebb.html

Hep aynı şeyleri yaparsan, hep aynı kuyuya düşersin! - Kim demişse iyi demiş -

Hep aynı, hep hep aynı, hep aynıı.... Derken...Mor ve Ötesi´nin pir parçası aklıma geldi: Hep aynı dertler hep aynı Hep aynı sözler hep aynı Hep aynı sıkıntı sarar

İstedikten sonra birileriyle tanışmak pek zor değil ancak istediğimiz kriterlere uygun birisi ile beraber yaşamak göründüğü gibi pek kolay değil. Hele ki uzun süre beraber yaşamak ya da evlenmek daha da zordur. Bence işiniz biraz zor ancak diğer yandan "Gönül ferman dinlemez" diye bir atasözü var. Eğer ki birisine gönlünüzü kaptırırsanız... kritermiş, dindarmış, dinsizmiş falan filan...bunları pek umursamıyorsunuz. Dünya bile umrunuzda olmuyor. Umarım hem gönlünüze uygun hem de dinsiz imansız birini bulursunuz.

Yurdum memleketinde İhsan Şenocak zihniyetinde olanlar olduğu müddetçe, bu ilkel tarikat/cemaatler varlğını sürdürmeye maalesef devam edecekler. Anladığım kadarı ile bu yerlerde adam gibi denetleme falan da yok.

Zaman Makinesi, 1895´te yazılan ve bilimkurgu türünün en büyük klasiklerinden biridir. Herbert George Wells´in bu eserini bilimkurgu severlere şiddetle tavsiye ederim. Bu eserdeki kahramanımız bir kaza sonucu kendi yaptığı bir makine ile çok ileri bir geleceğe , 802701 senesine gider. Güzel ve cennetvari bir iklimde saf insanların mutlu mesut yaşadığı bir yere varır. Ancak ilk izlenim aldatıcıdır, çünkü hiç ummadığı korkunç şeyler onu orada beklemektedir.

İki şey sonsuzdur. 1. Kainat 2. İnsanların aptallığı

Aklından zoru olan birisi daha dinsiz imansızlara saldırmaya yeltenmiş. Bu zat din bezirganlığının tipik bir örneğıni sergilemiş. İnsanlıktan nasibini almadığı nasıl da belli! İhsan Şenocak: "Risale-i Nur, on binlerce genci ateizmden korudu. Enes, Risale-i Nur okuduğundan değil, ateistlerin masallarına kandığından elimizden kayıp gitti. Şimdi de ateistler büyük bir algı operasyonuyla önlerinde engel gördükleri Risaleye saldırıyor.Müslüman! Dinsizlerin yalanına kanma!" https://twitter.com/ihsansenocak/status/1482335131625046017?s=21

Siyasetçiler atıp tutar da gazeteciler durur mu? Cem Küçük resmen çuvallamış: https://t24.com.tr/video/cem-kucuk-avrupa-da-1-ekmek-2-euro-biz-30-liraya-ekmek-mi-satiyoruz-turkiye-de,44868 Ayrıca Avrupa hakkında verdiği bilgiler yanlış; yani yandaşlık yapmak uğruna resmen yalan söylüyor. Gazeteci dediğin tarafsız olmalı. Avrupalılar sıkıntılı olsaydı, ucuz(!) Türkiye´de yaşamak için akın ederlerdi ve Avrupa tamamen boşalırdı. Ancak gel gör ki dananın kuyruğu tam tersini gösteriyor. Türkiye´de yaşayanların bir çoğu fırsatını bulup Avrupa´ya kapağı atma derdinde. Neden acaba?

Cehennemde grev Bir işadamı vefat eder. Tanrı onu cennette görmek istemediği için doğru cehenneme gönderir. Bir ay sonra tanrının telefonu çalar. Telefondaki Şeytanın ta kendisi kızgın bir vaziyette söylenmektedir: "Yaptığını beğendin mi? Sen bana kimi gönderdin böyle? Gelir gelmez üç ocağı kapattı, 1000 kişiye çıkış verdi, geriye kalan elemanların hepsi de şu anda grevdeler!"