Jump to content

haci

Members
  • İçerik sayısı

    516
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    9

Everything posted by haci

  1. Hemen herşeyi felsefe ile de açıklayabilirsiniz belki ama bilim yalnız felsefi ilkeler ve kurallarla ifade edilemeyecek kadar geniş ve somut konuları kapsar.
  2. Düşünce dünyasında bilim forumu ile birlikte felsefe forumu da var. Her iki forumda felsefe yapmanın anlamı nedir?
  3. Yok olan nedir? Komünizmin bir din olmadığı mıdır? Komünizm kesin olarak bir dindir. Yalnız ekonomik bir sistem değildir. Aynı zamanda sosyal bir sistem ve bir yaşam tarzıdır. İslam gibi ve onun kadar kötü bir dindir. Hiç kuşkusuz ateist dindar olabilir. Faşist ateist de vardır, ırkçı ateist de... Dogmaları da din olarak kabul edebiliriz.
  4. Hiç komünist ateist görmediniz mi? Komünizm dindarlığın tanımına aynen uyan bir eğilimdir.
  5. Ateistler dindar olabilir. Komünistler dindar ateistlerdir. Ama atesitin dindarlığı Tanrı bazında değildir.
  6. Bunlar benim mesleğimin ince ayrıntıları. Hiç değinmeyin.. İçinde kaybolursunuz. Yukarda yazdıklarınızın hiçbirine katılmıyorum.
  7. Hayır. Sen benim yazdıklarımı kendine göre başka şekilde ifade ediyorsun. Onları daha muğlak bir hale getiriyorsun.
  8. Bir doktor olarak size hak vermekte zorlanıyorum. Bu yazdıklarınıza inanıyorsanız bilimden nasibinizi almamış sayılırsınız. Beyin olmayan bir hissi algılayabilir. Ona halusinasyon denir. Ama olan bir duyuyu algılamamazlık edemez. Çünkü sonuç ölümdür. Doğası izin vermez. Soğuk her insanı öldürebilir. Eskimoların soğuğa direnci ekvatorda yaşayanlardan daha fazla değildir. Algıyı beyin belirler ama bunun bir sınırı vardır.
  9. Insanoglu hic bir zaman soyut degildir, gozlem verir. Soyut sadece insanoglunun algisinin ozdeslestirdigi kavramsal bilgisidir ve buda uc cesittir. Fiziksel sosyal ve matematiksel/mantiksal bilgi. Bir de bilginin sifatlari vardir, inancsal ideolojik bilimsel bilissel felsefi mantiksal dilsel v.s. Benden farklı bir açıklama mı yaptınız?
  10. Sen bana bildigin bir insanoglu dogalligi soyle, ben sana onun zihinsel oldugunu ve degisebilecegini gostereyim. İnsan soğukta üşür ve donar. Kaynar su elini yakar.
  11. İnsan ne kadar insanlaştı ise o kadar gözlem veriyor. İnsan ne ise onun gözlemini veriyor yani. Senin aklında farklı bir insan kavramı var ve ona insanlaşmak isitiyorsun. Bu ütopik bir yaklaşım. Ne isen osun. Biz insanı somut eylemleri olan soyut bir kavram olarak değerlendiriyoruz.
  12. İnsanoğlu her türlü gözlem veriyor. İnsanoğlu herşey diyoruz ya. İnsanlaşmak istiyorsan kendine, aslına dönmelisin. Başka türlü insanlaşamazsın.
  13. Boş laflar.. Sorunun cevabı değil bunlar. Kaçamak yapıyorsunuz. İnsanlaşmaktan bahseden birisi önce insandan ne anladığını açıklar. Siz biliyor musunuz? Aklınızda imgeledeğiniz insanın nasıl bir varlık olduğunu merak ediyoruz.
  14. İnsanlaşmaktan yana olan önce insanlaşmak ve insanlaştırmak istediği insanın doğasının doğru tanımını yaparar Siz o aşamada bile değilsiniz.
  15. Yanıldığınız nokta şu: Biz Allah'ın yerine doğayı koymuyoruz. Doğanın (evrenin) kendisi olduğumuzu belirtiyoruz. Bizler evreniz. Bizler teslim olmuyoruz. Gerçekleri daha net görebiliyoruz.
  16. Evet, insanoglunu ustelik kendi aklinin yaratimi ile bir seye teslim etmek ve yine insanoglunun yarattigi etik degerler ile olcmek ve yine insanoglunun dusuncesi ile kendine verdigi dogayi ve dogallihi insanoglunu teslim etmek icin kullanmak ve gercegin bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugunu algilamamak, insanoglu fenomeninin gozlem veren ve yine insanoglunca algilanan ve bunu yapan numenal yetilerini baska bir guce vermek deizmdir. Bence bu forumda bir deist varsa o da Evrensel İnsan. Tanrısi insan onun. Kendine out of body bakıp, kendi dışına çıkarak doğaüstü varlığına anlam vermeye çalışmayı başka türlü nasıl açıklayabiliriz?
  17. Iyi ve kotu tamamen etik degerlerdir ve INSANOGLUNU DEGIL, ONUN GOZLEMINI YANI INSANOGLUNUN DUSUNCE VE DAVRANISININ IDEOLOJIK INANCSAL BIR DOGRU TEMELINDE DEGERLENDIRILMESIDIR. Bu değerlendirmeyi yapan da, o değerleri koyan da insanoğludur ama.. Kendinize dışardan bakmakla bazı değerleri olan ve onları koyan insanoğlu olmaktan kurtulmuyorsunuz. İyi ve kötü yanlarınızla, siz de insansınız.
  18. Hümanizm Üzerine başlığı ile İnsan Olmanın Düşündürdükleri başlığını birleştirmede yarar var.
  19. Bilim amoraldır. Bu bilim ahlaksızdır demek değildir. Bilim ahlak bazında nötraldir demektir. Bilim ayrım yapmaz, iyi insanı seçmez, sadece ortaya koyar demektir. İnsan gerçek doğasını kendisi yansıtır. Bilim onu gözlemler. Bilimin insan için moral bazda iyi kötü gibi sıfatlar kullanmaması, bilimin iyiyi ve kötüyü tefrik etmediği anlamına gelmez. İyi ve kötü sıfatları çoğu kere insanın davranışları ile ilgili çıkarımlardır. Aynı zamanda görelidirler. İnsana atıfta bulunan iyi kötü sıfatlar ideolojik de olabilir, politik de. Onların göreli kavramlar olduklarına değindik zaten. Önemli olan onların var olmasıdır. Onlarsız bir insanlık düşünülemez. İnsanın kötü tarafını görmemek onu tanımamakla özdeştir. Aynı şeyi onun iyi tarafı için de söyleyebiliriz.
  20. Cevap verin o zaman. İnsanlığı dar bir felsefi açıdan bakarak değerlendiriyorsunuz ve sefil bir şekilde yanılıyorsunuz. İçinde yaşadığınız kozadan çıkamadınız gitti. Varoluşçuluğun temelini deizme dayatmanız Sartre'ın mezarında kemiklerini sızlatacaktır. Ama bu fiyasko sizi utandırmayacaktır. Ondan eminim. Varoluşçuluğu hiç, ama hiç bilmediğiniz çok belli oluyor. Öğrenmiyorsunuz da..
  21. İNSANIN GERÇEK DOĞASI ÜZERİNE.... İnsan güçlü bir yaratık olduğuna inanır. Doğaya hakim olmaya ve onun bazı yasalarını hiçe sayarak, kendininkileri dikte ettirmeye başlamıştır. İlginç olarak insanın bu gücünün kökeninde onun zayıflığı yer almaktadır. İnsan iyi ve kötü niteliklerin bir arada olduğu bir yaratıktır. Bu nitelikleri insandan çıkarın.... Geride başarılı bir hayvan bile olamayacak kadar amorf, şekilsiz bir yaratık kalacaktır. İnsanın iyi ve üstün tarafları vardır elbette. İyi ve üstün ne demekse? Ama onun kötü, değersiz, önemsiz olarak algılanan tarafı çok daha ağır basmaktadır. İnsan aynı zamanda zayıf, nahif, cılız, korkak, iğrenç olabilecek kadar çirkin davranışlı, bencil, yeterince rasyonalitesi ve mantığı olmayan, gereksiz, anlamsız, önemsiz ve değersiz bir kemik yığınıdır. İlginç olarak insanın en değerli yanı onun kötü tarafıdır! Kötülüğü insanın hazinesidir. İnsan yaşamına yön vermeyi amaçlayan her türlü etkinlik onun bu kötü tarafına hitap eder ve onu ya önlemeye, düzeltmeye, geliştirmeye, daha da olmazsa yok etmeye çalışır. İnsanın yaratıcılığının kökeninde onun kötü nitelikleri yatmaktadır. İnsan içinde kabaran kötü duygulara karşı isyan eder ve onları kontrol ve yok etmek uğruna destanlar yazar, mitler oluşturur, efsaneler yaratır. Sonunda çoğu kere dinlere ve kendi iç dünyasında yarattığı kahraman ve kurtarıcılara esir düşer... İnsan yaşamına hükmeden ve onun asil, olumlu, iyi ve güzel iç dünyasını belirten yapıtların tümü aslında onun karanlık, çirkin ve kötü iç aleminin dış dünyaya, negatif bir filmin pozitif kopyası gibi, yansımasından başka bir şey değildir. İnsan gücünü onlardan alan bir yaratıktır. Aczi, kötülüğü, korkaklığı, cılızlığı, zayıflık ve nahifliği insanı insan yapan niteliklerdir. Onlarsız insan diğer hayvanlar kadar bile güçlü değildir. İnsanı kötülüklerden arındıramazsınız ama, iyilikten kolaylıkla soyutlayabilirsiniz. Aslına dönen insan kötüdür. Çünkü insanın aslı kötüdür. İyilik ve güzellik, fedakarlık ve anlayış şeklindeki kavramlar sosyal olma gereği sonradan kazanılan yapay değerlerdir. Onlarda zorlama vardır. Kötülük ise spontanedir. İyilik, kötülüğe karşı bir direnmedir ama, çoğu kere başarılı değildir. Yine de insanın kötü doğası kendini her zaman açıkca kötü olarak manifest etmeyebilir. Gizlenir.. Farklı kılıklara bürünür ve karşımıza sosyal olarak kabul edilir kavramlar şeklinde çıkar. Orta çağdan, hatta eski Yunan ve Romadan yirminci yüzyılın başına kadar, rasyonel hümanizma hüküm sürmüştür. Bu hümanizma insanın iyi ve güzel, rasyonel ve mantıklı tarafına hitabeder. Günlük yaşamda insanın o tarafını görmek kolay değildir.. Bu nedenden dolayı rasyonel hümanizma ütopiktir. İnsanı yalnız iyi tarafı ile tanımlamaya çalışan her felsefi eğilim yanılmaya mahkumdur. Bu arada insanlığı yanlış yere iyilik ve güzellik duyguları ile yücelteceği için bu felsefe türleri insanın gerçek doğasını yansıtmaktan uzaktırlar. İnsanlık artık kendi çirkin doğası ile karşı karşıya gelmekten korkmamalı, utanmamalı ve onu olduğu gbi kabul etmenin kendi çıkarları için çok daha yararlı olacağını dikkate almalıdır. İnsanın kötü tarafını reddeden veya iyi tarafına daha büyük önem veren her felsesi görüş, onun iyi tarafını da anlamlandırmaktan acizdir. Tek başına iyilik ve güzellik olmaz. Bunlar göreli kavramlardır. Karşıtları olmadan bir anlamları yoktur. İnsan yaşamına anlam veren en önemli değerler iyilik ve güzellikle birlikte ve onlardan daha çok olmak üzere, kötülük ve çirkinliktir. İnsan kötü ve çirkin olduğu için iyi ve güzeldir. Bütün yapacağımız iç dünyamıza uzanmak ve oradaki kötülük ve çirkinlikler arasından iyilik ve güzellikleri bulup, çıkarmaktır. Onları tanımanın bile giderek zorlaştığı bir dünyada yaşadığımızı unutmayalım. Bizim iyilik ve güzellik olarak tanımladığımız değer ve kavramların başkaları için kötülük ve çirkinlik olabileceği gerçeğinden uzaklaşmayalım. İyi ve güzel, doğru ve haklı olduğumuzu iddia etmeden önce, o sonuçlara nasıl ulaştığımızı itiraf ve kabul etmekten çekinmeyelim. Aslımızı inkar etmeyelim......
  22. Evet.. Bekleyelim. Ama şu kadarını da eklemeden duramayacaım. Her ne kadar insan sevgisi içgüdüselse de, insan her insanı sevmez. Sevdiklerini de aynı derecede sevmez. Sevme içgüdüsel bir ihtiyaç olabilir ama, bir kural olarak bu ihtiyaç mantık ve birikimden (deneyimlerden) bağımsız değildir.
  23. İnsan sevgisi neden bilimsel olsun? Herşeyden önce insan türünü savunur ve sever. Bu bağlamda her hayvan kendi türünü savunur ve sever. Önce kendini savunur ve sever ama. İnsan sevgisi bütün hayvanlarda olan tür sevgisinden soyutlanabilir mi? Ben sanmıyorum. Bu sevgi bilimsel olamaz. Olsa olsa bir içgüdü olur. Varlığını sürdürme içgüdüsüdür. Evet insan sevgisi vardır. Ama o sevgi insan nefreti ile kaimdir. Bütün insanları aynı derecede sevmek mümkün olmadığına gore insan sevgisi seçer, ayrım yapar. Sevdikleri olunca sevmedikleri de olur insanın. Onlar da insandır...
  24. Hümanizma ünlü filozofların hemen tümünün değindiği, hem tartışmalı hem de oldukça muğlak bir terimdir. 1856 yılında Alman tarihçisi ve filozof Georg Voigt Rönesans hümanizmasını hümanizma olarak tanımlamıştır. Bu hümanizma İtalyan rönesansı sırasında İtalya'da filizlenmiş ve Avrupa'da birçok ülke tarafından benimsenmiştir. Aslında hümanizma teriminin kökeni insan değildir. Bu terim 15'nci yüzyılda İtalyanca umanista teriminden kaynak almıştır. Umanista öğretmen veya klasik greek bilgini (bilim adamı) anlamına gelir. 18'inci yüzyılda aynı terim farklı bir alanda kullanılmaya başlanmıştır. Hümanizma terimine 1765 yılında Fransız aydınlanma dönemi sırasında ismi bilinmeyen biri tarafından insanlık aşkı şeklinde yeni bir anlam kazandırılmıştır. 18 ve 19'uncu yüzyıllarda bu terimi kullanan, insanlığı ilerletmeyi ve bilgiyi yaymayı amaçlayan, bazıları Hristiyan, çeşitli filantropik ve hayırsever kurumlar ortaya çıkmıştır. Fransız devrimi sırasında insansal değerlerin yalnız dinden kaynak almadıkları görüşü yayılmaya başlamış ve kilise bu görüşle şiddetli bir mücadeleyi başlatmıştır. Kilise hümanizmayı putperestliğin yeniden canlandırılması olarak yorumlamıştır. Bu mücadele sırasında hümanizma negatif bir ton ve anlam kazanmaya başlamıştır. Bu ortamda hümanizma ilerde insanlığın alternatif bir din olacak gibi bir değer ve anlam kazanmıştır.
  25. Ben hümanizma yalanına hiçbir zaman inanmadım ve tuzağına düşmedim. Neden humanist olmadığımı yıllardır anlatır dururum. Anlatmaktan usanmıştım ki bu yazıyı gördüm. İlk defa Evrensel insan ile hemfikirim. Bu hoş bir sürpsiz oldu..
×
×
  • Create New...