kavak
-
İçerik sayısı
2.766 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
144
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
Evet; tek parça ve salınım kelimesini ben sevdim. Uzay dokusunu (nam-ı diğer mekan) üç boyutlu lastik gibi her yöne esneyen/büzülen/genişleyen bir ağa benzetebiliriz. Kütlesi olan her nesnenin bu dokuya doğrudan bir etkisi var.
- 31 yanıt
-
- 1
-
-
- kütle çekim
- işık hızı
- (2 etiket daha)
-
İslamda cenaze namazı rütüeli yoktur..(din eleştirileri bölüm7)
kavak replied to İgnostik üye's konu in Din
Konu sahibi İslam´dan bihaber, çünkü bu din sadece şu mâlum kutsal kitapla sınırlı değildir. İslam hukukuna göre Müslüman birisinie Cenaze namazı ve ölüsünün toprağa defni şarttır, yani bir nevi farzdır. Bu ritüele katılanlar ölünün günahlarının affedilmesi için dua eder. Kimbilir onu sevmeyenler belki beddua ediyordur. Olmayacak şey değil. Keza Hoca Efendi merasım esnasında oradaki ahaliye "Bu kişiyi nasıl bilirdiniz?" diye sormasına sorar da, acaba kaçta kaçı samimi bir şekilde "İyi bilirdik" diyor? -
Şimdi yazacaklarım biraz ağır olabilir... Bu lafları bir yerden tanıyor gibiyim. Neyse; bana kalırsa kendini acındırmak istiyor gibisin. Senin sorunun yok demiyorum, da, forumlarda ne tür çözüm bekliyorsun ki? Şimdi sana "Beterin beteri var," desem, yine de dertlerin son bulmayacak. Halbuki harbiden senden daha kötü durumda olanlar var ancak bu yalın gerçek sana yaramıyor. Hayat dedikleri bu işte. Gaddar ama gerçek. Hep böyleydi zaten. Yine de şanslı sayılırsın, çünkü kendi kıçını silemeyen insanlar var. Hasılı sosyalleşmek senin elinde olan bir durum, ki bana "Yapamıyorum, edemiyorum" falan deme. Öyle insanlar var ki, hayatta o kadar darbe almalarına rağmen hiç pes etmemişlerdir. "Demesi kolay," dediğini duyar gibiyim. Haklısın, laf etmek kolaydır. Zor olan onu icraate geçirmektir.
- 19 yanıt
-
- 1
-
-
Bu mâlum kitap aynı zamanda apaçık olduğunu iddia eder, ki anlamamak için art niyetli olmak gerek. O kadar açık ki, daha ne desin bu tanrı?! Yine de iddiası tam olarak doğru değil, çünkü mesela huruf-u mukatta mevzusu var. Da, Islam dünyası bu zımbırtının ne olduğu hakkında hemfikir değil. Her kafadan farklı bir ses çıkıyor. İşin özü; tam olarak ne olduğunu hiçkimse bilmiyor. Lafa gelince papuc kadar dilleri olanlar, huruf-u mukatta mevzusunda süt içmiş kediye dönüyorlar.
- 7 yanıt
-
- 1
-
-
@Deadanddark, sayende salınmak kelimesini öğrenmiş oldum. Bu kelimeyi tanımıyor/bilmiyordum. Teşekkürler. "Uzay dokusu çarşaf gibi salınıyor..." cümlesi harbiden tüm mevzuyu özetliyor.
- 31 yanıt
-
- 1
-
-
- kütle çekim
- işık hızı
- (2 etiket daha)
-
Işık mevzusunu hallettiğimizi düşünüyorum. Hatta gravitasyon merceğinden de bahsetmiştim. Tekrarlamaya gerek yok. Mesele mekanın bükülmesi demiştik. 2 kara deliğin çarpışması/kaynaşması sonucunda oluşan Gravitasyon dalgası ise bilimsel olarak 2015 yılında ölçüldü/gözlemlendi. Internette arayan mevlasını da belasını da bulur. Dipnot: @gün, yukarıdaki ileti için teşekkürler. Beni zahmetten kurtardın.
-
Müslümanlara göre bu mâlum kitap 23 senede piyasaya sürüldü, ki bu zaman sürecinde değiştirildiği kitabın içinde yazıyor zaten. Anahtar kelime: Nesh ayetleri.
- 7 yanıt
-
- 1
-
-
Israrla ışıkla gravitasyonu bir tutuyorsun. Gravitasyon dalgaları ne zaman ve nasıl oluşuyor? Durduk yere oluşmadıkları kesin. Ortada bir etki tepki meselesi var. Ayrıca Gravitasyon dalgaları hakkında bir hayli bilgi var internette. Oradan alıntı yapmaya üşendim açıkçası.
-
Olsun; ben kader olduğuna eminim. Çünkü gezmediğim kıta neredeyse kalmadı gibi.
-
Kime ne anlatmaya çalışıyorsun? Sana tavsiyem, dindarları muhatap alma. Onların bildiklerini sen de biliyorsun. Doğrudan sözde tanrıları çağır. Eğer birileri yanıt verecekse, kesinlikle onlardır. Çünkü kopyanın kopyacısına ihtiyacımız yok. Madem birinci el göya bu tanrılar, teget et aradaki laflayanları.
-
Foton başka, gravitasyon başka. İkisi aynı şey değil. Artı; bükülen şey mekanın kendisi. Neyse; ben uzman olmadığımı başından söyledim. Bildiklerimi ve anladığım kadarını söyledim, ki forumlarda bu tür kompleks soruların %100 yanıtını bulacağını zannetmem, çünkü buralarda bu mevzularda Nobel(!) ödüllü uzman bulamazsın. İnternette şak diye istediğin sorunun yanıtı bulman pekala mümkün.
-
Aynen böyle. Kara delik civarındaki mekanın bükülmesi o kadar şiddetli ki, ışık bile ondan kaçamıyor. Uzay teleskopları tarafından gözlemlenen ve bu mevzuyla ilgili mesela gravitasyon merceği diye bir şey var. İnternette bu hususta bir hayli bilgi bulabilirsin.
-
Başından söyleyeyim; uzman değilim. Benim anladığım kadarı ile fotonların kütlesi yok ancak büyük cisimlerin gravitasyonu mekanı büyük ölçekte büküyor. Fotonlar bükülen cizgide/mekanda yol alıyor. Yani ortada fotonları çeken bir şey yok.
-
- İnternet çâğından evvel insanların cahilliği bilgi erişiminin kısıtlı olmasına bağlanırdı. İnternet geldi, yapay zeka fink atıyor, buna rağmen kendinin ayrıcalıklı olduğunu zanneden insanlar hâlâ eskilerin masallarından medet umuyor.
-
Güncelleyelim... Aslında bu konu her Cumartesi günü güncellenmesi gerek, çünkü gün gelir adalet herkese lazım olur. Yurdum memleketinde mevcut hükümet kılını kıpırdatmıyor ve gözaltında(!) kaybolan insanların akibetini ve sorumlularını umursamıyor.
-
Hep derim; mal sahibi malından sorumludur. Yalın gerçeğin ta kendisi budur, gerisi ya masal ya da hikayedir.
- 2 yanıt
-
- 1
-
-
Senin benim gibi insanlar elbette, da, önemli bir kısmı tahtalı köyde başlarına gelecek maceralardan(!) korkuyor. Artı; tüm yaşamları boyunca din banyosuna maruz kalmışlar. Artı; kutsal kitapların tehditkâr bir üslubu var. Yani buna şaşırmamak lazım. Tanrı, kuru lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini bildiği için, ha bire tehdit ediyor, öfkeleniyor, katliyamlar düzenliyor, tuzak kuruyor falan filan. Hatta o kadar ileri gidiyor ki, bir insan kendisine ve Muhammed´e inanmıyor diye, yakmakla tehdit ediyor. Keza Musa´ya inanmayanların başına gelenleri merak edenler, okuyup okusun. Okusun ki, taptıkları tanrının gerçek yüzünü görsünler. Halbuki birisini tehdit etmek, sözlü olsa bile, bir suç teşkil ediyor. Sözde her şeye gücü yetiyor diye, sırf inanmıyorum diye beni tehdit etmeye hakkı yok. Böyle bir saçmalığı ben sineye çekmem. Muhammed mevzusu Müslüman açısından başlı başına bir facia aslında ancak dinler erkeklerin eğemenliğinde olduğundan, onun her yaptığı eylem savunulmaya çalışılıyor.
-
Bu tür yamuk ve yandan çarklı açıklamalara inananlar var. En yükşek mercii (nam-ı diğer tanrı) tarafından bu dünyada kuralların çiğnendiğini, insanları ötekileştirdiğini ve sözde peygamberlere kıyak geçildiğini bilmesine rağmen, tahtalı köyde adaletli bir mahkemenin kurulacağını umuyorlar/bekliyorlar. Yahu, balık baştan kokmuş bir kere. Yani sınav falan hikaye.
-
Tanrının seçilmiş halkı elbette zeki olacak. Şaka bir yana... Şehir efsanesi olduğunu düşünüyorum. Tarih boyunca ticaret ve sanata önem vermişler ve bunda bir hayli başarılı olmuşlar, hâlâ öyledir. Bu durum onları zeki yapmaz, olsa olsa başarılı bir toplum yapar. Bilhassa tutucudurlar, birbirlerine yardım ederler. Yine de zaman zaman saldırıya/katliyama uğramaktan kurtulamamışlar. En sonuncusu Nazi Almanyasında yaşandı ve 6 milyon Yahudi´nin hayatına mal oldu. Sonuç itibarı ile paranoyak bir topluma dönüştüler; kendilerinden başka milletlere güvenmiyorlar ve ülke gelirinin önemli bir kısmını savunmaya harcıyorlar. Atom bombasına sahip ender ülkelerden birisidir aynı zamanda.
-
Ağırlıklı olarak Sünni kesime hizmet veren Diyanet kurumunun yetkileri genişletildi. Anayasa Mahkemesinin (AYM) iptal ettiği yetkiler AKP´nin girişimiyle meclise sunuldu ve meclisten geçti. Yeni yasaya göre Diyanet denetleme faaliyetlerini her(!) alana yayma imkanına sahip oluyor ve mesela sakıncalı gördüğü mealleri (nam-ı diğer Kur´an tercümeleri) toplatıp imha edebilecek. Adım adım Orta Çağdaki Ayrupa´nın durumuna gidiliyor. Zaten halihazırda kendinden olmayanlara karşı var olan tahammülsüzlük, yeni bir seviyeye yükseldi. Sadece kendi doğrularını kanunla, kanun hükmünde kararnamelerle insanlara dayatma peşindeler. Oldu olacak; Türkiye´nin dışındaki yabancı kaynaklı tercümelere de laf etsinler ve yaptırım uygulasınlar. Ellerinden gelse onu da yaparlar ya. Dinin/Dinlerin bir inanç meselesi olduğuna ve her insanın özelinde kalması gerektiğine kafaları basmıyor bir türlü. Bu nedenle dini siyasete alet etmekten medet umuyorlar. Diyanete verilen yeni yetkiler bunun bir göstergesi aslında. Kimbilir ileride daha ne türlü yetkilerle donatılacaklar. Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/diyanet-in-cumhurbaskani-nca-verilen-yetkilerini-aym-iptal-etmisti-meclis-te-yasalasti-diyanet-in-yetkileri-her-kuruma-yayildi-2405568
-
Bu çöplüğe yapay zeka eklendi ve bu sayede buradaki tüm veriler yapay zekayı geliştirmek için kullanılacak. Haberiniz olsun, dedim.
-
Bu gezegendeki insanların çoğu iş, aş ve geçim derdi yüzünden hayatlarının önemli bir kısmını koşturarak geçiştiriyor. Mutlu yaşam sürmeye ne maddi imkanları var ne de kafalarını dinleyecek boş vakitleri. Bu nedenle yaşlandıkça zamanın daha hızlı geçtiği bir izlenim var. Halbuki zaman akışı aynı; onu farklı algılayan biziz.
-
Son günlerde dikkat çeken bir sessizlik var. Silahların nasıl ve kime verileceği meçhul. Terör örgütü PKK´nın terörist yönetici kadrosunun ve elemanlarının ne olacağı meçhul. Türkiye sınırındaki terörist yapılanmaların akibeti meçhul. Dolayısıyla bu sürecin akibeti bile meçhul.
-
Elbette bir bildiği var. Baksana geçmişte o kadar toplu katliyam(nam-ı diğer helak) yapmasına rağmen, insanlar yine kendi kafalarına göre takılmaya devam etmiş/ediyor. Yani kendi koyduğu sözde sınav kuralını defalarca çiğnemiş resmen ve işe yaramamış. Demek ki ya tuzak kurmayı bilmiyor ya da böbürlemeyi, megalomanyak olmayı ve kuru sıkı tehdit etmeyi seviyor. Diğer yandan İsrail´e bir şey olmaz, çünkü karşılarında paramparça bir görüntü veren bir İslam dünyası var. Bunlar sadece boş beleş dua ve beddua ederler ki, hiçbir zaman işe yaramamıştır.
-
Sanallar bana bir şey yapamaz elbette. Anca horozlanırlar. Benim kastettiğim başka bir şey; örnek alınması gereken bu hayali varlıkların bazı özellikleri ve eylemleri yüz kızartıcı cinsten. Da, neme lazım, diii mi? İsteyen neye taparsa tapsın, yeter ki, benim bireysel özgürlüğüme ve yaşam tarzıma karışmasın, onları kısıtlamasın. Çünkü hür doğdum, elbette hür yaşamak isterim. Tanrılar(istisnasız hepsi) istedikleri kadar tuzak kurmaya çalışsın, bana işlemez. Muhtemelen bunun farkında oldukları için, onları o kadar çağırmama rağmen hep kör ve sağırları oynadılar. Ben de onları sittir ettim.
