Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.764
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    144

Everything posted by kavak

  1. @gun, böyle bir sistem Türkiye´de yürür mü?
  2. Geçen gün markete uğradım. Yeni bir ödeme kasası daha yapmışlar. Orada kendin ne aldıysan onları kendin bilgisayara yüklüyorsun. Kendin tartıyorsun ve nihayet kendin parasını veriyorsun. Seni kontrol eden yok. Ben yapmaya cesaret edemedim.
  3. 9. İlk adımlar Kaptan James Cook ve mürettebatı 1773 yılında Kuzey Kutup Dairesi'ni geçti, ancak Antarktika'ya hiç ayak basmadılar - hatta görmediler bile. İnsanlar dünyanın en güneyindeki kıtaya ilk kez 19 Ocak 1840'ta ayak bastı. İki yıl içerisinde Amerikalı deniz subayı ve kutup kaşifi Charles Wilkes altı gemiyle Virginia'dan Avustralya üzerinden Antarktika'ya gitti. 10. Güney Kutbu Norveçli kaşif Roald Amundsen ve dört adamı 1911 yılında dünyada Güney Kutbu'na ulaşan ilk insanlar oldu. Grubun kıtanın içlerine doğru yaklaşık 2.900 kilometre yürümesi 57 gün sürdü. Amundsen, İngiliz kaşif Robert Falcon Scott liderliğindeki araştırma ekibinin birkaç hafta önündeydi. Scott ve arkadaşlarının ölümü Norveçlilerin dönüşünü gölgede bıraktı.
  4. 7. En düşük ısılar Geophysical Research Letters'da yer alan bir çalışma kapsamında bilim insanları, 2004-2016 yılları arasında uydu aracılığıyla -98 santigrat derece civarında rekor gece sıcaklıkları kaydetti. Bunlar Dünya'da şimdiye kadar ölçülen en düşük sıcaklıklar. En soğuk sıcaklıklar, Antarktika buz tabakasındaki aşırı soğuk ve kuru havanın hapsolduğu küçük çöküntülerde bulundu. 8. Ateşli kalıntılar mı? Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen bir çalışma şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu: Antarktika'nın sürekli buzsuz bir bölgesindeki uzak göller sadece tarih öncesi orman yangınlarının kimyasal imzasını içermekle kalmıyor, aynı zamanda çok daha yakın zamanda fosil yakıt yakıldığına dair kanıtlar da sunuyor. Bu durum insanların varlığına işaret ediyor olabilir.
  5. 5. Buzul çağının kesin olarak belirlenmesi Araştırmacılar Antarktika'daki bir buz örneğinin yaşını C14 tarihlendirmesi kullanarak analiz etti. Sonuç: Örnek 120.000 yıllık buz içeriyordu. Bu keşif sayesinde bilim insanları artık Dünya'nın iklimine ilişkin araştırmalarında çok daha geriye gidebilecekler. Diğer şeylerin yanı sıra, bu onlara buzul çağlarını tetikleyen ve sona erdiren mekanizmaları daha iyi anlamalarını sağlıyor. 6. Çok çeşitli penguen cinsi İlk Antarktika kaşifleri penguen türlerinin büyük çeşitliliğini çoktan tanımlamışlardır. Bu 18 tür arasında gentoo, imparator, chinstrap ve Adélie penguenleri bulunmaktadır.
  6. 3. Kocaman bir delik 2017'de en güneydeki kıtanın uydudan izlenmesi sırasında bilim insanları Antarktika deniz buzunda ABD'nin Maine eyaleti büyüklüğünde bir delik keşfetti. Polinya olarak adlandırılan bu alanın büyüklüğü 90.000 kilometrekarenin üzerinde. Antarktika'da şimdiye kadar bulunanların en büyüğüdür. 1970'lerde araştırmacılar yaklaşık 77.000 kilometrekarelik buzsuz bir alan keşfetmişlerdi. 4. Süper güçleri olan foklar 2014 yılında Ulusal Bilim Vakfı, bilim insanlarının Weddell foklarında altıncı bir his keşfettiklerini duyurdu. Yaşam alanlarına mükemmel bir şekilde adapte olan bu hayvanlar, yüzlerce metre derinliğe kadar dalabilmekte ve buzun yüzeyinde hayatta kalmaları için hayati önem taşıyan nefes alma deliklerini esrarengiz bir kesinlikle bulabilmektedir. Dünya'nın manyetik alanını doğal bir GPS olarak kullanırlar.
  7. İşte en en önemlileri: 1. Fosil ormanlar 2018'in başında bilim insanları gezegenin en güney kıtasında beş fosilleşmiş orman daha keşfetti. Bu sayı, araştırmacıların daha önce dünyanın en büyük çölünde var olduğundan şüphelendikleri tarih öncesi ormanların sayısının neredeyse iki katı. Fosiller yaklaşık 300 ila 200 milyon yıl önce yaşamış bitki kalıntılarından oluşuyor. 2. Bakteriler International Journal of Science dergisinde 2017 yılında yayınlanan bir araştırma, Antarktika'nın çöl topraklarının zengin mikrobiyal yaşam barındırdığını buldu. Bu organizmalar çok az güneş ışığı, termal enerji ve besinle hayatta kalıyor. Çalışmaya göre bulgular, yaşamın minimum besin girdisiyle bile nasıl var olabileceğine dair yeni bir anlayış sağlıyor. Bu mikropların Antarktika topraklarında ve besin açısından fakir sularda yaygınlığını belirlemek için kapsamlı araştırmalara ihtiyaç var. Bu, diğer gezegenlerin atmosferlerinde olası yaşama dair bir bakış açısı sunuyor.
  8. Antarktika yaklaşık 200 yıl önce keşfedilmiştir ve hala dünya üzerinde en az araştırma yapılan kıtadır. Burada hala ortaya çıkarılması gereken pek çok sır var. Ancak ilk araştırmacıların ve zamanımızın bilim insanlarının bugüne kadar ortaya çıkardıkları da olağanüstü derecede şaşırtıcı. Örneğin, uzaydaki yaşam formlarını keşfetmemizi sağlayabilecek bakteriler. Ya da dünyanın manyetik alanını kullanan hayvanlar. Kullandığım kaynak: https://poseidonexpeditions.de/magazin/die-top-10-der-wissenschaftlichen-entdeckungen-in-der-antarktis/ Kullandığım tercüman: https://www.deepl.com/tr/translator Dipnot: Mevcut yapay tercümanlar hâlâ hatasız olarak tercüme edemiyor. Bunu dikkate almakta fayda var.
  9. Kuzey Alaska'da bulunan fosiller, kutup bölgelerinde üreyen kuşlara dair en eski kanıtları oluşturuyor. Oradaki yeni fosil buluntularının gösterdiği üzere, tarih öncesi kuşlar 72,8 milyon yıl önce Kuzey Kutbu'nda yuva yapıyordu. Bu fosiller, kutuplarda üremeye dair bugüne kadar bulunan en eski kanıtlar. Fosillere göre, birkaç tarih öncesi kuş grubu kutup bölgesinde yaşam için gerekli adaptasyonlara sahipti. Ekibin “Science” dergisinde bildirdiği üzere, bu adaptasyonların daha sonra kuşların Kretase döneminin sonundaki kitlesel yok oluşta hayatta kalmalarına yardımcı olması mümkündür. Kaynak: https://www.scinexx.de/news/biowissen/arktis-vogelnistplatz-seit-der-kreidezeit/
  10. Söyle düşünüyorum da... Acaba bir hafta boyunca dünyadaki tüm sosyal medyalar (x, facebook, youtube, instagram, sözlükler, forumlar vs.) kapansa n´olurdu? Muhtemelen dünya davaşından daha etkili olurdu ve ilk etapta bilhassa ego manyakları, din bezirganları, kara propagandacılar, troller ve her konuda uzmanlık taslayanlar kafayı sıyırırdı herhalde. Öyle ya; duvara konuşacak değiller ya.
  11. Bugüne kadar 703(!) Astronot, Kosmonot, Euronot, Taikonot, Japonot, Türkonot, William Shatner (nam-ı diğer James T. Kirk) vs. vs. vs. uzaya çıktı. Bunlar yuvarlak mavi bir top yerine kocaman bir sini* görmüşlerdir mutlaka. Çünkü kulağıma gelen duyumlara göre uzay yolculuğu genellikle Ramazan ayına denk geliyormuş. Binaenaleyh açlıktan susuzluktan ben de üzerinde nefis yemekler olan tepsi görürüm elbette. *sini: üzerinde yemek de yenilebilen, bakırdan ya da pirinçten yapılmış, yuvarlak biçimli ve büyük tepsi.
  12. L2 yörüngesindeki James Webb teleskopu ilk defa güneş sistemimizin dışında olan bir gezegeni doğrudan görüntüledi. TWA 7b isimli gezegen Satürn kadar ağır ve hâlâ yıldızının etrafındaki toz diskinde gizlenmiş vaziyette. Her ikisi de Dünya'dan yaklaşık 110 ışık yılı uzaklıkta. Gökbilimcilerin “Nature” dergisinde bildirdikleri gibi, Webb teleskobu ve MIRI aracı gelecekte daha da hafif ötegezegenleri tespit edebilir. Kaynak: https://www.scinexx.de/news/kosmos/webb-teleskop-macht-erstes-foto-eines-babyplaneten/
  13. Jebel Irhoud'da (Fas) bulunan yeni fosiller ve taş aletler, modern insanın Afrika'da yaklaşık 300.000 yıl önce ortaya çıktığını kanıtlıyor. Bu fosiller bugüne kadar bilinen en eski buluntulardan yaklaşık 100.000 yıl daha yaşlı olmakla beraber Homo sapiens'in erken bir evrimsel aşamasında görünüm ve davranıştaki önemli değişiklikleri belgelemektedir. Kaynak: https://www.mpg.de/11820357/mpi_evan_jb_2017
  14. Güncelleme vakti yine geldi, çünkü kaşarlı dindarlar yine bol beleş atıp tutuyor.
  15. @Emre_1974tr, sıkıştıkça ve yanıt veremedikçe başka konulara zıplıyor. Yine zıplamış. Zıplasın, da, yanıt veremediğini, atıp tuttuğunu ve altını dolduramadığı iddialarla kendi kendine gelin güveyi olduğunu bilmeyen kalmadı. Efendim; bu kainatta herkes ölecekmiş...miş. Yeni bir şeyi icat etmiş gibi millete sunuyor. Elinin körü; bunu 5 yaşındaki bebek bile biliyor. Şimdi desem ki, zaman gelecek; organ nakli sayesinde insanlar bir nevi ölümsüzlüğe kavuşacak. İmkansız mı? Hayır, gayet olası bir durum. İşte o zaman bu tanrılar tahtalı köyde kimsesizlikten ve can sıkıntısından intihar bile edebilirler.
  16. @Singularity, mevzubahis tanrı olunca her şey mümkün. Bu taraftan yak. Gerisi fasafiso. Ayrıca... Kuran ´daki her kelime tanrının sözüdür. Valla, ben demiyorum. Müslümanlar böyle biliyor. O nedenle cehennem hususu hakkında en son ne demiş, o pasajı/cümleyi bulmalısın. O son pasaj öncekilerini geçersiz kılıyor. Bu gerçek, mâlum tanrıyı insansı hâle getiriyor. Güya her şeyi biliyor, ama böyle basit hatalara düşüyor. @Emre_1974tr´ye sorarsan, çok beklersin. Mesela kendisi hangi cümlenin ne zaman geldiğini bilemez. Çünkü sade kitapçı, ki sadece kitaba bakarak sıralamayı hiçkimse bilemez. İmkansızdır. Hadisleri de beğenmez, ha. Hasılı nesh gerçeği hükümlerin değiştiğinin kanıtıdır aslında. Hangi kat olduğu önemsizdir. Değişiyor mu, değişiyor. Gerisi hikaye. Yine sıvıştım...
  17. @Singularity, konu sahibinin değirmenine resmen su taşıyorsun. Açmış olduğu konular güncellendikçe mâlum kaşarlı zat zevkten beş köşe oluyordur. Haberin olsun. Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına.... 1. Tanrı bu, boru değil herhalde. Hatta tuzak kuranlaran en hayırlısı olduğunu bizzat kendisi ilân etmiş zaten. Böyle bir tanrıdan her türlü sakarlık beklenir elbette. 2. Kitabı (öyle diyorlar) 23 senede zar zor indirebilmiş. Yani şak diye tüm mesajlar(!) hemen gelmedi, ki böyle bir iddiası da yok. Bu açıdan bakman gerek. 3. Nesh diye bir tanrı icadı olduğunu söylemiş miydim? Yani işine gelmeyen mesajların yerine başkasını getirme lüksüne sahip bir tanrı bu. Valla, onun yalancısıyım. 4. Cümlelerin, pasajların gelme sıralamasına bakmak gerek. O zaman önce ne demiş, sonra ne demiş. Şıp diye ortaya çıkar. 5. Aynı konuda en son söyledikleri geçerlidir. Onları bulursan cehennem ebedi mi değil mi, anlarsın. 5. Tüyo falan vermeyecem. @Emre_1974tr´ye danış diyecem de, demiyorum tabii. Onun robot gibi ne yapacağını bal gibi biliyorum. Sürekli kendi profiline bakmaktan boynu tutulmuştur. Şimdilik sıvıştım...
  18. Son söz olarak şunu ilave edeyim... Dünya ve yaşam hakkında düşünen ve düşüncelerini sözlü veya yazılı hayata geçirenlere filozof denir. Yani aslında hepimiz filozof sayılırız. Filozof olarak geçinenleri veya anılanları fazla büyütmemek lazım. Kimisi kendini/düşüncesini çok iyi ifade ederken, kimisi bir hayli zorlanır. Olsun; özünde hepimiz filozofuz. Önemli olan da bu!
  19. Taraflı olduğum zannedilmesin diye başka bir kitabın önsözünde yazdıklarını da buraya iliştiriyorum. Hangi kitap olduğunu arayan bulur... RAHMÂN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA (Eşsiz, zâhid, başarılı, şeyh imam Tus'lu Muhammed ibn Muhammed el-Gazzâli -Allah rühunu takdis etsin- dedi ki); Allah'ın her (şeyin) son(unl)a eren celâli, her ğayeyi aşan keremi ile dileriz ki; üzerimize hidâyet nurlarını saçsın. Sapıklık ve eğrilik karanlıklarını üzerimizden alsın. Bizi hakkı hak olarak görüp ona uymayı ve tabi olmayı seçenlerden, bâtılı bâtıl olarak görüp ondan kaçınmayı ve sakınmayı tercih edenlerden kılsın. Enbiyâ ve evliyâsına vaadettiği mutluluğa bizi de erdirsin. Gurur diyârından göçettiğimizde; anlayış basamaklarının, onun yüceliklerinin altında kaldığı, vehim oklarının hedeflerinin, onun zirvelerine ulaşamadığı, nimet, sevinç, Sıbta ve mesrüriyete bizi de ulaştırsın. Mahşerin dehşetinden çıkın, Firdevs cennetlerine vardıktan sonra, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç bir beşerin kalbine gelmeyen şeye (nimete) bizi de nâil kılsın. Salât (ve selâmı) beşerin hayırlısı peyğamberimiz, Muhammed Mustafa (S.A.) üzerine olsun ve o'nun, hidâyetin anahtarları, karanlığın kandilleri olan tertemiz ashabının ve şerefli âlinin (ailesinin) üzerine olsun. İmdi ben, zekâ ve anlayış fazlalığı bakımından kendilerinin akrân ve emsalinden ayrıcalıklı olduklarına inanan kir grub gördüm ki bunlar, islâmın ibadetlerle (ilgili) vazifelerini terketmişler, namaz (kılmak), yasaklardan korunmak görevleri (gibi) dini davranışları küçümsemişler, şeriatın buyruklarını ve hudüdunu çiğnemişler, (şeriatın) durak ve bağlılıklarını dinlememişler, aksine zanlara (dayalı) san'atlarla dinin boyunduruğunu bütünüyle atmışlardı. Bu husüsta, «Allah'ın yolundan alıkoyan, onda eğrilik arayan ve kendileri âhireti inkâr eden» (*) bir topluluğa uyuyorlardı. Bunların küfürlerinin Yahüdi ve Hıristiyanların taklidi gibi kulaktan duyma alışkanlığı taklidden başka bir dayanağı yoktu. Zira onların (Yahüdi ve Hıristiyanlar) doğumları ve yetişmeleri islâm dininin dışında (bir ortamda) cereyan etmiştir. Babaları ve ataları da o yolda yürümüşlerdir. (Onların küfürlerinin) şüphe çıkıntılarına takılmaktan doğan ve doğru yoldan ayıran nazari araştırmadan, serap parıltısı gibi aldatıcı hayallere kanmaktan başka (bir dayanağı yoktu.) Bid'at ve heves ehlinden, inançlar ve (dini) görüşler ile ilgili araştırma yapan gruplarda olduğu gibi. Onların küfürlerinin yegâne kaynağı; Sukrât (Sokrates)!, Bukrât (Hipokrates)?, Eflatun (Platon)*, Aristâtâlis CAristoteles) ve benzeri isimleri duymalarıdır. Onlara (adıgeçen filozoflara) tabi olan ve sapıtanlardan (bazı) grupların o (filozofların) akıllarını, usüllerinin güzelliğini, geometri, mantık, tabii ve ilâhi ilimlerinin inceliğini tavsifte, zeka ve anlayışlarının fazlalığı nedeniyle, o gizli meseleleri açığa çıkarmakta bağımsız oluşlarını uzun uzadıya (mübalağalı olarak) anlatmalarıdır. Ve onlardan (şöyle) hikâye etmeleridir: Onlar, akıllarının ciddiyeti ve faziletlerinin çokluğu ile beraber, şeriatları ve mezhebleri inkâr etmektedirler. Dinlerin ve inançların tafsilâtını reddetmektedirler. Bunların, uydurulmuş kanunlar ve aldatıcı hileler olduğuna inanmaktadırlar. Bu (husus)lar onların (İslam filozoflarının) kulağına çarpınca, ve onların (eski filozoflar) inançlarından anlatılanlar kendi tabiatlarına uygun gelince o (faziletli kişillerin topluluğunda -zanlarına göre- yeralabilmek ve onların hizâsına dizilmek, kalabalık halk topluluklarıyla birlikte yürümekten uzaklaşmak ve atalarının dinlerine inanmaktan vazgeçmek için küfür inancını güzel gördüler. Ve zannettiler ki; hakkı taklidden ayrılarak, bâtılı taklide başlayarak büyüklük taslamak güzeldir. Halbuki bir taklidden bir taklide geçişin saçmalık ve âkılsızlık olduğunu bilmediler. Taklidi olarak inanılan hakikatı terketmenin, bilip araştırmaksızın çabucak bâtılı tasdik ve kabule koşmanın güzellik olduğunu (sanan) kimsenin rütbesinden Allahın dünyâsında daha aşağı bir rütbe var mıdır? Avamdan budalalar bile bu düşüklüğün rezâletinden uzaktırlar. Çünkü onların seciyyelerinde sapıklara benzeyerek iyi görünmek sevgisi yoktur. Budalalık sakat anlayıştan kurtuluşa daha yakındır. Körlük selâmete şaş bakmadan daha yakındır. Bu budalaların üzerinde ahmaklığın bu denli derin olduğunu görünce; eski filozofları reddetmek, onların inaçlarının tutarsızlığını, ilâhiyât ile ilgili hususlarda sözlerinin çelişkisini açıklamak ve mezheplerinin gizliliklerini ve kötülüklerini ortaya çıkarmak için bu kitabı yazmaya koyuldum. Oyle ki: (bunların görüşleri) gerçekte akıllıların güleceği, zekilerin yanında ibret (alınacak) şeylerdir. Kitlelerden ve halk yığınlarından ayrıldıkları çeşitli görüş ve inaçları kasdediyorum. işte onların mezhebinin (olduğu) şekilde hikâyesi, Tâ ki bu mülhidlere taklidi olarak evvelki (filozoflardan) ve sonrakilerden hayat sahiplerinin Allah'a ve âhiret gününe iman üzerinde (konusunda) ittifâk ettikleri belli olsun. İhtilâflar ise bu iki kutbun (Allah'a ve âhirete iman) dışında kalan tafsilâta racidir. Mucizelerle desteklenmiş olan peygamberler bu ikisi için gönderilmişlerdir. Sadece sakat akıl ve ters görüş sahiplerinden küçük bir azınlık dışında kimse bu ikisinin inkârına yeltenmemiştir. Onlar da nazar sahipleri arasında değer verilmeyen ve başvurulmayan kimselerdir. Bunlar ancak şirretli şeytanlar zümresinden ve ahbmaklar topluluğundan sayılmışlardır. Öyleyse taklidi olarak küfürle güzel görünmenin, görüşün güzelliğine delalet ettiğini, zekayı ve anlayışı gösterdiğini zannedenler bu aşırılıklarından vazgeçsinler, Zira filozofların önderlerinden ve reislerinden kendilerine benzemeye çalışılanların; şeriatları inkâr ettiklerine dâir iftiralardan uzak oldukları gerçekleşmiş (açıklanmışi oluyor. Onlar Allah'a inanmışlar ve Onun resullerini tasdik etmişlerdir. Bu esasların dışında kalan tafsilâtta yanlışlığa düşmüşler, ayakları kayarak yolun doğrusundan hem (kendileri) sapıtmışlar, hem de (başkalarını) saptırmışlardır. Biz ise, onların aldandıkları hayal ve uydurmaların şekillerini açığa çıkarıyor ve bütün bunların bir tehvil (korkutma-aldatma) olduğunu arkasında elde edilecek (bir şey) bulunmadığını belirtiyoruz. Gerçekleştirmeyi kasdettiğimiz şeyi açığa çıkarmada başarımızın sahibi Allah Teâlâdır.
  20. kavak

    Armagedon

    Eğer birisi sürekli kendinden olmayanları karalıyorsa, sürekli onlara kin besliyorsa, sürekli hayal dünyasında yaşıyorsa, sürekli kendi cenahının güzellemesini yapıyorsa... Onunla düzünce iki kelime konuşamazsınız. Konu sahibi resmen Star Trek ile sıyırmış kafayı. Spock´u bile Yahudilere yamamış. Efendim; Yahudiymiş..miş. Elinin körü; Yahudi olsa ne yazar? Sende uğraş, sen de ünlü bir şey ol, sonra buralarda ahkâm kes! Tüm dünya kötü, sadece Türkler iyi. Bu arada Müslüman Türkleri kastediyordur. Çünkü kâfir ve Tengrici Türkleri sevdiğini zannetmiyorum. Yahu kime ne kimin ne olduğu, hangi dine inandığı veya hangi millete ait olduğu? Kime ne @Emre_1974tr ?
  21. Hem AKP hem de MHP populist takılan partiler. Sokak ağzıyla konuşmasını severler, çünkü halk, külhanbey gibi takılan siyasetçileri seviyor galiba. İç siyasette farklı, dış siyasette farklı duruş sergiliyorlar. Müstehak bence. Ekonomi sorunlarının çözülmemesinin sebebi: Siyasetçiler çözüm üretmek yerine boş beleş konuşuyor.
  22. Sonuç: Daha çok yazardım açıkcası, bu kadarı yeterli. Dileyenler online okuyabilir. Gazâli´yi yakından tanıma açısından faydalı bir konu olduğu kanaatindeyim. Bilhassa kendinden olmayanlar (dinsizler, kâfirler vs.) ve kadınlar hakkındaki akla ziyan düşüncelerini de öğrenmiş olduk. Adam resmen bizlere hakaret etmiş, kadınları insan yerine koymamış vs.
  23. - Zamanın sultanlarının ve sultanın adamlarının elinde bulunan, Müslümanlardan alınan haraç, yahut birisinin malını müsadere veya rüşvet gibi şeylerin hepsi haramdır. Onların elindeki mallardan üçü helâldir: 1 — Kâfirlerden alınan ganimet malları, 2 — Zimmilerden alınan cizye, şeriata uygun alınmışsa, 3 — Ölüp de vârisi olmayandan kalan mallar. Bunlar temiz maldır.
  24. - Erkeğin kadın üzerindeki hakkı daha büyüktür. Çünkü kadın aslında erkeğin kölesi, hizmetçisidir. Hadis-i şerifte «Allah'tan başkasına secde etmek câiz olsaydı, kadınlara kocalarına secde etmeleri emredilirdi» (1), buyuruldu. - Erkeğin kadın üzerindeki hakkı şöyledir: Kadın evde oturmalı, kocasından izinsiz dışarı çıkmamalı, kapıda ve terasta durmamalı, komşularla sık sık görüşmemeli, fazla konuşmamalı, bir işi düşmeden yanlarına gitmemeli. Kocasından iyilikten başka konuşmamalı, oynama ve yatma gibi mahrem işlerinden bahsetmemeli, her işinde kocasının isteği üzere, onu memnun etmeye gayret etmeli, kocasının malına hıyanet etmemeli, şefkatli olmalıdır. Kocasının arkadaşı kapısını çalınca kendisini bildirmeyecek şekilde cevap vermelidir. Kocasının bütün ahbablarından yüzünü örtmelidir. Kocasının hâline kanaat etmeli, fazla bir şey istememelidir. Kocasının hakkını akrabalarından önce tutmalıdır. Daima kendini temiz tutmalı, sohbet ve yatmaya uygun olmalıdır. Yapabileceği her hizmeti yapmadır. Kocasına güzelliği ile övünmemelidir. Kocasından gördüğü iyiliğe şükürsüz olmamalıdır. Senden ne gördüm? dememelidir. Sebepsiz yere alışveriş ettirmemeli ve boşanmamalıdır. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor: «Cehenneme baktım. Çoğunun kadın olduğun gördüm. Ne için böyledir dedim. Çok lânet ederler, kocalarına şükretmezler ve onlardan şikâyet ederler, dediler».
  25. - Kadın söz dinlemezse ve kocasına itaat etmezse, onu yumuşaklıkla, güzellikle itaate getirmelidir. Yine itaat etmezse, söz dinlemezse, darılmalıdır ve yatakta ona sırtını dönmelidir. Yine dediğini yapmazsa, üç gece yatağına gitmemelidir. Bu da fayda vermezse dövmelidir. Fakat yüzüne vurmamalı ve bir yeri kırılacak kadar kuvvetli vurmamalıdır. Namazda, yahut din hükümlerinden birinde kusur ederse veya yapmazsa, bir ay, hattâ kusurunu düzeltinceye kadar ona dargın durmalıdır. Nitekim Resülullah bir ay bütün hanımlarına dargın durmuştur.
×
×
  • Create New...