Jump to content

Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur.


evrensel-insan

Recommended Posts

İşte o nedenle, " Okuyanların bizim kişisel dialogumuzdan çok, başlığın konusunun özüne odaklanacağını söylemek niyet okumak değildir. "

Aferin gene bir baglanti kurdun.

 

Zaten "senin esegin hep kancik" ben bunu coktan kabullendim.

 

Ayrica en son yazan sen olmayinca uykularinin kacacagini da biliyorum.

 

Neyse devam edelim, nasil olsa en son yazan yine sen olacaksin.

Link to comment
Share on other sites

A gozleme algiya ve kavrama degistikten sonra artik B olmustur ve bilgi bu B uzerinden turetilir.

 

Iste A varinin B olmasi yani var olmak ta budur.

.

A varının insan tarafından B'ye dönüştürüldüğü de insanın kavramsal bilgisidir.

 

Gerçekte, bilinebilen bir şey değildir.

 

B, pekela A'nın kendisi de olabilir, bunu bilemeyiz.

 

Bilebileceğimizi söyleyen İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenlerdir.

 

B'nin A'ya eşit olmadığı ancak B gözlemsel yanlışlanırsa ve C'ye dönüşürse ispatlanır.

 

Yani B gözlemsel yanlışanana kadar, A'nın B'ye eşit olmadığını veya eşit olduğunu söylemek bilimsel olmaz.

 

Aynı şekilde, B'nin gözlemsel yanlışlanması ile C'ye dönüşmesi, A'nın C'ye eşit olmadığının da ispatı olmaz.

 

A'ya asla ulaşamayacağımızı düşünmek, varlıksal Numen olduğunu düşünmektir. Bu İdealist felsefi bir iddia olur.

 

A'ya ulaşabiliriz de, ulaşamayabiliriz de, bu konuda bir kesinlik yoktur.

 

Felsefenin kesinliğinden uzak bilimsel olan düşünce budur.

Link to comment
Share on other sites

Dogan bebek sana "ben ne davrandigimi biliyorum" mu diyor?

.

Doğan bebek bana " kalbimin, böbreklerimin nasıl çalıştığını biliyorum " da demiyor.

 

Kalbin kan pompalaması gerektiği bilgisi de, böbreğin kan süzmesi bilgisi de bize ait, ona değil.

 

Ama bu bilgilerin bize ait olması, kalpte, böbrekte böyle bir bilgi olmadığını göstermiyor.

 

Aynı şekilde, bebek beyninin de nasıl çalıştığını, onda neyin bilgisi olduğunu bilemez ama beyinin nasıl çalıştığı ve onda neyin bilgisi olduğunun bilgisinin bize ait olması, beyinde böyle bir bilgi olmadığını göstermez.

 

Yeni doğan beyninde temel korkuların bir bilgi olarak var olduğu da bize ait bir gözlemdir.

 

Dolayısıyla, bebeğin bu bilgiyi bilmesi de gerekmez.

 

Zaten başka bir forumdaki şu cümle, burada bana itiraz eden şahsın, benimle aynı düşündüğünün ama bunun farkında olmadığının ispatıdır :

 

"Eger ortada bir korku varsa, onun bir korkutan ve bilisselligine erisilmemis bir kavramsal bilgisi vardir."-evrensel-insan

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/23651-gunun-sozu-sence/page-8

Link to comment
Share on other sites

.

A varının insan tarafından B'ye dönüştürüldüğü de insanın kavramsal bilgisidir.

 

Gerçekte, bilinebilen bir şey değildir.

 

B, pekela A'nın kendisi de olabilir, bunu bilemeyiz.

 

Bilebileceğimizi söyleyen İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenlerdir.

 

B'nin A'ya eşit olmadığı ancak B gözlemsel yanlışlanırsa ve C'ye dönüşürse ispatlanır.

 

Yani B gözlemsel yanlışanana kadar, A'nın B'ye eşit olmadığını veya eşit olduğunu söylemek bilimsel olmaz.

 

Aynı şekilde, B'nin gözlemsel yanlışlanması ile C'ye dönüşmesi, A'nın C'ye eşit olmadığının da ispatı olmaz.

 

A'ya asla ulaşamayacağımızı düşünmek, varlıksal Numen olduğunu düşünmektir. Bu İdealist felsefi bir iddia olur.

 

A'ya ulaşabiliriz de, ulaşamayabiliriz de, bu konuda bir kesinlik yoktur.

 

Felsefenin kesinliğinden uzak bilimsel olan düşünce budur.

B Anin kendisi olamaz, cunku B sadece insanoglu gozlemi algisi ve kavramsal bilgisini icerir.

 

Yani bu A insanoglunun kendisi olsa bile, farketmez. Cunku bir seyi kesin mutlak v.s. olarak ortaya koymak, onu dogmalastirmaktir inanctir ve ideolojiktir. Yani varligin metafizik tartismasi.

 

B A'ya esit degildir zaten, donusms kesismis ve ozdeslesmistir.

 

Burdaki C'den kastin nedir?

 

A ya ulasmak zaten onu B yapmaktir. Cunku A kendi kendisini ortaya koyamaz.

 

Iste hala bilimsel olanin fenomen degil de, onun gozlemi oldugu hala algilanamamis.

 

Kisaca, bir A sana gozlem verdi, sen onu var olarak algiadin ve yansittin, iste B budur ve artik insanoglu icin A degil, B vardir. B A nin ustunde onu kapatarak onun ile kesismis ve ozdeslesmistir.

 

Iste bu ozdeslesme ancak cizimsel yansal olarak algilanabilir. Yoksa noktalama dili, her bir yeni seyi kesistirdiginde onun altindakiler yok olur.

 

Yani point of wiev degil, view of point.

Link to comment
Share on other sites

.

Doğan bebek bana " kalbimin, böbreklerimin nasıl çalıştığını biliyorum " da demiyor.

 

Kalbin kan pompalaması gerektiği bilgisi de, böbreğin kan süzmesi bilgisi de bize ait, ona değil.

 

Ama bu bilgilerin bize ait olması, kalpte, böbrekte böyle bir bilgi olmadığını göstermiyor.

 

Aynı şekilde, bebek beyninin de nasıl çalıştığını, onda neyin bilgisi olduğunu bilemez ama beyinin nasıl çalıştığı ve onda neyin bilgisi olduğunun bilgisinin bize ait olması, beyinde böyle bir bilgi olmadığını göstermez.

 

Yeni doğan beyninde temel korkuların bir bilgi olarak var olduğu da bize ait bir gözlemdir.

 

Dolayısıyla, bebeğin bu bilgiyi bilmesi de gerekmez.

 

Zaten başka bir forumdaki şu cümle, burada bana itiraz eden şahsın, benimle aynı düşündüğünün ama bunun farkında olmadığının ispatıdır :

 

"Eger ortada bir korku varsa, onun bir korkutan ve bilisselligine erisilmemis bir kavramsal bilgisi vardir."-evrensel-insan

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/23651-gunun-sozu-sence/page-8

Iste bize ait olmasi zaten gostermez. Cunku biz kalp bobrek adina konusuyoruz.

 

Verdigin alinti yasamdaki insanoglu icindir, dogan bebek icin degil. Burada olan bebegin bu davranisinin insanoglu eliyle korku ile ozxdeslesmesidir. Bu ozdeslestirmeyi ysasayan yapar, bebek degil. Bebek sadece davranir. Yasamda olan da bu gozlemini aldigi davranisa "korku" der. Bebek te bunu yasamdan ogrenir. Yani dav ranisinin korku anlamina geldigini

 

O yuzden son cumle yasamdakinin algisi  kavramsal bilgisi ve gozlemidir.

Link to comment
Share on other sites

Verdigin alinti yasamdaki insanoglu icindir, dogan bebek icin degil. Burada olan bebegin bu davranisinin insanoglu eliyle korku ile ozxdeslesmesidir. Bu ozdeslestirmeyi ysasayan yapar, bebek degil.

.

Korkunun emareleri bellidir. İnsan yeni doğanı da neticede insandır. Başka bir insandaki korku emarelerine bakıp onun korktuğunu söyleyebilirken, aynı emareleri gösteren yeni doğanın korkmadığını neye göre söyleyebilirsin ?

 

Bu cümlenin içerdiği anlam, sen farkında olmasan da yeni doğanı da kapsar.

 

"Eger ortada bir korku varsa, onun bir korkutan ve bilisselligine erisilmemis bir kavramsal bilgisi vardir."-evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Burdaki C'den kastin nedir?

.

Yazımı cümle cümle ele alıp cevap vermişsin. Hepsini birden okuyup, bütünsel anlamı çıkaramayışın bundan.

 

Mesela, şu dediklerimi cümle cümle cevap yetiştirmeden tekrar okursan herhangi bir kesinlik, mutlaklık olmadığını anlayacaksın.

 

" A varının insan tarafından B'ye dönüştürüldüğü de insanın kavramsal bilgisidir.

 

Gerçekte, bilinebilen bir şey değildir.

 

B, pekela A'nın kendisi de olabilir, bunu bilemeyiz.

 

Bilebileceğimizi söyleyen İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenlerdir. "

Link to comment
Share on other sites

.

Korkunun emareleri bellidir. İnsan yeni doğanı da neticede insandır. Başka bir insandaki korku emarelerine bakıp onun korktuğunu söyleyebilirken, aynı emareleri gösteren yeni doğanın korkmadığını neye göre söyleyebilirsin ?

 

Bu cümlenin içerdiği anlam, sen farkında olmasan da yeni doğanı da kapsar.

 

"Eger ortada bir korku varsa, onun bir korkutan ve bilisselligine erisilmemis bir kavramsal bilgisi vardir."-evrensel-insan

Davranisinin dogustan bir kavramsal bilgi icermedigine dayanaraktan. Papagan da insanoglu gibi konusur, ama ne dediginin bilgisinde degildir. Burada konu yeni doganin korkmadigi degildir, gozlmer sundugu davranisinin korku oldugunu bilmemektedir.

 

Hatta bebek "mu ni" diye sordugunda ve ona "burun" dendiginde, bebek buurnun ne oldugunun ne ise yaradiginin v.s. bilincinde degildir, ama; burnunu organi olarak kullanir.

 

Hala ayni teranedesin. O cumle genel olarak insanoglu adina yazilmis bir cumledir ve insanoglunun yasamda olani ya da yeni dogani farkini icermez.

Link to comment
Share on other sites

.

Yazımı cümle cümle ele alıp cevap vermişsin. Hepsini birden okuyup, bütünsel anlamı çıkaramayışın bundan.

 

Mesela, şu dediklerimi cümle cümle cevap yetiştirmeden tekrar okursan herhangi bir kesinlik, mutlaklık olmadığını anlayacaksın.

 

" A varının insan tarafından B'ye dönüştürüldüğü de insanın kavramsal bilgisidir.

 

Gerçekte, bilinebilen bir şey değildir.

 

B, pekela A'nın kendisi de olabilir, bunu bilemeyiz.

 

Bilebileceğimizi söyleyen İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenlerdir. "

Vah vah, ne yapalim bazan "korle yatan sasi kalkar" kendi hastaliginin ilacini tatmak neden seni rahatsiz etti.

 

Eger ediyorsa, demekki "cuvaldizi kendine, igneyi baskasina batiracaksin" ki cuvaldizin acisini algiladiginda, belki igne batirmaktan da vaz gecersin.

 

Mesajin bastan asagi celiski, zaten A yi B ye donusturen insanoglu, gercegi yailandiran da insanoglu. hangi yapilandirilmis gercekte, "bilinebilir" degildir, agnostik gercekte mi? Yoksa gozlemi omayan aklin kendini dogruluguna inandirdigi gercekte mi?

 

Kimmis " İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenler. " Insanoglu degil mi, yoksa insanoglu disi baska bir guc mu var da kimsenin haberi yok? Ayrica insanoglu bu guc ile hangi temelde ortak diaslog kuruyor?

 

Yoksa Islam'in Muhammed'i gibi, insanoglu disi bir guc ile (Allah) iletisim kurdugunu soyleyen ve bunu da insanogluna aktaran 3. bir guc mu var?

 

Zaten bilemediklerin senin agnostisizmini gosterir, bunun ne bilim ne de bilimsellik ile bir ilgisi yoktur. Sadece aklin kendi adina kendine dogruladigi spekulasyondan baska bir sey degildir.

 

Tabi gozlemi ortaya  konursa,mesele yok.

 

Bilimde agnostisizm yoktur, ya bilgi bildirilir ya da bildirilecek yeni bilgiler vardir. "Bilemeyiz" bilimsel degil, felsefi bir yaklasimdir.

Link to comment
Share on other sites

Vah vah, ne yapalim bazan "korle yatan sasi kalkar" kendi hastaliginin ilacini tatmak neden seni rahatsiz etti.

 

Eger ediyorsa, demekki "cuvaldizi kendine, igneyi baskasina batiracaksin" ki cuvaldizin acisini algiladiginda, belki igne batirmaktan da vaz gecersin.

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Sen daha neden bahsettiğimi bile anlamamışsın. Yazının özü olan tek cümleyi alıntılayıp, ona cevap yazmak ile yazıyı bütünselliğinden koparıp, giriş bölümüne ayrı, gelişme bölümüne ayrı, sonuç bölümüne ayrı ve üstelik tek başına anlamı içermeyen cümleleri ayırıp cevap vermek aynı şey değildir. Bunun farkının farkında bile değilsin. Ne yapayım bilmiyorum gerçekten. Acaba hiç nokta kullanmadan, yazdıklarımı tek cümle olarak yazsam anlamı bütünselliği içinde anlayıp cevap yazabilir misin, bilemiyorum. Bu senin eski hastalığın, daha evvel de diğer forumda uyarmama rağmen hala anlamamışsın.

Link to comment
Share on other sites

Kimmis " İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünenler

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Senden bahsettiğimi anlamamışsın.

 

İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünen evrensel-insan, A varının ne olduğunu bildiği için, A varının insan tarafından dönüştürülen B kavramsal bilgisinin A’ya kesinlikle ait olmadığını söylüyor. Kendisini tanrı / peygamber / uzaylı vs. yerine koyan kimmiş anladın mı arkadaşım şimdi ?

Link to comment
Share on other sites

"Bilemeyiz" bilimsel degil, felsefi bir yaklasimdir.

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

“ A’nın B olup olmadığını Bilemeyiz “ felsefi bir yaklaşım ise, senin yaptığın gibi B’nin kesinlikle A olmadığını söylemek ne tür yaklaşım ?

 

Cümle cümle okuduğun ve okuduğun cümleyi unuttuğun, arkasından gelen cümle ile bağını / ilişkisini kuramadığın için anlamıyorsun.

 

B'nin A'ya eşit olmadığı ancak B gözlemsel yanlışlanırsa ve C'ye dönüşürse ispatlanır.

 

Yani B gözlemsel yanlışanana kadar, A'nın B'ye eşit olmadığını veya eşit olduğunu söylemek bilimsel olmaz.

Link to comment
Share on other sites

Korkunun emareleri bellidir. İnsan yeni doğanı da neticede insandır. Başka bir insandaki korku emarelerine bakıp onun korktuğunu söyleyebilirken, aynı emareleri gösteren yeni doğanın korkmadığını neye göre söyleyebilirsin ?

Davranisinin dogustan bir kavramsal bilgi icermedigine dayanaraktan.

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Kendi iddianı yine kendi iddiana dayanak yapamazsın.

 

Bu yaptığın bir safsata türü :

 

" Petitio principii / begging the question: Döngüsel nedensellik; kendi kendini kanıtlayan önerme.

 

Örnek: İncil, Tanrı'nın yazdığı kitaptır. Tanrı'nın yazdığı kitap yanlış olamaz; doğru olmalıdır. İncil'de yazdığına göre İncil doğrudur. Öyleyse İncil kesinlikle doğrudur. "

 

( tr.wikipedia )

Link to comment
Share on other sites

Papagan da insanoglu gibi konusur, ama ne dediginin bilgisinde degildir. Burada konu yeni doganin korkmadigi degildir, gozlmer sundugu davranisinin korku oldugunu bilmemektedir.

 

Hatta bebek "mu ni" diye sordugunda ve ona "burun" dendiginde, bebek buurnun ne oldugunun ne ise yaradiginin v.s. bilincinde degildir, ama; burnunu organi olarak kullanir.

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Hala aynı teranede olan, kavram ile kavram adını karıştıran, papağan gibi, takılmış plak gibi aynı ezberi tekrar eden sensin. Hala bebek, “ u “ dedi, “ o “ dedi'desin.

 

Doğan bebek bana " kalbimin, böbreklerimin nasıl çalıştığını biliyorum " da demiyor.

 

Kalbin kan pompalaması gerektiği bilgisi de, böbreğin kan süzmesi bilgisi de bize ait, ona değil.

 

Ama bu bilgilerin bize ait olması, kalpte, böbrekte böyle bir bilgi olmadığını göstermiyor.

 

Aynı şekilde, bebek beyninin de nasıl çalıştığını, onda neyin bilgisi olduğunu bilemez ama beyinin nasıl çalıştığı ve onda neyin bilgisi olduğunun bilgisinin bize ait olması, beyinde böyle bir bilgi olmadığını göstermez.

 

Yeni doğan beyninde temel korkuların bir bilgi olarak var olduğu da bize ait bir gözlemdir.

 

Dolayısıyla, bebeğin bu bilgiyi bilmesi de gerekmez.

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Bozuk saat bile günde iki kere doğru saati gösterir. Bu cümle de onlardan biri ama sen farkında değilsin.

Kusura bakma ama, senin kadar kendini tanimayan ve ne dedigini bilmeyen gormedim.

 

Cunku tum yaptigin aklica elestiriler aslinda tam dasenin yaptigin. Ama zaten tartismalar da gosteriyor. Sende hem insanoglu varligi farkindaligi hem de birey bilinci maalesef yok.

 

Olsa zaten kendi yazdiklarini ara sira degerlendirirsin.

 

Bir de "Dedigim  dedik, caldigim duduk" cu bir yanasimin var.

 

Ne denirse denilsin, illa onu sanki senin dedigin de oymus gibi carpitiyorsun.

 

Neyse bu da bir yetenek :)

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Hala aynı teranede olan, kavram ile kavram adını karıştıran, papağan gibi, takılmış plak gibi aynı ezberi tekrar eden sensin. Hala bebek, “ u “ dedi, “ o “ dedi'desin.

Soyle bir bak bakalim kim teker cumle ile yanitlar vermis. Hepsini okumus da oyle mi yanit vermis

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Sen daha neden bahsettiğimi bile anlamamışsın. Yazının özü olan tek cümleyi alıntılayıp, ona cevap yazmak ile yazıyı bütünselliğinden koparıp, giriş bölümüne ayrı, gelişme bölümüne ayrı, sonuç bölümüne ayrı ve üstelik tek başına anlamı içermeyen cümleleri ayırıp cevap vermek aynı şey değildir. Bunun farkının farkında bile değilsin. Ne yapayım bilmiyorum gerçekten. Acaba hiç nokta kullanmadan, yazdıklarımı tek cümle olarak yazsam anlamı bütünselliği içinde anlayıp cevap yazabilir misin, bilemiyorum. Bu senin eski hastalığın, daha evvel de diğer forumda uyarmama rağmen hala anlamamışsın.

Kendi yaptigini cok guzel tarif etmissin. Ah bir de bu dediklerini kendinin yaptiginin farkina varabilsen.

 

Sen once kendi varliginin farkina var ki, kendini uyarabilesin.

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Senden bahsettiğimi anlamamışsın.

 

İnsan türü dışında bilgi ortaya koyabilen başka bir tür ile iletişim kuran / kurduğunu düşünen evrensel-insan, A varının ne olduğunu bildiği için, A varının insan tarafından dönüştürülen B kavramsal bilgisinin A’ya kesinlikle ait olmadığını söylüyor. Kendisini tanrı / peygamber / uzaylı vs. yerine koyan kimmiş anladın mı arkadaşım şimdi ?

Sen ya hakikaten hic bir seyi anlamiyorsun,, ya da bir carpitmacisin. Nedeni yukarida koyulastirildi. Kendi dusuncelerini bana yuklemeni baska turlu izah edemiyorum. Ustelik bu sahtekarligi kendi yaptigini sanki ben yapmisim gibi gostermek icin yapiyor.

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

“ A’nın B olup olmadığını Bilemeyiz “ felsefi bir yaklaşım ise, senin yaptığın gibi B’nin kesinlikle A olmadığını söylemek ne tür yaklaşım ?

 

Cümle cümle okuduğun ve okuduğun cümleyi unuttuğun, arkasından gelen cümle ile bağını / ilişkisini kuramadığın için anlamıyorsun.

 

B'nin A'ya eşit olmadığı ancak B gözlemsel yanlışlanırsa ve C'ye dönüşürse ispatlanır.

 

Yani B gözlemsel yanlışanana kadar, A'nın B'ye eşit olmadığını veya eşit olduğunu söylemek bilimsel olmaz.

Gozlemsel ve olgusal gecerlilik.  Olgusal gecerliligi ne yaptin?

 

Yani A nin b'ye donusumunu. A ve B birbirine ozdestir, kesistirilmistir. B A nin ustune gelmistir, B A yi yok etmistir.

 

 gozlemledin adina tas dedin. TAS B dir, A nedir? Fenomen deme o da B dir. Iste tum algi kavramsal bilgi ve sonraki gozlem artik B uzerinedir. Yani tasi gozlemledin.

Link to comment
Share on other sites

.

Hepsini oku öyle cevap ver !

 

Kendi iddianı yine kendi iddiana dayanak yapamazsın.

 

Bu yaptığın bir safsata türü :

 

" Petitio principii / begging the question: Döngüsel nedensellik; kendi kendini kanıtlayan önerme.

 

Örnek: İncil, Tanrı'nın yazdığı kitaptır. Tanrı'nın yazdığı kitap yanlış olamaz; doğru olmalıdır. İncil'de yazdığına göre İncil doğrudur. Öyleyse İncil kesinlikle doğrudur. "

 

( tr.wikipedia )

O senin dedigin kisir dongudur. Ya da "siracinin sahidi bozaci" dir. Celiski tam da sende. Yeni doganinKORKMADIGINI SOYLEMIYORUM, BANA GOZLEM VEREN DAVRANISININ KORKU OLDUGUNU yeni doganin BILMEDIGINI SOYLUYORUM. Iste asagidaki yanitim da, bunun bilimsel aciklamasidir.

 

HIC BIRDAVRANIS DAVRANISA GORE KAVRAMSAL BILGI ICERMEZ, DUSUNCEYE/ALGIYA/GOZLEME GORE ICERIR.

 

Küresel Vana, on 25 Dec 2013 - 03:49, said:snapback.png

Korkunun emareleri bellidir. İnsan yeni doğanı da neticede insandır. Başka bir insandaki korku emarelerine bakıp onun korktuğunu söyleyebilirken, aynı emareleri gösteren yeni doğanın korkmadığını neye göre söyleyebilirsin ?

evrensel-insan, on 25 Dec 2013 - 16:51, said:snapback.png

Davranisinin dogustan bir kavramsal bilgi icermedigine dayanaraktan.

Link to comment
Share on other sites

Sen ya hakikaten hic bir seyi anlamiyorsun,, ya da bir carpitmacisin. Nedeni yukarida koyulastirildi. Kendi dusuncelerini bana yuklemeni baska turlu izah edemiyorum. Ustelik bu sahtekarligi kendi yaptigini sanki ben yapmisim gibi gostermek icin yapiyor.

.

En azından senin gibi anlamadığım yerde karşıdakini " sahtekarlık " gibi hakaret içerikli değil, anlamamakla itham ediyorum. Bu ikisinin farkının farkına varman gerek. Ama nerde ? Bir bunu bile anlaman mümkün olmuyor.

Link to comment
Share on other sites

Gozlemsel ve olgusal gecerlilik. Olgusal gecerliligi ne yaptin?

.

Bilmem. Sen ne yaptıysan ben de onu yaptım. Bak bakalım o dediğin var mı şu aşağıda yazdığın ve benim de o cevabı verdiğim yazında . O yüzden, o soruyu bana değil, kendine soracaksın.

.

Insanoglu butun bu bilgileri kendisine gozlem veren fenomen ile ozdeslestirir.

 

Yani, ortada bir ozdeslestirme vardir.

 

Sen "bu agac" dedigin zaman, sana gozlem veren ile, senin kavramini ozdeslestiriyorsun.

 

Dolayisiyle, A gozleme algiya ve kavrama degistikten sonra artik B olmustur ve bilgi bu B uzerinden turetilir.

 

Iste A varinin B olmasi yani var olmak ta budur.

 

Buradaki fenomene aitlik, fenomenin kendisinin bunu ortaya koyamamasindan gelir yani ozdeslesmislik vardir, aitlik degil.

 

Burada denilebilecek olan, bu kavramsal bilginin insanoglunca fenomenden turetilmesidir.

 

Bilginin ortaya konmasina neden olan fenomen, bilgiyi ortaya koyan insanogludur.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...