Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Bilissel bilim, zihnin ve islevinin icdisiplinini bilimsel calisir. Bilisselligin ne oldugunu, ne yaptigini nasil calistigini, iceler/arastirir. Bu arastirma/inceleme, zekayi ve davranisi da icerir. Ozellikle, enformasyonun, sinir sistemi (insanlar ve digger hayvanlar) ve makinelerde (ornek bilgisayar) nasil temsil edildigi, isleve kondugu, donustugunu (algi, konusulan dil, hafiza, sorgulama ve his alanlarinda) icerir. Bilissel bilim, psikoloji, yapay zeka, felsefe, sinir sistemi bilimi, dilin yapi ve isleyisi, ve antropolojiyi de icerencok sayida arastirma/inceleme disiplininden olusur. Dusuk duzeyli ogrenme ve karar mekanizmasindan, yuksek duzeyli mantik ve planlamaya, sinir system dongusunden, moduler beyin organizayyonuna kadar,analizin bir cok duzeyine yayilir. Bilissel bilimin asli kavrami, "Dusunmek, en iyi sekilde zihindeki takdim edici yapilar ve hesaplama icerikli islevlerin, bu yapilarda hareket etmesine gore anlasilir. Bilişsel bilim, beyinin çeşitli alanlardaki soyut verimini araştırır. Terim ilk defa 1973 yılında Christopher Longuet tarafından kullanıldı. 1976 yılında Cognitive Science dergisi yayınlanmaya başladı. 1979 yılında Cognitive Science Society (Bilişsel Bilim derneği) adıyla bir dernek kuruldu. İlk bilişsel bilimler konferansı, 1979 Ağustos'unda Kaliforniya'da toplandı. Bugün Asya, Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya'da pek çok bilişsel bilim programında bu alanda eğitim, öğretim ve araştırma etkinlikleri yapılmaktadır. Bilişselci yaklaşımın savunucuları, davranışçı yaklaşımın görüşlerini eleştirirler. Davranışçılığın bilimsel düşünceye hakim olduğu bir dönemde, 1950'lerin sonunda Noam Chomsky'nin dilin doğuştanlığını vurgulaması, zihin ve beyin araştırmalarında önemli bir dönüm noktasıdır. Davranışçılar, dili bir alışkanlık kazanma süreci olarak tanımlarken, Chomsky, dilin biyolojik bir temeli olduğunu, doğuştan gelen bir yetinin, sosyal ortamda süreç içinde edinime dönüştüğünü ileri sürmüştür. Bilissel Bilimciler David Chalmers-Noam Chomsky-Antonio Damasio-Daniel Dennett-Gerald Edelman-Leon Festinger-Jerry Fodor-Douglas Hofstadter-David Rumelhart-James McClelland-Jeffrey Elman-Daniel Kahneman-George Lakoff-George A. Miller-Marvin Minsky-Seymour Papert-Steven Pinker-Karl Pribram-John Searle-Herbert Simon-Alan Turing v.b. Onemli Kavramlar Awareness · Cognitive dissonance · Comprehension · Consciousness · Imagination · Intuition. Percept (object of perception).Memory-Attention · Higher nervous activity · Intention · Learning · Mental fatigue · Mental set · Thinking · Volition Cognition-Bilis Bilimde, bilis; tum zihni yetilerin ve islevlerin bilgilenme, dikkat, hafiza, isleyen hafiza, muhakeme ve evaluasyon sorgulama hesaplama, problem cozme, karar alma, kavrama, konusulan dil uretimi v.s. ile iliskili toplamidir. Bilis, insanoglunca bilincli ve bilincsiz, somut ya da soyut, ayni zamanda sezgisel (konusulan dilin bilgisi gibi) ve kavramsal (konusulan dilin modeli gibi)dir. Bilissel isleyis, olan bilgilenmeyi kullanir ve yeni bilgilenme ortaya cikarir.
      • 3
      • Like
  2. Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir. Zihin felsefesinden önce, zihnin tanımlanması gerekir. Zihin, insan beyninin düşünme, algılama, muhakeme etme, duygu, davranışla ilgili süreçleri kapsayan etkinliklerinin toplamıdır. Zihin Felsefesinin Teorileri; anomalous monism .Behaviorism · Biological naturalism · Dualism · Eliminative materialism · Emergent materialism · Epiphenomenalism · Functionalism · Idealism · Interactionism · Materialism · Monism · Naïve realism · Neutral monism · Phenomenalism · Phenomenology (existential · neurophenomenology) · Physicalism (identity theory). Pragmatism · Property dualism · Representational · Solipsism · Subjectivism · Substance dualism. type identity theory (Type physicalism. token identity. type–token distinction Onemli Kavramlari; Abstract object · Cognition · Cognitive closure · Concept · Concept and object · Consciousness · Hypostatic abstraction · Idea · Identity · Ingenuity · Intelligence · Intentionality · Introspection · Intuition · Language of thought · Mental event · Mental image · Mental process · Mental property · Mental representation · Mind · Mind–body problem · Pain · Problem of other minds · Propositional attitude · Qualia-Supervenience- Tabula rasa · Understanding ·
      • 1
      • Like
  3. Insanoglu ile bilgisayar arasindaki en onemli fark, bilgisayarin insanoglunun bir urunu olmasi ve bilgisayara bilginin insanoglu eliyle yuklenmesidir. Iste buradaki fark aslinda soyutlama farkidir. Yani bilgisayar soyutlayamaz. Sadece ona yukleneni yansitir. Insanoglunu ve ozellikle beynini basit bir varliksal temele indirgemek mumkun degildir. Cunku insanoglunun beyni daimi sekilde bir beliris ve belirtis ortaya koyan, bir karmasik dinamik sistemdir. Burada bilgisayardan farki, insanoglunun baska bir guce gerek duymadan kendi sistemine bilgi yukleyebilmesi, bilgi eksiltebilmesi ve bilgi iletebilmesidir. Iste insanoglunun farki bu soyutlamasidir. Yani muhakeme etmek, deger vermek, degerlendirmek, fikir uretmek, akil yurutmek, tartismak, arastirmak, incelemek, sorusturmek, sorgulamak, kuramlastirmak, one surmek, teori, tez, antitez, sentez, analiz, diagnostic degerlendirme yapmak, kavram mana anlam ve icerik turetmek, kritik, analojik, dialektik, formel mantik ortaya koyabilmek, formuller, grafikler, cizimler uretebilmek, hesaplamak v.s. Bir yerde, bilgisayardaki hardware ve software sisteminin, software'ni kendi yaratmak ve kendine yuklemek. Kisaca insanoglunun her turlu hardware sistemi, kendi kendine soft ware yaratabilecek bir yetiye sahip. Dolayisi ile insanoglunun, yansitan ve yansiyan bir karmasik dinamik system olmasinin temelinde fenomenal olarak beyni ve zihni mevcut. Iste insanoglu soyutlamasini, bu zihinsel beyni yetisi sayesinde mumkun kiliyor. Bilgisayarda, gozlem olarak her hangibir seyi yasam gercegi temelinde somut olarak algilayamayiz. Aksine insanoglu ise soyutlamasi sayesinde, oznel ve nesnel yanini kavramsal bilgi temelinde somut ve soyuta tasiyabilir. Yani yansisini algigini kavramsal bilgi olarak yansitabilir. Iste buradaki yansiyanin yansitilmasinin bes duyu ile algilanabilirligi ya da sezgi/his/duygu ile algilanabilirligi farki soz konusudur. Bilgisayar ise sadece kendisine yukleneni ekraninda yansitir vebu sistemin kurucusu insanogludur. Insanoglu dogumdan itibaren tum yasami boyunca bu karmasik dinamik sistemine algi temelinde soyut ve somut kavram depolar ve bu depoladigi kavramlari da soyutlama yolu ile bilgi temelinde besler. Ayni bilgisayar gibi, insanoglu da istediginde bu depoladigi kavramsal bilgilerini control edebilir, degistirebilir, yenileyebilir, gelistirebilir, bunun paralelinde de her turlu sosyo-psikolojik hareketini control edebilir. Iste buradaki ana fark, bu sistemin deposunu kendi kendine ve bilincalti kullanimi ile, bireyin bilincli ve farkinda olarak bu kullanima yon ve yontem vermesidir. Iste asil insanoglunu bilgisayardan farkli kilan kisim, bu soyutlama yetisindeki her turlu soyutlamanin, bireyin kendi iradesi ve istemi temelinde yapilip yapilmamasidir. Yoksa insanoglu da bir bilgisayardan farksiz duruma gelir. Yani sadece hardwareine software ile depolanani yansitmak. Yani soyutlama yetisini kullanmamak. Ya da kullandiginin farkina ve bilincine varamamak. Kisaca alisilagelmis, otomatiklesmis ve yerlesmis bir sekilde yansitmak. Software I yenilememek, degistirmemek, control etmemek v.s. kisaca software olarak hic bir soyutlama yapmamak. Buradaki software soyutlamasina engel olan soyutlar, genelde; Inancsallar, ideolojiler, izmler, etik her turlu deger, estetik her turlu deger, psikolojik her turlu deger, teoriler, tezler, antitezler, one surumler, mantiklar, hesaplar, formuller, v.s. temelli sorgulanmaz yani soyutlama ile degerlendirilemez kilinan soyutlardir. Iste zaten bilincaltinin da yansimasi budur. Burada aslinda bilgisayarda olmayan, insanoglunun gosterdigi bir savunu, kasi cikis, direnc, kaybetme korkusu, bosluga dusme korkusu, yerine baska bir sey koyamama korkusu, ya da yukaridaki sorgulanmazlarin sorgulandiginda getirecegi degisim korkusu mevcuttur. Iste insanoglu bu temelde bu yerlesmis soyutlarini inatla savunarak, gelisen dunya teknik bilim ve sahip oldugu ve daimi beliris ve de belirtis yansitan karmasik dinamik sistemine karsi bir mucadele vermekte ve de cagdisiliga, gericilige, tutuculuga, muhafazakarliga ve her turlu degisim yenilenim ve gelisime karsi durusa yonelir. Bunun farkinda ve bilincinde olmamasi da zaten; bu bilincalti savununun getirdigi bilincalti direncidir. O yuzden genelde insanoglu, soyutlamasina engel olan bu soyutlarin oyle ya da boyle degistigini bile fark edemez. Cunku bu degisimde bizzat kendisi ve bilinci yer almamistir. Bu bir yerde, bilgisayardaki bir degisimi insanoglunun bilgisayara saglamasi ve bilgisayarin bundan haberi olmamasi bunun farkina varmamasi gibidir. Zaten bunun ilki de boyledir, yani bilgisayar insanoglunun ona yukledigi bilgilerden de habersizdir. Ayni insanoglunun dogumdan itibaren ona yuklenen ve depolanan soyut degerler gibi. Iste insanoglunun kendini ve bilgi sayari yonlendirmesi ve yonetmesi; ya bir farkindalik bilinc irade temelindedir, ya da bilgisayar gibi depolanani sadece yansitmak temelindedir. Iste buradan su sonuc cikmaktadir. Insanoglu bilgisayari her turlu yonlendirdigi gibi, kendi bunyesinde de bilgisayar gibi yonlenenler ve de bilgisayar gibi insanoglunu yonlendirenler olarak ikiye farklilasir. Bu fark once birin kendinden baslar ve bu bir yansittigi ile bu fark ve bilinci insanoglunun soyutlamasina ve de her turlu software ine yer etmis ve sorgulanmayan, soyut degerlendirme degerlerine sunar. Iste bu sunum, ya insandan bilgiden bilimden bilisden, evrensel hukuktan, insan haklarindan ve hak ve ozgurluklerden yanadir, ya da degildir. Ya soyutlama yetisinin isletilmesi farkindaligini ve bilincini vermekten yanadir, ya da degildir. Ya egitmekten, yetistirmekten, ve kendi kararini kendisi almasina yoneltmekten yanadir, ya da degildir. Kisaca insanoglu ya bilgisayar gibi insanoglunu kullanir, degistirir, harcar, v.s. yani yonetir ve yonlendirir. Ya da insanoglu insanogluna bir bilgisayar olmadigini kendi kendini yonetecek ve yonlendirecek soyutlama yetisine sahip oldugunu ve her turlu soyut degerler temelinde hareket yerine, bu degerlerin sorgulanmasini gosterir. Kisaca insanoglu ya zihinsel olarak insanlasir ve insanlastirir, ya da insanoglu kalarak ve insanlasmayi onleyerek yasar. Burada konu sadece insanlasmak degil, evrensellesmek bilimsellesmek ve bilissellesmektir. Kisaca ya zihin degisimi ve devriminin farkindaligi ve bilincidir, ya da zihin farkindasizligi ve zihin yonleniminin teslimiyetidir.
      • 1
      • Like
  4. Philosophers generally do agree on the existence of abstract objects. These include concepts such as numbers, mathematical sets and functions, and philosohpical relations and properties. Such entities are not physical inasmuch as they exist outwith space and time. An abstract property such as redness has also has no location in space-time. Filozoflar, genelde soyut objelerin varliginda hemfikirdirler. Bunlara ornek, sayilar, matematik stler ve fonksiyonlar, felsefi iliskiler ve objenin karakteristigi. Bu varliklar, yer ve zaman cikarilmak olarak oldukca fiziksel degildirler. soyut objenin karakteristigi kirmizilik gibi, yer ve zamanda belirli bir mekani yoktur. Soyut yapı, fiziksel nesnelerden bağımsız olarak tanımlanan kurallar, özellikler ve ilişkiler kümesidir. Soyut yapılar felsefe, bilişim bilimi ve matematikte incelenir. Hatta modern matematik çok genel anlamıyla soyut yapıları inceleyen bilim olarak tanımlanmıştır. Soyut bir yapı (belirli bir yaklaşıklık derecesinde) bir ya da birden çok fiziksel nesneyle temsil edilebilir ve buna soyut yapının uygulaması denir. Bununla birlikte soyut yapının kendisi herhangi özel bir uygulamaya bağlı olmayacak şekilde tanımlıdır. Bir nesnenin herhangi bir özelliğini diğerlerinden ayırarak tek başına ele alan ansal işlem felsefede soyutlama olarak adlandırılır.Bir bilgi yöntemi olarak, soyutlamayı insan zihni yapar. Ancak diyalektik soyutlama anlayışı ile idealist soyutlama anlayışı birbirine tamamen zıtlık gösterir. Gerçekte soyutlama, bilme sürecinde zorunlu bir yöntemdir. İdealizme düşmeksizin gerçekleştirilen soyutlama, bilimsel soyutlamadır. Kavramlar, soyutlamalarla elde edilirler. Ama nesnel gerçeklerle denenir ve doğrulanırlar. Soyut kavram ve düşüncelerin hakikiliklerinin ölçütü insansal pratiktir. Soyutlamada aşırılığa varmaya ya da soyutlamaları kötüye kullanmaya soyutçuluk denir. Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dilbilim, sinirbilim (neuroscience), yapay zekâ, dilbilim, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir. Kisaca varligi bir mutlak kaliba sokmak ve bunu monizm/dualizm one surumleri ile yapmak, ustelik beyin gibi bir sistemi ve henuz insanoglunun tam olarak ortaya koyamadigi bir sistemi monizme indirgemek ve soyutlama yetisini de bu monist temelde insanoglundan alip baska seye vermek, materyalizm ve idealizmin ortak akilciligidir. Insanoglunu kendi zihninin soyutlamasi ile maddelestirmek ve de kullastirmak. Ustelik bunu yapan da insanoglu. Ne yazik ki bunu yaparken ne bilincinde ne de farkinda.
  5. Bilimin bilimsel tabaninin varlik degil, bilgi olmasi. Bilgiyi ortaya atan fenomenin insanoglu olmasi ve, insanoglunun her turlu fenomenal(fiziksel, kimyasal, sinirsel v.s.) numenal (zihinsel, dusunsel, algisal v.s.) yetilerinin yaninda, bunlarin kavramsal (oznel, nesnel, ozel, genel, ozsel, gorunussel) degerler icermesi. Materyalizmin idealizmin pozitivizmin dualizmin v.s. insanoglunun bir one surumu ve kurami olmasi ve zihninin urunu olmasi. Bilginin, boylece insanoglunun yapilandirdigi oldugu da ortaya cikar. Bu temelde de, bilginin, sosyal, fiziksel ve algi, bilinc, birikim, farkindalik, duzeyine ve zihniyet ufkunun, aklin inandigi dogruluk ufkunun sinirlarini asan, ozgurlugu ve sinirsizilgi temelinde de, bu ozelliklere ozgu, alisilagelmis, yerlesmis, otomatiklesmisin disinda kalan, matematiksel/mantiksal bilgi oldugunu v insanoglunu sistem, duzen, yasam ve iliski olarak yenileten, degistiren, gelistiren v.s. bilgi oldugudur. Simdi bu temelde, bilginin nasil direk yansi olmadigini, yansiyanin kendi kendisini ortaya koyumu degil; onun yansi olarak bir algisal turevi oldugunu matematiksel/mantiksal bilgi ile ortaya koyalim. Once yanlis oncul (false premise) baslayalim. Yanlis oncul; Tum bilgi ya sezgidir, ya yansidir. Simdi de bu yanlis onculun, yanlis cikarimlarina ve sonuclarina bakalim. Buradan uc tane yanlis sonuc cikar. Birincisi; Metafizik (felsefenin varlik ile ilgilenen dali anlaminda), kaynagini yansidan alir. (Mantiksal Dogmatizm ve Spekulatif yapilandirmacilik (olusturmacilik)-Bilginin akilsal ufku) Ikincisi;Zihinsel sezgiye sahibiz. (Mistisizm ve Sezgicilik)-Aklin dogruladigi soyut Ucuncusu; Metafizige ( ontolojik taban olarak ortaya konan varlik, kesin olarak her ne ise) sahip degiliz (onun disinda baska hic bir sey, kesinlikle yok). (Empiricism, deneycilik, pozitivizm, olguculuk, objectivizm, nesnellik-Aklin dogruladigi somut. Simdi de dogru oncullere ve dogru cikarim, sonuclara bakalim. Birincisi; Metafizige sahibiz (Hayal gucumuz,zihnimiz ve dusuncemiz var) Ikincisi; Sezgimiz, algisaldir. Yani yansiyani, duyu, duyum ile algilariz. Ucuncusu; Yansisal bilgi turevlenmistir. Yani, yansi, algiya, kavrama ve yansitmaya donusturulmustur. Bu dogru oncullerin verdigi dogru cikarim ve sonuc ise; Metafizik (hayal gucu, dusunce, kavram) kaynagini, sezgisel olmayan ilk, birinci bilgiden alir. Yani, bilgi, yansinin ilk algi ile kavrama donusturulup yansitilmis olanidir. Bu da yapilan, gozlemsel analiz ve kritigin bir sonucudur. Bu sonucun verdigi ilk onemli algi; bilginin metafizigin ontolojik ve teolojik varlik tabanlarinin kesinligini bu olarak ortaya koyan ideolojilerle bir ilgisi yoktur. Bilgi, bu temelde inancsalliktan farklilasarak, bilimsel olarak gozleme, bu gozlemin teorisine, bu teorinin test edilebilmesine ve yanlislanabilirligine baglidir. Zaten bunun disindaki bilgi, bilimsel, bilissel degil; inancsal, dogrusal, kesin, akilsaldir. Iste bu temelde de, hem inancsal/ideolojik, hem de bilimsel/bilissel bilgi; insanoglunun turevidir ve yapilandirilmistir.
  6. psyche- The human mind as the central force in thought, emotion, and behavior of an individual Bir bireyin, zihni; Dusuncenin, hislerin, ve davranisin merkezi gucu The mind is generally considered to be the awareness of consciousness and the manifestations of thought, perception, emotion, determination, memory, and imagination that takes place within the brain Zihin, genel olarak beyinde yer alan bilincin farkindaligi ve de dusuncenin, alginin, hislerin, determinizmin, hafizanin ve hayal etmenin gostergesi olarak nitelendirilir. The totality of the conscious and unconscious functionality of the brain and central nervous system is called the mind Beynin, Bilinc ve bilincalti fonksiyonlarinin toplami ve merkezi sinir sistemine zihin denir. The mind is a storehouse of information. Zihin, bilginin deposudur. Our senses provide input that is analyzed, interpreted, and stored in our mind. Duyularimiz, beynimizde, analiz, tercume, edilmek ve depolanmak uzere, very/girdi saglarlar. The functionality of the brain is a complex dynamic system. Beynin fonksiyonu, karmasik dinamik sistemdir.
  7. Soyutun tanimini da verelim; abstract adjective existing in thought or as an idea but not having a physical or concrete existence. "abstract concepts such as love or beauty" synonyms: theoretical, conceptual, notional, intellectual, metaphysical, philosophical, academic;hypothetical, speculative, conjectural Considered apart from concrete existence: an abstract concept. 2. Not applied or practical; theoretical. See Synonyms at theoretical. 3. Difficult to understand; abstruse: abstract philosophical problems. 4. Thought of or stated without reference to a specific instance: abstract words like truth and justice. 5. Impersonal, as in attitude or views. 6. Having an intellectual and affective artistic content that depends solely on intrinsic form rather than on narrative content or pictorial representation Yani somut olmayan nedir? in cevabidir, soyut. En bariz bilineni, gercegin ne oldugu (truth) dur. adalet Dusunce de ya da fikirde/teoride olan,fakat fiziksel somut varligi olmayan.
  8. Materyalizme gore fenomen dislanmiyabilir. Yalniz materyalizmin maddesi metafizik/ontolojik/varliksal olarak alinan "sabit, degismez" tabandir. Fenomen ise algiya gozlem veren olarak bilimsel tabandir. Ustelik bilimsel olan, fenomenal tabanin metafizik/varliksal olarak ne oldugunun tartismasina girmemektir. Cunku bilim fenomeni, degil; gozlemini ortaya koyar. Ayrica fenomen tabani uzerine, metafizigin varlik temelli bir ideolojisi de vardir ve adi; fenomenolojidir. Fenomenoloji ya da görüngübilim, kurucusu Edmund Husserl olan bir felsefe akımı. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felsefe akımıdır. Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif edilmesi yaygındır. Fenomenoloji, her şeyden önce, fenomeni, yani dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir çünkü. Bunu nasıl yaptığı ya da yapıp yapamadığı, yani yöntemin iddiasını geçerli kılmak bakımından teorik düzlemdeki statüsü tartışılırdır. Öte yandan, fenomenoloji, bu yöntem üzerinden kavramlar ve kategoriler geliştirerek özgün bir felsefe akımı da meydana getirir. 20. yüzyıl felsefesinde ve kuramsal tartışmalarında etkili ve belirleyici bir yere sahiptir Fenomenoloji. Heidegger'den Sartre'a, Frankfurt Okulu'ndan Foucault'a ve Postmodern düşünürlere kadar pek çok düşünür ve felsefe eğilimde etkisi görülür. Fenomenoloji, genel felsefe akımlarında olduğu gibi özne-nesne ilişkisini konu edinir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği şey'ler olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm'le aynı noktada dursa da, temelde fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar. Bu karşı çıkış en başta, tek tek nesnelerin ele alınması konusunda ortaya çıkar. Tek tek nesneler, Fenomenolojiye göre, belirli genel yasalara bağlı şeyler değil, varlıkları yalnız raslantı kavramıyla açıklanabilir olan şeylerdir. Ayrıca, dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayalı bir yöntem olmasıyla ilkin doğabilimini dışta bırakır ve böylece her iki teorik eğilimi yadsır. Fenomenoloji, yaygın olarak kullanılan deyişle, öz'lerin araştırılması konusudur. Cünkü, bütün sorunlar sonunda özlerin betimlenmesi sorununa geri götürülebilir. Ancak, bu noktada ayrımı belirginleştirmek gerekir; Fenomonoloji, öz’lerin bilimi degil, öz’ü görüleyen Bilinç’in bilimidir aslında. Algının ya da bilincin özü'nün betimlenmesi sorunu, fenomenolojinin konusudur. Fenomenolojik bakışa göre, gerçekliğin kendiliği diye bir şey olamaz. Çünkü, gerçeklik, her zaman kendine yönelmiş bir Bilinç tarafından bilinen bir gerçekliktir. Yani kendisine yönelen bilinc tarafından görülen, algılanan ve bilincine varılan bir şeydir. Öyle ise, dünya deneyimlerimizin tamamı, bilinç tarafından kurulmuştur, en somut algılardan en soyut matematik formüllerine kadar. Bu nedenle fenomenoloji, Bilinç'in sistematik incelemesini hedefler. Hareket noktası olarak belli bir epistemolojiye dayanma düşüncesinden uzak durur. http://tr.wikipedia.org/wiki/Fenomenoloji
  9. Maddecilik, özdekçilik veya materyalizm, her şeyin maddeden oluştuğunu ve bilinç de dahil olmak üzere bütün görüngülerin maddi etkileşimler sonucu oluştuğunu öne süren, a priori olan hiçbir metafiziksel kavram kabul etmeyen felsefi kuramıdır. Bir diğer deyişle madde, varolan tek tözdür. Maddecilik "fiziksel maddenin tek veya esas gerçeklik olduğu" yönündeki kuramdır. Maddeci kuram, monist varlıkbilim sınıfına aittir. http://tr.wikipedia.org/wiki/Materyalizm Materyalizme gore- Her sey maddedir Idealizme gore- Hersey dusuncedir. Burada indirgemeci ve determinist monism temelinde "hersey" "bunun (madde ya da dusunce) disinda baska bir mustakil var olan varlik yoktur" demektedirler. Yalniz, materyalizmin madde temelinde; maddenin ne oldugu ortak bir algi degildir. Yani; madde; herseyin ondan meydana geldigi "tek cesit bir madde mi vardir (hyle), ya da madde cesitleri mi vardir? madde surekli/daimi mustakilligini koruyanve cogulcu formlari ifade edebilen midir? (hylomorphism), ya da sayisal ozel degismeyen icerikler midir? (atomism), kalitimsal ozellikleri var midir? (substance/mustakillik teorisi),ya da bunlardan yoksun mudur? prima material-on material) Yukaridakilerden hangisidir, bunun bir ortak algisi yoktur. Ayrica, mustakilliginin (substantial) varlik olarak ebati ortaya konamaz. Dolayisi ile, materyalizm de ne oldugu ortak olarak ortaya konamayan bir madde temeli vardir.
  10. Bilindigi gibi, felsefenin Metafizik dalinin, yani varlik ile ilgili one surulen kuramlarin insanoglu tarihi boyunca iki ana one surum olarak tartisagelmistir. Birincisi bu tartisma ve bu one surumlerin her turlu etik ve ideolojik ve de izmsel one surumlari bilimsel degildir. Ayrica bilisselligi de icermezler. Icermezler, cunku bilissellik insanoglu fenomeni beynin, yani karmasik dinamik sisteminin zihni yani, soyutlama, soyut uretme, soyut deger ve soyuk kavram yonudur. Zihnin numenal yeti olarak bilinen soyut yetileri- Zihniyet, dusunce, akil, hafiza, algi, bilinc, farkindalik v.s. olarak siralanabilir. Varliksal/ontolojik one surumlerden biri olan materyalizm, zihnin farkina ortaya koymak yerine; maddenin bir sekli olarak degerlendirir. Dolayisi ile nesnelligini madde temeli olan beyin ile ortaya koyar. Yine varliksal/ontolojik one surumlerden biri olan idealizm de, dusunce one surumu olan monizm temelinde, beyni de zihni de yetilerini de degerlerini de soyutlamasini da insanoglu disi bir guce verir. Burada materyalizmin, insanoglunu maddelestirmesinin akilciligi ile, idealizmin insanoglunu kullastirmasinin akilciligi aynidir. Bilim ise varliksal olarak bir kesinlik ve mutlaklik icermez. Sadece gozlemini ortaya koydugu tabani fenomen olarak nitelendirir ve ne oldugu monist/dualist ve mutlak tartismasina girmez. Buradaki ilk sorun, her iki birbirine zit one surumunde insanoglu varligini algilayamamasi ve farkinin farkini ortaya koyamamasidir. Buradan iki ana sonuc cikar. Insanoglunu ya bir madde nesnellige ya da bir kul kolelige teslim etmek ve hic bir sekilde zihinsel degisimini zihninin onu yonlendirdigini ve yonettigfini bilissel olarak algilayamamak. Halbuki tum one surumler zaten bir soyutlama urunu ve insanoglunun soyutlama yetisinin bir ozelligidir. Matewryalizmin soyutu, soyutlamayi, soyut deger ve kavramlari "yok" olarak algilayamamasi, idealizmin de bu temelde soyutu baska bir guce vermesidir. Cunku materyalizme gore oznellik, ozellik, ozsellik, ve de her turlu soyut; maddenin bir degisimidir. Idealizme gore de, tanrinin insanoglunu yonlendirmesi ve yonetmesidir. Kisaca daha once de ara ara ve konu ve de kavramina gore deginilen, her ikisinin de insanoglu varliginin farkinda olmamalari birinin maddeye digerinin de kula ozdes kilmalaridir.
  11. Genelde bazi kavramlar anlam ve icerik olarak karistirilmaktadir. Bu mesajda yukaridaki iki kavram arasindaki farki acikliyacagim. Olay (actuality)- Belirli bir zaman, yer sar ve durumda meydana gelmis, olmus bitmis gozlemi olan bir harekettir. Olgu(Fact)- Bilimsel olarak olmuslugu, teori ile ortaya konmus, teorisi test edilmis ve gozlem veren matematiksel/mantiksal Fiziksel ve de sosyal bir bilgidir. Olayda, olmusluk sadece o an yer zaman durum ve sart icin gecerlidir. Baska bir zaman icin gecerli degildir. Yani gozlem olarak bir daimilik icermez. Dolayisi ile yanlislanmasi da mumkun degildir. Bilimsel bir icerigi yoktur. Belirli bir teorisi ve de test edilebilirligi de yoktur. Olgu da ise olabilirligi, gozlemsel olarak yanlislanabilene kadar gecerlidir ve bilimsel olarak baglayicidir, tartisma disidir. Zamansal bir icerigi yoktur, cunku deneyimi her zaman yapilabilir. Gozlem olarak yanlislanabilene kadar, daimilik icerir. Yanlislanabilmesi gozlem ile mumkundur. Tamamen bilimseldir. Test edilebilen teorisi vardir. Isigin hizi bellidir ve olculebilir. Bir olgudur ve gozlem verir. Eger isigin hizi yine gozlem ile yanlislanabilirse, bu olgu gecerliligini yitirir. Herhangibir seyin hizi ise bir olaydir. Sadece o an o yerdeki o fenomenin o sart ve durumdaki gozleme verdigi olcumdur. Ayni fenomen olsa bile baska bir yerdeki zamasndaki sart ve durumdaki hizinin olcumunde ayni sonucu vermeyebilir. Ayrica her bir fenomen, her bir farkli sart, durum, zaman ve yer icin de hizin olcumu degiskendir. Her bir olcum de bir olaydir. Olay genelde bir hareketin kendi zaman yer ve sartinda olusmasidir. Iste bu olusumun dile getirilmesi o olayin aciklanmasidir. Kisaca olayin mantiksal olabilirlik olasiligi olmus ve yerine gelmistir. Yanlislanmasi mumkun degildir. Olgu da ise mantiksal olabilirlik olasiligi, hem teorisinin test edilmesi hem de her seferinde yerine getirilebilmesi gecerliligi vardir. Gozlem ile yanlislanabilir. Mesela evrimsel olarak, bir kisim canlilarin dogumu bir olgudur, yani "canlilar dogar, yasar ve olurler" Bunu daimi gozlemlemek de bu cumleyi teorik olarak pratikte test etmekte mumkundur. Burada bir zaman belirtimi, yer belirtimi, durum ve sart belirtimi v.s. yoktur. Yalniz, "Ali'nin dogumu" olaydir. Hem bir olgunun gozlem veren bir parcasidir, hem de Ali o yer, zamasn, durum, sart ta dogmustur. Bu dogum, zamansal olarak bitmistir ve yanlislanamaz. Kisaca soyle de diyebiliriz. Olgu daimi gecerlidir ve zamansizdir. Yanlislanabilir Gozlemi de daimidir. Olay oldugu an gecerlidir ve zamanlidir. Yanlislanamaz Gozlemi sadece o zaman, yer, durum ve sart icin gecerlidir. Hem olayi veren fenomene/lere hem de yer, zaman, sart ve duruma gore de degiskendir. Burada olgu ve olayi, gercek ya da dogru ile karistirmamak gerekir.
      • 1
      • Like
  12. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/999-adalet-mulkun-temelidir/ Bir de sosyal sosyalizm basligi var. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1383-sosyal-sosyalizm/
  13. Aynen. Insanoglu once onu insanoglu yapan ozelliklerinin farkina ve bilincine varmasi lazim. Bunlarda algisal subje olmak ve zihin sahibi olmak, soyutlama yapabilmek, soyut defgerler yaratabilmek, soyut kavram sahibi olmak. Yani fenomenal farkini, kendi adina ve kendi yetileri ile kendi icin kavramsal bilgisi ile ortaya koymak. Peki insanoglu hala ne yapiyor? Kendi kavramsal bilgisi ile ayrisarak kavga ediyor ve kendi yetilerini ya baska bir guce veriyor ya da verecek bir guc ariyor. Ya maddeyi insanoglu ozellikleri ile bezendiriyor, ya da dusunceye bir tanri sahibi ariyor. Felsefede cag acan Hegel'de E.Kant ta daha niceleri de idealizmin pencesinden kurtulamadi. Kendi ortaya attiklarini tanrilarina verdiler. Materyalizm de maddeye veriyor. Yani akilcilikta idealizm ile materyalizm birlesir. Sadece one surdukleri yapitasi farklidir. Bunu ne materyalistler ne de idealistler goremezler vesaadece satasarak karsi cikarlar. Cunku ideolojileri onlar icin iman olmus ve kutsallasmis ve dokunulmaz olmustur.
  14. Evet guzel ozetlemissin. Aslinda her bir yeniligin olmasi gerekeni iskalamasinin nedeni nedir, biliyor musun? Aklin sadece bir yere takintisi ve farki goz ardi etmesi ya da olanda yok etmesi. Iste indirgemeci determinist mantik ve ideolojiler tam da bunlardir. Indirgeyecegim, determinizmiyle; farki es gecerler. Iste bilim aslina bu farklarin farkindaligi icin gelisir ve yenilenir. Cunku eski butun artik o farki bunyesinde tasiyamaz, ya da yukaridaki Rand'in varsayimi gibi, olanin kavrayacagi dusunulur. Rand tam da bu bireyci akilciligin ortaya koyucusudur. Hani bizde bir atasiozu vardir "Benden sonrasi tufan" diye. Nihilizmde de bireyci akilcilik overman fizik otesini yaratir. Yalniz en azindan nihilizm, insanoglunun kendi bunyesine donmesinde onemlidir. Yalniz kanli ve post-modern bir dunyaya insanoglunu sokmustur ve bugun bu kanlilik devam etmektedir. Cunku ego sahte elbiseli dogal/fenomenal zihniyet artik tikanmistir ve o yuzden de tarih oncesine donmektedir. Ya insanoglu yeni bir yol bulacak (zihin devrimi) ya da biribirini yiyerek yok edecektir. Iste bu ayrimdayiz.
  15. Kapitalizm neden "gucludur" ve sosyalizm neden onun yerini alamamistir, biliyor musun? Cunku metafizik ve etigin en uzun soluklu iki one surumu olan hem materyalizm ve izmlerine hem idealizm ve izmlerine uyar da, ondan. Yani materyalizm insanoglunu-mal, mulk meta olarak algilatirken; Idealizm de kul ve kole olarak algilatir. Iste kapitalizmin de temeli budur. Bunun somurusudur. Ustelik buna bir de dogallik bilimsellik kalitimsallik v.s. kisvesi verilir. O yuzden de emperyalizm toplumlari bu ideolojileri kullanarak her birini besleyerek ve biri biri ile savastirarak, tum insanlik degerlerini de cikar amacli kullanarak parseyi toplar. Yani anti emperyalizm aslinda emperyalizmin bir koludur. Bunu da emperyalist zihniyet basligindan okuyabilirsin.
  16. Ideolojik/politik/ekonomik ve de hakimlik ustunluk temelli guc ve otorite gerektiren sahipliktir. Yani sadece bir sahiplik. Aslinda isin acisi insanoglu varliginin farkindasizligi insanoglu vucudunu da ayni mal meta gibi alir ve satar. Ya da herhangibir deger ugruna harcar. Bu farkindasizlik insanoglu yasamini her bir degerin gerisine iter. Para, namuus, seref, iffet, inanc, ideoloji, tore v.s. Iste insanoglu kendi kendine kendi beyninde kendi yarattigi degerleri kendi degerine ustun kilmistir Bir de bunlar icin savasir ve bir birini katleder. Yani bilinci hayvandan bile vahsi kilmistir. Cunku kendi varliginin farkindaligi ve bilinci yoktur. Soyle dusun bir kisi kendisini gorebilir mi? Goremez. Iste insanoglu da kendisini gormemektedir. Burada farkindalik bilinc v.s. devrimi saglayacak olan her bir sey ayna gorevi gorur. Tabi vampirler kendini aynada da goremez. Yani sabit fikirli beyninin alicisini bilgiye ve bilince kapatmis kendi ideolojik inancsal izmsel v.s. degerine kendini mahkum edenler. Saka gibi degil mi?
  17. Bencillik tam da nihilizmin yaptigi kendi birini turune karsi hakim ve ust kilmaktir. Yani ben bilinci. Bizleri tursel bilince sevk eden, herbirimizin sosyal yasam ve iliskisidir. Sosyallik biri degil cogu icerir. Iste bu cogul da tur butunlugudur. Iste ideolojiler inancsaallar izmler etik her turlu deger v.s. bu sosyalligi ayni bir gibi "kendi sosyalligi hakimiyeti" olarak algilar. O yuzden de insanoglu bu degerleri ile savasir. Zaten guc ve otorite de burdan gelir. Yani degerlerin pacasal butunlugu. Iste insanoglunun birsel farkindaligi bunu ben bilincine indirgemistir. Yani sosyal bolunme yoneten yonetilenden ideolojik inancsal izm etik yanlilari ve de ulke milliyet millet v.s. temellidir. Birimi ailedir ve ordan taraf olarak nicelik olarak cogalir. Iste burdan da herhangi bir hakim olmak isteyen deger, nicelige onem verir. Ben bunu signak psikolojisinde acikladim. Iste bu sosyal birliktelikten sonra gelen ben bilinci, ancak kendi benini turu ile paylasabilirse tursel bilince donusur. Butun bunlar zihin degisimi ve nihayetinde devrimidir. Soyle dusun ailenin tum ailesi adina bir sey yapan bir uyesi bencil degildir. Cunku yaptigi aile yararinadir. Bencillik sadece kendi icin yapiklandir. Iste butun bunlari saglayacak olan da bir birin kendi birligi bilinci temelinde, dogumdan itibaren aldigi her bir degeri veriyi sorgulamasi ve ondan kurtulmasidir. Zihin degisimi devrimi de budur. Bunu da ben evrimci ve devrimci sorgulama basliginda acikladim.
  18. Cografya aslinda sadece insanoglunun degil; tum uzerinde yasam veren fenomenlerin ortak kullanim/paylasim alanidir. Malidir dersek, mulkiyete girer. Zaten "malidir" algisi devletleri sinirlari milletleri yaratmistir.. Bir tekerleme vardir. " Mal sahibi, mulk sahibi; Hani bunun ilk sahibi?", diye. Mal kavrimi anlam ve icerik olarak ideolojik ve politiktir. Sahipligi ve kavgasini icerir.
  19. Bilemem her turlu spekulasyoin sadece akilciliktir. Bekleyip gormek lazim, bu soylemin nereye varacagini v.s.
  20. Tursel bilinci ortaya koyanin, bencilligi nasil oluyormus? Bence bencillik yerine, cikar ya da yarar diyebilirsin. Sonucta diger turlerin ya da fenomenlerin degil. Yalniz burada da unutulmamasi gereken bir sey var. Eger insanoglu zihnini insanlastirlasir devrimini yapar ve bir bir olarak tursel bilince erisirse; her seyden once yasamin onemini anlar, tum olumsuzluklarin insanogluna zarar verdigini anlar, savaslarin mucadelelerin anlamsizligini anlar v.s. Iste bu bilincteki bir beyin de, zaten dogaya diger turlere ya da fenomenlere farkli yaklasir. Yasamak ve yasatmak i siar alir. Kisaca bu "kendine faydasi olmayanin, kimseye faydasi olmaz" soylemidir. Burada turselden ziyade bir sosyo-toplumsal yani parcasal bir aciklama soz konusu. Yasalari cikaran zaten insanogludur ve yasalar cikarinin cikarini korur. Kisacasi konu insanoglu turunun kendi bunyesindeki her turlu savasiminin mucadelesinin bir birine hakim ust yoneten yonlendiren olmasinin bir yerde sonudur. Insanoglunun her turlu farki, insanligin yararina teknik ve bilim yararina kullanilacak. Aslinda bu farkli bir konu. Bir yerde bugunun insanlasamamis beyin duzeyinin oyle bir yasam ve iliskiyi algilayacagi da zaten bir yerde mumkun degildir. Cunku bugunku fenomenal/dogal zihniyetin her turlu cikarciligi ile degerlendirilecektir.
  21. Burada ilginc olan NASA'nin, daha once boyle soylemlere ve goruntulere onem vermemis olmasi. Bu sefer kendi calismasinda gorunmus. Ustelik Dunya semalarinda da degil.
  22. Burada iki mantik akilci olarak yurutulebilir. Koskoca ucsuz bucaksiz evren sadece dunya icin mi? Koskoca dunya, sadece insanoglu icin mi? Evrende bir nokta bile olamayan dunyanin bir noktasi bile olamayan insanoglumu icin hersey? Iste burada insanoglunun olmuslugu % kac ise, herseyin ki de o kadardir. Iste bu sorulara din ve tanri "her seyi insanoglu icin yarattim" olarak yanit verir. Bilim ise, her turlu olanagi ortaya koyar. Tabi sonucta hersey gozlemdir. Mesela NASA gecen gub uzay calismalari sirasinda UFO diye adlandirdigi bir goruntu yayinladi. Bir bilim merkezinin boyle bir goruntuyu yayinlamasinin sence anlami ne olabilir?
  23. Tesekkurler. Benim ozetimden daha onemli olan yazilanlarin bilinc acikligi ile algilanmasi. Cunku sabit fikirli ideoloji inanc ve izm ile yatip kalkanlar beyninin alicilarini kendi inandiklari dogrulara kapatmislardir ve sorgulanmazlarini sorgulayamaz ve ezber bozamazlar. Cunku onlar ellerinde olandan memnunlardir. O yuzden de her karsi cikani terslerler, bilincalti ellerinde olani koruma yatmaktadir. Bilgi ve dusunce ile de koruyamayinca direk satasmaya v.s. yonelirler. Tum sitelerde bu gozlemi alman mumkundur. Ustelik kendilerini "bilimsel" algiladiklarindan, seni "bilim dusmani" ilan ederler. Kisaca sadece kendi ufuklarinin kabulu ve reddi vardir. Senin bu ufkun disina cikman, onlarca algilanmaz. Buna noncognitivizm deniyor, yani bilisselsizlik.
  24. Iste evrensel hukuk adaleti ve bilimsellik bilissellik te bunun icin gecerli. Bak ben sana bir 7'li, NITELIK vereyim. Bireysel, insansal, evrensel, bilgisel, bilimsel, bilissel ve kavramsal
  25. Cunku bu cesit insani gorunumlu kavramlara cikarcilarin cikar somurusu ekleniyor. Yani "dostluk, esitlik, kardeslik, demokrasi, sevgi, adalet v.s." Ustelik bu sadece halklarin degil, bu halklarin yonetimde olmasinin da geregidir. Yani bu zihniyet sadece direnen degil; yoneten ve yonlendiren olmalidir. Mesela Turkiye'deki carpik laikligin sebebi, laikligi uygulayacak olanlarin sekuler bilincte olmamasi idi. Son cumlen biraz akilci ve "bencil" olmus. Soyle dusun, bilim teknigi gelistirmek zorunda mi? Sonucta sen herseyden once birikimini kendi bireysel degerin icin ortaya koyuyorsun. Yani insanoglu turunu icermeyen bir dusunce ve davranis zaten tursel bilinc icermez. Sadece "bencil, bireyci, bananeci, sadece kendi cikarini dusunen" bir akilcilik icerir. Yani bir ben bilincinin "ben kendim icin her seyi mesru ve mubah kilarim" diyerek her turlu insanlikdisi dusunce ve davranis sergilemesi gibi.
×
×
  • Create New...