-
İçerik sayısı
3.544 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
391
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by evrensel-insan
-
CHP nin yeni anayasa olarak tartismaya acmaya dusundugu vicdani red konusu, birey bilinci iceren bir konudur ve birey yetistiremeyen/yetismeyen toplumumuzda, vatandasin devleti icin var oldugu algisina terstir. Cunku bir vatani gorev olarak algilanmaktadir. Halbuki bireyi icin var olan devlet anlayisinda ise gayet mantiksal bir yanasim, bireyin kendi iradesiyle karar verebilmesi ve kendi varligini ve yasamini bilincli ve farkinda olarak algilamasi konusudur. Yani "ey Turk gencligi birinci vazifen, Turk istiklalini ilelebet korumak ve mudafa etmektir" yerine, "sen bir bireysin, senin ilk yapman gereken kendini yetistirmen, beslenmen, yasam standartin ve hak ve ozgurluklerindir ve buna sen karar vereceksin" mesajidir. Devletin, vatandasini "adam yerine koymasi" ve secimi ona birakmasidir. Yine soru, toplumumuzun bu tip bir birey bilincli konuyu, ne kadar algilayabilicek bir duzeyde olup olmadigidir. Sonucta, vicdani red hakkini kullanan bir kisinin, cevresindeki her turlu baski, distalanma, karsiya alinma, mudahele etik ve milli degerler, inanclar v.s. soz konusudur. Bu durumda, devletin bu vatandasini koruyucu, bilgilendirici v.s. sivil kurum ve kuruluslari olmasi ve bedava "yol gosterim/bilgilendirim" hizmeti verebilmesi ve kanunen can guvenligini ve vicdani red hak ve ozgurlugunu koruyabilmesi gerekir. En kaba tabir ile, vicdani red'in ilk duygusal algisi "vatana ihanet, vatan hizmetinden kacma" v.s. olacaktir. Saygilarimla; evrensel-insan
- 86 yanıt
-
- 6
-
-
"Devletin herhangi bir resmi ideolojisi olmamalı, dinler ve kimlikler karşısında tarafsız olmalı, kendisini etnik veya kültürel bir kimlikle tanıtmamalı" gibi öneriler var.-Alinti- Konunun detayina girmeden, sadece yukaridaki cumleye bakarak bir sey soylemek gerekirse, bu cumle; sekuler zihniyet tasiyan, devletin bireyi icin oldugunu (vatandasin devleti icin degil) vurgulayan, devletin bir etik taraf tutmadigini ve her tarafa esit mesafede oldugunu aciklayan birey bilincli bir aciklamadir. Gunumuzdeki olabilecek en insan ve insanlik iceren, insan haklari, evrensel hukuk ve farkli halklarin hak ve ozgurluklerini taniyan ve guvence altina alacak olan ideal bir sosyal, sivil, yanasimdir. Soru ise, ulke toplumumuzun bu tip bir yapilanmayi kaldirip, kaldiramayacagi bilinc ve farkindaliga sahip olup olmadigidir. Cunku toplum olarak birey bilinci yoktur ve birey yetistirilmemektedir. Vatandas, yandas bir toplumsal kisilikle yetismektetir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger berguzar; Yani özetle salt bilme insana yetmez. Karşımızda bir çiçek var, papatya. Hepimiz bunun papatya olduğunu biliyoruz. Ama onun papatya olduğunu bilmek bizi doyurmaz. Ne güzel papatya, sarısı ne güzel, güzel kokuyor gibi tanımlamalar olmazsa papatyanın papatyalığı bizi zerre kadar ilgilendirmez. Çünkü insan böyledir.-berguzar- "Papatya nedir?" sorusunun bilimsel olarak bir cevabi yoktur ve olamaz. Papatya'nin ne olduguna dair soylenen her soz, dilsel ve felsefidir. Soyle aciklayayim. Papatya'nin ne oldugunun ortaya konmasi, kesinlik, mutlaklik, ispat temelli NOKTALAYICI CEVAPLARDIR. Papatyanin ne oldugunu nasil bir cevap ile noktalarsan noktala, bilimin onunu ve ufkunu tikamis ve papatya'yi algi, bilgi, birikim, gozlem, bilinc ve farkindalik olarak noktalamis olursun. Bunu aklin kendini inandirmak icin bir tatmin temelinde yapmak, akli sinirlamak demektir. Bilim ve bilimsellik ise, papatya'yi bir fenomen olarak gozleme tabi tutar, bu gozlemi evrimsel iceriklle, soyutlayarak teoriye, teze, formule v.s. tasir, bu teorisini test eder ve yanlislanabilirligini baki birakarak gozlemine, bildirmesine, bilgisine, bilincine v.s. surekli bir surec olarak devam eder. Su ana kadar epoistemolojik gozlemi bilimi nereye getirdiyse, papatya ile ilgili bilimsel sinir odur. Ama bu sinir anliktir ve bilim papatyayi gozlemeye, bildirmeye, bilgisini test etmeye ve gerektiginde bilgisini yenilemeye ve yanlislamaya aciktir. Iste bilim, insanoglu dusuncesinin bu fenomeni surekli suregelen surec temelli bir gozlemidir ve bunun basi ya da sonu yoktur, bu surekli suregelen bir surectir. Bunun disinda, papatya'yi "sudur/budur, su degildir, bu degildir" temelli her turlu papatya gozleminin onunu tikayan yanasim ve PAPATYANIN NE OLDUGUNUN AKLIN KENDINI INANDIRDIGI BIR IDEOLOJIK, TEOLOJIK VE TELEOLOJIK DOGRU ILE ISPATI, KESINLIGI, MUTLAKLIGI "PAPATYA'YI SONLANDIRMA/NOKTALAMA" INANCIDIR. Burada isteyen, madde ile, isteyen dusunce ile, isteyen tanri ile, isteyen nesne ile, isteyen ozne ile, isteyen isim ile v.s. noktalar ve bu noktalama bilimsel degil; ideolojik, inancsaldir. Ustelik tum bu noktalamalar ve gozlem sinirsizligi insanoglunun bir yetisidir ve dolayisi ile insanoglu papatya ile ilgili ne ortaya atarsa atsan, bu tek tarafli bir monologdur ve sadece insanoglu eliyle, adina, icin, ait bir yapilandirilmisliktir. Papatyayi nasil olursa ne olursa olsun akil ile noktalamak (aklin tatmini tanrisal, egosal) inanctir. Papatyayi bir fenomen olarak evrimsel ve surekli suregelen surec ufkuyla gozlemlemek, gozlemi bildirmek, test etmek olgulastirmak ve bu bilginin degiskenligini, yenilebilirligini ve yanlislanabilirligini ortaya koymak ise bilim ve bilimsel olandir. Iste onemli olanda, eger bilimsel kalinacaksa, papatya ile anlik gozlem sinirini asmamak ve papatya fenomenini kesinlestiren bir ideolojik inanca tasimamaktir. Bunu yapmak hem bir dogal zihniyettir, hem bir egosal tatmindir, hem de insandisi bir oznel guce davetiye cikarmaktir. Cunku o zaman papatya biter, papatya ustunde dogal bir guc ve tatmin olusur. Bunu bir iki ornekle aciklayayim. Bir tunelde yuruyorsun, ama; ne tunelin ne oldugunu, ne basini sonunu, ne tunelin nerede/neresinde oldugunu, ne tunelde ne kadar zaman bulundugunu, ya da ne kadar zaman sure daha tunelde kalacagini v.s. sormak yerine, sadece tunelde yuruyorsun, ve yurumeye devam ediyorsun. Iste bu yurume ve yurumeye devam etme, bilimdir ve bilimseldir. Geri kalan aklin sadece kendisini ikna etmek icin sorup, cevap aradigi tanrisal ve egosal akil yurutumleridir. Bunu basarabilmek insansal zihniyet, basaramamak dogal zihniyet ve insandisi bir baska guc aramak ve ona teslim olmak, ondan tatmin olmak, onunla noktalanmaktir. Bu da zaten tunel degil, tunelin getirdigi aklin egosal ve tanrisal boyutudur, inanctir. Baska bir ornek, suya bakiyorsun ve baktikca su berraklasiyor. Ne suyun ne oldugunu, ne nezaman suya bakmaya basladigini, ne ne kadardir baktigini, ne ne kadar daha bakman gerektigini, ne berrakligin duzeyini, ne ne zaman basladigini, ne ne zaman sona erecegini v.s. temelli dusunmuyorsun, sadece suya bakiyor ve suyun giderek berraklastigini biliyor ve bakmaya devam ediyorsun, iste bilim ve bilimsellik budur. Bunun disi epistemoloji ustu, doga ustu, dunya otesi, mistik, mitolojik, ideoloji ve inanctir ve de aklin kendini teslim ettigi, tatmin ettigi insandisi bir guc arayisi ve egosal noktalamadir. Oyuzden basit bir "papatya nedir?" sorusuna yanasim ve bakis acisi verilen cevap ile birlikte, insanoglunun bilgisini,bilincini, farkindaligini, birikimini, bilimsel olup olmadigini,inancini, ideolojisini kisaca evrene, dunyaya, kendine, kendi birine vealgiladigi hedr seye yasam ve iliskilerine yonelik dusunce ve davranisinin temelini teskil eder. Saygilarimla; evrensel-insan
-
TUSIAD'da daha once Anayasa Taslagini aciklamisti. http://www.farklihaber8.com/haber/tusiad-yeni-anayasa-taslagini-acikladi/guncel/3366.aspx http://durushaber.com/news_detail.php?news=1498 http://www.dipnot.tv/5315/iste-TuSiADin-yeni-Anayasa-taslagi-.aspx Saygilarimla; evrensel-insan
-
AKP Daha once Anayasa Taslagini aciklamisti. http://haber.gazetevatan.com/0/136529/1/Haber Anayasa Taslaginin tam metni; http://www4.gazetevatan.com/vatananayasataslagi.asp Saygilarimla; evrensel-insan
-
CHP Beklenen Anayasa Taslagini acikladi. http://www.guneyhaberci.com/haber/8760/CHP_beklenen_Anayasa_taslagini_acikladi.html http://www.internethaber.com/iste-chpnin-yeni-anayasa-taslagi-350357h.htm http://www.stratejikboyut.com/haber/chpnin-calistigi-anayasa-taslagi--51820.html Saygilarimla; evrensel-insan
-
TESEV’in Anayasa taslağında "Devletin herhangi bir resmi ideolojisi olmamalı, dinler ve kimlikler karşısında tarafsız olmalı, kendisini etnik veya kültürel bir kimlikle tanıtmamalı" gibi öneriler var. Kaynak : http://www.internethaber.com/bu-da-tesevden-radikal-anayasa-cikisi--342164h.htm#ixzz1NyxrO2Ay http://www.internethaber.com/bu-da-tesevden-radikal-anayasa-cikisi--342164h.htm Saygilarimla; evrensel-insan
-
Bu forum da dahil, daha onceki forumlarda da, ayni soylemle karsilasmistim. Yazdigim mesajlarin, konusu, icerigi, ya da sordugum sorularin icerigi temelinde, bunu okuyan bir yazarin, halk arasinda gecen bir kullanimmis, "kilitlenmesi" ne demek? Gerci burada da bir birey bilinci yok. Cunku, birey bilinci olan kendisinin kilitlenmesini, baskasi onu kilitliyormus olarak degil; kendi kilitlenmesi olarak ortaya koyar. Bir kisinin kilitlenmesi, kendi insiyatifinde degil midir? "Kilitlenen" ne?, yazarin, kisinin akli mi, bilgisi mi, yazacaklarinin ne olduguna karar verememesi mi v.s.? Placebo'ya bu sitede soz verdim "kimsenin aklini onlarin istemi disinda "zorlamayacagim" diye, bu "kilitlenme", benim "aklin zorlanmasi" dedigim sey mi? Ben hic "kilitlenmedigim" icin bilmiyorum. Cunku, beni bir kisi, ben istemesem "kilitliyemez"," kilitlenmek", benim insiyatifimdedir. Bu konuda beni aydinlatirsaniz ve nasil "kilitlendiginizi" izah ederseniz, sevinirim. Boylece ben de, sorunun ne oldugunu ve neden onun sorun oldugunu algilamis olurum. Basta Astur lakabli yazar arkadastan bir aciklama bekliyorum. Konunun ne oldugunu algilayanlardan da, cevap gelirse, sevinirim. Mesela, pante ve placebo'dan. Bu konudagayet samimiyim. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger pante; " Bilimsel, kanunlar, kurallar, yasalar, dogadadir, evrendedir (maddededir)" diyorsan, bilimi ontolojik ve insandisina bagliyorsun ve maddeye, dogaya v.s. bir teleolojik (kanun yapici, kanun yaratici) icerik veriyorsun demektir. "Kanunlar, kurallar, yasalar tanridadir, bilim yasalari tanri olabilir-S.Hawking- (burada nasil bir tanridan bahsettigin ve o tanriya ne anlam ve icerik verdigin belirler), diyorsan, bilimi inanca ve teolojiye ve de insandisina bagliyorsun, demektir. Ayrica, teleolojik (akilli tasarim, programlayici, yaratici v.s.) bir icerik veriyorsun, demektir. "Bilimsel, kanunlar, kurallar, yasalar, birer insanoglu (bilim kisisi) soyutlamasidir/yapilandirilmisligidir. (teori, tez, formul, antitez, sentez, analiz, hipotez, maksim, postulat, belgit, axiom)" diyorsan, bilimi insanoglu faktorune ve epistemolojinin yapilandirilmisligina bagliyorsun demektir. Bu uc olanaktantan hangisi, ya da dorduncu birolanak. Buyur, inancsal, ideolojik degil; bilimsel olarak tartisalim. Kisaca, kanunlar, nesnede mi/maddedemi? Kanunlar yaraticida mi/tanrida mi? Kanunlar insanoglunda mi? Hangisi?, ya da varsa 4. bir olanak? Ozne ozelligine sahip olan bu yukaridakilerden hangisi? Ya da hem madde, hem dusunce hem de kavram olan hangisi? Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger pante; Bilimin felsefi tabanında bilgi değil, sezgi ve kuşku vardır. İnsanoğlu bilmediklerini öğrenmek ister. Sorgular, araştırır, eleştirir. Eğer bu merak deneylere, gözlemlere dönüşüp kanıtlar elde etmeye yönelirse bu felsefenin adı bilim felsefesi olur. Dolayısıyla bilim felsefesi sezgiyle, kuşkuyla, sorgulamayla başlar. "Bilim felsefesinin temelinde bilgi vardır" dersek yanlış olur. Bilgi değil, bilgiye ulaşmanın yolları, yöntemleri vardır. Tabi mevcut olan kanıtlanmamış bilgilerin de sorgulaması yapılıp onlar da kanıtlanmaya, kuramlaştırmaya çalışılır. Ama esas olan bilinmeyenlerin bilinmesidir ki bunlara da bilimsel yöntemlerle ulaşılır. Ulaşılamayan yani deneylenip gözlemlenmesi olanaksız bilinmeyenler için ise yapılan felsefeyi bilimle ilişkilendirebilmek için bilimsel felsefe olması gerekir, yani bilime dayanması, temelinde bilim olması gerekir. Örneğin materyalist olması gibi..-pante- Umarim yazilanlari okuyorsundur, gerci okumak da yetmez, algilamak gerekir. 1994'ten beri tum one surduklerimin bilimsel olarak ortaya konmasi ve benim bu konuda bilgilenmem ve birikim kazanmam en buyuk yardimcim. Oyuzden linkleri veriyorum. Gerci hersey algi, bilgi, bilinc temelindedir. Oyuzden kesinlikten yolacikanlarin algilamalari zordur. Bilimin temeli gozlemdir, kuskusu ise, ortaya attiginin yanlislanabilir ve yanlislanana kadar epistemolojik olmasidir. Bilim bilgidir ve pozitiftir. BILIMDE BILINMEYEN YOKTUIR, BILINENIN YANLISLANABILIRLIGI VE YENI GOZLEMLERIN GETIRECEGI YENI BILGILER VARDIR. Bilim SOYUTTAN BASLAMAZ, SOMUTTAN BASLAR. O yuzden de akilci degildir. Akli gozlemin getirdigi teori, tez, formul, hipotez uzerinedir. Soyuttan somuta giden bilim degil; felsefedir. Esas olan bilinmeyenin bilinmesi degil; bilinenin inanc olmamasidir. BILIM ONTOLOJIK DEGILDIR, O CAG BITMISTIR. K.Popper,,Kuhn ve Feyerabend, bilim ve bilimsellikte ontoloji cagini kapatmistir. Cunku ontoloji varligin ne oldugunu kesin ve ispatli olarak ortaya koyar, bilim ise fenomeni gozlemler. Iste tam da bu nedenden, ontolojiinanca ve INSANOGLU DUYUMUNA DAYANIR. Bilimde ise, inanc yoktur KENDI DAHIL, INSANOGLU GOZLEMINE DAYANIR. Oyuzden yukarida yazilan mesajlari iyi okumak ve algilamak gerekir. Eger itiraz olacaksa da, bu itiraz, bilimsel olmalidir. HERSEY BILGIDIR, BILGININ DISINDA BIR SEY YOKTUR. Istersen son cumlemi tartismaya acik olmadigi halde tartisabiliriz. Mesela, bilginin disinda ne oldugunu ortaya koymakla, konuya girebilirsin. varlikta, gercekte, dogruda bir turevdir, bir bilgidir ve insanoglu yaptirilmisligidir. Kisaca insanoglu disinda kalan ve insanogluna yansiyan gercegin (reality, truth degil), ne oldugu, anlam ve icerigi insanoglu yaptirilmisligi olan bir bilgidir. Insanoglu olmadan, varlikta, gercek te, dogruda bilgi de ortaya konamaz. Bu epistemolojik olarak boyledir. Yarin, baska bir canli turu mesela bir maymun cinsi, soyutlamaya baslar, bu soyutlasma ile insanoglu ile bir dialog kurarsa, o zaman oturur tekrar dusunuruz. Bugun icin epistemolojik olarak insanoglu hem kendi, hem de kendine yansiyan allgiladigi ve kavramlastirdigi her sey icin alternatifsizdir. Ustelik bu bilgilendirme, sadece insanoglu tarafli bir monologdur. Insanoglu eliyle ortaya konan, varligin, gercegin bu konuda bir soylevi, kabulu/reddi yoktur. Cunku dialog, sadece insanoglu turu bunyesindedir ve monologdur. Herseyin temeli olan insanoglu eliyle yapilandirilmis bilgi, epistemolojik olarak surekli suregelen bir surectir, yanlislanir, yenilenir, gozlem teoriye tasinir, teori test edilir, gozlem olgulasir ve gozlemsel yanlislanabilirligi baki kalir. Bu da surekli suregelen bir surectir. Bunun aksi olsa ve tum inanclar gibi, bilim de kendini sinirlasa, bilim ve bilimsellikte ve de teknikte gelisme olmazdi. Iste bilimin ve bilimselligin farki, surekli suregen bir surec olan degisim ve yenilenme, yanlislanmadir. Bilimde ontolojide oldugu gibi, kesinlik, sabitlik, mutlak v.s. yoktur ve olamaz, olursa inanc olur ve bilim olmaz. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/7/7b/Uncertainty.svg/550px-Uncertainty.svg.png http://en.wikipedia....iki/Uncertainty Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger terzaghi; Birincisi bir kisinin dedigini genellestirmemenizi oneririm. Ikincisi, yukaridaki mesajda belirtilenlerden hangisine ve neden bir "itiraziniz" oldugunu anlamisdegilim. Nedir mesajimdaki itiraz ettiginiz nokta? Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger Kodoman; Konu daha detayli algilansin diye, bazi alintilar ve linkler verecegim. Bilimsel yöntem çeşitli yeni bilgi edinmek veya bilinen bazı bilgileri doğrulamak veya düzeltmek amacıyla, çeşitli fenomenleri araştırmak için ve geçmişte kazanılmış, öğrenilmiş bilgileri tamamlamak için kullanılan yöntemlerin bütününe verilen isimdir. Bilimsel yöntem(ler) gözlemlenebilir, deneysel (ampirik) ve ölçülebilir kanıtların belirli bazı mantıksal prensiplerle incelenmesine dayanır-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_y%C3%B6ntem http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim Burada madde degil, fenomenden bahsediliyor. Yalniz, fenomenoloji ideolojisi ile karistirmamak gerekir.Yukaridaki "duzeltmek" yanlislanabilirliktir. Maddecilik, özdekçilik veya materyalizm, madde ve maddenin hareketleri ile değişimleri haricinde hiçbir şeyin varolmadığına dair felsefî teori sistemidir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Materyalizm Ontoloji ya da varlık bilimi, temel sorunu varlık olan felsefi disiplin. Varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. "Varlık" ve "varoluş" ayrımını; "Varlık vardır" ve "Varlık yoktur" fikirlerini tartışır.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ontolojik Natüralizm iki farklı felsefik görüşte incelenir: Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur (mesela "kesin işleyişler" buna örnektir, ama "şüpheli mucizeler" değil). Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir. Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Nat%C3%BCralizm_(felsefe) Yukaridaki link bazen cikmiyor. Cikan linkin arama sayfasina "naturalizm" yazip, cikan sayfadan, ikinci baslik "Naturalizm (felsefe)" yi tiklarsaniz, yukaridaki alintinin yer aldigi sayfaya ulasirsiniz. Ben evrensel-insan zihniyetine, 1994 te basladim. Ozamanlar, ne K.Popper'in yanlislanabilirlik ilkesinden, ne universal pragmatics sembollerinden (x ve y), ne P. Kurtz'un qua felsefesinden, ne de yapilandirilmis epistemolojiden haberim yoktu. Deconstructive, yani yapilandirilmisligin bozucusu epistemolojisi ise benim kendi matematiksel/mantiksal bilgim dahilindedir. Ayni, x ve y nin acilimi gibi. Evrensel-insan zihniyeti, herseye ve herbirseye yonelik evrensel/insansal/kavramsal/bilissel/insanmerkezci/bilimsel ve epistemolojik bir mentalitedir, yontemdir, metoddur ve kullanimbilim olarak ta, dogal zihiyet ve onun yapilandirilmis yapi ve isleyisine aykiridir. Yanlislama, cikarsama, negatif icerikli, ispat degil; curutme icerir. Curutme de, insan ve insanligi zihniyeti temelinde, epistemolojik, gozlemsel ve olgusaldir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger pante; Ne kadar "fark yok, hepimiz eşitiz" dense de başta dil ve yatırım konusu olmak üzere çeşitli konularda ayrımcılık olduğunu biliyoruz. Bu ayrımcılığa son verilmesinden bahsediyorum.-pante- Emperyalist zihniyet içermeyen iktisadi ilişkilerle önlenebilir. Bu tür yaklaşım sergileyenlerle ilişkiler mesafeli tutulur.-pante- Bir ustteki, ikinci cumleni aciklar misin?, yani mumkunlugunu? "Sen, Kurtsun, Ermenisin, Alevisin, yahudisin, dinsizsin v.s." ve "herkes Turktur ve muslumandir, Kurt, Ermeni, Alevi v.s. yoktur" soylemleri ayrimciliktir. Ama "Ben kurdum, ermeniyim, aleviyim, dinsizim v.s." ve Anadolu mozayiginin icsellestirmesi olarak "ben hem Turkum, hem kurdum, hem ermeniyim v.s." ise antiayrimciliktir. Yani,bir kisinin kurtlugune, ermeniligine, baska dinine veya dinsizligine ve her turlu degerlerine sahip cikmasi onun hak ve ozgurlugudur ve bu hak ve ozgurluge yapilacak bir mudahele de insan haklari ihlalidir. Bu dediklerime katiliyor musun? Demokratik devrimin tamamlanmasi, sadece aga ve tore temelli feodal iliski mi, cemaat algisi nasil ortadan kalkacak, tarikatlar ne olacak? Ayrica sekuler zihniyetli laiklik olusturulmadan Muslumanligin ve hatta sunniligin disinda kalan mezhep ve diger dinlerin, dinsizlerin hak ve ozgurlukleri ne olacak? Cunku bunun disinda ulusal butunluk birlik ve beraberlik saglanamaz. Yurtseverlik ortaya konamaz. Eger "saglanabilir" diyorsan, aciklar misin? Demokratik sosyalizm konusunda bir dusuncen var mi?, yani otoriter sosyalizm (proletararya diktatorlugu) degil. Yalniz burda senin teriminle, "liboslasma" (sosyal liberalizm,neoliberalizm) tehlikesi var. http://en.wikipedia.org/wiki/Democratic_socialism Saygilarimla; evrensel-insan
-
Bilindigi gibi, CHP'nin de destekledigi ozerklik secim sonrasinin konusu. özerklik; bir topluluğun, bir kuruluşun kendine özgü yasalarla kendi kendini yönetme hakkı, muhtariyet, otonomi. bir kişinin, bir topluluğun kendi uyacağı yasayı kendisinin koyması. 'Demokratik Özerklik' nedir? 'Demokratik Özerklik' neyi ifade ediyor? Demokratik özerklik talebi, Demokratik Toplum Kongresnin (DTKnın) 26-29 Ekim 2007 tarihlerindeki 2. toplantısında kararlaştırdı.... http://www.karadenizgundem.com/haber/3512-guncel-demokratik-ozerklik-nedir.html http://www.hurriyetport.com/gundem/ozerklik-nedir-iste-avrupa-konseyi-yerel-yonetimler-ozerklik-sarti-ayrintilari Saygilarimla; evrensel-insan
-
Bilindigi gibi, MHP ile ilgili cikan kasetler, fazla bir "ses getirmedi." Daha sonra CHP-MHP-BDP secim konusmasinda Teror ile iliskilendirildi. Ergenekon-Balyoz-PKK iliskisi one suruldu. Orgeneral Balanli Tutuklandi. Simdi siki durun; K.Evren (gece yarisi degil, evi basilarak degil, evi aranarak degil, "yaka-paca degil v.s.) ifade vermeye cagrildi En son olarak ta, Nedim Sener beraat etti. Gerci secimlere henuz iki haftadan biraz az bir zaman kalmisken, bakalim Esbaskan'in kesesinde, yada gelecek telefonda daha neler cikacak? Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger kodaman; Sana izah edici ve aciklayici bilgiler verdim. Eger okursan goreceksin ki, constructive epistemoloji ve benim deconstructive epistemolojinin, nesnellik, akilcilik, deneycilik temelli ontolojik yanasimlarla bir bagi yoktur. Bu kadar aciklama yeterli olmazsa, ya da anlasilamayan bir yer olursa, belirtirsen; ordan devam ederiz. Herhangibir seyin, yapilandirilmis olarak icinde bireysel olarak yer almadan ve konuyu oldugu gibi, resmiyle ve sorunuyla verebilmek icin de qua felsefesi gerekir. Dolayisiyle, constructive epistemoloji vequa felsefesi, herseyin bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugunu tum resmiyle ve sorunsal icerigiyle ortaya koyar. Deconstructive epistemolojide, bu ortaya konan yaspilandirilmisligin yapi ve isleyisinin insansal zihniyet temelli insanoglunun dogal zihniyetinin insandisi ve insanlikdisi oldugunu verir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Yapilandirilmisligin Cozumu Benim, evrensel-insan zihniyeti olarak ne yaptigimi ve bu yaptigimin ne oldugunu, en son yaptigim her turlu degerlendirme temelinde, epistemolojik olarak acikliyorum. Bunun ingilizcesi "deconstructivist epistemoloji" dir. Turkce tercumesi, su an bilinen ve algilanan kavramsal anlamiyla "yapilandirilmisligin (olusturulmuslugun) cozumu epistemolojisi (bilgisi) dir. Bunun bir kac ana izahini veren cumleleri vardir. Birincisi-everything is constructed- hersey, yapilandirilmistir. Ikincisi-structure is constructed-yapi yapilandirilmistir. Ucuncusu-construction is manmade- yapilandirma, insanoglu yapilandirmasidir. Evrensel-insan zihniyeti ise, bu insanoglu yapilandirilmisliginin, evrensel ayniliktaki yapi ve isleyis koken ve temellerini sekilsel, cizimsel ve gorsel olarak ortaya koyan ve bu yapilandirilmis yapi ve isleyisin, sorunsal acilimini ve dokumunu, kokden ve temellerinden arinarak yenileyen, cozumsel olarak ortaya koyan insansal bir zihniyettir. Yapilandirilmisligin cozumunun ne oldugunu algilayabilmek icin; once yapi ve isleyisin insanoglu eliyle, adina,ait ve icin olarak nasil yapilandirildigini da algilamak icin, en once yapi ve isleyisin mimarinin insanoglu oldugunu algilamak ve bu yapi ve isleyise insandisinda kalan ve yine insanogluna yansimasi ile algilanan ve insanoglu eliyle ortaya konan, herturlu ve herbir nenin, boyle bir mimarisi olmadigini da algilamak gerekir. Bunun yaninda, teleolojik olarak; herhangibir amaci da, baska bir fenomende (dogada, evrende, dunyada, maddede, yaraticida, yaratilisda v.s.) aramamak, sadece ve sadece epistemolojik olarak ve tek ve de alternatifsiz olarak insanoglunda aramak oldugunu algilamak gerekir. Ayrica bu yapi ve islerligini veren, her turlu yapilandirmisligin, siniri, kesinligi, sabitligi, sahipligi oldugunun algilanmasi ve bu siniri v.s. ortaya koyanin da insanoglu faktorunden baska bir sey olmadiginin da algilanmasi gerekir. Herturlu insandisi temel ve bakis acisindan, insanogluna yonelmek gerekir. Butun bunlar, insandisinin eliminesi icin gereklidir. Insanlikdisinin elimineside, tamamen neyin insan zihniyeti, dusuncesi, davranisi, sistemi ve duzenine yakistiginin uydugunun ve ortada olan yakisiksizligin ve uyumsuzlugun ne oldugunun algisi ve bu yakisikliksizligin ve uyumsuzlugun sorununun algilanabilmesi, ortaya konabilmesi konusudur. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Yapinin Yapilandirilmisligi Felsefenin, yapisal ve post yapisalligini, en acik ve net aciklayan cumle, epistemolojisinin cumlesidir. Bu cumle ayni zamanda epistemoloji ile felsefenin var ve ol temelli metafiziginin (ontolojik-teolojik-etik), bil ve bilgi temelli epistemoloji farkinida ortaya koyar. Bu cumle bana aittir ve matematiksel/mantiksal bir algi, bilgi, birikim, gozlem ve bilincin urunudur. "structure is constructed" yani, yapi yapilandirilmistir (olusturulmustur) Bu su demektir hersey bir yapidir ve yapisal olarak ancak algilanabilir. Bu yapiyi yapilandiran ise, kendi yapisi da dahil; insanogludur. Onemli olan da yapilandirilmisligin ne oldugu degil; NASIL YAPILANDIRILDIGINI (OLUSTURULDUGUNU) ortaya koymaktir. Iste constructionism ile constructivism de burada farklilasir. Constructionism, bu yapilandirilmisligin ne oldugunu aciklamaya calisirken ve INSANOGLUNU BU YAPILANDIRILMISLIGA TESLIM VE MAHKUM EDERKEN; constructivism, bu yapilandirilmisligin ne oldugu ile degil; NASIL O OLARAK OLUSTURULDUGU, YAPILANDIRILDIGI ILE ILGILENIR ve YAPILANDIRILMISLIGI, OLUSTURULMUSLUGU NASIL TEMELINDE COZER, BOZAR, KRITIZE EDER VE ACIKLAR. Bu konu ve bunun nasil elimine edilecegi, bundan nasil arinilacagi konusuda evrensel-insan zihniyetinin konusudur. Bu temelde de konu tamamen insan odakli, merkezli, faktorlu zihniyetin, dogal zihniyet temelli dogallastirilmis, yapilandirilmis ve olusturulmus koken ve temellerinin sorunsal ve evrensel ayniliktaki koken ve temelini, yani NOKTALAMANIN CIZIMSEL, SEKILSEL, GORSEL ACILIMINI ortaya koymaktadir. Yani ve kisaca, ne "Dusunuyorum, oyleyse varim", ne "varim oyleyse dusunuyorum" aksine "varligimi ve dusuncemi dile getiriyorum" temelli varlik, dusunce ve kavram uclemi; ancak insanoglu faktorunu temel alir. Ustelik, yapilandirilmisligin, olusturulmuslugun, yapilandiraninin ve olusturulmasini saglayaninin kim oldugu da, herturlu ve herbir yaraticinin (buna her turlu akilli tasarimcilik, programlayicilik v.s. de dahil) tekelinden kurtulup, insanoglu oldugu algisina verilmesidir. Sonucta insanoglunun soyutlamasi temelli her turlu ortaya attigi aklin sinirini belirleyen verilerle tartismak ve ugrasmak yerine; bu verilerin kaynagi olan insanoglunu temel almak, bir suru soruna da isik tutacaktir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Constructivist Epistemoloji-Yapilandirmaci Bilgi "Türkçe kaynaklara baktığımızda constructivism kavramıyla ilgili bir uzlaşmanın henüz gerçekleşmemiş olduğunu görmekteyiz. Kimi araştırmacılar constructivism kavramına karşılık oluşturmacılık (Kara ve Özgün-Koca, 2004; Baki ve Bell, 1997; Gürol ve Tezci, 2001; Asan ve Güneş, 2000; Kılıç, 2001; Yıldırım ve Akar, 2004; Kabapınar, 2004; Gürol ve Atıcı, 2001; Semerci, 2003; Yanpar-Şahin, 2003) terimini kullanırken kimileri de yapılandırmacılık (Köseoğlu, Budak ve Kavak, 2002; Yurdakul ve Demirel, 2004; Şaşan, 2002) ve hatta yapısalcılık (Aşkar Aktamış,Ergin ve Akpınar, 2003), yapıcılık (Alkan ve a., 1995; Deryakulu, 2001), inşacılık (Muğaloğlu-Aktürk, 2001), kurgulamacılık (çevrimiçi http://www.elma.net.tr) ve hatta birden fazla terimi bir arada yapısalcı(oluşturmacılık) (Koçoğlu ve Köymen, 2002; Turan, 2001) önermektedir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Konstr%...Frenme_teorisi) Bu nedenden dolayi, yukaridaki numarasi verilen mesajlarin ve "yapisal" in "olusturmacilik-constructivism" olarak alinmasini oneriyorum. Cunku bu konuda yapilacak her hangi bir Turkce kaynak basvurusunda, yapisal yerine olusturmacilik netice verecektir. Ayrica "yapilandirmacilik olarak ta henuz Turkce'de gecerli olmaktadir.konstrüktivizm'de kullanilmaktadir. Yalniz, constructivism, constructionism, yani kurmacilik ile karistirilmamalidir. Daha once bu baslikta aciklamaya calistigim, constructive epistemoloji, yani yapilandirmaci epistemoloji ile ilgili, internetten buldugum bir link, ana hatlari ile konu ile ilgili tarihi ve kavramsal bilgi iceriyor. Buradan bir pasaj alintilayacagim. Eger konu ilginizi ceker ise, ve konunun daha bir netlige kavusmasi istenirse, o zaman gelen sorulara gore, yanitlar verebilirim. Yapılandırmacılık (constructivism), Bruner (1990), Kelly (1950), Piaget (1969), Von Glassersfeld (1993) ve Vygotsky (1978) gibi arastırmacılar tarafından etraflıca ele alınan (aktaran Young ve Collin, 2004), anlama ve bilgi konularına odaklanan epistemolojik (bilgi kuramsal) bir yaklasımdır (Savery ve Duffy, 1995). Bilgi felsefesi olarak da adlandırılan epistemoloji, bilginin olanaklı olmasına, dogruluguna, geçerligine, kaynagına, dogasına iliskin arastırmayı kendisine konu edinen bir felsefe disiplinidir (Çüçen, 2001). Dolayısıyla yapılandırmacılık, tek bir gerçeklik oldugunu ve bu gerçeklige ulasılabilecegini savunan indirgemeci (reductionist) ve belirlenimci (deterministic) nesnelci (objectivist) paradigmadan farklı bir biçimde (Stead, 2004), mutlak gerçekligin, varsa bile, bilgisine ulasılamayacagını ve her bireyin yasantısal dünyasını bilissel süreçleri aracılıgıyla olusturdugunu öne süren bir epistemoloji olarak tanımlanabilir (Young ve Collin, 2004). Yapılandırmacı görüsün ilk temellerinin, Socrates öncesi (Pre-Socratic) filozofların “bilginin bilen tarafından olusturuldugu” fikriyle ve Socrates’in “Bilgi Algılamadır” ifadesiyle, Demokritos, Anaksimenes, Anaksimandros ve Thales gibi erken dönem Yunan filozoflarından dıs dünyanın bilgisinin mutlak oldugu,devinimle açıklanabilecegi (Thomson, 1997) ve bu bilgiye ancak deney yoluyla ulasılabilecegini savunan maddeci görüslerden belirgin biçimde ayrılmasıyla atıldıgı söylenebilir. Bununla birlikte, bir bilgi felsefesi olarak yapılandırmacılık 18. yüzyılda yasamıs olan Napoliten felsefeci Giambattista Vico (1688-1744)’nun çalısmalarında belirginlesmektedir. Vico, Eski Italyan Bilgeligi (De Antiquissima Italorum Sapienta, 1710, aktaran Copleston, 1996:162) baslıklı çalısmasında, Descartes’in felsefesini elestirerek, “gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin dogasındaki öznellige isaret etmistir. Diger taraftan, söz konusu temel önermeler, literatürde sosyal (social constructivism), bireysel (individual constructivism) ve radikal (radical constructivism) yapılandırmacılık gibi farklı bakıs açılarıyla ele alınan yaklasımların da temelinde yer alan önermelerdir (Brooks ve Brooks, 1999; Yurdakul, 2005). Esasen, bu bakıs açıları yapılandırmacılık ekseninde yer almakla birlikte, farklı noktalara vurgu yapmaktadırlar. Örnegin, Piaget (1999)’nin ismiyle özdeslesen bilissel yapılandırmacılıkta (cognitive constructivism) bireylerin bilgiyi, deneyimlerini, bir bilissel analiz ve açıklama isleminden geçirdikten sonra yapılandırdıgı vurgulanarak, bilissel süreçler ön plana alınırken, Vygotsky’nin görüsleri etrafında biçimlenen sosyal yapılandırmacılıkta (social constructivism) bilginin sosyal uygulamaların ya da sosyal gruplar arasındaki etkilesimlerin bir ürünü oldugunu kabul edilmektedir.(Young ve Collin, 2004). Ancak ne bireysel yapılandırmacılık ne de sosyal yapılandırmacılık birbirlerini dıslamamakta, aksine tamamlamaktadırlar (Nuthall, 1999; Kitchener, 2004). Nitekim ne Vygotsky bilginin yapılandırılması sürecinde bilissel süreçlerin önemini yadsımıstır (Nuthall, 1999); ne de Piaget bilginin yapılandırılmasında sosyal etkilesimi dısarıda tutmustur (Kitchener, 2004).-Alinti- http://buje.boun.edu.tr/upload/reviz...3BDE2DBd01.pdf Saygilarimla; evrensel-insan
-
Nesnel ve Objektif Bilgi Nesnel ve objektif bilginin, insanoglu oznesinden bagimsiz olamayacagini da, yapici bilgi adina eklemek istiyorum. Sonucta her turlu bilgi algisi, insanoglu turune aittir ve insanoglu turunun soyutlamasi ile bu bilgi ortaya konur. Burada bilimsellik farki ile inancsallik farki; soyutlamanin nerden basladigina baglidir. Eger bilgi, Akil soyutuyla baslar (metafizik, ontolojik, teolojik ve etik), Aklin dogrusuna inandigi bu soyut bilgi, somutlasirsa, yani sistemlesir, urumlasir, kanunlasir ve duzen haline gelirse; bu bilgi, inancsal, ideolojik ve dogrucu bilgidir. Burada bilginin, temelinin ontolojinin, maddesi, dusuncesi, pozitifi, nesnesi, oznesi veya kavrami olmasi, onun soyutlamasinin, aklin soyutu ile somutlastigi gercegini degistirmez. Eger bilgi, gozlem somutu ile baslar (burada gozlemlenenin ne oldugunun kesinliginden ziyade, fenomen kavrami kullanilir) ve gozlemin soyutu olan, teori, formul, tez, anti tez v.s. ile soyutlanirsa, bu bilginin bilimsel ve epistemolojik olabilmesi icin de, gozlemin ortaya koydugu soyut, teorinin v.s. test edilebilmesi ve yeni bir gozlem ile yanlislanabilmesi gerekir. Iste buradaki en onemli fark ve bu farkin getirdigi olgu, herkesi baglayan ve tartismaya acik olmayan ve de evrensel onayi olan bilgi, yani EPISTEMOLOJIK TEMELLI BILIMSEL BILGIDIR. Nesnel bilginin ontolojik degil de, epistemolojik sorununu ve insanoglu oznesinden bagimsiz olamayacagini, daha detayli algilamak icin; http://tr.wikipedia.org/wiki/Nesnel_bilgi Saygilarimla; evrensel-insan
-
Yapici Bilgi ile Yapisal Bilgi Farki Tarihin ve kulturun bir insanoglu yapimi oldugu algilandiktan sonra; ilk ortaya cikan mantiksal/matematiksel bilgi cesidi, toplumlari ve her turlu toplumsal yaptirim ve yonlendirimleri; IDEOLOJIK, AKILCI ve DOGRUCU temelde "degistiren/degistirmeye yonelen" bilgi olmustur. Genelde, etigin tum izmleri bu iceriktedir. Mesela, marxizim; mantiksal/matematiksel bilginin, bir urunu olan bu AKILCI IDEOLOJI, olan yapinin, yeni bir yapiciligina ( social constructionism) tasimak icin ideolojisini ortaya atmistir. Yapici bilginin, ortaya cikisi ve uygulanisi TOPLUMSALdir. Yani, bireye ve birey bilincine yer yoktur. O yuzden de oncu ve liderler eliyle, bulunan duzeni yikmaya ve kendi akilci dogrusuna paralel olarak, degistirmeye yoneliktir (proletarta diktatorlugu) Bir cesit, toplum oncu ve ust yapi eliyle, bireysel bilinc almadan, onculerin mucadelesiyle degistirilmek istenmektedir. Aslinda bakildiginda, bu tip akilci ideolojik dogrular, somutun degil; soyutun yani aklin bir urunudur ve bu akil ile toplumlarin tarihini degerlendirmekte ve tarihi degistirmeye yonelmektedir. SOYUT OLDUGU ICIN DE INANCSALDIR. Kisaca, yapici bilgi; kendi akilciliginin inandigi dogrusunun yarattigi ideoloji ile toplumlari (onlarin bilinc ve farkindalik duzeylerini gale almadan ve birey bilincinin farkinda olmadan) onculeri eliyle ve icinde bulundugu toplumsal duzeyi devrim ile degistirerek, kendi akilciliginin inandigi dogrusunun ideolojik duzenini getirme cabasidir. Zaten tarihe bakarsak, bu yapisal gelisim; tum tarih boyu tekerrur etmis ve yeni toplumlar, yeni etik yonlendirim ve yaptirimlar dogmustur. Bu, bugunde devam eden bir durumdur ve her birbirinden farkli akilci inancin dogruladigi ideolojiler (izmler), bu savasi vermektedir. Halbuki yapisal bilgi, hem yukarida aciklanan yapici bilgiyi hic bir yapici bilginin icinde yer almadan ve notr algi ile gozlemler ve gozleminin insan ve insanlik adina sorunlarini ortaya koyar. Iste bu temelde, yapisal bilgi; yapici bilgi zihniyetine karsidir ve onun yanlisligini gozlemi ile dile getirir. Yapici bir yerde, bireysel ve tasarimci akilciligin temelidir. Yani akilciligin dogruluguna inandigi bir ideolojinin pesinden gider ve onun icin mucadele eder. Bu temelde, tum etik yonlendirim ve yaptirimlar, yapici akilciligin bir urunudur. Bu akilciligin once akilda, sonra da duzende sistemlestirdigi etik (milli, dini, toresel, mistik, efsanevi, kulturel, geleneksel v.s.) tabular, veriler ve degerlerdir. Buna metafizigin, ontolojik ve teolojik ideolojileri de dahildir. Yapisallik ise, her turlu yapici bilgiyi disaridan ve notr gozlemler ve sorunlarini dile getirir. Ayrica, bilim bilimsellik ve bilimsel metodun yapisalliginin zihniyetini uygular. Sosyal yapisallik ( social constructivism) ile sosyal yapicilik (social constructionism) zihniyet farki da burada yatar. Cunku yapisallik, bilimsel olmayan yapiciligin bozucusu, curutucusu ve tum resminin sorunsal ortaya koyucusudur. Bu farkta, dogal zihniyet ile; insansal zihniyet farkidir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Yapisal Bilginin Uc Cesidi Epistemoloji, yani bilgi'nin felsefesi'nin; yapisal temelde uc cesit bilgi algisi vardir. Bunlar Sosyal bilgi Fiziksel bilgi Mantiksal/matematiksel bilgi dir. Bir kisi, dunyanin hangi cografyasinda ve hangi toplumunda dogarsa dogsun; kendisine yasam ve iliskilerinde, bulundugu cografya ve topluma paralel olarak sosyal bilgi (Etik icerikli, milli, dini, geleneksel, toresel, ahlaki, kulturel, siyasal v.s.) yonledirim ve yaptirimlinin "soyle yap/dusun, yapma/dusunme" temelli ogretileriyle beslenir. Fiziksel bilgi ise, genelde okul, cevre, aile, medya v.s. den alinan ve icerik olarak; genelde tum dunya da ortak olan bir bilgidir. Yalniz burada, fiziksel bilginin; etik yonlendirim ve yaptirimlarinin dogrulariyla, "carptirildigini" da unutmamak gerekir. Dunyanin neresinde dogar ve yasarsa yasasin, bir kisinin sosyal ve fiziksel bilgi disinda alabilecegi tek bilgi olan mantiksal/matematiksel bilgi ise, kisinin kendisini ne kadar birey bilincine tasidigina, kendi ve turunun varliginin bilincine ve farkina varmasina ve bir kimlik ve kisiligini, bulundugu toplumdan farklilasarak ortaya koymasina baglidir. Bu ucuncu bilgi cesidi, birey bilinci almaya baslamis kisinin, kendisine verilen ve kendisinden dusunce ve davranis olarak uygulanmasi istenen, sosyal bilginin tabularindan, veri ve degerlerinden kendisini ne kadar soyutlarsa, o kadar mumkundur. Cunku bu bilgi cesidi, sosyal bilgiyi, birey bilinci ile sorgulayabilen, degistirebilen, yenileyebilen v.s. temelli; sadece bireyin kendi kisiligine uyarladigi bilgidir. Bu bilgi bireyin, kendisine verilen her turlu, sabit, sahipli, alisilagelmis, otomatiklesmis v.s. anlam ve icerikleri; kendi algisi ile anlamlandirdigi ve icerik verdigi bilgidir. Bir birey, boyle bir bilgiyi neyin ne oldugunu ve kendisine nasil verildigini algiladikca, bilincine ve farkina cikardikca kisaca yaptirim ve yonlendirim yerine "serbestlige" eristikce, gelistirecegi ve kullanip, paylasacagi bilgidir. Bu bilginin, dogal zihniyet ve dogal ego bunyesindeki yansisi; genelde, sosyal yetistirim olarak, bencil, ya da bananeci, bireyci ya da toplumcu basi ceken, ya da bir gorusu takip eden iceriktedir. Buradaki en buyuk tehlike, yine nihilizmdir. Cunku bu bilgi, nihilizmin getirdigi yukumsuzlukleri, bencillige ve "benim icin hersey mubah" anlayisli akilciliga yonlendirir. Bu da bireyin "canavarlasmasi" demektir. Ya da birey, bir kenara cekilir ve "beni ilgilendirmez" diyerek, bananeci olabilir. Halbuki, arzu edilen; bu bilginin, bireyin birey bilincini, insansal zihniyet ve tursel self ile bilinclendirmesi ve kendi birini, turu ile butunlemesidir. Bunu da saglayacak olan, bireyin bireysel bilincini, gunumuz bilim, bilimsellik algisi ve bilimsel metodun, notr algili ve disaridan bakisli gozlem, teori, teori test ve yeni gozlem ile yanlislanabilmesi, algi ve zihniyetiyle gelistirmesidir. Aksi, bu bilginin; dogal zihniyet bunyesinde, teslim olan/alan temelli bir yansisi olacagidir. Ustelik, her teslimiyet, kendi bunyesinde; akilci, inancsal, dogrucu, tartismasal, ayrimci, bencil v.s. bir NOKTALAMA OLACAKTIR. Iste bir bireyin, zihin ufkunu noktaladigi yerde; kendisi acisindan, teslim oldugu yerdir. Yani kendi algisinca, sorunun olmadigi, mutlulugun bulundugu, tatmin olundugu v.s. yerdir. Bu da gunumuz algisindaki, bilim, bilimsellik ve bilimsel methodun uygulanabilen zihniyet ve dusunce/davranisina terstir. Iste bu ucuncu bilgi, bilim, bilimsellik ve bilimsel metod olarak her turlu yapisalligi ortaya surekli suregelen surec olarak sunarken; ayni zamanda sosyal ve ontolojik temeldeki fiziksel bilginin de yapisalliginin hem her yonuyle ortaya konumu, hem de bu yapinin insansal zihniyete gore, yapilanisinin nasil bir sorun icerdigini ve bu yapinin ne oldugunu, nasil algilanip, analiz ve kritize edilebilecegini ve curutulerek, nasil insan ve insanlik adina zihniyet ve dusunceleri olarak kok ve temellerinden yenilenecegini de veren bilgidir. Acaba ulkemizde, kimler ve nasil bu bireye ozgu mantiksal/matematiksel bilgi uretiminin bilincine sahiptir, farkindadir ve de dusunce ve davranista uygulamaktadir? Sonucta insanoglu turunun her konudaki, her turlu bilgi yenileyisi; bu ucuncu dusunceden cikar. Tarih, her konuda ve her alanda bu ucuncu bilginin yaraticilari ve onculeri ile doludur. Insani, onun insanligini, bilimi, teknigi v.s. ilerleten bilgi de bu bilgidir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Nesnellik ile yapisallik Farki Felsefenin ontolojik ideolojisi olan ve "gercek varlik" konusunda realizm adi altinda gorus belirten, fenomene KESINLIK, SABITLIK ve SAHIPLIK temelindeki diger ideolojilerle tartisan bakis acisi; temel olarak nesnelligi almakta ve sadece nesnel gercekligi one surmektedir. Bu temelde de oznel gercekik ve isimsel gerceklik ideolojileri ile tartismaktadir. Realizmin, aslinda temeli ontolojik ideoloji olan ve "mustakil var olan varlik" konusunda fenomene KESINLIK, SABITLIK VE SAHIPLIK olarak bakan bakis acisi madde ve onun ideolojisi materyalizmdir. Materyalizmin NESNELSELLIGI VE OBJEKTIFLIGI, objektivist, yani nesnelci epistemoloji olarak; epistemolojinin de bilim ve bilimsellik ile ilgili ideolojilerinden biridir. Nesnelci bilgi; insanoglunun dissal, gorunussel bilginin bilinebilecegini ve sadece bu bilginin gecerliligini ve kesinligini savunur. Halbuki, constructivist, yani yapisalci bilgi; bilinebilir gercekligin sadece insanoglunun soyutlama yoluyle ortaya koyumu olan bilgi oldugunu ve bu bilginin surekli suregelen surec icinde gozlemlenebilir, test edilebilir ve yanlislanabilir oldugunu soyler. Gercekligin, insanoglu dusuncesinden bagimsiz oldugunu, fakat; anlam ve bilgisinin bir insanoglu yapisalligi oldugunu dile getirir. Bu yapisallikta, bilim kisilerinin soyutlamasinin teorisi, formulleri v.s.dir. Constructivist, yani yapisalci bilgi; boylece hem oznelcilik, hem nesnelcilik hem de pozitivist bilgi den farklilasir. Sonucta insanoglu kenisine duyu ve duyumsal olarak yansiyani var olarak algilayarak kavramlastirir. Yalniz bu varin, ontolojik olarak ne oldugunu KESINLIK ve SABITLIK ile ortaya koymak yerine; bu varlanan fenomeni, gozlemleyerek, teorisini test ederek ve gerektiginde de yanlislayarak, surekli suregelen surec icinde bildirir, belirtir ve bu bilgiyi de ogrenime sunar. ISTE BU BILGI TARTISMA GOTURMEYEN BILGIDIR. Yani, YAPISAL BILGIDIR. Epistemolojik teorilerden biri olan yapisalci bilgi ile ilgili anlatim, asagidaki linkten saglanabilir. http://en.wikipedia.org/wiki/Constru...t_epistemology Nesnellik, yaygın olarak her tür öznel etki ve öğelerden bağımsız olabilme durumunu ifade etmek icin kullanılan bir terimdir. Nesnel bilginin temellendirilmesinde ileri sürülen argümalar aynı şekilde burada da geçerlidir. Nesnellikten kastedilen, özneden kesin bir şekilde bağımsızlıktır, daha doğru bir değişle öznenin (tüm öznellilerinin ötesinde kalarak) birebir nesnenin kendisine uygunluğudur. bunun nasıl olabildiği, kuramsal düzlemde açık değildir; dolayısıyla da bu haliyle nesnellik bir varsayımdan ibarettir.-Alinti- Yukaridaki alintinin, linki; http://tr.wikipedia.org/wiki/Nesnellik Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger kodaman; Siz, geçen yüzyılın başlarından kalma pozitivizm ve amprizm savunusu yapmaktasınız.-kodoman- Ilgisi yok. Bakin bu konuda size bilgi vereyim. Epistemoloji Hakkinda Bilgi Epistemoloji de, felsefenin diger dallari gibi bir suru teorilere ve felsefi baglantilara acilir. Theories of Truth -Gercegin Teorileri Absolute Truth · Coherence · Consensus · Constructivist · Correspondence · Deflationary · Epistemic · Indefinability · Pragmatic · Redundancy · Semantic Bu konuda evrensel-insan zihniyetini dile getiren bir birey olarak, dusuncem; yukarida koyulastirilmis olan, constructivist, yani yapisalci temeldedir. Epistemological theories -Epistemolojik Teoriler Coherentism · Constructivist epistemology · Contextualism · Determinism · Empiricism · Fallibilism · Foundationalism · Holism · Infinitism · Innatism · Internalism and externalism · Naïve realism · Naturalized epistemology · Objectivist epistemology · Phenomenalism · Positivism · Reductionism · Reliabilism · Representative realism · Rationalism · Skepticism · Theory of Forms · Transcendental idealism · Uniformitarianism Bir birey olarak, benim dusuncem; epistemolojik teoriler arasinda, constructivist epistemology, yani; yapilandirmaci epistemolojidir. Yapilandirmaci epistemoloji; http://en.wikipedia.org/wiki/Constru...t_epistemology Yapilandirmaci epistemoloji, bilimsel bilginin tabiati hakkinda felsefedeki epistemolojik bakis acisidir. Bilimsel bilginin, dunyada bulundugunu degil; bilim kisileri tarafindan yapilandirildigini ortaya koyar. Yapisalcilar, her turlu algi deneyimimizi ortaya koyabilmek icin, bilimin kavramlarinin zihinsel yapilandirma oldugunu one surerler. Sosyal konularda ise, konuyu sosyolojik degil; psikolojik kavram olarak ele alirlar. Cunku bir bireyin, bilgiyi anlamlandirmasi, sosyal conteks bunyesindedir. bu temelde de constructionist, yani kurmacilardan farklilasirlar. Yapisalci bilgi, genetik epistemolojinin bir koludur. http://en.wikipedia.org/wiki/Genetic_epistemology Bilmenin yapiandirmacilik teorisini ve genetik epistemolojiyi ortaya atan, Jean Piaget'tir. http://en.wikipedia.org/wiki/Jean_Piaget Hem episteolojiye, hem de psikolojiye yapisalciligi kazandiran bilim kisisidir. Kendisi ayni zamanda, notr algili ve disaridan bakis acili bir gozlemcidir ve teorisini cocuklari bilimsel gozlemleyerek ortaya koymustur. Piaget'e gore uc turlu bilgi vardir. Fiziksel, mantiksal/matematiksel ve sosyal. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Seçim Yaklaştıkça Başbakan daha da Çirkinleşiyor!
evrensel-insan replied to murty's konu in Politika
Saygideger terzaghi; Yani o işler bildiğin gibi değil..-terzaghi- Nasilmis o isler, anlatirsan ogreniriz. Bir kisinin yasamini surdurebilmesi icin, kendisini ertesi gune tasiyacak gereksinimleri almasi gerekir. Yasli insana neden emekli maasi verilir? Ozurlulere de, ozurlerinin duzeyine gore is verebilirsin. Bir devletin gorevi nedir?, vatandasini yasatmak degil mi? Tabi bunun icin once bir bilinc gerek. Yasam hakki, bir insan hakkidir. Sadaka degildir. Saygilarimla; evrensel-insan