Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Saygideger astur; Daha dur bakalim, kronik yasin cok genc, daha gorduklerin gormediklerinin orani bile degil. Ama, birisi kendisini kilitlemek isterse, benim yapabilecegim baska bir sey de yok, kusura bakma. Gerci tus olan pehlivan, gurese doymazmis ya! Saygilarimla; evrensel-insan
  2. Saygideger jadi; Gozlem olarak ben de ayni fikirdeyim. Ama benim konuyu degerlendirmem, gozlemin arkasindaki zihniyet. Zaten Kuvay-i Milliye, ne bir osmanli ordusu ile, ne de isgal gucleri ile savasmamistir. Gerci, burada saldiran anlaminda, savas gucunu Yunanistan olusturmus ve isgal gucleri, Yunanistan ile Kuvay- milliye'nin savasimini, seyretmislerdir. Yunanistan galip gelse idi, bugun farkli bir Anadolu ile karsi karsiya olacaktik. Istanbul'u hem padisah hem de isgal gucleri savasmadan terk etmislerdir. Zaten, Lozan ile isgalgucleri istediklerini elde etmislerdir. Saygilarimla; evrensel-insan
  3. Saygideger jadi; Bak sana bir ornek vereyim. SSCB eger anti emperyalist bilincte olsa idi, Afganistan'a cikarma yaparmiydi? Ya da iran irak savasini nasil degerlendirecegiz? Ya da Saddam'in Kuveyt'iisgalini? Saygilarimla; evrensel-insan
  4. Saygideger jadi; Soyle yapalim. Emperyalizm, ya da emperyalist uygulama ile emperyalist zihniyet arasindaki fark nedir? Emperyalist zihniyet, kendi amac temelli ayrimci bencil bir cikar ugruna her seyi mubah kilan bir mudaheledir. Bireyci akilciligin sistemlesmis ve duzen haline gelmis seklidir. Guce, otoriteye dayanir. Kendi aklinin inandigi ideolojik dogru temelince yaptgi her turlu mudaheleyi kendince bir mesruluk tabanina oturtur. Bu da onun otoriter algisinin bir tezahurudur. Bu acidan zaten, ne Ataturk'te ne de kurtulus savasinin zihniyetinde bu bilinc ve algi yoktur. Ataturk'te Kurtulus savasi'da emperyalist zihniyet tasimaz. Ama, anti emperyalist zihniyette tasimaz, cunku o da bir bilinc ve farkindalik isidir. Saygilarimla; evrensel-insan
  5. Saygideger jadi; Ne soylemeye calistigini anlamak o kadar zor ki. Insanlari kilitliyorum diye sikayet ediyorsun ya, birincisi karsindakinin ne demek istedigini tam anlamiyorsun, ikincisi anlatmak istedigin seyi anlasilir sekilde ifade edemiyorsun -jadi- Dogrudur, hep "suc/kabahat" yazandadir, okuyanda hic yoktur. Bir seyi tek tarafli degerlendirmek, degerlendirenin kendisinin varligindan haberi olmadigi anlamina gelir. Yazilanlardan neresi algilanmiyorsa, sorarsin aciklarim. Istersen tabi. Yoksa, yukaridaki cumlen gecerlidir. Saygilarimla; evrensel-insan
  6. Saygideger pante; Sana saçmalamak serbest Evrensel-insan. Gönlünce saçmalıklar düzebilirsin. Zaten "Emperyalist işgalcileri ülkesinden kovanların anti-emperyalist olamayacağı" saçmalığı üzerine söylenecek söz olmaz-pante- Dogru, senin bu konuda mantikli dusunemeyecegini, duygusal dusunecegini ve de aklinin inandigi ideolojik dogruya hala tutundugunu unutmustum. Bir seyi daha unutmusum, senin gozlem ile gozlemi veren teori farkini fark edemedigini. Cunku, akil sadece fenomenasl konulari degerlendirir, onun arkasindaki bilinc ve dusunceyi degerlendirmeye almaz. Konulara ontolojik yanasandan da, baska bir sey beklenmezdi zaten. Sonucta insanoglunu maddesel yasam ve sisteme mahkum edenler, bilincin ve numenin degerini nereden bilebilirlerki. Neyse sen fenomenal emperyalizme takil, cunku emperyalist bilincin ne oldugunu ancak, emperyalist zihniyeti algilayabilen tartisir. Saygilarimla; evrensel-insan
  7. Saygideger pante; Emperyalist zihniyet, bir "gelismislik", bilinc ve farkindalik akilciligidir. Gorunussel olarak saldiran ulkeler emperyalist diye, ona karsi koyan ulke anti-emperyalist olmaz. Cunku anti emperyalist olabilmek icin, emperyalist zihniyetin bilincini algilayabilmis bir akil duzeyi gerekir. Oyuzden konu gorunussel degil, ozseldir. Cunku gunumuzde de anti emperyalizm "gorunuslu" tum izmler veideolojiler, ayni guce, baskiya, dayanan temeliyle; emperyalist zihniyetin bir parcasidir. Saygilarimla; evrensel-insan
  8. Saygideger jadi; Anlasilan senin zamanin "cok kiymetli", o yuzden bence sen o zamanini ihtiyaci olana harca. Cunku bu platformlar kitlesel platformlardir, burada zaman harcayan da, zamani kendi icin degil; yazdiklari okunsun diye harcar. Ben de bunun icin yaziyor ve zaman harciyorum. Bu arada ben sizi "pisman edemem", ancak siz kendi kendinizi "pisman edersiniz", tabi farkina varirsaniz! Saygilarimla; evrensel-insan
  9. Saygideger pante; Yine mi kurtulus savasi? Sence kurtulus savasi'ni "anti-emperyalist yapan; nedir? Kurtulus savasi, o zamanki (cunku bugun anti emperyalist zihniyette, emperyalist zihniyettir) zihniyetle neden anti empoeryalisttir? Lozan andlasmasini oneren Ataturk mudur/Britanya'midir? Aslinda bu baslik yeri degil, ama; eger istersen, benim actigim "Anti emperyalist zihniyet, emperyalisttir" basligindan devam edebiliriz. Saygilarimla; evrensel-insan
  10. Saygideger jadi; Bakin, benim dile getirdiklerim; cogunlukla, sizin de uyesi oldugunuz TD Sitesi formunda ve burda da basliklarim var. Genelde bir goz gezdirdiginizde goreceksiniz ki; cogu basligim, ilgi/onem/etki acisindan pek yanit almamistir, ya da kisisel yonde bir yanit almistir. Bunun sebebi sizce nedir? Daha once TD Sitesinde, felsefe/psikoloji de olan "evrensel'in kosesi" basligim, cafe bolumune tasinmistir ve bunun nedeni de bana aciklanmamistir. Oyuzden isterseniz, once; dile getirdigim konular ve yazi dilim ve uslubum ve de her turlu duzeyim hakkinda bir iki basligimi okuyarak fikir edinin, o zaman belki bu konuyu daha detayli yazisma firsati buluruz. Saygilarimla; evrensel-insan
  11. Saygideger jadi; Aksine hic bir konuya, yuzeysel, yani fenomenal yaklasmam; hep numenal yaklasirim. Oyuzden de kimse kendi dile getirdiklerinde kendine gore, "sacmalamaz. Herkesin dile getirdigi, kendi aklinin inandigi ideolojik dogrusunca kendine tutarlidir. Bu da zaten dogal zihniyetin bir cikmazidir. Cunku bu tutarlilik bir monolog olarak tek taraflidir ve herkes, kendi tutarliligindaki dogrulari ancak kabullenir, gerisine karsi cikar. Ama; benim mesajlasmalarimda kabul ve karsi cikis algisi yoktur. Sadece herkesin kendi duzeyinin ve aklinin inandigi ideolojik dogrulari dile getirmesi vardir. Saygilarimla; evrensel-insan
  12. Saygideger jadi; Ben zaten simdiye kadar bir konuda kilitlenebilseydim, bu basligi da acmazdim. Sonucta ben kisilerin dile getirdiklerini kendi dile getirdikleri gibi algilamaya gayret ediyorum ve kendi dile getirdiklerimi de, dile gelenlere yonelik, karsit olarak degil; sadece kendi dusunduklerimi aciklamak icin dile getiriyorum. Yani her turlu kisisel duzey alis verisi yapmak icin, mesajlasiyorum. Oyuzden de simdiye kadar bir kitlenmem olmadi. Ama, kilitlediklerim oldu ki, bu basligi actim. Oyuzden de, benim dile getirdiklerimin baskalarini kilitlemesi, benden degil; kilitlenenden kaynaklanir. Ama, ben zaten bunun farkina varabilirsem, konuyu devam ettirmem. Bu da her zaman mumkun olmuyor. Saygilarimla; evrensel-insan
  13. Saygideger jadi; Bence konuya tek tarafli yanasmissiniz. Bu da egoistce, sadece kendinizi kurtarir bir yanasim olmus. Kilitlenmenin iki yonu oldugunu ilk mesajimda aciklamistim. Yani kilitleyenin degil; kilitlenenin yonunu. Bu da kilitlenenin, sadece baskalarini ancak suclama yoluyla, kendi algisinin yetersizligini, bilgisinin ve bilincinin yetersizligini algilayamamasi anlamini tasir. Farkinda iseniz konu benim dile getirdigim mesajlar uzerineydi ve yazi dilim ve uslubum, yazilarimi okuyan herkes tarafindan bilinir. Oyuzden, kisi, cuvaldizi baskasina batirmadan once once igneyi kendine batirmali, bu durumda karsi tarafi degil; once kendini sorgulamali. Bu da birey bilinci gerektiren bir durumdur. Oyuzden bir kisi kendince kilitlenirse "beni kilitleyen nedir?" diye dusunmelidir. Aksi, yani kisinin kendisini sorgulamamasi; kisinin gelismemesi ve ilerlememesi ve de devamli bahaneyi karsisinda bulmasi demektir. Tabi bu da kisinin bilecegi bir is. Kisi durmadan baskasini suclayarak, ne kendisini taniyabilir, ne de kendi, her turlu bilgi, bilinc v.s. duzeyinin ve de varliginin bilincine ve farkina varabilir. Saygilarimla; evrensel-insan
  14. Saygideger pante; Bu zırvayı öne süren ilahiyatçıyı hatırlarsınız belki, tv'de Celal Şengör'le birlikte evrim tartışmasına çıkmıştı.-pante- Evet, hatirladim. Saygilarimla; evrensel-insan
  15. Saygideger marquez; Aslinda yerinde ve guzel bir tesbit. Eger gozlemi, daha derli toplu bir hale getirirsek, sunu rahatca soyluyebiliriz. Osmanli dahil, TC nin hic bir doneminde Bati'nin kendi toplumuna ve farkli halklarina ve kendi ulkesine uyguladigi, insan haklari, evrensel hukuk, farkli halklarin hak ve ozgurlukleri ve bireysel hak ve ozgurlukler, serbest, sivil, sosyal ve bireyi icin var olan bir devlet yapisi Turkiye'de ve de tarihinde hic olmamistir. Olan, yine bati'nin diger yuzunun kendi toplumu ve ulkesi disindaki ulkelere, ekonomik, politik guce, baskiya, saldiriya, ic orgutlenmeye, kiskirtmaya ve kaos yaratmaya yarayan ve bunu mesru kilan diger yuzudur. Bugun eger Turkiye'de herhangibir beyin, baski, guc, saldiri, bombalama v.s. ile insanlikdisi bir yontemle getirilen ve mesru kilinan her turlu uygulamalara "ileri demokrasi ve hak ve ozgurlukler" diyebiliyor ve bati'nin sirf kendi ekonomik, bolgesel, yonetimsel cikari icin bunu destekliyorsa; buradaki sorunu iyi okumak algilamak ve gozlemlemek gerekir. Buradaki en buyuk hata, tum olanlari ve sorunlari, kendi ic dinamiginde aramak yerine; batiyi suclamaktir. Bati'nin kendine ve kendi disina uyguladigi budur ve bu batinin yaptigidir. Bunu suclamak neyi degistirir, ya da bunu desteklemek neyi degistirir? Eger Turkiye batiya ram olacaksa, neden batinin kendi toplumuna, ulkesine uyguladigi devlet ve yonetim durumuna ram olmaz da; batinin dis ulkelere uyguladigi yonteme ram olur, sikayet eder, suclar v.s.? Bir beyin, sorunlarini baskalarini sucluyarak cozume gitmeye yonelirse, o beyin hic bir zaman ne kendini bulabilir, nekendini taniyabilir, ne bilinclenebilir, ne de sorunlari algilayabilir. Zaten bati'nin kendi disindaki her turlu insanlikdisi uygulamayi mesru kilmasinin ve bunun kabullenilmesinin veya suclanmasinin temeli de budur. Bakiyoruz ve diyoruz ki "ulkemizin bu durumundan bati sorumludur" ben simdi soruyorum, neden buna bir cozum bulmuyoruz ve neden batiya bu temelde ram oluyoruz ve NEDEN BUNA IZIN VERIYORUZ? Cunku, turkiye'de hic bir beynin kendine ait ve ozel bir dusunce ve davranisi yok ve mumkun olmuyor. Her beyni batinin yaptiklari olumlu ya da olumsuz yonlendiriyor? Nerede Anadolu'ya ozgu bir beyin yapisi? Dogru ya 1600 lerden itibaren yok oldu, kayboldu. Bak istersen TC tarihine, hangi donemde devlet toplumundan yana ve farkli halklarindan yana olmus, insan haklarini, evrensel hukuku hak ve ozgurlukleri uygulamistir?, yani bati'nin kendi toplumuna, ulkesine yaptigini. Var mi boyle bir sivil, sosyal, normal, sakin v.s. bir donem? Yoktur olmadi ve yukarida aciklanan nedenler devam ettigi surece de olamaz. Cunku Turkiye'ye, tarihine, her turlu degerlerine v.s. ozgu bir beyin yoktur, olmadi ve bu gidisle de olamaz. O yuzden de dil dahil, hic bir deger korunamamaktadir. Cunku bilincli farkinda olarak kullanilan hic bir deger yoktur, bu degerler bilincsiz ve bilinc altidir, kaybedilir ve suclu disarida batti'da aranir. Cunku en kolay kacis ta budur. Kendi kendini kendi adina sorgulamayan toplumlar ayakta kalamaz, baskalarinin elinde oyuncak olur, kullanilir, yonlendirilir ve yok olur, Iste bu da birey bilincidir. Birey bilinci olmayan hic bir toplum, refaha, sivillige, sosyallige, normale donemez. Devamli, kaos, karmasa, kutupluluk, biz/oteki karsitligi, birinin otekine baskisini, mudahelesini, zorlamasini ve her turlu hak ve ozgurluklere yasak koymasini ve tecavuzunu yasar. Bunu da yapan, basta kimse odur, onun borusu oter. Turkiye toplumu, bireylesemedikce, birey yetistirmedikce, bireysel her turlu ogrenim ve ogretime erismedikce de bu devam edecektir. Zaten bati'nin da kendi disindaki toplumlara yaptiginin ozu budur. O TOPLUMUN BIREY YETISTIRMESINI ONLEMEK. Cunku, birey baskasinin doldurusuna, kiskirtmasina, kandirmasina gelmez. Cunku kendi kendini yasatabilecek beyni, algisi, bilgisi ve bilinci olur. Olmaya beyin de kul, kole olmaya, baskalarinin elinde oyuncak olmaya, her turlu kandirilmaya ve kullanilmaya mahkumdur. Saygilarimla; evrensel-insan
  16. Saygideger kapital; Insanoglu turu ve birinin butununun, fenomenal/dogal (fiziksel, biyolojik nurokimyasal v.s. yapisi ve beyni) yapisi ile, numenal/bilissel (dusunce, zihin, zeka, algi, bilinc, farkindalik v.s.) yapisi ortak olarak epistemolojik, yani bilgisel (kavram, ifade, felsefe,dil ve bilimin soyutu-tez, hipotez, formul v.s.) yapilandirmaciligidir. Eger bu yapilandirilmislik; fenomenonumenal ise, gozlemsel, olgusal, teorik, bilissel, bilimsel, nesnel, somut, gorunussel, v.s. dir. Numenofenomenal ise kurgusal akilci, ideolojik, inancsal, metafizik, ontolojik, teolojik, etik, estetik, soyut, ozsel, oznel v.s. dir. Bu da fenomen ile numen yapisinin kavramsal yapilandirilmisligi olarak insanoglu turu ve birini epistemolojik olarak henuz alternatifsiz kilar. Buradaki ana fark, kurgusal yapilandirilmisligin; ispatci, determinist, akilci,indirgemeci, kesinlikci, mutlakli, sahipli, sabit v.s. ideolojik inancsal SINIRLANDIRILISI ve her turlu DEGERSEL, VERISEL VE TABUSAL SABITLENMIS, ALISILAGELMIS, OTOMATIKLESMIS, YERLESMIS YONLENDIRIMI VE YAPTIRIMI ile olgusal yapilandirilmisligin, epistemolojik, sinirsiz, yanlislanabilir, yenilenebilir, degisken, surekli suregelen surec temelli UFUK OZGURLUGUDUR. Yani KURGUSALLIK NOKTALAR, OLGUSALLIK VIRGUL KOYAR. NOKTA SAVUNDURUR, SAHIPLENDIRIR, KARSI CIKARTIR, KABULLENDIRIR, TESLIM EDER/ALIR v.s.. TARTISTIRIR, SAVASTIRIR, MUCADELE ETTIRIR, AYRISTIRIR, v.s. VIRGUL YOL GOSTERIR, UFUK VERIR, OZGUR BIRAKIR, GELISTIRIR, SORGULATIR, NEDENSELLIGINI ARASTIRTIR, CIKARSAMA, CURUTME YAPTIRIR, ARINDIRIR, KURTARIR v.s. Saygilarimla; evrensel-insan
  17. Saygideger pante; Benim algimca burasi hala karisik, soyleki; Eger yerden kasit evren ise, o zaman gokyuzu nedir? Eger yerden kasit dunya ise, ve zamansal oncelikte yer ise, o zaman zamansal en once dunya olmuyor mu? "Yer ve gok" ikilemindeki, yerin dunya disindan baska bir sey olma olanagi varmi, tevrata ya da ibrahimi dinlere gore. Ozaman diger yerler, yani ay gunes gezegenler v.s. nasil izah ediliyor? Ya da daimi yer olan evren ile onun uzerindeki parca yerler (dunya,gunes v.s.) farki nasil ortaya konuyor bu aciklamayla? Saygilarimla; evrensel-insan
  18. Saygideger kapital; Doğaya sizin deyiminizle kanun vermemiş ya da yine sizin deyiminizle nasıl davranacağını söylememiş insanoğlu.-kapital- Dogada olani, gozlemleyen, teoriye tasiyan, teorisini test eden, olgulastiran ve insanoglu disindaki doga olgusunun gercekligine anlam ve icerik veren, bilimsel ve inancsal olarak ortaya koyan ve bunu sadece kendi icin yapan, ve de epistemolojik olarak bu numenal yeti de alternatifsiz olan insanogludur. Yani yasalar doga da degildir, dogayi gozlemleyen ve bu yasalari ortaya koyan bilim kisilerinin zihninde, teorisinde, olgusundadir. Iste bu fark epistemolojik yontem ile ontolojik yontem farkidir. Bunlari ben daha onceki mesajlarimda aciklamistim. Natüralizm iki farklı felsefik görüşte incelenir: Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur (mesela "kesin işleyişler" buna örnektir, ama "şüpheli mucizeler" değil). Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir. Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Nat%C3%BCralizm_(felsefe) Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 1.Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi 2.Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi 3.Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması 4.Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması 5.(3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilimsel_y%C3%B6ntem Oyuzden konu ne olursa olsun, metafizigin ontolojik varliksal bakis acisi mi, yoksa epistemolojinin bilissel bakis acisimi farki vardir. Benim dile getirdiklerim metafizigin ontolojik ve teolojik gercekliginin ideolojik inancsalligi ve numenal kurgusu uzerine degil; epistemolojik gercekligin, kavramsal, bilissel, bilimsel, olgusal ve numenal yapilandirmaciligi uzerinedir. Her turlu fenomenal gozlemi kendi de dahil numenal yapilandiran da insanogludur. Insanoglu disinda, insanoglu algisina baska yansi ve gozlem veren fenomenal hic bir somut, nesne, madde, fizik, kimya, biyoloji, evren, doga, dunya v.s. nin numenal bir yasasi yoktur, bu numenal yasalari, formulleri, tezleri, hipotezleri, teorileri veren; insanogludur. Bu durum insanoglunun sezgisel, duyumsal algisinin inanci, ideolojisi, soyutu, ozeli, ozneli ozseli icin de gecerlidir. Cunku bu yeti de insanogluna aittir. Oyuzden de bilim ve bilimsellik, fenomenin ne oldugu ile degil; onun gozlemi ve olgusu ile ilgilenir. Fenomenin varliksal, metafizik, ontolojik her turlu mustakil ya da gercek tartismasi felsefenin metafiziginin konusudur. Insanoglunca da bu tartisma, gercekligin gercekte var olan nedir olarak tartismasi bilhassa idealizm ve materyalizm arasinda yuzyillardir devam etmektedir. Cunku ortaya bu tartisma varliksal tartisilmayan bir olgu koyamaz. Olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir. Olgu; nesnel ve irade dışı olumlardır ve sık sık olay ile karıştırılır. Tarafsızdır, Nesneldir, Yoruma açık değildir, İstenç (irade) dışıdır, Bir süreç belirtir, Herkes tarafından kabul edilmiştir. Karşıt örnekler: Atatürk 1881 yılında doğmuştur:(Olgu değil olaydır.) Türklerin ilk sözlüğü Divan-ı Lugat-it Türk'tür:(olgu değil olaydır.) Atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsuna çıkmıştır:(Olgu değil olaydır.) Türkiye'nin başkenti Ankara'dır:(Olgu değil olaydır.) Atatürk 10 Kasım 1938'de vefat etmiştir: Olgu değil olaydır.) Uygun örnekler: Suyun 99 derecede kaynayıp 100 derecede buharlaşması, olgudur ama falancanın kilosu olaydır. Işığın hızı, olgudur ama falancanın saniyedeki hızı, olaydır. Yer çekimi, olgudur. Canlıların üremeleri, olgudur ama falancanın üremesi, olaydır.-Alinti- http://tr.wikipedia.org/wiki/Olgu Saygilarimla; evrensel-insan
  19. Saygideger kapital; "Yer çekimi" üzerine fikir mübadelesi etmiştik.-kapital- Yer cekimi bilimsel bir olgudur. Gozlemlenir, teorisi test edilebilir ve N.S.A. da da gecerlidir. Ama, bunu gecerli kilan, test eden, teorisini ortaya atan, olgulastiran, gozlemliyen ve bilimsel kilan da insanogludur. Yani, yer cekimi olgusunun gercekligi, yerin kendinde degil; insanoglu algisinda, anlaminda ve icerigindedir. Yani bir insanoglu yapilandirilmisligi, insanoglu monologu, insanoglu ortaya koyumudur. Yer cekimi kavrami da bir epistemolojik gercekliktir. Gozlem veren hersey gibi, insanoglu da gozlem verir. Onemli olan, insanoglunun alternatifsiz olarak bu gozlemi algilayan bir numenal yapisi oldugudur. Iste insanoglu faktoru, diger fenomenlerden bu numenal yetisi farkiyla ayrilir. Cunku bu NUMENAL YETI, EPISTEMOLOJIK OLARAK INSANDISI BASKA BIR GOZLEMLENEN OLGU DA YOKTUR VE INSANOGLU BU NUMENAL YETISI ILE ALTERNATIFSIZDIR. Saygilarimla; evrensel-insan
  20. Saygideger faster; Nedir şimdi bu? Sizler güneş tepedeyken zifiri karanlık güneş yokken gündüz aydınlığı olduğunu gördünüz mü? Burayı es geçip ıvır zıvır yapıştırıyorsunuz. -faster- Hayir, gormedim. Yalniz tutulma oldugu zaman, ortalik zifiri olmasa da, tutulma surecinde biraz loslasiyor. Ayrica kutuplaradogru gidildikce, gun kavrami gece gunduz farki zamansal olarak degisime ugrar. Neden dini bilgi edinmek, "suc mu?" Ben genelde, dini bilgi dilini algilamakta gucluk cekiyorum, onun icin sordum. Zaten bilimsel olarak neyin ne oldugu, bu konuda yeteri kadar ortaya konmus, ve konmaya devam ediyor, oyle degil mi? Saygilarimla; evrensel-insan
  21. Dunyanin A cografyasinin, A toplumunda iki kisi, din ve tanri uzerine sohbet etmektedir. B sahsi ile C sahsi arasinda gecen sohbet. B- Senin bir dinin var mi? C-hayir, yok. Ya senin? B- Var, Adi da Tutra Dini ve ben bu dinin getirdiklerini uyguluyorum. C- Ben Tutra dininin getirdiklerini uygulamiyorum. B- Neden? C- Cunku ihtiyacim yok. B- Ama, Situ tanrisinin bir emri, Tutra dini uygulamasi. C- Olabilir. B- Nasil "olabilir" C- senin, Situ tanrinin bir emri oldugu icin ve sen bu emri uyguladigin icin olabilir. C- Peki sen, Gizu Tanrisi ve onun kitabi Letu'ya neden inanmiyorsun? B- Cunku benim tanrim ve kitabi, tum tanri ve kitaplardan daha onemlidir. C- Ozaman seninle ayni inancsizligi tasiyoruz. B- Nasil, yani. C- sen de, bende; Gizu tanrisina ve onun kitabi Letuya olumsuz bakiyoruz. Sen inancini Situ tanrisinin, Tutra dini ile, ben ise inanca ihtiyac duymamakla Gizu tanrisi ve Letu Kitabina karsi, olumsuz yanasiyoruz. B- Olurmu, ben "en yuce v.s." tanri ve dinine inaniyorum. C- olabilir, ben Tanrinin hicbir turune ve dinin hic bir uygulamasina ihtiyac duymuyorum. B- o zaman, Situ'nun cezalarina razisin. C- sen de Gizu'nun. Bu arada unutma, dunyada sadece bu iki tanri yok, daha bircok tanri ve din ve de rehber var. B- iyi de Situ benim tum sorularima cevap verebiliyor. C- Gizu da oyle. Ama; senin sordugun sorulara, Situ'nun cevap verebiliyor olmasi, senin inancin degil mi? Ben ise sorulara bilimsel cevaplar veriyorum. Veremedigim olursa da, ileride verilebilecegini biliyorum. Ustelik sen cogu zamanini ve yasamini Situ ve Tutra dinine ayiriyorsun, sirf cezalanmamak icin ama; Gizu'nun cezasini unutuyorsun. Eger sen dunyadaki mevcut, tum din kitap ve tanrilarinin seni cezalandimamasini istersen, vay haline. Ben ise yasamimi yasiyor, bilim ile ilgileniyor ve bu hayatta kendi istedigimi yapiyorum, hic bir inanci hic bir dine ve tanriya da beslemedigim icin, ceza alma gibi bir endisem de yok. B- Aaa, saat gec olmus, benim dini uygulamami yerine getirmem lazim, yine gorusuruz. C- tabi, ne zaman istersen. Boyle bir soylesi. Isteyen kendinden de bir seyler katabilir. Saygilarimla; evrensel-insan
  22. Saygideger pante; Simdi bu Tevrat' a gore, tum evren, gokyuzu v.s. dunya'dan sonra ve sadece dunya icin mi, olusuyor? Yani zamansal onculuk evren ve dunya disinda mi, yoksa dunya dami?, ki buna gunes de dahil. Saygilarimla; evrensel-insan
  23. Saygideger pante; 8- AKP'nin yaptıklarının yapacaklarının teminatı olarak görülmesi,-pante- RTE'nin yaptiklarindan toplum ve her kesimi memnun muyduki, yapacaklarinin teminati ona oy kazandirsin. Demokratik muhafazakar, dini sagda, AKP'ye rakip bir alternatifin bulunmamasi. Ne CHP, ne de MHP'nin AKP'lilesmekten vaz gecmemesi. Bir seyin asli varken, kimse suretini tercih etmez. AKP'nin elinde olan her turlu, ekonomik, medyatik, devlet propaganda, kullanim ve baski olanagi. Unutmamak gerekir ki, Alman toplumu da, Hitler'i 4 donem iktidara tasirken, hic bir seyin farkinda olamadi. Saygilarimla; evrensel-insan
  24. Saygideger mantik; Kavramı fiziksel dünyaya bağlayan herhangi bir somut gösterge yoksa, yani doğrudan veya dolaylı bir algısal veri yoksa, ve kavram da soyut bir kavram değilse, o zaman yoktur deniyor-mantik- Konuya ontolojik baktigin zaman, bu gecerli olabilir, cunku sonucta kavramin, aklin onu onu isaret eden ile ozdeslestirebilip, ozdeslestirememesine baglidir. Bu da bir ozdeslestirme sorunudur. Ama epistemolojik olarak, yok olan bir kavram yoktur. Cunku kavramin gercekligi onu var kilar. Buradaki olan kavram uzerinden dogal zihniyetin yapisinin isleyisi uygulanir, yani kavrami ozdeslestirecek aklin inanci varlar, kavrami ozdeslestirecek aklin inanci yoklar. Dolayisiyle, var/yok bir kavram degil; kavramin olumlu/olumsuz ifadesidir. Iste bu ifade de, ifade edenin kavrama verdigi anlam, icerik ve kavram ile kurdugu bag ve iliski temelindedir. Bu icerik olumsuz ve bag kurulmazsa; kavramin ifadesi, yok; icerik olumlu ve bag kurulmussa, kavramin icerigi vardir. Zaten kavram yoksa, ifade de yoktur. Kavram otesi, bilgi otesi ve epistemoloji otesidir. Oyuzden kavramlar, epistemolojik gerceklik olarak; maddi, nesnel, manevi, oznel, gorunussel, ozsel, ozel genel, soyut, somut olabilirler. Ayrica unutmamak gerekirki, aklin kendisine dogruladigi ideolojik inancinin, mutlaka dogrulamasinin bir temeli vardir ve bu temel maddesel somut ve nesneldir. Mesela, Allah kuran ile, sevgi, sahis, kitap, cicek, cocuk v.s. ile; demokrasi izm ile somutlanir. Zaten akil soyutu somutlayamasaydi, ne bir sistem ne bir kurum, ne bir idare sekli, ne de bir duzen olurdu. Onemli olan, aklin ozdeslestirmesinin fictional, yani kurgusal mi, factual, yani olgusal mi oldugudur. Burada bilimsel olan, olgusal olandir. Oyuzden OZDESLESEMEYEN BIR KAVRAM MUMKUN DEGILDIR. Zaten kavram, alginin bir seyle ozdeslesmesi sonucu dogar. Hersey kavram ile, epistemolojik olarak sinirlidir. Bu sinirin degisimi de, surekli suregelen bir surectir. Algilanamaz kavram yoktur, cunku tum kavramlar, ya yansiyanin bes duyu algisi, ya da yansiyanin duyum, sezgi algisidir. ifade olarak varlayan, yoklanan, ya da bilinmez, kilinan kavram (tanri var/yok/bilinemez ifadesi gibi, halbuki tanri kavrami vardir) vardir. Bu da dedigim gibi, o kavrama o aklin verdigi anlam ve icerik, kavramin ne ile ozdeslestigi ve kavram ile kurulan bagdir(teizm, monoteizm, polyteizm, deizm, panteizm, panenteizm, agnostisizm, ateizm). Saygilarimla; evrensel-insan
  25. Epistemolojik temelli ontolojik paradoks; A- bu masa degil mi(eliyle masayi gosterir) B- evet (masayi gorur ve tasdikler) A- peki bu melek degil mi-eliyle daha once ad konmamis bir cismi gosterir) B- Hayir A-neden? B-cunku melek fenomen degildir, gozlemlenemez. A- Peki, sen bu sana gosterdigim seyi gozlemliyor musun? B-evet A-o zaman sorun nedir? B- Bu melek olamaz. A- Neden? B-Cunku melek gorunmez. A-yani sen melek olmamasini gorunmezlige mi bagliyorsun, peki bu gorunen nedir? B-Adini bilmiyorum. A-peki masanin masa olduguna inaniyorsun da, bunun neden melek olduguna inanmiyorsun? B- Cunku masa gorunuyor, melek gorunmuyor. A- yani sen, bu goruntuyu (eliyle masayi gosterir), masa kavrami ile ozdeslestiriyorsun da, su goruntuyu(elindeki cismi gosterir) melek kavrami ile ozdeslestirmiyorsun. Bunun tek sebebi senin "masa (masa kavrami, masa adli cisim ile ozdeslesir) gorunur, melek (A sahsinin elindeki cisim, inanc olarak melek kavrami ile ozdeslesmez, cunku melek kavraminin, cisimsel bir goruntusu yoktur, gorunmez inanci vardir ) gorunmez" inancin degil mi? B- evet. A-o zaman bu sabit bir inanc, eger sen aklin olarak melegin de gorunebildigine inanirsan, ayni masa gibi; bunu (elindeki cismi gosterir), melek kavrami ile ozdeslestirir ve melek olduguna inanirsin. B-? Goruldugu gibi, hersey kavramin ne oldugu degil; kavramin ne ile ozdeslestigi ve kavramlarin akillardaki almis oldugu sabit anlam ve icerikler. Burada, masa da, melek te; her turlu epistemolojik gerceklik te insanoglu yapilandirmisligidir. Saygilarimla; evrensel-insan
×
×
  • Create New...