Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.729
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    137

Everything posted by kavak

  1. Genelde tarımdan geçimini çıkarmaya çalışan çiftçilerin durum aynı. Dünya genelinde bu böyle, bu nedenle çoğu ülke subvansiyon yapar. Parayı götürenler, üreticiden ziyade aracılar, tüccarlar. Kaymağı götüren bunlar.
  2. Hah hah ha... Sen hele bir yakın arkadaşlarına bu mevzuyu bir sor. Bakalım onlar nasıl düşünüyor...
  3. Sen de her maçoyu şiddete meyilli sanıyorsan yanılıyorsun. Konumuz şiddet falan değil. Bilirsin; hani "Kadınlar, sert erkeklerden hoşlanır" diye bir tabir var. Burada kastedilen erkekleri, kadına şiddet veya kaba kuvvet kullananlar manasında görmemen lazım. Sen tekrar arkadaşlarına sor bir. Eşcinsellere gelince... Onların da serti ve yumuşağı vardır elbette.
  4. kavak

    Gülün adı

    Umberto Eco´nun 1980´de yayınlanan bu kitabı bana bir bayan hediye etmişti ve çok beğenmiştim. Sanırım 5-6 kez okumuşumdur. Hatta yayınlandıktan kısa bir süre sonda beyaz perdeye de uyarlanmıştı. Başrolü meşhur Sean Connery üstlenmişti ki film de bir hayli başarılı idi. Bir rahip gizemli bir manastırda işlenen cinayetleri aydınlatmak için görevlendirilir. Olaylar Orta Çağ İtalya´sında cerayan ettiği gibi, o devirdeki Kral ve Papa arasında yaşanan gerginlik ve çeşitli tarikatların düşmanlıkları akıcı ve başarılı bir üslupla yazıya dökülmüş.
      • 1
      • Thanks
  5. En eski meslek nedir? Elektrikçi. Tanrı, "Işık olsun!" diye buyurdu ve ışık oldu.
  6. Hayattaki en sıkıcı şey, 20 yaşında yapmamız gerekenleri 40 yaşına gelince öğrenmemiz.
  7. Mitolojide narsisizm: Narkissor(Narziss), eski bir yunan efsanesine göre nehir tanrısı olan Kephisos´un ve Leiriope´nin yakışıklı oğlu idi. Kadınlar tarafından aşırı ilgi gördüğü için kibirliydi ve tanrıça Echo´nun aşkını bile geri çevirmişti. Bu nedenle tanrıça Nemesis onu cezalandırdı. Narziss, bundan dolayı suda gördüğü kendi simasına karşı doyumsuz bir sevdaya tuttulur. Bu ilk narsistin sonu hakkında iki farklı rivayet var. Birincisinde tanrının müdahalesiyle bir yaprak suya düşer ve sudaki sima bulanıklaşır. Çirkin olduğunu zanneden Narziss kahrından ölür ve Nergis çiçeğine dönüşür. İkinci rivayete göre Narziss kendi simasına ăşık olur, onunla birleşmek(!) ister ve bunu yapmaya çalışırken boğulur.
  8. Narsist birisinin tabiatında ben merkezcilik ağır basar. Buna yukarıda değinmiştik. Bu kişler hakkında çok şeyler söylenir, yazılır, çizilir. Bunlardan bazıları mesela şunlar: - İlk etapta kendilerine arkadaş yerine taraftar seçerler. - Herşeyi yapabildiklerini anlatmaktan çok zevk duyarlar ancak ellerini hiç kirletmezler. - İlgi manyağıdırlar, haliyle sahnenin en önünde sürekli görünmek isterler. Sürekli pohpohlanmak isterler. - Öz eleştiri ile işleri pek olmaz ki en yapıcı ve haklı eleştiriyi bile tehdit olarak algılarlar. - Empati yoksunudurlar. Hatta bununla ilgili tıbbi kanıtlar bile var. Magnetresonanztomograf (kısaca MRT) ile elde edilen verilerde, bunların beyin korteksinin normal insanlara nazaran oldukça ince olduğu gözlemlenmiştir.
  9. İnternet büyük çapta hayatımıza girdi gireli, kendine ăşık olan insanların çağı da başlamış oldu diyebiliriz. Eskiden bunlar yok mu idi? Elbette vardı ancak kendilerini böyle ulu orta teşhir edebilecekleri, neredeyse hiçbir yaptırımı olmayan sanal platformlar yoktu. İnsanların bu dürtüsünü/özelliğini kamçılayan ikinci büyük etken ise Apple´nin İPhone 4´ü piyasaya sürmesi oldu. Cihazın üzerindeki ufak bir kamera ile kendi kendinizin fotoroğrafını çekmek, çoçuk oyuncağı gibi kolay hale geldi. Kişisel profil sayfaları (örneğin Facebook vb.) milyonlarca özçekimlerle (selfie) dolup taşmaya başladı. Eskiden her çekilen resimin bir kıymeti, değeri ve ağırlığı varken, yeni bir moda furyası başladı. Sayısız Smartphone kullanıcıları, çevreyi sadece kendilerini ön planda gösterirken resimliyorlar. Bununla da bitmedi tabii. 2014 yılında yeni bir oyuncak piyasaya sürüldü. Smartphone´u bir çubuğa bağlayıp, "selfie" çekiyorsunuz. İngilizcede bu çubuğa dalga geçercesine "Narci Stick" ismi yerilmiş. Narsisizm´i çağdaştıran bu kelime bence çok yerinde bir tanımlama. Narsisizm, "kendi kendine aşık olan kişi" demektir. Bu kelime son zamanlarda müthiş bir kariyer yaptı. Özünde ben merkezcilik, özseverlik yatar. Bilhassa gençlerde çok yaygın bir hale geldi. Kendi filmlerinin çekimlerinin yıldızları olma sevdasında olan insanların sayısında patlama oldu. Smartphone´ler olsun, Tablet´ler olsun; bunlar ego aşığı bu insanların yardımcıları, hatta menecerleri haline geldiler. Narsizmus çağında yaşıyoruz artık bence. Herkes sevilmek, bilinmek, gözükmek, takdir almak istiyor.
  10. Yine bol keseden ergence sallamışsın ve hiçbir şey anlatamadın. Eziklik kompeksi, kudurmak, bebeler, IQ, cahillik, çocukça, akıl yoksunu, ezikler... N´oldu? Böyle hakaretvari hep aynı cümleleri ve kelimeleri yazınca çükün mü büyüyor? Görüyorum ki gerçek hayatta bir baltaya sap olmamış gibi bir halin var. Bugüne kadar diğer sosyal platformlarda ve buraya damladığından beri kendinden olmayanları kaç kere "kibirli" olmakla suçladın? Saysana bir, çünkü senin açından önemli olmalı. Halbuki kibirin nirvanasında olan bizzat sensin. Takıntılısın. Bunu inkar eden mi oldu da böyle böbürleniyorsun? Evet, hepimiz ölümlüyüz. Sen de öylesin! Yukarıda yazmıştık: -Herkesin bir tuhaflığı vardır. Cümlenin sonuna noktalama işareti iliştirmeyenlere daima kıl olmuşumdur. Benim bir tuhaflığım bu işte ancak üzerinde çalışıyorum. Peki seninki nedir? Mesela senelerden beri oraya buraya sloganvari görseller iliştirmek ve hep "Aman da ben...ben...ben çok yakışıklıyım" edebiyatı olabilir mi? Buradan bakınca narsistliğin dibine kadar saplanmış ve kendinden başka herkese düşman kesilmiş bir görüntü veriyorsun. Herhalde eline geçse, tüm canlılığı yok etmeye de kalkarsın. Umutsuz bir vakasın. Hasılı seni kendi haline bırakmak en iyisi...
  11. Atma Recep! Sen önce en azından cümlenin sonuna nokta koymayı öğren.
  12. kavak

    Corona

    Avrupa´nın bir çok ülkesinde 70´li yılların sonuna kadar bilhassa çiçek hastalığı ve çocuk felcinin üstesinden gelmek için zorunlu aşı vardı. İlk okulda bizi de bizim rızamızı almadan aşılamışlardı. Bugün bu hastalıkların gündemde olmamasının nedeni bilhassa zorunlu aşıdır. Benzer durum bu salgın hastalık için de geçerli. Günümüzde bir hayli etkili olan aşılar var ve dünya çapında zorunlu aşı yapılması şart oldu artık. Bazılarının "Aman da özgürlüğümüz elimizden alınıyor!" babında veryansın ettiğini duyar gibiyim. Bunlara laf anlatamazsın. Bunların çoğu bekar veya tek başına yaşayan insanlar, bu nedenle aile ve toplum sorumlulukları zayıf. Bireysel ve bencilce hareket ediyorlar. Halbuki gerçek olan şu ki bilhassa aşı olmayanlar bu hastalığı yayıyor. Aşı olmayanların %80´ne bulaşma riski varken, aşı olanların sadece %10´una bulaşma riski var. Benzer durum başkasına bulaştırma riskinde de var. Hasılı bu zıkkımı yenmenin yolu zorunlu aşıdan geçiyor.
  13. Yahu çevrende tanıdığın, samimi olduğun kadınlar/kızlar vardır mutlaka. Onlara bir sor, belki senden daha iyi biliyorlardır. Ayrıca @Ateist-Bakış ne anlar bundan? Yanılmıyorsam kendisi erkek. Bu sorunun yanıtını olsa olsa ya kadınlar ya da eşcinsel erkekler bilir.
  14. Epeyi meşhur bir gavur özlü sözünü aklıma getirdin. Türkçe tercümesi şöyle: Herkesin bir tuhaflığı vardır. Ancak bazılarının tuhaflığı aşırı derecede uçuk olabiliyor. Bizi biz yapan unsurlardan birisi de bu durum galiba, çünkü insanların hayal gücü sınır tanımaz seviyede seyrediyor. Dinlerin, tanrıların, meleklerin, cinlerin, şeytanların hortlamasının başka bir açıklaması yok bence. Fakat diğer yandan bu sayede görsel ve yazılı müthiş eserler piyasaya sürülmüş. Harika romanlar, müthiş şiirler/şarkılar, muhteşem resimler/tablolar, nefes kesen filmler vs. Bunu da yabana atmamak lazım. Yine de dediğine katılıyorum tabii.
  15. kavak

    Corona

    Güncelleyelim... Kim ne derse desin, bu salğın hastalık hălă dizginlenemedi. https://www.worldometers.info/coronavirus/
  16. Yahu...maço tipli James Bond´vari tiplerle kadınların ne işi olur? Bugüne kadar çoğunu izledim sayılır. Hepsinde hiçbir kadının "Hayır!" dediğini ve onu sepetlediğini görmedim. Bu ne iştir?
  17. Şu derin manălı nükte çokbilmişlere gelsin... "Dünyanın sonu geliyor!" deseler, "Amaaan, zaten başını kaçırmışım" deyip üzülmeyecek kadar gamsızım!
  18. Evet; bu konuda seninle hemfikirim. Ahh...şu "Aman da ben tüm dağları yarattım" çokbilmişliği yok mu. Mistik´in de durumu o derece.
  19. İki sene evvel Çin´deki bir pazar yerinde. - İki tane kızarmış yarasa, lütfen. - Biraz bekleyin lütfen, çünkü onlar henüz tam pişmedi. - Amaan. Böylesi yeterli; bundan dünyanın sonu gelmeyecek herhalde!
  20. kavak

    Corona

    Omikron adında yeni bir mutasyon hortlamış ve çok saldırgan bir tür olduğu söyleniyor. Bu gidişat hiç hayra ălămet değil. Halbuki aynı anda dünya çapında tüm ülkelerin katıldığı bir sokağa çıkma yasağı uygulansa, bu salgının kökü kazınmıştı. Bakıyorum her ülkenin uyguladığı yöntemler farklı, hatta her eyaletin uygulaması bile farklı. Hal böyle iken 5., 6., 7. dalgaların gelmesi çok olası. Diğer yandan er veya geç zoraki aşı uygulamasına geçilmesi şart oldu. Başka türlü bu hadisenin son bulacağını zannetmiyorum.
  21. Canlılığın neden var olduğu sorusu güzel olmasına rağmen, dinsel yanıtları bir kenara bırakırsak, tatmin edici bir cevabını vermek de bir kadar zor. Belki de bir zorunluluktur, çünkü maddenin en küçük parçalarının tek başına hal ve hareketi başka olabilirken, bu parçaların bir araya gelmesi sonucu oluşan hal ve hareketi ise bambaşka. Tek bir parçacığı kimse pek önemsemezken, dünyadaki evrimin bir bakıma doruğu olan bizlerin ve bizleri biz yapan milyarlarca parçanın bir araya gelmesi sonucunun nihayetinde, çok karmaşık bir şey olan farkındalığın farkında olmaya potansiyeli ortaya çıkmıştır. Peki, canlılık nedir? Bence iki parçacığın muhabbeti.
  22. Bir zamanlar dünyanın dört bir yanında bu rakamlara bir hayli anlam yüklendiği çok bariz bir şekilde ortada. Şöyle bir baktığımızda, 1 ile 100 arasındaki rakamlara akla gelen her türlü anlamı yamamışlar. Bununla da yetinmemişler, bu sefer harflere rakamları atamışlar. Her harf bir rakamı ifade ediyor. Bilhassa Orta Doğu´da bu yöntem allanıp budaklanmış. Günümüzde bile bunlardan medet umanlar var hălă.
  23. Valla şimdi özeti fazlaca yeşillendirirsem, bu sefer spoiler vermiş olurum. O zaman da kimse meraklanıp okumaya yeltenmez. Geçenlerde James Bond´un son filmini izlemeye niyetlenmiştim ancak çevremdeki bir som ağızlının teki, filmin sonunda J.B.´un öldüğünü söyleyince, filmi izlemekten vazgeçtim. Tüm hevesim gitmişti, iyi mi?! Onun gibi düşün.
  24. İlahi Güçler Temel´in köyündeki Temelzade Camii´nin hocası Abdurrezzak Efendi, Cuma vaazinde, sonsuz evrendeki ilahi güçler hakkında cemaatini bilgilendirmek ister. O esnada Temel´i görür ve ona sorar: “Temel, bir adam beşinci kattan düşer de kılına bile zarar gelmezse, buna ne denir?” Temel: “Çok şanslıymış, da…” “Peki, onuncu kattan düşer de kılına zarar gelmezse?” “Yuh, iyi şansı varmış, da…” “Peki, ellinci kattan düşer de kılına zarar gelmezse? Temel şöyle bir düşünür sonra der ki: “Hocam, o adam ya manyaktur, ya da kendini yüksekten atma aluşkanluğuna kapılmıştır, da. Ha oni bir doktora götürün siz.”
  25. Elinin körü! Tüm hikayeyi yazmamı bekliyorsan, havayı alırsın. Bence harika bir mini özet olmuş. "Harika bir eser" gayet güzel bir özet.
×
×
  • Create New...