Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.766
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    144

Everything posted by kavak

  1. - Erkeğin kadın üzerindeki hakkı daha büyüktür. Çünkü kadın aslında erkeğin kölesi, hizmetçisidir. Hadis-i şerifte «Allah'tan başkasına secde etmek câiz olsaydı, kadınlara kocalarına secde etmeleri emredilirdi» (1), buyuruldu. - Erkeğin kadın üzerindeki hakkı şöyledir: Kadın evde oturmalı, kocasından izinsiz dışarı çıkmamalı, kapıda ve terasta durmamalı, komşularla sık sık görüşmemeli, fazla konuşmamalı, bir işi düşmeden yanlarına gitmemeli. Kocasından iyilikten başka konuşmamalı, oynama ve yatma gibi mahrem işlerinden bahsetmemeli, her işinde kocasının isteği üzere, onu memnun etmeye gayret etmeli, kocasının malına hıyanet etmemeli, şefkatli olmalıdır. Kocasının arkadaşı kapısını çalınca kendisini bildirmeyecek şekilde cevap vermelidir. Kocasının bütün ahbablarından yüzünü örtmelidir. Kocasının hâline kanaat etmeli, fazla bir şey istememelidir. Kocasının hakkını akrabalarından önce tutmalıdır. Daima kendini temiz tutmalı, sohbet ve yatmaya uygun olmalıdır. Yapabileceği her hizmeti yapmadır. Kocasına güzelliği ile övünmemelidir. Kocasından gördüğü iyiliğe şükürsüz olmamalıdır. Senden ne gördüm? dememelidir. Sebepsiz yere alışveriş ettirmemeli ve boşanmamalıdır. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor: «Cehenneme baktım. Çoğunun kadın olduğun gördüm. Ne için böyledir dedim. Çok lânet ederler, kocalarına şükretmezler ve onlardan şikâyet ederler, dediler».
  2. - Kadın söz dinlemezse ve kocasına itaat etmezse, onu yumuşaklıkla, güzellikle itaate getirmelidir. Yine itaat etmezse, söz dinlemezse, darılmalıdır ve yatakta ona sırtını dönmelidir. Yine dediğini yapmazsa, üç gece yatağına gitmemelidir. Bu da fayda vermezse dövmelidir. Fakat yüzüne vurmamalı ve bir yeri kırılacak kadar kuvvetli vurmamalıdır. Namazda, yahut din hükümlerinden birinde kusur ederse veya yapmazsa, bir ay, hattâ kusurunu düzeltinceye kadar ona dargın durmalıdır. Nitekim Resülullah bir ay bütün hanımlarına dargın durmuştur.
  3. Evlenecek kızlar ve kadınlar nasıl olmalı... 1. Esas olan, günahdan kendini koruma ve ibâdete devamdır. Çünkü böyle olmayan kadın, malda hıyanet eder. Meselâ kapları kırarsa evin erkeğinin canı sıkılır. Kocasının üzerine saldırır da kocası susarsa, hamiyeti noksan, dini az, insanlar arasında mahcup ve kara yüzlü olur. 2. İyi huydur. Çünkü kötü huylu kadın şükürsüz olur. Utanmadan kocasına lâf söyler, olmayacak şeyleri ister. Bununla yaşamak, geçinmek dert olduğu gibi, dini bakımdan zararına sebep olur. 3. Güzelliktir. Ülfeti artırır. Bunun için evlenmeden önce alacağı kızın yüzünü görmek sünnettir. 4. Mehri az olmaktır. Peygamber Efendimiz buyurur: «Kadınların (kızların) en iyisi mehri daha az, güzelliği daha çok olanlardır» (*). Mehri çok istemek mekruhtur. 5. Kısır olmamalıdır, Peygamber Efendimiz (sâllâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Evin köşesinde serili bir hasır, çocuk doğurmayan kadından daha iyidir». 6. Bekâr olmalıdır. Daha çok sevilir. Koca görmüş kadının gözü eski kocasında kalmış olabilir. 7. Soyu temiz olmalıdır. Din ve salât bakımından de iyi bir aileden olmalıdır. Çünkü asılsız edeb olmaz. Asâletsiz olanda beğenilmeyen huylar olur. Hattâ o huylar çocuklara bile geçer. 8. Yakın akrabadan olmamalıdır. Hadis-i şerifte, «Çocuğu zayıf olur» (), buyuruldu. Belki de, akrabalardaki şehvet azlığından olabilir.
  4. An itibarı ile AKP ve MHP´nin DEM partisine ve Kürtlerin desteğine ihtiyacı var. Çünkü anayasayı kökünden değiştirmeye niyetleri var ve elbette RTE yeniden seçilmek istiyor. Bunu Kürtler olmadan yapamazlar.
  5. Nikâhın beş şartı vardır: 1 — Velidir. Velisiz nikâh olmaz. Velisi olmayanın velisi sultan olur. 2 — Kadının razı olmasıdır. Bâkire olursa, babası verirse, yahut babası kızının rızasına lüzum görmezse, olur (2). Fakat kıza da söylemek daha iyidir. Susması bile kâfidir. 3 — İki âdil şâhidin bulunması lâzımdır. Fakat sâlih Müslümanlardan bir grubun bulunması daha iyidir. İki kişiyle iktifa etmemelidir. İki erkeğin hâli meçhul olursa, yâni fıskını erkek ve kadın bilmezse, nikâh doğru olur. 4 — İcâb ve kabül sözlerini veli ve kocanın yahut vekillerinin sarih olarak söylemesi lâzımdır. Nikâh ve tezvic lâfızları Farsça (veya Türkçe) söylenebilir. Sünnet olan, Bismillâhi ve billâhi velhamdülillâhi'yi okuyup velinin "Filânı şu kadar mehirle nikâhla sana verdim", demesidir. Damat da, Bismillâhi velhamdülillâhi'den sonra, «Bu nikâhı bu kadar mehirle kabül ettim», demelidir. Akid ´en önce alacağı kızı görmesi, beğenince akid eylemesi, aralarındaki ülfetin çok olacağı ihtimalini artırır. Evlenmeden niyeti çocuk yapmak, gözünü ve kalbini haramlardan korumak olmalıdır. Kuru bir istifade ve şehvet olmamalıdır. 5 — Kadın, evlenmesi mahzurlu olmayan şekilde olmalıdır. Evlenmesi haram olan yirmiye yakın hâl vardır: Başkası ile evli, iddet bekleyen, mürted, putperest, Allahü Teâlâ'ya, kıyamete ve peygambere inanmayan zındık, kadınların erkeklerle bir arada oturmalarını câiz gören, namaz kılmayan ve ben biliyorum ki, bana bundan ceza yoktur, diyen, Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem)in dünyaya teşrifinden sonra, neslen İsrailoğullarından olmadığı hâlde Hıristiyan yahut Yahudi olan, hür kadın alabilecek durumda olanlar için! cariye olan, kendi cariyesi olan, aralarında lânetleşme vaki olan, akraba ve mahrem olan, süt dolayısiyle mahrem olan, aralarında hürmet-i müsahara bulunan, yâni daha önce alacağı kadının kızını veya büyük annesini nikâh etmiş ve bunlarla zina etmiş olmak. Alacağı kadını daha önce baba veya oğlunun nikâh etmiş olması da nikâha mâni olan hâllerdendir. Ayrıca nikâhlı dört hanımı bulunan beşinciyi alamaz. Nikâhı altında bulunan kadının kız kardeşini veya teyzesini veya halasını nikâhlayamaz. Burada kaide şudur: İki kadının biri erkek farzedilse, bunların nikâhı birbirine düşmüyorsa her ikisini bir nikâh al tında toplamak câiz olmaz. Üç talâkla boşadığı eski karısını, kadın sahih bir nikâhla başkasıyla evlenip boşanmadan nikâhlayamaz. Kadın veya erkek hac veya umre için ihram giymişse nikâh olmaz. Bülüğa ermeden bikri zâil olanın, bülüğa erinceye kadar nikâhı sahih olmaz. Yetim kızın bülüğa erinceye kadar nikâhı câiz olmaz. İşte nikâhın dürüst ve helâl olması şartları bunlardır.
  6. - Evlenmenin bir faydası da dinini korumaktır. Şeytanın kötülük yapma âleti olan şehveti kendinden uzaklaştırmaktır. Bunun için Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Evlenen, dininin yarısını korumuştur». Evlenmeyen kimse fercini korursa da, ekseriya gözünü bakmaktan, kalbini vesveseden koruyamaz. - Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: «Dolaşan her kadının yanında bir şeytan olur. Bir kimse güzel bir kadına rastlayınca, hemen evine gidip hanımı ile sohbet etmelidir. Çünkü, bu mes'elede bütün kadınlar aynıdır».
  7. @Singularity, her şeye rağmen Güney Doğu´daki Kürtlerin sayısını küçümseme. Çünkü oradaki belediyeleri hep onlar kazanıyor. Sonra AKP gelip kayyum atıyor. Yani mızıkçılık yapan ABD´den ziyade AKP´liler.
  8. - Kur´an´ı okumanın edeblerinden birisi okurken ağlamaktır. Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) buyuruyor ki: «Kur'ân-ı Kerim okuyunuz ve ağlayınız. Ağlayamazsanız kendinizi ağlamaya zorlayınız»
  9. Haklısın, harita tam olarak güncel değil. Diğer yandan Türkiye´nin yarısına gözlerini dikmişler. Büyük Kürdistan Devleti olmayacak şeye "Amin" demek gibi bir durum olmakla beraber, Türkiye dikkatli adımlar atarsa en azından Türkiye´deki Kürt meselesi ortadan kalkmış olacak. Da, ben hâlâ bir hayli çekimserim.
  10. - Muhakkak bilmek lâzım ki, Kur'ân-ı Kerim'den maksat, onu okumak değil, ona uyarak iş yapmaktır. Okumak ise akılda tutmak içindir. Akılda tutmak da yapmak içindir. Emirlerine uymadan Kur'ân-ı Kerim okuyan, efendisinden mektup alıp, mektupta yapması gereken işler bildirilen bir kölenin, bir yere oturup, mektubu yüksek sesle okuması, sözleri gayet düzgün ağzından çıkarması ve fakat emirlerden hiçbirini yapmaması gibidir. Şüphesiz azarlanmaya ve cezaya müstahak olur.
  11. Kürtler İran´la işbirliği yapmaz. Tam tersine ellerinden gelse, nihai hedefleri şu: Türkiye, İran, Irak ve Suriye Kürtlerinden oluşan büyük bir bağımsız Kürdistan Devleti kurmak. Şu an Irak ve Suriye´de hedeflerine bir hayli yaklaştılar (yerel yönetimler). Hayallerindeki Kürt devleti:
  12. - Cuma günü büyük bir gündür. Fazileti çoktur. Mü'minlerin bayramıdır. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «Özürsüz üç cumaya gelmeyen, İslâmı arkaya atmış ve kalbi pas tutmuştur» (2). Hadis-i şerifte bildirildi: Allahü Teâlâ her Cuma günü Cehennem ateşinden altıyüz bin kişi azad eder». Resülüllah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Her gün güneş zevâl vaktinde iken Cehennemi parlatırlar. Bu vakitte namaz kılmayın. Yalnız Cuma günü kılınız ki, o gün Cehennemi parlatmazlar». Yine buyurdu: «Cuma günü ölene, şehid sevabı yazılır ve kabir azâbından hariç tutulur»
  13. Sakal bırakmada mekruh olanlardan bazıları... - Kadınların gözüne güzel görünmek için, sakalını makasla güvercinin kuyruk tüyleri gibi kesmek. - Yeni delikanlı olmuş ve yüzünde henüz sakal bitmemiş gençlere benzemek için sakalını kazımak. - Sakalından beyaz kılları koparmak, ihtiyarlıktan utanmaktır. - Gözünün siyahlığı veya sakalının beyazlığı ile gururlanmak. Allahü Teâlâ, kendini beğenenleri sevmez. - Kırmızıya veya yeşile boyamaktır.
  14. Devam edelim, çünkü Gazali İslam dünyasının önde gelen düşünür ve filozoflarındandır. Bu nedenle yazmış olduğu tüm kitaplarını bu bölümde irdelemenin yanlış bir tarafı yok. Ben burasını seçtim; konu tam da hak ettiği yerdedir. Beğenmeyenler lütfen okumasın. Herkesin keyfini yerine getirecek olsaydık, evin yolunu bulamayız.
  15. Bu sefer uzun olduğu için yazmaya üşendim, resmini iliştiriyorum. İstinca, tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra dışkı ve idrar kalıntısını su veya benzeri temizleyici maddelerle temizleme işlemidir. Gazzâlî, diyor ki:
  16. - Bir grup ahmak ve beyinsiz insanlar, işlerin hakikatını ne basiretleriye anlayabilirler, ne de şeriatın bildirdiğini kabul ederler. Ahiret işlerinde şaşar kalırlar. Şübhe onlara gâlib olmuştur.
  17. - Kabir azabı bazı kimselere daha fazla, bazısına da az olur. Dünyaya olan sevgisinin derecesine göre... Dünyada geniş imkanlara sahip olan ve kendisini tamamiyle dünyaya vermiş olan kimsenin azabı gayet ağır olur. ... - Resullah buyurdu ki: "Taha suresi (ayet 124) kâfirlerin kabir azabıyla ilgilidir. Onların üzerine 99 ejderha musallat edilir. Onlar büyük ve kocaman yılanlardır. Her birinin 9 başı vardır. Kıyamete kadar kabirde kâfiri ısırıp sokarlar." - Bu ahmaklar bilmezlerki, anlatılan ejderhalar, onun ölmüş ruhundadır. Demek ki ejderhalar, kâfirin ruhu içerisinde meydana gelmiştir.
  18. - Gerçek şudur ki, dış âlem ile ve bu yoldan elde edilen ilimlerle uğraşıp onlara tamamı ile dalmak, marifet yolundan* geri kalmayı gerektirir. - Marifet arzusu olmayan bir kalb, gıdalardan iştahı kesilmiş bir hasta gibidir. *Marifet yolu: tasavvufta Allah'ı tanıma ve bilme yolculuğunu ifade eder. Dipnot: Sayfa numaralarını bundan böyle vermiyorum, çünkü isteyen yukarıda belirttiğim gibi online okuyabilir.
  19. - İnsan eğer dünyaya yönelip onun arzularına tabi olursa, yarın kıyamette köpek ve domuz ondan daha üstün olur (sayfa 37).
  20. - İnsanların rüya âleminde gördüklerini peygamberler uyanık iken görürler (sayfa 30).
  21. kavak

    Armagedon

    Bakıyorum yalanlarını kamufle etme derdindesin. Şimdi de yapay zekaya mı sığındın?
  22. İmam-ı Gazzâlî önde gelen İslam düşünürlerinden birisidir. Kendisi hakkında çok farklı (olumlu ve olumsuz) düşünenler olmakla beraber, ben "Kimya-i Saadet*" isimli eserindeki bazı sözlerini ve düşüncelerini yorumsuz olarak buraya iliştireceğim. *: "archive.org" sitesinden bu kitabın Türkce tercümesine online erişebilirsiniz.
  23. Günlük yaşamda ve dünyanın her yerinde kullanılan ve bir hayli popüler olan cümlelerden/kelimelerden bazı örnekler... - İt oğlu it, domuz gibi yiyorsun, sığır mısın?, lan inek, seni mikrop, şebek, eşek sıpası vs. Peki, küfür ederken neden hayvanların ismini kullanıyoruz? Bunu hiç düşündüz mü? Çünkü insanlar kendilerini hayvanlardan daha iyi, daha ulvi, daha ahlaki ve yüksek bir mertebede görüyor. Bundan ötürü hayvanlara benzeme ve onların seviyesine düşme düşüncesine katlanamıyor ve nihayetinde hakaret olarak algılıyor. Evrim karşıtlığının temeli de tam burada yatıyor işte.
  24. Aşağıdaki bağlantıdaki tablolar (bkz. kaynak), insan evrimi ve hominizasyon süreciyle ilgili bazı önemli hominin fosil bulgularına genel bir bakış sunuyor. Bu tür binlerce fosil bulunduğu için, bu liste henüz tam kapsamlı değildir; bunun yerine, en önemli bulgular özetlenmiştir. Listeleme ve düzenleme, radyometrik veya bağıl tarihleme ile belirlenen yaşa dayanmaktadır. Tür adı, mevcut fikir birliğini yansıtır. Bilimsel bir anlaşmanın olmadığı durumlarda diğer sınıflandırmalar da verilir. Reddedilen isimler, ilgili fosil için makalede bulunabilir. Sunulan tüm fosiller Homo sapiens'in doğrudan ataları olarak kabul edilmez. Ancak, doğrudan atalarla yakından ilişkilidirler ve bu nedenle ataların incelenmesi bakımından önemlidirler. Kaynak: Insan evriminin fosil listesinden bir kesit Türkçe: https://tr.wikipedia.org/wiki/İnsan_evriminin_fosil_listesi
  25. Fosiller tüm canlıların (mikrop, bitki, hayvan, insan) yaşam hikayesini anlatıyor aslında. Aile albümlerini bilirsiniz; kendi hayatımızın çeşitli kesitlerinde/zamanlarında çekilen fotoğraflardan oluşan bir kitap. Seneler sonra onun her sayfasına yeniden baktığımızda, ne tür bir değişime uğradığımızı görüyoruz. Fosiller de böyledir işte; hâlâ eksik/bilinmeyen sayfalar var elbette ve onlar, bulunan yeni fosiller ve kullandığımız yeni teknolojiler sayesinde günden güne azalıyor. Türlerin oluşumu, değişimi, gelişimi ve bazılarının bir süre sonra kayboluşunu fosiller sayesinde daha iyi anlar hale geliyoruz.
×
×
  • Create New...