Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Dedigim gibi kavrayamadigin kavramlarin ne anlam ve icerikte verildigini her zaman ve istedigin kadar sorabilirsin. Asil ben tesekkur ederim.
  2. Son bir konu; Bilimsellik somuttan soyuta gider Ideoloji inancsal v.s. soyuttan somuta gider. Bilimsellikte somut gozlem soyut olgu ile tum insanoglu olarak ozdeslesir ve yanlislanabilir temeldedir. Soyuttan somuta gidenin gittigi gercekligi sadece bir ideolojik inancsal dogrulama temelindedir ve tartismadir. Dogmadir, kalicidir indirgemeci ve deterministtir. Fark sadece beynin isleyisindeki CIKIS NOKTASI FARKIDIR. Eger o sokrates SOYUTU SOMUTUN ONUNE KOYMASAYDI. Bugun insanoglu cok farkli yerde olurdu. O yuzden cogu algi sokrates'i ilk peygamber yapar.
  3. Numenal olan genelde, matematiksel/mantiksal bilgi. Iste serbest dusunurluk te burda devreye giriyor. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  4. Bilimsel bilgilerin GOZLEMI FIZIKSEL OLGUSU NUMENAL. Iste onemli olan bu GECERLILIK VE YANLISLANABILIRLIK BAGINI KURABILMEK Burada fark KESINTININ GECERLILIGI VE DEGISIMI farki. Digerleri KESINTIYI KALICI VE MUTLAK kiliyor. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1080-bilginin-bilimselligi-ve-bilisselligi/ Aslinda ben sana once de bir link verdi isem; bu alginin daha bir percinlesmesi icindir. Sense "bu verilen linki okursam kafam karisir" diye dusunuyorsun. Ben sana linkleri yeri geldiginde veriyorum.
  5. Burada benim neden dunyada ilk defa QUA FELSEFESINI ORTAYA ATISIMI algilamak ve bilincine varmak cok onemlidir. Cunku herkes kendi metafik varliksal teolojik fizik otesi ve etik ideolojik inancsallasrini KENDI TEMELINDE VE KENDI ...E GORESINE GORE KENDINE GERCEKLESTIRMISTIR. Iste tartisma da bu FARKLI GERCEKLESTIRILENLERDEN "BENIM GERCEKLESTIRDIGIM ILK TEK VE MUTLAKTIR" tartismasi biri birini ikna olma/etme egosu ve her turlu insanlik ve vicdan disi guc otorite temelli mubah ve mesru kilma savasidir. Bu savastaki her turlu bilgi de, ne bir BUILIMSELLIK NE BIR DUSUNCE bulunmaz. Iste qua felsefesi tum bu alanin resminin SORUNUNU RESMIN DISINDAN BILIMSEL, BILISSEL INSANSAL VE EVRENSEL GOZLEM ILE ORTAYA KOYAR ve resmin icindeki temellerden birinin ne tarafi ne de karsi tarafi olmaz. Bu tartisilan temelin gozlemini ve BILIMSEL BILISSEL NEDENINI SORUNUNU ortaya koyar. Iste buradan da devrimci sorgulama ve zihinsel devrim ortaya cikar. Tum bunlarin temeli de BILGININ INSANOGLUNCA YAPILASTIRILMISLIGININ BILISSELLIGI VE BU YAPI VE ISLEYISIN EVRENSEL SEMBOLLERLE (X VE Y) NASIL YAPILANDIRDIGININ VE SORUNSAL ISLEME KOYULDUGUNUN RESMINI DE BU YAPILANDIRILMISI QUA FELSEFESI ILE ANALITIK VE DIAGNOSTIK COZEREK ORTAYA KOYAR. Eger bu algi duzeyi ile her konu ve kavramdaki basligi bastan okursan, cok seyi daha net algilayacagindan ve farkli sorular soracagindan "adim gibi" eminim. Cunku senin yanitlarindan bu gozlemi aliyorum.
  6. Umarim bu umudun ve kendine guvenin sonsuza kadar bilinclenerek surer.
  7. Gozlem vermeyen kant'a gore "thing in itself" anlaminda numendir. Tanrisina vermistir. 20.yuzyilin ikinci yarisindan itibaren de, beynin fonksiyonu olan her turlu numenal yeti ve zihin zihni felsefe bilimsel olarak bilissel bilimdir. Kant'in tanriya verdigi her turlu insanoglu yaratimi soyut deger veri ve tabu da; numenal deger olarak sosyal bilgidir. Tabi bunu fenomenlestirmek, YA DA BIR FENOMEN ILE OZDES KILMAK ISE BILIMIN DEGIL; INANC VE IDEOLOJININ ISIDIR. Yani metafizik ve etik. Ornek; Allah kuran ile ozdeslesmis, evren tanri ile ozdeslesmis ya da madde tanri ile ozdeslesmis (hyloteizm) Ya da tum psikolojik etik degerler insanoglu fenomeni ya da baska fenomenler ile ozdeslesmistir. Iste bu OZDESLESTIRME AKLIN TATMINI IHTIYACINDAN KENDI INANCINI KENDINE GERCEKLESTIRMESINDEN VE DOGRULAMASINDAN DOGAR. Bu temelde MAALESEF, HER BIR NUMENAL DEGER VERI TABU INANIRI ICIN IDEOLOJIK YA DA OZDESLESTIRDIGI BIR FENOMEN VARDIR.
  8. Olmaz, gozlem vermeyen numendir. Bilim numen ile iki turlu ilgilenir. Beynin fonksiyonu yani numenal yeti ile bilissel bilim olarak Numenal yaratilmis degerlerin verilerin tabularin v.s. kisaca sosyal bilginin insanoglu davranisinda yasaminda iliskisinde duzen ve sisteminde verdigi sosyo-psikolojik gozlem (sorun) olarak.
  9. Olur mu, sen yeterki bilgi/aciklama/detay v.s. iste; canimi ye!
  10. Cunku ona gozlem vermeyen numenal degerler ekliyor. Ilk, tek, mutlak, hersey v.s. gibi. Zaten gozlem vermeyen HERSEY INSANOGLU AKLININ YARATIMI NUMENAL DEGER VERI VE TABULARDIR. Yani sosyal bilgi. Kisaca, ozsel, ozel, oznel, icsel, ozelliklerdir. Dissal, gorunussel olanlar fenomendir. Materyalizmin maddesinde, hem FENOMENAL HEM NUMENAL OZELLIKLER VARDIR.
  11. Gozlem vereni fenomen vermeyeni degildir. Eger insanoglu fenomenlestirdi ise, gozlem veriyorsa fenomendir. Cami, oruc, zekat, namaz yani dinin insanoglunca uygulanan sartlari. Kisaca fenomen gozlem veren olarak iki cesittir. Birincisi insanogluna gozlem veren. Ikincisi insanoglunun aklinda yarattigini fenomenlestirmesi. Yani SOYUT ALGISINI SOMUTA TASIMASI. Yeterli mi?
  12. Mumkun oldugu kadar "kisa tuttum" Umarim algilama adina yeterli olmustur.
  13. O bilgiler fenomene ve fenomenin adi ne olarak konmussa ona ait bilgilerdir. Fiziksel sosyal matematiksel/mantiksal bilgi olabilir. Hayir, GOZLEM VERMEYEN NUMEN dir. Kant bu iki dali bu temelde farkli kilmistir. Yalniz numen, numenal yeti ve numenal deger veri tabu olarak farklilasir. Iste bu farki Kant ortaya koymamis, numeni tanrisina bahsetmisti. Iste buradaki yeti farki, insanoglunundur. Bu da degerin de onun yaratimi oldugunu ortaya koyar. Numenal yeti tarafi, bilimin cognitive science kismidir. Yani bilissel bilim.
  14. Fenomen sadece ve sadece bilimsel olarak in sanogluna duyusal gozlem veren ve algilanan kavramsal bilgi ile de ozdeslestirilen tabandir. Burada metafizik felsefedeki "fenemenoloji" ile bilimsel gozlem veren taban "fenomen" i karistirmamak gerekir. Yani BILIMSEL OLARAK INSANOGLU ICIN FENOMENIN GOZLEM VEREN TABAN OLMASI DISINDA HIC BIR VARLIKSAL KESIN MUTLAK V.S. BIR ANLAM VE ICERIGI YOKTUR. O yuzdenm de taban olarak sinirsizdir. Cunku her bir gozlem algisinda farkli kavramsal bilgiyi insanoglu ortaya koyar. Iste bilginin degisimi de budur. Metafizigin uc dali da (varlik tanri ve fizik otesi) bilimin alaninda degildir. Bilim sadece gozlem veren temelindedir. Butun bu alan, INSANOGLU AKLININ YARATTIGI VE KENDINCE SOMUTA TASIDIGI BILGI ALANI OLARAK, SADECE INSANOGLU FENOMENININ DAVRANISI TEMELINDE GOZLEM VERIR. Iste burdan da psikoloji ve sosyoloji cikar. Yani "insanoglu neden boyle dusunur ve davranir?" sorusunun gozlemsel yaniti. Ya da "insanoglu bir arada nasil yasar?" sorusu. Ya da "insanoglu ne yaparsa dogaya dunyaya evrene zarar vermez?" sorusu Iste bu tip temeli insanoglu fenomeninin numenal yetisinin gozlemsel yansisina yonelik sorular. Ya da "insanoglu neden inanca ihtiyac duyar?" v.s. temelli. Iste evrensel-insan zihniyetinin dusunsel bilgi zenginligi de bu sorular ve verilen gozlemsel/sorunsal qua felsefeli resmi ortaya koymaktir.
  15. Iste bu yuzden herhangibir fenomenin varliksal temelde indirgemeci ve determinist ne oldugunu ortaya koymak, BILIMSEL DEGILDIR. Iste o yuzden adi insanoglu olan ve gozlem veren fenomenin de varliksal ne oldugu ortaya konamaz. Bu hem bilgiyi bitirmek, hem de mutlaklamak olarak bilimin degiskenligine ters dusmek ve kisaca BIR SEYIN NE OLDUGUNUN ORTAYA KONMASI, MUTLAKA METAFIZIK/ETIK IDEOLOJIK INANCSAL TEMEL ICERECEKTIR. Bu da akilciliktir. Iste o yuzden evrensel-insan zihniyeti; INSANOGLUNUN NE OLDUGUNU DEGIL, NEDEN INSANLASAMADIGININ, EVRENSELLESEMEDIGININ, BILIMSELLESEMEDIGININ VE BILISSELLESEMEDIGININ NEDENINI INSANOGLU FENOMEN VARLIGININ FARKINDALIGI VE BILINCI TEMELINDE VE BIRI OLANININ BIREY BILISSELLIGI TEMELINDE GOZLEM OLARAK ORTAYA KOYAR ve "eger zihinsel davranissal iliskisel yasamsal duzensel ve sistemsel ve de hewr turlu kurumsallasma temelinde insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek bilissellesmek isteyen varsa; sorun bu gozlemin acikladigindadir" der ve zihinsel degisim ve devrimin bunun onemini algilayanlarca yol ve yontemini gosterir.
  16. Zaten bu saydiklarin, insanoglunun gozlemi sonucu ortaya cikmis fiziki bilgilerdir. Iste bu bilgilerden olgu olanlar hangi bilimsel temelde ve bransta olursa olsun, gozlem verir. Yani gozlem veren fenomenin, gozlemin algisindan ortaya cikan; insanoglunun kavramsal bilgisi ile acikladigi ve ortaya koydugu, fenomene dair ozelliklerdir.
  17. Hayir o nedenden degil. Birincisi maddenin bilimsel tum insanoglunun INDIRGEMECI DETERMINIST VE NESNEL olarak kabullenecegi bir tanimi yoktur. Ikincisi, "madde" diyen insanoglu KAVRAM KULLANIR Ucuncusu insanogluna ona madde dedirten onun sadece MADDE YONU DEGIL, AYNI ZAMANDA BEYNININ FONKSIYONU OLAN NUMENAL YETISIDIR. Iste bu nedenden, gozlemini algiladigini kavramsal bilgi ile ortaya koyan insanoglu sadece maddeye monist, indirgemeci ve determinist olarak indirgenemez. Hayvanlar da oyle ve hatta tum canlilar. Iste bu yuzden bilim VARLIKSAL TEMELI ORTAYA OLGUISAL OLARAK KONAMAYAN GOZLEM VEREN TABANI FENOMEN OLARAK ALIR.
  18. Bir onceki mesajimdaki soruya once yanit ver istersen. Diger soruda, sence neden; bilim bilimsel olarak gozlem veren bir tabana MADDE DEMIYOR DA, FENOMEN DIYOR. Cunku fenomen, SADECE GORUNGU VERENDIR. Bunun disinda tum ozellikler gozlem temelindedir. Yani FENOMENIN VARLIKSAL NE OLDUGUNUN METAFIZIK/ONTOLOJIK IDEOLOJIK INANCSALLARLA ACIKLANMASI NE BILIMDIR, NE DE BILIMSELDIR.
  19. Bak sadece su varliksal temeldeki soru uzerinden gidelim. Gozlem veren her bir fenomene indirgemeci determinist ve nesnel olarak "SADECE MADDE" diyebilir miyiz?
  20. Eger fiziki bilgiden bahsediyorsak, evet. Yalniz bildigin gibi materyalizm, maddeyi "ilk tek ve mutlak" kilar. Iste bu kilis bilimsel degildir. Cunku bu kilisin gozlemi yoktur. Maddeyi eger gozlem veren bir fenomen olarak alir ve sadece gozlemini dile getirirsen, zaten bu fiziksel bilgidir. Ayrica maddenin ne olduguna dair, bilimsel bir ortak tanim algi ve anlam/icerik yok. Yalniz bir fenomen olarak gozlem verir. Iste bilimsellik bu gozlemdedir. Yoksa, GOZLEMI VERENIN NE OLDUGUNUN ORTAYA KONMASINDA DEGIL. Iste bu ortaya koyus, varliksal ve metafiziktir yani ideolojik/inancsal. Maddenin ne oldugunun materyalizm temelinde ortaya konmasi, varliksal metafizik ve ideolojiktir. Bilimsel olan madde adi verileni gozlemlemekten baslar. Bilime felsefi bakmak; bilimsel, felsefeye bilimsel bakmak, metafiziktir. Yani klasik bilim, bilime metafizigi bulastirir. Bilimsel felsefe ise, bilime felsefe ekler. Biri FELSEFI "BILIM", DIGERI BILIMSEL FELSEFEDIR. Yani varliktan yola cikmak, felsefi; bilgiden yola cikmak bilimseldir. BILIM VARLIKTAN YOLA CIKMAZ, GOZLEMINDEN YOLA CIKAR. Tabi ki her turlu bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir. Bilimsel olarak madde, insanogluna gozlem veren bir tabandir; o kadar. Yani bilimsel olan maddenin varliksal ne oldugu tartismasi degildir. Bu tartisma ve ortaya koyum, materyalizme aittir. Yapamazsin, basta madde indirgemeci ve determinist olarak monist degildir. Yani onu gozlemliyen algilayan kavramsal bilgiye tasiyan bir insanoglu vardir. Iste bu insanoglunun maddenin ne oldugu tanimi, OLGUSAL DEGILDIR. Ustelik diger varliksal temellere de indirgemecilik ve determinizm olarak ters duser. Kisaca metafizik varliksal TEMEL INSANOGLUNUN TARTISTIGIDIR. Bilimsellikte ise herkesi baglayan olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik vardir. Bu da hic bir varliksal kesinligi sabitligi v.s. dogma olarak icermez.
  21. Ilklik, teklik, baslangic ve mutlaklik ne olarask ortaya konmursa konsun, ZAMANSAL VE INSANOGLU YAPILANDIRILMISLIGIDIR. Bilimsel olarak ilklik, teklik, baslangic, ve mutlaklik gozlem vermez ve tum bu konudaki orttaya koyumlar akilci inancsal ve ideolojiktir. Zaten metafizigin varliksal kisirdongusu de bu akilciligin indirgemeci ve determinist savasimi ve kisir dongusudur. Ha bir insanoglu disi ve ustu bir aklin yarattigi varligi ilk, tek mutlak kilmissin; ha bir metafizik tabani (madde dusunce ya da kavram) farki nedir? Evet madde bir fiziksel bilgidir ve gozlem verir, yani bir fenomendir. Bunun insanoglunun verdigi her turlu gozlem vermeyen ozellikleri ise akilci inancsal ve ideolojiktir. O yuzden insanoglu da ortaya koyumu da bir uclemdir (Y sekli ve cizimi) kisaca ve temel olarak bir pozitif nokta. Insanoglu ortaya kloyumunun karekteristigi de bir dortlemdir (x sekli ve cizimi) yani; ikilem, karsitlik kendisi ve karsiti. Iste bu 7'LEM HERSEYIN YAPILANDIRILMISLIGININ YAPISIdir. Bu 7 lem bir butun olarak sadece farklari ortaya konabilir, ama biri digerine ilk ya da ustun ya da indirgemeci ya da determinist kilinamaz. Kisaca A vari 7'li olarak yapilandirilmistir. Iste bu yapilandirilmis A'nin yapi ve isleyisi INDIRGEMECILIK VE DETERMINIZMIN KULAK VE SESE DAYALI NOKTALAMA TEMELINDE SADECE BIRININ A OLARAK ORTAYA KONMASI YA DA A YA OZDES KILINMASI; tam da dogal/fenomenal zihniyetin cikmazi, teslimiyeti, caresizligi ve tartisma temellki ikna olma/etme kisir dongusudur. Evet cern zamansal olarak big bangi gozleme tasimaya calisiyor. zamansal olarak evet. yani mekana insanoglundan once geldigi yine insanoglu varliginda insanoglu tarafindan zamansal olarak ortaya kondu. Net bilgiden kasit nedir? Net bilgi olgudur ve bu olgu da gozlem ile yanlislanabilene kadar gecerlidir. Gecerli oldugu surece de bilimsel baglayicidir. 20. yuzyilin ortalarina kadar, klasik bilim; temel olarak metafizige ve ontolojiye dayaniyordu. Bu tarihten sonra ise, bilim temelini epistemolojiden yani bilgiden aldi ve bilimin felsefesi de, yapilandirmaci epistemoloji. Buradaki sorun, klasik bilimdeki felsefeleri bilimin temeli yapmakta; halbuki felsefe sadece bilimsel bakis acisi temelinde olmak durumundadir. Yani bilimsel felsefe. Metafizik felsefe ne bilim ile ilgilidir ne de bilimseldir. Cunku gozlem vermeyen akilcilik, kesinlik, mutlaklik ilklik teklik icerir. Bilimi sonlandirir ve dogmalastirir. Bilimin ilerlemewsi gelismesi yerine; bilimi ispat ile sonlandirir. Hayir bilim sokrates oncesi gozlem ile dogmustur. Insanoglunu metafizik batakligina sokan ve bu batakligin 20. yuzyilin ortasina kadar surmesini saglayan; ilk felsefeciler, aristo, platon ve soktarestir. Ustelik onlarin akilciligi yuzunden insanoglu karanlik cag yasamistir. Ta ki ronesansa kadar. Eger insanoglu ilk yaptigi gibi gozlemi akila tercih etse idi, bugun dunya ve insanlik cok farkli yerde olurdu. Ne yazik ki insanoglunun noktalama sonlama tatmin olma v.s. akilciligi, EPISTEMOLOJININ GELDIGI GOZLEM VE BILIMSEL SINIR ILE HIC BIR ZAMAN YETINMEMIS VE HER DAIM BILIM USTU AKILCILIGA SAPMISTIR. Yalniz artik oyle degildir. Insanoglu bilimsel olarak geldigi sinirsal noktayi bilmekte ve bu sinirin surekli suregelen bir surec temelinde yine bilimsel olarak yenilendigini degistigini gormekte ve saglamaktadir. Insanoglunun tarihinin her doneminde YANITIUNI BILMEDIGI SEYLER HER ZAMAN OLACAKTIR. Iste bilimsel olmak bunun bilisselliginde olmak, sirf tatmin olsun diye, bilimsel olmayan yanitlar vermemektir. Yoksa bilim her zaman metafizik ile bezenmis olur. Yani felsefe bilime yardim edecegine, felsefe bilimi belirler. FELSEFI BILIM insanoglunun en buyuk sorunudur. Bunlar ile ilgili benim basliklarim var. Oncelik bir zamansal ortaya koyumdur. YALNIZ ORTAYA KOYAN TEK FENOMEN INSANOGLUDUR. Dolayisi ile tum ortaya koyumlar insanoglu varligi oldugunda gecerlidir. Insanoglu oncesi olan insanoglu kavramsal bilgisi ile tanisilmamasidir. Mesela maddenin ne oldugunun sinirlarinin v.s. ortaya konmasi INSANOGLU OLMADAN MUMKUN DEGILDIR. Ayrica determinist monist ve indirgemeci bir ideolojik inancsaldir. Ustelik rakipleri vardir (idealizm ve pozitivizm) yani maddenin ne oldugunu ortaya koymak, BILIMSEL VE OLGUSAL DEGILDIR. Dagilmana aslinda gerek yok. Tum konu ve bakis acisi, ....e gore temelli ve hedefli bilisselliktedir. Sen de bunun bilinc ve farkina vardikca, beyninde her sey cok daha berraklasacak ve buyuk bir sinirsiz ve sonu olmayan ufka sahip olacaksin. Cunku teslimiyet ve caresizlik kalmayacak. Neyse eger ben sana yanit olarak algida fazlaileri gittiysem, ozur dilerim. Sonucta ben kendi algimca ve senin yanitlarina paralel olarak bir bilinc algisi sundum. Bazan bazi seyleri sindirmek zaman alir. Cunku beyin bilincalti olarak ezberlere ve sartlanmisliklara sahiptir. Bir dusunce ve bilginin bunu rahatsiz etmesi, beynin rahatsizligi ve algi tikanikligidir. Iste bunu zamanla kontrollu ve bilincli olarak asmak zaten devrimci sorgulamadir. Sonucta evrimci sorgulama, bundan rahatsiz olur. Ben tamamen sana birakacagim. Bundan sonra da belki en iyisi fazla bogucu yanitlar vermemek olacak. Tabi basarabilirsem Sonucta ben verdigim yanitlarda durmadan duzey degistirdigimin farkinda ve bilincindeyim. Yalniz bunun seni tikamasi ya da rahatsiz etmesi benim vermek istedigim degildir. Cun ku vicdan "hem kendine hem de baskasina fiziksel/zihinsel zarar vermemek" saygi da "farkin farkina varmak, hic bir farki es gecmemek ve bir farki diogerlerine ustun kilmamak" tir. Evet son cumlen, bence bilimsellikten daha onemli bir kazanim. Cunku birey bilinc ve farkindaligi kendi kendin ile olan her turlu sorgulama mucadelesinin ve mucadelelerin en cetinidir. Bilimsellik bilissellik te bunun yoludur. Yani bu sorgulamanin ...e goresi; insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek ve bilissellesmektir. Tabi en once, BIREYSELLESMEK. Yani kendi beyninde olanin farkina ve bilincine varmak ve her turlu sorgulamak ve degerlendirmek.
  22. Ayrica insanoglu evrildiginde ve beyni gozlemi algilayip kavrama cevirdiginde, uzerinde bulundugu mekana "dunya" dedi ve yukaridaki mekana da "uzay/gokyuzu/sema/ufuk/evren" dedi. Burada bir olgu var. Bu olgu da, PARCANIN ANCAK BIR MEKANDA VAR OLABILECEGI. Yani insanoglu turu parcasi, adina dunya dedigi ve evren dedigi mekanlar olmasaydi, zaten dunya olmadan evren olmadan var da olasmazdi. Iste zamanin yaratiminin sebebi, MEKANDA HAREKETTIR. Ayrica mekanin yasi da ZAMANSAL OLARAK ORTAYA KONUR. Bu konuda ki baslik, oldukca aciklamali ikinci mesaj da "mekan parca zaman" uclemi ve iliskisini acikliyor. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1165-parca-ve-butunkap-ve-icerik-uzerine/ Sen, benim yazdiklarimi verildigi gibi algiladikca, daha once okumus olsan bile bu algi degisimi ile, kendine okunani daha bir algilanir kilacaksin. O yuzden benim basliklarim "evladiyelik" yani her bilinc ve farkindalik asiminda okundugunda daha derin ve farkli algilanacak, her algilanis; verileni verildigi gibi algilamaya daha yatkin olacaktir. Boylece soracagin sorular ve yapacagin yorumlar ve paylasacagin dusunce ve bilgi; belki de beni yeni dusunce ve bilgi ufuklarina zorlayacak. Simdiye kadar bu pek mumkun olmadi, cunku herkes kendi dogrusuyla yorumlayip, yazilanlari yanlislama yarisina girdiklerinden, ben de kendi dagarcigima pek bir sey katamadim. Tabi kendi bireysel cabam disinda.
  23. Kavramsal bilgisel olarak haklisin. Yalniz insanoglundan bagimsiz insanogluna gozlem veren bir sey var. Iste insanoglu bu seyin, her turlu anlamini icerigini adini sifatini tanimini v.s. ekledi. Iste yapilandirilmislik ta budur. Yalniz YAPILANDIRILACAK OLASN INSANOGLUNUN KENDISI DE DAHIL; INSANOGLUNDAN BAGIMSIZDIR. O yuzden Bu insanoglunun kendi dahil gozlemini alarak kavramsal bilgi turettigi kurdugu bagdir. Yani fenomenin GOZLEMI ALGILANANA VE KAV RAMSAL BILGI ILE BESLENENE KADAR, BAGIMSIZDIR. Ayrica buradaki bagimsizlik, mustakil var olan anlamindadir. "Yok" ifadesi de insanogluna aittir. Ayrica bunun en guzel kaniti, senin cumlenin " Insanoglu yokken hic bir sey yoktu" nun kime/neye gore oldugu. Insanogluna gore degil mi? Insanoglu gelisi ile dunyaya neler ekledi, basligini bugun actim. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1184-insanoglu-dunyaya-neler-ekledi/ Bir de su basligi oku. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/978-insanoglunun-kavramsal-bilgisi-ve-epistemolojik-alternatifsizlik/ Bu baslik gozlem verenin nasil insanoglu algisi ve kavramsal bilgisi ile "yok oldugunu" detayli olarak acikliyor. Bir de unutmayalim, insanoglu disindaki canlilar da, kendi GOZLEMI ALGILAMALARI VE YANSITMALARIYLA, KENDI TURLERI ARASINDA DIYALOG KURARLAR. Iste burada evrensel-insan zihniyetinin cok onemli bir bulusu ortaya cikar. Bu da INSANOGLUNUN HER TURLU GOZLEMI ALGISI VE KAVRAMSAL BILGISI SADECE KENDI TURU TEMELINDE BIR MONOLOGDUR. Iste buradan da cok onemli bir bulgu ortaya cikar, insanoglu monologunu biri birine yonelik kullandigindan DIALOG KURMAK YERINE, MONOLOG DIKTA EDER. Iste tartisma da hangi monologun hangi monologu ikna edecegi, susturacagi, kabul ettirecegidir. Iste o yuzden DIL SADECE NOKTASAL DEGIL, EMIRSEL/BUYURSAL VE KESIN VE DE DETERMINISTTIR. Kisaca dogmadire ve bu dogmanin algisi hic degismez. O yuzden de dogal/fenomenal zihnniyet otesini beyinler sorgulayamaz ve kendini "dogallik/bilim" altinda teslkim ederler ve caresiz birakirlar. Kisaca BIAT KADERCILIGI SADECE KULSAL DEGIL, MADDESELDIR. "Bunu kabullenmek mumkun mu?" kime/neye gore? Bu kabullenme, zaten insanoglu disinda oina gozlem veren hic bir fenomeni baglamiyor.
  24. Soyutlamak, insanoglu turu ve birinin hareketi, belirtisi, bildirdigi ve ortaya koydugudur. Bu ortaya koyumda, insanoglu hem kendi ile ilgili, hem de kendi disinda kalan algiladigi ile ilgili herseyi soyutlamasi ile ortaya koyar. Insanoglunu turu ve birinin soyutlama yetisi, epistemolojik olarak alternatifsizdir ve sadece insanoglu turu ve biri tarafli bir monologdur. Bu temelde konuyu ele aldigimizda, insanoglu beyni, hareket edebilmek icin, dusuncesini kullanir. 20. yuzyila kadar insanoglu turu ve birinin soyutlamasi hic hesaba katilmamis, sadece algi farkinin bes duyusu ve duyumu icerikli bir farklilikla bir karsitlik yaratilmis (madde ve dusunce) ve bu karsitlik, insanoglu turu bunyesinde 2000 yil tartismalara ve hangisinin hangisini verdigi, hangisinin ilk oldugu temelli metafizigin, en bas ideolojik tartismasi halini almistir. Dilin, linquistik, etimolojik v.s. yapisinin felsefe de one cikmasi ve kavramin ve de madde ve dusunce ortakligi fenomenin algilanmasi ile , hem pozitivizm, hem de isimcilik ideolojileri metafizigin yeni varlik teorileri haline gelmistir. Sonucta insanoglunun bu ilkleme ve tekleme yapilanis ve isleyisi, sorunlari cozum yerine, uclu bir kaosa suruklemistir. Sonucta alginin ortaya koydugu soyut ve somut kavramlar, duyu ya da duyum diye farklilassa da, beyin ve onun fonksiyonu dusuncenin bir urunudur. Ustelik 2000 yillik tartisma, insanoglunun fiilini, hareketini ve belirten, belirleyen, bildiren faktoru kavrami da hesaba katmadan yurutulmustur. Ortada bir insanoglu turu biri olan bolunmez bir yapi ve bu yapinin hareketi olan karam vardir. Bu kavram da, bu bolunmez yapinin beyni ve onun fonksiyonu dusuncesidir. Yani hareket iki turludur. Birincisi, beynin fonksiyonu olan dusunce, digeri insanoglu turu birinin hareketi olan kavram. Iste burada belirleyici ve belirtici olan da kavramdir. Cunku bu belirtim sayesinde, hem insanoglu, hem beyni, hem de dusuncesi ortaya konabilir. Zaten bilim ve bilimsel calisma ve metodun gozlemsel, ve deneye tabi tutulabilen ve yanlislanabilen ortaya koyumu da kavramsaldir. Oyuzden de bilimin uzerinde gozlem yapabildigi olgunun sadece madde ve kesinlik, mutlaklik degil; fenomen ve fenomenin ne oldugunu ortaya koymak yerine, fenomeni olcum ve siniflama ile ve de fonemeni gozlem ile ortaya deneye tabi tutulabilecek ve yanlislanabilecek bilgi, bildirim ve belirtim koyabilmektir. Fenomenin ne oldugunu zaten hem metafizik ve onun varlik, din, teoloji temelli felsefeleri her biri kendi felsefesi temelinde ortaya koymaktadir. Iste onemli olan bu ortaya konanlardan birini digerlerine karsi savunmak degil; aksine bu ortaya konanlari gozlemleyerek test edilebilir ve yanlislanabilir temelde degerlendirebilmek ve de bu degerlendirmeyi, bizlerinde ogesi oldugu insanoglu turu ve biri kokeninde ve bu kokenin insanlasamamasindaki sorunlari bir resim olarak ortaya koyarak gerceklestirmektir. Cunku, ortaya atilan her felsefenin, zaten insanoglu turu ve birinin soyutlamasi oldugunun algilanmasi, bunlardan birini digerlerine karsi savunmak yerine, hepsinin biribirinden farkli olarak gozlemini gozler onune sermek ve insanoglu turu ve birinin neden insanlasamadigini, evrensel ayniligi veren yapilanis ve isleyis ile ortaya koyabilmek, insanoglu turunun neden kendi bunyesinde ayristiginin ve savastiginin da cevabi olacaktir. Oyuzden soyutlamadaki siniflamayi cok tutarli ve bilincli yapmak gerekir. Bu da soyutlamanin koken ve temelini algilamaktan ve sorunun nerede oldugunu ve neden ve nasil oldugunu saptamaktan ve ortaya koymaktan gecer. Evet ortada bir insanoglu ve onun hareketi kavrami ve bu kavramin algilanan herseyi somut ve soyut farklilastirmasi vardir. Birde ortada insanoglu turunun bolunmez butunu birinin tursel beyni ve bu beyninin fonksiyonu dusuncesi vardir. Iste beynin fonksiyonu dusunce her turlu algi temelinde hamile kalarak bu algiyi dogurmak icin de kavrami yaratmistir ve kavramiyla da, kendi dahil tum algiladiklarini beynin islevsel farki olan bes duyu ve duyum ile ayirarak soyut ve somutu yaratmistir. Aslinda ilginc olan, bu bes duyunun da duyumunda zaten beynin bir islevi oldugu ve fonksiyonel dusuncesini kavrama donusturdugu ve bu donusen kavram ile algilanan ne ise onu ozdeslestirerek soyut ya da somut temelinde bildirdigi ve belirttigidir. Iste bu temelde de, kavram eli ile insanoglu turu ve biri soyutlamasi, bes duyusu ile algilanana somut, duyusu, sezisi, ile algilanana soyut demistir. Mesela, bir tassomut algilanirken, bir korku soyuttur. Aslinda buradaki kurulmasi gereken bag; somutun direk, soyutun indirek bir algi oldugudur. Cunku indirek algi olan soyutu veren aslinda belirlenebilen, ya da belirlenebilemeyen bir fenomendir. Yani, direk gozlemlenebilen fenomen somut, indirek olarak algilanabilen ve gozlemlenebilen, ya da gozlemlenemeyen fenomen soyuttur. Iste bu da kavramin hem somut, hem de soyut ozdeslesimidir. Bu fenomenin direk ya da indirek kavram yoluyla ortaya koyumu ise, evrensel ayniliktaki dogal zihniyet ve dogal egonun yapilanisi ve isleyisi olan noumen yani fenomenin ne oldugunu direk ya da indirek ortaya koyan evrensel yapilanis ve isleyistir. Iste bu insanoglu turu ve birinin yapilandirdigi ve islerligi evrensel aynilik olarak koydugu soyutlama yetisinin sekillenisi de, insanoglu turu ve birini insanlastirmayan olgudur. http://img22.imageshack.us/img22/923/xsig3.jpg Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
  25. Aslinda hepsi bir birine zincirleme olarak bagli. Burada onemli olan etkenlik temelindeki belirgen ve belirtenlik. Sonucta alginin duyusal ve duyumsalligi duyulu ya da duyumlu beyinde algilanmaktadir. Yani goren, goz degil; beyindir v.s. Goz sadece gorme islevini saglasyan fenomendir. Ayrica goruleni beyin fonksiyonu olarak degerlendiren de, beyindir; goz degildir. Insanoglu vucudunun her bir organi ya da ogesi, anlam ve icerik kazanma ve kazandirma da arac olma olarak sadece beynin fonksiyonunun yansittigidir. Zaten sosyoloji ve psikoloji bilimlerinin temeli davranisin arka planindaki dusunceyi gozlemler. Biri bireyin iliskisi digeri kendi kisisel yasami ve bu yasaminin kendince bilincli ya da bilincsiz yansittigidir. Yani sosyo-psikoloji. Zaten her ikisi de kisinin kendi turunden olanlar ile birlikte yasamasindan ve iliskisinden kaynaklanir.
×
×
  • Create New...