-
İçerik sayısı
3.544 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
391
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by evrensel-insan
-
Sana yanit yazmayacagim. Cunku gozlem ve algim senin DOGRU KAVRAMINA YONELIK SORGULANMAZ BIR IMANIN OLDUGUNU GOSTERIYOR. O acidan dogru ile ilgili ne soylenirse soylensin, algi disi kalacaktir. "Neden benim bir seye dogru deme ihtiyacim var?" sorusuna vercecegin yanit temelinde, dogru konusuna devam edecegim. Ayrica DOGRULAMA ILE DOGRU AYNI KULLANIMLAR DEGILDIR. Dogrulama bir eylemdir, dogru ise aklin takintisidir. Bu temelde DOGRULAMA EYLEMI zaten bilimin bilimsellik ve bilisselliginde GOZLEM VE OLGU olarak kullanilir. Benim burada yaptigim "karsi cikis" degil, sadece dile gelenin verildigi gibi algilanabilmesine yardimci olan dusunce ve bilgiyi paylasmaktir. Cunku gelewn yanitlar, verilmek istenenin verildigigibi algilanilmadigini gozleme sunmaktadir. Bu temelde sirf "karsi cikma" yanlis algisi adina, "hatir icin cig tavuk yenmez"
-
T.C. devleti 2000'ler ile tarihte 100 yillik surece girmistir. Bati ve emperyalizm acisindan bu yuzyillik sure "gecici bir sure" dir. Bu cumle ne anlama gelmektedir. Bati herzaman Turkiye ve toplumu ulkesi uzerindeki EMPERYALIST TEHLIKEYI saklayarak, ulke ve toplumu her zaman cesitli projelerle, SERIAT, BOLUNME temelinde taseron ve cephe ulkesi olarak kullanmis ve BOP projesi, Kuresellesme ve Avrupa Birligi temelinde de oyalayarak bugunlerte getirmistir. Bati ve emperyalizmin su anki gundeminde TURKIYE'YI RUSYA ILE SAVASA SURME ve cephe ulkesi olarak kullanma plani vardir. Bir yerde bugunku kaset skandallari, DIktator cemaat kapismasi bu ana amacin ustunu ortmeye yoneliktir. Aslinda 100 yila bakildiginda, 1915, 1918 ve 1923 tarihleri 100 yilini tamamlama surecine girmistir. Bolunme plani olarak sevr gundemdedir. O.Dogu plani olarak seriat gundemdedir. Avrupa birligi ruyasi bitmistir ve kuresellesme de tedaulden kalkmistir. Emperyalizmin Turkiye'yi kullanma sureci Cephe ulkesi yapma adina, GUNEY HAZAR BOLGESINDEN KUZEY HAZAR BOLGESINE GECMISTIR. Zaten dikkat edilirse, butun projeler birer bati ve emperyalizm projeleri olarak asil EMPERTYALIZM TEHLIKESINI SAKLAMAYA YONELIKTIR. Butun bu tehlikelere karsi, Turkiye'nin ne Iran ile ne Rusya ile savasacak her hangi bir projesi onun bitmesinin isaretidir. Peki bugun Turkiye'nin ne yapmasi gerekiyor. Herseyden once bati ve emperyalizmin ULKEYI CEPHE VE TASERON OLARAK KULLANMASI ana planini bozmasi gerekmektedir. Iste bu ana planin bugunku asamasi, TURKIYE RUSYA SAVASI planidir. Turkiye'nin MERKEZ ULKE KONUMUNA GERI DONMESI VE BUNU SAGLAMASI GEREKMEKTEDIR. Bu da tum ic guclerin kendi aralarindaki sunni yaratilan ve gunumuze kaset diktator-cemaat catismasi olarak yansiyan ic sorununu gormesi ve bunu bertaraf etmesidir. Yapilacak sey; Ulus yapisini bugunku sinirlar temelinde korumaktir. Bu yapinin korunabilmesi ulus bunyesindeki milliyetlerin hak ve ozgurlugunu tanimaktan gecer Bu yapinin korunabilmesi demokratik, laik, sosyal ve hukuk iceren bir ulus devlet yapilanmasindan gecer. Dinin hak ve ozgurlugunun laiklik guvencesi altina alinmasindan gecer. Sosyo-etik farklarin farkina varilmasindan ve taninmasindan gecer Avrupa Birligi, Kuresellesme ve BOP projelerinin tamamen bir emperyalist politik cikar oldugunun algilanmasindan gecer. Emperyalizme her turlu karsi gelebilmek adina, tum komsular ile her alanda bariscil ve demokratik bir iliskiden gecer Kisaca emperyalizme T.C. devletinin "100 yillik bir gecici ulke, taseron ulke ve cephe ulkesi" olmadigini kanitlamk ve gostermekten, MERKEZI ULKE OLUNDUGUNU KANITLAMAKTAN gecer. Bu ayni zamanda emperyalizmin "bolunme, seriat ve milliyetcilik" oyunlarini acigacikarmaktan gecer. Bunun icin icerde ve disarda MERKEZ VE COK MILLIYETLI ULUS DEVLETI OLDUGUMUZU HIC BIR ZAMAN CEPHE VE TASERON ULKE OLMAYACAGIMIZI DINI LAIKLIK GUVENCESINDE TUTACAGIMIZI gostermek ve kanitlamak durumundayiz. O yuzden su an oynanan oyalama oyunu olan ic kaset ve diktator/cemaat catismassinin aslinda emperyalizmin ulkeyi RUSYA ILE BIR SAVASA SURME planinin bir parcasi oldugunu gormek durumundayiz. Eger bunu basaramazsak, Turkiye belki de bu 100 yillik gecici surecte tamamen yok olacaktir. 2023 tarihi o kadar da uzakta degil. 2071 de onumuzdeki nesilin tarihi. En azindan kendimizi dusunmesek bile, gelecek nesilleri dusunmejk durumundayiz. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Bilindigi gibi diktatorlugun yururluge gecebilmesi icin, sadece 3Y (yasama, yurutme ve yargi) yi ele gecirmek yetmez. Diktatorlugun diger bir ayagi da medyadir. Aslinda medya belki de toplumu kitlesel olarak olan bitenden haberdar etme adina en onemli ayagidir. Cunku diktatorun bu "ters gidisinin/burnuna dike gidisinin" ve de otokratik/hipokritik dusunce ve davranis sahibi olusunun altinda yaptiklarinin "sadece kendi cikarina uygun olaninin kitleye duyurulmasi adina" buyuk bir "yarari" vardir. Sonucta kitle yapilanlardan haberdar edilmezse, guncel olamaz ve bilhassa tamamen bilincaltisartlanmisliginin ve inancin temelinde yasam ve iliski suren toplum boylece etkilenmez. Iste aslinda diktatorun sadece OTOKRASINI YERINE GETIRME adina ele gecirdigi 3Y yeterli degildir. SADECE KENDI ISTEDIKLERININ DUYULMASI/GORULMESI de bunun medya ayagidir. Erdoğan'ın elindeki 'Alo Fatih'ler 03 Mart 2014 Pazartesi 10:10 Erdoğan'ın ihale dağıttığı işadamları rüşvet olarak 'havuz'a para attılar. Bu paralarla Erdoğan'ı ve AKP'yi destekleyen basını 'yaşatma havuzu' kuruldu. Medyanın yüzde 60'ını kontrolüne alan Erdoğan, 'iktidar karteli' yarattı HABER MERKEZİ- Basının yüzde 60'ını, televizyonun yüzde 70'ini kontrol eden Erdoğan'ın medyası şöyle: Sabah, Takvim, Akşam, Star, Yeni Şafak, Habertürk, Milliyet,Vatan. İktidarın elindeki TV'ler ise şunlar: ATV, A-Haber, Show TV, Star TV, NTV, Habertürk, Sky-360, TV24. http://www.yurtgazetesi.com.tr/gunde...er-h49430.html Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 2
-
-
Meclis "oy tatiline" girmeden once son bir onaylama daha gerceklestirdi. "Demokrasi paketi" denilen bi yururluge giren uygulamada, her turlu kisitlama ve yasaklamalar, sanki demokratikmis gibi sunuluyor. Hükümetin İnsan Hakları İhlallerine İlişkin Eylem Planı yürürlüğe girdi Tarih03.03.2014 19:36 Resmi Gazete'de yayımlanan İnsan Hakları İhlallerine İlişkin Eylem Planı'nda 'hukuka aykırı elde edilen delillerin yargılamada dikkate alınmamasının sağlanması' hedefler arasında yer aldı T24 Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ve hükümet tarafından kabul edilen, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı” Resmi Gazete’de yayımlandı. 46 hedefin yer aldığı eylem planının, kötü muamelenin engellenmesine ilişkin bölümünde "toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile yakalama ve gözaltına alma uygulamaları esnasında kesinlikle gerekli olduğunda ve orantılı bir şekilde güç kullanılması”na hedef olarak yer verildi. Eylem planında yargı sürecinin “Savunmanın etkinliğinin arttırılması” başlığı altında vurgulanan maddeler arasında ise “hukuka aykırı elde edilen delillerin yargılamada dikkate alınmamasının sağlanması” ve “masumiyet karinesi ilkesinin ihlaline yol açan uygulamadan kaynaklı sorunların giderilmesi” yer aldı. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bütün bakanların imzalarıyla Resmi Gazete’de yayımlanan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı”nında yer alan hedefler şöyle: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı”nın sunuş kısmında; “Son yarım asra sığan uluslarüstü ve uluslararası kurumsallaşması ışığında ‘insan hakları hukuku’ insanlığın ‘kozmik vicdan’ı haline gelmiş bulunmaktadır. Hiçbir bireysel trajedinin göz ardı edilemediği zamanımızda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin konuların, devletlerin egemenlik alanından çıkışına, küresel ve bölgesel düzeyde teminatlara bağlanışına tanık olmaktayız. Avrupa Konseyi’nin üyesi olan ülkemizde Konsey belgeleriyle oluşturulan güçlü ve etkin bir koruma sistemine dahil olarak, insan haklarının en üst düzeyde korunması ve geliştirilmesine yönelik hedeflere ulaşma iradesini teyit etmiştir” denildi. ‘Türkiye hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke’ Temel hak ve özgürlüklere saygı temelinde, Avrupa’da ortak ve sürdürülebilir bir demokratik düzen oluşturma hedefiyle kurulan Avrupa Konseyi statüsünü 1949 yılında kabul edilerek kurucu üyeler arasına katılan Türkiye’nin 1950’de imzaladığı sözleşmeyi 10 Mart 1954’te onaylayarak iç hukukun parçası haline getirdiği, 28 Ocak 1987’de ise bireysel başvuru hakkını tanıyarak sözleşme ile oluşturulan denetim şemsiyesi altına girdiğinin kaydedildiği planda, “AİHM içtihatları ile uyum sağlamak ve bu suretle ülkemizde insan hakları standartlarının gelişmesi ve korunması amacıyla son dönemde önemli reformlar hayata geçirilmiştir. Bununla beraber, ülkemizin, bireysel başvuru yolunu çoğu taraf ülkeden daha erken bir tarihte açarak Avrupa Konseyi’nin oluşturduğu bölgesel koruma sistemi içinde yer alma cesaretine karşın, insan hakları pratiğinde, bir takım yapısal sorunlardan kaynaklanan sıkıntılar yaşadığı bilinen bir gerçektir. AİHM istatistiklerine bakıldığında, 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle, Mahkeme önündeki derdest dosyaların yüzde 11.3’ytk dilimini ülkemiz aleyhine yapılan başvuruların oluşturduğu, bu kapsamda Türkiye’nin; Rusya, İtalya, Ukrayna ve Sırbistan’dan sonra 5. Sırada yer aldığı görülmektedir. Aynı tarih itibariyle AİHM’nin Türkiye hakkında vermiş olduğu toplam ihlal kararı sayısı 2 bin 639’a ulaşmış olup, ülkemiz maalesef hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke durumundadır. Bu kararların büyük bir çoğunluğunun icra süreci halen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenmektedir” denildi. ‘Eylem planı 14 ana amaçtan oluşuyor’ 14 Ana amacın gerçekleştirilmesi için 46 hedef belirlendi. ‘Yıllık rapor verilecek’ ‘Amaçlar’ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı, 14 ana amacı içeriyor. Bunlar; 1-yaşama hakkı ihlallerinin önlenmesi, 2- kötü muamelenin önlenmesi, 3-yaşama hakkı ve kötü muamele ihlallerine yönelik etkin soruşturma yapılması, 4- özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin önlenmesi, 5- makul sürede yargılamanın sağlanması, 6- mahkemeye eğirişim hakkının etkin bir şekilde sağlanması, 7- savunmanın etkinliğinin attırılması, 8- yargı kararlarının etkin bir şekilde icrasının sağlanması, 9- özel hayatın ve aile hayatının korunması, 10- düşünce, vicdan ve din özgürlüğü önündeki engellerin ortadan kaldırılması, 11- ifade ve medya özgürlüğünün en geniş manada sağlanması, 12- toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin ortadan kaldırılması, 13- mülkiyet hakkı ihlallerinin önlenmesi, 14- eğitim, araştırma ve farkındalık artırıcı faaliyetlere devam edilmesi. ‘Hedefler’ “Yaşama Hakkı İhlallerinin Önlenmesi” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “askerde intihar olaylarının önlenmesi ve etkin şekilde soruşturulması, tıbbi uygulama hatası ya da hastane koşullarının yetersizliğinden kaynaklanan ölümlerin önlenmesi, devletin pozitif yükümlülük ilkesinin bir gereği olarak,aile içi şiddetin, kadına yönelik şiddetin ve özellikle cinayetlerin önlenmesi adına gerekli tedbirlerin alınması, zor ve silah kullanma yetkisinin kanuni şartları oluşmadan kullanılmasının önlenmesi.” “Kötü Muamelenin Önlenmesi” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile yakalama ve gözaltına alma uygulamaları esnasında kesinlikle gerekli olduğunda ve orantılı bir şekilde güç kullanılması, sınır dışı işlemlerinin işkence ve kötü muamele riski dikkate alınarak aihm standartlarına uygun gerçekleştirilmesi, özgürlüğün kısıtlandığı tüm alanların kapasitesi ve fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve bu alanlarda işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans prensibinin en etkili şekilde uygulanması, işkence ve kötü muamele nedeniyle devlet tarafından ödenen tazminatların, bu suçların failinden veya soruşturmayı gereği gibi yapmayan kamu görevlisinden tahsili için rücu yolunun etkili bir şekilde kullanılması.” “Yaşama Hakkı ve Kötü Muamele İhlallerine Yönelik Etkin Soruşturma Yapılması” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “Soruşturmaların etkinliğinin arttırılması, işkence ve kötü muamele kabul edilen eylemlerin cezasız kalmamasını sağlamaya yönelik önlemler alınması, adli muayenelerin yapılması ve raporların tanzimi konusunda istanbul protokolü standartlarının daha etkili bir şekilde uygulaması.” “Özgürlük ve Güvenlik Hakkı İhlallerinin Önlenmesi” ana amacında belinlenen hedefler ise şöyle: “tutuklunun tahliyesine ilişkin kararların derhal uygulanması, sınır dışı işlemlerinin aihm içtihatlarında belirlenen standartlara uygun gale getirilmesi, tutuklama tedbirinin ancak zorunlu hallerde uygulanması, tutuklama kararlarına karşı etkili başvuru yolunun getirilmesi, gözaltına alınan kişilerin ivedi bir şekilde yetkili adli makam önüne çıkarılması, hukuka aykırı içeren gözaltı veya tutuklamaya maruz kalmış kişilere tazminat ödenmesine ilişkin etkin başvuru yolunun sağlanması.” “Makul Sürede Yargılanmanın Sağlanması” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “Makul sürede yargılamaya engel olan yapısal sorunların çözümü, yargılamaların makul sürede tamamlanması için proje yürütülmesi ve etkin iç hukuk yolu oluşturulması.” “Mahkemeye Erişim Hakkının Etkin Bir Şekilde Sağlanması” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “Adil Yardım Sisteminin Gözden Geçirilmesi.” “Savunmanın Etkinliğinin Arttırılması” ana amacında belirlenen hedefler ise şöyle: “Gözaltı aşamasında zorunlu müdafiliğin etkin biçimde uygulanmasının sağlanması, hukuka aykırı elde edilen delillerin yargılamada dikkate alınmamasının sağlanması, kararların gerekçeli yazılmasının etkin bir şekilde sağlanması, masumiyet karinesi ilkesinin ihlaline yol açan uygulamadan kaynaklı sorunların giderilmesi, yargısal uygulamalarda silahların eşitliğin ilkesinin güçlendirilmesi, idari yargıda davanın esasına ilişkin ara kararların ve bunlara ilişkin cevapların taraflara tebliğinin sağlanması, 2577 sayılı idare yargılama usulü kanununun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gizli olduğu gerekçesiyle mahkemelere bilgi ve belge verilmemesi ile idarece sunulan gizli ibareli belgelerin davacı tarafa tebliğ edilmeksizin hüküm tesis edilmesi sorunun ortadan kaldırılması, tanık ifadelerinde çapraz sorgu yönteminin kullanımının geliştirilmesi.” http://t24.com.tr/haber/hukumetin-in...e-girdi/252474 Tum metin asagidaki linkte; http://t24.com.tr/files/eylem20140301-2-1-1.pdf Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 3
-
-
Burada konu "cekinmek" degil. Bilgi insanoglunun ortaya koydugu turetimdir. Bu ortaya konulan turetimi "dogru/yanlis" olarak nitelemenin, akilciligin inancini tatminden baska kimseye bir yarari olmadigi gibi, kisisel atasma satasma polemik v.s. temelli egonun da en onemli dayanagidir. Bilgi ve dusunce icermedigi gibi, inatlasma otekilestirme catisma ve gelisen cagda da tutuculuk gericilik cagdisiliktan baska bir sey de saglamaz. Iste burada onemli olan bilgiyi "dogrulamak/yanlislamak" yerine, NITELIGINI VE DE BILIMSEL OLMADIGINI ORTAYA KOYMAK VE DE NITELIGI NE ISE ONU ORTAYA KOYMAK YETERLIDIR. Bu hem dusunce hem de bilgi paylasimi ve beyinleri dusunceye iten sorgulamanin da temelidir. Ayrica bilimselligin onemini de vurgular ve de bilissellige yonlendirir. Ayrica bilinc ve farkindaligin da temelidir. Kisaca buna kritik dusunce diyoruz. Yani SORUSU "EVET/HAYIR, DOGRU/YANLIS, HAKLI/HAKSIZ" V.S. TEMELLI YANITLAR ICERMEYEN DUSUNME VE SORGULAMA SEKLI. Cunku BILIMSEL BILGININ NITELIGI DOGRULUK ILE DEGIL, GOZLEM VE OLGU ILE OLCULUR. Yani insanoglunu tartisma disi birakir. Dogru, aklin kendini inandirmak icin sigindigi bir tatmin subobudur. Ayrica bir seyin dogru oldugunu soylemek, ONU SONLANDIRMAK, NOKTALAMAKTIR. Bilim ise bilimselligi bilisselligi ile her zaman BIR VIRGUL KOYAR. BU DA GECERLILIK TEMELINDEKI BIR VIRGULDUR, YA GOZLEM ILE YANLISLANIR, YA DA GELISTIRILIR. Burada "epistemoloji ustu" yerine; aslinda "gozlem ve olgu ustu" kullanmak, daha algilanir olacak; herhalde.
-
Buradaki "epistemolojik" bilim ve bilimsellligin felsefi dali olan bilgi temelinde olmasi anlamindadir. Yani klasik bilimin varlik tabanina karsi olarak. Yalniz tersi gecerli degil, Yani "epistemolojik olan sadece bilim ve bilimsellik degildir, cunku epistemolojik "bilgisel" demektir ve insanoglunun her turlu soyutlama tabani zaten bilgiseldir. Yani varlik tab anlari bile bilgiseldir. Bilimselligin epistemolojik olmasi ise, bilimsel bilginin gelmis oldugu anlik sinirdir. Yani epistemoloji ustu bilgiyi (gnostik) icermez. Dogru ise sadece bir aklin inandigi bir seyi kendine inanc ideoloji ile dogrulamasidir, goreceli ve degiskendir. Dolasyisi ile "dogru/yanlis bilgi" diye bir algi, carpitmadir. Bilginin dogrusu yanlisi onu nitelemez. Cesidi (fiziksel, sosyal, matematiksel/mantiksal) ve niteligi (inancsal, ideolojik, ontolojik, fizik otesi, teolojik, bilimsel, bilissel, dilsel, felsefi, etik,estetik v.s.) onu niteler. Epistemoloji=bilgi demektir. Epistemolojik=bilgisel demektir ve buradaki bilgisellik her seye bakis acisidir. Epistemolojik= Bilginin geldigi sinir demektir. Yani bir cesit metafizigin (varliksal, ontolojik, teolojik ve fizik otesi) seye bakis acisi alternatifidir. Epistemoloji ustu- gnostik yani bilimsel olmayan bilgidir. Bilissel yani cognitive ise, BILGININ NE OLDUGU BILINCININ KAVRANMASI, IDRAKI VE ALGISIDIR. Buna her turlu bilgi dahildir. Mesela gnostik bilginin BILIMSEL OLMADIGI BILINCININ KAVRANMASIDIR.
-
Emperyalist zihniyetin iki yuzlu ic ve dis politikasinin bir urunu olan ve cagdas evrensel hukuk ve insan haklari temelindeki hak ve ozgurlukleri iceren algidaki yapilan degerlendirme de, Turkiye'de olan yolsuzluklar ABD' de emperyalizmin ic politikasi olarak degerlendirildi. Burada iste onemli olan bilisim devrimindeki temel olan demokratik hak ve ozgurluklerin hangi zihniyetin lugatinda anlasm ve icerik kazandigi. Yalniz burada iste bu emperyalizmin ic politikalari temelinde degerlendirme, ister istemez halktan yana ve insanliktan yana bir anlam ve icerik tasiyor. En azindan dis politikadaki saldiri ve ekonomik cikar elde etmeli her turlu saldiriyi mesru ve mubah kilan bir icerik olarak anlam ve deger kazanmiyor. Iste bu temelde ve insanlik adina Turkiye ve dunyadaki her turlu yolsuzluk insan haklari ihlalidir. Buna her turlu hak ve ozgurlugu kisitlayan terorist uygulama ve saldirilari da eklemek (gezi bilincine karsi devletin polisinin diktator teroru) hata olmaz. Alıntı: İnsan Hakları Raporu’nda, Türkiye’de 17 Aralık Operasyonu sonrasında yaşananlar “skandal” olarak nitelendi. Yolsuzluk, ilk kez en belirgin insan hakkı ihlali olarak sıralamaya girdi ABD Dışişleri Bakanlığı “2013 İnsan Hakları Raporu”nda dünyadaki hak ihllalerini sıralarken, “17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu” sonrasında yaşananlar için, “skandal” ifadesi kullanıldı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma konularından sorumlu Bakan Yardımcısı Uzra Zeya’nın sunumunu yaptığı rapor, insan hakları ihlalleri konusunda Türkiye’yi Suriye, Rusya, Mısır ve Çin’le aynı kefeye koydu. Raporda 2013 sonu itibarıyla Türkiye’de gazeteci, yazar, çevirmen 73 kişinin hapiste tutulduğu vurgulandı. Türkiye bölümündeki “kanuni yaptırım ve yargı yönetimi” başlığı altında, “Hükümet, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve sonrasında ortaya çıkan skandalda binlerce polisi görevden alırken, kanuni yaptırım ve yargı organı yürütme organına tabi kılındı” denildi. Aynı başlık altında savcılar ve hakimler arasındaki yakın ilişkinin “tarafgil bir görüntü” ortaya çıkardığı belirtildi. Adalet sisteminin siyasallaştırıldığına da dikkat çekilerek, soruşturmanın gizliliğiyle ilgili kararların, kanıtlara ulaşmayı engellediği, ve zanlıların adli korumadan yararlanmalarını engellediği kaydedildi. GEZİ’DE ORANTISIZ GÜÇ ABD yönetiminin raporunda “ifade ve toplanma özgürlüğüne müdahale” başlıklı bölüme de geniş yer ayrıldı. Başlık altında Gezi Parkı protestolarına özellikle dikkat çekilerek, “Yetkililer, yazın Gezi Parkı protestolarında, aşırı güç kullanarak, yedi kişinin ölümüne ve toplamda ifade ve basın özgürlüğünün azalmasına sebep oldu” denildi. Türkiye’deki ceza ve terörle mücadele kanunlarının ifade, basın ve internet özgürlüğünü kısıtlayan maddeler içermeye devam ettiği belirtildi. Dokunulmazlığın önemli bir problem olarak varlığını koruduğunu aktaran raporda, “Hükümet, güvenlik güçlerinin ihlalleri ya da hükümetin diğer organlarındaki yolsuzluklarla ilgili soruşturma yürüttü. Ancak tutuklama ve adli takibar düşük seviyedeydi ve mahkumiyet kararı ender olarak verildi” denildi. TARAF __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti http://www.turandursun.com/forumlar/images/geruh/misc/progress.gif
-
- 1
-
-
Aslinda bu tahliyelere kimler neden sasirir, algilamakta zorlaniyorum. 17Aralik'tan 25 Aralik'a gecilmesin diye; devlette gorevden alma depremi yasandi. TIB, MIT VE HSYK Otokratlari yaratildi ve diktatore baglandi. Deniz Feneri'nde olanlar henuz hafizalarda. Zarraf adli kara para aklayici ve altin kacakcisi "tahliye olmazsam, konusurum" demis. Aslinda bilmiyorum, bu konuda neyi tartisacagiz? Ben sadece "YOLSUZLUKLAR VE ONLARI YAPANLAR KORUYANLAR ACIKCA INSANLIK SUCU ISLEMISTIR" diyorum. Tabi bunu algilamak icin once yolsuzlugun ETIGIN SIYASI DEGIL, SOSYAL BIR YONU OLDUGUNU ALGILAMAK GEREKIR. Yolsuzlugun bir politikanin konusu degil, etigin ahlakin bir konusu oldugunu algilamask gerekir. Sadece tahliye edilmekle kalinmamis, bir de "dostlar alisveriste gorsun" diye gerekce belirtilmis. İşte tahliyelerin gerekçesi Barış Güler, Reza Sarraf ve Kaan Çağlayan'ın da aralarında bulunduğu 5 kişiye tahliye kararının gerekçesi... 17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklu bulunan işadamı Reza Zarrab (Rıza Sarraf,) bakan çocukları Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ile Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner'e tahliye kararı çıktı. Soruşturma kapsamında hiç tutuklu isim kalmadı. Haberle ilgili sosyal medyada 'Sıfırladılar' başlığı atıldı. TAHLİYE KARARININ GEREKÇESİ İşte mahkemenin açıkladığı tahliye kararının gerekçesi: "Atılı suçların şüpheliler lehine değişme ihtimali, delillerin toplandıkları, sabit ikametgah ve konumları gereği kaçma ve delilleri karartma ihtimali bulunmadığından ayrı ayrı tahliyelerine karar verildi. 5 şüpheli hakkında yurtdışına çıkış yasağı konuldu ve kamu davası açılıp savunmaları tespit edilene kadar ikametgahlarına en yakın karakola her cuma günü mesai saatleri içinde giderek imza atmalarına karar verildi." http://www.gercekgundem.com/guncel/2...erin-gerekcesi __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 1
-
-
Bugun artik diktator, hukumeti, devleti, meclisi ile yasamasi, yurutmesi ve yargisi ile bunlari kendine biat ettirmesi temelinde ve bu biat ettirilenleri baski zorbalik biat teror yalan dolan yolsuzluk rusvet ve her turlu suc teskil eden bir sistem ve uygulama temelinde kullanmasi vasfiyle, ULKE ICINDE VE DISARIDA YONETEBILIRLIK SAYGINLIGINI YITIRMISTIR. Ayni sayginlik yitirmesi en son olarak HSYK BIATINA imza atan cumhurun basi icin de gecerlidir. Bundan sonra, diktator ve cumhurun basinin yaptiklarina karsi cikis, POLITIK TEMELDE DEGIL; TOPLUMA ULKEYE KARSI ISLENEN SUCLAR TEMELINDE OLMALIDIR. Iste bu baglamda, artik diktatorun ya da cumhurun basinin SECILMESININ VE ALACAGI OYLARIN DA BIR DEGERI, ANLAMI KALMAMISTIR. En basta disarida, boyle bir diktator ve cumhurun basi ile hic bir devlet ve hukumet politik/ekonomik bir gorusme yapmaz/yapamaz. Cunku ortada sadece yonetilebilirlik degil; itimat guven sayginligi da yitirilmistir. Iste bu baglamda, parlemento ici ya da disi tum kitlesel guclerin, yapacagi eylemler ve soylemler; DIKTATORUN POLITIKASINA YONELIK DEGIL; SAYGINLIGINI YITIRDIGINE YONELIK OLMALIDIR. Parlementer ve kitle gucleri bu yitirilen sayginligi, SOYLEMDEN SOKAGA TASIMALIDIR. Bu sayginligin yitirildigi her turlu orgutlenme ile sokaklarda desifre edilmeli, ulkenin her yoresinde halka ulasilmali ve BIATCI MEDYANIN YAPAMADIGINI PARLEMENTER VE KITLESEL GUCLER SOKAKLARDA YAPMALIDIR. Cunku diktator, hala bu yitirilen sayginliginin farkinda degildir ve tek amaci bu sayginligini yitirten olaylarin HALK TARAFINDAN DUYULMAMASI UZERINE MUCADELE VERMEKTEDIR. Diktator ve cumhurun basi ile olan mucadele artik politik degil; TAMAMEN INSANI DEGERLERINI YITIRME UZERINE KURULMALIDIR VE BU ULKENIN TUM ALANINDA HALKA SOKAK EYLEMLERI ILE DUYURULMALIDIR. Sonucta nicelik olarak artik diktatorun ve cumhurun basinin alacagi destek onemini yitirmistir, CUNKU NITELIK SAYGINLIKLARINI YITIRMISLERDIR. Burada bir onemli noktada, bu mucadelede bir taraf olmak degil, NITELIK SAYGINLIGINI YITIRENLERE KARSI OLMAKTIR. O yuzden konu ne cemaat yanliligi ne cemaat destekliligi ne de diger politik hareketlerin bir mensubu olmak degildir. Aslinda ilginc olan tum diktator emrindeki guclerin de bunun farkinda olmasidir. Cantasinda "hirsiz var" flamasi cikan bir gencin gozaltina alinmasi ya da dun Arena statindaki acilan pankarta gosterilen tepki, baska nasil izah edilebilir? Ayakkabi kutularinin gosterimine yasak getirilmesi baska nasil izah edilebilir? Parlementoda toplumu ikinci sirada temsil edenin, dunku aciklamalarinda aniden meclis tv ve yandas basinin yayin i kesmesi baska nasil izah edilebilir? Butun bunlar icin sokaklara cikan, YANI INSANLIK DEGERLERINI SAYGINLIK OLARAK YITIRENI PROTESTO ETMEK ICIN SOKAGA CIKAN HALKIN gozaltilari baska nasil izah edilebilir? Tum bu sayginligi yitirmeyi SAYGINLIGI KAZANMAK YERINE HERYERE BU YITIRILEN SAYGINLIGI SAVUNANLARI ATAMAK baska nasil izah edilebilir? Kisaca YONETEBILIRLIK SAYGINLIGINI KAZANMAK YERINE, YITIRILEN SAYGINLIGI KORUMAK VE BUNUN ICIN HER TURLU GUCU KULLANMAK baska nasil izah edilebilir. Evet diktator ve cumhurun basi tum kendine biat eden gucleri ile sayginligini yitirmistir. Ne alacaklari OY NICELIGININ bir onemi kalmistir, ne de ortaya cikan kayitlarin gercek ya da montaj olup olmadiginin onemi. Bunu bugun hem iceride hem de disarida fark edenler her gecen gun artmakta ve bu her turlu sayginligini yitiren diktator, sayginligini kazanmaya yonelmedikce de hem ulke hem toplum hem iceride hem disarida onunmasi guc yaralar almaktadir. Diktatorun ve cumhurun basinin tekrar en azindan ICERDE VE DISARDA sayginligini kazanabilmesinin bir ihtimali ortaya cikmasi adina DERHAL GOREVLERINDEN ISTIFA ETMESI GEREKIR. Cunku gunumuzde POLITIKANIN DEGIL, INSAN OLMANIN GEREKTIRDIGI BUDUR. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 2
-
-
Tarihi ve etik geleneklerimize bakildiginda, bir suru deyim/soylev ve atasozunun aslinda ne kadar yanlis bir bilincalti algisi ve otomatiklesmis dusunce ve davranis turettigini herhalde en iyi son zamanlarda diktator ve onun bu akilci sinirli algisi ve soylemi/yaptiklari ortaya koymustur. Buradaki en buyuk sorun, aklin IKILI VE HER BIRI BIRIBIRINE KARSIT ALGININ "EGER BIRI DEGILSE, MUTLAKA OTESI" ALGISININ GETIRDIGI YANLISTIR. Bir kac ornek verelim. AKP-CEMAAT CEKISMESI- Eger AKP'li degilsen cemaatcisin. Ataturk-dinci cekismesi- Eger Ataturkcu degilsen, dincisin. Esad- AKP cekismesi- Eger AKP'li degilsen, baazci ve Esadcisin. Kaddafi-emperyalizm cekismesi- Eger emperyalist degilsen, kaddafi yanlisisin. Kisaca "dusmanimin dusmani dostumdur" soylemi algisi ve etiketlemesi cagdisi, formel, gerici, tutucu ve NEW KENDININ NE DE KARSITININ NE OLDUGUNUN ALGISINDAN, BILGISINDEN ve Bilincinden yoksun bir yanasimdir. Aslinda burada ilginc olan "Dusmanin karsi tarafi ortaya koymasi" dir. Halbuki ne beyin bu ikilemin tek tarafini secmek durumundadir, ne de beynin ufku sadece bu kisir sinirla sinirlandirilmistir. Bu diyalektik monizmin temeli aslinda formel akilci algiya dayanir. Cunku BU ALGININ SINIRI DUALIZMIN OTESINE GECEMEZ. Halbuki bir kisi ne Ataturkcu degil ise, dincidir. Ne AKP'li degil ise; cemaatcidir. Yani "dusmanimin dusmani da dusman" olabilir. Buradaki sorun zaten her zamanki gibi, ikili tikanilmislik ve KAVRAMSAL DEGIL, KAVRAMI IFADE ETMEK TEMELLI SORUNDUR. Eger bir beyin bu bilincalti sartlanmisligi asamiyorsa, tum yapacagi ne dusunce paylasmak ne bilgi paylasmak; aksine kendi tarafi olmayan kisiye yonelmek, onu suclamak ve kendisinin karsisi olmak ile etiketlemek ve sadece POLEMIK ICIN SOYLEM DILE GETIRMEKTIR. Bu ortacagdan kalma bilincalti aliskanligindan beyinler kurtulamadikca, ne dusunce ne de bilgi paylasmak mumkun olmaz. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 1
-
-
Ayhan Sol http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=btMPXvw3zbc
-
Yukaridaki alintiladiginiz ifade, sosyal bilgi icin gecerlidir. Bilimsel olarak zaten kavram ne dogru ne de gercektir, kavram olgudur ve bir olgunun gecerliligi ise gozlem ile yanlislanabilene kadardir. Buradaki bilgiler, insanoglu gozleminin bilgileridir. Tasi da ilgilendirmez. Tas sadece insanoglu gozlemine algi veren fenomenal tabandir. Insanoglunu da tasi da hic bir seyi VARLIKSALOLARAK TANIMLAYAMAZSIN. Cunku bilimsel olan fenomenin ne oldugu degil, onun gozleminin ne verdigidir. Zaten dogru, gercek v.s. gibi kullanimlar, kisinin kendi fikrini kendi aklinca kendine inandirmak icin vardir. Bir cesit kendi kendini kendi aklinin inanci ile tatmin etmektir. Gercekligi hangi temelde algiliyorsun, varliksal mi/bilgisel mi/mantiksal mi v.s.? Iste bu bahsettigin insanoglunun kendi kendine ve akilci dogal/fenomenal zihniyet temelinde giydirdigi sahte ego elbisesidir. Kendi ise butun bunlardan zihinsel devrim ile, insanoglu fenomenal varligi farkindaligi ve birey bilinci ile arinmak/kurtulmak ve zihinsel devrimini kendi kendiligi adina gerceklestirmektir. Aksi kisinin ne kendi ne kendilik farkindaligi ve yasami degil; ona dogumdan itibaren verilenleri ve bu verilenlerin onu yasatmasidir.
-
Sosyal bilgiler, herseyden once bir insanoglu yapilandirilmisligidir ve insanoglu birlerinin birbiri ile olan iliskisisin "eski nesil" tarafindan olan etik, metafizik (ontolojik/teolojik/fizik otesi) ve estetik yonlendirim ve yaptirimlardir. En basta "yeniyi" eski ye gore yonlendirmeyi ve yaptirimi icerir. Bu zaten bir cesit mensubu olmak ve biat kulturunun teslimiyetidir. Ayrica evrensel, bilimsel, bilissel temelde TUM INSANOGLUNU KAPSAYAN ORTAK BIR DOGRULUK, GERCEKLIK YA DA DOGRULAMA/GERCEKLEME EYLEMI DE YOKTUR. Tarih tamamen insanoglu subjektif yasanmisligi ve dile getirilmisligidir. Cografi bilgiler hic bir zaman kalici ve mutlak degil, degiskendir. Dolayisi ile sosyal bilgi; Insanoglu yapilandirilmisligidir. Eskinin yeniyi yonlendirmesi ve yaptirimidir. Dogrulama/gercekleme sadece kisinin v.s. kendi icin gecerlidir ve yanlislanamaz. Dogru ve gercek ise hem kisinin kendi beyninde hem de kisiler arasi algi da gozxlemde degisken ve gorecelidir. Genelde bir ideolojik inancsal etik estetik temelindedir. Insanoglunu yeniye karsi tutucu gerici kilar ve biasta teslimiyete yonlendirir. Buna en guzel ornek etigin en temel kolju olan "ahlak" tir. Ahlakta tum insanoglunu kapsayan bir dogrulama/gercekleme dogru ve de gercek yoktur. Olanda degiskenmve gorecelidir. Herhangibir sosyal bilginin dogrulanmasi gerceklesmesi sadece kisisel duzeydedir ve kisiyi baglar. Bunun baska bir kisiye yonlendirme ve yaptirim olarak sunulmasi ona biati teslimiyeti ve mensubiyeti onermek, ve de onun KENDI KIMLIK VE KISILIGINI KENDINI ORTAYA KOYMASINI ONLEMEK DEMEKTIR.
-
Dogru ile epistemoloji arasindaki bagi nasil kuruyorsun. Epistemoloji=bilgi bilgi de insanoglunun her turlu soyutlamasidir. Dogrulugu/yanlisligi sadece kisisel bir ifade ve degerlendirmedir. Bilgi epistemoloji de, " belief, justification, truth" uclemidir ve bu uclem; "DOGRULAMA EYLEMI OLARAK INANC ILE GERCEGIN NE OLDUGU ARASINDAKI KOPRUDUR. Bir seye sartlanmis ve alisilagelmis olarak "dogru" demek ve en basta dogrulama eylemini aciklayamamaktir. Ikincisi bu istem sahte egonun TATMIN SIBOBUDUR ve Ego bir seyi DOGRULADIGINDA, O SEY EGO ICIN INANCSALLASIR, IDEOLOJILESELLESIR ve cag gelistikce de gericilesir, tutuculasir, sabitlesir ve hem bilimin disinda kalir, hem de bilisselligin. Evet "dayak yemek." Bir gun bir arkadasim bana bundan yillar once soyle sormustu "senb nasil oluyorda, hic bire elestiriden karsi cikistan (tabi kisisel satasma polemik degil de, bilgi v e duisaunce paylasimi temelinde) rahatsiz olmuyor ve rahatca her seyi yanitliyabiliyorsun?" Ben de "Ben kendi beynimi oyle bir dusunce ve bilgi ile kendi kendime dovuyorum ki, elestiriyorum ki; disaridan baskalarinin bunu yapmasi, 'deve de kulak' kaliyor." Iste bireyin "kendisini dovmesi" baskalarinin dovmesinin de onune gecer. Bu da devrimci sorgulamadir.
-
Hayir, epistemoloji felsefenin bilgi ile ilgili dalidir. Her turlu bilgi ve bilgi hakkindaki herseyi icerir. Epistemoloji bir bakis acisi olarak felsefi ...e goredir. Yani varlik yerine bilgiden yola cikmak. Bilgi zaten epistemolojiktir. Yani epistemoloji=felsefe de bilgi demektir. Eger burada "epistemolojik" sifatini "bilginin su an geldigi sinir" olarak algiladiysan; zaten insanoglu icin kavramsal bilgi disinda kalan bir sey yoktur.
-
Buradaki sosyal bilgiden kastin tam olarak nedir. Insanoglunun FIZIKSEL VE MATEMATIKSEL/MANTIKSAL OLMAYAN HER BIR BILGISI SOSYAL BILGIDIR. Burada sosyal bilginin her turlu niteliginin degerlendirilmesi, tabi ki yine insansal evrensel bilimsel ve bilissel olacak; gecerliligi de gozlemsel yanlislanabilirlik temelinmde olacak. Burada onemli olan SOSYAL BILGININ INSANOGLU UZERINDEKI HER TURLU SORUNUNUN DILE GELMESI VE INSANOGLUNU INSANLASTIRMADAKI ENGELLER OLARAK ALGILANABILMESIDIR Hayir, ben evrensel-insan zihniyetinden degil; ZIHINSEL DEVRIMDEN DEGISIMDEN VE BUNUN GEREKLILIGINDEN SORUNLARI DILE GETIREREK BAHSEDIYORUM. Bunu her bir beyin kendi algisi bilgisi bilinci v.s. ile yapacaktir.
-
Hayir. Epistemolojinin geldigi bugunku duzeyde bu ...e goreler gecerlidir. Taki gozlerm ile yanlislanabilene kadar.
-
Burada evrensel-insan zihniyeti ile o zihniyeti kendince uygulayacak olan birey karisiyor. Buradaki sayginin anlami "farkin farkinda olmak, ne bir farki yok saymak; ne bir farki hakim ve ustun kilmak; ne de bir fark temelinde diger farklari degerlendirmek" algisidir. Yani saygi KISININ FENOMENAL GORUNTUSUNEDIR. SAVASIM ISE ONUN ILE DEGIL, DUSUNCESI ILEDIR. Tarafsizlik ile qua felsefesinin bir konu ve kavramin dusunsel farkinin farkini ortaya koymak, ayni sey degildir. Ayrica evrensel-insan zihniyeti ortada yoktuir. Sorunu ortaya koyan gerideki zihniyettir. Zihniyette dogrular yoktur, sadece birey kendi algisinda ortaya bir dusunce ve davranis koyar. Bunun da DOGRU OLARAK KONMASI SABITLEMEK INANMAK IDEOLOIJIK OLMAK TEMELINDE, BILISSEL DEGILDIR. O yuzden bilissel olan, oanki sarta duruma zamana ve gelinen noktaya gore bir dusunce ve davranis ortaya koymak ve bunu da sabitlememektir. Cunku algi olarak DOGRU VE DOGRULAMA AKLIN SABITLIGI SAVUNDUGU VE MUTLAK OLARAK DEGERLENDIRDIGIDIR. Bilimsel sosyal bilgi de insanoglu uzerindeki her turlu core faith izdusumunun onun dusunce va davranisinda nasil bir sosyo-psikolojik sorun yarattiginin verilerle ortaya konmasidir. Saygiyi yukarida acikladim. Bunun evrenselligi ise, bunun her insanoglu dusunce ve davranisindaki farkin farkinin algilanmasinda ve ortaya konmasinda gecerli olmasidir. Yani saygi insanoglunun mekansal dagiliminin her yerinde gecerlidir. Evrensel-insan zihniyeti kisiye ozel zihniyet degildir. Zihniyet olarak her bir beyne acik zihniyettir, isteyen beyin kendine alir ve kendi beyin duzeyince kullanir. Evrensel-insan zihniyeti; zihinsel devrimde, ben de dahil; insanogluna sorunlarin dile gelmesi temelinde yol ve yontem gosteren bir ziniyettir. Burada cagdas olarak bu gelisimin ben emperyalist zihniyet ve insansal zihniyet farkini "bilisim devrimi" basliginda acikladim. Cagimiz kavramlar degil, kavramlara verilen anlam ve icerigin ....e goresi cagidir. Dolayisi ile buradaki "yarar" algisi, pek ala baskasina "zarar" algisi olarak gelebilir. Iste o yuzden ...e gore tum turumuzu ve herbirinin ortak algisini gozlemini icermelidir. ------ Buradaki en buyuk algi sorunu SORULARININ BENIM BIREY SAHSIMA MI YOKSA EVRENSEL-INSAN ZIHNIYETINE MI yonelik oldugunun farkinin algilanmasidir. Burada yani bu mesajda sana BIREYSEL VERILMISBIR YANIT YOKTUR.
-
Benim ...e gorelerimi artik biliyorsun. Temel ...e gore-insanoglu turu ve biri Hedef ...e gore- insanoglunun zihinsel/davranissal birey oilarak ve duzensel/sistemsel kurumsal insan olarak evrensellewsmesi, bilimsellesmesi ve bilissellesmesi. Iste sosyal bilgi de de gecerli olan bu. Buradaki gecerlilik temelde evrensel saygi, insansal vicdan, adil hukuk ve hak ve ozgurlukler. Bakis acisi ...e goresi ise-epistemoloji. Burada onemli olan dogrular degil; gozlemin vermis oldugu sorunlari bu temelde dile getirmek ve insanoglunun sosyo-psikolojik bu temeldeki yapilandirilmisligini ortaya koymak. Kimin bu ortaya koyumdan kendi adina ne algilayacagi da ancak onun kendi beyin duzeyi olacaktir. Sosyal bilgi temelli olan YASAM DEGIL, ILISKIDIR. Yani insanoglu turu BIRLERININ BIRBIRI ILE OLAN HER TURLU ILISKISI dir. Qua felsefesi BIR DOGRULAMA DEGILDIR. Qua felsefesi TUM DOGRULAMALARIN SORUNSAL RESMININ VERILMESIDIR. Dogrulama SADECE KISININ KENDI ILE ILGILI OLAN EYLEMIDIR. Qua felsefesi ise VUCUDU OLMAYAN BIR ZIHNIYETIN, FELSEFESIDIR. Qua felsefesi yukarida sayilan ...e gorelere gore gecerli. Evrensel-insan zihniyeti GENELDE INSANOGLU YASAM VE ILISKISININ DISARIDAN VE ICINDE YER ALMADAN SORUNSAL RESMININ ORTAYA KONMASINA YARDIMCI ZIHNIYETTIR. Simdilik bu zihniyetin NE OLDUGUNUN ALGISINDAN BILGISINDEN VE BILINCINDEN INSANOGLU COK UZAKTIR. Kisaca evrensel-insan zihniyeti; TUM DILE GELENLERI DILE GETIREBILEN ZIHNIYETTIR. DILE GELEN ZIHNIYET DEGILDIR. Zaten insanoglunun ana celiskisi bui temeldeki dil sorunudur. Dile gelen sadece GORUNTUDE OLANDIR, KIMSE BU GORUNTUYU DILE GETIRENIN KENDINCE NE OLDUGUNU GENELLIKLE BILMEZ. Soyle izah edeyim. Anin dile gelimi evrensel-insan zihniyeti degil; Ayi dile getiren arkasindaki zihniyettir. Ben gerekli oldugunda kendi bireysel zihniyetimi de zaten ortaya koyuyorum. Benim dogrularim oldugu icin degil, o an o sartta en uygununun o oldugu icin. Sartlar ve zaman degistikce, hersey gibi uygunu da degisir. Ya da ayni temeldeki uygunluk, tamamen karsit bir akilcilik ile ozdes olarak algilanabilir. Bu temeldeki uygunluk her seferinde bir farkli karsit ile ozdes olarak algilanabilir. Burada onemli olan uygunluktaki dile gelimdir. Akil ufku sinirli olan bir beyin icin karsitlikli sinirlamadan ancak ya savundugu ya da karsi ciktigi ozdeslestirme teslimiyeti vardir. Bunu ben basta AKP olmak uzere bir suru ornek ile cogu kez acikladim. Neyse burada keseyim. Uzattikca konu ve kavram dagilabilir.
-
Diktator bir suru insanliga ters ozelligine, bir yenisini daha ekledi. Secim propagandasi icin yapilan sarkinin, aslinda bir calinti oldugu saptandi. Hani deveye sormuslar "neden boynun egri?" diye; o da "nerem duzgunki" diye yanitlamis. AKP'nin seçim şarkısı çalıntı çıktı http://www.gercekgundem.com/images/posts/201402/01330b2479ec382e_636x350.jpgAKP'nin dün Ankara Arena Spor Salonu'nda seslendirilen yeni seçim şarkısı 'Dombira' davalık oluyor.Ümit KOZAN - Muhammet BAYRAM / ANKARA, (DHA)Müzikolog Kaya Kuzucu, Kazakistan'ın başkenti Astana'da yaşayan şarkının sahibi Arslanbek Sultanbekov'un, Ak Parti'nin şarkıyı izinsiz kullandığını duyup Türkiye'deki avukatları aracılıyla yasal işlemlere başladığını söyledi. Ak Parti'nin dün Ankara Arena Spor Salonu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlediği ve seçim startını verdiği programda Uğur Işılak tarafından seslendirilen seçim şarkısının orijinal adının Dombira olduğu ve söz ve müziğinin Kazakistanlı Sultanbekov'a ait olduğu ortaya çıktı. Doğan Haber Ajansı'na açıklama yapan müzikolog Kaya Kuzucu, AK Parti'nin yeni seçim şarkısı Dombira'nın sözlerinin değiştirilerek Başbakan Erdoğan'a uyarlandığını ve şarkının sahibi Arslanbek Sultanbekov'un "İzin alınmadı" diyerek dava açma girişimini başlattığını duyurdu. Dombira için Uğur Işılak'ın şarkının sahibi olan Arslanbek Sultanbekov'dan izin almadığını belirten Kaya Kuzucu, şunları söyledi: "Dün bu şarkıyı dinlediğimizde şok geçirdik. Aslenbek ile görüştük o da şaşkınlık yaşadı. Bu şarkıyı 2011 yılından beri Türkiye'nin dört bir tarafında düzenlediğimiz konserlerin yanı sıra 2012 yılında TRT Ayvaz kanalındaki programda seslendirdik. Bu şarkı MESAM'a kayıtlı eserler arasında ve Aslanbek Sultanbekov da MESAM üyesidir. Bir müzisyen şunu çok iyi bilir ki, eserler izinsiz veya bedel ödenmeden alınmaz ve kullanılamaz. Bu öncelikle kul hakkına girer. Ama maalesef ülkemizde gasp ve hırsızlıklara da bir de müzik hırsızlığı eklenmiş olduğu gördüm bu vesileyle çok üzüldük." Sultanbekov adına resmi internet sitesi yöneticileri tarafından yapılan açıklamada ise şöyle denildi: "Arslanbek Sultanbekov 'Dombira' adlı eserini hiçbir siyasi partinin seçim müziği olarak kullanmasını istememiştir. Yapılan çalışmalar Arslanbek Sultanbekov'un izni dışındadır. Konu hakkında söz konusu eseri uyarlayan kişi ile görüşülecek ve hukuki süreç başlatılacaktır." DOMBIRA NEDİR? Dombira adı Kazak Türkleri'nin kullandığı iki telli, parmakla çalınan halk çalgısından geliyor. Cengiz Han filmi Kızıl Elma'da şarkının sahibi Arslanbek Sultanbekov tarafından seslendirilmişti. Şarkının orijinal sözleri Kazak halk çalgısı olan bağlamanın atası Dombira'ya duyulan sevgiyi anlatıyor. SULTANBEKOV KİMDİR Dombira müziğiyle türk dünyasında ünlü olmuş olan Arslanbek Sultanbekov Kuzey Kafkasya kökenli Nogay halk müziği sanatçısıdır. DOMBIRA'NIN ERDOĞAN'LI SÖZLERİ Göründüğü gibi olan / Gücünü milletten alan Recep Tayyip Erdoğan / Mazlumlara sırdaş olan Gariplere yoldaş olan / Recep Tayyip Erdoğan Ezilenlerin gür sesidir o / Suskun dünyanın hür sesidir o Göründüğü gibi olan /Gücünü milletten alan Recep Tayyip Erdoğan Halkın adamı Hak'kın aşığı / O milyonların umut ışığı Mazlumlara sırdaş olan / Gariplere yoldaş olan Recep Tayyip Erdoğan Oldu her zaman sözünün eri / Çıktığı yoldan dönmedi geri Kararlıdır davasında / Anaların duasında Recep Tayyip Erdoğan Sözü dosdoğru yoktur riyası / Zalimlerin korkulu rüyası İnandığı yolda gider / Yıllardır beklenen lider Recep Tayyip Erdoğan DOMBIRA ORJİNAL SÖZLERİ Kara kış köyüme gelende Lapa lapa kar yere düşende Dombıramı alırım Yürek sazımı çalarım Kaygılarımı hiç söylenmem. Dombıra sazımı işiten babalar Manasına kulak veren analar İşittiğini akıl yorarak, Yürekleri titreyerek Göz yaşlarını esirgemezler. Nogayların derdi sayısız, her gününde Yiğitlerin uyumadığı günlerde Yüreklerini cesaretlendiren Savaşlarda güç veren Görüp geçirmiş dombıra http://www.gercekgundem.com/yerel-secim/26547/akpnin-secim-sarkisi-calinti-cikti
-
- 2
-
-
Aynen. Iste o yuzden bilimsel bilissel bir dile gelim, gozlem temelinde ve qua felsefesinde oldugu icin dogruya ya da gercege gerek kalmaz. Sorularin "karambole gitmez" merak etme Duran arkadas sorularini yanitliyor. Yalniz yanitlar onun ..e goresi, senin ...e gorene ne kadar uygun duser, buna da sen karar vereceksin.
-
Sence Duran yazar arkadasin, yazisinda temel ve de hedef ....e goresi vermek istedigi olarak belli mi? Belli ise nedir, temel ve de hedef ...e goresi? Sonucta ...e goreyi yazida belirtebilmek farkindalik ve bilinc gerektirir.
- 40 yanıt
-
- 1
-
-
Diktator, "susma, sustukca sira sana da gelecek" soylemini dunku tehdit iceren konusmasinda yasama gecirdi. "ilimli/ortaci/suya sabuna bulasmayan/ortalik yatistirici" v.s. olanlar da diktatorun, tehditlerine yetmedi. Artik "suskunlar" da bu mikroayrimcilik politikasinda bertaraf edilecek. http://www.taraf.com.tr/haber/sessiz...-da-tehdit.htm Bundan sonra susanlar ile konusanlar artik ayni kefede. Bu suskunlara artik susmanin da "bir kacis" olmadiginin algilanmasi adina bir ders olur. En azindan konusup, en azindan ne olduklarini ne dusunduklerini ortaya koyarlar. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
- 5
-
-
Diktator son zamanlarda kendi her turlu "foyasi meydana cikmasin" diye, her turlu kurum ve kurulusta, yeni bir doneme; KENDINE DIREK BIAT EDEN KURUMSAL TEK ADAM DONEMINE basladi. Bu donemde Once HSYK'yi Adalet Bakanina sonrada interneti TIB baskanina cikardigi yasaklarla devretti. Son yasaklarda ve yetki taninmasinda yeni durak MIT oldu. MIT'e bugune kadar gorulmemis yetkiler ve dokunulmazliklar getiren yasa yakinda TBMM'ne sunulacak. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25847538.asp __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti http://www.turandursun.com/forumlar/images/geruh/misc/progress.gif
-
- 3
-
-
Kerem Cankoçak http://www.youtube.com/watch?v=KXuYTgOvCOI&feature=player_embedded