Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.730
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    137

Everything posted by kavak

  1. Hatırlarsın mutlaka; mâlum partinin mâlum başkanı ve bakanı Türkiye´ye komşu ülkelerle 0(sıfır) sorun siyaseti gütmeyi hedeflemişlerdi zamanında. Ancak pek fazla sürmeden neredeyse tüm komşuları karşımıza aldık ve hepsiyle papaz olduk. Hatta bazı ülkelerin başkentine kadar dalacaĝımızı ifade ettik. Şimdilerde ise eskiden kırılan tüm bardakları ve tabakları onarmakla meşgulüz, çünkü seneye seçimler var ve ahaliye şirin gözükmek için birçok noktada 180 derece döneklik yapıldı ve yapılıyor. İsrail, Suriye, Rusya, Irak, İran, Ermenistan... Hepsine gülücükler atma moduna geçtik. Ha evet; Sadece Yunanistan´a hâlâ esip gürlüyoruz. O kadar da olacak tabii. Türkiye´ye azılı bir düşman her zaman lazım, çünkü bu memlekette sanılanın üzerinde milliyetçi vatandaş var. Onların da gururları azıcık okşanması lazım. Bunun için Yunanistan tam biçilmiş kaftan. Hasılı yanlış siyaset yüzünden Türkiye´nin hem ekonomik hem de siyaset açısından çok kaybı oldu.
  2. Bu saatten sonra hiçbir müslüman düz dünyacı olma gafletine düşmez. Kutsal kitaplarda ne yazarsa yazsın, günümüzdeki bilgileri inkar etmek mümkün deĝil. Tam tersine, kitabın içeriklerini günümüzdeki bilgilere uyarmalaya çalışıyorlar. Bunların en başında mesela kainatın genişlemesi yatar. Diĝer yandan tarihselci müslümanlar diye yeni bir akım bile yeşermeye başladı. Bunlar ise kitaplardaki bilgilerin bir kısmının evrensel olmadıĝına vurgu yapıyorlar ve birçok pasajın sadece o devirde geçerli olduĝunu dile getiriyorlar. Yani müslüman dünyası kendi içerisinde yeni bir kutuplaşmaya gebe gibi. Her şeye raĝmen inançlı kalmalarının sebeplerini yukarıda açıklamıştım. Bana göre beyin yıkanmasından başka bir şey deĝil. Bunu sorun olarak görmüyorlar, çünkü onlara göre İslam´dan bi haber olanların herhangi bir yükümlülüĝü yok. Ne zaman İslam´ı duydular, işte o zaman ayvayı yediler. Adı üstünde inanç. İnanç dünyasında süpheye yer olmaz. Mantıklı olup olmadıĝına da bakılmaz. Olabilir, çünkü hergün yaşanan/yaşatılan vahşeti onlar da görüyor. Taptıkları tanrı ise hiçbir eylem yapmadan sadece seyrediyor. Bu nedenle umutlarını tahtalı köye havale ediyorlar. Nihai adaletin orada olacaĝını umuyorlar. Boş ve kuru bir umut.
  3. Bu mektubun aslı varsa şayet, saçma sapan bir mektup göndermiş IV. Mehmed. Bu tür yazışmalarla hiçkimseyi etkileyemezsiniz. Tam tersine bu üslup ve içerikle olsa olsa rakibinizi daha da öfkelendirirsiniz.
  4. Küçük çocuklar anne ve babalarının yanında kendilerini huzurlu hissederler, çünkü onlardan hiçbir kötülüĝün gelmeyeceĝine inanırlar ve onlara %100 güvenirler. Canlıların doĝasında vardır, güvenli bir liman aramak. Kendilerini huzurlu hissettiren bir varlıĝın olduĝuna inanmak isterler. Dinlerdeki tanrı tasavvuru da bu şekilde tarif edilmeye çalışılıyor ancak orada yazılanlarla hayattaki yaşadıklarımız önemli ölçüde çelişiyor. Tanrının hem iyi olduĝu hem de her şeye gücü yettiĝi iddia edilir. Halbuki gerçekçi olmak gerekirsek, tanrı iyi falan deĝildir. Her şeye gücü yeten de deĝildir. İyi olsaydı doĝadaki canlılar yaşamak uĝruna birbirilerini öldürmezler veya yemezlerdi. Ölmeyi/ öldürmeyi canlılara bir çözüm olarak sunmazdı. Masum çocukların tecavüze uĝramasına izin vermezdi. Örnekler çoĝaltılabilir. İste tam bu noktada dindarlar sınavdan bahsetmeye kalkarlar ancak saçmalıktan başka bir şey deĝildir. Beceriksiz bir tanrı figürünü bu şekilde kamufle etmeye çalışıyorlar. Yahu tecavüze uĝrayan bir bebek veya çocuk, sınavdan ne anlar? Efendim, çocuklar zaten cennetlikmiş...miş. Cennetlik olsalar ne yazar? Aslında bu sınav zımbırtısını savunmaya yeltenenlere şu soruyu sormak lazım: " Kendinin ve kendi çocuĝunun tecavüz edilmesini ister misin?" Dinleri güncellemeye veya yeniden çaĝa uydurmaya kalkarsanız, güçlerini büyük ölçüde yitirirler. Hele ki kutsal kitaplar ve metinler geniş kitleler tarafından insanların anlayacaĝı dilde okunmaya başlanırsa, dinler daha çabuk erozyona uĝrar. Bunun en güzel örneĝini Hrıstiyanlık oluşturuyor, çünkü bu din tamamen kiliseye tıkılmış vaziyette. Orta Çaĝdaki ezici ve baskıcı gücünün yerinde yeller esiyor ve bunun böyle olmasının yegane sebebi, Eski ve Yeni Ahit´in halkın çoĝunluĝunun anladıĝı dile tercüme edilmesi yatar. Ayrıca matbaanın icadı bu süreci hızlandırmıştır. Avrupa bu şekilde aydınlanmayı yakalamıştır ve çaĝdaş olma yolunda önemli adımlar atmayı becermiştir. Müslümanlık ise henüz yolun başında denilebilir, çünkü İslam, kuralları çok katı olan inanç sistemidir ve halkın çoĝunluĝu (Araplar hariç) hâlâ anlamadıĝı dilde okuyor kendi kutsal kitabını. Hâlâ anlamadıĝı dilde duasını yapıyor. Tercümeler son 40-50 seneden beri yazılmaya ve raĝbet görmeye başladı. İnsanlar bilgilendikce ve aydınlandıkça dinlerdeki çarpıklıkların farkına varmaya başlıyor. Hadisleri reddedenlerin ve sadece kutsal kitap diyenlerin sayısı bu nedenle günden güne çoĝalmaktadır. Gün gelecek; kutsal kitabını da eleştirme cesaretini bulacakların sayısı da çoĝalmaya başlayacak.
  5. Şaşıracaksın ama dindarların birçoĝu gerizekalı falan deĝil. Doĝuştan itibaren insanların beyni, doĝdukları yörenin dini ve kültürüyle bir güzelce yıkanıyor. Bu beyin yıkamanın en güzel örneklerinden birisi mesela şudur: Kutsal kitapların önemli kısmı akla ziyan hikayelerden, mitlerden oluşur. Hiçbir safkan dindar çıkıp bunları irdelemek istemez. Çünkü bu hikayelerin %100 doĝru ve yaşandıĝına inandırılmış bir kere. Halbuki piyasadaki yazılı ve sözlü eserlerin hepsini bizler yazdık. Hiçbirisi gökten zembille inmedi. Beyni yıkanmış birisi Meryem´in cinsel ilişkiye girmeden hamile kalmasına inanır, erkeklerin üstün yaratıldıĝına inanır, tanrıyla iletişim kurulduĝuna inanır, kutsal kitapların her yazdıĝına ve kendine önder seçtiĝi hacılara, hocalara, şeyhlerin söylediklerine körü körüne inanır. Çünkü inandırılmış ve iliklerine kadar işlemiş bir kere bu din/inanç. Meleklere, şeytana, cinlere inananlara fazla bir şey anlatamazsınız. Kendinizi boşu boşuna hiç yormayın. Günümüze kadar binlerce tanrı piyasaya sürülmüş ve birbirlerini beĝenmeyen dinler, mezhepler ve cemaatler ortada cirit atıyor. Hepsi kendini tek haklı görüyor. Hepsi "Aman da benim dinim şahane, aman da benim tanrım çok yakışıklı" minvalinde güzelleme yapma derdinde. Yahu hepsi de haklı olamaz ya!
  6. Görünen o ki, ortada sadece bir takım iddialar var ve madem bir suç işlenmiş, neden bugünlere kadar beklenildi? Ayrıca M. Foucault öleli seneler olmuş, kendini savunamaz halde ve herhangi bir maĝdur bugünlere kadar onun aleyhine herhangi bir suçlamada bulunmamış. Bu durum, onun suçsuz olduĝu anlamına gelmez elbette. Ancak herkes gibi hukuk karşısında o da eşit haklara sahiptir. Diĝer yandan bu tip suçları işleyen ve suçu kanıtlanmış yetişkin insanların hadım edilmeleri lazım, çünkü bunların anladıĝı dil anca bu olur.
  7. Bilakis, Batıya olan nefretin yüzünden Rusya´nın yaptıklarını görmezden geliyorsun. NATO genişlemesinin etkisi yok mu? Var elbette ancak yegane sebebi başka. Mesele yakın sınır falan deĝil, mesele Putín´in daĝılan Sovyetler Birliĝini kabullenememesi. Yukarıda Alaska örneĝini vermiştim bu yüzden. Zaten senelerden beri ABD ile burunu buruna yaşıyor. Bu nedenle elinden gelse, ayrılan tüm ülkeleri zor kullanarak kendine yeniden baĝlamak istiyor. Büyük Rusya Imparatorluk budalası kendisi. İstiyor ki çevresindeki ayrılan tüm ülkeler yeniden Rusyanın güdümünde olsun. Bu nedenle Gürcistana girdi, bu nedenle Kırımı ilhak etti, bu nedenle Ukraynayı istila etti. Bu nedenle Baltık ülkelerine, Finlandiya´ya vs. göz daĝı vermeye kalkıyor. Bu da yanlış; çünkü gayet iyi anlıyorum. Senin senin anlamadıĝın şu: Her zaman yazmışımdır, hatta yukarıda da yine yazmıştım. Her ülke, bak her ülke diyorum iyi oku, milli menfaatleri doĝrultusunda hareket eder ve siyaset yapar. Bu nedenle sürekli "Aman da Batı her zaman maşa kullanır" minvalindeki tek taraflı söylemler boş laftan öteye gidemez, çünkü her ülke menfaatlerini korumak için bir şeyler yapmaya kalkar. Hasılı ben yanlış nereden gelirse gelsin, ona yanlış derim. Mesela ABD´nin yalan yanlış iddialar ortaya atarak Irak´a girmesi yanlıştı (yukarıda buna da deĝinmiştim aslında). Savunulamaz. Mesela terörist oldukları saptananların saklandıĝı yer Avrupa Birliĝi olmamalı. Bu da yanlış. Türkiye´nin, Rusya´nın, ABD´nin, İran´ın Suriye´de bulunması ve bu ülkeyi harabeye çevirmeleri de yanlış. Terörist örgütlerin desteklenmesi her bakımdan yanlış. Çin´deki azınlıkların baskı görmesi de bir o kadar yanlış. Bak görüyorsun ki tarafsız olmaya çalışıyorum. Hasılı Rusya´nın Ukrayna´yı ve Kırım´ı istila etmesi de yanlış.
  8. Bir hayli hayalperestsin ve batı düşmanlıĝı iliklerine kadar işlemiş senin. Ben Rusya´yı eleştirirken diĝerlerinin yediĝi haltları görmezden gelmem. Gelmedim hiçbir zaman. Rusyanın yaptıĝı yanlış. Yok öyle yaĝma, ben güçlüyüm istediĝimi yaparım. Ben buna karşıyım.
  9. ABD veya Avrupa´nın hayal kurduĝu yok. Romaymış..mış. Atlantis diye bir yer bile yok. Yok böyle bir şey. Sen takmışın kafayı Avrupa´ya. Avrupa şöyle, Avrupa böyle. Rusya´yanın yaptıĝı yanlışı, sözde başka bir yanlışla savunmak ne kadar mantıklı? Rusya´nın Ukrayna´yı işgali hiçbir şeyle savunulamaz. Bu bir işgal. Yanlış. Sen bu kafayla Türkiye´nin işgal edilmesine de karşı çıkmazsın herhalde.
  10. Bu tür işgalleri engellemenin tek yolu BM´leri güçlendirmekten geçer. Veto hakkı olan 5 daimi üyeler İngiltere, Fransa, Çin, ABD ve Rusya dünyadaki kargaşanın baş sorumluları. Bunların veto hakkı ellerinden alınmalı. Yani BM´de köklü bir reform yapılmalı.
  11. Gerçekçi olmak gerekirse, ABD´de pek dürüst deĝil. Mesela Saddam Hüseyin´i devirmek için aslı astarı olmayan iddialar ortaya attı. Bu iddiaların hepsinin yalan olduĝu sonradan ortaya çıktı. Irak´a girmesi meşru deĝildi ve yanlıştı.
  12. Uluslararası siyasette milli menfaatler her zaman önce gelmiştir elbette. Bu baĝımsız ve meşru olan her ülke için geçerlidir. Ancak bu başka ülkeleri istila etme hakkını, sebebi ne olursa olsun, hiçbir ülkeye vermez. Sorunlar diplomatik çerçevede çözülmeli, yoksa bu dünyanın nükleer savaşın eşiĝine gelmesi işten bile deĝil.
  13. Komik olan yok. Durum tespiti sadece.
  14. @TAO, geçen gün Gorbatçov öldü ve cenaze merasimine Putin gitmedi. Çünkü Gorbatçov, Rusların yönettiĝi Sowyetler Birliĝini daĝıttı. Putin bunu hâlâ kabul etmiş deĝil ve edeceĝini de sanmam. Hâlâ büyük imparatorluk hayali peşinde koşan bir zihniyeti var. Yani mesele sadece NATO deĝil. Ona bakarsan yukarıda iliştirdiĝin haritayı iyi incelersen hemen görürsün. Doĝu Rusya ile Batı Alaska(ABD) sınırları burun buruna. Ve orada karşılıklı konuşlandırılmış silahlar var zaten. Yani Ukraynayı istila etmesinin yegane sebebi, sınırlarını olabildiĝince büyütebilmek. Bu esnada Ukrayna´nın NATO üyeliĝine yeşil ışık yakmasını bir bahane olarak gördü. Gorbatçov yüzünden kaybedilen topraklara yeniden hükmetmek istiyor. Gerisi hikaye. Şunu da unutmamak lazım; Rusya 5-6 sene evvel Kırım´ı ilhak etti. Oldu bittiye getirdi. Batının buna seyirci kalması en büyük hataydı. Bu seferde hiç karışmayacaĝını düşünerek Ukrayna´yı istila etmeye kalktı. Dipnot: Alaska eskiden Rusya´ya aitti ve 1867 senesinde ABD´ye sattı.
  15. Bunun sebebi Türkiye´yi çevreleyen denizlerin bir bakıma kapalı denizler olması. Yani okyanuslarla hiçbir baĝlantıları yok. Açıkçası emin deĝilim; sebebinin bu olduĝunu tahmin ediyorum. İyi bir soru. Sence?
  16. kavak

    Matematik soruları

    Kenopsia, sen matematik öĝretmeni falan mısın? Tahtadaki öĝretmen gibi yazıyorsun da.
  17. Boy ve zekayı bilemem ancak saç ve göz renginin genlerde yazılı olduĝunu bir yerde görmüştüm. Bir belgeselde bir suçlunun DNA´sından onun fantom resmini çizmeye çalışıyorlardı.
  18. @DreiMalAli´nin kulakları çınlasın... Navi, şurada güzel bir öykü var ve bunda DMA´nın büyük bir payı var. Yukarıdaki konudaki benim mesajımdaki baĝlantıya tıkla, çünkü ilk iletideki baĝlantı çalışmıyor.
  19. Hatırladıĝım kadarı ile 2008 - 2016 yıllarında Ateistforum bir hayli renkliydi ve çok yoĝundu. Oradan buraya umduĝum kadar fazla bir transfer olmadı maalesef.
  20. Saĝduyu´dan bahsediyorsun. Evet; zamanında azılı müslümanları bir hayli terletmişti.
  21. Yadellerdeki Yurtdaş burada aslında. Zavallı´da burada. Nolan ve Demo başka forumlarda yazıyor.
  22. Şeriat, kadınları ikinci sınıf hatta üçüncü sınıf olarak görür. Çünkü mâlum kutsal kitaplarında şöyle bir sıralama var (Bakara, 178): "Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın." Bu düzen resmen bir nevi devi kast sistemini savunur ki burada hür olarak adlandırılanlar elbette erkeklerdir. Ve bu ilkel düzenin devam etmesini isteyenler var günümüzde. İşte bu nedenle bilhassa müslümanların çoĝunlukta olduĝu ülkelerde cinsel açlık oldukça yoĝundur.
  23. Temelzade köyünün Temel Efendi Anaokulunda sınıf ögretmeni olan Mahmut Efendi çocukların zekasını ölçmek ister. Bu vesile ile onlara çeşitli soruluar sorar. Bir süre sonra bir soru daha sorar: "Tüm kanatlı canlıların yumurtladıĝı doĝru mu?" Temel´in afacan oĝlu Niyazi anında yapıştırır cevabı: "Hayır, melekler yumurtlamaz!"
  24. Doĝanın ta kendisi Doĝanın bir parçasıyız, diyoruz. Hoşuna gitmiyor. Doĝada adalet yoktur, diyoruz. Hiç beĝenmiyor. Doĝa hayatın ta kendisidir, diyoruz. Görmezden geliyor. İnsan olmak, doĝayı olduĝu gibi kabullenmektir, diyoruz. Yine bildiĝini okuyor. Ne yapıp yapmadıĝı farketmez; çünkü doĝa kimseyi umursamaz.
  25. Bizlerin eseri Hikayeler, Masallar, Şiirler, Kitaplar ve Mitler... Bizim umutlarımızı barındırır. Bizim hayallerimizi yazar. Bizim alınterimizi içerir. Elbette hepsi bizlerin eseridir.
×
×
  • Create New...