-
İçerik sayısı
2.773 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
144
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
İşin en ilginç gelen noktalardan birisi bu. Maĝdur insanlar veya maĝdur olduĝunu iddia edenler hep sempatik gelir çoĝumuza. Çünkü adaletsizliĝe karşı çoĝumuzda doĝal bir refleks var ancak kurnaz ve çıkarcı bazı uyanıklar bunu istismar ederek kendi çıkarları doĝrultusunda kullanıyorlar saf/masum insanları.
-
Evet; haklısın. Her devirde evliyacılıĝa, elçiliĝe, peygamberliĝe, mehdiliĝe, ermişliĝe heveslenenler olmuştur. Bunların sayısı bir hayli kabarıktır. Hatta bazıları yeri geldi mi kaba kuvvete bile başvurmuşlardır. Çünkü beleşe karın doyurmak her zaman cazip gelmiştir insanlara, çünkü bu tip insanların çoĝu boş beleş sallamakla insanları etkilemeye çalışmışlardır. Hiçbirisinin ne bir tanrı ile ne de bir mucize ile işleri olmuştur. Hepsi uydurulmuş (çoĝunluĝu sonradan uydurulmuş) masallardan oluşuyor. Tüm mesele şu: Bir şekilde yeterince insanı peşinden götürmeyi başarabilenler, tarihte iz bırakmışlar ancak çoĝunun ismi cismi unutulup gitmiş. Mesela İslam tarihine göre Muhammed´in 10 senelik Mekke döneminde ikna edebildiĝi insanların sayısı 100 kişiyi geçmez neredeyse. Ne olmuşsa Medine´ye kaçtıktan (adına nedense hicret diyorlar) sonra neredeyse her önüne gelen ikna olmuş. İslam tarihinin geriye doĝru rötüş edildiĝi çok belli, çünkü Mekke´nin Medine´den pek fazla bir farkı yok aslında.
-
Cümlenin sonuna gidip ayrım olana kadar ENTER tuşuna bas.
-
Valla durum benim açımdan da böyle. Sen yanlış yoldasın. Bu kesin. Sünniliĝi savunmani hiç anlamıyorum, çünkü al birini vur ötekine minvalinde bir şey. Ancak bunu kabulleneceĝini zannetmiyorum ki, zaten kabullensen Sünni yanlısı olmazdın. Sünni olmadan da pekala müslüman olabilirsin. Bir de bu açıdan bak. İslam ve diĝer dinler hiç bir şeye hitap etmez aslında. Ona can veren sizi dindarlarsınız. Sen dindaşların gibi habire onu allayıp pullarsan, haliyle sadece o sana doĝru gelir. Mesele ikna olmak falan deĝil. Eĝer benim duruşumu ve konumunu böyle algılıyorsan, demek ki ne demek istediĝimi anlatamadım sanırım. Olsun farketmez. Ama şunu kesin biliyorum; işim senin taptıĝın mâlum sözde tanrıya falan kalmış deĝil ve o bana hidayet falan veremez. Böyle bir şey mümkün deĝil. Çünkü Allah isminde bir tanrı falan yok. Eĝer varsa, buyursun gelsin. Gelmez, gelemez, gelmeyecek. Sınav falan da hikaye, çünku bu zımbırtının arkasına saklanmak çok kolay. Tanrı kendisi gelsin ve kendisini bizzat kendisi savunsun, denilince "Aman da sınav vaaar" diyenlerden gına geldi. Pekala. O yollardan geçmişsen, umarım en azından ufkun genişlemiştir. Yani dinsiz imansız bir konuma yeniden dönmen bir hayli olası aslında. Neyse... Benden bu kadar. Bu tip ilkel dinleri sepetleyip sepetlemen nihayetinde sana kalmış bir şey.
-
Eĝer mevzu özgürlük ise herkes istediĝi ürünü tüketmekte özgür olmalı. Ona bakarsanız her ülkenin insanı kendi kültürünü yüceltmeye veya güzellemeye kalkışır. Bu da gayet doĝal bir refleks. Çünkü içinde yetiştiĝimiz çevre bizleri şekillendiriyor. Ben özgürlüklerden yanayım; yeter ki hiçkimse kendi doĝru bildiĝini kendinden olmayanlara dayatmaya kalkmasın. Ben neyi nasıl tüketeceĝime, neyi izleyeceĝime veya neyi beĝeneceĝime elbette kendim karar vermek isterim.
-
Nedenmiş? Biraz detaylandırsanız fena olmaz. SJW nedir?
-
Avrupa´da Kaplancılar var, Süleymancılar var, Nurcular var, ultra fanatik Selefiler var. Var da var... Bunlar iflah olmaz nankörlerden. Bunlar kendi inanç ve yaşam sistemini ve tarzını yerleştirmek için her çabayı gösteriyor. Ellerinden gelse misafir olarak geldikleri ülkeleri, her bakımdan istila etmekten çekinmeyecekler. Bunları tehlikeli yapan da bu zihniyet. Batıda ortaya çıkan ve son zamanlarda bir hayli yaygınlaşan İslamofobi´nin kaynaĝı bunlar. Bir de suya sabuna dokunmayan ılımlı müslümanlar var. Bunlardan kimseye pek bir zarar gelmez, çünkü kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlar. Ancak bunlar da mevcut topluma adapte olmakta bir hayli güçlük çekiyorlar, çünkü iki kültür arasında bir tercih yapmadıkları için iki arada bir derede gettovari bir şekilde yaşamaktadırlar.
-
Milletin karnı, dinle imanla doymaz. İş lazım, aş lazım. Aç insan koyu bir dindar olsa dahi dünyanın diĝer ucundaki lanetlediĝi bir sisteme fırsatını buldu mu gider. Ben bunu yadırgamıyorum ancak oraya gidenlerin bir kısmı hem o sistemin nimetlerinden faydalanıyor hem de o sistemi karalamaktan geri kalmıyor. Türkiye bugün Avrupa´dan tam üyelik alsın, yarın en azından 10 milyon Türkiyeli Avrupa´ya gitmek için yollara düşer. Bunu Türkiye´yi yönetenler de bal gibi biliyor aslında. Bunlar her zaman varolan tipler; her zaman cahillikten nemalanmışlardır. Mevcut düzenin deĝişmesini en son isteyenler bunlardır.
-
İçini de görenlerin sayısı bir hayli çoktur. Mesela tüm müslüman dünyası hem Avrupa´yı hem de Amerika´yı cehennemlik olarak görüyor. Çünkü müslümanlara göre batı dünyası müslümanlara zulüm ediyor. Buna ciddi bir şekilde inanıyorlar. Bu şekilde bir nebze olsun rahatladıklarını umuyorlar. Dinlerin ikilemde olduĝu ve çelişkiden çıkamadıkları yerlerden birisi bu nokta. Dediĝin gibi madem tahtalı köyde göya nihayi ve adaletli bir cezalandırma var, o zaman burada kendinden olmayanları öldürmenin âlemi ne? Halbuki bunu yaparken taptıkları tanrıya şirk koşuyorlar, çünkü tanrının koymuş olduĝu sınav kuralını hiçe sayıp kafalarına estiĝi gibi hareket ediyorlar. Kitapta yazıyor, hırsızın elinin/ayaĝının kesilmesi gerek. Elbette tamamen ilkel bir yöntem. Caydırıcı olsaydı idam cezasının etkisi de olurdu. Idam cezasının bile pek bir caydırılıĝı yoktur. Ayrıca hırsızların çoĝu bilhassa ekonomik sebeplerden ötürü bu tip eylemlere girişiyor. Karnı tok birisi kolay kolay hırsızlıĝa heveslenmez.
-
Dünyanın dört bir yanında anlatılan/bilinen masalların, mitlerin ve ritüellerin özelliklerinden bir tanesi içeriklerinin birbirine çok benzemesidir, çünkü insanlar sürekli aynı yerde yaşamamışlar. Tüm dünyaya yayılmışlar, bunu yaparken diĝer toplumlarla karşılaşmışlar ve birbirlerini her bakımdan (bilgi, inanç, kültür, dil vs.) etkilemişler. Dinlerin bir parçası olan kitaplar ve ritüelleri de bundan nasibini almıştır. Haliyle hem ritüeller hem de kitapların içindeki hikayeler, masallar, mitler, hükümler birbirlerine çok benzer. Zaten böyle olmasaydı çok şaşardım. Cenneten kovulma mevzusunda dolaylı olarak Havva suçlanır, çünkü bir yılan (şeytan) tarafından kandırılıyor. Adem´e pek toz kondurulmuyor, yani bu masalı uyduranların erkekler olduĝu o kadar belli ki. Diĝer yandan nesnelere pek fazla takılmamak lazım, çünkü bunlar çoĝunlukla sembolik anlamda kulanılmış.
-
Araştırdık, okuduk, bir daha okuduk. Vardıĝım kesin sonuç şu: Bu mâlum kitap, diĝerleri de buna dahil, gökten zembille inmedi, herhangi bir varlık tarafından gönderilmedi, birilerinin kulaĝına fısıldanmadı. Bizlerin eseri olduĝu o kadar aşikar ki! Melekler, cinler, şeytanlar falan filan... hepsi dindarların hüsnü kuruntusundan ibaret. İnanmak istedikten sonra, her şeye inanılır. Dikkatimi çeken bir şey daha var: Dünyanın %70´in hâlâ dindar takılmasının yegane sebeplerinden bir tanesi de insanların çoĝunluĝunun doĝadaki vahşeti, adaletsiziliĝi ve eşitsizliĝi kabullenememeleri galiba. Adaletli olduĝunu zannettiĝi bir tanrıya inanmak istiyorlar, çünkü kötülerin cehennemde cezalandırılacakları vaad ediyor bazı dinler. İnanarak, iman ederek en azından bu dünyada görmedikleri/yaşamadıkları güzel bir yaşamı, öteki dünyada daha iyi bir biçimde yaşamanın hayalini kuruyorlar.
-
Sebebi çok basit. Bu kitap kolay anlaşılır bir biçimde yazılmadı. İşte bu nedenlerdir ki, piyasaya sürüldüĝünden bir süre sonra yeniden derlenmek zorunda kalındı. Hareke sistemi getirildi. En eski nüshalarda hareke yoktur. 1500 sene evvelki Arapça ile şimdiki Arapça dilinde farklar var. Her dilde olduĝu gibi Arapça da deĝişikliĝe uĝramış. Mesela kitapta geçen huruf-u mukattaların tam olarak ne anlama geldiĝini İslam dünyasında yaşanların hiçbirisi %100 bilmez. Ayrıca içeriĝinin bir kısmı şiirsel, bir kısmı hitapvari özelliĝe sahiptir. Konu bütünlüĝü yoktur. Daldan dala atlamalara, tekrarlara sıkça rastlanır. Şöyle bir kafa rahatlıĝı ile bu kitabı anlayarak okumaya çalışmak olanaksızdır. İşte bu nedenlerden ötürü tercümelerde bol bol açıklayıcı parantezlere rastlamak mümkün. Bunlar da yeterli olmamış, sayısız tefsir kitapları yazılmak zorunda kalınmış. İş o raddeye varmış ki, bir cümleye sayfalarca açıklama/yorum yazmaya kalkmışlar, iyi mi!
-
Eĝer dediĝin gibi bizimle daşşak geçiyorsa, harbiden çok ayıp ediyor ancak ben buna ihtimal vermiyorum. Muhtemelen "Ateist" kimligi ile dolaştıĝı zamanlarda tam olarak bilinçli ve tüm benliĝi ile ateist deĝildi. Çünkü böyle safyalarca savunmak için zaman ayırdıĝına göre, demek ki artık her ne olduysa müslümanlıĝa meyillenmiş. Ateist olmak için öyle ahım şahım kıtapları okumaya, makaleler yazmaya veya akademisyen olmaya gerek yok. Piyasadaki tanrıları ve dinleri reddeden birisi ateisttir bir bakıma. Muhtemelen bu arkadaş da tam olarak bu posisyondaydı zamanında . Bu noktadan geriye dönmek pek fazla zor deĝil. Bununla da kalmamış, Sünniliĝi yeniden benimsemiş, yani yetiştiĝi, kişiliĝinin törpülendiĝi dünyaya geri dönüş yapmış. Bir yerde mantıklı sayılır, çünkü insanlar içinde yetiştikleri ailenin, mahallenin ve toplumun dininden ve kültüründen öyle kolaylıkla sıyrılamıyor. Valla insanların saĝı solu belli olmuyor. İçi dışı farklı olabiliyor. Diĝerlerini bilmem ancak benim aklım hâlâ yerinde.
-
Geçmişte insanlar tarafından yazılmış bir kitabın içeriĝine körü körüne inanan insanlardan her şey beklenir. Bu insanlar en ufak bir şüphe dahi duymuyorlar kitabin içinde yazılanlara, çünkü tüm hayatları boyunca bu masallara inanmaları yönünde beyinleri yıkanmış. Bunlar aptal insanlar deĝil ancak mevzu din olunca akıl/mantık sekteye uĝruyor. Bunlar umutsuz vaka ve kaldı ki bunlar bu masallar sayesinde ekmeklerini kazanıyorlar. Bu insanları kendi hallerine bırakmak en iyisi. Aslında İslam´ın en yumuşak karnı, bu kitabın içindeki yazınlanların tanrı sözü olduĝunu iddia etmeleri. Bu iddia eninde sonunda bu dinin sonunu da getirecektir.
-
Sen var olmalı dediĝinin için var olmak zorunda deĝil. Kendi kafanda kurguladıĝın özelliklere de uymak zorunda deĝil. Yani yine gereksiz yere yine önkabulleri sıralamışsın. Tanrı abes iş yapmazmış...mış. Kusura bakma ama, tanrıyı oynamaya kalkmışsın. Lütfen, dostum. Bunlar senin olmasını arzuladıĝın şeyler. Ancak dünya böyle dönmüyor. Yine önkabullere dayann bir savunma. Bal gibi de insanları boş bırakır, yoksa bizlere mi soracaktı ne yapıp yapmayaĝına? Her şey bizden kaynaklanıyor. Senin gözün bir şeylere ürkmüş ve korkmuş gibi yazıyorsun. O en iyisini bilir, cümlesi bile ön kabüle dayanıyor, çünkü onunla bire bir konuşan yok. Bire bir konuştuĝunu iddia edenler senin benim gibi insan. Şu hayal dünyasından çıkmalısın. Bırak onun bunun anlattıklarını ve eĝer bir tanrıya inanmak istiyorsan, direkt ona başvur. Belki deĝil. Kesin öyle. Bana şimdi Hindu bir ailede doĝan birinin güle oynaya Sünniliĝi seçeceĝini iddia etme, çünkü gerçeklerle baĝdaşmaz. Bu nedenle senin Sünniliĝin de böyledir, dostum. Ben sana diyorum ki, kendin yaşamalısın, kendin görmelisin. Bana da güvenme. Kendin gez, gez ki sonra bana hak vereceĝine eminim. Ortada ters bir şey yok, çünkü elimizdekilerin tümü insanların eseri. Bana şimdi paygamberdi, vahiydi falan filan deme lütfen. Bunları bir kere geçeceksin. Ben piyasaya sürülmüş tüm tanrıları ve dinlerini reddediyorum, çünkü hepsini biz icat ettik. Bana insanların ellerinin deĝmediĝi ne bir tanrı ne de bir din/inanç göstereblirsin. Yoktur çünkü. Bir noktada anlaşamayacaĝız galiba. Aile, çevre, toplum hepimizi çoçukluĝumuzdan itibaren törpüler. Sünniliĝin yoĝun olduĝu yerlerde Sünni, Hinduların olduĝu yerde Hindu olursun ve senin için en güzel din olur. İstisnalar kaideyi bozmaz. Bu nedenle sen hâlâ Sünnilige tutunuyorsun diyorum. Haklı olduĝumu da biliyorum, çünkü insanları yaşadıkları yerlerde bizzat gördüm. Benim samimi ve dürüst olmadıĝımı ima ediyorsan yanlış yoldasın. Her tarafı gezmemin yegane sebeplerimden birisi kendime karşı samimi ve dürüst oluşumdur. Senin iddia ettiginin aksine Allah beni doĝru yola ulaştırmadı. Ne yaptıysam kendim yaptım. Yapacaĝın en doĝru hareket ilk etapta şu: Mevcut tüm dinlere tekmeyi atmalısın. Sonra yine tanrı arayışına gir istiyorsan ancak evvela piyasayı kirletmiş olan tüm dinlerden kurtulmalısın. Bunu yapmayı gerektirecek cesareti sende henüz göremiyorum. Yahu neden pişman olacaksın? Bu senin hayatın. Sen hayatı ne sandın? Bence ateizme bulaşman çok iyi olmuş; en azından ufkun genişlemiştir. Allahtan af falan da dileyeme ihtiyacın yok, çünkü o seni böyle yaratmış. Sen kendini hatalı görüyorsan, ilk etaptaki suçlu odur. Çünkü o yaratan. Bize ihticayı yoksa, bizden de bir şey istemesin bir zahmet. Ama ona iman etmemizi, ibadet etmemizi istiyor. Demek ki ibadet edilmeye, tapılmaya ihtiyacı var. Lamı cimi yok, durum bundan ibaret.
-
Yorma kendini... Yaşadıĝı şehiri terk etmek zorunda kalmış mıdır? Evet. Demek ki kaçmış. Çok kısa bir zaman sonra ha! Hiç gülesim yoktu. Desen kaçtıĝı günün ertesi gününde veya haftasında veya ayında geri dönebilmiş. Peki, diyecem. 8 sene sonra (622-630) güçlü olduĝu zaman geri dönme cesaretini buldu. Demek ki elçisi olduĝunu iddia ettiĝi tanrısı ona pek yardım etmemiş.
-
Böyle atıp tutacaĝına yazar mısın şuraya Ateistforumda kullandıĝın mahlası/mahlasları? Bakalım neyi ne kadar çürütebilmişsin, neden banlanmışsın, kimler küfür etmiş ve sen nasıl konuşmuşsun! Çok garip bir amacın var; bence trollük, tebliĝ ve bol bol İslam güzellemesi yapmaya niyetin var. Seni buraya davet eden olmadı. Beĝenmiyorsan bir sürü dindar siteler var; orada bol bol zikir çekin, dua edin, birbirinizin sırtını ha bire sıvazlayın. "Aman da benim dinim şahane, aman da benim tanrım çoook yakışıklı!" minvalinda birbirinize mesaj çekin. Eminim taptıĝının tanrın bundan çok hoşnut olacaktır. Evet, sane ne kimin banlanıp banlanmadıĝından! Sen kimsin ki, böyle üstüne vazife olmayan saçma sapan sorular soruyorsun? Aşırı derece de önyargılısın. Sana göre dinsiz imansızlar pis, müslümanlar melek. Böyle düşünmesen, böyle yersiz sorular sormazdın. Hâlâ saçmalıyorsun, çünkü amacın tartışmak olsaysı böyle dandik bir konu açmazdın. Katlanabileceksek mişiiz... Heeee....
-
Oradaki forumdaşların Arapça mahlas kullanmalarını bir hayli garipsemiştim. İnsan bu kadar asimile olmaz ki.
-
Seni en geç 1 gün içinde banlarlar, çünkü orada İslam´ı eleştirenlere iyi bakmıyorlar. İştediĝin kadar kibarca eleştir, farketmez.
-
Senin derdin nedir, anlamış deĝilim. Belki de buraya trollemek için geldin. Madem dinsiz imansızları ve forumlarını beĝenmiyorsun, şurası tam size göre: https://islam-tr.org/ Oradaki forumdaşların çoĝu Arap isimlerini seçmiş, bol bol dua ediyorlar ve sürekli İslam güzellemesi yapıyorlar. Merak ediyorum acaba siz orada ne kadar tutunacaksınız!
-
Bu sene yolum Urfa´ya düştü. Kendi yaşıtlarımla oraya 1 günlüĝüne gittik. Gitmişken de şehri gezelim dedik, yanımızda dini bütün bir arkadaş olduĝu için haliyle tarihi cami ve türbelere de uĝramadan etmedik. Yanılmıyorsam Eyüp Camii´sine doĝru giderken, camiden çok kalabalık bir cemaat çıktı. Çoĝu arap giysili idi ve bir zatın etrafında dolanıyorlardı. Merak ettik; oradakilere bu zatın kim olduĝunu sorduk. İsmini unuttum, meĝerse önemli bir tarikatın lideri imiş. Caminin girişinde son model Mercedes limuzin onu bekliyordu. Yanındaki bir kaç kişi ile içine bindi ve oradan süratle uzaklaştı. Çevresinde pür dikkat dolanan müritlerini görünce gülümsemiştim.
- 9 yanıt
-
- 1
-
-
Biraz da spontane yazmayı dene, çünkü hep günlerce bekleyeceksek işimiz yaş. Farkında mısın ama tamamen ön kabullere dayalı tanrı profili çiziyorsun. Tanrının kendisi hiçbir şey yapmazken, senin gibi dindarlar ha bire tanrı şöyle olmalı böyle olmalı minvalinde ona özellikler yamıyorsunuz. Kim diyor, tanrı anlamsız, hikmetsiz bir şey yapamaz diye? Tanrıya soran yok. Ne hikmetse onun nasıl olup olmayacaĝına, ne yapıp yapmayacaĝına kendini bir şey zanneden insanoĝlu karar vermeye kalkıyor. Diĝer yandan vahiy dediĝin nedir dostum? Sen bu kadar saf olamazsın. Kusura bakma tutturmuşsunuz vahiy diye bir zımbırtı. İnanmaya nereden başlarsan başla, akla ziyan şeylere (melek, şeytan, cin vs.) inanmayı yeĝliyorsun. Görmediĝin tanımadıĝın insanlar bir şeyler yazmışlar. Neden bu insanlara inanma yolunu seçiyorsun? Neden inanmak istediĝin tanrıdan direktiflerin/emirlerin doĝrudan sana gelmesini istemiyorsun? Şu sözde elçilerden, peyamgerlerden neyin eksik? Hiçbir şeyin eksik deĝil aslında ancak bunu görmek istemiyorsun, çünkü bilincin küçüklüĝünden beri onun bunun huraferleri, masalları ile yıkanmış. Silip atamıyorsun bir türlü. Bana şimdi bu durumda sınav falan filan deme lütfen, çünkü bu sınav zımbırtısı da insanoĝlunun hayal ürünü. Gereksiz yere uzunca izahat etmeye çalışmışsın ancak yine tarafgir bir şekilde Sünniliĝi savunmaya kalkıyorsun. Neden? Çünkü o çevrede büyüdün. Fazla uzatmayacaĝım. Sen de enine boyuna düşünürsen, seni sünniliĝe iten yegane sebebin yetiştiĝin çevrenin sünni olmasını görmen işten bile deĝil. Bunu inkar edemezsin. Sen kolaya kaçarak, kendini güvende hissettiĝın limanda kalmak istiyorsun. Bunu yadırgamıyorum, çünkü senin gibi kabuĝundan çıkamayan milyonlarca dindar var. Bu bir cesaret meselesi bir bakıma. Gençler hakkında o kadar boş şeyler yazmışsın. Gören de gençlerin tüm derdinin ona buna hava atmak olduĝunu zannedecek. Hava atmak için de dinsiz imansızlıĝı seçtiklerini zannedecek. Tamamen boş bir iddia. Gençleri küçümseme derim sana. Benim ateist olmam ve tüm dinleri çöpe atmamın iki sebebi var. Birincisi ben dünyayı televizyondan, bilgisayardan tanımadım. Bol bol gezdim... Benim gezmediĝim kıta neredeyse kalmadı. İnsanların kültürlerini, inançlarını ve dinlerini bizzat yaşadıkları yerlerde gördüm. Ben çok gezdim. Yoktur birbirlerinden bir farkı. İkinci nedeni gayet basit. Piyasadaki tüm kitaplar insanların elinden çıkmıştır. İnsanlar konuşmuş, insanlar yazmış, insanlar silmiş, insanlar yeniden yazmış. Durum bundan ibaret; hangi kitabı açarsan aç, farketmez. Hiçbirisi gökten zembille inmedi. Hiçbirisini söze bir varlık dikte etmedi. Hasılı dindar olacaksan, piyasadaki tüm dinleri çöpe atmalısın. Çünkü hepsini insanlar manipule etmiştir. Merak etme, bunu yaptıĝında hâlâ dindar kalacaksın. Deist olabilirsin, Agnostik olabilirsin. Bu durumda tanrı seni cezalandıracaksa, varsın cezalandırsın. Ne yani, insanların uydurduĝu dinlerin peşinden gitmiyorsun diye cezalandırılaĝını mı zannediyorsun? Eski yazdıklarından dolayı pişman olduĝunu yazmıştın yanılmıyorsam. Pişmansan eĝer, demek ki bir hayli korkuyorsun eski yazdıklarından ötürü. Ben bunu anlamıyorum, çünkü hayat beyaz ve karadan ibaret deĝil. Elbette yanlışlarımız olacak, elbette hata yapacaĝız. Hayat bu. Adam öldürmedin, sahtekarlık yapmadın. Sadece fikirlerinde deĝişikliĝe gitmişsin, bunun için pişman olmaya gerek yok. Neyse odur diye bir şey yok. Tüm ritüelleri şöyle bir gözden geçirdiĝinde, hepsinin hayali bir varlıĝı hoşnut etmek uĝruna olduĝunu göreceksin. Sözde her şeye gücü yeten bir varlık nasıl oluyorda, bizim ona tapmamıza ihtiyaç duyuyor, diiii mi?! Uzatmayacaĝım dedim, yine de uzunca oldu. Ancak hepsini spontane yazdım. Öyle bir hafta beklemedim. Aklıma geleni/eseni yazdım, çünkü bazı şeyleri öyle fazla büyütmemek lazım.
-
Hali vakti yerinde gözüküyor. Göbeĝi bir hayli büyümüş ve gözlerinde gelecek kaygısı gözükmüyor. Bu tiplerin peşinden giden geri zekalılar olduĝu müddetçe bunlar güllük gülistanlık içinde yaşayacaklar. Bunlar başkalarının sırtında yaşayan parasitlere benzerler. Cahillik ve geri kalmışlık devam ettikçe beslenecekler, sırıtacaklar ve saçma sapan masallar anlatacaklar. Nasıl olsa bu masallara inananlar var.
-
Pazarlamayı konuşan pek yok, halbuki en önemli ayaĝı bu arabaları satabilmek. Tüm mesele de bu noktada başlıyor. Piyasadaki rekabet çok fazla ve çoĝu kendini kanıtlamış dev araba şırketlerinden oluşuyor. Bunlara karşı başarılı olmak, öyle göründüĝü gibi kolay deĝil. Batarya doldurma istasyonları henüz yok denecek kadar az. Gazeteci Fatih Altaylı´ya göre Türkiye´de tsadece 6800(!) elektirikli araba bulunuyor. Evet; yanlış okumadınız. Bunun başlıca nedeni altyapının henüz olmaması. Avrupa bu mevzuda çok ileride. Yeni bir elektirikli araba aldıĝınız vakit 100 metre civarında batarya doldurma tesisi yoksa, devlet/belediye size batarya doldurma istasyonu inşa ediyor. Bir başka sorun fiyatı. Hedeflenen fiyatı orta direk ödeyemez; muhtemelen zenginleri hedefliyorlar. Zenginler böyle arabaya binmezler, çünkü daha iyileri daha lüks olanları var. Alacak olanlar ilk etapta yandaşlardan olacak ve onlar da sadece göstermelik olarak alacaklar ve bir süre sonra ya geri verecekler ya da bodruma koyacaklar. Milli bir şey üretmek başka; onu başarılı bir biçimde piyasaya sürmek bambaşka. Bunu hiç konuşan veya dile getiren yok. Önümüzdeki 1 sene boyunca da hiç gündeme gelmeyecek, çünkü seçimler var. Sembolik bir şekilde bazı önde gelenlere bir kaç tane hediye edilecek ve göz boyamak için ha bire gündemde tutulacak. Umarım pazarlama işi başarılı olur ve ülke ekonomisine katkısı olur. Bunun için en azından 2-3 sene beklemek lazım.
-
- Kasa - Ayna - Teker
