-
İçerik sayısı
2.771 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
144
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
Zırvalamaya devam. Kullandıĝım tep hap tansiyon hapı!
-
Umutsuz ve hayalperest bir vakasın sen.
-
John Frum´u bekleyen yerliler gibi diĝer dinlerin müritleri de bir şeylerin olması bekler durur. Bazıları kıyametin gelmesini beklerken, bazıları da bir elçinin/mesihin/mehdinin gelmesini bekler durur. Hepsinin ortak yanı bu. Bugün müslümanlıĝı veya diĝer dinleri allayıp pullamaya kalkanlar, nedense var olan gerçeklere kulaklarını tıkamayı seçiyorlar. Ha bire "Aman da benim dinim şahane, aman da benim tanrım çok yakışıklı!" minvalinde propaganda yapıyorlar. Yahu; yoktur John Frum´u bekleyenlerden bir farkınız. Hâlâ mı görmezsiniz, düşünmezsiniz?"
-
Birkaç sene sonra, eskisinden daha az yanlış olmayan, yeni bir öğreti ortaya çıkmış: John Frum Amerika´nın kralıymış. Haliyle Amerikalı askerlerin Tanna´ya uğraması - hatta aralarında bulunan siyahiler de farklı ciltlerine rağmen doğaüstü bir şekilde eşyalarla temin ediliyorlardı - bu inancın daha da pekişmesine yol açmış. Daha sonra Britanya kralı adayı ziyaret ettiğinde, bu kült yine bir değişime uğramış. Prens Phillip çabucak John Frum gibi ilahlaştırılmış ve kült bir rönesans geçirmiş. Elçisiz bir kült olmaz elbette. Nambas isimli bir din adamı, telsiz kullanak John Frum´la düzenli konuştuğunu iddia ediyordu. Kullandığı telsiz aygıtı beline tel sarılmış yaşlı bir kadındı. Bu kadın trans halinde konuşuyordu ve Nambas bunları John Frum´un beyanları olarak yorumlayıp tercüme ediyordu. John Frum, senesi meçhul olan 15. Şubat´ta tekrar gelecekti. Hălă günümüzde onun müritleri ona "Hoş geldin" demek için bu tarihte toplanıyorlar. Onun şimdiye kadar hiç gelmemesi, dindarların şevkini kırmışa benzemiyor. Hălă neden bekledikleri sorusuna, dindarlardan birisi şu yanıtı vermiş: "Siz 2000 senedir İsa´yı bekliyorsunuz, bu durumda biz de birkaç sene daha John Frum´u bekleriz." Hasılı bu Kargo kültün hikayesi bize ne öğretiyor? 1. Kültler çabucak oluşuyorlar. 2. Oluşum nedenleri ve izleri de çabucak muğlaklaşıyor. 3. İnsanların yapısı yanlış çıkarımlara epeyi elverişli. 4. Dinler birbirlerine benziyor, yoktur birbirlerinden bir farkı. Kargo kült gibi Hrıstiyanlık, Yahudilik, İslam ve daha niceleri de zamanında yerel bir kült idi. Dindar olmaya hevesli(!) ve dinden kopamayan bireylerin bu konuyu dikkatlice okumalarını ve dikkate almalarını umuyorum. Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Cargo_cult https://www.univativ-magazin.de/wie-religionen-entstehen/
-
Kargo kültlerin en meşhurlarından birisi olan ve hălen ayakta duran birisinin hikayesi, oluşmasının nedeni de dahil, aynen aşağıdaki gibi cereyan etmiştir. Yıl: 1941 Yer: 1980´den beri Vanuatu´ya ait olan Tanna adası Orada görevli olan Amerika´lı askerlerin yaşamı gayet rahat. Bunlar, yerlilerin nazarında "iş" denebilecek herhangi bir şey yapmıyorlar; bütün yaptıkları, yazı masalarının arkasında oturmaları, uzun ve telli direkler çakmaları, ışıklar yanıp sönmeye başlayınca küçük cihazlara konuşmaları veya anlamsızca daire içinde yürümeleri. Vaziyet yerliler açısından gayet net: Askerlerin ataları veyahut bir tanrı için, bunlara düzenli aralıklarla değerli malları ve eşyaları göndermesi için yapılan dinsel eylemler olmalı bunlar. Adanın yerlileri, kendileri hiçbir şey üretmeden defalarca çeşitli malların beyazlara geldiğini görmüşler. Yerliler bundan şu çıkarımı yapmışlar: Gelen malların kökeni doğaüstü bir varlık olmalıydı. Bu yüzden beyazları taklit etmeye başlamışlar. İlk uçaklar beyazlara malları getirdikten sonra adanın yerlileri, yakındaki adanın birinde çalılıkları kesip, temizleyip orada bir tane iniş alanı inşa etmişler ve yanına bambus ağacından bir kontrol kulesi ile agaçtan kulaklıklarla birlikte bir de uçak maketleri yapmayı ihmal etmemişler. Bütün bu uğraşlar John Frum´un uçağını oraya ayartmak içindi - o ise iyi ki hiç gelmemiş, yoksa kült ideolojisine göre dünyanın sonu gelmişti. Aslında yeni bir kültün oluşması bu noktada bitti denebilir ve onlar gerçekleri yanlış yorumlamaları yüzünden ömürlerinin sonuna kadar mutlu mesut yaşamışlar. Ancak Tanna´daki kargo kült de diğer dinlerde olduğu gibi, gerçek oluşum nedenini sürekli muğlaklaştıran bazı değişimlere uğramış.
-
İnsanoğlu şimdiye dek binlerce dinler, kültler ve tarikatlar üretmiştir; bazıları yeryüzüne epeyi yayılıp uzun ömürlü olmuşlardır, diğerleri ise kısa ömürlü olup yerel kalmışlardır. Hăl böyle iken bir dinin oluşması için neye ihtiyaç vardır? Bu sorunun cevabı biraz şaşırtıcı olabilir: Aslında fazla bir şeye gerek yok. Yeni bir dinin oluşumunu gözlemlemenin imkansız olduğunu düşünenler olabilir, çünkü genel kanıya göre dinler çok eski oldukları gibi upuzun bir zamanda büyümüş olmakla beraber somut olarak elle tutulabilir bir yanları da yoktur. Elbette tanınmış mevcut dinlerin yeni yan kolları olmakla beraber, yeni bir din hiçbir zaman en başlangıcından çöküşüne kadar detaylı bir şekilde gözlemlenmemiştir. Tüm dinlerin başlangıcı bir hayli karanlıktır ve muĝlaktır. Kargo kültlerden bihaber iseniz, dinlerin durumu kısaca böyle tanımlanabilir. Kargo kültler isimlerini İngilizce bir kelime olan ve "yük" anlamına gelen cargo´dan alır. Bu bir çatı kavramı olup, birçok farklı ama benzer dini kültlerin olduğu Melanezya´da bayağı yaygındır. Melanezya´nın coğrafik konumu, Avustralya´nın kuzey doğusunda olan, Papua Yeni Gine´nin de ait olduğu Pazifik ada kümeleridir. Bu kültler 2. Dünya savaşı esnasında meydana gelip gelişmişlerdir. Çoğunun ortak noktası, müritlerin bir mesihi beklemeleri ve kıyamet gününde bir "yük" getirecek olması. Çoğunlukla "John Frum" diye anılan bu mesih, bir efsaneye göre tıknaz, yüksek sesli, saçları ağarmış ve parlak düğmeli olup kehanet kabiliyeti olan bir adammış. John Frum´un gerçekten yaşayıp yaşamadığı ise meçhul. Müritlere göre kıyamet gününde yaşlılar gençleşecek, ölümcül hastalıklar tedavi edilebilecek ve "dağlar düpdüz olacak, vadiler dolacak". John Frum, son noktayı İncil´den araklamış olmalı (Jesaya 40, 4) - İncil´i üretenlerin de daha eski olan dinlerden arakladığı gibi.
-
@Tasvir-i Efkâr Günlerce durup yanıt vermiyorsun. Sonra safyalarca mesaj yazmaya kalkıyorsun. Zannerdersem önce ne yazacaklarını oradan buradan biriktiriyorsun, çünkü bu kadar uzunca yazıları öyle spontane yazamazsın. Kimbilir, belki de kalemi güçlü birisi de olabilirsin. Halbuki üşenen(!) birisi bu kadar çok uĝraşmaz aslında. Diĝer yandan günümüzde bile meleklere, şeytana, cinlere inananları anlayamıyorum bir türlü. Bunları iddia edenlerin senin/benim gibi insanlar olduĝu hiç aklına gelmiyor mu? Sünni olduĝunu yazmışsın. Neden Sünnisin? Bana şimdi "Sünniliĝi, Şiiliĝi ve diĝer mezhepleri araştırdım ve nihayetinde Sünnilikte karar kıldım" minvalinde bir şeyler yazma lütfen, çünkü inandırıcı olmaz. Sen de bilirsin ki, bizleri biz yapan bir bakıma ailemizin, çevremizin ve içinde yaşadıĝımız toplumun inançları, dili ve kültürü. Şii ortamda yetişen birisi zor Sünni olur ve Sünni ortamda yetişen birisi elbette zor Şii olur. Günde 5 kere namaz ritüelini yapmaya başladın mı, yoksa bu ritüeli esnetmeye niyetin mi var?
-
Ateist olmak kolay deĝilmiş...miş...miş! Beni kimse kandıramaz; seni bilemem. Artı; modanın(!) m´sinden de anlamam. Kafana göre kavramlara anlam veremezsin. Kusura bakma, yine saçmalaya başladın. Sataşmak istiyorsan, git başkasına sataş. Günlerden beri her konudaki yorumun bir hayli garip; birileri gerçek hayatta senin kuyruĝuna basmış galiba.
-
Evet; mevzu tam olarak bu. Bunlar sadece sizi baĝlar. Olmayan şeyleri var saymaya çalışmak kimseye fayda saĝlamaz. Ne alaka yahu? O kadar meraklı isen git kendin ne olursan ol! Şu ateistliĝi amma da büyütüyorsun gözünde. Sanki bulunmaz hint kumaşı.
-
Ne alaka? Gerekmiyor. Ateizm, teizmin karşıtıdır. Bunun aptallıkla, cahillikle ve bilgisizlikle hiç alakası yok. Ateist olmak için süper akıllı, süper ahlaklı, süper bilgili olmak gerekmiyor. Bu mevzuyu es geçiyorum, çünkü seninle bu konuda yeterince tartıştım. Toplumlar derken genelleme yapıyorsun; bu doĝru deĝil. Derneĝin başkanı Yahudi olmuşsa n´olmuş? Sen tüm Yahudilerin Musevi veya dindar olduĝunu zannediyorsun galiba. Onlarda da elbette dinsiz imansız var. Ateizmin ideali falan yok. Manifestosu da yok, kutsal kitabı da yok. Bu tam olarak böyle. Tamamen kişisel bir tercih ateist olup olmamak!
-
Bir bakıma öyle sayılır ve buna anne figürü de denebilir. Çünkü insanlar ilk etapta kendilerine güvenli bir liman ararlar. Huzurlu bir ortam isterler. Bu görevi doĝal olarak anne ve baba üstlenir. Bireyler yetişkin yaşa geldiklerinde bu huylarından/alışkanlıklarından öyle kolay kolay vazgeçemiyorlar. Haliyle ebeveynlerin dışında başka şeylere yöneliyorlar. Bunların başında elbette tanrı geliyor.
-
Kafir, onları savunduĝum yok. Ancak sen de bu mevzu (Yahudi ve Avrupa karşıtlıĝı) takıntı haline gelmiş. Bunu daha önceden de tartışmıştık. Yine aynı şeyleri tartışmaktan bıktım. Ayrıca ateistliĝi de yanlış deĝerlendiriyorsun. Ateist olan bireylerin tek bir ortak paydası vardır. Tanrıyı reddetmek. Bunun haricinde her şey olabilirler ve her şeyi yapabilirler.
-
Sen öyle zannet!
-
Kafır, saçmalayan sensin. Zaten belli bir süreden beri bana garezin var. Seninle uĝraşamam, ne halin var gör.
-
Başarılı olan insan veya ulus her zaman imrenilir/kıskanılır. Bu gayet normal durum. Hiçkimse hep kaybetmek veya başarısız olmak istemez. Zekanın önemli bir rol oynadıĝını sanmıyorum ancak nerede olurlarsa olsunlar, her bakımdan birbirlerine destek olmaya hep gayret ederler. Müslüman toplumlarda birlik beraberlik yok denecek kadar az. Yahudilerde ise durum tam tersi.
-
Hrıstiyanlarda benzer düşmanlık olması, müslümanları temize çıkartmaz. Geçmiş devirlerde yapılan yanlışlıklar yüzünden, şimdi yaşayan insanları sorumlu tutmak saçmalık. Şu yazdıkların ırkçılık/düşmanlık/ayrımcılık yapmaktan başka bir şey deĝil. Bu nedenle seninle uĝraşmaya hiç niyetim yok.
-
Sana tamamen katılıyorum. Halbuki "Aslında ölümden ve tahtalı köydeki işkence olasılıĝından korkuyorum ve dine girmemin yegane sebebi bu." diye itiraf etmeye cesaretleri yok. Diĝer tüm tanrılar ve dinleri yalan, İslam tek doĝru olanmış...mış..mış. Diĝer dinler de tam tersini iddia ediyor. İnsanoĝlunun beyni doĝduktan ölünceye kadar dinler tarafından bir güzel yıkanıyor. Peşinden gidersen bol bol ödül, gitmezsen bol bol tehdit var. Yeryüzündeki insanların %90 bu şekilde yetişiyor.
-
Müslümanlardaki Yahudi düşmanlıĝı aşırı derecede yaygın. Ellerinden gelse bir kaşık suda boĝacaklar onları. Her kötülüĝün sorumlusu olarak onları göstermeye hiç utanmıyorlar. Aslında bu şey müslümanların ne kadar ezik bir tavır takındıklarını gösteriyor, çünkü neredeyse 1000 seneden beri dişe dokunur bir gelişme gösterememişler. Hal böyle olunca her fırsatta "Yahudiler şöyle, yahudiler böyle..." minvalinde akla hayal gelmeyen karalamalarla onları yeneceklerini zannediyorlar. Bir avuç Yahudi, milyonlarca müslümana kafa tutuyor. Çünkü yan gelip yatmıyorlar. Sürekli kendilerini her bakımdan, bilhassa teknoloji ve askeri bakımdan, geliştiriyorlar, çünkü en ufak bir zaafta müslümanların kendilerine ne yapacakları çok iyi biliyorlar.
-
İnanmak zorunda. Düz dünya hariç bunlara da inanmak zorunda. Düz dünya mevzusu biraz muĝlak. Elbette farklı şeyler. Bana sorarsan, günümüzdeki Türkiye´de kendine müslüman diyenler aslında sözde müslümanlık taslıyorlar, çünkü inandıkları tanrı ve kitap adına ahkâm kesiyorlar. Kutsal kitaplarını harfiyen uygulamıyorlar. Ha bire kafalarına estiĝi gibi yorum yapıyorlar.
-
Güzel bir noktaya deĝindin. Kadınları kara çarşafın içine sokan erkekler, kendileri nedense kara kıyafetler giyinmezler. Çoĝunlukla açık renk ve beyaz rengi tercih ederler. Görende de onları melek zanneder. Kadınları itici göstermek için ellerinden gelen tüm gayreti göstermişler. Onları burka ve benzeri kıfayetlere layık gören zihniyeti taş devrinde yaşamış olan erkekler bile anlayamaz. Tamamen ultra ilkel bir davranış.
-
Ateistforum açık olsaydı, kesin oraya da haber verirdin. Ben yine tatmin olmadım açıkçası, çünkü neye inanıp inanmadıĝın senden başkasını hiç ilgilendirmiyor dostum. İnanç deĝişkiliĝini cümle âleme ilân etme gereĝi duyduĝuna göre eski konumundan pek hoşnut deĝilmişsin gibi hava seziyorum. Pişman mısın yani, eski hallerinden ve eski mesajlardan? Hal böyle ise hiç şaşırmam, çünkü kulaĝıma gelen duyumlara göre müslümanların tanrısı çok fenaymış. Sen yine de açık bir kapı bırak, çünkü piyasadaki tüm sözlü ve yazılı eserlerin tümü bizlerin ürünü. Bunun böyle olduĝunu aklı başında ve mantıklı düşünebilen her insan anlar/anlayabilmeli. Bir de şu var tabii: Bugüne kadar hep insanlar tanrıyı varlamaya çalışıyorlar. Bu nedenle zibilyon tane tanrı piyasaya sürülmüş. Yani her şey tek taraflı yürümüş bugüne kadar. Sen de kabul edersin ki her şey bizimle başlıyor ve bizimle bitiyor. İnsanları aradan çıkardıĝın vakit geriye ne tanrı ne de din kalır. Hasılı insanlardan önceki durum ne ise, birgün insanların nesli tükendiĝi vakit yine o durum olacak. Son olarak... Yeniden İslam´a dönmenin yegane nedeni, başka sebebi falan yok, ilk önce İslam´la yetişmiş/eĝitilmiş olman yatıyor. Yani ahlak falan filan, bunları geçeceksin azizim, çünkü İslam´ı es geçenlerin ahlakı, İslam´ı seçenlerden daha kötü olamaz. Buna beni inandıramazsın, çünkü gezmediĝim kıta kalmamıştır neredeyse. Hani derler ya: Çok gezen tavuk, ayaĝında pok getirir. Bunu diyenler halt etmiş kesin, çünkü çok farklı diyar gezmek, farklı kültürleri/inançları tanımak, benim ufkumu bir hayli genişletmiştir. Bu kesin. Hasılı dinlerin benim nazarımda hiçbir anlamı kalmamıştır. Gereksizdir, ayak baĝıdır, insanları ötekileştiriyor. Ritüellerle ilgili yazdıklarımı es geçmişsin... Şimdi müslüman olduĝuna göre ve maddi durumun iyi olduĝunda kurban kesecek misin? Evet mi, hayır mı?
