kavak

Dinsiz imansızlık Dinsiz yaşamak, inançsız olmak, herkesin harcı deĝil. Tüm dinleri sepetlemek, tanrıları es geçmek, herkesin harcı deĝil. Çünkü, herkes cesaretli deĝil.

@Emre_1974tr , sen sünnet olmuşsundur mutlaka. Sen en iyi mi bir cerraha git, o mıntıkayı eski haline getirsin. Belki mümkündür. İnsan en güzel biçimde yaratılmış...mış. Şu ha bire güzellemesini yaptıĝın kitap kutsal falan deĝil, onu kutsallaştıran sizlersiniz.

Haklısın. Putlar, tapılan tanrıya bir nevi mesaj yollama görevini üstlenirler, aracılık yaparlar. Bunların direktman tanrı/ilâh olmadıĝını tüm dindarlar bilir zaten. Bu nedenle Mekke´de etrafında dönülen ve namaz ritüelinde yönelinen küp, özünde diĝerleri gibi bir puttur tabii ki. Muhammed´i şahsen tanımak isterdim, çünkü hakkında yazılıp çizilenler o kadar çok aşırı abartılmış ki, hep " Yok devenin nalı" diyesim geliyor. Bazıları ipin ucunu çok kaçırmış anlaşılan. Bu dindarlar yok mu; ölünün diriltildiĝine bile inanır: https://sorularlaislamiyet.com/hz-isanin-oluleri-allahin-izniyle-diriltmesi-nasil-aciklanabilir Yeter ki inan: https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/peygamberimiz-sav-ve-mucizeleri

Mesele o deĝil. Mesele senin taptıĝın tanrının aĝzı bozuklara onay vermesi. Biz tanrı mıyız? Biz hataları olan insanlarız. Ama senin taptıĝın tanrı göya çoook ulvi huyluydu.

Bir şey iddia ediyorsan, elbette altını dolduracaksın. Elbette kaynaklarla kanıtlayacaksın. Konu açmanın nedeni küfürlü konuşmanın mümkün olup olmadıĝı idi. Sırf bu amaçla bu konuyu açtın. Burada küfür etmenin yasak olduĝu sana bildirildi. Hatta senin tabirinle, küfürlü konuşana küfürle cevap vermenin de yasak olduĝunu öĝrendin burada. Yani seni taptıĝın tanrının dinsiz imansızlardan öĝreneceĝi çok şey varmış. Bu senin kulaĝına küpe olsun.

Yine boş beleş konuşmaya başladın. Konuyu sen buraya getirdin; altını da doldurmalısın. Böyle devam edersen, bir yerinden salladıĝına hüküm verilecek.

Lafı eveleyip geveleme... Yaz şuraya ne hakların olduĝunu. Daha doĝrusu ne hak vermiş sana şu taptıĝın tanrı?!

Küfür etmek hiçbir sorunu çözmemiştir. Taptıĝın tanrı ve ailen küfürlü konuşmaya onay veriyorlarsa, harbiden çok manidar bir durum. Sanki çok umurumuzdaydı. Hal böyle ise, senin ne işin var dinsizlerin arasında? Hangi haklara sahipmişsiniz? Tek tek hepsini yazıver bir zahmet.

Kadın tanrıçaları pek kaale alan olmamış, çünkü tanrılar diyarında da onlar fiziksel olarak zayıflar. Normal ölümlü erkekler, oradaki tanrılara bile ayarı çekmiş. Dostum, erkeklerin burnunu sokmadıĝı bir şey yok gibi. Mâlum kutsal kitaplardaki sözde ilâh(lar)ın, özellik ve hal ve hareket bakımdan tıpkı erkekleri andırması boşuna deĝil. Tesadüf desen, hiç deĝil.

Kadın olmak zordur Geleceĝin çocuklarını, bıkmadan usanmadan, 270 gün taşıdıĝı yetmiyormuş gibi, doĝururken, anası aĝlıyor kadının. Buna raĝmen, şu utanmaz sıkılmaz erkekler, ufacık bir fazlasından ötürü, kendini bir şey zannediyor. Kadının, Giyim kuşamına, Konuşmasına, Hal ve hareketine, Cinsiyetine, Karışıyorlar. Kim karışıyor? Kim olacak, erkekler. Akıldan ziyade fiziksel üstünlüĝü olduĝu için, kadınları kendi malı gibi gören erkekler var. Kendini bir şey zannettiĝi için, kadınlara nefes aldırmayan erkekler var. Dini kitaplarda kadınlardan üstün olduĝunu okuyan erkekler, kadınlara her şeyi yapabileceĝini zannedeniyorlar. Tanrılar bile erkeklerden yana tavır almışsa, kadın olarak gelmek istemem bu dünyaya.

Kimlik Dinsiz imansızın birisi ölmüş ve gözlerini tahtalı köyde açmış. "Eyvaaah, şimdi hapı yuttum" demiş ve kara kara düşünmeye başlamış. O esnada karşısında bir sorgu meleĝi belirmiş, yanında getirdiĝi kaĝıt ve kalemi çıkarmış ve hemen sadede gelerek sorguya başlamış. - Adın, soyadın ve doĝum tarihin? - Hatırlamıyorum. - Numara yapma. - Valla hatırlamıyorum. - İşlem yapılabilmesi için bu verileri söylemek zorundasın. - Keşke hatırlasam da size yardımcı olabilsem. - Burada 80 sene yaşadıĝın yazıyor, nasıl hatırlamazsın? - Bilmiyorum; en son hatırladıĝım şey doktorumun bana söylediĝi idi. - Doktorun ne dedi sana? - Bir hayli bunadıĝımı söylemişti galiba. - Buna inanmamı mı istiyorsun? - Valla hatırlamıyorum, dedik ya. Sorgucu melek bir süre düşünür, tanrıyla irtibata geçer ve sonra der ki: - Gereĝi düşünüldü. Bunaĝın tekrar dünyaya gönderilmesine ve orada diriltilmesine karar verilmiştir. Buraya tekrar geldiĝinde yine bunadıĝını iddia ederse doĝrudan cehenneme gönderilecektir. Dinsiz imansız buna itiraz etmiş, "Hani verisiz işlem yapılamıyordu?!" - Elimizdeki istatistiklere göre şimdiye kadar iki kere arka arkaya bunadıĝını iddia eden olmadı. Yani yine aynı teraneyle karşımıza gelirsen işin yaş ve kimliksizlerin cehennemine gönderileceksin. Dinsiz imansız belli etmeden içinden kıs kıs gülmüş, "Biz de başka terayneyle geliriz."

İnsanlar Beyazı, Siyahı, Sarısı var. Her kıtada onlara rastlarsın. Faşisti, Liberalı, Hümanisti var. Her kıtada onlara rastlarsın. Cahili, Aydını, Kindarı var. Her kıtada onlara rastlarsın. Hrıstiyanı, Müslümanı, Musevisi var. Her kıtada onlara rastlarsın. Hindusu, Budisti, Panteisti var. Her kıtada onlara rastlarsın. Sünnisi, Şiisi, Alevisi var. Her kıtada onlara rastlarsın. Ateisti, Deisti, Teisti var. Her kıtada onlara rastlarsın. Bunlardan bi habersen, Bavulu alıp her kıtayı dolaşmalısın!

En iyisi Çok bilmişlik yapanlara Uyanık geçinenlere Laf sokmaya çalışanlara Burnundan kıl aldırmayanlara Öz eleştiri yoksunlarına Gülüp geçmektir, en iyisi!

Bunun böyle olacaĝı daha ilk iletiden belliydi zaten. Mevzu din ve inanç olunca pek fazla bir beklentide olmamak lazım, çünkü dindar birisinin ilk ve son yapacaĝı şey daima inancının güzellemesini yapmak olacaktır. En ufak bir öz eleştiri yap(a)mazlar.

Piyasadaki tüm dinlerin ve kutsal kitapların temeli ve içerikleri mitlere, efsanelere ve masallara dayanır. İslam´ın diĝer dinlerden pek fazla bir farkı yok; referans kitabını düzgünce ve tarafsızca okuyanların karşısına neredeyse her safasında hikayeler, masallar ve mitler çıkar. Gücü elinde bulunduranlar dinleri kendi şahsi emelleri uĝruna kullanmaktan geri kalmamışlardır. Mesela Orta Çaĝda´daki Hrıstiyanların durumu buna güzel bir örnek teşkil ediyor. O devirde Papa´nın gücü krallardan da üstündü. Çoĝu hayati konularda Papa´nın onayı gerekli idi.

Bor pil teknolojisi henüz emekleme aşamasında ancak Türkiye Bor reservleri bakımından en zengin ülke konumunda şuan. Bunun çok iyi bir şekilde deĝerlendirilmesi lazım, çünkü Lityum/Ion pillerinin yanma riski var. Bor içerikli pillerde böyle bir tehlike olmadıĝı vurgulanıyor, bu ne kadar doĝru bilmiyorum. Bu pillerin seri üretim aşamasına gelmesi için asgari 5-10 sene gerekli.

Güncelleyelim...

Hindistan: Rigveda´dan bir yaratılıș kasidesi O zamanlar; olmak ve olmamak yoktu. Hiçbir hava sahası yoktu, sema yoktu. Yeryüzünü kim tutuyordu? Onu kim kușatıyordu? Derinlikteki su neydi? Ölüm var değildi, hayatta, güneș de, ay da ve yıldızlar da var degildi. Ama sonra var olmaya bașladı. Biri vardı. Nefes vardı. Karanlık daha yeryüzündeydi. Kainat - kocaman birșey. Korun gücüyle, hayat geldi, bir tohum geldi. Saf dücüncenin dölleme arzusu ilk tohum oldu. Kalpleri arayıșta olan ilhamlı düșünürler, var olmayı ve olmamayı birbirine bağladılar. Bir yukarısı vardı. Bir iple ayrılmıș bir de așağısı vardı Ama yukarıda vermek vardı, așağıda ise arzulamak. Düșünürler, olmamaya var olmayı bağladılar. Böylece ilk șeyler oluștu.

Mürit Dolanıyorlar birinin etrafında Kol kanat geriyorlar ona Saygı da kusur etmiyorlar Bunu bir hayli abartıyorlar Kim bu, diyorsun Şeyhimiz, diyorlar İnsanlar harbiden bir garip Özgür olmak istemiyorlar

Güncelleyelim...

Bunların kafaları bir hayli karışık, çünkü dinsiz imansızken de çok emin olduklarını zannetmiyorum. Keza fikir deĝiştirmek elbette mümkün ancak yeniden Sünni cehanına yanaşmaları aslında Sünni zihniyetten hiçbir zaman kopuk olmadıklarına bal gibi işaret aslında. Agnostikliĝe veya Deistliĝe dönülmesine bir şey demem. Hatta tüm mezhepleri yok sayıp sadece müslüman olunmasına da bir şey demem. Ancak Sünniliĝi bırakıp tekrar Sünni olmayı hâlâ anlayabilmiş deĝilim. Anlayamam da! Daha açık konuşmak gerekirse mâlum kitaplarında mezheplerin m´si yoktur. Sonradan her aklı evvel bir mezhep uydurmuş. Durum bundan ibaret aslında. Bunu dile getirdiĝimizde bu yalın gerçeĝi kabullenmek istemiyorlar, halbuki Sünniliĝe geri dönmek hâlâ emin olmadıklarının resmidir aslında. İçinde yetiştiĝimiz ailenin, mahallenin, coĝrafyanın, kültürün ve dinin etkisi dindarların zannettiĝinden daha da güçlüdür. Bunu bir türlü kabullenemiyor; varsa yoksa "Aman da benim dinim şahane..." minvalinde bir şeyleri savunmaya çalışmak. Son olarak; savunmak istedikten sonra, piyasadaki her dini bir şekilde savunmak mümkün. Yeter ki kaleminiz güçlü olsun.

Bir kuruş bile virmem Günlerden bir gün Temelli köyünün camisine yıldırım düşer ve cami büyük bir hasara uĝrar. Köyün imamı caminin biran evvel onarılması için kolları sıvar, ev ev dolaşmaya başlar ve köyün ahalisinden maddi yardım talep eder. Köylüler imamı destekler ve imkanları dahilinde yardım ederler. Tüm ahali mi? Hayır, bir kişi buna itiraz eder ve yardım etmek istemez. Köyün imamı: "Yahu Temel, bak herkes yardım ediyor. Sen de azıcık destek olsana!" Temel: "Nedenmuş? Kendi evinu yakan birisuna bir kuruş bile virmem."

Elbette durum bundan ibaret aslında. Diĝer yandan her fırsatta kendi dininin reklamını yapmaya hevesli olanlara, tebliĝ modundan çıkamayanlara, kendi inanç düzenini ve yaşam tarzını dayatmaya yeltenenlere her zaman kıl olmuşumdur. Bu tiplere piyasadaki tüm dinlerin temelinin mitlere ve masallara dayandıĝını anlatamazsınız. En basitinden cinlerin ve şeytanların var olduĝuna inananlara, "Hadi en azından bunların varlıĝını bilimsel olarak ispatlayın" diye sorsak, kaçacak delik ararlar. Kem küm, ederler. Saçma sapan savunulara başlarlar ama onları bilimsel olarak ispatlayamazlar. İşin komik yanı şu: Varlıĝını ispatlayamayan bazı uyanıklar, onların yokluĝunun ispatlanmasını bizden istiyorlar. Yahu, piyasadaki hiçbir tanrı kendi varlıĝını ispatlayamazken, bazı pişkin dindarlar topu dinsiz imansızlara atmaya çalışıyorlar. Sanki tanrı kendisini ispatlayabildi de, biz mi hayır dedik?!

Suya sabuna dokunmayan, kimseye kötülüĝü olmayan dindarlar da var elbette. Bunlardan birisi benim annemdir. Namazını hiç aksatmaz ve hergün Kur´an okur. Namaz vakitleri için Diyanet´in daĝıttıĝı yıllık takvimi kullanır. Bu takvimin her günkü yapraĝında dua veya hadisler olur. Onları okur elbette ve tüm takvim yapraklarını biriktir. Onları çöpe atmaz, biriktirdikten sonra bana verir onları. "Oĝlum, bunları kuytu bir yerde yak, kimsenin ayaĝı deĝmesin " der. Şimdi bu kaĝıtları ne yaptıĝımı bana sorma lütfen.

Bu ve diĝer pasajlar camilerde sesli bir şekilde Türkçe okunsa, sence 1 sene içinde acaba kaç Türk müslüman namaz ve dua ritüelini bırakır? Veya ezan mesela; Türkçe okunsa, kaç müslüman uyuz olur? Halbuki içerik olarak deĝişen bir şey yok.