Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.730
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    137

Everything posted by kavak

  1. O zaman sen Hrıstiyan tarihini pek bilmiyorsun ve yazdıklarımı iyi okumadın. Misyonerlik: https://en.wikipedia.org/wiki/Christian_mission
  2. Bu mevzuları @müftü yukarıda gayet güzel izah etmiş, bu nedenle ben diĝer yazdıklarına bir iki cümle sarfetmek istiyorum. İlginçtir ki sizin durumunuzda olanların sayısı bir hayli fazla. Konu sahibi de dinsiz imansız bir yaşamı kabullenemedi ve tabiri yerindeyse, eksi konumuna(sünni müslüman) geri döndü. Bunun böyle olmasının çok nedenleri var elbette; içinde yaşanan toplumun kültürü, ahlak anlayışı, yaşam tarzı ve dini. Bunlar insanları çok yakından etkileyen şekillendiren hususlar. Ancak bir tanesi daha var ki bence en önemlisi aslında. O da şu: Ölüm korkusu, yani ölümden sonraki bilinmezlik. Bu durum çoĝu insanı ürkütüyor ve onları güvenli bir liman arayışına itiyor. Kendisinden kat kat daha güçlü hayali bir varlıĝa tapmak, ona adaklar (kurban) sunmak veya sorunlarını çözmesi için yalvarıp yakarmak bazılarını rahatlatıyor galiba. Bu üç eylem (tapmak, kurban sunmak, yalvarmak) insanlık tarihi kadar eksidir. Hrıstiyanlık hâlâ misyonerlik maskesinin altında diĝer insanların yaşamına karışmaya çalışıyor. Tıpkı İslam gibi yayılmacılık hedefi olan bir dindir. Bu nedenle bu 2 din, dünyanın en ucra köşesine kadar gidebilmişlerdir. Kendinden olmayanların hayatına karışan ve hayali bir tanrıya tapınılmasını isteyen dinler güzel ahlaklı deĝildir. Hangi tanrı dünyadaki yaşama karışabilmiş veya onu umursamış ki? Hiçbirisi! Evet; piyasaya sürülmüş olan tüm tanrılar dut yemiş bülbül gibi sessizliĝini koruyor. Kutsal kitaplardaki tanrı eylemlerinin ve söylemlerinin hepsini bizler uydurduk. Hergün tecavüze uĝrayan çocuklara ve kadınlara hepisi sessiz kalmıştır ve hâla öyle. Sınavmış..mış falan filan, hepsi boş laf aslında. Araştır, araştırmaktan zarar gelmez ve iyidir, ancak dinler insan ürünü olmaktan kurtulamayacaktır.
  3. Gezip dolaşmak, farklı insanların farklı kültürlerini, yaşam tarzlarını ve dinlerini yerinde görmek gibisi yok. İnsanın ufku genişliyor. Dünyadaki insanların ezici çoĝunluĝu ekonomik sebeplerden ötürü doĝup büyüdüĝü diyarın dışına dahi çıkamıyor. Bu nedenle doĝdukları yerdeki dinlerine/inançlarına sadık kalmalarının yegane sebeplerinden birisi bu.
  4. Siz beni boşverin. Bu konudaki (dindar --> dinsiz --> dindar) görüşlerimi yeterince dile getirdim. Gerisi fasa fiso.
  5. Ben konu sahibinin aptal olduĝunu hiç düşünmedim. Aptal olduĝunu da zannetmiyorum. Aklı başında birisi. Yani mesele duygusal falan deĝil.
  6. Pratik olarak nasıl uygulayacaĝız bu doĝrulamayı?
  7. Bilmem belki yeterince evrimleşmişizdir, çünkü farkındalıĝının farkına varmış olan tek biz varız dünyada. Ayrıca teknolojiyi kullanma kapasitemiz günden güne artıyor. Bu şartlarda dünya dışı bir zeki varlıkla belki anlaşabiliriz.
  8. Evet, şaka gibi ancak konu sahibi şaka olmadıĝını izah etmeye çalıştı. Ancak ben yine de tam olarak ikna olmadım, çünkü kim ne derse desin, hayatımız boyunca içinde yaşadıĝımız toplumun kültürünü ve dinini silkeleyip atmak çok zor. Bir insan %100 tekrar aynı dine/mezhebe dönüyorsa (Sünni müslüman --> dinsiz imansız --> Sünni müslüman), demek ki o dini/mezhebi hiçbir zaman tam olarak bırakamamıştı. Halbuki dünyada zibil gibi farklı dinler/mezhepler var. Hepsi de en doĝrusu olduĝunu iddia ediyor. Bunu birçok kez dile getirdim ancak nedense pek ilgi görmedi.
  9. 3 harfli dediĝine göre, demek ki cinlerden öcü gibi korkuyorsun ve dindarsın. Çünkü dindarlar olmayan hayali şeyleri dert eder kendine. Korkunun ecele faydası yok. Ne mi yapman gerekiyor? Sittir et gitsin şu dandik rüyaları ve her şeyden önce sesli bir şekilde "cin" kelimesini söyle. Merak etme çarpılmazsın, çünkü seni ne çarpan ve ne de çarptıran var.
  10. Olabilir, çünkü kendini çok güçlü bir konumda gören bir insan, kendinden zayıf ve güçsüz olanı görmezden gelmeye, ona baskı uygulamaya veya onu ezmeye meyillidir. Muhtemelen her canlının dna´sında olan bir şey bu, yani ilk etapta kendi şahsi çıkarları ön plandadır. Bizler karıncaları nasıl hiç önemsemiyorsak, her bakımdan bizden daha ileride olan bir uygarlık bizleri neden umursasın?! Ancak kainatın büyüklüĝü ve ışık hızının sınırlı olması, zeki ve teknolojiyi kullanabilen bir türün bizlerle iletişime geçmesinini bir hayli güçleştiriyor. Burnumuzun ucunda olan güneşin ışınlarının bize ulaşması bile 8 dakika sürüyor. Bize en yakın güneş sistemi olan Alfa Centauri´in uzaklıĝı 4.2 ışık yılı civarında. Yani ışık hızında gitmeyi başarabilen bir uygarlık olsa bile, buraya varmaları en azından 4 sene sürer. Uzun lafın kısası: Bu müthiş mesafeleri göz önünde bulundurduĝumuzda, biz dünyalıların bir hayli yalnız olduĝunu görüyorum.
  11. Depremzede Memleketin %80´i deprem bölgesi olmasına raĝmen... Her yere gökdelenler dikiliyorsa Devlet bunlara göz yumuyorsa Vatandaş bunlardan hesap sormuyorsa Memleketin %1´i deprem bölgesi olsa bile... Vatandaş, depremzede olmaya mahkumdur.
  12. Bre Emre! İnsanların hayal gücü o kadar geniştir ki, kendi uydurduklarını bile belli bir süre sonra gerçek zanneder. Ve bununla yetinmeyip başkalarının kafasını da ütülemekten çekinmez. İnsan ürünü ve eskilerin masallarından ibaret olan bu mâlum kitabın içinden bir gün canlı bir tavşan çıkarmaya çalışırsan heeç saşırmam. Sizin gibiler her kelimeye 9 takla attırmaya utanmazlar. Hatta o kadar ileri giderler ki kafalarındaki hayale uyana kadar kelimeleri ha bire zıplatırlar. Şu anlama da gelirmiş..miş, şöyle tercüme edenler varmış..mış, geniş anlama sahipmiş...miş. Sizler böyle yaptıkça taptıĝınız tanrıyı daha da aciz bir hâle getiriyorsunuz, çünkü kendisi derdini bir türlü anlatamamış ki zibil gibi farklı yorumlar, tercümeler, anlamlandırmalar piyasaya sürülmüş. Yani 2 + 2 = 4 demekten aciz olmalı ki sizin(!) gibiler milletin kafasını ütülemeye devam ediyor. Maalesef işte bu yüzden Türkiye bir türlü şeyhlerin, şıhların, hacıların, hocaların, tarikatların saçmalıklarından kurtulamadı. Hâlâ milyonlarca insan bu gerici kafalardan medet umuyor. Hasılı sen de bunca senedir hayalperestlikten kurtulamadın gitti.
  13. Bu devirde araba üretmek çocuk oyuncaĝı aslında. Basarsın parayı, fabrika da kurarsın ve numunelikte olsa arabaları fabrikada üretirsin. Göz boyamak amacıyla devletin en öngelenlerini çaĝırıp güzel bir açılış da yaparsın. Bunlar işin en kolay yanı. En zor yanı ise başarılı bir şekilde pazarlayabilmek. Bu noktayı konuşan pek yok, çünkü riski de çok. Alt yapınız yoksa, dış piyasayı geçtim iç piyasada bile bu arabanın büyük miktarda satılma şansı yoksa eninde sonunda fabrikayı kapatmak zorunda kalacaksınız. Eĝer bir şansı olacaksa maddi açıdan orta halli bir vatandaş bu arabayı fazla zorlanmadan alabilmeli. Türkiye genelinde akü doldurma istasyonları kurulmalı. Yok eĝer zengin kesim hedefleniyorsa, bu araba satılmaz, çünkü rakip ülkelerin/şirketlerin daha iyi daha lüks arabaları var.
  14. Yıpratılma korkusu varsa, seçim gününe kadar hiç açıklanmasın o zaman. Muhalefetin en büyük hatası bu aslında. Aylardan beri ortak bir aday konusunda uzlaşamadılar, ha bire ileri bir tarihe ertelediler. Bunlar korkaklık belirtisidir. Ekrem´i gereksiz gere şişiriyorlar, çünkü İstanbul seçimini kazanması fazla bir şey ifade etmiyor. Önemli olan şu: seçildiĝinden bu yana İstanbulluların Ekrem´in icraatlarından memnun olup olmadıĝı. Tüm mesele bu. Her zaman derim: Bu partinin %2-%3 oy alması bile mümkün deĝil. Gereksiz yere parti kurdu. Türkiye´de parti kurma enflasyonu var. Yanılmıyorsam son 2-3 senede 40 civarında parti kurulmuş. Bulunduĝu yerde umduĝunu bulamayan, partisine küsen, kendini bir şey zanneden siyasetçiler ha bire yeni parki kurma peşindeler.
  15. Bir hayli öfkeliyim, çünkü bu hafta yaşanan felaketin faturası bu kadar aĝır olmamalıydı. Onbinlerce insan hayatını kaybetti, bunların arasında kendi akrabalarım da var. Kiminle konuşsam "Allah´ın takdiri" diyor ve ekliyor "Allah yardımcımız olsun." Hayır, deĝil efendim. Yaşananlar resmen cinayet aslında, çünkü Türkiye´nin %80´i deprem bölgesi olmasına raĝmen her yere gök delenler dikiyorlar, dikilen binaları devlet doĝru dürüst denetlemiyor, kolonları kesiyorlar, ek kat çıkıyorlar ve vatandaş tepkisini pek göstermiyor. İnsanların ve devletin aklının başına gelmesi için buna benzer kaç tane daha felaket yaşanmalı? Var mı, bilen? Umursamazlık, rant kavgaları, denetimsizlik, yozlaşmışlık ve tepkisizlik had safhada. Evet; bu 2 deprem bir hayli yıkıcıydı ancak zamanında gereken önlemler alınsaydı, çarpık kentleşmeninin önüne geçilseydi, bugünlerde yaşananların dörte üçünü yaşamayacaktık.
  16. Halk bilgisiz, cahil ve tepkisiz olursa sendikası da anca o kadar olur. Çünkü sendika yöneticileri de bu ülkenin içinden gelenler. Fırsatını bulan tepe tepe yemeye alışmış bir kere. Memleketteki tüm kurumların durumu bu halde.
  17. Neredeyse 1 yıl olacak Rusya´nın istilası. Tüm dünya, bilhassa Rusya´nın kendisi bir kaç günde tüm Ukrayna´yı tamamen ele geçireceĝini bekliyordu. Görünen o ki, atom silahları olmasa, Rusya´nın öyle zannedildiĝi gibi büyük bir askeri gücü yok aslında. Rus askerlerin pek fazla istekli olmadıkları da ortada. Petrol ve gaz zenginliĝi olmasa, durumu daha da berbat hale gelecek. Bu nedenle her fısatta atom tehdidinde bulunuyor, çünkü başka bir şeyi yok. Arkasında onu destekleyen Çin olmasa, perişan bir hale gelmesi işten bile deĝil.
  18. 6´lı masa aday mevzusunu gereksiz yere çok uzattı. Bu durum onların lehine yaramadı, tam tersine, aslında alay konusu haline bile geldiler. Onlardan "6´lı ganyan" diye dalga geçiyorlar. Görünen o ki, ortak aday konusunda en başından beri büyük bir anlaşmazlık olduĝu belli. Bu saaten sonra halkın çoĝunluĝunu ikna edeceklerini hiç zannetmiyorum. Ha bire E. İmamoĝlu veya M. Yavaş´ın ismi öne çıkarılmaya çalışılıyor. Halbuki belediye seçimleri başka, ülke genelindeki seçimler bambaşkadır. HDP´de kendi adayını belirlediĝine göre, Kürt vatandaşlardan herhangi bir desteĝi de al(a)mayacaklar. Dolayısıyla geçen yaz geride olan RTE ve AKP, bugünlerde yeniden öne geçmiş vaziyette. Bilhassa Ukrayna-Rusya savaşı ve ondan kaynaklanan dünya çapındaki enerji krizi ve devletin tüm olanaklarının AKP lehine seferber edilmesi, RTE´nin yeniden doĝmasına yol açtı. Hal böyle iken, daha düne kadar pek mümkün görünmeyen senaryo gerçekleşebilir. Yani RTE´nin ilk turda seçilmesi olası hala geldi.
  19. İnce yeniden aday olmaz, olsa bile seçilme şansı hiç yok. 2018´de aday olmuştu ve kazanamadı. Bu nedenle yeniden aday olacaĝını da zannetmiyorum. Önceki mesajlarımda yazdıĝım nedenlerden ötürü kimin kazanacaĝı şimdiden belli zaten. RTE belki ilk turda kazanamaz ancak 2. turda kazanacaĝı kesin.
  20. Bu tip görsellere pek bakmam, çünkü her önüne gelen her şeyi bilen uzman kesiliyor bu memlekette. YouTube veya Twitter kaynaklı haberlerle ilgilenmem, çünkü orası büyük bir çöp yıĝını haline gelmiş vaziyette. Oralarda her türlü saçmalıĝı bulmak mümkün.
  21. Piyasaya binlerce din/inanç ve tanrı sürülünce ve bir o kadar insan da peygamberliĝe, mehdiliĝe, elçiliĝe, şeyhliĝe veya şıhlıĝa soyununca, ortalık toz duman olmuş vaziyette. Kime inanacaĝımızı şaşırdık. Her gelen yemin billah edip, doĝruyu söylediĝini iddia ediyor. Bu durumda iddia sahibine ne yapılmalı? 1. Terlikle kovalanmalı 2. Kendi haline bırakılmalı 3. En son geldiĝi iddia edilen sözde tanrıya şikayet edilmeli. Diĝer bir deyişle beddua edilmeli.
  22. Son EYT kararından sonra kimin kazanacaĝı belli oldu artık, çünkü bu karar yüzünden memleket maddi açıdan da zor duruma düşecek. Buna raĝmen, oy uĝruna her şeyi göze almış bir RTE var. 2.5 milyon insan şaak diye emekli oluyor, hem de yaş sınırlaması olmadan. Bayram ediyorlar şuan ve hangi partiyi ve adayı seçecekleri şimdiden belli. Kesenin aĝzı açılmış bir kere; ülke batmış mı batmamış mı kimsenin umrunda deĝil şuan. RTE ve hükümet bütün olanakları seferber etmiş durumda. Bir taraftan olası siyasi rakiplerini siyaset yasaĝı ile saf dışı bırakmaya çalışırken, diĝer taraftan halka olur olmaz her türlü vaad sözü veriyor.
  23. Bilmeyenler de var. Ortada kapı gibi mâlum ayetler varken, sizin kanıtlar nerede?
  24. Türkiye´de yapılan seçim anketlerinin güvenirliĝi bir hayli tartışılır, yine de bir göz atmakta fayda var. 07.12.2022 tarihli haberdeki anket sonuçları şöyle: Anket çalışmasında AK Parti yüzde 30.4 ile birinci sırada bulunuyor. İkinci sırada yüzde 27.9 ile CHP, üçüncü sırada yüzde 14.7 ile İYİ Parti, dördüncü sırada ise yüzde 11.8 ile HDP yer aldı. Araştırmada en büyük sürpriz ise Mhp'nin oy oranındaki düşüş oldu. Ankete katılanların sadece yüzde 5.4'ü oyunu MHP'den yana kullandı. DEVA Partisi ise MHP'nin ardından yüzde 4.8 ile beşinci sırada kendine yer buldu. Kaynak: https://www.haber61.net/son-secim-anketi-sonuclari-sasirtti-en-buyuk-surpriz-mhpden Zafer Partisi ise 0,8 civarında kalmış. Daha fazla alacaklarını beklemiyorum açıkçası; en iyi ihtimalle %2 olur. İYİ partinin biraz daha zayıf, MHP´in ise biraz daha güçlü olduĝunu düşünüyorum. AKP, CHP ve HDP´nin oyları aşaĝı yukarı beklediĝim civarda çıkmış. Hatta AKP´nın %30-35 civarında olduĝunu tahmin ediyorum, çünkü bilhassa Rusya-Ukrayna savaşı sayesinde yükselişe geçmiş gözüküyor. Görünen o ki memlekette yaşanan ekonomik olumsuzluklar insanların pek umrunda deĝil. Bizim memleketin insanları bir hayli tuhaf harbiden.
  25. kavak

    2023

    Hükümet deĝişirse mutlu olacaĝından emin misin? Hükümet deĝişmese bile hayat deĝişiyor, yavaş da olsa insanlar da deĝişiyor. İran mesela... haftalardan beri insanlar pes etmedi. Hâlâ hayatlarını tehlikeye atarak prostesto eylemleri yapıyorlar. Bu da gelecek adına umutlu olmak için bir şey sayılır. Türkiye mesela... geçenlerde çocuk gelin olayı patlak verdiĝinde tüm ülke ayaklanmıştı neredeyse. Yandaş geçinenler bile zoraki de olsa olayın kabul edilemez olduĝunu söylemek zorunda kaldılar. Yeterli mi? Elbette deĝil ancak bunlar köklü deĝişimlerin göstergesi bir bakıma. Ayrıça bu tip olaylar tüm dünyadaki insanları bir şekilde etkiliyor, çünkü akıllı telefon ve sosyal platformlar sayesinde hiçbir şey gizli kalmıyor. Hangi ülke olursa olsun, neredeyse anında ifşa oluyor.
×
×
  • Create New...