Jump to content

Küresel Vana

Members
  • İçerik sayısı

    690
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    8

Everything posted by Küresel Vana

  1. . Fenomende bilgi olup olmadığı konusu Bilimin ilgi alanına girmeyen bir konu olması itibariyle zaten Felsefi bir konudur. Bana göre ise, Ne Emprisizm ne de Rasyonalizm gerçekçi yaklaşımlar değildir, çünkü ikisi de birden İndirgemecidir. Kestirmeden cevap verirler. Deneyle, gözlemle desteklenmemiş Akılcılık ne derece yanlışsa, Akılcılıkla desteklenmemiş deney ve gözlem de o derecede yanlıştır. Bilimin alanına girmeyen bir konuda, bilimden destek alınmadan bir yargıda bulunmak da yanlış olur. O nedenle " Fenomende bilgi yoktur " demek bilimsel felsefe yaptığını iddia eden için ne derece yanlış ise, " Fenomende bilgi vardır " demek de bilimsel felsefe yaptığını iddia eden için aynı derecede yanlıştır. Dolayısıyla, " bilemeyiz " ifadesi tam olarak bilimsel felsefi bir görüştür.
  2. . Ayrıca, benim bu konu ile ilgili " bilemeyiz " şeklinde bir ifadem hiç olmadı. Başından beri, İnsanoğluna Doğumdan gelen Kavramsal Değerler vardır, bunlar da temel korkulardır demiştim. " Bilemeyiz " dediğim konu ise; " canlılar dışındaki Fenomende bilgi olup olmadığı " idi.
  3. . Tabula Rasa görüşü, John Locke'un ortaya attığı, yani genetik ve evrimin bilinmediği 17. yy'dan kalan, tartışmalı bir felsefi görüştür, yalnızca Epistemolojik bir teoridir. Bu nedenle, Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur " görüşünün olgusal gecerliliği de zaten hiç olamamıştır. Keza, bu bir felsefi görüş değil de Psikolojide bilimsel bir " hipotez " olarak ele alınmış olsaydı bile, günümüzde Evrimsel Psikoloji tarafından, yalnızca mevcut gözlemler ile doğrulanamamış bir hipotez olduğu ortaya konulmuş olurdu. " According to modern evolutionary theory, different emotions evolved at different times. Primal emotions, such as fear, are associated with ancient parts of the brain and presumably evolved among our premammal ancestors. Filial emotions, such as a human mother's love for her offspring, seem to have evolved among early mammals. Social emotions, such as guilt and pride, evolved among social primates. Sometimes, a more recently evolved part of the brain moderates an older part of the brain, such as when the cortex moderates the amygdala's fear response. Evolutionary psychologists consider human emotions to be best adapted to the life our ancestors led in nomadic foraging bands. " ( eng.wikipedia )
  4. . Mantıksal ispat neden ispat olmasın. Öncülün ne olduğu ayrı konudur. Öncül bilimsel ise çıkarım da bilimsel olur. Tamam, sonra devam ederiz.
  5. . Ama var. Hipotez geliştirmek te Bilimsel Yöntemin bir aşamasıdır.
  6. . Tutarlılık neyi gerektirir ? Mesela Spekülatif Fizikte sezgi yok mudur ?
  7. . Hayır, felsefedeki ispat bilimsel değildir demiştik.
  8. . Tanrı yokturu felsefi olarak ispatlayan uydurma çıkarım mı yapmış oluyor yani.
  9. . Ona ne şüphe de, o halde hiç felsefe yapmamamız gerekir.
  10. . Tanrı yokturu felsefi olarak ortaya koyanın mantığı da dahil mi ?
  11. . Fenomende bilgi olmadığının gözlemi ne ? Yalnızca, insanın kavramsal bilgi üretip, o kavramsal bilgiyi kullanarak fenomende bilgi araması ve bulması ( uydurması ) mı ?
  12. . Her mantıksal ispatın bilimsel gerçekle örtüştüğünü düşünüyorsan, var. Öznel demiştim galiba atlamışsın.
  13. . Sağlıklı olmadığında hem fikiriz. Yalnız benim kendimle ilgili gözlemim, başka başlıkları okuyucu olarak takip ederken, zıtlaşmalar, neyin tartışıldığı konusunu çabuk kavramamı sağlıyor. Bana böyle bir yararı olduğundan ben de başkası için de böyle bir yararı olduğunu düşünmüştüm.
  14. . Bilimsel ispat için olgu gerekir. Ama felsefi ispat için olgu gerekmez. Önermeler ve aralarındaki tutarlılık üzerinden mantıksal ispat yapılabilir. Mesela, sen Tanrı vardır diyene, olsa şöyle olurdu, böyle olurdu şeklinde, olmadığını kendince olmayana ergi ile ispat edersin. bu felsefi ispat olur, nesnel değil, özneldir. Fakat, Tanrı vardır diyene, onu gördün mü, konuştun mu dersen, bu Tanrının gözlemlenebilen bir olgu olmadığının bilimsel ispatı olur. Nesneldir.
  15. . Fenomende bilgi olmadığı konusunda ısrarcısın yani. Fenomende bilgi olmadığı gözlem veriyor mu ? Neye dayanarak ? Bilinemeyeceğini savunmak, sence bilinmeyeni mi savunmaktır ? İkisi aynı şey mi ? Gözlem vermeyen üzerinden fenomende bilgi olup olmadığının bilinemeyeceğini ispatlamanın felsefedeki adı mantıksal ispattır.
  16. . Fenomende bilgi var mı, yok mu, yoksa bilinemez mi ispatlayabilmek için. Zira, Fenomende bilgi yoktur gibi ispata muhtaç bir klişe var elimizde ve biz bunun doğru olup olmadığını bir şekilde düşünce ile araştırmamız gerekiyor ki, körü körüne olmaksızın, dogmatik olmadan kabul veya ret edebilelim. Yoksa, elbette bilim fenomende şu var mı bu var mı diye bakmaz, işine bakar, felsefe yapmaz. Olgusal geçerlilik ve gözlemsel yanlışlanabilirlik.
  17. . Bence İnsanoğlu fenomeninin dışında, herhangi bir fenomende bilgi var mı, yok mu, bilemiyoruz.
  18. . Ben de tercih ederim ama bir taraf suçlamalar başlatınca, ister istemez gelişiyor. O tanımlar da yurdum insanı için geçerli olabilir fakat Polemik aslında bu değil. Konu dışı olmayan ve iknaya yönelik sert tartışmadır. Konu dışı kişiselleştirmelere polemik değil, kişiselleştirme ve atışma denir .
  19. Tamam, güzel. Tabii ki, yansıyan ışığa ait frekans, şiddet, faz farkı bilgileri ve geometri, renk, elastikiyet gibi bilgiler bizim kavramsallaştırdığımız bilgilerdir ve biz fenomende bu bilgileri arar, ışığa ait frekans, şiddet, faz farkı bilgileri kullanarak Numenal Yetimiz ile fenomeni anlamlandırmaya, kavramsal bilgi ( knowledge ) haline getirmeye çalışırız. Ancak, ben başka bir şeyden bahsettim. Fenomen benzetimi yapabilmek için, o cisme ışık tuttuğumuzu bir an için unutup, yansıyan bilginin kaynağını bilmediğimizi varsayalım demek istemiştim. Yani, burada cisim gerçek varlık, yansıyan ışınlar fenomen olsun bir an için. İşte o varsayımla, bize gelen ışınlardan başka bir fiziksel veri olmadığını kabul edelim. Bu ışınların yaptığı girişim saçaklarındaki bizim yorumladığımız bilgiyi ( information ) o cisim üretiyor diyebilir miyiz ? Elbette diyemeyiz ama o cisim üretmiyor da diyemeyiz . Çünkü, o cisme bir ışık yolladığımızı unuttuğumuz varsayımı yaptığımızdan. Yani, burada varlık yerine koyduğumuz cisim ve fenomen yerine koyduğumuz ondan gelen ışın ve bu ışınların oluşturduğu girişim saçakları yani duran dalga yani o cisme ait kavramsal bilgimizi üretmemiz ( Varlığa ilişkin sandığımız ) için yararlandığımız, yine ürettiğimiz kavramlar olan frekans, genlik, faz farkı gibi kavramsal bilgilerimiz arasındaki aradığımız ilişkiyi yani informationu bulduğumuz genlik modülasyonlu duran dalga. Kısaca, biz frekans, genlik, faz farkı gibi kavramsal bilgileri ve frekans, şiddet, faz farkı kavramsal bilgileri üretmesek, elbette o girişim saçağında bir information bulamazdık. Ama üretiyor olmamıza rağmen bir ilişki bulamayabilirdik te ( Buraya dikkat ! ) İşte, o nedenle, fenomende ( girişim saçağı ) information bulunup bulunmadığını bilemeyiz. Ancak ve ancak, yeni kavramlar türetip, o cisimden ( varlıktan ) yansıyan başkaca fiziksel bulgulara ulaştığımızda ve o girişim saçağında farklı bir information bulduğumuzda, o eski bulduğumuz informationun o girişim saçağına artık ait olmadığını söyleyebiliriz. Onun dışında var veya yok diyemeyiz. Toparlarsak, biz ne varlık fenomen üretiyor diyebiliriz ne de fenomen bilgi. Ama tersi de geçerli tabii. Dersek, bunlar Ontolojik Felsefi iddialar olur, bilimsel olmaz. İşte gerçek yöntemsel naturalist yaklaşıma yani bilimin yöntemine de buradan gideriz.
  20. . Benim üç kağıtçılığın nasıl yapıldığını bilmem, deneyimden değil, yapanları gözlemimden. Evhamı, Paniki, Endişeyi korkudan bağımsız farklı kökenli kavramlar gibi yutturmaya çalışanları gözlemimden.
  21. . Bilimsel Yöntemi anlatan Bilim Felsefesidir. Bilim değil. Sen bunların farkının farkında bile değilsin. Fenomen Felsefi bir kullanımdır. Ezberin kuvvetli ama ezberlediklerinin arasında ilişki / bağ kurman zayıf maalesef.
  22. . Ya ne olacaktı ? Sen bir kitapta bilgi olduğunu, okunduğunu gözlemleyerek çıkarsasan bu bilgin bilimsel bir bilgi olmaz mı ? İlla ki Kitabın kalkıp " ben de bilgi var " diye konuşarak kendisini pazarlaması mı gerek ? Okunduğuna göre o kitapta bilgi olması gerektiği neden bilimsel olmasın ? Bilgi olmasa neden okunsun ? Aynı şekilde, doğada kırmızı-siyah çizgili yılandan, görece iri olandan neden korkulsun ?
  23. . Hakaretlerin için özür dileyeceğin yerde, yine aynı yüzsüz davranış ve üste çıkma çabası !
  24. . Nereden biliyorsun ? Bebekle röportaj mı yaptın ? Yaptıysan ve bebek sana " bende böyle bir bilgi yok " dediyse, bizlerle de paylaş bu bilgini, yoksa sus.
  25. . Kaynatan sensin. Ben gözlemden elde edilen bilimsel bilgiyi yeterince ortaya koydum. Hiçbirisine cevap veremeyip, konuyu bilmeye, bilinçliliğe, bebekle röportaj yapılması gerektiğine getiren sensin.
×
×
  • Create New...