Jump to content

Küresel Vana

Members
  • İçerik sayısı

    690
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    8

Everything posted by Küresel Vana

  1. Sekülerizmin isim babası ve tanımlayıcısının kendi felsefesinin tanımını kabul etmeyelim, Sekülerizmi kendimize göre tanımlayalım o zaman sorun kalmaz mı diyorsun
  2. Evet, Mütezile de Selefiyye gibi marjinal kalmıştır. Ama Ana Akımdan Sünni-Hanefiiğin İtikadi mezhebi Maturidilik çok yaygındır. " Matüridî, âmel ile imanı ayrı tutar ve amel ile imanın ayrı şeyler olduğunu savunur. O'na göre, iman etmek mutlaka ibadet etmeyi gerektirmez. " http://tr.wikipedia.org/wiki/Mat%C3%BBridilik Ayrıca, " Cunku kuran "kalb ile iman dil ile ikrar" olarak akil kullanmaya izin vermez ve her turlu akil kullanmayi sirk kosmak olarak degerlendirir. " yargın yine senin öznel çıkarımın olmuş, Selefiliği doğrular gibisin.
  3. Ben şimdi kalkıp QUA felsefesi çok saçma, basit, zeka yoksunu, adi bir felsefe desem saygısızlık etmemiş mi olurum ?
  4. Konumuz ne Laik düzen, ne Sekülerliğin Laik düzen açısından önemi, gerekliliği ne de Türkiye'deki Laiklik anlayışı, temeli vs. Konumuz DÜNYA ÖTESİ İNANCI olan BiREYin SEKÜLER OLUP OLAMAYACAĞI. Tanıma göre olabiliyor. Varsa buna itirazın, onu alalım.
  5. Karınca adına yanıt istemedim, insan adına sordum. Gözlem yoksa karıncalarda belli bir düzenin olduğunu söyleyemeyiz, bilemiyoruz mu diyorsun yani ?
  6. Sence eleştirmek saygısızlık mı demektir, saygı duyulan konu/kavram eleştiri dışı mı tutulmalıdır ?
  7. SÜNNİ VE ŞİİLİĞİ ANA AKIMLAR yapan neyse, nelerse ona göre.
  8. Öyle ise, neden " Cunku katliami UYGULAMA VE ONA IMAN ETME KURANDA YAZMAKTADIR." gibi kesin bir yargı da bulundun ?
  9. Ben karıncalara değil, sana sordum. Karincayi gozlemi ile algilayan insanoglu, kendi algisindaki organizasyon kavramini; bu gozlemine vermeden öncesinde karıncalarda böyle bir düzen yoktu denilebilir mi, denilemez mi ?
  10. Demek ki, inanca saygı da söz konusu.
  11. Sekülerizmin isim babası ve tanımlayıcısı böyle düşünmememiş ama... " Sekülerizm kelimesini ilk defa kullanan George Jacob Holyoake, sekülerliği, inançtan kaynaklanan bütün düşüncelerin dışlanmasını esas alan doktrindir diye tarif etmişti[kaynak belirtilmeli]. Holyoake başlangıçta netheism, limitationism gibi isimler vermeyi düşündüğü felsefesine sonra sekülarizm adını verdi. Hareketin içinde ateistler bulunmasına rağmen Holyoake felsefesinin ateizme sürüklenmesine karşıydı. Sosyal sekülarizm, dini dünyevi işlerden ayırarak ferdin içine hapsedilmesini öngörüyordu. Samuel Johnson'un 1755 tarihli Dictionary 'sinde secularity, dikkatleri yalnızca bu dünyaya yoğunlaştırma; secularize, dinî ve uhrevi olanı günlük hayattan uzaklaştırma; secularization, dinin etkisini sınırlama, azaltma anlamlarına geliyordu " http://tr.wikipedia.org/wiki/Sek%C3%BClerizm
  12. 1- Aynı metinden farklı yorumlar çıkarılmış mıdır ? 2- Bu durum, bu metnin, metinden farklı yorumlar çıkarılmaya müsait yapısı olmasından mı, yani metnin kendisinden mi kaynaklanmaktadır ? 3- Yoksa, bu metni yorumlayanların dil bilgisi, edebiyat, tarih, sosyoloji, anlayış, zeka, vs. bilgi birikimlerinin farklılıklarından mı kaynaklanmaktadır ? 4- Selefilik neden Ana Akımların dışında hep marjinal kalmıştır ?
  13. Karincayi gozlemi ile algilayan insanoglu, kendi algisindaki organizasyon kavramini; bu gozlemine vermeden öncesinde karıncalarda böyle bir düzen yoktu denilebilir mi ?
  14. İnanca saygı demek onu kabul etmek veya hiç eleştirmemek, yanlış bulduğunu söylememek demek değildir. Saygı duymak, o inanca hakaret etmemek demektir. Bu saygı, zaten " Evrensel hukuk insan haklari temelli hak ve ozgurlukler temelinde "dir. Zira, artık hiç inanırı kalmamış bir inanca ( örneğin: Yunan Mitolojisi ) saygı duyulması zaten " Evrensel hukuk insan haklari temelli hak ve ozgurlukler temelinde " kapsam dışı kalır.
  15. Tam da başlık konusundan bahsetmişim. Bilimsel temelde kimseye zararı olmayan, yani devlet otoritesi ile bir baskı aracı haline getirilemeyen, başka bir deyişle yapısı zaten buna müsait olmayan bir inanç varsa, o inanca neden saygı duyulmasın ?
  16. Bilgi eksik olunca, böyle sanılabilir. Ama bu her Müslüman için doğru değildir, her Hristiyan/Yahudi için de doğru olmadığı gibi...Zira, Sekülerlik bir kavram olarak inanç şartı içermediği gibi, inançsızlık şartı da içermez. Bunu anlamak için asgari düzeyde okuma yapmak yeterlidir. Link: -http://tr.wikipedia.org/wiki/Sek%C3%BClerizm-
  17. " Kuranda bunlar vardır " demek, QUA Felsefesine aykırı bir çıkarımda bulunarak, Selefi anlayışı Kuran yorumlamada tek, objektif, doğru, mutlak statüsüne çıkarmaktır. Bu çıkarımı yapanın Kuranı anlama konusunda IŞİD'ten tek farkı, inanç boyutundadır. Halbuki Selefilik konusunda biraz okuma yapmak, böyle bir çıkarımın ne derece sağlıksız olduğunu anlamaya yetecektir. Linkler: -http://tr.wikipedia.org/wiki/Selefiyye- -http://tr.wikipedia.org/wiki/Vahhabilik-
  18. Yani İnsan karıncayı gözleyip onlar hakkında bilgi üretmeden önce, karıncalarda organizasyon yok muydu ?
  19. Varsa bu başlıkta yanılgım alıntıla, göster, kimse silah dayamıyor sana gösteremezsin diye
  20. . O halde sen niye bana soru soruyorsun, gerçek nedir, şu nedir, bu nedir diye ? Başlığın adı " Küresel Vanaya sorular " değil ki ?
  21. . Aksine, yeterince açık ve net olduğu için güzel bir soru olmuş. Bu yaklaşım mantıklı olmasına rağmen Küresel Vana, fenomenal ana çıkış anlamında değil, ama öyle olsa, evet Evrensel Vana olması gerekirdi. evrensel-insan'ın küresel-insan olması kendi içinde tutarlı olurdu, buna katılıyorum. Ama Küresel Vana, senin de belirttiğin gibi, Vana yalnızca Küremizde olduğu için Evrensel Vana olamazdı. Aslında ise, Küresel Vana bilgi akışını istediği gibi, vananın akış direncini minimuma indirerek, çift yönlü ayarlar. Zira, burada Vananın sahip olduğu bir birey bilinci söz konusudur. Tek dezavantajı bilgi akışı ani olarak kesildiğinde Koç darbeleri yaratmasıdır.
  22. . Ben Protestan anlayıştan, yorumdan bahsediyorum. Sen hala Ortodoks anlayış üzerinden Protestan anlayışı yargılamaya kalkıyorsun. Adam hukuk kurallarının artık geçersiz olduğunu, yalnızca o dönemdeki muhatap olan topluluk için geçerli olduğunu kendince kanıtlıyor ve buna inanıyor, yorumu, anlayışı bu. Dayatmacı olmadıkça böyle bir anlayışın nasıl bilimsel temelde bir zararı olduğunu kanıtlayabilirsin ? Yani, mesela Pol Pot'un Ateistliği ile Dawkins'in Ateistliği bir mi ? İkisi de bilimsel temelde topluma zararlı mı ?
  23. . İşçi Karınca, organizasyonu, doğduktan sonraki kendi deneyimleri veya ebeveynlerin öğretmesi veya karınca toplumunun öğretimi veya Kraliçe Karıncadan emir alarak öğrenmiyor. Bu bilginin kendisini ilgilendiren kısmındaki görevinin bilgisine sahip olarak doğuyor.
  24. . Öncelikle, dinamiklik ile olguyu, görüngüyü ( fenomeni ) asla birbirlerine eşitlemedim. Zaten de eşit anlamlı değillerdir. İletimde özellikle kelimeleri dikkatlice seçmiştim. Orada bahsettiğim, Olgu = organizasyon davranışıdır. Biz fenomeni gözlemleyerek bir olguya ulaşıyoruz. Bu olgu " ORGANİZASYON OLDUĞUDUR "dur. Bu bilgi insana aittir. Organizasyon davranışını sağlayan ( olguyu gerçekleştiren ) bilgi ise insana ait değildir. İnsanın bu bilgiyi keşfetmesi, bu bilginin insana ait olduğu anlamına gelmez ve zaten değildir. Bu bilgi evrimsel süreçte organik ve inorganik süreçlerde genlerde zorunlu olarak birikerek nesilden nesile aktarılan organizasyonun yapılması gerektiği ve nasıl yapılacağı bilgisidir. Bu bilgi genlere aittir, evrimsel sürece aittir. Kavramları bizim yaratmamız, bu kavramlarla düşünüp, fenomeni gözlemleyip, fenomenin gözleminden elde ettiğimiz veriler arasındaki ilişkiyi keşfetmemiz ve bu ilişkinin nedenlerini kendimizce ortaya koymamız , bu ilişkiyi sağlayan bilginin bize ait olduğunun kanıtı değildir. Kısaca, Karıncaya Depo Yönetiminin bilgisini öğreten biz değiliz. Eğer Evrim olgusu bir bilimsel bilgi, bir olgu ise ( ki öyle ), karıncaya Depo Yönetimi bilgisini öğreten, Evrim Teorisine göre, evrimsel süreçlerdir. Ama konumuz bu değil. Konumuz Karıncayı gözlemimize göre, yuvalarında bir organizasyonun mevcut olduğu ve bu organizasyonu sağlayan bir bilginin olduğudur.
×
×
  • Create New...