-
İçerik sayısı
250 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
8
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by ilgi
-
Sosyo-psikolojik gözlem bilim değil midir? Bireyin/gurubun mutluluğu, diğer bir bireyin/gurubun mutsuzluğu gözlem yada olgu değil midir? Bilim, insanoğlu yaşamındaki karşılaştığı zorluklara yalnızca teknolojik olarak mı yardımcı olacaktır? Bilim, insanoğlu yaşamına nasıl ve ne şekilde yardımcı olur? Veya şu şekilde sorayım; olur mu, olmalı mıdır?
-
İnsanın, gurupların veya toplumların birbirini sömürmeleri gözlem vermiyor mu? Somut olgu değil mi?
-
Buradaki "inme" kelimesi yerine indirgeme kavramı kullanılabilir mi? Evet veya hayır, yada çok kısa lutfen.
-
Bilginin farkının temeli çıkış noktası olan beyin ise, ki öyle, Sokrates olmasa bir başkası soyutu somutun önüne çıkaracaktı. Bu kaçınılmazdı. Zira insanlar düşünüyor, bu düşüncelerini de sezgileri ile ispatlamaya çalışıyorlar. Kimi insanlar da, düşüncelerini sezgilerle değil olgular ve duyumlarıyla ispatlamaya çalışıyorlar. Bu farklılığın en somut temeli daha önceki kazanılmış bilgilerin yansısı ve kabulü. En somut örnek benim ve benim gibi olanların durumu. Bilimsel ve bilişsel eğitimin amacı burada çok önemli. Bu fkirlerim doğru mu? *** Bir de senden, materyalizmin veya determinizmin soyutu öne aldığı bir veya birkaç görüşe dair misal istiyeceğim. Bana öyle bir misal ver ki "evet bunu bu felsefeler yapıyorlar" diyebileyim. Hatta alıntı yapabilirsen daha somut olmuş olur.
-
Bunlar önceki bilgilerim ama, şimdi daha bir yerli yerine oturuyor. Teşekkürler.
-
Bu düşünce ..e göre(bana göre).. Ben kendimi tanıyorum. Bazı kavramları kavraMAdığımda, bütünü kavramam imkansız oluyor. Bu, tutarlı olmaya verdiğim önemden(samimiyetimden) ileri geliyor. Teşekkürler.
-
Bu, daha başlangıç, mücadeleye devam!.. Bakalım bana ne getirecek. Teşekkürler, şimdilik hoşçakal.
-
Ne kadar fenomenle özdeşleştirilirse özdeşleştirilsin bilimsel olmaz kanısındayım. Gözlem vermiyor.. (Kuran ve Allah özdeşliği) Veya psiko sosyal bilgiler.. Anlamamış mıyım? Ama burada bir soru daha çıkıyor ortaya. Bilimsel bilgiler de, gözlemsel ama sonuçta numenal ÇIKARIM. Ve fenomenle özdeşleşiyor. Ama bilimsel diyoruz.. İşe bak..
-
Artık anladım.. Hayret!.. Kısa kısa yazışsaydık(cevap alsaydım) daha çabuk/kolay anlayabilecektim. Olsun yazıları bir kez daha okuyacağım. Bundan böyle senin yazıları daha kolay anlayacağım.
-
Buna "gözlem vermeyen fenomen" diyebiliyor muyuz? Veya gözlem vermeyen olgu diyebilyor muyuz?
-
O halde fenomen gözlem vermeyen de olabilir. Bununla bilim ilgilenmez. Buna numenal bilgi deriz.(numenal yetiyi kastetmiyorum)
-
Materyalizm yada determinizm gözlem verenle ilgileniyor. Üstelik te matafizike indirgemiyor.. Neden qua felsefesinde eleştiri görüyor?
-
Sıkıldın mı? "Yetmez ama evet."
-
Bu son soruma da cevap verirsen, bu günlük sorularımı sonlandırıp, yazılanları tekrar baştan irdeleyerek okuyacağım
-
Varlık fenomen değil midir? Din ögeleri fenomen değimlidir? Var ve her yerde dillendirilişini gözlemliyoruz. (Bilim sadece gozlem veren temelindedir. Ev-İns.) Acelece yazıları tam irdelemeden sorular soruyorum. Daha sonra irdeleyerek okuyacağım. Benim için önemli
-
Sonuç alma adına, benim için çok önemli sorular bunlar. Mümkünse sadece evet veya hayır cevaplar bekliyorum. Uzun cevaplarda, kavramların anlamını seninKİ gibi bilmediğimden karıştırıyorum.
-
Maddenin "ne" olduğunu anlatan bilgiler değil mi? Ayrıca, gözlem veren fenomen veya vermeyen fenomen olarak ayrılıyor mu? Ayrılıyorsa eğer bilim sadece gözlem veren fenomenle mi ilgileniyor?
-
Galiba fenomen, varlık, madde, indirgemek, determinist bakış, monizm kavramlarının anlamlarını yüzeysel yada yanlış bildiğimden anlayamıyorum. Geçmişte de fenomen ve madde tanımlarının klasik tanınmlarına karşı çıkmıştın ve anlaşamamıştık. Bazı yerlerden benim görüşüm parelelinde alıntılar yapmıştım. Mesela mistik bilgileri fenomen ve gözlem veren olarak mı kabullenmeliyiz? Bunlar bilimin ilgi alanında mı? Benim bildiğim, pozitif bilimlerin madde dışı ile ilgilenmediği.
-
Eğer numenal bilgilere de varlık veya fenomen diyorsak, elbette madde diyemeyiz. Maddenin bilimsel tanımı var.
-
Söylediklerinin çoğunu anlamış gibiyim. Yalnız netleştirmek adına, yukarda belirttiğim maddenin ne olduğunun kısa tanımının ve ayrıntı bilgilerin(kimyasal, fiziksel) neden bilimsel, olgusal olamayacağını anlayamadım.
-
İkinci ve üçüncü satırın bana göre farklı. Birincide "madde"ye metafiziki demiş, ikincide ise bilimseldir demişsin. Ben mi yanlış anlıyorum? Geçmişten beri madde konusundaki soruma beni tatmin edici cevapalamadım. Umarım bu kez alırım. Madde nasıl metafiziki oluyor? Madde gözlem veren, bilimsel, görüngü, veya bir olgu değil mi? (Merak beyinin dinlenmesine izin vermiyor. Lutfen bu kez daha kısa ve basit olarak açıklamaya çalış. Merak etme kısa da olsa anlamadığımı tekrar sorarım.) Sen burada "madde insanoğluna ait bir kavramdır" diyorsun. İyi ama bu kavram insan duyularıyla oluşturulmuş bir kavram. Bu sanırım gözlemi ve deneyi de içeriyor. Ve sonuçta bilimsel bir kavram oluyor. Nasıl metafiziki diyoruz? "Bilimsel bakış açısı temelinde" olan felsefenin(bilimsel felsefe) bilimden farkı nedir? Bunu anlamak istiyorum. Yine mümkün olduğu kadar kısaca lütfen. Bilimsel bilgiler de nihayetinde insanoğlu yapılandırılmışlığı değil mi? Maddenin "ne" olduğuyla bilim ilgilenmez mi? Kimya bilimi maddenin ne olduğuya ilgilenmiyor mu? "Nasıl" ve "ne"ye bilim cevap vermezse ben vahiylerden mi araştırmalıyım? Madde nedir? En azından bilimsel tanımı yapılmalı. "Uzayda yer kaplayan, belli bir kütlesi ve ağırlığı olan.." vs. gibi.
-
Bunca yazını okuduktan sonra bu yukardaki alıntıladığım görüşüne evet diyebilmeliydim ama diyemiyorum. Çünkü yazılarından net bir görüş elde edilemiyor. Yukardaki başlıkta verdin bilgilere göre, her şeyin varlığını insanoğlunun numenal yetisine bağlıyorsun, sonra da materyalizmin varlığı/maddeyi ilklemesine, öncelik tespitine karşı çıkıyorsun. Peki ilk sana göre numenal yeti mi? Bir de bakiyoruz ki BİLİM "ilk" için harıl harıl çalışma yapıyor. Mesela cern çalışması. Bu çalışma önceki varlığın nasıl var olduğunu anlamaya çalışmıyor mu? Bu güne kadar ki yapılan bilimsel çalışmalardan, maddenin yada varlığın, insanoğlundan önce var olduğu ortaya çıkmadı mı? Yukardaki alıntıladığım satırında bu "öncelik" tespitini, materyalizmin de haklı olarak savunusunu/kabulünü eleştiriyorsun. Ne hakla? Daha bir yazını anlamadan diğer yazını okumamı salık veriyorsun. Bir de bunu itiraz temelinde yaptığımı, bu yüzden anlayamadığımı söylüyorsun. Hayır bu haksızlık. Benim de herkesin olduğu gibi çelişkilerim var. Bunları anlamaya çalışıyorum. Ama bu konuda bu güne dek seninki de dahil olmak üzere net bir yanıt/bilgi bulamıyorum. Zaten net yanıt ve bilgi olsa bilim "önce" yi araştırır mı? Göya felsefe ile buna cevap verilmeye çalışılıyor. Bu mümkün mü? Lafazanlıktan ileriye gitmiyor. Son kabulüm materyalist felsefe de eleştiriliyor. Determinizmi benimsesen keza o da öyle. Felsefeler işte böyle kafa karıştırmaktan başka işe yaramıyor. Ben artık pes ettim felsefelerden. Ayrıca felsefeyi sevMEmeye de başladım. Artık bilimin bulgularından tatmin olmaya çalışacağım. Dinler gibi, yüzlerce felsefe kendi yolunun doğru olduğunu söylemeye çalışıyor. Materyalizmin yanlışı olarak gördüğün "öncelik" araştırmasını bilim yapıyor mu, yapmıyor mu? Bilim öncelik merakından veya nedir merakından doğmamış mı? Sence, madde yada varlık insanoğlundan önce değil midir? Eğer öncedir diyorsan, bunca söze ne gerek var. Materyalizmin suçu ne? Bilimin suçu ne? Tabi ki insan numenal yetisi ile kendinden önceki araştırıp tespit edecek ve kavramlaştıracak. Bunda anormallik veya şaşılacak olan nedir? Neyse artık iyicene dağıldım. Bir müddet okuyup, düşünüp, iredeleyip, kendimi toparlamaya çalışacağım. Sana kolay gelsin. Senden edindiğim toplumsal değerlerin birey bilincini engellemesi ve bunun bilincine varmak. Bunun için ayrıca teşekkür ederim.
-
Hayır!.. Fenomenin varlığı, yukardaki bilgilere göre insanoğlundan bağımsız değildir. Çünkü fenomen kavramının varlığı da insanoğlunun yaşındadır. Zamansal olarak ta insanoğluna bağımlıdır. Zira zamansal gözlemler/algılar da insanoğluna bağımlıdır. Sonuçta HER ŞEY insanoğluna bağımlıdır. Son tahlilde; fenomen de, zamansallık ta, kavramlar da(madde, dünya, dinazorun algısı vs) NUMENAL YETİYE BAĞIMLIDIR. O HALDE HERŞEY, İNSANOĞLU İLE VARDIR. İNSANOĞLU OLMADAN DÜNYA DA YOKTUR, FENOMEN DE, DİNAZOR DA, ZAMANSAL BİLGİLER DE. İNSAN YOKKEN HİÇ BİR ŞEY YOKTU. (Sen bu cümleyi kuramaya cesaret edemedin ben kurayım bari ) Bunu kabullenmek mümkün mü?
-
"Duyu" içerisinde, beş duyu ve ölçüm gözlemi de varsa eğer, sadece numenal algı olmuyor. Bilimsel tarafı da var.
-
Evet çelişkide sona yaklaşıyoruz galiba. İşte bu çelişkiyi halletmeden onun için diğer yazılarını anlayamıyorum. Zira anlamam bu temelde. Şu senin cümleni irdeleyelim; "bu üçlem olmadan insanoğlu olmaz" diyorsun. Üçlem ise, "Madde, düşünce, kavram". Düşünce ve kavram olmadan madde nasıl olmuyor? Yani insanoğlunun yaşı ile evrenin yaşı aynı mı? İnsanoğlu yokken evren yok muydu? "Düşünce olmasa madde olmaz" görüşü bence idealizm. Diğer arkadaşların da söylediği gibi, insanı TEK YARATICI olarak görme düşüncesi. Bu, "Tanrı düşündü, evreni yarattı" düşüncesi gibi bir şey oluyor.