Jump to content

Tanrı var mı?


Agnostik

Recommended Posts

4 hours ago, pigeon said:

Aynı şey değil. Ben ölçülebilir gözlemlenebilir olanı kabul ediyorum.Sen ise gözlemlenemeyen ölçülemeyenbir varlığı kabul ediyorsun.

Tanrının seninle iletişim kurduğunda dair ölçülebilir gözlemlenebilir bir delilin var mı? 

Bilim yüzde yüz kabul eder demedim mümkün olduğunca %100 e yaklaşır dedim.

Tanrı emir alır almaz değil konu. Dua ettiğin konu gerçekleşti diyelim. Bunun tanrıdan gelip gelmediğini nasıl anlıyorsun? Tanrının müdahelesini ölçüp gözlemledin mi?

Tanrının kendisi benim için fayda zarar mantığını dikkate almıyor mu? Yoksa keyfi mi davranıyor. :)

Ben  bunu göremiyorum.Gösterişli kiliseleriniz var. Onu yapmak yerine başkalarına yardım edebilirdiniz.

Meslek kitaplarının hepsi. "Nasıl yapılır?" türü olursa daha çok faydası oluyor. Gereksiz bilgi bulunmuyor adım adım anlatıyorlar herşeyi.

"Ben ölçülebilir gözlemlenebilir olanı kabul ediyorum" Tamam, ben de ediyorum. Bu dunya olculebilir, gozlemlenebilir. Dolayisiyla bu dunyayi kabul ediyorum.

"Sen ise gözlemlenemeyen ölçülemeyenbir varlığı kabul ediyorsun." Bak, bu iki cumleyi yan yana koyup kiyaslama yaparsan soyle bir anlam cikar: Ben, nesnel olan, gozlemlenebilen bu evreni kabul ediyorum, sen gozlemlenen seyleri kabul etmiyorsun, aksine gozlemlenemeyen seyleri kabul ediyorsun anlamina gelir. Gerek yok. Zaten gercek de degil. Ben de gozlemlenebilir seyleri kabul ediyorum. Buna EK OLARAK, gozlemlenen seylerin arkasinda da bir sey vardir diyorum. Bunu da gozumle gormedim, ama olduguna inaniyorum diyorum. Siz bilmem kac milyar yil oncesinin de oncesini vs gordunuz mu? Yok. Ama bir tahmininiz var: Bir akil/zeka yok diyorsunuz. Ben de var olmali, vardir diyorum. Ben, akilli bir varligim, bir akildan geliyorum. Siz akilli bir varliksiniz, akilsiz aptal maddelerden geliyorsunuz. Ben, ise maddeyi organize eden bir akildan geliyorum diyorum.

Link to comment
Share on other sites

5 hours ago, pigeon said:

Aynı şey değil. Ben ölçülebilir gözlemlenebilir olanı kabul ediyorum.Sen ise gözlemlenemeyen ölçülemeyenbir varlığı kabul ediyorsun.

Tanrının seninle iletişim kurduğunda dair ölçülebilir gözlemlenebilir bir delilin var mı? 

Bilim yüzde yüz kabul eder demedim mümkün olduğunca %100 e yaklaşır dedim.

Tanrı emir alır almaz değil konu. Dua ettiğin konu gerçekleşti diyelim. Bunun tanrıdan gelip gelmediğini nasıl anlıyorsun? Tanrının müdahelesini ölçüp gözlemledin mi?

Tanrının kendisi benim için fayda zarar mantığını dikkate almıyor mu? Yoksa keyfi mi davranıyor. :)

Ben  bunu göremiyorum.Gösterişli kiliseleriniz var. Onu yapmak yerine başkalarına yardım edebilirdiniz.

Meslek kitaplarının hepsi. "Nasıl yapılır?" türü olursa daha çok faydası oluyor. Gereksiz bilgi bulunmuyor adım adım anlatıyorlar herşeyi.

"Gösterişli kiliseleriniz var." Var.

"Onu yapmak yerine başkalarına yardım edebilirdiniz." E yapiyoruz zaten. Sen sadece bir yilda bir milyar dolar yardim yapan bir kilise goster bana. Katolik Kilisesine dahi yardim yapiyoruz, ki onlarin bazi evsizlere hizmeti var. Hastaneler yemek kuruluslari diye. 

Haber kanallari sansasyonel, carpici, skandal gibi gorunen seyleri paylasir ki dikkat ceksin, okunsun. Bizim kilisede skandal yoktur. Biz, yil sonunda mesela, topluca da cagirip hesap vermiyoruz. Tek tek cagirip, yuz yuze tek tek acikliyoruz. (genelde kari kocalar birlikte geliyorlar) Yani, ortada usulsuzluk olsa FBI aninda adimi paramparca eder. :) Aynasizlarin sakasi olmaz.:) Bu isin de sakasi olmaz. hapse girip dunyya rezil olmayi birak, esinin ve ozellikle cocugunun yuzune nasil bakarsin. Ben kendimi oldururum, yine boyle bir sey yapamam.

"Tanrının kendisi benim için fayda zarar mantığını dikkate almıyor mu? Yoksa keyfi mi davranıyor." Tanri, seni seviyor. Cennet, 3 seviyede oldugu yaziliyor. Buna gore, sen ATEIST olarak kalsan bile, eger iyi bir insansan zaten cennetin 3. seviyesinde yer alacaksin. Senin Isa'nin ogrencisi olmana bile gerek yok. Tanri, cocuklarini sever. Sadece yaptiklarinin bir karsiligi olur. O kadar. Yoksa, seni ne kadar sevdigini ve senin icin neler yaptigigini bilseydin, aglardin :)

 

Link to comment
Share on other sites

Kucuk bir arama yaptim googla. Dedim ki LDS kilisesi kac dolay yardim yapti. Bana aynen sunu soyledi ilk satirda:

"Here's how the church helped others throughout the world in 2022: $1.02 billion in aid. 6.3 million volunteer hours. 190 countries and territories served.https://www.sltrib.com/religion/2023/03/22/lds-church-upped-its-charitable/#:~:text=Here's how the church helped others throughout the world in 2022%3A&text=%241.02 billion in aid.&text=6.3 million volunteer hours.

 

Bir diger haber mesela: "Report: LDS Church spent $1B helping people in need in 2022

https://www.standard.net/news/local/2023/mar/23/report-lds-church-spent-1b-helping-people-in-need-in-2022/

 

Aslinda bu gazete de bizi pek sevmez. Hakli gerekceleri de var. Bizim asmamiz gereken bazi meseleler var. Fakat yine de dogru bir haber. Baska yerlerde de yazar. Gizli sakli degil, yillik aciklanan seyler. Biliyorsun.

 

Bu yardimlar her yil oluyor. Sadece gecen yil degil. Biz, maasli insanlar degiliz. Kendi isimiz gucumuz var. Bazen issiz de kaliyoruz. Ama yine de gonullu olarak fedakarlik yapiyoruz elimizden geldigince.

Link to comment
Share on other sites

Hristiyanlıkta İsa'nın 3 gün sonra ölüp dirilmesine inanmayanlar cehennemde yanacağı incilde yazıyor diye biliyorum. Yani İncile göre inançsız sonsuz cehennemde  cezalandırma var. Yani İncilde inançsız olup Hristiyanlığa inanmasa bile çok iyi bir insan olsa yine sonsuz cehennemde ceza var. Ve semavi dinlerde cennet ve cehennem aslında bir uydurmadan ibarettir. Ve cennet cehennem diye bir ahiret yoktur. 

Link to comment
Share on other sites

7 minutes ago, Bruce Wayne said:

Hristiyanlıkta İsa'nın 3 gün sonra ölüp dirilmesine inanmayanlar cehennemde yanacağı incilde yazıyor diye biliyorum. Yani İncile göre inançsız sonsuz cehennemde  cezalandırma var. Yani İncilde inançsız olup Hristiyanlığa inanmasa bile çok iyi bir insan olsa yine sonsuz cehennemde ceza var. 

 

Guzel soru. Ama biz cehenneme kotu insanlarin gidecegine cehennemin de gercek anlamda ates olmadigina inaniyoruz.

 

Inansan da inanmasan da eger iyiysen cennete gidersin. Cunku kalbin temiz. Davranislarin temiz. Fakat Inanirsan, senin gibi inanclilarin yanina gidersin Ilk katina ise tapinakta torenleri yerine getiren antlasmasina bagli inanclilar. (Ben simdilik bunlari yapiyorum) Ikinci katinda bunlari yapmayan fakat inancli insanlar, ucuncu katinda ise, mantikli gelmedigi icin inanmamis ama yine de iyi bir insan olanlar. Cehennem, kotulerin gittigi yer, orasi da onlarin secimi. 

 

Tapinaktaki torenler ise gizli degildir fakat halka acik degildir. Tum uyelere de acik degildir. sadece ozel izni olan bazi uyeler katilabilir. Biraz masonik oldugu soylenir. 

Link to comment
Share on other sites

1 dakika önce, Cougar yazdı:

 

Guzel soru. Ama biz cehenneme kotu insanlarin gidecegine cehennemin de gercek anlamda ates olmadigina inaniyoruz. Inansan da inanmasan da eger iyiysen cennete gidersin. Cunku kalbin temiz. Davranislarin temiz. Fakat Inanirsan, senin gibi inanclilarin yanina gidersin Ilk katina ise tapinakta torenleri yerine getiren antlasmasina bagli inanclilar. Ikinci katinda bunlari yapmayan fakat inancli insanlar, ucuncu katinda ise, mantikli gelmedigi icin inanmamis ama yine de iyi bir insan olanlar. Cehennem, kotulerin gittigi yer, orasi da onlarin secimi. 

Peki incilde bu dediklerinize ilgili ayet verir misiniz? Ve hangi mezhebi  tercih ettiniz. Hristiyanlıkta bildiğim kadarı ile protestan, katolik,ortodoks mezhebleri var. 

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Cougar yazdı:

"Ben ölçülebilir gözlemlenebilir olanı kabul ediyorum" Tamam, ben de ediyorum. Bu dunya olculebilir, gozlemlenebilir. Dolayisiyla bu dunyayi kabul ediyorum.

"Sen ise gözlemlenemeyen ölçülemeyenbir varlığı kabul ediyorsun." Bak, bu iki cumleyi yan yana koyup kiyaslama yaparsan soyle bir anlam cikar: Ben, nesnel olan, gozlemlenebilen bu evreni kabul ediyorum, sen gozlemlenen seyleri kabul etmiyorsun, aksine gozlemlenemeyen seyleri kabul ediyorsun anlamina gelir. Gerek yok. Zaten gercek de degil. Ben de gozlemlenebilir seyleri kabul ediyorum. Buna EK OLARAK, gozlemlenen seylerin arkasinda da bir sey vardir diyorum. Bunu da gozumle gormedim, ama olduguna inaniyorum diyorum. Siz bilmem kac milyar yil oncesinin de oncesini vs gordunuz mu? Yok. Ama bir tahmininiz var: Bir akil/zeka yok diyorsunuz. Ben de var olmali, vardir diyorum. Ben, akilli bir varligim, bir akildan geliyorum. Siz akilli bir varliksiniz, akilsiz aptal maddelerden geliyorsunuz. Ben, ise maddeyi organize eden bir akildan geliyorum diyorum.

Arkasında bir şey var diyebilirsin. Ama gözlem ve ölçme yoksa  O şey hakkında bilgi sahibi olamazsın.

Ayrıca geçmişe bakmaya gerek yok.

Tanrı şu an çalışmıyor mu?

Sadece geçmişte mi çalıştı? :)

Bazılarının dualarını gerçekleştiriyorsa şu an çalışıyor olmalı.

Gözlem ve ölçme  ile doğrulayamıyorsam bu tanrıyı neden kabul edeyim. 

 

 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

1 hour ago, pigeon said:

Arkasında bir şey var diyebilirsin. Ama gözlem ve ölçme yoksa  O şey hakkında bilgi sahibi olamazsın.

Ayrıca geçmişe bakmaya gerek yok.

Tanrı şu an çalışmıyor mu?

Sadece geçmişte mi çalıştı? :)

Bazılarının dualarını gerçekleştiriyorsa şu an çalışıyor olmalı.

Gözlem ve ölçme  ile doğrulayamıyorsam bu tanrıyı neden kabul edeyim. 

 

 

"Ama gözlem ve ölçme yoksa  O şey hakkında bilgi sahibi olamazsın." Seyler vardir ki gozleme ve olcmeye ihtiyacin olur, seyler vardir ki ihtiyacin olmaz. Ben, nohut pilavi yillardir yemedim ama cok severim. Surada bir labaratuvara gireyim de, seviyor muyum, sevmiyor muyum, niye seviyorum kendimi olceyim demiyorum. Ben, annemin beni sevdigine inaniyorum. Yillarca cok fedakarlik yapti, ama suanda hala beni sevdigini bunlar kanitlamaz. Gideyim, labaratuvara gireyim, kendimi yada annemi yada ikimizi de bir olceyim, ikimize de deney yapayim demiyorum. Bebeklere iskence etmek kotu bir eylemdir diye inaniyor ve kabul ediyorum. Kendimi bir olceyim, bebegi oldureyim., sonra gozlem yapip, bu gozlemlerimi tekrarlayip, seri katil olayim, sonra tekrar  ve tekrar ayni seyleri yapip kendimi olceyim demiyorum. Sen diyor musun? :)

Zaten, bilimin "sadece bilimsel sonuclar ne diyorsa onlari kabul et, bilimin soylemedigi herseyi reddet" diye bir soylemi yok. Sonucta bilim adamlari da yiyen, icen, tuvalete giden, yellenen, test eden, kontrol eden, uyuklayan, kalkan, tekrar test eden, yanilan, bilgiiyi duzelten, yeni bilgi edinen, onu tekrarlayan vs organizma. Bilim adamini da sanki her ne derse dogrudur, iman etmeliyim, sorgulamamaliyim, ne derse desin hersey gercektir demek de bana gore degil. Bilime onem deger vermek ve dikkate almak farklidir. Bilimcilik yapmak, bilimi bir din bir dogma gibi sey yapmak ve bilim adamini da tanrilastirmak farklidir.

Bilim, nesnelerle ilgili seyleri test eder, tekrarlar, kontrol eder, yine ayni sonuclar cikiyor mu ona bakar, cikan sonuclar diger sonuclari yanlisliyor mu, bir kalkar yanlislama yapar felan. "sadece bilime inan", " sadece bilim adamlari ne derse onu kabul et" diye bir iddia yok bilimde. Bilim, tanriya inan yada tanriya inanma da demiyor. Benim calisma alanim farkli diyor. Hukuka da sorsan, hukuk da ben baska meselelerle ilgileniyorum diyor. Her alanin kendine ozgu karakteri var. Calisma alani var. bir alanin calisma stili illa ki her alanda da olacak diye bisey yok.

"Tanrı şu an çalışmıyor mu?" calisiyor. Ben onun yaninda degilim ama gelisim sonsuzdur.

Link to comment
Share on other sites

3 saat önce, Cougar yazdı:

“Yer yuvarlaginin yukarisinda oturan Biri var.” (Yeseya 40;22).

Fazla ileri gitmeyeceğim. Sadece bir resim yükleyeceğim ki ayette neyden bahsedildiğini anla. Quora dan aldım bu resmi. 

Tanrı dediğin varlık hepsinin üstünde, yani "kürenin yukarısında". Gökteki sularla, yerdeki suların kubbeyle ayrılmasını hatırla. 

21352233_incildnyamodeli111.thumb.jpg.916f7a49257ee8aad8f2da4f5aa59717.jpg

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

3 saat önce, Cougar yazdı:

"Canlılar bir anda gökten inme bir şekilde yaratılıyor" Nerede yaziyor "bir anda gokten inme" oldugu?

"Tanrı, “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.” 

Bu ve önceki ayetler, insanlığın yaratılışıyla diğer canlıların yaratılışının aynı zamanda gerçekleştiğini söylüyor. Oysa biz biliyoruz ki bu Dünya'da milyonlarca yıl Dinozorlar ve diğer canlılar gezdi. 

Tanrı, “Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun” diye buyurdu. 21Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. 22Tanrı, “Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın” diyerek onları kutsadı. 23Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

Link to comment
Share on other sites

11 dakika önce, Cougar yazdı:

"Ama gözlem ve ölçme yoksa  O şey hakkında bilgi sahibi olamazsın." Seyler vardir ki gozleme ve olcmeye ihtiyacin olur, seyler vardir ki ihtiyacin olmaz. Ben, nohut pilavi yillardir yemedim ama cok severim. Surada bir labaratuvara gireyim de, seviyor muyum, sevmiyor muyum, niye seviyorum kendimi olceyim demiyorum. Ben, annemin beni sevdigine inaniyorum. Yillarca cok fedakarlik yapti, ama suanda hala beni sevdigini bunlar kanitlamaz. Gideyim, labaratuvara gireyim, kendimi yada annemi yada ikimizi de bir olceyim, ikimize de deney yapayim demiyorum. Bebeklere iskence etmek kotu bir eylemdir diye inaniyor ve kabul ediyorum. Kendimi bir olceyim, bebegi oldureyim., sonra gozlem yapip, bu gozlemlerimi tekrarlayip, seri katil olayim, sonra tekrar  ve tekrar ayni seyleri yapip kendimi olceyim demiyorum. Sen diyor musun? :)
 

Annen ile  nohut pilavı hakkında deneyim ve gözlemin var.

Ama tanrı hakkında böyle bir deneyimin yok.

Olsaydı tanrını şeklini çizip aha bu tanrı derdin.

Nohut ile pilav resmini göstersek bir sürü resimler içinde  aha  bu nohutlu pilav dersin.

Tanrının sevgisini sormadım. Kendisini sordum. Bu yüzden anne sevgisini örnek vermen boşuna.

Annenin fiziksel bedeni var. Davranışlarını yorumlayarak annem beni seviyor dersin.

Bebek katili olmak için bir sebebin olmalı.Durduk yere kimse bir bebeği öldürmez.

Akıl sağlığı bozuktur.

Yada pavlovun köpeği gibi küçük yaşta şartlanmış olması gerekiyor insanın.

Yamyamlığın olduğu yerde doğan insanın yamyam olması gibi.

11 dakika önce, Cougar yazdı:

Zaten, bilimin "sadece bilimsel sonuclar ne diyorsa onlari kabul et, bilimin soylemedigi herseyi reddet" diye bir soylemi yok. Sonucta bilim adamlari da yiyen, icen, tuvalete giden, yellenen, test eden, kontrol eden, uyuklayan, kalkan, tekrar test eden, yanilan, bilgiiyi duzelten, yeni bilgi edinen, onu tekrarlayan vs organizma. Bilim adamini da sanki her ne derse dogrudur, iman etmeliyim, sorgulamamaliyim, ne derse desin hersey gercektir demek de bana gore degil. Bilime onem deger vermek ve dikkate almak farklidir. Bilimcilik yapmak, bilimi bir din bir dogma gibi sey yapmak ve bilim adamini da tanrilastirmak farklidir.

Bilim, nesnelerle ilgili seyleri test eder, tekrarlar, kontrol eder, yine ayni sonuclar cikiyor mu ona bakar, cikan sonuclar diger sonuclari yanlisliyor mu, bir kalkar yanlislama yapar felan. "sadece bilime inan", " sadece bilim adamlari ne derse onu kabul et" diye bir iddia yok bilimde. Bilim, tanriya inan yada tanriya inanma da demiyor. Benim calisma alanim farkli diyor. Hukuka da sorsan, hukuk da ben baska meselelerle ilgileniyorum diyor. Her alanin kendine ozgu karakteri var. Calisma alani var. bir alanin calisma stili illa ki her alanda da olacak diye bisey yok.

"Tanrı şu an çalışmıyor mu?" calisiyor. Ben onun yaninda degilim ama gelisim sonsuzdur.

Bilim adamı tanrıyı doğrulamış olsaydı  fiziksel sabitler ve değişkenler içinde tanrının adı yer almış olurdu.

Konfucyusun ahlak tanımı bilimseldir. Kendini referans almada sorun var sadece.

Herkes kendini referans alıp kendisine yapılmasını istemediği şeyleri yazarsa onlardan ortak olanlar toplumsal ahlakı oluşturur.

Ahlak kuralları bir seferde ortaya çıkmadı yani. Bilim gibi deneme yanılma ile ortaya çıktı.

 

 

Link to comment
Share on other sites

Tevratın yaratılış kısmı bana hem çok saçma, hemde çok komik oldu yok suları ayırdı. Yok akşam oldu,sabah oldu beşinci gün oluştu felan. Ve Tevratın Tanrısı yehova güreşiyor bir sürü saçmalıklar en çok tevratta mevcut. İncil desen, İsa kendisini çarmıha girenlere 'baba onları bağışla' diyor. Ve hristiyanlık madem tek tanrı din ve İsa tanrı neden baba diye dua ediyor.  Ve ayrıca ben tüm dinlerin Tanrıya hakaret olduğunu düşünüyorum. Tanrı olsa bile tüm insanlara varlığını gösterirdi. Ama Tanrı yok, bunlar mitoloji, masaldır.

  • Thanks 1
  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

1 dakika önce, Bruce Wayne yazdı:

Tevratın yaratılış kısmı bana hem çok saçma, hemde çok komik oldu yok suları ayırdı. Yok akşam oldu,sabah oldu beşinci gün oluştu felan. Ve Tevratın Tanrısı yehova güreşiyor bir sürü saçmalıklar en çok tevratta mevcut. İncil desen, İsa kendisini çarmıha girenlere 'baba onları bağışla' diyor. Ve hristiyanlık madem tek tanrı din ve İsa tanrı neden baba diye dua ediyor.  Ve ayrıca ben tüm dinlerin Tanrıya hakaret olduğunu düşünüyorum. Tanrı olsa bile tüm insanlara varlığını gösterirdi. Ama Tanrı yok, bunlar mitoloji, masaldır.

Sözde kutsal kitaplar masaldır evet ama zararlı bir tür masaldır. Kabus diyebiliriz. 

Paylaşılmış psikoza benziyor. 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

On 7/4/2023 at 1:43 AM, BillGates said:

Psikiyatrik rahatsızlık bu. Tanrı insanın kafasına girip konuşmaz. Yada işaret filan vermez. 

Her açıdan mantıksız olduğu zaten belli. 

Tanrıdan işaret aldığını sananlar şizofren diyebiliriz. 

Arkadaslar, bir iki gun sizden musade istiyorum. Yasli ve kanser hastasi bir amca var. Gidip bir iki gun evini tamir edecegim. Sonra yine yazisiriz. Sorulariniz ve anlayisiniz icin tesekkurler.

 

saglicakla kalin 

Link to comment
Share on other sites

43 dakika önce, Cougar yazdı:

Ben, nohut pilavi yillardir yemedim ama cok severim. Surada bir labaratuvara gireyim de, seviyor muyum, sevmiyor muyum, niye seviyorum kendimi olceyim demiyorum. Ben, annemin beni sevdigine inaniyorum. Yillarca cok fedakarlik yapti, ama suanda hala beni sevdigini bunlar kanitlamaz. Gideyim, labaratuvara gireyim, kendimi yada annemi yada ikimizi de bir olceyim, ikimize de deney yapayim demiyorum. Bebeklere iskence etmek kotu bir eylemdir diye inaniyor ve kabul ediyorum. Kendimi bir olceyim, bebegi oldureyim., sonra gozlem yapip, bu gozlemlerimi tekrarlayip, seri katil olayim, sonra tekrar  ve tekrar ayni seyleri yapip kendimi olceyim demiyorum. Sen diyor musun? :)

Zaten, bilimin "sadece bilimsel sonuclar ne diyorsa onlari kabul et, bilimin soylemedigi herseyi reddet" diye bir soylemi yok. Sonucta bilim adamlari da yiyen, icen, tuvalete giden, yellenen

bunlar çarpıtma. her şeyi aynı şekilde ölçememen birini gerçek, diğerini gerçek dışı yapmaz. kriter bu değildir. bir şey varsa ölçülür, yoksa ölçülmez. kişinin annesine olan sevgisi ile kişinin kilosunun ölçümleri farklıdır. birinde tartıya çıkar, diğerinde ise hem açık gözlem vardır hem de mutluluk hormonu salgılarsın. ayrıca sevgi gibi soyut kavramlarda net ölçümden söz edilemez zaten. bu duygunun organizma üzerindeki değişimlerini gözlemleyebilirsin. bir bebek tanrı'ya inanmadan yaşayabilir ancak bir bebek sevgisiz yaşayamaz. yapılan deneylerle sabittir. 

ayetlerin edebi, mecaz, üçüncü anlamı, beşinci anlamı diyerek çağdaş yorumlara uygun şekilde okunması da bir başka çarpıtmadır. ayrıca bir iki ayeti tartışma konusu yapmak değil asıl mesele. durduğun yer önemlidir. bilim birikimli olarak ilerler; yanlışlanabilir, eleştirilebilir, tartışılabilir, düzeltilebilir. darwin'in kitabında yanlış bulabilirsin, doğrusunu söylersin. şurada yanılmış dersin yeni bulgulara dayalı olarak. oysa dini metinlerin doğruluğu yanlışlığı tartışmaya dahi açılamaz. 

bilim adamları yellenen insanlarmış... işte bu bilimsel bir görüştür. ancak senin amacın konuyu sulandırmak. 

 

Link to comment
Share on other sites

5 hours ago, BillGates said:

Fazla ileri gitmeyeceğim. Sadece bir resim yükleyeceğim ki ayette neyden bahsedildiğini anla. Quora dan aldım bu resmi. 

Tanrı dediğin varlık hepsinin üstünde, yani "kürenin yukarısında". Gökteki sularla, yerdeki suların kubbeyle ayrılmasını hatırla. 

21352233_incildnyamodeli111.thumb.jpg.916f7a49257ee8aad8f2da4f5aa59717.jpg

 

Bu resim sadece bir resim. Baska bir anlami yok. Gunesi bile bulutlarla ayni seviyede yapmis.Hatta ay'i gunesten daha uzak yapmis. Ama hepsini de atmosferde cizmis. Yildizlar bile ay'dan daha yakinda yine atmosferde. Al sana duz dunya sacmaligi. KK. duz dunyadan mi bahsediyor? Bu resmi mi temel alacagiz?

Link to comment
Share on other sites

12 dakika önce, Cougar yazdı:

Bu resim sadece bir resim. Baska bir anlami yok. Gunesi bile bulutlarla ayni seviyede yapmis.Hatta ay'i gunesten daha uzak yapmis. Ama hepsini de atmosferde cizmis. Yildizlar bile ay'dan daha yakinda yine atmosferde. Al sana duz dunya sacmaligi. KK. duz dunyadan mi bahsediyor? Bu resmi mi temel alacagiz?

Tamam işte. İnandığın kutsal kitabın ayetlerinde geçen Dünya şekli bu. 

Dünya'nın küre olduğu antik yunandan beri biliniyor ama incil yazarları düz zannetmişler. 

 

Link to comment
Share on other sites

6 hours ago, BillGates said:

"Tanrı, “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.” 

Bu ve önceki ayetler, insanlığın yaratılışıyla diğer canlıların yaratılışının aynı zamanda gerçekleştiğini söylüyor. Oysa biz biliyoruz ki bu Dünya'da milyonlarca yıl Dinozorlar ve diğer canlılar gezdi. 

Tanrı, “Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun” diye buyurdu. 21Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. 22Tanrı, “Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın” diyerek onları kutsadı. 23Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

 

 

"Bu ve önceki ayetler, insanlığın yaratılışıyla diğer canlıların yaratılışının aynı zamanda gerçekleştiğini söylüyor." Hayir, soylemiyor. Kutsal Kitap'ta gun kavrami bir gun'u ima ettigi gibi bir donemi de ima eder. Bazen bir surece bile "gun" der. Kaldiki insana gore zaman anlayisi farklidir, tanri'ya gore zaman anlayisi farklidir. Tanri'nin gunuyle, insanin gunu neden ayni olsun? Tanri, dunyada mi yasiyor ki, dunyanin gunune tabii olsun. Uzayda bile gun farkli. Tanri'nin gunu ayni olur mu guzel kardesim? Tanri, mesela dunyada yasasaydi, tamam derdik de oyle degil ki.

" insanlığın yaratılışıyla diğer canlıların yaratılışının aynı zamanda gerçekleştiğini" Yoo, oyle olmuyor iste. Bir evrim var ortada. Bur surecle oluyor. Internette bir ozet buldum, soyle soyluyor:

 

1. Gün: Tanrı ışığın yeryüzüne ulaşmasını sağladı, böylece gece-gündüz döngüsü ayırt edilebilir hale geldi.

2. Gün: Tanrı yer yüzeyindeki sular ile onların üzerindeki sular, yani buhar katmanı arasında bir boşluk oluşturdu

3. Gün: Tanrı kuru toprağın ortaya çıkmasını sağladı. Ayrıca bitkileri yarattı 

4. Gün: Tanrı Güneş, Ay ve yıldızların yeryüzünden bakıldığında belirgin ışık kaynakları olarak görünmesini sağladı

5. Gün: Tanrı sudaki yaşamı ve uçan hayvanları yarattı

6. Gün: Tanrı kara hayvanlarını ve insanları yarattı

Link surada:https://www.jw.org/tr/kutsal-kitabin-ogrettikleri/sorular/yaratilis-gunleri-evren/#link0

Simdi bak, bunu bir surec olarak dusun. 5. ve 6. gune bak. Tanri, once sudaki yasami, ardindan ucan hayvanlari yaratiyor. Evrim nerede basladi? Suda basladi. Sonra ne oldu? Tetrapodlarla sudan karaya gecis oldu. Evrimin siralamasi da ayni. Su-kara-hava-insan.

Miguasha: Toward the first tetrapods

Once ne oldu? Yasam suda basladi, sonra ne oldu? karadaki yasama dogru evrildi, daha sonra ne oldu? Ucan organizmalara evrildi. Biz, bunu bilimsel olarak goruyoruz. Dini bir metin, bunu belirli gunlerde boyle oldu seklinde anlatiyor. Kutsal Kitap bilim kitabi degil ki, her dedigini harfi anlamda yada bilimsel anlamda algilayasin. Sen, dini bir kitap okudugunda kelimeleri bilimsel kavramlar olarak mi algiliyorsun? :) Ayip, ayip.

Is human evolution speeding up?

Bak, burada ne var? Insan evrimi var. Insan oyle pat diye evren olustugunda olusmadi. Bir surec var. Tanri'nin benzerliginde dedigi sey ise, isin dini boyutu. Demek ki, Tanri dedigimiz varlik insanin benzerliginde bir gorunume sahip. Zaten bizim kilise de tanriyi fiziksel bir bedeni olan bir varlik olarak tanimliyor. Gorunusumuz tanriyla ayni gorunuste. 

 

Link to comment
Share on other sites

9 hours ago, Bruce Wayne said:

Hristiyanlıkta İsa'nın 3 gün sonra ölüp dirilmesine inanmayanlar cehennemde yanacağı incilde yazıyor diye biliyorum. Yani İncile göre inançsız sonsuz cehennemde  cezalandırma var. Yani İncilde inançsız olup Hristiyanlığa inanmasa bile çok iyi bir insan olsa yine sonsuz cehennemde ceza var. Ve semavi dinlerde cennet ve cehennem aslında bir uydurmadan ibarettir. Ve cennet cehennem diye bir ahiret yoktur. 

Incil dedigimiz bir kitaptir. Icinde bir mesaj vardir. Ama neticede kitaptir, bir materyaldir. Insanlar belirli kisimlarini bilerek degistirmislerdir. Fakat ozu, yani Mesih degismemistir. Cehennem farkli anlamlara gelir. Ya, bunlar biraz karisik, derin konular. Nasil anlatayim.

Link to comment
Share on other sites

Iki ornek vererek isi ozetlemeye calisicam arkadaslar. Sabah uyaninca size cevap yazdim dedim mesela. Ama sabahleyin kalktim, gittim elimi yuzumu yikadim, baska seyler yaptim, sonra yazdim. Yani sabah uyaninca yazana kadar bi dunya gerekli gereksiz sey yapmis olabilirim. Ortada bir surec var. 

Seni seviyorum dedim. Ama aslinda sevgi beyindeki sinir hucrelerindeki elektiriksel mesajlarin iletimiyle ilgilidir. Atiyorum, elektriksel bilgi -55mV'ya ulasinca, sinir hucresi ateslendi ve mesaj aksondan kaydi gitti terminal butonuna. Oradan kabarciklara neurotransmitter olarak girdi ve snaptik alana dustu, oradan da karsi sinir hucresinin dendritine degdi geldi soma denilen yere. Bu sayede bir noron ateslendi gitti obu norona. Biz, sevgiyi hissettik. Bak, bi dunya sey oldu. 

 

Isin asil mantigi soyle: ben seni seviyorum dedim. Ama isin arkasinda bi dunya surec oldu. 

Link to comment
Share on other sites

47 minutes ago, BillGates said:

Tamam işte. İnandığın kutsal kitabın ayetlerinde geçen Dünya şekli bu. 

Dünya'nın küre olduğu antik yunandan beri biliniyor ama incil yazarları düz zannetmişler. 

 

"ünya'nın küre olduğu antik yunandan beri biliniyor ama incil yazarları düz zannetmişler. " Zannetmemisler, bizzat kure demisler. "Duz dunya" olayini acikladim. Yapma, sen bu argumanlari soyleyen adamlardan daha zekisin. Yapma boyle yuzeysel seyler.

Link to comment
Share on other sites

6 hours ago, pigeon said:

Annen ile  nohut pilavı hakkında deneyim ve gözlemin var.

Ama tanrı hakkında böyle bir deneyimin yok.

Olsaydı tanrını şeklini çizip aha bu tanrı derdin.

Nohut ile pilav resmini göstersek bir sürü resimler içinde  aha  bu nohutlu pilav dersin.

Tanrının sevgisini sormadım. Kendisini sordum. Bu yüzden anne sevgisini örnek vermen boşuna.

Annenin fiziksel bedeni var. Davranışlarını yorumlayarak annem beni seviyor dersin.

Bebek katili olmak için bir sebebin olmalı.Durduk yere kimse bir bebeği öldürmez.

Akıl sağlığı bozuktur.

Yada pavlovun köpeği gibi küçük yaşta şartlanmış olması gerekiyor insanın.

Yamyamlığın olduğu yerde doğan insanın yamyam olması gibi.

Bilim adamı tanrıyı doğrulamış olsaydı  fiziksel sabitler ve değişkenler içinde tanrının adı yer almış olurdu.

Konfucyusun ahlak tanımı bilimseldir. Kendini referans almada sorun var sadece.

Herkes kendini referans alıp kendisine yapılmasını istemediği şeyleri yazarsa onlardan ortak olanlar toplumsal ahlakı oluşturur.

Ahlak kuralları bir seferde ortaya çıkmadı yani. Bilim gibi deneme yanılma ile ortaya çıktı.

 

 

"Annen ile  nohut pilavı hakkında deneyim ve gözlemin var.

Ama tanrı hakkında böyle bir deneyimin yok."

Dogru, bunlar hakkinda fiziksel bir deneyimim var. Tanri hakkinda ise ruhsal bir deneyimim var. 

"Tanrının sevgisini sormadım. Kendisini sordum." Tanri, insanin benzerliginde fiziksel bir varliktir. Uzayda yada bir yerdedir. Biz de onun cocuklariyiz. Ondan gelip, ona donuyoruz. Bunu bilimsel olarak kanitlama imkanim yok. Her zaman kanitin yoklugu, yoklugun kaniti da degildir. Bu inanctir. Kutsal Ruh'u yuregine alirsan, Ruh buna sahitlik ediyor. Ama onun icin bazi adimlar atman lazim. 

"Annenin fiziksel bedeni var. Davranışlarını yorumlayarak annem beni seviyor dersin." Hume, nedenselligin canina okur, hic okudun mu? Bir seyin gecmiste olmasi, gelecekte de herseyin ayni olacaginin garantisi degildir der ozetle. Annem beni seviyordu, iyilik yapti. Hala seviyor mu nereden bileceksin? Anneler her zaman sever. Biz, arkadas diyelim. Sen her adamin sozune inaniyor musun? Iyi davranir, ama sevip sevmedigini ne kadar sevdigini bilemezsin. 

"Bebek katili olmak için bir sebebin olmalı.Durduk yere kimse bir bebeği öldürmez." Bilim bize bu etik konularda birsey soylemez. Biz, bebek oldurmenin kotu bir davranis oldugunu bilimden ogrenmeyiz. Etikten, ahlaktan yada karakterimizden ogreniriz. Illa dinden de ogrenmen gerekmiyor. 

"Ahlak kuralları bir seferde ortaya çıkmadı yani." ahlak subjektiftir diyelim. Kisiye gore, topluma gore yada zamana gore degisir diyelim. Naziler 6 milyon adami katlettiler. O zamana gore, o topluma gore bu iyi bir eylemdi. Niye adamlari yargilayalim ki? Adamlar kendi ahlakina gore davranmis. Buna nasil yaklasiyorsun? Ne dusunuyorsun?

Link to comment
Share on other sites

5 hours ago, tabu said:

bunlar çarpıtma. her şeyi aynı şekilde ölçememen birini gerçek, diğerini gerçek dışı yapmaz. kriter bu değildir. bir şey varsa ölçülür, yoksa ölçülmez. kişinin annesine olan sevgisi ile kişinin kilosunun ölçümleri farklıdır. birinde tartıya çıkar, diğerinde ise hem açık gözlem vardır hem de mutluluk hormonu salgılarsın. ayrıca sevgi gibi soyut kavramlarda net ölçümden söz edilemez zaten. bu duygunun organizma üzerindeki değişimlerini gözlemleyebilirsin. bir bebek tanrı'ya inanmadan yaşayabilir ancak bir bebek sevgisiz yaşayamaz. yapılan deneylerle sabittir. 

ayetlerin edebi, mecaz, üçüncü anlamı, beşinci anlamı diyerek çağdaş yorumlara uygun şekilde okunması da bir başka çarpıtmadır. ayrıca bir iki ayeti tartışma konusu yapmak değil asıl mesele. durduğun yer önemlidir. bilim birikimli olarak ilerler; yanlışlanabilir, eleştirilebilir, tartışılabilir, düzeltilebilir. darwin'in kitabında yanlış bulabilirsin, doğrusunu söylersin. şurada yanılmış dersin yeni bulgulara dayalı olarak. oysa dini metinlerin doğruluğu yanlışlığı tartışmaya dahi açılamaz. 

bilim adamları yellenen insanlarmış... işte bu bilimsel bir görüştür. ancak senin amacın konuyu sulandırmak. 

 

"bunlar çarpıtma." Neyler carpitma?

"her şeyi aynı şekilde ölçememen birini gerçek, diğerini gerçek dışı yapmaz" Tamam iste, onu diyorum. 

"bir şey varsa ölçülür, yoksa ölçülmez

Buna katilmiyorum; cunku bilinebilen ama olculemeyen seyler vardir. Fizkte de vardir. Dahasi bilgi ve olcum iki farkli kavramdir. Olcum nedir? En kabaca standart bir birim veya olcek kullanarak bir seyin olculmesidir. Sayisal degerler atamayi veya gozlemleri belirli kriterlere gore kategorize etmeyi icerir. 

Ote yandan, bilgi, bir konu veya kavram hakkinda bilgi, anlayis veya farkindalik anlamina gelir. Gozlem, calisma, deneyim veya ic gozlem gibi cesitli yollarla elde edilen gercekleri, fikirleri, teorileri, inanclari ve sezgileri kapsayabilir. yani, ozetle, bilgi, kolayca olculemeyen subjektif veya nitel yonler icerebilir.

"kisinin annesine olan sevgisi ile kisinin kilosunun olcumleri farklidir." Elbette farklidir. Annenin sevgisini alalim.  Yada nese, uzuntu, heyecan gibi duygulari ele alalim. Duygulari bazi olceklerle veya fizyolojik gostergelerle olcme yontemleri vardir. Fakat, bu olcumlerin cogu zaman sinirlamalari da vardir ve bunlar insan deneyimlerinin tum karmasikligini yakalayamayabilir.

Bilincin dogasi, ozgur irade veya ahlak gibi felsefedeki soyut fikirler olculemez. Akil yurutme, analiz ve soylem yoluyla bu kavramlar hakkinda bilgi edinebiliriz, dogru ama bunlar dogrudan olcume veya sayisallastirmaya uygun olmayabilir.

Ozet olarak sunu diyebiliriz mesela, bu orneklerin bazi yonlerini nesnel olarak olcmek zor, fakat yine de onlari daha nicel bir sekilde incelemek icin temsili olcumler yapilabilir. Bununla birlikte, bu fenomenlerin tam olarak anlasilmasi ve bilgisi genellikle sadece olcumlerle yapilan girisimlerin otesine gecer.

Link to comment
Share on other sites

2 hours ago, BillGates said:

Tamam işte. İnandığın kutsal kitabın ayetlerinde geçen Dünya şekli bu. 

Dünya'nın küre olduğu antik yunandan beri biliniyor ama incil yazarları düz zannetmişler. 

 

"Dünya'nın küre olduğu antik yunandan beri biliniyor" Kim diyor? Hangi gozlemden yola cikmis? 

"incil yazarları düz zannetmişler. " Incil yazarlari, ornegin Pavlus, Petrus dunya duzdur mu demis? Yok dostum, yok. Oyle birsey demediler.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...