Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Tabi ki, yalniz bu "it dalasi" dedigini zaten birileri organize etmedi mi?
  2. Fenerbahce zaten "adam harcama" takimidir. Bu "profesyonellige" yani amator bir zihniyet yerine "yildiz futbolcu" ya donusun basladigi 80 lerden itibaren boyledir. Futbolcunun kalitesine ve takimina ne kazandirdigi degil; verilen direktifleri uygulayip uygulamadigi ve de yonetim/yonetici ile "tersdusme" ile paraleldir.
  3. Nedir sence "yolun sonu?" ayrica hangi yolun, bolunmenin mi?
  4. Su "islami kemalizm" diye adlandirdigini biraz acar misain? Yani "laik muslumanlik" tan farkini?
  5. Yani henuz PKK, F.Gulen, A.Ocalan ve T.Ozal ortada yok. Ikinci Demirel, Tansu, Yilmaz, Erbakan ve Ecevit donemi. Bu arada Kibris gundemi.-e.i.- Peki yukaridaki donem nasil olustu/olusturuldu? Ki yukaridaki donem 80 Darbesi sonrasi gelen donem ve AKP'nin onunun acilmasidir.
  6. Evet, benim de iste her ortamda bahsettigim bu numenal devrim. Ne yazikki beyinler insanoglunu ya kul ya da madde olarak algiladiklarindan, zihniyeti ya tanrilarina ya da maddeye veriyorlar. Boylece insanoglunun zihniyetinin kendi eliyle degisebilecegine ve degistirebilecegine akil ufuklari almiyor. Ustelik bu konuda gelen her turlu dusunce ve bilgi ancak kisisel satasmalar ile yanit aliyor. Neyse butun bunlardan once ve bunlar icin once birey bilinci gerekir. Cunku insanoglunun once kendi varliginin bilisselligine varmasi ve bunu algilamasi gerekir. Bu da metafizigin varliksal ideolojileri ile mumkun degildir. O ideolojik inanclarda insanoglu bilinc ve farkindaligi yoktur.
  7. İşte madde madde AK Parti'nin yeni "yol haritası": 1- Partilerin kapatılmasının tamamen kaldırılması. 2- Parti kurulmasında kısıtlayıcı ve yasaklayıcı hükümler kaldırılacaktır. 3- Partilerde tek tipleştirici hükümlerin kaldırılması. 4- Parti kapatmalarına son verilmesi. 5- Partiye değil gerçek kişilere ceza verilmesi. 6-Siyasete katılmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması. 7- Seçimlerle ilgili mevzuaatın topyekün gözden geçirilmesi. 8- Temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması. 9- YSK’nın yeniden yapılandırılması. 10- Başkanlık, yarı aşkanlık ve partili cumhurbaşkanı meselelerinin tartışılması. 11- Şartlarne olursa olsun mutlaka yeni ir anayasanın ülkeye kazandırılması. 12- Dokunulmazlıkmeselesinin yeni anayasa çerçevesinde evrensel kriterlere öre yeniden düzenlenmesi. 13-Yargının hızlandırılması, il yargılanma ve demokratikleşme bağlamında 4. Yargı Paketinin kanunlaştırılması. 14- Nefret suçu le ilgili düzenleme yapılması. 15- Yurt dışı teşkilatlarımıza adli müşavir atanması. 16- İhtisas mahkemelerinin sayı ve çeşidinin artırılması. 17- Yargılamada etkinlik ve şeffaflığı sağlamak için sesli ve görüntülü bilişim sisteminin hayata geçirilmesi. 18- Hafif suçlarda mahpusluğun istisnai hale getirilmesi. 19- Yargıtay ve Danıştay’ın iş yükünü azaltarak bu kurumların içtihat mahkemelerine dönüştürülmesi 20- Mahkum veya tutukluların eşleriyle biraraya gelmeleri. 21- Anadilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılması 22- Anadilde kamu hizmetlerine erişim. 23- Bağımsız kolluk denetim merkezinin kurulması. 24-Kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılması. 25-Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonunun kurulması. 26-Darbelerin dayanağı olan mevzuatın ayıklanması. 27-İsmi darbelerle anılan şahısların isimlerinin kamu alanlarından kaldırılması. 28-Yargı birliğinin sağlanması. 29-Askeri okullardaki mürfedatın yenilenmesi. 30- KüRtçe tercümanlık (kamu hizmetlerinde) 31-Kamu hizmetlerinden yararlanmada her türlü d, etnik ayrımcılığa son verilmesi.. 32-Mevzuatta etnik ayrımcılık algısı yaratan bütün hükümlerin ayıklanması 33- Hukuk içinde terörle etkin mücadeleye devam edilmeli 34- Güvenlik için özgürlükten taviz verilmemesi 35-Jandarmanın kolluk hizmeti sunan sivil bir yapıya dönüştürülmesi 36-Entegre sınır yönetimi sisteminin hayata geçirilmesi 37-İşsizliğin yüzde 5’e indirilmesi 38- Bölgelerarası gelişmişlik farkının kabul edilebilir düzeylere indirilmesi 39- Yoksulluğun yok edilmesi ve gelir dağılımındaki dengesizliğin asgariye indirilmesi 40- Kadınların işgücüne katılımının yüzde 38’e çıkarılması 41- Kamuya 15 bin engelli alınması 42- Kayıtdışı istihdamın yüzde 15’e düşürülmesi 43- İş ve Meslek Danışmanı sayısının kısa vadede 4 bine çıkarılması 44- Yeni bir kamu personel sistemi 45- Sosyal Güvenlik açığının GSYİH’nin yüzde 1’e düşürülmesi 46-Koruma ve bakım altındaki çocukların yüzde 50’sinin özel okullara gönderilmesi 47-Kamu hastane birliklerinin konulması 48-50 yaşın altındaki nüfusta yüzde 1000 okur-yazarlık oranına ulaşılması 49-Tüm genç nüfusun, asgari lise mezunu olması 50-İsteyen her lise mezununa üniversite 51-Ar-ge harcamalarında dünyada 1.ligde olunması 52-Bilgi ve teknoloji ihraç eden ülke 53-YÖK’ün koordinasyon kuruluna dönüşmesi 54- Yuva yıkan değil yuva yapan bi rkentsel dönüşüm 55- Yaşylı, engelli ve çocuk dostu yerleşim birimleri 56- köylere imar 57-Nüfusunun 3’te ikisi büyükşehir belediyesi sınırlarında yaşayan bir Türkiye 58- yeni bir köy kanunu 59- yurt dışında en fazla temsilciliği olan 5. Ülke 60-AB hedefinden şaşmamak 61- Etkin ve aktif dış politikaya devam 62-Savunmada dışa bağımlılığı asgariye indirmiş bir Türkiye 63-Kuvvetlinin haklı olduğu tezine dayalı uluslararası sistemi sorgulamaya devam eden bir ülke
  8. Bir insanlik disi dusunce ve inanc/ideoloji; baska bir insanlikdisi inanc/ideoloji ile telaffi edilemez. Onemli olan insanlikdisi dusunce ve dav ranislarin hepsini onlemek ve hak ve ozgurlukleri saglamaktir. Bunu ne emperyalist bir zihniyet ne de islam zihniyeti saglayamaz. Her ikisi de bilimdisi, cagdisi, insandisi ve insanlikdis; baskici, zorlayici, mudaheleci ve insanoglu bilinc ve farkindaligi tasimayan zihniyetlerdir. Her ikisinde de insanogluna degil; ideolojik inancsal cikarin ekonomik/politik ve diplomatikj ve de metafizik fizik otesi masallarina yer verilir. Ne dogal olarak adlandirilan ne de fenomenal olarak adlandirilan kul ve mal/meta zihniyeti; insan zihniyerti degildir. Cunku insanoglu temeline dayanmaz. Kendilik bilisselligi icermez. Bu temelde terorizm hem emperyalist zihniyetin hem de islam zihniyetinin bir urunudur. Cunku korkucu, bastirici, mudaheleci v.s. zihniyet ne demokrasi/ozgurluk getirir; ne de inanilan yasam sonrasi hayati. Yeryuzu teror ve her turlu baski zihniyetinden, bilgi, bilim ve bilissellik ile arinir. Bu da tanri ve madde degil; insanoglunun ta kendisi ve onun numenal insanlik degerlerini ortaya koyacak olan numenal yetisidir.
  9. Bakin ne ne objektif oldugumu ne de dogru oldugumu dile getirmiyorum. Ben insanoglu temelinde onun numenal insanligina gore quas felsefesi ile yani konu ve kavramin bunyesinde yer almayarak, sorunu dile getiriyorum. Bu sorun algilayabilindigi olcude numenal insanligin sorunudur. Ayrica ben kendi adima kendimin ideolojik ve inancsal bilgisi olup olmadigina da deginmiyorum. Ben sadece ideolojik/inancsal bilginin ne oldugunu ortaya koyuyorum ve bunun bilimsel bilgiden farkini ortaya koyuyorum. Konu tarafsizlik da degildir. Konu sorunun yani ideolojik inancsal bilgi sorununun tum resmini numenal insanliga gore ve insanoglu temelinde algilayabilmek gorebilmek ve gosterebilmektir.
  10. Emperyalist zihniyet sirf kendi politik, ekonomik ve diplomatik cikari icin BOP projesi adi altinda ve de "demokrasi ve ozgurluk" masallariyla ortadogu' nun cesitli ulkelerine zaman zaman askeri ve fiziki saldirilar duzenler ve ulke ici daleveralarela ulkeleri bir kaosun icine sokar ve sonrada bunu bahane ederek ulkeleri icerden ve disardan yonetim ve yonmlendirim olarak ele gecirirken; bu insandisi ve insanlikdisi cikarci yuzunu kendi bunyesinde kullanmamaktadir. Emperyalist zihniyertin basi ceken ABD'sinde; gunce lollarak demokratik hakkini kullanan ogrencilerin uzerine biber gazi s1kmasi mahkeme karari ile suclu bulunarak universite 1 milyon dolar tazminata carptirildi. Ayrica okul rektorunden de olayda adi gecen ogrencilerden ozur dilemesi istendi. Ulkermizde ise her turlu ogrenci demokratik hareketinde biber gazi kullanmak bir aliskanlik haline geldi. Olenler oldugu halde devlet "biber gazi sagliga zararli degildir" seklinde bir aciklama yapabilecek bir bilgisizlige ve dusuncesizlige imza atti. Ayrica her turlu demokratik hak suc unsuru ve tutuklama ve hapis nedeni olarak ta degerlendirilebiliyor. Iste size iki sosyal bilinc farki. Biri ogrencisine tazminat oduyor ve ozur mektubu yolluyor, digeri biber gazini s1kiyor, her turlu polis baski ve siddetini uyguluyor, tutukluyor, sucluyor ve hapse atiyor. Aslinda buradaki bir fark ta, emperyalist zihniyetin cikar iki yuzlulugunun bizde olmamasi. Onlar bu sosyal bilinci sadece kendi bunyesinde uyguluyor. Bu sosyal bilinci ise bilincli olarak kendi disinda kalan ulke ve toplumlarda birak uygulamayi, uygulanmamasi icin ulkeleri korukluyor. Cunku kaostan besleniyor. Eger bir kaos yoksa, olmazsa ve de her turlu hile, yalan, duzenbazlik, kiskirtma ve besaleme ile yaratilmazsa hangi "demokrasi/ozgurluk" bahanesi ve yalani ile ulkelere fiziki madi ve soguk savas iceren yonlendirim ve yaptirim uygulayacak?
      • 1
      • Like
  11. Burada dusunce kavramini serbestlik/ozgurluk temelinde boyunduruk ve tutsaklik olarak degerlendirecegim. Buradaki dusuncenin boyundurugu-serbest olmamasini Dusuncenin tutsakligi da-ozgur olmamasini izah eder. Bunlari karsit olarak ele alirsak; Dusuncenin boyundurugu yani serbest olmamasi, bir bagimlilik; dusuncenin tutsakligi yani ozgur olmamasi da bir esaretin temelidir. Daha once aciklanan free, yani serbest ile, liberal, yani ozgur farki da buradadir. Eger dusunce serbest ve ozgur degilse, bir bagimlilik ve esaret soz konusudur. Bilindigi gibi bunlardan dusuncenin ifade olarak dile gelmesi bir evrensel hak ve hukuk temelindedir. Iste ulkemizde basta bu hak hukuk olarak taninmamakta, yani dusunce esir ve tutsak edilmektedir. "Soyle dusun/boyle dusunme" temelli yonlendirim ve yaptirim ve de baski zorlama mudahele butun bunlar zaten toplumumuzun birey bilincinden yoksunlugunu ve hak ve ozgurluklerden muafligini getirir. Eger bu asama zaten bilissel olarak saglanmamissa; ikinci asama olan dusuncenin serbestligi zaten gundemde degildir. Cunku dusuncenin serbestligi tamamen bireyin algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaliginas endeksli beyinde her turlu yer etmis veri, deger ve tabularin algilanarak ve sorununun bilince cikmasi ile sorgulanmasini getirir. Buradaki sorgulanma bu degerlere, verilere ve tabulara savunu/karsi cikis temelinde degil; aksine onlari algilama ve insanlik adina degerlendirme ve de onlardan arinma/kurtulma; yani sinirlarini ortadan kaldirma ve serbeste erdirme sorgulamasidir. Eger bir kisi boynundaki boyundurugun zaten farkinda degil ise, dusuncesini serbestliyemez. Boyundurugun boynunu s1kmas1 ise bir tutsaklik algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaligidir. Cunku boyle bir rahatsizlik yoksa, zaten tutsakligin da farkinda olunmamaktadir. Iste burada tutsakliktan kurtulmak, yani dusunce hak ve ozgurlugu aslinda sadece boyundurugu gevsetmek ve s1kmamas1n1 saglamaktir. Iste burada kisi sadece tutsakligini gevsetmis ve boyundurugu hala boynuinda tasimakta ve bunun da farkinda ve bilincinde olamamaktadir. Sonucta bunun bilisselligi boyundurugu gevsetmek ve boyunda tutmak degil; boyundurugu boyundan cikarip atmak, yani dusuncenin onune engel olan her turlu veri, deger ve tabudan sorgulayarak kurtulmak/arinmak, yani serbest dusunmektir. Iste bir beyin ancak hem ozgur hem de serbest olursa dusunur ve dusunce uretir. Yani dusunen bir beyne sahip olur. Aksi ise sadece beyinde olani sahiplenmek ve hem kendi hem de baskalari uzerindeki her turlu baski, zorlama ve empozeyi bu sinirlar eliyle yasamda tutmak ve iliskiye tasimaktir. Iste, bireyin kendini numenal insanlastirma/insanlasma ve bunu sorgulama/sorgulatma devrimi, ancak boyle mumkun olur. Bu da bireyin dusunen bir dusunce sistemine ve bu dusunen sistemin numenal insanlik yolunda, cagdaslasmasina, guncellesmesine, yenilenmesine, ve bilgisel, bilissel ve bilimsel olarak her turlu degisimine on ayak olur. Iste dogal zihniyert/fenoimenal zihniyet ile giydigi her turlu egosal elbiseden bir birey dusunce/dusunme olarak ancak boyle kurtulur ve kendi insanligini insanlastigini ve insanlastirdigini gozlemi ile onaylar ve tadar.
      • 12
      • Like
  12. Bugun ulke ve toplumumuz olarak bilindigi uzre bir suru dava yurutulmektedir. Bu davalardan en son yurutulen Balyoz davasinda, bilindigi gibi bir suru 20 yildan baslayarak, cesitli tutuklama ve hapis cezalari verilmis ve ilginc olan bunlarin hic birinin suc olmadigi ve tesebbus oldugu uzerine dayandirilmistir. Peki basta suc olarak kanitlanamamis olan bir tesebbus tutuklulugu ve hapsi neye dayanarak ortaya koyar. Tabiki eldeki belgelere dayanarak. Peki bu belgelerin iddia edildigi gibi tesebbus edene ait oldugu nasil ortaya konur? Bu konudaki savunma hakki nassil isler? Ortada bir sahtecilik varsa bu nasil ortaya cikar? Soyle bir ornek verelim. Basta bir dusunce ne zaman tesebbus ve ne zaman suc olur. Diyelim bir yeri soyacaksiniz, bu bir dusunce; yani ortada ne tesebbus ne de suc henuz yok. Her turlu hazirliginizi yapiyorsunuz, ama henuz ortada suc yani soygun yok. Diyelim sucu islemeden yakalandiniz. Bata bunun bir suca tesebbus oldugu nasil ortaya konacak? Yine olan olaylar ve eldeki belgelerle. Yine buradaki olaylarin olup olmadigi ve belgelerin gecerli olup olmadigiyla. Butun buradan soyle bir durum ortaya cikiyor. Eger ortada bir tesebbus varsa ve bu bir iddia ise, burada onemli bir nokta savunu ve savunun dile getirdiklerini yerine getirmek. Yani savunu hakki elinden alinarak, ya da savunun herhangibir olay ya da belde itirazi gecersizlik ve de sahtecilik olartak degerlendirildiginde bunlari es gecerek ve yerine getirmeyerek, hic bir tesebbusten hic bir suclama ya da tesebbus ettigi iddiasi gecerli degildir. Iste hukuk ve kanun farki, adalet ve taraf farki, esitlik ve kayiri farki, herturlu degerlendirme, tutum ve yanasim farki v.s. iddia makaminin ic yuzunu ortaya koyar. Iste bu ic yuz iddianin sanki olmus gibi gidisatinin uzerine gelisiyorsa, zaten ne savunu ne karsi cikis ne de sucsuzluk ve tesebbussuzluk savunusu ve ispati mumkun degildir. Turkiye'de surmekte olan her turlu davayi iste bu temelde degerlendirmek gerekir. Bu qua felsefesi ne iddia makaminin ne de savunma makaminin taraf ve bertarafliligini icermeyen bir yanasim olarak en sagliklisi olacaktir. Buradaki en kucuk iddia ya da savunu tarafi niyeti, ne hukuku ne adaleti, ne esitliugi ne de olan biteni algilamak ve ortaya koymak yerine; sadece taraf ve bertarafli bakis olacaktir.
  13. Aleykum selam.
  14. Bence bu gelen iddialara verilecek tek yanit; bilissel olarak bilimin onunu nasil kapattigi ve kisileeri bilimden nasil uzaklastirdigi ve beyinleri nasil inanc ile teslim aldiginin ortaya konmasi ve bunun toplumsal, sosyal ve psikolojik her turlu sorununu dile getirmektir. Yoksa zaten bunlarin ne evrim ne de bilim ile uzaktan yakindan bir ilgisi yoktur.
  15. Kisinin birbirini tamamlayan ya da ters dusen iki sifati vardir. Bireysel ve insansal. Bireysel olrak kisi kendi algisinin cikari temelinde kendince bir ideolojik inancsal izm temelli dogrular pesinde kosabilir. Iste onewmli olan kisinin bu pesinde kostugunun insanlik adina neler getirip goturdugunu sorgulamasidir. Mesela buna en guzel ornek, kisi kendi bilinc ve farkindaligi ile kendi hak vew ozgurlukleri pesin de kosarken, bunu tum insanliga yayip, herkesin hak ve ozgurlugunu korumak icin mucadele eder. Buradaki bilinc ve farkindalik; kendi hak ve ozgurlugunun ancak baskalarinin hak ve ozgurlugu ile saglanabileceginin algilanmasidir. Sonucta hak ve ozgurlukler kisisel olsa da kazanimi toplumsaldir. Hani su bir kibrit copu ve birden fazla kibrit copu ornegi. Bilim kisisi icin de ayni sey gecerlidir. Kisinin kendi ideolojik inancsal dogrulariu olabilir, yalniz onemli olan bunu kisisellikte tutmak; bilime katmamaktir.
  16. Bir bilginin inancsal oldugunu nasil algilariz. Birincisi gozlem vermez. Ikincisi yanlislanamaz. Ucuncusu mutlak,, kesin ve sabittir. Dorduncusu sadece inancin dogrulanmasi/gerceklenmesi temelinde ve sadece bunu yapan akil temelindedir. Eger bir bilgi, gozlem vermiyor, yanlislanamiyor ve sadece inanilan temelde dogrulayanin kendine dogrulaniyor, yani olgu ya da evrensel onay alma ve her kesin kabullenme temelinde bir bilgi degil de tartisiliyorsa, o bilgi inancsal bilgidir. Inancsal bilgi, dogada, evrende, dunyada, maddede, nesnede ya da insanoglu disinda kalan baska bir fenomende mevcut degildir. Inancsal bilgi, ayristirmaci, tartismaci, yonlendirici, yaptirimli ve insanoglunu kendi turu bunyesinde birbirine dusuren bilgidir. Degerlerden, verilerden, tabulardan olusur. Inancsal bilgi, insanoglu eliyle somutlastirilmis ve sistem haline getirilmistir. Insanoglunun olmadigi zaman ve ortamda inancsal bilgi mevcut degildir. Ideolojik bilgi ise, inanilan bir dogrunun bir izm temelinde somuta indirgeme bilgisidir. Etik her turlu bilgi hem ideolojik hem de inancsal ve birlesim olarak sosyal bilgidir. Metafizik varliksal/etik/estetik ve fizik otesi bilgiler inancsal/ideolojik bilgilerdir. Inancsal ve ideolojik bilgi genelde insanoglunu bir sistem ve duzen bunyesinde tutma ve o temelde yonlendirim ve yaptirim verme bilgisidir. Insanoglu genelde inancsal ve ideolojik bilgisi ile yasam ve iliski surer. Inancsal ve ideolojik bilgi, soyuttan baslar ve somutta kurumsallasir ya da kurumsallastirma mucadelersi verilir. Yani once dusuncesi ve zihniyeti yaratilir, sonra da bu yaratilan zihniyet ve dusunce somuta indirgenmeye calisilir. Hic bir inancsal ve ideolojik bilgi kendince bir somuta dayanbmazsa inanilirligini ve ideolojik gecerliligini yitirir. Cunku inancin var olabilmesi isin, o inanci dogrulayacak ve gercekleyecek bir somut taban gerekir. Konu genis ve detaylidir. Bilimsel ve teorik bilgi ise inancsal ve ideolojik bilgi ile taban tabana zittir. Yani hem gozlemsel yanlislanabilme/olgusal gecerlilik hem de olabilirlik olasiliginin mantiksal varligi gereklidir. Inancsal ve ideolojik bilgiler: Metafizik, varliksal, fizik otesi, bilim kurgu, etik, estetik v.s. temelli yonlendirimli ve yaptirimli bilgilerdir.
  17. Plato, gercegin isiginin ve gercegin sorgulanmasinin ve de seylerin temsilinin tanri da yaratici da v.s. oldugunu ileri suren filozoftur. Daha sonra Aristo. gercegin ne oldugunu on plana cikararak insanoglunu hala suregelen metafizigin varliksal ontolojik teolojik ve fizik otesi tartismasina koyan filozofudur. Sadece metafizigi varliksal olarak degil; etigi de yasam ve iliski yonlendirimi ve yaptirimi olarak one surmustur. Bugun sadece uc ibrahimi dinin degil; cogu dinin, mistisizmin, varolusculugun ve fenemenolojinin ve de her turlu tasavvufun, monizmin kisaca insanoglunu kendi disi bir guce teslim eden her ne ise onun temelini atmistir.
  18. Pre sokrates oncesi olan gozlemsel yanasimin onune iki farkli bakis acisi metafizik olarak yerlesmistir. Sophistler, insanoglunun hem somut hem de soyut yonune egilirken, Sokrates bir sofist olarak soyutu one cikarmistir.Boylece metafizigin madde dusunce tartismasi ve ikisinin de akilciligin gercegin ne oldugu metafiziginin onu acilmistir. Zaten bundan sonra insanoglunun somutu degil; soyutu on plana cikarak insanoglu baska bir guce kendi akli ile teslim olmus ve edilmistir. Bundan yararlanan fizik otesi daha sonraki donemde insanoglunu, uc ibrahimi dinli temelli karanlik caga sokmustur. Sonucta neyin gercek oldugu tartismasi gozlem vermeyen, yanlislanamayan ve olgu olamayan bir tartismadir. Hatta Sokrates'e "felsefenin ilk peygamberi" denmistir.
  19. Platon; ilk filozoflarin gorsel ve herseyin bir birlestireni arayan beyinlerine Sokrates eliyle aklin tatminsel dogrusunu, insanoglunun bu doghruya teslimiyetini, kaderciligi, veboylece tanri yolunu acan filozoftur. Daha sonra Aristo gercegin ne oldugu akilciligi ile gozlemi tamamen geri polana itmis ve insanoglu beyni karanlik caga girmek icin yol almaya baslamistir. Taki once Ronesansa ve sonra da 20. yuzyil ortalarina kadar. Aristonun mantigi da tam 2000 yilrakipsiz kalmis ve hegel tarafindan diyalektik ile alternatiflendirilmistir. Kisaca insanogluy Sokrates ile tanrisina, akilciliga ve metafizige yonelmistir. Halbuki sokrates oncesi gozlem ve herseyin butunleyicisi algisi ve dusuncesi hakimdi.
  20. Zamansal oncelik sorunu ve cikmazi olan her turlu akilciligin tek bir sebep-sonuc iliskisi vardir. Sebep-Aklin kendine sordugu bir soruya, epistemoloji ustu, bilim disi ve bilimsellik disi, gozlem vermeyen ve yanlislanamayan yanit aramasi Sonuc- Bu aradigi yanita bir cesit kendi aklini kendine dogruluyacak ve gerceklestirecek tatmin edici, bilincli/bilincsiz bir yanit vermesi. Cikarim- Verilen yanit ne olursa olsun, onun; varliksal, inancsal, dogrusal ve ideolojik bir oncelik sorunu ve cikmazi olacagi ve aklin bunun bilinc ve farkinda olmadigi. Kisaca egosal tatmin. Sorun- Bu sabitlenilen ve sahiplenilen dogrunun/gercegin kisiyi zamanla bilimsel, bilgisel ve bilissel olarak gerici, tutucu, cagdisi, muhafazakar ve bilincsiz bir sorgulanmaz icine sokacagi.
  21. Bilim, bilimsel olarak gozlemini dile getirir. Bu da bilimin bilimsel olarak varliktan, onun ne oldugundan, gercekliginden v.s. degil; onun gozleminden yola cikar. Yanitlarini da bu gozleme ya da teoriye dayandirir. Gordugum kadariyla sorulan sorular ve aranan cevaplar bilimsel degil; inancsal ve ideolojiktir. Bilim ise bilimsel, bilgisel ve bilissel konulari ele alir. Sonucta senin bu sorularin "iste o yuzden bir yaratan ve yaratici var" yanitina yonelir. Yalniz unutmamak gerekir ki, bu bir kisir dongudur ve ilklik oncelik sorunu vardir. Yani akli tatmin eden yaratici her ne ise onun da bir yaratani olmasi ve bu zincirin oncelik cikmazi.
  22. Yani ayni toprak butunlugundeki antiayrimci ve hak ve ozgurluklu birlikten, butunlukten yanamisin? Yoksa ozerklik ya da ayri bir ulke/devlet kurmadan yana mi?
  23. Yani sen simdi, sivil darbeyi askeri darbeye mi yegliyorsun? Sivil ya da askeri olmus, bir darbenin savunulacak yeri var midir?
  24. Su siralar, Iktidar Turki'ye de okumakta olan Suriyelilerin universitelerden ihraci ve yurt disi edilisi ile mesgul. Bu uygulamanin sebebinin aciklanmasi da, "Suriye-Turkiye halki kardestir" miting ve eylemlerine bu ogrencilerin katilmis olmasi. Yani iktidara gore, Esad taraftarlari. Yarin universitelerden, ogrenciler "cemaatci olmadiklari, kindar/dindar nesil olmakistemedikleri" icin universitelerden atilirsa da sasmamak lazim. Iste iktidarin, universitelere, aydinlara, elitlere, bilime, bilgiye v.s. bakis acisi. Nasil da iktidarin zihniyeti ile ortusuyor!
  25. Peki sonraki gencligi, FKF'yi, Denizleri, Mahirleri, Huseyinleri Dev yol/sol'u v.s. nasil degerlendiriyorsun. Biliyorsun, ondan sonraki tarih ikinci askeri darbe olan 12 mart 1971 dir. Yani henuz PKK, F.Gulen, A.Ocalan ve T.Ozal ortada yok. Ikinci Demirel, Tansu, Yilmaz, Erbakan ve Ecevit donemi. Bu arada Kibris gundemi.
×
×
  • Create New...