-
İçerik sayısı
3.544 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
391
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by evrensel-insan
-
Tabiki olabilir. Zaten acilmis basliklarda vardir. Istiyorsan, bir tane de sen ac. En azindan tartismaya katilanin varsa bir felsefi katil;im yani, bunun; bilerek mi bilmeyerek mi yoksa sadece "laf olsun/torba dolsun" seklinde bir fikir belirtimi mi, oldugu da ortaya cikar. Yalniz burada dige konuda; Kisinin konuya katilim seklidir. Mesela ben konuya qua felsefesi ve notr algi ile disaridan bakis acisdi ile katilirim. Yani kendi kisisel gorusumu degil; kavramin kendi bunyesindeki sorunlarinin resmini ortaya koyarim. Yani diyelim kadin erkek iliskilerinde, olmasi gereken cagdas bilissel etik olasiligi ortayakoyarim ve kadin erkek iliskilerindeki her turlu sorunun nedenini ortaya koyarim. Yani kendi kisisel gorusumu degil. Tabi gerekirse, onu da ortaya koyarim.
-
Sanatsal Kritik/Elestiri mi, Yoksa Hakaret mi?
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Felsefe
Kritikten amac, bir soylemin ya da one surulenin, algilayanca ve onun degerlerince elestirel bir yan/yon icermesidir. Bir sanat eserini sanatsal nitelikte kritize etmek baskadir, herhangi bir seyin sanatsal olarak kritize edilmesi baskadir. Kritize edenin kim/ne oldugu degil; ne ile kritize ettigidir onemli olan. Kim ve ne olmasi onun kisiligidir ve konu disidir. Bu ne bir gorevdir ne de bir zorunluluktur, bir algi ya da bir meslek ya da bir yanasim tarzidir. Evet herkesin herturlu soyut degeri dusunce olarak kritize etme hakki vardir. Cunk,u degerler kimsenin mali degildir. Kritigin kime/neye yonelik oldugu da yine kritigin anlam ve icerigindedir. Tabi ki sorular da sorulur , yanitlar da verilir. Kritigin en onemli ozelligi, kisinin kendi beynindekini degistirmedeki eylemidir. Yani kritik/analitik dusunce. Klasik tikanik dusunce yerine. Klasik tikanik dusunce hic bir zaman bir dusunce ve bilgi icermez. Sadece ikna etme ya da olma temelli kendi beynindekini dogrulama/tasdikleme ve karsisinin beynindekinide yanlislama temelindedir. Kisaca savuinu/saldiri icerir. Sorular ve yanitlari tikanik "evet/hayir- dogru/yanlis-iyi kotu-guzel/cirkin-haklisin/degilsin-oyledir/oyle degildir" v.s. gibi sadece tikaniklik ve anlamsiz kesinlik icerir. -
Evet her konunun felsefi tartismasi vardir. Yalniz bir seyi felsefi tartismak ile alalade tartismak farkli setlerdir. Her tartisma felsefi degildir. Ayrica benimn tartismam da felsefi degildir, zihnidir. Tabi ki benim tartismamda zihni olasbilmek adina felsefi ve akademik kavramlarin kullanilmasi ve aciklanmasi, tartisanlarin neyi ve ne temelde tartistigini bilmeleri icindir. Diyelim guya ateizmi tartisanlar, ateizmin metafizigin teolojik bir bakis acisi oldugunu bilmezler. Ya da materyalizmi tartisanlar, materyalizmin, felsdefenin metafiziginin ontolojik bir ongorusu oldugunu bilmezler. Yada diyelim haklari tartisanlar, bunun felsefenin etigi oldugunu bilmezler. Iste burda onemli olan tartisanin, neyi neden tartistigini bilmesi ve anlatabilmesidir. Bu da cagdaslik ile bilgi haznesi ile bilissellik ile kavramlarin farklanmasi temelinde detaylanir. Mesela cogu kisi ateizmi, ya sadece antiteizm olarak ele alir, ya da "teist olmayan" temelde nonteist olarak ele almaz. Iste felsefeyi bilmek, bu farklarin farkindaligini bilmek demektir. "Cogunlugun ilgisini cekecek neseli bir konu" icin onerin nedir?
-
Felsefenin ne oldugunun, etimolojik izahi disinda (phillis-sevgi/sophy-irfan) anlam ve iceriginin evrensel onay kazanmis ortak bir tanimi/tarifi yoktur. Kendisi zaten zihnin bir urunu olarak soyuttur ve soyutlama, soyut deger verme, soyut degerlendirme, nedenleme/sorgulama, muhakeme etme v.s. gibi eylemlerin bir temelk ya da .. e gore temelindeki one surdukleridir. Kendi bunyesinde, dallari vardir ve "felsefe otesi/metafelsefe" vardir. Felsefi uretimin neye dayandigi da uretilen her bir seyin felsefi olup olmadigi da farkli bir konudur. Genelde "akil yurutme" olarak felsefe, mantik ile paraleldir. Felsefe soru sorma ve yanit verme istemi, becerisi, muhakemesi v.s." diyebiliriz. Varliksal, inancsal, ideolojik, bilgisel, etik, metafizik, estetik, mantiksal, dilsel v.s. tum nitelikleri icerir. Felsefe genelde akademiktir. Kendine has kavramlari ve bu kavramlara yuklenen anlam ve icerikleri vardir. Kisaca "herseyin bilinen/bildirilen, ya da bilinmeyen/bildirilmeyen bir felsefesi vardir."
-
Sorularin hic bir anlami yok. Cunku; Dialog kurabiliyorsak, hepimiz insanogluyuz ve hepimizin de akli var. Ustelik benim planlayicim, programlayicim, tasarimcim v.s. kendi aklim. O yuzden de baska akil aramiyorum ve ihtiyacim da yok. Demek sen okudugunu da algilayamiyorsun. Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar. Bak cumleyi daha iyi algilayasin diye de renklendirdim.
-
Ben o cumlede "kendimi belirten" bir yer bulamadim, sen nerde buldun? Ayrica ben kendim ile ilgili yazdigimda, birinci tekil sahis kullanirim.
-
Olsa idi ortaya koyardin. Ayrica ikinci satirda, yine kendi ozelliklerini desifre etmissin. Evet, benim cumlem burda; Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar. Nedir ve nedendir bu cumleye itirazin?
-
Evet ben boyle dusunuyorum ve bu dusuncemin gercekligini de gozlemliyorum. Senin bu konuda bir dusuncen ya da bilgin olmamasi da sadece benim dusunceme "sapkin" demekten ve yasama gozlerini kapamaktan ya da kendini kandirmaktan geciyor. Ustelik baska kitle platforumlarinda "tanrisini arayanlar/bulanlar" ile tartisarak ve kendi kendine celiskiye duserek.
-
Bana ait tabiki. Iyi de bu cumlenin sana yonelik yazildigini, cunledeki hangi ifadeden cikarioyorsun? Senin adin mi geciyor, ya da "sun" icerikli sana yonelik bir ifade mi var? Dedim ya, "yarasi olan gocunur" "Benzin istasyonunda sigara icilmez" yazisinin anlami nedir ve neden yazilir? Ayrica kim bu "baskasi?" Benim tanri arayip arasmadigima gelince, ben ihtiyac duymadigim bir seyi aramam. Bunu da yeri geldiginde her daim yazilarimda ortaya koyarim. Ya da sen kendi disinda duinyada mevcut oilan her bir insanoglunun avukati misin da, onlar adina konusuyorsun? Ben sadece gozlemimi dile getiriyorum. Dunyada kimlerin tanri aradigi ya da buldugu ise ortada. Kimi bunu alisilagelmis olarak, kimi cikari olarak, kimi politik olarak, kimi de farkinda olmayarak yapiyor, zaten. Tanri aramamak "ben aramiyorum" demek ile olmaz. Bir kisinin tanrisini arayip aramadigi zaten dusunce ve davranisi ile gozleme yansir. Kisi bunun bilincinde de olabilir, olmayasbilir de.
-
Yine ayni alinganlik. Ben sana, senin "dindar/teist" olduguna dair bir yazimda mi bulundum? Aslinda "senin aklini din/tanri ile bozdugun" yukardaki mesajindan belli. "baska alternetifler" derken, neyin alternatifleri? Metafizik naturalizmin alternatifi, yontemsel naturalizmdir. Bu da zaten bilimsel yontemi isaret eder ve icerir.
-
Baban adina olup olmadigini bilemem ama, bir kitle platformunda dile gelen her bir yazi, tum o kitle platformunun okumasi ve gerekli gorulurse de yazmasi icindir. Yani bu sitenin her bir uye ya da degil, katilimcisinin okurluguna sunulmaktadir. Yani ortada bir "karsilikli yazisma" yok. Zaten bilgi ve dusunce paylassimi da her o bilgi ve dusunceyi okuyan ve gerektiginde de kendi bilgi ve dusuncesini paylasan icindir.
-
Yine bilgisiz ve dusuncesiz bir sekilde aklinca kendini savunma adina, SALDIRIYA/SATASMAYA GECMIS VE POLEMIGE YONELMISSIN. Eger bir akil hastaligi varsa, bu dile getirenin kendinde vardir. Zaten egosal ve gereksiz gocunman da ortada. Ben burada neden sana bir seyi "atfetmeye calisayim?" Ben sen degilim ki, kisiler ile ugrasayim! Yukarida sadece genel olarak yazilmis bir gozlem ve bilgi var. Senin adinda gecmiyor. Neden acaba ustune alindin? Sen once "ustune alinmayi" bir sorgula.
-
Butun sorun surda. Eger bir beyin illa herseyin ucunda bir akil zihin ozne v.s. ariyorsa, herseye bakis acisi bu temelde olur. Eger zaten bilimselligin bilisselligine erismisse, tum yaptigi fenomenin ve de kavramin algiya gozlem verenini ortaya koymaktir. O yuzden bilimsel temeldeki notr oilmayan tum degerlendirmeler, ister istemez akil ve teleoloji tasir. Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar. Diger bir konu da, "ne ise o" dur. Yani, dunyada hayat olsun diye; gunes orda degil. Gunes orda oldugu icin, dunyada hayat var. Iste bu iki fark, bilimsellik ile inancsallik farkidir. Cunku ilki, gunesi oraya koyduran bir neden akil arar.
-
Ayni yere geldik. Buradaki "rastgelelik/duzensizlik" diyelim bir "bulusma/duzen" notrlulugu temelinde bir degerlendirmedir. O zaman bir bulusmanin, rastgeleligini ve bir duzenin duzensizligini belirleyen nedir/kimdir ve neye/kime goredir? Sonucta ortada bir sistem hareket ve duzen algiya gozlem vermektedir ve A ile B de bulusmus olarak algiya gozlem vermektedir. Bu alinan gozlemleri bir anlama tasimanin mantigi nedir? Ya da rastgele olmayan seye ne denir? Ya da bir duzenin duzenliligi nasil olur?
-
Birincisi duzen kavrami notrdur. Eger bunu "duzenli/duzensiz" olarak ifade edersen, ona bir deger yuklemis olursun. Entropi bir duzen ise, bunun duzenli ya da duzensiz bir duzen oldugunu belirleyen nedir/kimdir? Enerjizaten birinden digerine donusur. Enerji her bir cesidi ile zaten kullanilmaktadir. "sistemlerdeki duzenin bir duzensizlik" oldugu ne ile belirlenir? Kisaca bir sistemin islemesinin kaos mu yoksa cosmos mu oldugunu kim neye gore belirler?
-
Bilime ve algiya gozlem veren taban fenomendir. Fenomen (Fransızca: phénomène veya görüngü), duyularla algılanabilen şey. Felsefedeki fenomonolojinin fenomeni ise;- Fenomen kelimesi, bazılarınca sadece şaşırtıcı şeyler için kullanılsa da, genel kullanımda böyle bir anlamı bulunmamaktadır. Her iki halukarde de fenomenin varliksal niteligi "madde" gibi bir kesinlik, ilk, tek" icermez. Ayrica bilim zaten fenomeni degil, onun fonksiyonunu ortaya koyar. Bence sen fenomeni "madde" temelli bir klasik kavram ile sinirlamaktan vazgec. Cunku bilim bu anlamda maddeyi degil, onun fonksiyonunu/davranisini ortaya koyar. Ustelik felsefi olarak maddenin ne oldugunun da ortaya ortak bir konmuslugu yoktur. Neyse tamam son cunleni ele alalim ve kabul edelim. Madem oyle diyorsun, demekki ben cumleni yanlis anlamisim.
-
Canlilik maddenin degil, fenomenin gozlem veren davranislarindan biridir. Enerji ile madde arasindaki, senin alginda; fark nedir? "Rastgelelik ve duzensizlik" senin alginda nedir? Hangi duzenin duzenligi alinan olcumdur? Eğer bir sistem tamamı ile düzenli ise entropisi sıfır olabilir. Yukaridaki "fayda/faydali is" algisini belirleyen nedir? "Tamami ile duzenli sistem" ne demektir? Buna kim/ne karar verir?
-
Yine burda bir indirgemeci mantik soz konusu. Sana bir ornek vereyim. Dunya bir kelimedir, ama kelime bir dunya degildir. Yani "kap ve icerik" olarak biri digerini bunyesinde barindikrir. Degisim evrimi bunyesinde barindirmaz, ama; evrim degisimi bunyesinde barindirir.
-
Degisim zaten hareketin kendisidir. Degisim olmadigi an yoktur. Ben de ikinci cumlene yonelik yazmistim. Cunku sen degisim ile evrimi ozdes tutmustun. Evrim degisime ozdes degildir. Evrimde baska gozlem veren faktoirlerde vardir. Yani degisim, donusum ve baskalasimin yaninda bir olusum soz konusudur. Burdan da evrimin teori ve olgulari ortaya cikar.
-
Aynen. Bsligin konusu ya da kavramlari ile ilgili bir seyler yazacaksan, bakariz. Istersen bir defaki sefere bakalim. Kim once "veruimsiz/kisiye yonelen tarttisma" ya yoneliyor? Ilk yonelen, kendince nedenini aciklasin; var misin? Cunku ben genelde ve kisiligime "sun" seklinde yonenilmedikce, bir kisisel yonelim gostermem. Cunku bu tip yonelimler; Ne bir bilgi ne birt dusunce icerir. Bassliktan ve konudan kopar Karsiliklisavunu/saldiriyas donusur. Sonucta da bir dogmatik polemik ortaya cikar. Amacimiz, argument yani tartiosma degil, discussion yani konu ve kavram uzerinde verimli bilgi/dusunce alis verisi olsun.
-
Neyse burada cok acik ve net bir noncognitivizm gozlemi aliyorum. Cagdas olmak etik olmak bilimselve bilissel olmak ve daimi beyinde yer alani sorgulamak ve cagin yenilenisine gore yenilemek, sorgulanmazlari sorgulanir kilmak, bilincaltinda otomatiklesmis dusunce ve davranislarin farkina ve bilincine varmak neyin ne oldugunun/olmadigionin bilisselliginde olmak v.s. herseyden once bir, birey bilinci, ozgur irade, determinizm, kararlilik azim, caba ve gayret isi. Bunlara paralelolarak ta bilgi ve bilgiye aclik isi. Bu da ancak bilerek isteyerek ve neyi neye gore masil ve neden istendigini bilerek oluyor. Yoksa zihinsel degisim ve devrim cok kolay olurdu. Degisim zaten olandir, bunusenin gibi klasik bilimden kalma cagdisi degerlerle degerlendiren bir beyin icin, ancak bir ironik algi olur. Neyse ben yazayim da, en azindfan yazilanlaradirek itiraz etmek yerine, belki bir yerde birgun "yahu iyi guzel itiraz ediyorum, karsi cikiyorum da, neye neden karsi ciktigimi bile bilmiyorum. Sadece inandigim dogrularimi inatla savunmaktan baska bir sey yapmiyorum," seklinde bir farkindaliga erersin de, bu da yanitlarina gozlem olarak yansir. Yoksa sen dogmalarina alisilagelmis degerlerine bilincalti sartlanmisliklarinin otomatik dusuince ve davranislarina "tek dogru, benim dogrum/benim bildigim" v.s. seklinde sarilmaya devam edersen, senin adina yolun sonu demektir.
-
Serbest dusunur, freethinker ve free thinker oldugumu hatirlatirim. Yani ben hic bir sekilde bir inancin ideolojinin, politikanin v.s. ya da tutucu bir etigin ya da bir kavramin felsefenin v.s. tutsagi degilim. Ustelik, tum serbestligim gelisen degisen ve yenilenen caga uygun degisiyor, gel;isiyor ve yenileniyor. Ayrica unutma bir seyin ne oldugunun farkina bilgisine ve bilincine varmak, ondan kolayca kurtulmayi ve arinmayi sagliyor. Eger bir kavramin cagdas olarak anlam ve icerigini bilmezsen, ondan kurtulamaz ve beynini serbeste erdiremezsin. Yani tam senin oneredigini ben yapiyorum, sen ise yapamiyorsun. Cunku mesela basta madde kavraminin tanimini anlam ve icerigini ortaya koyamiyorsun ki, bu kavramdan serbest kalabilesin. Sonucta bir kavramdan serbest kalmak, ona olan tarafli ifade bagimliligindan (materyalist ya da degil) kurtulmak demektir. Zaten bunu algilayabilirsen, asil kurtul dedigin ve ozgur kil dedigin mumkun olur. Yani kavramin disindan kavrama bagimlikalmadan onu kavram olarak degerlendirebilirsin. Aksi yani kavrama bagimlilik sadece onun tarafli ifadesidir. Mesela inanc kavramindan serbeste ermek demek, bu kavrami her turlu sorunu ile birlikte inanc disindan ortaya koymak demektir. Inanc kavramina bagimlilik ise onu inancsizliga ya da inancliliga bir taraf olarak tasimaktir. Iste inanc kavramindan serbestlik ve inanc kavrami ile ilgili disindan serbestce dusunebilme, ancak bu kavramin cagdas, her yonlu anlam ve iceriginin bilinmesi ile mumkun olur.
-
Soyutlamak eylemini "soyutlama ve soyutculuk" farki olarak cok iyi algilamak gerekir. Soyutlamak, bilimin ana eylemlerinden biriyken, soyutculuk tam da bilimdisi olan akilciligin inanc ve ideolojileridir. Genelde metafizik yani varliksal karakterdedir. Etigi/estetigi de icerir. Bir nesnenin herhangi bir özelliğini diğerlerinden ayırarak tek başına ele alan ansal işlem felsefede soyutlama olarak adlandırılır.Bir bilgi yöntemi olarak, soyutlamayı insan zihni yapar. Ancak diyalektik soyutlama anlayışı ile idealist soyutlama anlayışı birbirine tamamen zıtlık gösterir. Gerçekte soyutlama, bilme sürecinde zorunlu bir yöntemdir. İdealizme düşmeksizin gerçekleştirilen soyutlama, bilimsel soyutlamadır.Kavramlar, soyutlamalarla elde edilirler. Ama nesnel gerçeklerle denenir ve doğrulanırlar. Soyut kavram ve düşüncelerin hakikiliklerinin ölçütü insansal pratiktir. Soyutlamada aşırılığa varmaya ya da soyutlamaları kötüye kullanmaya soyutçuluk denir. Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır.Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dilbilim, sinirbilim (neuroscience), yapay zekâ, dilbilim, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.
-
Neyse ilk cumlen ile yine kendi ozelligini desifre etmissin. Maneviyat:- Maddî olmayan, manevî şeyler demektir. Maddi olmayan manevi seyler algi olarakiki tuirludur. Birincisi, moral, halet-i ruhiye v.s. temelli psikolojik durum. Ikincisi fizik otesi olan ruhsa ldurum. Bunlardan hangisi ve konunun bilimsel olarak kavram temelinde "beyinde sorumlu yorelerin varligi" ne demektir?
-
Ilk cumlen olduykca sasirtici ve tamamen bilim disi. Sanki insanoglunun inanc ile dogduguna isaret ediyor. Inanc sadece ve sadece yasamdan ogrenilir. Ya ogrenilen pozitif olarak kisice korunur, ya da karsi cikilir ve terd edilir. "Maneviyat" kavrami ile de neyi kast ettigini anlayamadim. Eger dini bir icerigi varsa, o da yasamdan ogrenilir. Insanoglu kavramsal bilgi olarak her turlu soyut ve somut adi, tanimi kavrami yasamdan ogrenir. Burada anlasilan tek sey tum yazdiklarini bilimselolmadigidir.