Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Başkale’deki eylemde, 16 asker öldü, 21 asker yaralandı HPG BİM, 6 Ekim günü Van’ın Başkale ilçesine bağlı Kani Spi Karakolu’na yönelik gerçekleştirilen eylemde, 4’ü rütbeli olmak üzere 16 askerin öldürüldüğünü, 21 askerin de yaralandığını açıkladı. 8 Ekim 2015 Perşembe 14:57 BEHDİNAN - ANF HPG BİM, 6 Ekim günü Van’ın Başkale ilçesine bağlı Kani Spi Karakolu’na yönelik gerçekleştirilen eylemde, 4’ü rütbeli olmak üzere 16 askerin öldürüldüğünü, 21 askerin de yaralandığını açıkladı. HPG BİM söz konusu karakolun da kullanılmaz hale geldiğini belirtti. Gerilla eylemlerine ilişkin yazılı bir açıklama yapan HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) şunları kaydetti: “7 Ekim günü saat 08.30'da Medya Savunma alanlarımızdan Xakurkê alanı sınır hattında bulunan Durê karakolunda bulunan askerlere yönelik gerilla güçlerimiz bir suikast eylemi gerçekleştirmiş ve 1 asker öldürülmüştür. 27 Eylül gününden itibaren işgalci TC ordusunun Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Mergê Zerê, Geliyê Dostki ve Binbir alanlarında girmek üzere başlattığı ve ciddi bir ilerlemeye kaydedemeyen operasyonu halen etmektedir. 7 Ekim günü saat 12.00'de Medya Savunma alanlarımızdan Zap bölgesi sınır hattında bulunan Gırê karakoluna yönelik gerilla güçlerimiz bir eylem gerçekleştirmiştir. Karakola ait bir kule hedef alınarak etkili bir şekilde vurulmuştur. Gerçekleştirilen bu eylemde ölü ve yaralıların sayısı netleştirilemezken; karakolun mobese kameraları da imha edilmiştir. YJA STAR GERİLLALARINDAN SUİKAST EYLEMİ 7 Ekim günü saat 12.30'da YJA Star gerillalarımız, Medya savunma alanlarımıza bağlı Zap bölgesi sınır hattında bulunan Tepê Ortê karakoluna yönelik bir suikast eylemi gerçekleştirmiş ve 1 asker öldürülmüştür. ÖZALP’TA YAŞAMINI YİTİREN GERİLLALAR ANISINA EYLEM 6 Ekim günü saat 18.30'da Van'ın Başkale ilçesine bağlı Kani Spi karakoluna yönelik gerilla güçlerimiz tarafından Beytüşşebap ve Özalp'ta şehit düşen arkadaşlarımızın anısına yapılan eylem, dün tarafımızdan kamuoyuna açıklanmıştı. Bu eylemin detayları kapsamında; Eylemden bir gün sonra TC ordusu 5 zırhlı araç ile eylem alanını ablukaya almıştır. Kapsamlı düzenlenen bu eylemde 4'ü rütbeli olmak üzere 16 asker ölmüş, 21 asker de yaralanmıştır. Bu Karakol kullanılamaz hale gelmiştir. KORUCULAR BİR GERİLLAYI KATLETTİ Kopuk olan gerillamız Şiyar, eylem alanından belirli bir mesafe uzaklıkta korucu başı Selam Demir ve yanındakilerle karşılaşmıştır. Şiyar arkadaşımızın tüm uyarılarına uymayan ve saldıran korucu başı Selam Demir Şiyar arkadaşımızı arkadan vurarak şehit etmiştir. Bu korucu başı sivil iki insanı da vurarak yaralamıştır. Doğu Kürdistan'dan 2007 yılında özgürlük mücadelemize katılan ve yetkin bir gerilla olarak mücadelesini büyüterek sürdüren Şiyar arkadaşımıza karşı yapılan bu saldırı ve komplonun kesin hesabı sorulacaktır. Son 2 gündür TRT Gabar, Gırê Cotyar, Zıvıngê ve Fındıkê de bulunan Taburlar; genel Gabar alanını obüs ve havanlar ile bombardımana tabi tutmuştur. 7 Ekim günü saat 17.00 ile 19.30 arası Amed Farqin (Silvan) ve Batman arasında bulunan İpekyolu’nda gerilla güçlerimiz tarafından yol kontrolü eylemi düzenlenmiştir. Çok sayıda aracın toplandığı kontrol eyleminde korucuların içinde bulunduğu bir araç kaçmaya çalışmış uyarı ateşi ardından darbelenen araç durdurulmuş, burada 1 adet Kalaşnikof silahı, 5 adet dolu şarjör ve 1 adet hücum yeleğine ve araca el koyularak korucu serbest bırakılmıştır. Olay ardından yine kaçan korucu köprüden düşerek yaralanmıştır. BİTLİS’TE KARAKOLA ÜÇ KOLDAN EYLEM 7 Ekim günü saat 08.00'de Bitlis merkeze bağlı Qenexder köy karakoluna yönelik gerilla güçlerimiz tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. 3 koldan gerçekleşen eylemde, karakol binası ve nizamiyesi hedef alınırken, bir kol da suikast vuruşları yapılmıştır. Karakol ve nizamiyesine yönelik etkili vuruşlar sonucunda net 2 asker ölürken 1 akrep zırhlı araç ve 1 tank, orta otomatik silahlarla vurulmuştur. Çok sayıda askerin öldüğü ve yaralandığı eylemde detaylar netleştirilememiştir. Başarılı bir şekilde sonuçlanan eylem, Şehit Serhat ve Şehit Serxwebun yoldaşlarımız anısına gerçekleştirilmiştir. Muş merkez ve Kop (Bulanık) yolu üzerinde son birkaç gündür Pızınga, Andak ve Vanık köyleri korucuları tarafından kimlik kontrolleri yapılarak halk üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yine bu bölgelerdeki karakollara ait askerler tarafından da pusulamalar yapılmaktadır. TÜRK ORDUSU ERZURUM’DA OPERASYON BAŞLATTI 7 Ekim günü Erzurum'un Karayazı ilçesine bağlı Reşo, Mêrgaxellê ve Alicar köyleri kırsal alanlarında TC ordusu tarafından kapsamlı bir operasyon başlatılmıştır. Bu operasyon hala devam etmektedir.
  2. Sokağa çıkma yasakları boyunca 45 sivil katledildi. ANKARA (DİHA) - AKP'nin 12 Ağustos'tan bu yana parça parça hayata geçirdiği OHAL uygulaması olan "sokağa çıkma yasakları" şimdiye kadar 8 farklı merkezde ilan edildi. 36 günlük sokağa çıkma yasaklarında aralarında bebek, kadın ve çocukların da bulunduğu 45 sivil devlet güçleri tarafından katledildi. Bu tabloda en ağır bilanço 8 günlük yasağın sürdüğü ve 22 kişinin yaşamını yitirdiği Cizre'de yaşanırken, Bismil'de üç kez ilan edilen ve 4 gün süren yasak süresince ise aralarında 8 yaşındaki çocukların da bulunduğu 8 kişi katledildi. AKP tarafından devreye konulan savaş konseptinde Kürdistan kentlerinin tamamında savaş görüntüleri yansırken, neredeyse her gün bir merkezde ilan edilen sokağa çıkma yasakları iel de katliam bilançoları ağırlaşıyor. Temel hak ve özgürlüklerin tamamen askıya alındığı sokağa çıkma ilanları, hukuki açıdan da "Olağanüstü Hal" yetkileri olmadan bu yetkinin kullanılması anlamına geliyor. Darbe dönemlerinin ardından uzun süre uygulanmayan yasak, 2014 yılında Kobanê serhıldanları döneminde tekrardan devreye konulurken, yasağın ilan edildiği kentlerde onlarca kişi yaşamını yitirdi. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın "Şiddet misliyle karşılığını bulacaktır" açıklamasının ardından gerilla eylemleri sonrasında Kürdistan kentlerinde bir bir uygulanmaya başlanan yasak süresince yüzlerce hak ihlali de yaşandı. İlk olarak Muş'un Varto ilçesinde ilan edilen yasağın ardından Silvan, Yüksekova, Cizre, Sur, Bismil, Hani, Nusaybin ve Lice'de ilan edilen 36 günlük sokağa çıkma yasaklarında saldırılar katliamları da beraberinde getirdi. Bu katliamlarda aralarında bebek, çocuk ve kadınlarında da bulunduğu 2'si HPG'li 47 kişi katledildi. Silvan'da ilk yasak 3 can aldı Muş'un Varto ilçesinde, 12 Ağustos günü ilan edilen yasak iki gün sürdü. Yasağın sürdüğü süre boyunca şiddetli saldırıların olduğu ilçede, yasağın ardından ortaya savaş görüntüleri çıkarken, 2'si sivil 4 kişi polislerce infaz edildi. Varto'daki yasak daha kalkmadan aynı saatlerde bu kez Diyarbakır'ın Lice ilçesinde iki günlük ardından da Silvan'da süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Silvan'da, 18 Ağustos'a kadar süren iki günlük yasak sürecinde Tekel ve Konak mahalleleri başta olmak üzere ilçenin birçok bölgesindeki polis-asker saldırısında 3 sivil katledildi. Yaşamını yitirenler arasında atılan el bombasının sesinden kaynaklı kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren 80 yaşındaki Hanife Durak ile 60 yaşındaki Veysi Toraman da bulunuyordu. Yüksekova'da önce yasak 5 dakika sonra da saldırı Silvan'da 18 Ağustos'taki yasağın ardından 24 Ağustos'taki ikinci yasakla birlikte yeniden katliam girişiminde bulunuldu. Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde ise 27 Ağustos'ta valilikçe Orman, Mezarlık ve Kışla mahalleleri için saat 23.30'da alınan sokağa çıkma yasağı kararından 5 dakika sonra başlayan asker ve polis saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi, en az 20 kişi de yaralandı. Cizre'de yasak katliam getirdi Cizre'de 4 kişinin keskin nişancılar tarafından hedef alınarak öldürülmesinin ardından 4 Eylül gecesinden itibaren "süresiz" sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasağın ardından başta Nur, Cudi, Yafes ve Sur mahalleleri olmak üzere kentin dört bir yanından asker ve polis saldırısı başlarken, saldırılar evlere top atışı yapılacak düzeye kadar ulaştı. İlçede 8 gün boyunca devam eden yasak sürecinde topyekûn bir devlet saldırısına karşı büyük bir halk direnişi sergilendi. Saldırılarda aralarında 35 günlük bir bebek, kadın ve çocukların da bulunduğu 22 kişi katledildi. Yaşamını yitirenler arasından 7 çocuk annesi 53 yaşındaki Meryem Süne, 35 günlük bebek Muhammed Tahir Yaramış da bulunuyordu. Günlerce cenazelerin defnedilmediği ilçede cenazeler, buzdolaplarında ve derin dondurucularda tutuldu. Cizre'deki 8 günlük yasağın ardından katliamda yaşamını yitirenler yüz binlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle son yolculuklarına uğurlandı. Yasak 7 yaşındaki çocuğu vurdu Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 6 Eylül günü ilan edilen ve 7 Eylül sabahına kadar süren yasakta ise polisin açtığı ateş sonucu Hasırlı Mahallesi'nde Abdullah Erdem (25) isimli genç ve 7 yaşındaki E.G. isimli bir çocuk, karnına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. 8 Eylül günü de Bismil'de ikinci bir emre kadar süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Silvan, Sur ve Cizre üçlemesi 10 Eylül'de Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde ikinci kez "Süresiz" sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Gün boyu süren yasak sürecinde daha önce 4 kişinin yaşamını yitirdiği mahallelere dönük şiddetli saldırılar oldu. Cizre'deki 8 günlük yasağın ardından Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 13 Eylül'de ikinci bir yasak getirildi. Yasak kararının alınmasının hemen sonrasında ise başlayan polis saldırısında yine savaş görüntüleri yaşanırken, Sur'daki yasakla birlikte aynı gün Silvan'da üç mahalle için üçüncü kez yasak kararı alındı. Bismil'de yasak saldırı iç içe Bismil'de, 27 Eylül'de ikinci yasak ilan edildi. Yasağın getirilmesinin hemen ardından dört mahallede polis-asker saldırısı başlarken, Avaşin Mahallesi'nde yaşayan Şimşek ailesine ait eve bomba atıldı. Bombalama sonucu 8 yaşındaki Elif Şimşek adlı çocuk yaşamını yitirdi, aynı aileden 5 kişi de yaralandı. Aynı gün evinin önünde bulunduğu sırada polislerce tarandıktan sonra ağır yaralanan Agit Yıldız (22), kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. 8 yaşındaki Elif Şimşek'in yaşamını yitirdiği yasağın ikinci gününde sonra parkta oturan Berat Güzel adlı bir çocuk aynı gece Halil Kurtiş isimli 19 yaşındaki genç katledildi. Yasak boyunca 2'si çocuk 4 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından 29 Eylül sabahı yasak kaldırıldı. Saldırı ve yasak ilçeden ilçeye kaydırıldı Bismil'deki yasak ve katliamın devam ettiği sırada Diyarbakır'ın bir başka ilçesi olan Hani'de de ilçeye bağlı 9 mahallede bir gün süren yasak ilan edildi. Aynı şekilde Mardin'in Nusaybin ilçesinde 1 Ekim günü Bagok Dağı yakınlarında ve girişinde bulunan 4 mahallede ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı kararı alındı. Bu karardan birkaç saat sonra ilçe merkezi için ikinci sokağa çıkma yasağı getirildi. Yasağın ikinci gününde Fırat Mahallesi'nde (Koçeran) yaşayan 50 yaşındaki Ahmet Sönmez, evinin dış kapısının önünde kurşun yağmuruna tutularak katledildi. Aynı saldırılarda Şahin Turan'ın (27) da polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. İlçedeki yasak 6 gün boyunca devam etti. Silvan'da ikinci yasak 4 can aldı 2 Ekim günü de Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde dördüncü kez yasak kararı getirildi. Bu yasağın devreye konulduğu ilk gün aralarında 16 yaşındaki Vedat Akcanım'ın da bulunduğu 4 kişi yaşamını yitirirken, 7 yurttaş da yaralandı. Silvan'daki yasak 6 Ekim günü kaldırılırken, Lice'de yürütülen askeri operasyon kapsamında 5 Ekim günü 6 mahallede bir gün sürecek olan sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bismil'de yasak kararı sonrasında 4 infaz Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde iki kez ilan edilen ve 2'si çocuk 4 kişinin katledildiği yitirdiği sokağa çıkma yasağı, 6 Ekim günü üçüncü kez yeniden getirildi. Yasağın getirilmesinin hemen ardından Rojava Mahallesi'nde ağır silahlarla yapılan saldırılardan kaçan 4 genç, sığındıkları evin odunluğunda infaz edildi. İnfaz sonrası cenazeleri battaniyelerle zırhlı araca koyan polisler, bu şekilde cenazeleri getirerek, devlet hastanesi morguna bıraktı. Böylece, değişik ilçelerde ilan edilen 36 günlük yasakta, 47 sivil katledildi.
  3. Bismil'de çatışmanın izleri gün ağarınca ortaya çıktıDiyarbakır'ın Bismil ilçesinin 4 mahallesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan ve 4 terörist ile çok sayıda mühimmatın ele geçirildiği çatışmanın ardından bölgedeki ev, iş yeri ve araçlardaki kurşun izleri görüntülenirken, çatışmanın izleri gün ağarınca ortaya çıktı. Diyarbakır Valiliği'nce, Bismil ilçesinin Ulutürk, Dumlupınar, Tekel ve Fırat Mahallelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra bölgeye giden güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çatışma çıkmış ve 4 terörist öldürülmüştü. Çatışmada öldürülen bölücü terör örgütü mensuplarının üzerlerinde yapılan aramada, 2 Kalaşnikof marka silah, bu silahlara ait 2 adet şarjör ve 70 adet fişek ile 15 adet el yapımı bomba ele geçirilirken, daha sonra yapılan aramalarda 2 adet Kalaşnikof marka silah, 8 adet Kalaşnikof marka silaha ait şarjör, 2 bin 800 adet Kalaşnikof marka silaha ait fişek, 494 adet av tüfeği fişeği, 230 adet M-16 marka silaha ait fişek, 100 adet Kanas marka silaha ait fişek, 8’i zırh delici olmak üzere toplamda 9 adet roketatar başlığı, 9 adet roket sevk fişeği, 3 adet kullanılmış roketatar başlığı, 13 adet yangın tüpüne hazırlanmış el yapımı bomba, 18 adet demir profile hazırlanmış el yapımı bomba, 3 adet havai fişek rampası, 2,5 litre benzin, 1 adet bilgisayar ile çeşitli kişisel eşyalar ele geçirilmişti. Gece sabaha kadar zaman zaman sıcak temasın yaşandığı ilçede 4 bölücü terör örgütü mensubunun öldürüldüğü bölgedeki çatışma izleri İHA kamerası tarafından kaydedildi. Çatışmanın ardından bölgede bulunan bir çok ev ve iş yeri ile araçta maddi hasar olduğu ortaya çıktı. Gün ağardıktan sonra çatışma izlerinin ortaya çıktığı Bismil ilçesinde teröristlerin vurulduğu odunluk ve etrafında çok sayıda boş kovan olması dikkatleri çekerken, olay yakınındaki duvarlara da yazılar yazıldığı görüldü.
  4. Diyarbakır'da dört yerde sokağa çıkma yasağı Kaymakamlık kararı ile 12.00'den itibaren Ulutürk, Tekel, Dumlupınar ve Fırat Mahalleleri'nde ikinci bir duyuruya sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bismil'de, güvenlik güçlerinin operasyonları devam ediyor. Yasağın uygulandığı, 4 mahalleye çıkan sokak girişlerinde kazılan hendekler güvenlik güçleri tarafından kapatılırken, barikatlar da kaldırıldı. İlçedeki sokağa çıkma yasağıyla birlikte operasyonlar da devam diyor. ................................................................................................................................................................... Silopi'de yedi mahallede sokağa çıkma yasağı Şırnak Valiliği, Silopi ilçesindeki yedi mahallede bu akşam 20:00’den itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Valilikten yapılan açıklamaya göre yasak Nuh, Başak, Barbaros, Yenişehir, Karşıyaka, Şehit Harunboy ve Yeşiltepe mahallelerini kapsıyor. Açıklamada, ‘bölücü terör örgütü mensuplarının yakalanması, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması’ gerekçe gösterildi. Valilik ayrıca, Silopi’de yer alan ve Irak’la geçişi sağlayan Habur sınır kapısının da kapatıldığını duyurdu.
  5. Silvan, Nusaybin, Lice AKP faşizmine direniyor Amed’in Silvan ve Lice, Mardin’in Nusaybin ilçelerindeki direnişe AKP hükümeti ağır silahları kullanarak saldırırken her üç ilçede de direniş sürüyor. 4 Ekim 2015 Pazar 12:29 AMED - ANF AKP hükümeti Kürdistan’da ilan edilen öz yönetimlere karşı saldırılarını bugün Amed’in Lice ve Silvan, Mardin’in ise Nusaybin ilçelerinde yoğunlaştırdı. Her üç ilçede ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ederken Türk polisi terör estiriyor. NUSAYBİN Mardin’in Nusaybin ilçesinde de Türk ordu ve polisi ağır silahlarla mahallelere ateş açarken yüksek binalara yerleştirilmiş olan keskin nişancılar da şehirde terör estiriyor. İlçeden gelen bilgilere göre hükümet konağının bulunduğu noktada Abdülkadir mahallesi Kanarya sokağa tank atışı yapıldı. Görgü tanıkları sokakta en az 7 patlama yaşandığı bildirildi. Evlerin hasar gördüğü patlamaların ardından ilk bilgiler 1’i ağır 3 kişinin yaralandığı yönünde. Bölgede yaralıların hastaneye, Türk özel timlerinin keskin nişancı ateşi nedeniyle hastaneye kaldırılamadığı haber veriliyor. Öte yandan Yeni Turan Mahallesindeki Sakarya caddesinde çok sayıda özel harekat timi akrep tipi zırhlı araçlardan çevreye ateş açıyor. Mahalle sakinleri evlerine kapanırken birçok evin açılan ateşten hasar gördüğü bildirildi. SİLVAN Amed’in Silvan ilçesinde gençler öncülüğünde halkın başlattığı direniş sürüyor. İlçede helikopterler sık sık alçak uçuş gerçekleştirirken şehrin üzerinde keşif uçakları dolaşıyor. Mahallelerden aralıklarla silah sesleri geliyor. Silvan’da yaşananları aktaran gazeteciler de Türk polisinin hedefine girdi. Polis iki gazeteciyi gözaltına alırken ilçede bulunan gazeteciler için de sokağa çıkma yasağını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltı kararı çıkarıldı. LİCE Diyarbakır valiliği Lice’ye giriş-çıkışları yasakladı. Bu sabah 05.00’ten itibaren giriş-çıkış yasağının olduğu 6 mahallede, Devlet güçlerinin saldırıya hazırlandıkları belirtiliyor. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Lice ilçesinde Konuklu, Yaprakköy, Ahmetbey, Yünlüce ve Gürbeyli, Hamzabey mahalleleri, Türbe Komları, Recep Komu ile Namber’de operasyon düzenleneceği belirtildi.
  6. Gerilla eylemlerinde onlarca asker öldürüldü BEHDİNAN - ANF /ANF 2015-10-07 14:20:01 HPG Basın İrtibat Merkezi, Türk ordusunun saldırıları ve gerilla eylemliliklerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada HPG ve YJA Star gerillalarının gerçekleştirdiği eylemlere ilişkin şunlar belirtildi: “6 Ekim günü saat 07.00'de Gerillalarımız Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Memira köyünde bulunan Turkcell, Vodafonê ve Avea'ya bir baz istasyonuna yönelik bir sabotaj eylemi gerçekleştirmiş ve baz istasyonu imha olmuştur. 6 Ekim günü saat 17.00'de Şırnak'ın Gundikê Melle alanından Çiyayê Filla alanına gelen TC ordusuna yönelik Gerilla güçlerimiz bir eylem gerçekleştirmiştir. Gerçekleştirilen bu eylemde 1 asker öldürülmüştür. Gerçekleştirilen eylem sonrasında Gundıkê Melê ve Çele Nımija karakolları; Çiyayê Fılla alanını obüs, havan ve tanklarla bombalamıştır. Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Mêrgezerê, Gelîyê Doskî ve Binbir alanlarında TC ordusunun gerçekleştirdiği operasyon devam etmektedir. BAŞKALE’DE 4 ASKER ÖLDÜRÜLDÜ 6 Ekim günü saat 10.00'da Van'ın Başkale ilçesine bağlı Kısımlı karakoluna yönelik Gerilla güçlerimiz tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Karakola erzak götüren kamyon etrafındaki askerler hedef alınmış ve 2 asker öldürülmüştür. Ağır silahlarla da karakolun vurulduğu eylemde ayrıca karakol nöbetçisi olan 1 asker ve geri çekilme esnasında da hedef alınan 1 asker olmak üzere toplam 4 asker öldürülürken 1 asker de yaralanmıştır. Bu eylem son süreçte şehit olan arkadaşlarımız anısına yapılmıştır. KANİ SPİ KARAKOLUNA YAPILAN EYLEMDE ONLARCA ASKER ÖLDÜRÜLDÜ 6 Ekim günü saat 18.30'da Van'ın Başkale ilçesine bağlı Kani Spi karakoluna yönelik Gerilla güçlerimiz tarafından Beytüşşebap'ta şehit olan arkadaşlarımızın anısına bir sabotaj eylemi düzenlenmiştir. Karakola ait bulunan iki lojmanlardan birinde 45 asker bulunmaktadır. Patlayıcı yüklü aracın infilak ettirilmesi sonucu karakol binası ve bir lojman tümden imha olmuştur. Sonrasında orta otomatik ve ferdi silahlarla karakoldaki askerler de yaylım ateşine alınmıştır. Eylemde 1 gerillamız ile bağlantı kopmuştur. Özel savaş medyasında 7 askerin ve 4 korucunun öldüğünü yansıtmış, yine 4 gerillamızın şehit olduğunu haberleştirmiştir. Bu haberlerin gerçeklikle hiçbir bağı yoktur. Eylem sonucunda 10'larca ölüsü bulunan TC ordusunun kayıpları hakkında net bilgi elde edilememiştir. ÇEMÇE’DE OPERASYONA ÇIKAN ASKERLERE AĞIR DARBE 3 Ekim günü sabaha doğru saat 04.30 ile 05.30 arası savaş uçakları Ağrı'ya bağlı Çemçê alanını bombardımana tabi tutmuş ve sonrasında kara operasyonu başlatmıştır. Skorsky helikopterler ile Tepê Bızık, Tepê Livreş, Tepe Karargah, Horozkaya ve Arçıkdede alanına indirme yapan askerlerle bir saatlik çatışma yaşanmıştır. Yine Tepe Bızık alanında çatışmalar yaklaşık 6 saat sürmüştür. TC ordusu Kobra helikopterlerle ve havanlarla tepeye saldırı geliştirmiştir. Yaşanan çatışmalar sonucunda net 4 asker öldürülmüştür. Aynı zamanda saat 11.30'da da Tepe Karargahta bulan askerlere Gerilla güçlerimiz tarafından bir sızma eylemi yapılmış, 10 metrelik mesafeden ferdi silah ve el bombaları ile yapılan saldırıda net olarak 4 asker ölürken, yine aynı yerde ağır silahlarla yapılan vuruşlarda da 2 asker ölmüştür. Bir gün sonra 4 Ekim günü sabaha doğru saat 03.00'te TC ordusu Çemçe şehitliğini tank, top ve kobralar ile vurmuştur. 6 Ekim günü operasyon kısmi olarak geri çekilirken, arazideki gizli birlikleri ile yer yer operasyona da devam etmektedir. Bu operasyonda toplam 10 asker ölmüştür. BAZ İSTASYONLARI İMHA EDİLDİ 6 Ekim günü saat 10.00'da Kars'ın Sarıkamış ilçesine bağlı Handere köyün de bulunan Turkcell, Avea, TRT ve internet baz istasyonları bir Gerilla timimiz tarafından yakılarak imha edilmiştir. Yine bu köyde bulunan bir askeri bina da bulunan kimi askeri malzemeler yakılarak imha edilmiştir. ÇİÇEKLİ KARAKOLUNA SABOTAJ 5 Ekim günü saat 15.55'te Dersim merkeze bağlı Çiçekli karakoluna Şehit Destan suikast timi tarafından bir eylem gerçekleştirilmiş, burada net olarak 1 asker öldürülmüştür. 17 Ağustos'tan bu yana Dersim-Ovacık ve Dersim-Erzincan yolları Gerilla güçlerimizin denetimi altındadır.“ GERİLLA ALANLARINA BOMBARDIMANLAR DEVAM EDİYOR Türk ordusunun topçu saldırılarının sürdüğünü ifade eden HPG, “6 Ekim günü saat 16.00 - 21.30 arasında Medya Savunma Alanlarımızdan Avaşin alanı sınır hattında bulunan Bezelê karakoluna bağlı Sivri tepesi karakolu; Erdewê köyü, Geliyê Herki, Tepê Sor ve Bedewê alanlarını obüs, havan ve tanklarla bombalamıştır. Gerçekleştirilen bombardıman sonrasında Erdewê köyü arazisinde yangın çıkmıştır. Ayrıca Oremar karakolu 6 Ekim günü saat 21.00'dan itibaren Şehit Gafur alanını obüs, havan ve tanklarla bombalamaktadır. 6 Ekim günü saat 15.30 - 16.00 arasında Zap bölgesi sınır hattında bulunan Bilican karakolu çevresindeki alanları ağır silahlarla rastgele taramıştır.” 7 Ekim günü(bugün) Metina alanı sınır hattında bulunan Tepê Sor karakolu; Tepê Ortê alanı ve çevresine yönelik obüs ve havanlarla bir bombardıman gerçekleştirmiştir” dedi HAVA HAREKETLİLİĞİ SÜRÜYOR Keşif ve savaş uçağı hareketliliğine ilişkin de bilgi veren HPG, “6 Ekim günü saat 22.00 - 23.00 arasında Metina alanı üzerinde insansız hava araçları keşif uçuşları gerçekleştirmiştir. Ayrıca 7 Ekim günü saat 00.00 - 00.30 arasında Metina alanı, 6 Ekim günü Avaşin alanı, saat 15.30 - 16.00 arasında Zap bölgesi üzerinde savaş uçaklarının hareketliliği yaşanmıştır” diye belirtti.
  7. Kronolojik olarak Kur'an'ın ilk yazılan ayetin Alak suresinin birinci ayeti olduğuna inanılır: "Oku O yaratan Rabbinin adıyla!" Evet Kuran bu ayete gore, "Allah adiyle" okunacak. Iyide okumak yeterli degil ki! Nasil anlanacak ve uygulanacak? Sonucta yazan bir seyi her okuyan kendi beyin duzeyinin ya da kendisine dogumdan verilen degerlerin temelinde okur ve dolayisi ile her bir okuyan, ayni seyi okudugu halde de farkli algilar. Iste bu temelde "kuran'i anla ve uygula" degisim gosterir. Kur'an ayetlerinin ne şekilde anlaşılması ve yorumlanması gerektiği ile ilgili mezheplerin değişik görüşleri olmuştur. Kur'an ayetlerinin yorumlanmasına karşı çıkan ve sadece anlaşıldığı üzere ve dış şekliyle tatbik edilmesi görüşü; Selefilik ve zahirilik, Ayetlerde derin anlam ve işaretlerin bulunduğu ve asıl anlamlarının bunlar olduğu görüşü; Batıni-tasavvufi ve hurufi görüşler, Ayetlerin akıl ile yorumlanması, Akılcılar (mutezile), Ayetlerin akıl ve nakil ile birlikte yorumlanması; Hanefiler Ayetlerin nakil ile yorumlanması; Nakilciler, hadis ve sünnetçi (sünni)ler, Nakli reddeden ve sadece Kur'anı kaynak kabul eden Kur'ancılar. Bunlardan hangisi Anadolu tarihinin ve toplumumunun inanclilarinin "kuran'i anlamasi ve uygulamasi?" Burada ilginc olan "Benim her turlu rehberim, Kuran'dir" diyenlerin; aslinda soylendigi gibi Islam dininin en nicelikli toplumu olan sunniler olmadigi. Kur'ancılık (Arapça: قرآنيون‎ Qurʾāniyūn) ya da Kur'an Müslümanlığı sadece Kur'anı İslam'ın ana kaynağı olarak kabul edip diğer İslami kaynakları (Hadis, İcma, Kıyas, vb.) reddeden düşünce sistemi.[1] Kur'ancılar genel manada Kur'anın herhangi bir açıklamaya ihtiyaç olmaksızın anlaşılabileceğini, bunun yanında hadislerin korunmadığını, korunan kitabın ve sözün yalnız Kur'an olduğunu ve sağlam kabul edilen hadislerin dahi şüphe taşıdığını ve şüphe taşıyan hiçbir metnin dini kaynak olamayacağını iddia ederler.[2] Kur'ancılar bu düşüncüleriyle İslam'ın iki ana mezhebi olan Sünnilik ve Şiilik'ten ayrılırlar Turklerin musluman oluslari ve Anadolu'ya gelisleri temelinde tarihi olarak Anadolu topraklarindaki yaygin islam anlayisinin (bugunku araplastirma politikasini hesaba katmadan) en son Osmanli dahil, hangi temeldeki "Kuran'i anla ve uygula"oldugunu ortaya koyabilecek olan var mi? Evet, Kuran'i oku da; nasil ve neye gore anlayacak ve uygulayacaksin? Bu konuda, Muhammed, yukaridaki "anla ve uygula" lardan hangisini temsil ediyor, ya da etmiyorsa; bu konudaki onerisi nedir? Bu tarihte ilk defa ne zaman ve neden degismistir? Yani "kuran'i anlama ve uygulama" farklilik tartismasi ne zaman ve neden baslamistir? Burada "anlama ve uygulama" disinda acikca "Allah Adina ol ve oldur" dendiginde bu ayetin ya da surenin cesitli nedenler ile "es gecilmesi" ne zaman ve neden baslamistir?
  8. Burada konuya objektif bakildiginda algi sudur. Hic bir islam dini uygulayicisi, inaniri ve kuran dili ile iman edeni; ISID, El-Kaide, Taliban, B.Haram ve benzeri koktendinci orgutlenmelerin, tum yaptiklarina bakarak "bunlar islam degil/islam dini bu degil/Islam baris dini" v.s. bir aciklama getiremez. Cunku Kuran'da yazanlar, yukaridaki adi gecen koktendinci orgutlerin yaptiklarini onaylayacak sekilde anlanabilir ve uygulanabilir. Bunun boyle oldugunu dunya islam cografyasi gayet net gostermektedir. Ayrica boyle bir aciklama da, bu koktenci orgutler acisindan "islam degil/islam dini bu degil/Islam cihad dini" dir. Bunun da boyle oldugunu dunya 1970'lerden beri yasamaktadir. Dolayisi ile islamin ne olup/olmadigi iman etmenin ne olup olmadiginin rehberi kurandir. Fark, kuranda yazilanlari kimi oyle anlar ve uygular kimi boyle. Her farkli algilayan ve uygulayanin da digerine "islam bu degil" deme hakki yoktur. Cunku kuran da yazilanlar her bir sekilde anlanmaya da uygulanmaya da musaittir. Ayrica, kimsenin "islam degerleri ile kimsenin alay etme ya da bu degerlere hakaret etme hakki yoktur" demesi de, ancak bir ironi olur. Cunku kuran zaten kuran dili ile iman etmeyenlere her turlu hakareti yapmaktadir. Belki de bir gun bir yerde birileri Kuran'i "kendine hakaret ettigi" icin de dava edecektir. Son bir nokta da koktendincilik 1960 sonlari sahneye cikan El-Kaide ile ortaya cikmadi. Zaten Afganistan, Cezayir, Iran, Irak, Libya, Misir v.s. gibi ulkeler; o tarihler ile birlikte demokratiklesmek yerine, yonetim ve yonlenim olarak dini radikallesmeyi tercih ettiler. Yani Arap Yarimadasinin inanci, politik cikara ve devlet system ve idaresine tasimisliginin digger islam kokenli ulke ve toplumlarda temeli, bu koktendinci islam terorizmi ile parallel olarak baslamisti. Turkiye'de toplum ve yonetim olarak 1980 ler ile birlikte inancin, politik cikara donusumu gecisine basladi. Boylece islam ayni Arap yarimadasindaki ulke ve toplumlar gibi, inanctan cikip; politikanin ve politik system ve duzenin temelini koktendincilik olarak ele gecirdi. Turkiye de icinde bulundugumuz su gunlerde bu yolda hizla ilerlemektedir. Burada inanirlara buyuk gorev dusmektedir. Ya islam dini inancini ve imanini uygulamasini inancta tutacak ve politikanin bir somurusu olmasini onleyecek ve de sosyal olarak radikallesmek yerine demokratiklesmeyi benimseyecek ve bunun mucadelesini verecek; ya da tamamen radikallesmenin bir emir eri, kulu biatcisi ve itaat edeni olarak kalacaktir. Iste toplumumuzun ve farkli halklarinin ve kesimlerinin ivedi karar vermesi gereken nokta da burasidir. Nedir islam? Sadece inanir ve iman edenlerin, bir inanc ve iman uygulamasi midir? Baska inanc ve iman uygulama ya da inanmama ve uygulamamalari ile birlikte bir cografya ve toplumda demokratikleserek yasayabilir mi? Ya da bir devlet hukumet yonetim yonlendirimi olarak politik dinci cikarin getirdigi bir radikal tek duze baskasina yasam hakki vermeyen ve herkesi kendi Kuran'i anladigi ve uyguladigi gibi inancina ve imanina mahkum etme Adina cihad eden bir duzen/sistem midir? Herkes bu sorulari iyi dusunmeli ve yanitlamalidir, yarin basta ulke ve toplumumuz icin, cok gec olabilir.
  9. Bilidigi gibi Kuran ve icinde yazanlarile tarihteki farkli reel islam yasam iliski duzen sistem farki, Kuran'daki cagdisilik, bilimsel yer almayanlar celiskiler ve hatalar; Kuran'i "kalb ile iman ve dil ile ikrar" temelinde ve de algi ve uygulamadakiaklin ve yorumlarin kullanilmasi temelinde ve de "Kuran'da hic bir celiski yoktur, cunku Allah'in sozudur" sabit bilincalti ve degismez imanve inancida, bir pragmatisizm sezilmektedir. Yani her iman eden ve inanan, Kurani kendi inancini dogrulamak adina ve imanini percinlemek adina; bu dogrulama pragmatisizminde degerledirmektedir. Iste bu algidaki pragmatisizm bugun dunya capinda Kuran'in uygulanmasi olarak cok farkli uygulamalar icermektedir. Evet cunku bunlarin hepsinin reel de yansimasi Kuran'da vardir. O yuzden de zaten Kuran yerine gore yetmedigiicin hadisler v.s. ortaya atilmistir, farkli dallar ve ayni dalda farkli mezhrepler ortaya cikmistir. Zaten tum tartisma da, uygulama da herkesin kendi dogru algi ve iman pragmatisizmi temelinde vuku bulmaktadir. Burada bu iman ve inanc temelli dogrulamadaki pragmatisizmin algilanamamasi ve dogrulayana gore reel islamdaki dogrulanmayan uygulamalar, ancak "islam bu degil, islam baris dini" bahanesi ile gecistirilmekte ve her pragmatist acisindan da kendi dogruladiugi uygulama "gercek islam" olarak algilanmaktair. Buradakidiger bir sorun ise, kurana iman ve inancin; iman ve inanctan cikip; politik cikar ve somuru ve de dini temelli bir sistem duzen ve yasam ve iliski bicimine donmesi ve "kula kulluk" uygulamasidir. Yani Allahlarina olan kulluk, politik cikar ve somuru temelinde din sistem ve duzenini yasam ve iliskisini kendi dogru pragmatizmine gore yonlendirenlere kulluga donusmektedir. Cunku bu kullukyerine gelmezse cezasi olmek ya da katledilmek ya da uzvu kesilmek kisaca korku ve suru psikolojisinin kurbani ve kuluolmak ve buna biat ve itaat etmektir. Bu da zaten birey bilincinionleyen sosyal algiyi onleyen herkesi tek bir temelde yoneten veyonlendiren ve yonetenin ve yonlendirenin cikarina ve somurusune yoneliktir. Bugun islamin en buyuk sorunu bu pragmatisizmin politik cikarve somuru temelindeki guc otorite ve iktidar amacinin her turlu insanlikdisi ve vicdandisi uygulamayi kendikuran pragmatizmleriadina mesru ve mubah kilmaktir. Iste ISID ve benzeri gucler buna en guzel ornektir. Bu da zaten emperyalist zihniyetin her turlu cikari ile ortusmekte ve o yuzden de bu ayirici, bolucu katledici kuran pragmatisizmini beslemek, yetistirmek, yardim ve yataklik etmek ile sonuclanmaktadir. Buradaki asil vurgu, her yone cekilebilirliginin aslinda cekenlerce yararciliga gore olmasidir. Yani her farkli yone ceken, kendi imaninin dogruluk pragmatizizmini icermektedir. Zaten ilk katliam olan kerbela ve kuran'in farkli yorumlanmasi da bu pragmatisizm temelindedir. Buradaki pragmatisizm tamamen bir cikar ve somuruye dayanmaktadir. Bu cikar ve somurunun dindarlari da bunun bilincinde olmadan onlara sunulan islamin "gercek islam" oldugunu sanmakta vesaviunmakta ve digerlerine de "islam bu degil" diyebilmektedirler. Diger bir konuda 1960'lara kadar dindarlarin kendi pragmatisizmi mumkunken, bugun nerdeyse o da gitgide kisitlanmak eliyle, Turkiye'de dindarlarin o da giderek kisitlanan bu pragmatisizm hak ve ozgurlugu kalmistir. Cunku politik cikar ve siyasi duzen olarak kuran'daki toplumsal yonlendirim ve yoneltim agir basmis ve dindarlarin kendi pragmatisizmi hak ve ozgurluk olarak kisitlanmistir. Yani dindarlara bulundugu cografya ve toplumunun yonetici kadrosu olarak dayatilan ve mecbur kilinan bir hak ve ozgurluksuz din istismarli somurulu katliamli koktenci bir pragmatisizm soz konusudur.
  10. Yalniz burada ki ince fark; dini aciklamak ile, kisileri Kuran'a yada islama uymamakla ve istenilen musluman olmamak la suclamak ve de herkesi ayni kefeye koymak farkidir. Dolayisi ile burada bir yerde gorunurde olanlarin yanlislarini ortaya koymak gerekir. Mesela ISID'in. Iste burada ISID'dan yola cikip tum inanirlari ISID ile ozdeslestirmek ya da ISID'in yaptigini yapmamak ile suclamak farklidir. Bizim en temel ISID'dan farkimiz nedir? ISID kendisine taraftar kazanma adina, kendi yaptiginin Kuran'da yazdigini ve yapilmasi gerektigini soyler. Yani inanirlari radikal/kokenci politik vahsi islama davet eder. Bizlerde bunun yerine, ayni sekilde inanirlari "Kuran'a uymamak ile suclarsak ya da Kuran ile degerlendirirsek; onlari kazanmak yerine (insanliga vicdana barisa v.s.) onlari aynen, ISID'in ya da ayni mehvaldeki gruplarin kucagina "Bakin sizi davet ediyorlar, gidin" diye itmis oluruz. O yuzden bir inanir ile iliski kurarken herkes bu iliskideki din konusunu gundeme getirmenin amacinin ne oldugunu cok iyi algilamali. Milliyetcilikteki kurdleri itme, hatasini burada da tekrarlamayalim.
  11. Ayrica Kuran'dan harfiyen algiya gore; Hangi mezhep ve fikih cesidi; kendine gore mumin? Kendine gore, digerleri; Kafir, munafik, musrikdir? Kuranda olmayani Inanca gore degerlendirmek, imansizlik ile esdegerdir. Bu konuda bir kac aciklama var. Mumin- iman esaslarini kalb ile tasdik, dil ile ikrar. Iman ile islamin butunlesmesi Kafir- Kalben inkar ve tesvip edip, bunu dil ile soylemek. Kafir, muminin zittidir. Munafik- Dil ile iman ettigini soyledigi halde, kalbiyle tasdik etmeyen Kufur- Inanc esaslarini toptan ve temelden inkare ve tekzip etme. Sirke nazaran daha genel bir anlam ifade eder. Musrik- ZATINDA, SIFATLARINDA VE FIILLERINDE Allah'a es ve ortak kosan, ve onun ile birlikte baska ilahlar edinen kimse. Musrik, elh-i tevhid'in zittidir. Tevhit- Allah'ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma. ehli- evcil, uysal. Bizler dil ile soylemeyi, KALB YOLUYLA DEGIL DE; BEYIN YOLUYLA YAPTIGIMIZDAN butun bunlar bizim icin gecerli degil. KALB ILE TASDIK, DIL ILE IKRAR hakikaten kolay olmasa gerek! Cunku ufak bir sapma, yukarida aciklanan kavramlardan birine esdeger olmaktir. Mazallah vahsilesmektir. (Ehlinin zitti vahsidir) Dedigim gibi, buradaki anlamlar birer Kuran'a ve kalb ile imana ya da dil ile ikrara gore sapmadir. Yani MUSLUMAN BIR TEMELI OLMAYAN HIC BIR TEOLOJIK OLUMLU/OLUMSUZ GORUSU/INANCI v.s. ICERMEZ.
  12. ISID Kuran'i mi uyguluyor? Bunu algilayabilmek icin, ISID'in ne yaptigina ve bu yaptiklarinin Kur'an ile ortusup ortusmedigine bakmak gerekiyor. Kuran'dan; (2-191)öldür,(4-34)döv,(4-89 ve 91)öldür,(5-33)öldür-as-kes,(5-38)kes,(8-12)doğra-parçala,(9-5)öldür,(24-2)sopala-değnekle-kırbaçla,(47-4)boyunlarını vur... 4:93 - Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır. Demekki ISID'a gore oldurdukleri/katlettikleri muslumanlar mumin degil. Islam dinine gore/Kuran'a gore kim mumindir. Eger muminin kim olduguna dair tam bir aciklik yoksa; bu kimin hatasidir? 17:33 - Haklı bir sebep olmadıkça, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuştur. Demekki ISID'a gore katlettikleri "Allah'inin oldurmesini helal kildiklari" 5:33 - Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır. Demekki, ISID'a gore kendi inanclarindan olmayan diger muslumanlar" Allah ve Muhammed'e ve yeryuzunde fesat cikarmaya calisanlar" Neden digerleri icin ayni degil? Bunu uygulayanlar mi/ yoksa uygulamayanlar mi Kuran'i uyguluyor? 8:12 - İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, parmaklarına, parmaklarına vurun". Demekki ISID'a gore katlettikleri muslumanlar" kafir" Digerlerine gore kim kafir? Bir kafiri oldurmeyen, Kuran'a uymus oluyor mu? 47:4 - Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz. Iste ISID'da fidye istiyor. Allah yolunda olenlerin Yani ISID'A GORE TERORISTLERININ AMELLERI BOSA CIKMIYOR. ALLAH'ININ EMRINI UYGULUYOR. 2:191 - Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın. O fitne, öldürmeden daha şiddetlidir. Yalnız Mescid-i Haram yanında onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir. ISID'in uyguladigi "kafirin cezasi" 4:91 - Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik. ISID'in verilen emre uymasi. 4:89 - Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin. ISID'in uydugu emir. 9:5 - Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Isid'in uydugu emir. Tovbe edenleri bagislamak ETMEYENI OLDURMEK. Simdi, lutfen demogoji yapmadan ve KAFIRI BIR ATEIST, DEIST, AGNOSTIK V.S. DEGIL DE; ISLAMDAN YA DA KALB ILE IMANDAN SAPMIS BIR MUSLUMAN OLARAK DEGERLENDIREREK YANIT VER. kIM BU KURALLARI NEYE GORE UYGULUYOR/KIM UYGULAMIYOR? Islam dini mezhepler arasi savaslarin nedeni; BIR MEZHEBIN KENDINCE DIGER MEZHEBI MUMIN GORMEMESI DEGIL MIDIR?/ ONU KURAN'DAN KALB ILE IMANDAN "SAPMIS" OLARAK ALGILAMAK DEGIL MIDIR? Kuran'in YAZANLARI HARFIYEN UYGULAMAYAN VE DE KALB ILE IMANDAN "SAPANLARA" EMRETTIGI CEZAYI UYGULAMAK/UYGULAMAMAK KARARINI INANIR VEREBILIR MI? Mezhepler arasi katliamlar "verdigini" gosteriyor. Bu, Kuran'a gore kalb ile imandan sapmak degil mi? kisaca kuran'iniza gore inancsiz yok. Ya diger iki ibrahimi dinin inanci var, ya da KURAN'IN DEDIKLERINI HARFIYEN UYGULAMAYAN, KALB ILE IMANDAN SAPAN DIL ILE IKRARDA KENDI YORUMUNU YAPAN var. O yuzden KURANDAKI KURAN'IN KARSISINA ALDIKLARI; ATEISTLER, DEISTLER, AGNOSTIKLER V.S. DEGIL; KALB ILE IMAN ETMEYEN VE DIL ILE IKRARDA AKIL KULLANAN YA DA YORUM YAPAN MUSLUMANLAR.
  13. IŞİD ne istiyor? Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren silahlı bir örgüt. Selefi ideolojiye sahip IŞİD Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede Şeriat’a dayalı bir devlet kurmak istiyor. IŞİD ve lideri Ebu Bekir Bağdadi, ABD, AB ve Türkiye’nin “terörist örgütler listesi”nde yer alıyor. Selefîyye ya da Selefîlik, (Arapça: السلفية) Temelleri Takiy’ûd-Dîn İbn-i Teymiyyet’ûl-Harrânî tarafından atılmış olan İslâm Dîni İtikadî mezheplerinden biridir. Selef halefin tersidir ve tarihsel olarak önde olanlar anlamına gelir. Selefîyye, dinde selef kabul edilen kişilere hiçbir değişiklik yapmadan tâbi olmayı esas alır. Eş'ârîlik ve Mâtûridîlik kurulana kadar Sünni Müslümanlar itikadi yönden Selefîyye'ye bağlı sayılırdı. Müslümanlar arasında mezheplerin kurulmuş olduğu 8. ve 9. asırların öncesinde yaşayan sahabe ve tabiin gibi Müslümanlar Selefi kabul edilir ve doğru yolda olduklarına inanılırdı. İslam tarihindeki en eski hareketlerden biri olan Selefi gelenek; Ehli sünnet-i hassa, Ehli hadis, Ashabul hadis gibi isimlerle de anılmıştır. Hanbeliliğin de kurucusu olan imam Ahmed bin Hanbel ile ilk devresini yaşayan Selefilik, Harranlı İbn-i Teymiyye ile ikinci aşamasını geçirdi. Günümüzde de devam eden üçüncü kuşağın öncüsü, 18. yüzyılın başında doğmuş olan Muhammed bin Abdülvahhab'dır. Selefiyye terimi günümüzde çoğu kez Hanbeli ekolünden Muhammed bin Abdülvahhab'ın öğretilerini benimseyen ve İslam Coğrafyası'nda karşıtları tarafından yaygın şekilde Vahhâbîlik olarak tanımlanan inanç sistemine mensup kişileri tanımlamak için kullanılmaktadır. Selefîyye itîkâdî konulara aklın karıştırılması konusunda Mu'tezile mezhebinin tam tersidir. Mu'tezile mezhebi aklı birinci sıraya koymakla beraber akıl ile naklin çeliştiği durumlarda aklı kullanarak tevile gider ve genel olarak felsefeci bir tutum benimserken, Selefiyye mezhebi ise itîkâdî konularda akla yer vermez, sadece nakil (Kur'an ve Sünnet) ile hareket eder. Müteşabihler konusunda müteşabihi olduğu gibi kabul ederek, bu ayetlerde kastedilen mânâyı insanların bilemeyeceğini, konunun mânâsını Allah'a havâle ettiklerini belirtirler. Yukaridaki aciklamalardan anlasiliyor ki; selefiler/vahabilir. Birincisi, halefilige karsi selefiligi savunuyorlar. Ikincisi, mutezile yani akilciliga karsi da; nakilciligi savunuyorlar. Yine anlasildigi uzere, sunniligin mezheplerinden once selefilik gecerli idi ve tarihte en son bunu vahabilik temelinde ilk uygulayan, Osmanli Imparatorluguna karsi olarak S.Arabistan oldu. Yani halefilige karsi ayaklanma olarak. Buradaki "akil/nakil" ikileminden, selefilerin; Tamamen INSANOGLU BEYIN FONKSIYON VE YETILERINI HICE SAYIP; TAM BIR KURAN VE HADIS IMANINI savunmalari; INSANOGLU VARLIGINA, SELEFISINE KUL VE KOLE OLMAKTAN BASKA DA BIR SANS TANIMIYOR. Buradaki tum insani vicdani adil dusunce ve davranislar, sadece NAKLIN EMRIYLE YOK EDILIYOR. Bir yerde selefiler KENDINI KURAN KATLIAMLARINA HER YONU ILE TESLIM ETMIS, KOLELER.
  14. Su anda Irak'ta teror estiren ISID (Irak/Sam Islam Devleti)'in tum yaptiklarinin rehberi Kuran midir? Ya da Muhammed, diger halifeler ve sonraki SUNNI/SIA Islam devletlerinden farki var midir? Kendilerini SUNNI HALEFI diye tanitmaktalar. Kisaca ISID 7 asir oncesinin dunyasini cografi ve toplum olarak yeniden kurmak mi istiyor? Eger sunni muslumanlar ISID'a karsi ise, hangi konularda ve neden karsi?
  15. IŞİD'den militan adaylarına el kitabı! IŞİD, Batılı ülkelerden örgüte katılmak isteyen kişiler için rehber hazırladı. Kitapta kişilerin örgüte nasıl katılabileceklerinden giyecekleri kıyafete kadar pek çok başlık yer aldı. İnternetten dağıtılan 50 sayfalık el kitabında, Avrupa’dan örgüte katılacaklara gelirken nelere dikkat etmeleri gerektiği anlatılıyor. Suriyeve Irak’ta büyük bir alanda kontrolü sağlayan terör örgütü IŞİD, Türkiye Suriye’ye geçiş önlemini artırınca, Avrupalı cihatçılar için yeni bir kılavuz kitap hazırladı. “İslam Devleti’ne Hicret-2015” başlıklı 50 sayfalık İngilizce el kitabının kapağında Şanlıurfa Havaalanı, Akçakale Sınır Kapısı ve Rakka’nın işaretli olduğu bir harita kullanıldı. El kitabında örgüt sempatizanlarının yolculukta tercih etmeleri gereken yol ve yöntemler de, yanlarında neler bulunması gerektiği de ayrıntılı olarak anlatıldı. ‘Doğrudan uçmayın’ Habertürk’te yer alan habere göre, kitapçıkta Türkiye üzerinden Suriye’ye geçecek olanlara, ailelerine dahi yolculukları hakkında bilgi vermemeleri öğütleniyor. Örgüt, yolculuğa ‘turistik seyahat’ izlenimi vermek için Türkiye’ye doğrudan değil, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerden aktarmalı uçuşların tercih edilmesini istiyor. İnandırıcılık için uçak biletinin ‘gidiş-dönüş’ alınması gerekiyor. İlk uçuştan sonra Türkiye’ye deniz veya karayoluyla geçmenin daha güvenli olacağı da vurgulanıyor. ‘Türkiye’den geçiş zorlaştı’ Kitapta Türkiye’den sınır geçişlerinin çok zorlaştığına vurgu yapılıyor ve şöyle deniyor: “2012-2014’te Suriye’nin Babüsselam (Öncüpınar) veya Baas el Havva (Cilvegözü) sınır kapılarından geçmeden önce bir arkadaşla buluşup dini olmayan bir görüntüyle Suriye sınırına ulaşılırdı. Türk sınır muhafızları vize verirdi. Sonrasında kişi sınır kapısı yakınındaki sığınmacı kampındaki kişilerle buluşurdu. Güncel yöntemdeyse (2014/2015) ‘hicret’ edenlerin çoğu Türkiye’ye ulaşıp bir otele gidiyor ve Twitter’la iletişime geçiyor. Kontakları Suriye’den geliyor ve otelde buluşuyor. Güvenlik için sınır geçişi öncesi buluşma büyük önem taşıyor. Şanlıurfa’ya gidiliyor. Tel Abyad (Akçakale) sınırında kapı bulunmuyor. Ancak sınır boyunca asker bulunabiliyor. Sınırı geçmeden önce etrafta kimsenin olmadığından emin olunuyor ve Suriye’ye doğru olabildiğince hızla koşuluyor. Sınır geçilince bir otomobile biniliyor ve Rakka’ya gidiliyor.” ‘Türkler bize dost değil’ Kitapçıkta, IŞİD’e katılacak olanlar, Türkiye’ye ulaştıktan sonra gizlilik içinde hareket etmeleri ve talimatları izlemeleri konusunda uyarılıyor. Gelenlerin otele yerleştikten sonra Suriye’den birileriyle temasa geçmesi ve gerektiğinde IŞİD’in ‘güvenli evlerine’ yerleştirileceği anlatıldıktan sonra şöyle deniyor: “Bu evlerin büyük bölümü sadece erkeklerin kalmasına uygun. Suriye’ye gitmek isteyenlerin büyük bölümü burada konaklıyor. Burada sahte kimlik, pasaport, vizeler yapılabiliyor. Evler gizli ve bulmak çok zor. Bu evleri bulmak için IŞİD’in kendilerine ‘tezkiye’ denilen güven mektubu sahibi kişilerle iletişim kurmak gerekiyor. ‘Unutmayın Türk istihbarat servisleri IŞİD’in hiçbir şekilde dostu değildir.’ IŞİD sempatizanlarını hapsetmeye çalışırlar. IŞİD üyelerinin Türkiye’de huzur içinde olmasının tek nedeni, Türkiye’nin intikam saldırısından korkmasıdır” deniliyor. Yolculuk öncesi gerekenler El kitabında IŞİD’e katılacakların yanında götürmesi istenen eşyaların ayrıntılı listesi de bulunuyor. ‘Hicret’ edeceklere yanlarında bir el çantası, bir sırt çantası ve bir bavuldan fazlasını getirmemeleri vurgulanıyor. Bu çantalarda yer alması tavsiye edilen eşyalarsa şöyle: El çantası (İçinde silah, kesici alet, sıvı ve patlayıcı olmamalı), pasaport, uçak biletleri, cüzdan, nakit para, cep telefonu, kulaklık ve şarj aleti, mendil, küçük LED fener, yara bandı, gözlük ve güneş gözlüğü, kâğıt ve kalem, birkaç ilaç, 24 saat içinde hayatta kalmanızı sağlayacağını düşündüğünüz her şey. ‘Yakalanırsan yalan söyle’ IŞİD’e katılacaklara yakalanma durumunda şu önerilerde bulunuluyor: 1- Sakin olun: Durdurulmanız, sınır dışı edileceğiniz anlamına gelmez. Geçerli vizeniz var, hakkınızda uluslararası arama kararı yok ve valizinizde yasak madde bulunmuyorsa Türk yetkililer gözaltına alıp tutuklayamaz. 2- “Türkiye’de ne yapacaksınız?” diye sorulduğunda “Turizm” yanıtını verin. Türkiye’deki turistik merkezler hakkında bilgi sahibi olmalısınız. 3- “Suriye’ye mi gidiyorsunuz?” sorusuna doğrudan ‘Hayır’ deyip yalan söyleyin. Sıkıştırırlarsa Suriye’deki insanlara yardım etmek istediğinizi söyleyebilirsiniz ama asla sınırı geçmek istediğinizi söylemeyin. 4- “Terörist misin? El Kaide ile bağlantın var mı? Suriye’de El Kaide’ye mi katılacaksın?” diye soran Türk yetkililer El Kaide ile IŞİD arasında fark gözetmez. IŞİD ile El Kaide’nin bir olduğunu düşünüyorlar. Bunları güçlü biçimde reddetmelisiniz. Ama Türkiye’ye girişte bavulunuzda askeri bot, kamuflaj kıyafeti gibi eşya olmamalı. Cep telefonunuz ‘temiz’ olmalı. Giyilecek pantolonu IŞİD belirliyor “Bavulunuz en fazla 7-8 kilo, bol gözlü, ayaklı, çekçekli olmalı. Temiz bir takım kıyafet, bütün elektronik eşyalar, güneş enerjili şarj aletleri, saç tıraş makinesi, taşınabilir wi-fi modem, başucu lambası, fener tipi lamba, yağmur ve soğuktan koruyacak iyi bir ceket, bilekleri koruyan bir çift bot ve bir çift spor ayakkabı, 4 çift askeri tipte çorap, ayak bakımı için pudra ve krem, soğuktan koruyan eldiven, bere, 3 metrelik mezura, karabina (dağcılık kancası), avcı tipi bol cepli ama kamuflajsız pantolonlar, spor tişörtler ve çabuk kuruyan malzemeden elbiseler, iç donu veya külotlu çorap, hırka ve kapüşonlu sweetshirt, iççamaşır, uyku tulumu, diş fırçası ve macun, tırnak makası, İsviçre çakısı, kaşal (hem çatal hem kaşık olarak kullanılabilen mutfak gereci), katlanır fincan, kamp tabağı, dikiş kutusu, ilkyardım seti, ilaç ve tıbbi malzeme, bıçak.” Hicretçi kız kardeşlere acayip öneriler El kitabında yalnız, çocuğuyla ve birkaç kadınla IŞİD’e katılmak isteyenler için özel uyarılarda bulunuluyor. Kitapta kadınlar ‘mahremi’ yani nikâh düşmeyen bir erkek olmadan seyahat etmemeleri için uyarılıyor. İşte o talimatlar: -Türkiye’ye gitmeden önce ‘Davlah’tan (IŞİD kontrolündeki topraklar) tanıdığınız kişileri arayıp geleceğinizi bildirin. Size en az 2 kişinin telefonunu verecekler. Bunları küçük kâğıtlara yazıp güvenli yerlere saklayın. Numaraların kime ait olduğunu yazmayın veya sahte isim uydurun. Bunları cep telefonunuza da kaydedin ama dini isimlerle kaydetmeyin. -Taksi tutup SIM kart alacak kadar Türkçe öğrenin. Havaalanına inince SIM kart alın. Yalnız veya çocuklarıyla Türkiye’ye gelen kız kardeşler, Türkiye’de otobüsle seyahat etmeli. -Uzaktan kilitlenmeyen Android işletim sistemli akıllı telefon tercih edin. -Telefon numaralarını arayın ve ‘Davlah’a gitmek istediğinizi söyleyin. Onlar talimat verecektir. -Seyahatte kız kardeşler büyük grup oluşturmayın. Türk havaalanlarında fazla tesettürlü kadın olmaz. Dikkat çekersiniz. -İstanbul’a iner inmez size söylenen yer için bilet alın. Birkaç ‘kız kardeşten’ oluşan grupsanız hepiniz aynı uçağa bilet almayın. İki kişilik grup olun. -Gittiğiniz yerde numaraları arayın ve yeni talimatları alın. Size bir otel adresi verecekler. Otele üzerinde ‘taksi’ yazan gerçek taksiyle gidin. -Havaalanında veya kentte sizi taciz eden olabilir. Sakin olun, tartışmayın. -Sizi aramalarını sabırla bekleyin. Başka bir yere gitmeyin. Telefon 1-2 gün sonra gelebilir. Aramayı kaçırırsanız, aranmayı bekleyin. -Sizi otelden taksiyle alacaklar. Şoförün sakalsız olmasından ve sigara içmesinden endişelenmeyin. -Sizi güvenli bir eve götüreceklerdir. Orada başka kadınlar olabilir. Yalnız kalırsanız korkmayın. Size yemek ve içecek verilecek. -Sınır geçişi gece veya şafak vakti yapılacaktır. Bavulunuzu bırakmanız istenebilir. Değerli eşyalarınızı alın ve sınırı geçin. -Sınırı geçerken ayaklarınızda rahat ayakkabı, sırtınızda çift çarşaf olsun. Çarşafınız tellere takılırsa onu bırakın ve diğeriyle devam edin. -Çocuklarınız için endişe etmeyin. Sizi sınırdan geçirenler arasında mutlaka erkek olacaktır. http://t24.com.tr/haber/isidden-mili...-kitabi,289317
  16. ISID Hadisleri; Hazreti Ali’ye (R.Anhu) dayandırılan hadiste şöyle denilmektedir: “Siyah bayrakları gördüğünüzde yerinizden kıpırdamayın. Ellerinizi ve ayaklarınızı hareket ettirmeyin (harekete geçmeyin). Sonra kendilerine ehemmiyet verilmeyen zayıf bir topluluk zuhur eder. Kalpleri demir parçaları gibidir. Onlar devlet sahipleridir (hum ashabu’d devle). Ne söz ne de ahit tanırlar. Hakka çağırırlar ama kendileri hak ehli değildir. İsimleri künyedir. Nisbetleri ise köy ve şehirlerdir. Saçları kadın saçı gibi uzatılmış ve salınmıştır. Aralarında ihtilaf çıkıncaya kadar bakidirler. Sonra Allah hakkı dilediğine verir…(El Fiten, Hafız Nuaym Bin Hammad, Daru’l Beyan el Arabi, Ezher civarı Kahire, hadis numarası 558, s: 136)” 1. DOĞU TARAFINDAN SİYAH BAYRAKLILAR ÇIKACAK Horasan’da (DOĞU’DA) SİYAH BAYRAKLAR ZUHUR ETTİĞİNDE... (Gaybet-i Numani, sf. 228) Hadiste siyah bayraklarla doğu tarafından çıkacak bir topluluğa dikkat çekilmiştir. Bilindiği gibi El Kaide büyük siyah bayraklarla, Doğu’dan çıkmıştır. 2. YİNE DOĞUDAN BU KEZ DAHA KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLI BİR GRUP ÇIKACAK ... Onlar bir süre devam ettikten sonra, YİNE DOĞUDAN BU KEZ KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLAR ÇIKAR... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no. 7.77) Bilindiği gibi IŞİD (Irak Şam İslam Devleti), önce El Kaide ile birlikteyken sonra onlardan ayrılmıştır. Yani El Kaide’nin büyük siyah bayraklarının ardından, bu kez daha küçük siyah bayraklı bir grup olarak IŞİD ortaya çıkmıştır. 3. SİYAH BAYRAKLILARIN ORTAYA ÇIKIŞINDAN ÖNCE SURİYE’DE ÇATIŞMALAR OLACAK “Üç alametin ardından imam kaim (Mehdi as)’ın çıkışını bekleyin.” Kendisine sordular: “Bu alametler nelerdir?” “SURİYELİLERİN KARŞILIKLI ANLAŞMAZLIKLARI, Horasan’dan siyah bayrakların çıkması ve Ramazan ayında korku.” (Bihârü’l-Envâr, 14) 4. SİYAH BAYRAKLILAR SURİYE’DE BULUNACAKLAR ... Ve yine ŞAM’DAN (SURİYE’DEN) KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLI BİR ADAM görüldüğünde... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.8) ... (Mehdi’nin çıkışının) diğer bir alameti de, SİYAH BAYRAKLI ORDUNUN ASKERLERİNİN, ATLARINI ŞAM’DAKİ ZEYTİN AĞAÇLARINA bağlamalarıdır... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Muntazar, s. 23) 5. ESAD İLE SAVAŞACAKLAR ... EBU SÜFYAN’IN SOYUNDAN BİR ADAMLA (BEŞAR ESAD İLE ) SAVAŞIRLAR... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Muntazar, s. 29) Hadisler, iktidarı boyunca Müslümanlara karşı çok büyük katliamlar gerçekleştiren Hafız Esad’ın Süfyan olduğunu işaret etmektedir. Dolayısı ile bu hadiste bildirilen, siyah bayraklarla çıkanların savaşacağı, Süfyan’ın soyundan olan kişi de Beşar Esad’dır. 6. SURİYE’DEN SONRA IRAK’A YÖNELECEKLER BENİ ABBAS’A AİT (IRAK) SİYAH BAYRAKLAR çıkar … (Nuaym bin Hammad, Kitab al-fiten) (Siyah Bayraklılar) FIRAT KIYILARINDAKİ ŞEHİRLERİNDE, KARADA VE DENİZDE ONLARI (KENDİLERİNE KARŞI GELENLERİ) ÖLDÜRECEKLERDİR. (Gaybet-i Numani, sf. 327) 7. ÇOK HIZLI NETİCE ALACAKLARDIR Onlar o durumda iken Horasan taraflarından bayraklar gelecek, ONLAR SÜRATLE HAREKET EDECEKLER. (Gaybet-i Numani, sf. 327) Oradan bir ordu ile geri dönüp Kufe’yi ve Basra’yı BİR GECEDE ELİNE GEÇİRECEK... (Kitab El Haft El Şerif, s.174) 8. GİRDİKLERİ ŞEHİRLER ADETA KENDİLERİNE TAKDİM EDİLECEKTİR Kendilerine bu verilmediğinde savaşarak zafer kazanacak ve İSTEDİKLERİ KENDİLERİNE TAKDİM EDİLECEKTİR. (Meclisî, Bihârü’l-Envâr, c.51, s.87) 9. SAÇLARI VE SAKALLARI UZUN OLACAKTIR Onun (siyah bayraklıların kumandanı) ASKERLERİNİN SAÇLARI VE BIYIKLARI ÇOK UZUN OLACAK, elbiseleri siyahtır ve ONLAR KARA BAYRAKLARIN ADAMIDIRLAR. (Gaybeti Numani, sf. 303) 10. TOPLU KIYIMLAR YAPACAKLARDIR Allah taş kalpli ve soyu belli olmayan birini gönderecek ve zaferler onunla olacak... ONLARI (kendilerine karşı gelenleri) HİÇBİR FARK GÖZETMEKSİZİN TOPLUCA ÖLDÜRECEKLERDİR. (Gaybeti Numani, sf. 303) 11. KUFE’YE DOĞRU İLERLEYECEKLER Horasan’dan çıkan SİYAH BAYRAKLILAR KÜFE’YE İNER... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.12) 12. KUDÜS’Ü DE HEDEF ALACAKLAR Horasan’dan SİYAH BAYRAKLILAR ÇIKAR VE İLYA’YA (KUDÜS’E) BAYRAKLARINI DİKENE KADAR, onları kimse durduramaz. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.3) 13. ŞİDDETİN VE ÇATIŞMALARIN ARTMASI SEBEBİYLE İNSANLAR MEHDİ’Yİ TEMENNİ EDECEK HALE GELECEK Büyük bir savaş olur. Neticede siyah bayraklılar galip gelir. Süfyani kuvvetleri kaçar. İŞTE O ZAMAN İNSANLAR MEHDİ’Yİ TEMENNİ EDERLER VE ARARLAR. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.26) 14. SİYAH BAYRAKLILAR SONUNDA MEHDİ’YE TABİ OLACAKLARDIR ve MEHDİ’NİN İTAATINA GİRERLER. (İmam-ı Suyûtî) Fakat bunu kabul etmeyip EHL-İ BEYT’İMDEN (BENİM SOYUMDAN) OLAN MEHDİ (AS)’A VERECEKLERDİR... (Meclisî, Bihârü’l-envâr, c.51, s.87) 15. MEHDİ DEVRİNDE SAVAŞLAR TAMAMEN SON BULUR VE TEK DAMLA KAN DAHİ AKMAZ Mehdi’nin en önemli özelliklerinden beri asla kan akıtmamasıdır. Kan akıtan, savaşan, zulmeden mehdi değildir. Bu tip sahte Mehdiler yenilgiye mahkumdur. (Mehdi’nin) Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. (Meclisî, Bihârü’l-envâr, c.51, s.87) HARP (ERBABI) AĞIRLIKLARINI (YANİ SİLAH VE SAİREYİ) BIRAKIR. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret Ve Ahir Zaman Alametleri, s. 496) 1. Çok hızlı netice alacaklar: Onlar o durumda iken Horasan taraflarından bayraklar gelecek, ONLAR SÜRATLE HAREKET EDECEKLER. (Gaybet-i Numani, sf. 327) Oradan bir ordu ile geri dönüp Kufe'yi ve Basra'yı BİR GECEDE ELİNE GEÇİRECEK. (Kitab El Haft El Şerif, s.174) 2. Girdikleri şehirler adeta kendilerine taktim edilecek: Kendilerine bu verilmediğinde savaşarak zafer kazanacak ve İSTEDİKLERİ KENDİLERİNE TAKDİM EDİLECEKTİR. (Meclisî, Bihârü'l-Envâr, c.51, s.87) 3. Saçları ve sakalları uzun olacak: Onun (siyah bayraklıların kumandanı) ASKERLERİNİN SAÇLARI VE BIYIKLARI ÇOK UZUN OLACAK, elbiseleri siyahtır ve ONLAR KARA BAYRAKLARIN ADAMIDIRLAR. (Gaybeti Numani, sf. 303) 4. Toplu kıyım yapacaklar: Allah taş kalpli ve soyu belli olmayan birini gönderecek ve zaferler onunla olacak. ONLARI (kendilerine karşı gelenleri) HİÇBİR FARK GÖZETMEKSİZİN TOPLUCA ÖLDÜRECEKLERDİR. (Gaybeti Numani, sf. 303) 5. Kufe'ye doğru ilerleyecekler: Horasan'dan çıkan SİYAH BAYRAKLILAR KÜFE'YE İNER. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.12) 6. Kudüs'ü hedef alacaklar: Horasan'dan SİYAH BAYRAKLILAR ÇIKAR VE İLYA'YA (KUDÜS'E) BAYRAKLARINI DİKENE KADAR, onları kimse durduramaz. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.3) 7. Şiddetin ve çatışmaların artması sebebiyle insanlar Mehdi'nin çıkmasını talep edecekler: Büyük bir savaş olur. Neticede siyah bayraklılar galip gelir. Süfyani kuvvetleri kaçar. İŞTE O ZAMAN İNSANLAR MEHDİ'Yİ TEMENNİ EDERLER VE ARARLAR. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.26) 8. Siyah bayraklılar sonunda Hz.Mehdi'ye tabi olacaklar: ve MEHDİ'NİN İTAATINA GİRERLER. (İmam-ı Suyûtî) Fakat bunu kabul etmeyip EHL-İ BEYT'İMDEN (BENİM SOYUMDAN) OLAN MEHDİ (AS)'A VERECEKLERDİR. (Meclisî, Bihârü'l-envâr, c.51, s.87) 9. Mehdi devrinde savaşlar tamamen son bulacak, tek damla kan akıtılmayacak: Mehdi'nin en önemli özelliklerinden beri asla kan akıtmamasıdır. Kan akıtan, savaşan, zulmeden Mehdi değildir. Bu tip sahte Mehdiler yenilgiye mahkûmdur. (Mehdi'nin) Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. (Meclisî, Bihârü'l-envâr, c.51, s.87) HARP (ERBABI) AĞIRLIKLARINI (YANİ SİLAH VE SAİREYİ) BIRAKIR. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret Ve Ahir Zaman Alametleri, s. 496) Evet ISID'in neyiu neden ve nasil uyguladigini algilamak Adina bu baslik acilmistir.
  17. Genelde bir seyin bilissellik duzeyi, o seyi kendi olarak algilamaktan gecer. ISID'in ISID karsiligi olarak her turlu ne yaptigini elestirmek lanetlemek ve kinamak, sadece ISID'in bir tarafini ortaya koymaktir. Halbuki ISID'i ISID olarak algilamak ise, onun ne yaptigini neden yaptigini ve amacinin ne oldugunu algilayabilmektir. Sonucta savasta bile sadece kendi tarafinin degil, karsi tarafinda her turlu strateji ve planini bilmek ve algilamak; o savasi kazanmada esastir. ISID'in ne amaci oldugunu algilamak icin; Mercidabik savasini cok iyi bilmek gerekir. Cunku ISID ilan etmis oldugu halifelikte, ele gecirmek istedigi topraklari bu savasta kazanilan topraklar timeline kurmustur. Burada bir nokta da ISID'in kendince dunyaya actigi cihad savasidir. Yani ISID bir yerde bu savasa kendine karsi olarak katilan ulkeleri "sevincle" karsilamaktadir. Soylentilere gore, karsi taraf ulke sayisi 80 olarak belirlenmis ve su anda bu rakam ISID'a gore 64 olarak tesbit edildigi soylenmektedir. Nihayi hedef ise, Sam, Bagdat yaninda Istanbul'dur. Mercidabık Muharebesi, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Memluk Devleti ile yapılan birinci savaştır. 1516'da Osmanlı ordusu ile Memluk ordusu arasında Halep şehrinin kuzeyinde yapılan savaşı Osmanlılar kazandı. Muharebenin sonucunda Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı Sultanı I. Selim Han'ın, Ortadoğu’da hâkimiyetini genişletmesi; Suriye, Lübnan, Filistin, Arap Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavri'yi (Kansuh el-Gûrî) harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden sağ kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şam’a kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçirilenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zapt edildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden ahaliye zarar verilmedi. Abbasî halifesi III. Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim'in yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim, 28 Ağustos'ta Halep’e 27 Eylül'de Şam’a gelerek Mısır’ın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı. Mercidabık’ta kazanılan zafer, Osmanlı Devleti'ne dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok fayda sağladı. Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda Osmanlı Devleti'nin son rakibi Mısır - Memlûk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı hâkimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolu’nun zaptedilmesiyle, Anadolu Türk birliği tamamlandı. Kisaca ISID o tarihteki ele gecirilmis Osmanli topraklarini hedeflemektedir. Merci ~ Ar marciˁ مرجع [#rcˁ iz/m.] kendisine geri dönülen yer, başvuru makamı < Ar rucūˁ رجوع geri dönme → rücu Tarihçe (En eski kaynak) Dabik Türkçe Anlamı Anlam 1 : Bir yerin adı. Y.S.Selim devri haritasi. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/47/Territorial_changes_of_the_Ottoman_Empire_1520.jpg http://www.anadoluhareketi.com/FileUpload/ds434711/File/osmanli_safevi_memluk.jpg [ Meninski, Thesaurus (1680) ] Kelime Kökeni Arapça rcˁ kökünden gelen marciˁ مرجع "kendisine geri dönülen yer, başvuru makamı" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça rucūˁ رجوع "geri dönme" sözcüğünün ismi zaman ve mekânıdır. Daha fazla bilgi için rücu maddesine bakınız. Ek Açıklamalar 17. yy sonuna dek Türkçede pek rastlanmayan sözcük daha sonra radikal anlam değişikliğine uğramış, veya Arapça riḳḳat/raḳîḳ sözcüğünden orijinal olarak türetilmiştir. Iste dabika geri donus, Y.S.Selimin halifeligi aldigi topraklardir. Tabi buna ana yurtlari olan Muhammed, 4 Halife, Emeviler ve Abbasilerin ele gecirdigi topraklar da dahildir. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/63/Abbasid_Caliphate_most_extant.png Abbasiler 1258 yilina kadar hokum surmus, Osmanli 1299 yilinda kurulmustur. Moğollar'ın 1258 yılında Bağdat'ı alması, halifenin Mısır'a, Memluk himayesine kaçmasına yol açtı. Aslında, Moğol Hanı Hulagu'nun tek yaptığı, çoktan işlevini yitirmiş bir kurumu ortadan kaldırmak oldu. Memluk Himayesi Dönemi Hilafet; Bağdat'ın düşmesinden (13. yy) Osmanlıların Mısır'ı ele geçirmesine (16. yy) kadar Mısır'da Memluk Himayesinde yaşadı. Bu dönemde halife, hiçbir siyasi yetkiye sahip değildir. Dini törenlerde protokolde bulunmasının yanında hiçbir etkisi olmamıştır. Osmanlı Himayesi Dönemi Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in 16. yy başında Mısırı alıp Memluklara son vermesiyle son Abbasi Halifesi 3. Mütevekkil Osmanlı'nın başkenti İstanbul şehrine gelmiştir. O dönemde Safevilerle yapılan mezhep mücadelesinde Osmanlı'ya güç kazandırmak için halifeliği de Osmanlı'ya kazandırmak isteyen Yavuz Sultan Selim, son Abbasi Halifesini himayesi altına almıştır. Osmanlı İmparatorluğu son Abbasi halifesinin ölümünden sonra Abbasi hanedanından yeni bir halife çıkmasını engellemiş ve halifeliğin kendisine geçmesini sağlamıştır. ISID'in bayragi: http://im.haberturk.com/2014/06/18/959087_90fcf27579012f1b395fe655a4185c94.jpg?1403068347 Hazreti Muhammed'in "râye" ismi verilen bayrağı siyah olduğu için cihad bayrakları Abbasîler'den itibaren hep siyah renkte olmuş ve Abbasîler ile mücadele eden son Emevî Halifesi İkinci Mervan'ın kırmızı bayrak açmasının dışında bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir. Bugün cihad iddiasında bulunan el Kaide'den IŞİD'e kadar ne kadar örgüt varsa, hepsi aynı gelenek uyarınca siyah bayrak kullanırlar. Şimdi, IŞİD'in siyah bayrağının üzerinde yazılı olan sözleri ve bayrağın özelliğini anlatayım: Bayrakta "kelime-i tevhid", yani "Allah'tan başka Tanrı yoktur; Muhammed Allah'ın elçisidir" demek olan "Lâ İlâhe İllallah Muhammedun Resulullah" sözleri yazılıdır. "Kelime-i tevhid", İslâm'ın esasını teşkil eden tevhid kavramının ifadesidir; bugüne kadar hat levhalarından taş işçiliğine, ilâhilerden zikirlere ve bayraklara kadar birçok yerde kullanılmıştır, meselâ, Suudi Arabistan'ın yeşil renkli bayrağının üzerinde de kelime-i tevhid vardır. IŞİD'in bayrağının üst tarafındaki satırda kelime-i tevhidin "Lâ İlâhe İllallah" şeklindeki ilk kısmı, alttaki dairede de ikinci bölümü, yani "Muhammedun Resulullah" ibâresi vardır ve işte bu daire, Hazreti Muhammed'in mührünün oraya monte edilmiş şeklidir. DÖRT ADET MEKTUP Topkapı Sarayı'nın Kutsal Emanetler Dairesi'nde, Hazreti Muhammed'a ait dört adet mektup bulunur ve mektuplar Kıptîler'in reisi Mukavkıs'a, Ahsa Valisi el-Munzir bin Savâ'ya, Gassani hükümdarı Hâris bin Ebi Şemir el-Cassânî'ye ve sahte peygamber Müseylimetü'l-Kezzâb'a gönderilmiştir. Mektupların altında da peygamberin üzerinde "Allah'ın elçisi Muhammed" mânâsına gelen "Muhammedun Resulullah" sözlerinin yazılı olduğu mührü basılıdır. Örgütün bayrağındaki, kelime-i tevhid'in ikinci kısmını, Hazreti Muhammed'in şimdi Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilen mektuplarındaki bu mühür teşkil ediyor! Bayrağın kimin tarafından dizayn edildiğini bilmiyorum ama çizimi yapan kişinin peygamberimizin Topkapı Sarayı'ndaki mektuplarından gayet iyi haberdar olduğu besbelli! Rumlar, A'mak ve Dâbık nam mahallere inmedikçek kıyamet kopmaz. ـ5018 ـ2ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: َ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتّى تَنْزِلَ الرُّومُ بِا‘عْمَاقِ أوْ بِدَابِقَ! فَيَخْرُجُ إلَيْهِمْ جَيْشٌ مِنَ الْمَدِينَةِ مِنْ خِيَارِ أهْلِ ا‘رْضِ يَوْمَئِذٍ، فإذَا تَصَافُّوا. قَالَتِ الرُّومِ: خَلُّوا بَيْنَنَا وَبَيْنَ الَّذِينَ سُبُوا مِنَّا نَقْتَلُهُمْ. فَيَقُولُ الْمُسْلِمُونَ: َ وَاللّهِ َ نُخَلِّي بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ إخْوَانِنَا. فَيُقَاتِلُونَهُمْ فَيَنْهَزِمُ ثُلُثٌ َ يَتُوبُ اللّه عَليْهِمْ أبداً، وَيُقْتَلُ ثُلُثُهُمْ، أفْضَلُ الشُّهَداءِ عِنْدَ اللّهِ، وَيَفْتَتِحُ الثُّلُثُ فََ يُفْتَتَنُونَ أبداً. فَيَفْتَتِحُونَ قُسْطَنْطِينيَّةَ. فَبَيْنَمَاهُمْ يَقْتَسِمُونَ الْغَنَائِمَ، قَدْ عَلَّقُوا سُيُوفَهُمْ بِالزَّيْتُونِ. إذْ صَرَخَ فيهِمُ الشَّيْطَانُ: إنّ الْمَسِيحَ الدَّجَّالِ قَدْ خَلَفَكُمْ في أهَالِيكُمْ، فَيَخْرُجُونَ، وذلِكَ بَاطِلٌ، فإذَا جَاءُوا الشَّامَ خَرَجَ، فَبَيْنَمَاهُمْ يُعِدُّونَ لِلْقِتَالِ يُسَوُّونَ صُفُوفَهُمْ إذْ أُقِيمَتِ الصََّةُ فَيَنْزِلُ عِيسى ابْنُ مَرْيَمَ فأمَّهُمْ. فإذَا رَآهُ عَدُوُّ اللّهِ ذَابَ كَمَا يَذُوبُ الْمِلْحُ في الْمَاءِ، فَلَوْ تَرَكَهُ لَذَابَ حَتّى يَهْلِكَ، وَلَكِنْ يَقْتُلُهُ اللّهُ بِيَدِهِ حَتّى يُرِيَهُمْ دَمَهُ في حَرْبَتِهِ[. أخرجه مسلم.يقال »خَلَفَ الْقَوْمُ الْعَدُوَّ« إذا طرق أهلهم وهم غائبون عنهم . 2. (5018)- Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Rumlar, A'mak ve Dâbık nam mahallere inmedikçek kıyamet kopmaz. Onlara karşı Medine'den bir ordu çıkar. Bunlar o gün arz ehlinin en hayırlılarıdır. Bu ordunun askerleri savaşmak üzere saf saf düzen alınca, Rumlar: "Bizden esir edilenlerle aramızdan çekilin de onları öldürelim!" derler. Müslümanlar da: "Hayır! Vallahi sizinle, kardeşlerimizin arasından çekilmeyiz" derler. Bunun üzerine (Müslümanlar) onlarla harb eder. Bunlardan üçte biri inhizama uğrar. Allah ebediyen bunların tevbesini kabul etmez. Üçte biri katledilir, bunlar Allah indinde şehitlerin en faziletlileridir. Üçte biri de muzaffer olur. Bunlar ebediyen fitneye düşmezler. Bunlar İstanbul'u da fethederler. (Fetihten sonra) bunlar, kılıçlarını zeytin ağacına asmış ganimet taksim ederken, şeytan aralarında şöyle bir nida atar: "Mesih Deccal, ailelerinizde sizin yerinizi aldı!" Bunun üzerine, çıkarlar. Ancak bu haber batıldır. Şam'a geldiklerinde (Deccal) çıkar. Bunlar savaş için hazırlık yapıp safları tanzim ederken, namaz için ikamet okunur. Derken İsa İbnu Meryem iner ve onlara gitmek ister. Allah'ın düşmanı, Hz. İsa'yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi gibi, erir de erir. Eğer bırakacak olsa, (kendi kendine) helak oluncaya kadar eriyecekti. Ancak Allah onu kudret eliyle öldürür; öyle ki onlara, harbesindeki kanını gösterir." [Müslim, Fiten 34, (2897).] [38] AÇIKLAMA: 1- A'mak ve Dâbık, Suriye'de Halep yakınlarında iki yerin adıdır. 2- Hadiste geçen سُبُوا kelimesi سَبَوْا şeklinde de rivayet edilmiştir. سُبُوا مِنَّا "Bizden esir edilenler" demektir. سَبَوْا مِنَّا ise: "Bizden esir aldılar" demektir. Nevevî her iki okunuşun da yerinde olduğunu belirtir. Çünkü Irak-Suriye-Mısır gibi fethedilen yerlerin ahalisi önce esir alınmıştır. Bu durum سُبُوا ile ifade edilmiş olmaktadır. Mağlup olarak İslam'a giren ahali, bilahare diyar-ı Rum'u fethederek oraları esir almışlardır. 3- Hadis, o devirde insanların en hayırlılarını teşkil edecek olan Medine ahalisinden çıkarılacak ordunun üçte birinin kaçıp bozguna uğrayacağını, böylece bunların Allah'ın af ve mağfiretinden mahrum kalacağını, üçte birinin sebat edip şehid olacağını, geriye kalanların da zafere ulaşacaklarını haber vermektedir.4- Hadiste İstanbul'un fethi mevzubahis edildiği için, ihbar vukua gelmiş olarak değerlendirilebilir. Ancak ganimet elde edilmesi, bu ganimetin paylaşılması sırasında silahların zeytin dalına asılması, Deccal'in çıkması gibi bir kısmı müteşabih unsurlar dikkat çekicidir. Silahların zeytin dalına asılması, sulh yoluyla düşülecek bir gaflet dönemini ifade edebilir. Bu dönemde Deccal'in çıkma ve ailelerde erkeklerin yerini alma şayiası mevzubahis olmaktadır. Deccal bir kişi olarak nasıl ailelerin herbirinde yer alabilir? Bu, belki de Müslümanların, bolluktan gelen bir rehavet ve gafleti sebebiyle Deccal rejiminin terbiye işlerini ailelerde üzerine almasıdır. Ancak, bu hal onun kesin galebesi olmayacak, Allah'ın lütfu ile mü'minlerin namaz(la temsil ve teşbih edilen İslam'ın) etrafında tesis edecekleri birlikle Deccal fitnesi bertaraf edilecektir. Bu hali, Hz. İsa'nın inmesi ve Müslümanlara katılma arzusu tamamlamaktadır. Şu halde hadis, kendisinden bazı mesajlar almaya açık bir mahiyettedir. [39] [İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi 5018.hadis] Diger hadisler surdan okunabilir. http://gelecekyorumlari.blogspot.co....tihraclar.html
  18. Şemdinli’de 18 özel harekatçı öldürüldü - YENİLENDİ HPG BİM,Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki ilçe Jandarma Karakolu’na yönelik gerçekleştirilen eylemde, 18 özel harekatçının öldürüldüğünü duyurdu. 5 Ekim 2015 Pazartesi 14:19 BEHDİNAN - ANF HPG BİM, Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki ilçe Jandarma Karakolu’na yönelik gerçekleştirdiği kapsamlı eylemin detaylarını açıkladı. Şehitliklere ve Kürt halkına karşı geliştirilen faşist saldırılara karşı yapılan misilleme eyleminde 18 özel harekatçının öldürüldüğünü duyurdu. HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) HPG gerillalarının eylemlerine ilişkin yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Şehit Reşit Serdar Hamlesi çerçevesinde; 4 Ekim günü saat 17.00'de gerilla güçlerimiz, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bulunan ilçe Jandarma karakoluna yönelik kapsamlı bir eylem gerçekleştirmiştir. Gerilla güçlerimiz Jandarma karakolu içerisinde bulunan 2 katlı bir kuleyi etkili bir şekilde vurmuş ve kule tamamen imha edilmiştir. Karakol içerisinde bulunan zırhlı araçlara ve etrafındaki askerlerde hedef alınmış ve 2 asker öldürülmüştür. Ayrıca karakol içerisinde bulunan özel harekatçıları da etkili bir şekilde vuran gerillalarımız burada 4 özel harekatçıyı öldürmüştür. Eş zamanlı olarak mevzilerin de vurulduğu eylemde 1 mevzi tümden imha edilirken; mevzilerde bulunan 5 özel harekatçı da öldürülmüştür. Eylem sırasında zırhlı araçlarla müdahale etmek isteyen TC ordusu, gerilla güçlerimizin etkili vuruşları ardından geri çekilmek zorunda kalmıştır. Eylemin gerçekleştirildiği saatlerde gerilla güçlerimiz ilçe yolunu kontrol altına almıştır. Bu yol eylemi esnasında zırhlı bir araç hedef alınmış ve etkili vurulmuştur. Darbe alan bu zırhlı araç geri çekilmiştir. Bu çatışmalar saat 18.30'a kadar sürmüş ve bu eylem ve çatışmalarda 2'si asker olmak üzere 5 özel harekatçı da öldürülmüştür. TC ordusu ölü ve yaralılarını Skorksy tipi helikopterlerle Yüksekova'ya götürürken; Şemdinli'de bulunan hastanenin çevresini de abluka altına almıştır. Eylem sonrasında gerilla güçlerimiz kontrollü bir şekilde üs alanlarına geri çekilmişlerdir. Gerçekleştirilen bu eylemde kahramanca savaşan ve öncü bir misyonun sahibi olan Erdalan Şaho arkadaşımız ise şahadete ulaşmıştır. Şehitliklerimize ve halkımıza karşı geliştirilen faşist saldırılara karşı geliştirilen misilleme eyleminde 18 özel harekatçı öldürülmüştür. TÜRKO RDUSUNUN OPERASYONU SÜRÜYOR 27 Eylül'den itibaren Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Mergê Zerê, Geliyê Dostki ve Binbir alanlarında TC ordusunun başlattığı operasyon devam etmektedir. 4 Ekim günü saat 18.00'de gerillalarımız TC ordusunun bu alanlardaki hareketliliğine karşılık ağır silahlarla karşılık vermiştir. Yine gerillalarımız, alana girmeye çalışan Kobra ve Skorsky tipi helikopteri de etkili bir şekilde vurmuş ve Kobra ve Skorsky helikopterler alandan geri çekilmiştir. SİİRT’TE BAZ İSTASYONUNA SABOTAJ EYLEMİ 4 Ekim günü akşam saat 18.50 de gerillalarımız tarafından Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Reşinê ve Serxati köyü arasında bulunan bir baz istasyonuna yönelik sabotaj eylemi düzenlenmiş ve bu baz istasyonu imha edilmiştir. 44 Ekim günü akşam saat 23.00'te Van'ın Başkale ile Colemerg (Hakkari) karayolunda devlete ait asfalt yapım çalışması yapan bir araç yakılarak imha edilmiştir. 2 Ekim günü akşam saat 18.20'de Şırnak'ın Silopi ilçe merkezinde Yeni mahalleye bağlı Hastane Caddesi yolu üzerinde zırhlı bir araca yönelik bir gerilla birimimiz tarafından sabotaj eylemi düzenlenmiştir. İmha edilen bu zırhlı araçta alınan bilgilere göre 3 asker ölürken 1 askerde ağır yaralanmıştır. Eylem alanına gelen ambülanslar ölü ve yaralılarını kaldırmıştır. Halkımıza yönelik saldırılara karşı misilleme olarak geliştirilen eylemi düzenleyen birimimiz kırsal alandaki üslerine sağlam ulaşmıştır. Daha önce açıkladığımız; 1 Eylül günü Besta'ya bağlı Çiyayê Fıllah alanında göreve giden bir gerilla grubumuz TC ordusu tarafından atılan pusuyu fark etmiş ve burada yoğun çatışmalar yaşanmıştı. Şırnak'a bağlı Gundıkê Mellê ve Çelê Nımêja karakollarından; çatışma alanını obüs ve havan toplarıyla yoğun bombalanmış, pusu gücüne ve saldırılara gerillalarımız etkili karşılık vermiş bunun sonucunda 15 asker ölmüştü. Ayrıntılarını daha sonra duyuracağımızı açıkladığımız bu çatışmada ağır yaralanan Çiya Gabar arkadaşımız şehit düşmüştür. Sürmekte olan yoğun savaş koşullarından ötürü arkadaşımızın sicili gecikmeli olarak açıklanmıştır. 74 Ekim günü Kars'ın Kağızman ilçesine bağlı Çemçê alanında TC ordusu kapsamlı bir operasyon başlatmıştır. Aynı gün saat 13.00'te Kızıltepe köyü Karakol tepesi yönelik gerillalarımız sızma eylemi düzenlemiştir. Bomba mesafesinden vurulan tepedeki mevziler de net 4 asker ölmüştür. Bu bölgede yer yer çalışmalar devam etmektedir. Çatışmaların ayrıntıları daha sonra açıklanacaktır.
  19. HPG gerillaları Baran Dersim anısına Giresun’da eylem gerçekleştirdi HPG, Dersim’de hayatını kaybeden gerilla komutanı Baran Dersim anısına Giresun’da gerçekleştirilen eylemde 6 askerin öldüğü 6 askerin de yaralandığını duyurdu. 4 Ekim 2015 Pazar 13:52 BEHDİNAN - ANF HPG Basın İrtibat Merkezi tarafından yayınlanan açıklamaya göre HPG gerillaları Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrite karşı ve Dersim’de hayatını kaybeden gerilla komutanı Baran Dersim’in anısına Giresun’da bir eylem düzenledi. HPG eylemle ilgili olarak şu ayrıntılara yer verdi: “2 Ekim günü saat 15.00'te bir Gerilla birimimiz tarafından Giresun ve ilçesi Tirebolu yol güzergahında Jandarmaya bağlı askerlerin içinde bulunduğu 1 transit minibüs araç ve askerlerin içinde olduğu 1 sivil araca eylem düzenlenmiştir. 12 uzman çavuşun içinde olduğu transit araç ve 3 rütbeli askerin içinde olduğu sivil araç, 10 metrelik mesafeden hedef alınarak etkili bir şekilde vurulmuştur. Transit minibüsün aldığı darbe sonrası uzun süre yandığı eylemde diğer araç ise içindekiler ile birlikte tümden imha olmuştur. Gerçekleşen eylemde 3'ü rütbeli olmak üzere 6 asker ölürken 9 asker de yaralanmıştır. Ölü ve yaralılar ambulanslar ile kaldırılmıştır. Eylem ardından TC ordusu bölgede operasyon başlatmış, bu operasyon 3 Ekim günü özel birliklerin takviye edilmesi ile Tirebolu, Görele ve Çanakçı üçgeninde genişleyerek sürmüştür.” ULUDERE-BEYTÜŞŞEBAP ARASINDA İKİ ASKER ÖLDÜRÜLDÜ HPG gerillaları 1 Ekim günü Uludere'den Beytüşşebap'a gitmekte olan 1 dağ geyiği zırhlı araç ve cephane yüklü bir kamyon aracına Dufkera alanında bir sabotaj eylemi gerçekleştirildi. Olayda askeri kamyon tamamen imha olurken içindeki iki asker de öldürüldü. Eylem sonrası Hedriş karakolu; Qıleban'a(Uludere) bağlı alanı havan ve obüsler ile bombardımana tabi tuttu. Bölge aynı zamanda 2 kobra helikopter ile bombalandı. HPG bu eylemin Beytüşşebap'ta şehit edilen yurtsever anısına misilleme olarak yapıldığını duyurdu. GARISA’DA ÇATIŞMA 3 Ekim günü saat 16:30’da ise Garısa ilçesi Birika mıntıkasında bir grup gerilla ile pusu atan askeri bir birlik arasında çatışma yaşandı. Kısa süren çatışmanın ardından gerilla birimleri herhangi bir kayıp vermeden üs bölgelerine ulaştı. SİLVAN’DA SİVİL POLİS ARACI HEDEFLENDİ 3 Ekim günü saat 11.30'da Silvan Emniyet Müdürlüğü önünde duran 1 sivil polis aracı da gerillalar tarafından hedeflendi. Olayda araç darbe alırken ölü ve yaralı sayısının netleştirilemedi bildirildi. DELEZE KARAKOLUNA EYLEM HPG ayrıca 3 Ekim günü Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Esendere'de bulunan Dêlezê(Kısıklı) karakoluna yönelik gerilla güçleri tarafından gerçekleştirilen eylemin ayrıntılarını şu şekilde açıkladı: “Gerçekleştirilen eylemde karakolun yatakhane binası B7 roketatar silahlarıyla etkili bir şekilde vurulmuştur. Bu eylemde ölü ve yaralıların sayısı netleştirilememiştir. Gerçekleştirilen eylem sonrasında Kobra tipi helikopter alanı rastgele taramıştır. Eylemden sonraki gün sabah saat 05.00'da TC ordusu alanda operasyon başlatmış, saat 07.00'da sonuçsuz bir şekilde geri çekilmiştir.” SKORKSY HELİKOPTER DARBELENDİ HPG 3 Ekim günü saat 16’da Çukurca'dan Hakkari'ye doğru giden bir Skorsky tipi helikopterin gerilla güçleri tarafından darbelendiğini duyurdu.
  20. Siirt’te 10 yer ‘özel güvenlik bölgesi’ ilan edildi. Siirt Valiliği, 10 bölgeyi “Özel güvenlik bölgesi” ilan etti. Bu Bölgeler, 6 Ekim ile 20 Ekim tarihleri arasında halkın girişine yasaklandı. ETHA’nın haberine göre Siirt Valiliği, 10 bölgeyi “Özel güvenlik bölgesi” ilan etti. Merkez, Eruh ve Pervari başta olmak üzere 10 bölge 6 Ekim ile 20 Ekim tarihleri arasında girişlere yasaklandı. Özel güvenlik bölgesi ilanına ilişkin yapılan açıklama şöyle: Siirt Merkez İlçe Eğlence Karakol Bölgesi, Merkez karakol Bölgesi, Merkez ve Eğlence Karakol Bölgeleri, Eruh İlçesi Karadağ Bölgesi, Yassıdağ (Cirav) Bölgesi, Akmeşe Mahallesi ile Gölgeliçeşme Tepe arası, Pervari ilçesi Köprüçay-Doğanca, İğneli-Doğan köyü karakolları arası, Köprüçay-Doğanca Karakolları arası, Köprüçay-Beğendik Karakolları arasında bulunan bölgelerde, milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu esenliğinin sağlanması amacıyla, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11 maddesi ile 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 32/A maddesine istinaden; bahse konu bölgelere gidilebileceği değerlendirilen vatandaşların, mezkûr bölgelerdeki yasadışı unsurlardan ve bunlara yönelik alınacak tedbirlerden zarar görmemeleri açısından onbeş (15) gün süreyle 06 (Dahil) Ekim-20 (Dahil) Ekim 2015 tarihleri arasında ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edilmiştir. Sendika.Org
  21. Bilindigi gibi diktatorun sarayinin devleti ve hukumeti, catisma isbirlikcisi PKK ile catismaya basladigindan bu yana kurd nufusunun yogun yasadigi bolgelerde guya PKK' ile catisma Adina; sokaga cikma yasagi ilan ediliyor. Simdiye kadar en uzun sokaga cikma yasagi 9 gun ile Cizre'de ilan edilmis, ve yasak kalktiktan sonar sokaga cikma yasagi ilan edilen uc belde de, vicdandisi ve insanlikdisi gerceklerle yuz yuze gelinmisti. Sokaga cikanlarin ya dakeskin nisancilarin coluk cocuk demeden rastgele vurdugu, yaralilarin tedavi edilemedigi olulerin bile gomulemedigi bir surec bu. Bu surecte ablukaya alinan bolgede, ekmek de su da verilmiyor. Kisaca bolge alti sadece katledilmekile yuz yuze kalmiyor, ayni zamanda tecrit edilerek bir yerde olume terk ediliyor. Iste bu surecte guncel olarak 3 ana bolgede yine sokaga cikma yasagi ilan edildi ve bolgeler tecrit edilerek kimsenin giris cikisina izin verilmiyor. Ilk sokaga cikma yasagi, Nusaybin'de iki gun once ilan edildi. NUSAYBİN'DE NELER OLUYOR? Mardin'in Nusaybin ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı iki günü geride bıraktı. Silah seslerinin kesilmediği ilçede sokaklardan cesetler toplandı. Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Mardin'in Nusaybin ilçesinde yoğun çatışmalar devam ediyor. Şu ana kadar 2 sivil vatandaşın cesedi hastane morguna kaldırıldı. Yenituran Mahallesinde motosikletiyle seyir halinde olan Şahin Turan (24) vuruldu. Turan, vurulduğu yerde yaşamını yitirdi. Nusaybin'de sabah saatlerinde de Fırat mahallesinde evinin önünde vurulan Ahmet Sönmez (54) yaşamını yitirmişti. Yerel kaynaklar, bazı mahallelerden henüz haber alınamadığını, ölü sayısının artabileceğini belirtiyorlar. Mardin Valiliği ise çatışmalarda 9 PKK'lının öldürüldüğünü ileri sürdü. Mardin Valiliği'nden yapılan açıklama şöyle: "Valiliğimizce 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesi gereğince, 01/10/2015 Perşembe günü Saat: 05.00'ten geçerli olmak üzere; Nusaybin ilçemiz sınırları içinde kalan Girmeli, Kayadibi, Tepeüstü, Eskihisar Mahallelerinde; Saat:19.00'dan geçerli olmak üzere Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağı kararı alınmış mütakiben; Örgüt mensuplarını etkisiz hale getirmek, Örgüt mensupları tarafından kullanıldığı değerlendirilen sığınak, barınak ve depo alanlarını tahrip etmek, bölgedeki mahallelerde mevcut aranan şahısları yakalamak amacıyla kolluk kuvvetlerimiz tarafından faaliyetler icra edilmiştir. 03/10/2015 tarihi itibari ile sokağa çıkma yasağı olan bölgelerdeki gelişmeler aşağıda sıralanmıştır: • Sokağa Çıkma Yasağı ilan edilen bölgelerde yapılan operasyonlarda toplam 9 örgüt mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Bunlardan birinin cesedi adli işlemlerin yapılması için Nusaybin Devlet Hastanesi’ne intikal ettirilmiştir. .Teröristlerin açtığı ateş sonucu iki sivil vatandaşımız hafif şekilde yaralanmış olup tedavileri Nusaybin Devlet Hastanesinde devam etmektedir. • Nusaybin ilçemizde toplam 54 barikat ve hendek kapatılmıştır. Bombalı düzenekler kontrollü olarak patlatılmıştır. Kontrollü olarak patlatılan patlayıcı miktarı yaklaşık olarak 1500 kilogramdır. • 03/10/2015 Cumartesi günü saat 18.00 itibari ile Nusaybin İlçesi Girmeli, Kayadibi, Tepeüstü ve Eskihisar Mahallelerinde sokağa çıkma yasağı kaldırılmıştır. Nusaybin ilçe merkezindeki sokağa çıkma yasağı halen devam etmektedir. • 1998 - İdil doğumlu bir şahıs ambulans ile Nusaybin Devlet Hastanesine intikal etmiş şahsın Örgüt Mensuplarınca patlatılan EYP (El Yapımı Patlayıcı) ile sırt bölgesinden yaralandığı değerlendirilmekte olup, burada yapılan ilk müdahalenin ardından Mardin Devlet Hastanesine sevk edilmiş olup tedavisi halen devam etmektedir. Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada şahsın engelli olduğuna dair bilgiler doğru değildir. • Nusaybin ilçemizde barikat ve hendeklere tuzaklanmış patlayıcı düzeneklerin imha çalışması yapıldığı esnada bir polis memurumuz hafif şekilde yaralanmış, tedavisi devam etmektedir. • Fırat Mahallesi Şafak Sokak No: 23 sayılı ikametinin önünde ölü olarak bulunan bir şahıs yakınları tarafından Nusaybin Devlet Hastanesine intikal ettirilmiş, şahsın otopsi incelemeleri neticesinde boynundan almış olduğu patlayıcı parçalarının isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. • Sokağa çıkma yasağına uymayan (3) şahsa Kabahatler Kanuna göre para cezası kesilmiştir. • Nusaybin ilçemizde halkımızın hayatını zorlaştıran ve hürriyetini sınırlandıran bombalı hendeklerin kapatılmasına ve ilçemizin terörist unsurlarından temizlenmesi için çalışmalara devam edilecektir. • Sokağa çıkma yasağına uyma noktasında gösterdikleri hassasiyet ve bu süre içerisinde gösterdikleri sabır ve gerek ihbarlar gerekse diğer şekillerde kolluk kuvvetlerimize yaptıkları destekler için Nusaybin halkına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ikinci bolge bir gun sonar ile Silvan oldu. Silvan’da sokağa çıkma yasağı Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde sabah 07.00 itibariyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiği belirtildi. Bölgeden alınan bilgilere göre polislerin, “Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Güvenliğiniz için evinize gidin. Yoksa gözaltı işlemi yaparım” şeklinde anons geçtiği belirtildi. Sokağa çıkma yasağıyla birlikte Tekel, Mescit ve Konak mahallelerinin çok sayıda özel harekât timi ve asker tarafından ağır silah ve zırhlı araçlarla ablukaya alındığı, kentte çok yoğun silah seslerinin geldiği belirtildi. Mahallelerin üzerinde polise ait helikopterin de uçtuğu belirtildi. Sabah saatlerinde sokağa çıkma yasağının ilan edilmesinin ardından, ilçe merkezinde büyük trafolara polisler tarafından ateş edildiği ve trafoların patlatıldığı belirtilirken, bununla birlikte ilçenin bazı noktalarında elektriklerin kesik olduğu belirtildi. BU İLK DEĞİL Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde daha önce 17 ve 24 Ağustos ile 13 Eylül tarihlerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. 17 Ağustos’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağında 3 kişi hayatını kaybetmiş, 6 kişi yaralanmış, çok sayıda ev ve iş yeri de yakılarak kullanılamaz hale gelmişti. Simdilik son olarak Lice' de sokaga cikma yasagi ilan edildi. Bir ilçede daha sokağa çıkma yasağı ilan edildi Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Diyarbakır Valiliği, Lice İlçesi'nin Konuklu, Yaprakköy, Gürbeyli, Ahmetbey ve Yünlüce Mahalleleri ile Namber Tepe arasında kalan bölgedeki yerleşim yerlerinde sokağa çıkma yasağı ilan etti. Söz konusu bu bölgelere dışardan sivillerin girişi ve yapılabilecek tüm eylemler de yasaklandı. Yasağa gerekçe olarak "dağlık ve ormanlık bölgesinde barınmaya çalışan PKK'lıların etkisiz hale getirilmesi" olarak açıklandı.
  22. Devlet 3 kentte son iki gündür 2'si çocuk 9 yurttaşı katletti - JINHA HABER MERKEZİ - AKP'nin Kürt halkına karşı başlattığı savaş konsepti kapsamında Diyarbakır'ın Silvan ilçesi, Mardin'in Nusaybin ilçesi ile Şırnak'ta ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından sivil halka saldıran asker ve polisler ikisi çocuk 9 kişi katledilirken, çok sayıda kişi ise yaralandı. Nusaybin'de doğum sancıları başlayan Çiğdem Akçin adlı kadın ise saldırılardan dolayı hastaneye kaldırılamadı. İktidarını kaybedince Kürt halkına karşı savaş başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, sokağa çıkma yasağı ilan ettiği bölge kentlerinde ve ilçelerinde sivil katliamlarını sürdürüyor. Cizre, Sur ve Beytüşşebap'ın ardından Silvan, Nusaybin ve Şırnak'a da saldıran AKP'nin polisi birçok yurttaşı katlederken birçok yurttaşı da yaraladı. Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde dün sabah 07.00 itibariyle Diyarbakır Valiliği'nin kararıyla sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, duyuru zırhlı araçlar tarafından yapıldı. Sokağa çıkma yasağıyla birlikte haftalardır halkın direnişinin sürdüğü Tekel, Mescit ve Konak mahalleleri çok sayıda özel harekât timi ve asker tarafından ağır silah ve zırhlı araçlarla ablukaya alındı. Ablukaya karşı direnişi sürdüğü mahallerde polise ait helikopterin tur attı. İlçede büyük trafolar polisler tarafından ateş edilerek patlatılırken, ilçenin birçok mahallesinde bu nedenle elektrik kesintileri yaşandı. Silvan'da 2'si çocuk 4 kişi katledildi İlçede şiddetli devam eden çatışmalarda yaralanan Mehmet Cevat Kartalkuş (56) ve 70 yaşlarındaki Hayriye Hüdaverdi hastaneye kaldırarak, Diyarbakır'a sevk edildi. İlçede halka yönelik tanklarla yapılan saldırının ardından mahalle aralarında yaralanan sivil yurttaşları almaya giden Silvan Belediyesi Eşbaşkan vekilleri Zuhal Tekiner, Kerem Canpolaten, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Karakoç ve meclis üyesi Gülistan Kılıç, polisler tarafından gözaltına alındı, ardından serbest bırakıldı. Çatışma bölgesinde yaralananlar polis saldırılarından dolayı hastanelere götürülemezken, çatışmaların şiddetlendiği Konak Mahallesi'nde 16 yaşındaki Vedat Akcanım ve 17 yaşında soy ismi öğrenilemeyen Deniz adlı bir çocuk ile ismi öğrenilemeyen 2 yurttaş katledildi. Nusaybin'e gitmek isteyen ve HDP'li vekillerin de aralarında bulunduğu heyetin ilçeye girişlerine ise izin verilmiyor. Nusaybin'de 2 kişi katledildi çok sayıda yaralı var Mardin Valiliği, Nusaybin ilçesinde de önceki gün saat 19.00'dan itibaren geçerli olmak üzere ikinci bir emre kadar "sokağa çıkma yasağı" ilan etti. Mardin Valiliği tarafından sabah saatlerinde yapılan açıklama ile Nusaybin ilçesine bağlı Girêmîra (Girmeli), Marînê (Eskihisar), Tilminarê (Tepeüstü) ve Mendikanê (Kayadibi) mahallelerinde "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmesi ardından bu kez de ilçe merkezi için "sokağa çıkma yasağı" ilan etti. Sokağa çıkma yasağının ardından 50 yaşındaki Ahmet Sönmez evinin önünde katledilirken, 75 yaşındaki Musa Akçin ile zihinsel engelli olduğu belirtilen Mehmet Ermez (16) isimli bir çocuk ise yaralandı. Nusaybin'e giden HDP Milletvekilleri Ali Atalan, Gülseren Yıldırım, HDP ve DBP yöneticilerinden oluşan bir heyet ise ilçe girişinde polis ve askerler tarafından engellendi. Doğum sancıları çeken kadın hastaneye kaldırılamıyor Yine ilçede doğum sancıları başlayan Çiğdem Akçin adlı kadının, hastaneye saldırılardan dolayı hastaneye kaldırılamadı. Diyaliz hastası da olduğu belirtilen kadının hastaneye kaldırılması için görüşmeler devam ediyor. Son olarak Yenituran Mahallesi Azizoğlu sokakta keskin nişancılar 25 yaşındaki Şahin Turan isimli genci katletti. Şırnak'ta 3 yurttaş katledildi Şırnak 1 Ekim'de herhangi bir olay yaşanmadığı halde polis, zırhlı araçlardan gaz bombaları ile etrafa rastgele attığı gaz bombaları ile saldırdı. Polis saldırısı sonucu yaralanan 9 kişi yaralanırken Abdulhamit İnal ile soyadı öğrenilemeyen Erdal isimli bir kişi ile Hacı Lokman Birlik isimli yurttaşlar yaşamlarını yitirdi. Keskin nişancılarca vurulan sivillerin yanı sıra polislerin attığı belirtilen bir bomba sonucu çevredeki evlerde büyük hasar meydana geldi. Bu evlerden biri de İrmez ailesinin evi oldu. Ailenin fertlerinden Meryem İrmez (60), Ayşe İrmez (65), Zeki İrmez (32) yaşanan patlamada hafif yaralandı. Bu yaralılar da çağrılan ambulans ile Şırnak Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanedeki yaralıların durumunu öğrenmek üzere bölgeye hastaneye giden yurttaşlar ise polisin saldırısına uğradı ve içeriye girmelerini engelledi.
  23. Yüksekova’da askeri konvoya sabotaj: 12 asker öldü, 7 asker yaralandı Hakkari’nin Yüksekova ilçesinden Şemdinli’ye doğru hareket halindeki 40 zırhlı araçtan oluşan konvoya yönelik sabotaj eylemi düzenlendi. Eylem sonucunda iki zırhlı araç tümden imha edilirken, 12 asker öldürüldü, 7 asker de yaralandı. 3 Ekim 2015 Cumartesi 14:46BEHDİNAN - ANF HPG gerillalarının eylemleri yoğun bir şekilde sürüyor. Hakkari’nin Yüksekova ilçesinden Şemdinli’ye doğru hareket halindeki 40 zırhlı araçtan oluşan konvoya yönelik Pagê köyü yakınlarında sabotaj eylemi düzenlendi. Eylem sonucunda iki zırhlı araç tümden imha edilirken, 12 asker öldürüldü, 7 asker de yaralandı. Yazılı bir açıklama yapan HPG Basın İrtibat Merkezi, gerilla eylemlerine ilişkin şunları belirtti: “Şehit Reşit Serdar Hamlesi çerçevesinde; Erdoğan ve AKP hükümetinin özel ordu güçleriyle Bismil halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırılara yönelik gerilla güçlerimiz bir eylem gerçekleştirmiştir. 2 Ekim günü saat 01.30'da yaklaşık 40 zırhlı araçtan oluşan bir konvoya yönelik Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden Şemdinli'ye doğru giderken; Yüksekova'ya bağlı Pagê köyü yakınlarında bir sabotaj eylemi gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen eylemde 2 zırhlı araç tümden imha olurken 12 asker ölmüş 7 asker de yaralanmıştır. Genelkurmay tarafından da doğrulanan eylemin detayları gizlemiştir. Gerçekleştirilen eylemden sonra saat 08.00 ve 14.00'te TC ordusu araçların enkazını toplamış, eylemi hızla kamufle etmiştir. 2 Ekim günü saat 15.00'te TC ordusuna ait 3 zırhlı araç Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Tepê Remo karakolundan çıkarken gerilla güçlerimiz tarafından ağır silahlarla etkili bir şekilde vurulmuş ve zırhlı araçlar geri çekilmiştir. Gerçekleştirilen eylemden sonra Şıtaza, Tepê Çete ve Tepê Remo karakolları; Mergê ve Warêfilleha alanlarını obüs ve havanlarla bombalamıştır. 29 Eylül günü saat 19.00'da Hakkari'nin Yüksekova taburundan 2 Skorsky helikopter, Geliyê Dostki alanına doğru gittikleri esnada gerilla güçlerimiz tarafından ağır silahlarla açılan ateş sonrasında geri çekilmek zorunda kalmışlardır. YJA STAR GERİLLALARINDAN SUİKAST EYLEMİ 2 Ekim günü saat 16.00'da Medya Savunma alanlarımızdan Zap bölgesi sınır hattında bulunan Rındıkê karakoluna yönelik YJA Star gerillalarımız tarafından bir suikast eylemi gerçekleştirilmiş ve 1 asker öldürülmüştür. Eylemden sonra Rındikê karakolu, çevresindeki alanları bombalamıştır. TC ordusunun yaptığı bu bombardımanları sonucu sivil bir araç içinde hiç bir sivilin bulunmadığı esnada vurularak tümden kullanılamaz hale getirilmiştir. 2 Ekim günü saat 06.00'da Medya Savunma alanlarımızdan Xakurkê alanı sınır hattında bulunan Garê Alayı ve Dêrik karakolları; çevresindeki alanları yoğun bir şekilde bombalamıştır. Yoğun bombardımana karşılık gerilla güçlerimiz saat 08.00'de Dêrik karakoluna yönelik ağır silahlarla bir eylem gerçekleştirmiştir. Karakol binası ve mevziler yaklaşık 45 dakika boyunca etkili bir şekilde vurulmuştur. Gerilla güçlerimizin yoğun vuruşlarına, karakol bir saat boyunca cevap verememiştir. Gerçekleşen bu eylemde ölü ve yaralı sayısı bilinmemektedir. 2 Ekim günü saat 13.00'te Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden Şapata alanına devriye görevine giden askerlere dönük yapılan suikast eyleminde 1 asker öldürülmüştür. 2 Ekim günü saat 06.00'da gerilla güçlerimiz, Medya Savunma Alanlarımızdan Avaşin alanı sınır hattında bulunan Bêzok karakoluna yönelik bir suikast eylemi gerçekleştirmiş, burada 1 asker öldürülmüştür. KARAKOL İÇİN YOL YAPAN İŞ MAKİNELERİNE UYARI ATEŞİ 2 Ekim günü saat 09.00 - 09.30 arasında Medya Savunma alanlarımızdan Zap bölgesi sınır hattında bulunan Bilican karakolu önündeki yolu yapmaya çalışan iş makinelerine yönelik gerilla güçlerimiz tarafından uyarı ateşi açılmış, bunun üzerine iş makineleri alandan çekilmiştir. 2 Ekim günü saat 14.00’te Hakkari’den Bilican karakoluna malzeme taşıyan bir araca gerilla timimiz tarafından el konulmuştur. Kuzey Kürdistan’da gelişen askeri hareketlilik, eylem ve çatışmaların detayları ise şöyledir: Van'ın Saray ve Özalp ilçeleri civarında 30 Eylül günü akşam saatlerinde bölgeye operasyon yapan askerler ile Tepedok köyü yakınlarında çatışmaya girmiştir. Zırhlı araçların yoğun katıldığı ve bombardımanların yapıldığı bu operasyona müdahaleye gelen Baz ve Bahoz arkadaşlarımız Apocu fedai ruhla kahramanca savaşarak 1 Ekim günü şehadete ulaşmışlardır. Bu operasyon da askerlerin bilinçli hedef alarak vurduğu 2 sivil gençten biri katledilirken 1'i de ağır yaralanmıştır. 1 Ekim günü saat 20.00'de Şırnak'ın Silopi ilçesinde bulunan elektrik hattına yönelik gerilla timimizin gerçekleştirdiği sabotaj eylemi sonucu elektrik hattı tümden imha edilmiştir. ŞEHİTLİKLERE SALDIRILARA CEVABEN GERİLLALARDAN EYLEM 2 Ekim günü saat 20.50'de şehitliklerimize dönük saldırılara cevaben gerilla güçlerimiz tarafından Şırnak'a bağlı Fındıkê Taburuna bir eylem düzenlenmiştir. Yakın mesafeden karakola ait iki mevzi etkili vurulmuş, burada 2 asker ölürken 2 asker de yaralanmıştır. Ayrıca tabur ve tabura ait güvenlik tepeleri olan Tepe Ewin, Bênat ve Sawadi tepeleri de ağır silahlarla vurulmuştur. Eylem sonrası Skorsky helikopterler ile taburun kendisinden ve Sawadi tepesinde ölü ve yaralılarını kaldıran TC ordusu, 4 kobra helikopterler ile çevreyi bombardımana tabi tutmuştur. Özel savaş medyasının Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Şuka köyünde 2 gerillamızın şehit olduğu 2 gerillamızın da yaralandığına ilişkin servis ettiği bilgiler yalandan ibarettir. Pervari'ye bağlı güçlerimizin bu bölgede herhangi bir kaybı bulunmamaktadır. Son günlerde Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Zivzik köyünde 2'si kadın olmak üzere 6 kişiden oluşan bir kontra grup, alan çevresindeki halk üzerinde kontra grubun karanlık girişimleri artmıştır. 2 Ekim günü akşam saatlerinde TC ordusu katliam talimatını uygulayan sözde güvenlik güçleri ve askerler, Amed'in Farqin (Silvan) ilçesindeki mahallelere tanklar ile girmiştir. Saat 15.30 sıralarında Silvan'a bağlı Reşo köyüne giden konvoya dönük gerilla güçlerimizin yaptığı eylem sonrası kısa bir çatışma yaşanmıştır. Ölü ve yaralı asker sayısının netleştirilemediği eylemde askerlerin rastgele çevrelerine ateş açması sonucu arazide yangın çıkmıştır. Bu eylemi gerçekleştiren birimimiz eylem ardından üs alanlarına çekilmiştir. 2 Ekim günü 12.00 - 13.00 saatleri arası Bitlis'e bağlı Şêx Cuma alanı yakınlarında bulunan karakola erzak götürmekte olan bir araç durdurulmuş, şoförü uyarıldıktan sonra serbest bırakılmıştır. 2 Ekim günü saat 08.00'de gerilla güçlerimiz, Bitlis'e bağlı Konaxder karakoluna yönelik bir suikast eylemi gerçekleştirmiş, eylem sonucunda 1 asker öldürülmüştür. Eylem ardından Konaxder karakolu; Kember yamaçlarına yoğun top atışları yapmıştır. 2 Ekim günü saat 10.00'da Dersim-Erzincan yolu üzerinde süren yol kontrol eylemi esnasında Erzincan Topçu Tugayına bağlı 2 asker, gerillalarımız tarafından gözaltına alınmıştır. 28 Eylül günü saat 12.30'da bir gerilla birimimiz tarafından Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Ovacık yaylasında bulunan baz istasyonlarına yönelik sabotaj eylemleri gerçekleştirilmiştir. Eylem sonucunda Baz istasyonları ve bu baz istasyonu yakınlarındaki elektrik panosu tümden imha edilmiştir. ................................................................................................................................................................................. Nusaybin’de saldırı da direniş de büyüyor: 5 özel harekat polisi öldürüldü Mardin’in Nusaybin ilçesindeki birçok mahallede dünden bu yana operasyon halindeki özel harekatçılara yönelik direnişçi gençlik gruplarının eylemleri sürüyor. Eylemler sonucunda 5 özel harekat polisi öldürüldü. 3 Ekim 2015 Cumartesi 15:52MARDİN - ANF Mardin’in Nusaybin ilçesindeki birçok mahallede dünden bu yana operasyon halindeki özel harekatçılara yönelik direnişçi gençlik gruplarının eylemleri sürüyor. Eylemler sonucunda 5 özel harekat polisi öldürülürken polislerin gerçekleştirdiği suikast sonucu 50 yaşındaki Ahmet Sönmez yaşamını yitirirken, 75 yaşındaki Musa Akçin ise yaralandı. 4 ÖZEL HAREKATÇI ÖLDÜRÜLDÜ Dün akşam saat 20:00 sıralarında Nusaybin ilçesine bağlı Koçer mahallesine tank ve havan atışlarıyla saldırı düzenleyen Türk devleti bu mahalleye yönelik özel harekat polisleri ve asker eşliğinde operasyon düzenledi. Bu operasyonlar esnasında binaların üzerine yerleştirilmiş keskin nişancılar tarafından Ahmet Sönmez katledilirken Musa Akçin ise yaralandı. Ayrıca çok sayıda yerleşim yeri zarar gördü. Saat 09:30’ a kadar mahalleye yönelik saldırılarını sürdüren özel harekat polisleri mahalleyi ele geçirmek üzere ikinci bir kapsamlı saldırı başlattı. Hükümet konağı ve Newroz Meydanı yönünden harekete geçen ve ağır silahlarla Ş. Gelhat (Abdulkadir) mahallesini hedef alan polislerle gençlik arasındaki çatışmalar şiddetlenerek devam etti. Bu esnada mahalleye girmek isteyen zırhlı araçta gençlerin daha önce yerleştirdikleri tuzağın patlatılması sonucu ağır darbelendi. Bu mahallelerde yaşanan çatışmalar sonucu 4 özel harekat polisinin öldürüldüğü belirtildi. TOMA İMHA EDİLDİ 2 Ekim günü akşam saat 21:00’da Nusaybin'in Sakarya sokağında (Çarşı Merkezi) ise halk saldırılar karşısında sokaklara dökülerek tepkilerini dile getirdi. Eylemini sürdüren halka ağır silahlar saldıran polis karşısında gençlik gruplarının ve halkın direnişini buldu. Ferdi silahlar ve el bombalarıyla saldırılara cevap veren direnişçi gruplar burada bir TOMA aracına da eylem düzenledi. İmha olan TOMA aracının içerisinde bulanan polislerden biri ölürken diğeri de yaralandı. Bunun üzerine mahalleyi zırhlı araçlarla kuşatma altına alan polis yüksek binalara keskin nişancılarını yerleştirdi. ZIRHLI ARAÇLAR DARBELENDİ Aynı gün bir başka saldırı girişimi de Alika Mahallesine yönelikti. Mahalleye zırhlı araçlarla girmek isteyen özel harekat polisleri burada da direnişle karşılandı. Gençlerin B-7 roketatarlarla zırhlı araçlara yönelik gerçekleştirdiği eylem sonucunda 1 kobra tipi araç darbe aldı. İlerleyen saatlerde mahallenin etrafında bekleyişini sürdüren polislere yönelik gençler, ikinci bir eylem düzenleyerek operasyon gücünü geri püskürttü. Burada ferdi silahlar ve el bombalarıyla özel harekat gücünü hedef alan gençlerin eylemi sonucu operasyon için gelen özel harekat gücü ipek yolu civarlarına geri çekildi. Ardından Türk devleti mahalleyi zırhlı araçlar üzerindeki ağır silahlar ve tanklarla sabah saatlerine kadar yoğun bir şekilde vurdu. Bu gün sabah 09:00 sıralarında da özel harekat polisleri Nusaybin'e bağlı Alika ve Ş. Gelhat mahallelerine ağır silahlar ve bomba atarlarla saldırıda bulundu. Öz savunmalarını gerçekleştiren gençler bu saldırılara karşı daha önce mahallenin kimi yerlerine konumlandırılmış 3 suikast grubuna yönelik bir eylem gerçekleştirdi. Burada yaşanan eylemin sonuçlarına ilişkin net bilgiye ulaşılamadı. Nusaybin civarlarında çatışmalar sürerken giriş-çıkışların tümden kapatılmış olduğu bildiriliyor. Sokağa çıkma yasağının hala devam ettiği Nusaybin’de İpekyolu üzerine özel harekat ve asker takviyesi ise sürüyor.
  24. 21'i çocuk 96 sivil can verdi Devletin yok saydığı sivil ölümler İHD raporuyla kayıtlara geçti. 21 Temmuz’dan bugüne kadar 2.5 aylık sürede 96 sivil kurşunların ve bombaların hedefinde yer aldı. Ölenlerin 21 ise çocuk... Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Güneydoğu’da yok saydığı ‘sivil ölümler’ İnsan Hakları Derneği (İHD) raporuyla kayıtlara geçiyor. 21 Temmuz’dan 30 Ağustos’a kadar 48 sivil hayatını kaybetti. Eylül ayında ise bayramın birinci günü olan 24 Eylül gününe kadar 37 sivil bölgede katledildi. İHD’nin tespitlerine göre 24 Eylül’den 30 Eylül’e kadar 11 sivil öldürüldü. Yaklaşık 2 buçuk aylık süreçte ortaya çıkan karanlık tablo 96 sivilin “kurşunların, roketatarların, bombaların” hedefinde öldüğünü ortaya koyuyor. 96 sivilin öldüğü karanlık tabloda ölenlerin 21 ise çocuk. İHD sivil kayıpları “ölümlere yetişemiyoruz” sözleriyle özetliyor. Cizre’de yaşanan sivil ölümleri Şırnak Silopi, Diyarbakır Bismil takip etti. 21 Temmuz’dan 24 Eylül’e kadar 64 günde en az 85 sivil katledildi. İHD, 24 Eylül’den 30 Eylül’e kadar ise 11 sivilin öldüğü tespit edildiğini belirtiyor. 8 yaşındaki Elif’e roket Diyarbakır Bismil’de polis ve askerlerce ablukaya alınan Avaşin Mahallesi’nde bir eve atılan roketatar sonucu 8 yaşındaki Elif Şimşek yaşamını yitirdi. Elif, 90’larda yakılarak boşaltılan Kurudeğirmen Köyü’ne trafik kazasında öldükten sonra defnedilen babasının yanına gömüldü. Elif’in cenazesi toprağa verilirken ne annesi ne de kardeşleri mezarı başında olamadı. Çünkü onlarda evden yaralı olarak çıkarılmışlardı. En küçüğü 35 günlük bebekti Suruç’ta 33 sivilin öldürülmesinden bugüne 20 Temmuz- 29 Eylül 2015 arasında 71 gün içinde Şırnak, Diyarbakır, Ağrı, Mardin ve İstanbul’da en küçüğü bir aylık, en büyüğü 17 yaşında 20 çocuk hayatını kaybetti. Çatışmalar sonucunda en fazla çocuk ölümü görülen yer Şırnak oldu. Şırnak kent merkezi ve ilçelerinde 11 çocuk öldürülürken, Cizre’de 9 gün süren sokağa çıkma yasağı sırasında 35 günlük Muhammed Tahir Yaramış, evinin önünde keskin nişancılar tarafından öldürülen ve cenazesi derin dondurucuda bekletilen 10 yaşındaki Cemile Çağırga, 10 yaşındaki Selam Ağar, 16 yaşındaki Sait Nayci, 15 yaşındaki Bünyamin İrci yaşamını yitirdi.
  25. Her konuda oldugu gibi, fiili durumda katledilen sivil ve asker/polis sayisinda da verilen rakamlar birbirini tutmamaktadir. Basta asker/polis katliamlari gizlenmekte, sivil katliamlar ise katledilen PKK teroristlerine eklenmektedir. Asagida son 86 gunluk bilanço da; AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, son 86 gündeki (7 Temmuz-30 Eylül) terör saldırılarında 135 güvenlik görevlisi (asker, polis ve korucu) şehit oldu, biri İran uyruklu 36 kişi hayatını kaybetti, 3'ü İran uyruklu 446 kişi yaralandı. Katledildiği soylenen terorist sayisinda da celiskiler vardir. Yandan basin verdigi tutarsız rakamlari "bol keseden" atmaktadır. Bu konudaki verilen son rakamlar; Güvenlik güçleri, terör örgütlerinin ülkenin barış ve huzurunu bozmaya yönelik saldırılarına operasyonlarla karşılık verdi, 22 Temmuz'dan bu yana bin 398 PKK'lı etkisiz hale getirildi. Fasizan tutuklamalar da ise verilen rakamlar; 24 Temmuz'dan bu yana gerçekleştirilen operasyonlarda 2 bin 695 kişi gözaltına alındı, bunlardan 750'si tutuklandı.
×
×
  • Create New...