haci

Bu başlık çöplüklük... Çünkü sen bir kesimi homofobik olmakla suçluyorsun. Ve homofobi olmanın bir kesimle bitmediğini de itiraf ediyorsun.

Bu başlık çöplüklük........

O zaman şunu soralım sana.. Homofobiklerin ne kadarı Kemalist, ne kadarı dinci?

CHP'nin belli bir oranı var.. Yaklaşık yüzde 22-25... 1950'den beri bu oran değişmedi. Daha doğrusu artmadı. Bu oranı artırma çabaları başarılı olmadı. Bir ara İsmet İnönü seçimlerden bir gün önce biz ortanın solundayız deyip, bir çuval inciri batırmıştı. CHP çok büyük hatalar yaptı.. Yine de bu oran düşmedi.. Artmadı da.. CHP öküzlerin elinde.. CHP Atatürk ilkelerine inanmayan münafıkların elinde... Dananın kuyruğu gibi.. CHP ne uzar, ne de kısalır..

Peki homofobik olmak yalnız Kemalist'lere has bir özellik midir? Kadınlar da homofobik olabilirler mi? Dinciler homofobik olabilirler mi?

Senin yalnız Kemalist takıntın olduğunu sanıyordum. Homoseksüel takıntın da varmış... İçini dök Jadı.. Bedavadan psikanaliz tedavisi görüyorsun.

Şu anda Jadoş mamoş'dan daha uygun Jadı için.. İlerde çocuğu olursa Jadoş Mamoş diyebiliriz... Veya Mamoş Jadoş........

Vicdanın tanımı konusunda hemfikiriz. Bunların hepsi vicdani red örnekleri.. Ama her biri için farklı bir vicdan söz konusu. Ona da değinmişsiniz zaten. Başlığa dönersek.... Bir Türk için kabul edilebilir en pratik vicdani red insancıl nedenlerdir. Dinsel ve politik nedenler bizde asla kabul edilemezler. Ben budistim diyerek kurtulamazsınız. Çünkü ülkemizde üç dinin dışında bir din kabul edilmiyor. Onlar da insan canı almaya karşı değiller. Tam tersine.. kan görmek isteyen dinler onlar.. Vicdani red insancıl nedenlere dayanıyorsa, siz yine devlete hizmetle yükümlüsünüz. Masa başında görevlendirilirsiniz veya patetes soyarsınız. Onlara da ihtiyacımız var.

Bu aptalca bir muhalefet. Bütün yapacakları Anayasa mahkemesine başvurmak. CHP'nin aptallıkları ayyuka çıkmaya başladı. CHP'nin AKP'den farkı bunlar mı? Yazıklar olsun.....

Maaşlarını da almayacaklar mı?

Jadı... Sen etrafa bakınıyor ve her yerde Kemalist görüyorsun. Bu bir akıl hastalığı işareti olabilir. Durumun vahim.. Bazı terimleri ben uydurdum. Müslo benim icadım. Komü de bana ait. Liboşu da ben uydurdum sanıyordum. Benden önce uydurulmuş.. Gereğinde yeni terimler uydurabilirim. Senin dahil olduğun grup için de yeni bir terim bulmamız lazım. Üzerinde biraz düşünmeliyim.

Vicdanın tanımını farklı yaptığımızı sanmıyorum. Vicdan ne ise odur. Kişiye özel bir davranışın ahlaksal değerler muvacehesinde doğru veya yanlış olmasıdır. Bu ahlaksal değerleri de çeşitli ikincil değerler saptar. İkincil değerler sizi ilgilendirmiyor ve siz asla insan canı almak istemiyorsanız, vicdani red nedeniniz insancıl olmanızdır. Bu bağlamda politik ve dinsel unsurlar dengeyi sağlamazlar. Sizin dininiz ve politik görüşleriniz değil temel ahlaksal değerleriniz bu sonuçtan sorumludur. Vicdani red nedeniniz politik de olabilir. Komünistin bir diğer komünistin canını almak istememesi örneğin. Red dini de olabilir. Bir Müslüman diğer Müslümanı öldürmek istemez. Ama bunlar farklı ikincil değerlere bağlı vicdani redlerdir. Ve hepsini aynı kefeye koyamazsınız. Benim dinim yoksa ve politik değilsem, benim vicdani reddimin nedeni insancıl olmamdır. Siz politik nedenlerden dolayı vicdani reddi savunuyorsanız, sizle aramızda dağlar kadar fark vardır. Bizi kimse terazinin aynı kefesine koyarak değerlendiremez. Biz farklı değerlere sahibiz. Benim gözümde yalnız bir tür vicdani red vardır. O da insancıl olmaktır. Ben başka vicdani red kavramını yeterince vicdani bulmuyorum. Ama siz bulabilirsiniz.. Ona siz karar vereceksiniz. Çünkü o sizin vicdanınız. Herkesin vicdanı kendine.. Kabull ettiğiniz vicdani red sizi rahatsız etmiyorsa sorun yok. O vicdanla yaşayacak olan sizsiniz.

O zaman sen vicdandan ne anladığını yaz. Vicdanı tanımla.. Vicdanı reddin politik nedenlere bağlı olduğunu söylüyorsan politik vicdanı tanımlamak zorundasın. Sen tanımını yap, ben tanımını yapayım; bıraktığımız yerden devam ederiz.

Yeri gelmişken şunları da eklemek istiyorum. Eğer mutlaka vicdan terimini kullanmak istiyorsanız, onun da yolu var. Komünistin vicdanı diyebilirsiniz. Ya da Müslüman'ın vicdanı, Hristiyan'ın vicdanı diyebilirsiniz. Onlarda da vicdan kavramı var. Ama çok sınırlı. Onlar öldürmeye karşı değiller. Sadece kendi dindaşlarını, yoldaşlarını öldürmeye karşılar. Bir komünistin vicdanı ile bir budistin vicdanını karşılaştırınca aradaki farkı görürsünüz. Komünist ne pahasına olursa olsun bir diğer komünistle bir araya gelmek ister. Kapitalisti öldürmek komünistin en doğal hakkıdır. Budist ise yalnız mutlu olmak peşinde koşan hatta mutlu olmak zorunda olan bir meczuptur. Vicdanında yalnız mutluluğa yer vardır.

Onlar çok farklı kavramlar.. Ahlak ve etik her kavramın katalizörü olabilir. Ama bu bağlamda tek başına ve ayrı bir kavramdır. Bu arada yanlış anlaşılmak istemem. Siz elbette ben politik nedenlerden dolayı can almak istemem diyebilirsiniz. Ben komünistim ve bir diğer komünisti asla öldüremem, ben yalnız kapitalistleri öldürürüm diyebilirsiniz. Bu sizin doğal hakkınız. Ya da ben dinsel nedenlerden can alamam da diyebilirsiniz. Ben Müslümanım. Bir diğer Müslüman'ı öldüremem diyebilirsiniz. Ama bunu ben can alamam, vicdanım can almaya izin vermez şeklinde belirtirseniz, yalan söylemiş olursunuz. Sahte bir vicdana bürünmüş olursunuz. Bu içten bir ifade değil. Amacı aldatmak bu ifadenin. Ben sizin onları vicdani red kategorisine almanıza itiraz ediyorum. Yalnız bir türlü vicdani red vardır. Onun da ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Burada Kürtlerin askerlik yapmama nedenini de bu yalanlardan biri olarak değerlendirebiliriz. Kürt bir diğer Kürt'ü öldürmemek, ona ızdırap çektirmemek için Türk askeri olmak istemeyebilir. Bunu elbette anlayabiliriz. Kabul bile edebiliriz. Ama vicdana sığınılmaması koşulu ile.. Bu bağlamda vicdandan bahsetmek bir sahtekarlıktan, ahlaksızlıktan başka birşey değil. Erkek olun, erkek..

Birileri bunu vicdan kapsamına aldı diye, ona hemen katılmak zorunda değilsiniz. Durum meydanda. Eğer birileri yanlış yapıyorlarsa, siz onları düzelteceğinize, onlara katılıyorsunuz. Mazeretiniz (kusurunuz diyecektim) özrünüzden daha büyük. Hiç böyle saçma şey olur mu? Vicdanı politika ve dinle bütünleştirmek, vicdanı bilmemektir. İnsan canı almak istemiyorsunuz. Ama onu politik ve dinsel nedenlerden istemezseniz, başka politik ve dinsel nedenlerden istediğiniz anlamı çıkıyor. Benim kişisel politik görüşüm can almaya karşıdır, ben asla can alamam derseniz, size lafım yok. Aynı şekilde ben dinimden dolayı can alamam, dinim her türlü can almayı yasaklıyor derseniz de size lafım yok.. Ama bize senaryosunu yaptığınız politik nedenler sizin bazan can alacağınıza işaret ediyor. Sizin can almak için yeterli gereksinimleri, birçoğu sağlamasa bile, bazı politik görüşler sağlıyor. Bunları nasıl açıklayacaksınız?

Bence siz ve sizin gibi düşünenler insan ahlakını manüple ediyorlar. Vicdanın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu bir oyun değil. Ama siz bunu bir politika ve din oyunu haline getiriyorsunuz. Politik olarak destekledğiniz bir hükümet başta ise onu savunmak için öldürürsünüz. Bunu sizin iletinizden çıkarıyoruz. Bu nasıl bir vicdandır? Anlaması çok zor. Böyle bir vicdan olur mu? Bu iyi ahlak örneği midir? Yoksa ahlaksızlığın daniskası mıdır? Müslümansanız... Hristiyan bir ülkenin Müslüman bir ülkeye açtığı savaşa katılmıyorsunuz. Ama Müslüman bir ülkenin savunmasına veya Hristiyan bir ülkeye savaş ilan edip, onları öldürmesine hayır demiyorsunuz. Bu nasıl bir vicdandır? Bize vicdandızlık ve ahlaksızlık örneklerini, vicdan ve ahlak adına veriyorsunuz.. Bu nasıl bir vicdan ve iyi ahlak örneğidir?

Bu dedikleriniz olur elbette.. Ama adına vicdani red denmez. Vicdani red yalnz bir türlü olur..

Bunun Türkçe ilk eğitimle ne alakası var. ABD'de bile ehliyet almak isteyenlerin imtihanı çeşitli dilerde yapılıyor. Aralarında Türkçe de var... Biz ilk eğitimden bahsediyoruz.

Anadil dışında bir eğitiminin ülkeye en ufak bir yararı olmayacağı gibi, çok da zararlı olacak ve ülkenin parçalanmasına neden olacaktır. İlk eğitimin ana dilde olması zorunludur. Azınlıklar da ana dilden eğitim alacaklardır. Ama onların ikinci bir dil öğrenmeleri için gösterilecek çabaları devlet kösteklemeyecek, kolaylaştıracaktır. Lozan'da buna önem verilmiştir. İlk öğretimini Kürtçe yapan bir öğrenci, o eğitimin sonunda yalnız kalacak, yaşamda başarılı olamayacaktır. Onun için kendini ilerletme olanağı ve onu aydınlığa götürecek yol orada sonlanmıştır. Bu basit gerçeği görememenize şaşıyorum. Bu Kürtler için bir kurtuluştur. Diğerleri için değil.

Bu öyle bir şey değil. Burada somut bir Kürt anlayışı var.. Bu bir kavram değil. Somut bir gerçek. Kürtleri sayabilirsin, sevebilirsin, öldürebilirsin, kesebilir, biçebilirsin. Adamların dili var, gelenekleri var, kültürleri var.. Kürtlerin varlığını reddetmek, ilahiyatın ve sünnilerin Alevilerin varlığını ve dinsel inançlarını reddetmesine benziyor. Boş işlerle uğraşıyorsunuz. Bunlar sorunu daha da zorlaştıracaktır.

İnanca saygı duyulmaması çok mantıklı.. Peki ateizme saygı duyulur mu? Duyulmalı mı?

Birileri kendilerine Kürt diyorlarsa onlar Kürt'tür.. Bu tartışılmaz. Adam benim adım Ahmet diyor. Sen de hayır, sen Ahmet değilsin diyorsun. Böyle saçma şey olur mu? Ona Kürt olmadığını kanıtlayacağına ki bu aptalca bir çaba olur, onun Kürt olduğunu kabul et. Sorunların yarısını çözmüş olursun.

Her Türk vatandaşı için Türkçe resmi dildir. Her Türk vatandaşının ilk öğretiminde kullanılan dil Türkçe olmak zorunddadır. Kürtçe veya diğer bir dilin ilk öğretimde kullanılmasının ne gibi sakıncaları olabilir? Herşeyden önce bu diller öğrenciyi yaşama hazırlayamazlar. Eğitimden amaç bir dil öğrenmek/öğretme değildir. Öğrencileri gerçekçi bir yaşama hazırlamaktır. Kürtçe bir eğitim bunu başaramaz. Bu Kürtçe öğrenmeye karşı olmak değildir. Öğrenmek isteyen öğrencilere ayrıca Kürtçe eğitim de verilebilir. Ama bu Türçe eğitimin yerini alamaz. Sadece ona eşlik edebilir. Nedeni de faşizm falan değildir. Çocukları yaşama hazırlamaktır. İki dil bilmek her zaman bir avantajdır.

Politika ve din vicdani red nedenlerinden biri olamaz. Vicdani red nedeni politika ve din olursa, değişik bir politika ve din vicdanla bağdaşabilir. Bunlar vicdani red konusunda kabul edilmemeleri gereken mazeretlerdir.