
haci
Members-
İçerik sayısı
516 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
9
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by haci
-
İnsan sesinden de güzelliği çıkaran biziz. Estetik doğada yok. Bizde kavramı var. Bu argümanlara cevap vermek istemiyorum. Bunları savunanlarla tartışmam. Burası da bilim forumu. Ben yalnız bilimsel olduklarından emin olduğum yorumlara cevap vermeyi yeğlerim. Biz güzel veya çirkin müzikten bahsetmiyoruz. Biz müzikten bahsediyoruz. Konuyu dağıtmadan yalnız bir yönünü tartışmak istiyorsanız, onunla ilgili kaynaları quote edin ve yalnız o konuda yorum yapın.
-
Herne kadar müziğin insanın evrilmesinde (ve genel olarak canlıların evriminde) önemli bir yeri olduğunu düşünmüyorsam da, müzik var olduğuna göre, bir takım işlevleri de olmalıdır. Canlılarla ilgili her özelliğin mutlaka evrimsel bir nedeni olması gerekmez. Örneğin dinlerin ne gibi bir evrimsel önemi olabilir diye sorabilirsiniz. Bazı nitelikler epifenomen (yan ürün, yan etki) olarak ortaya çıkabilirler. Bilincin bir epifenomen olduğu görüşünde büyük bir gerçek vardır. İnsan aklı ve zekası da bir epifenomen olabilir. Bu durumu önce bir su örneği ile açıklayalım. Bir molekül, bir damla, bir bardak, bir havuz dolusu, bir göl dolusu, bir deniz dolusu ve bir okyanus dolusu suyun davranışlarına bakalım. Bu davranışların giderek karmaşıklaştığını görürüz. Su molekülü sayısı arttıkça suyun davranış repertuvarının da arttığını ve yeni davranışların ortaya çıktıklarını görürüz. Aynı şekilde beynin karmaşıklaşarak büyümesi ve nöron sayısının artması yeni epifenomenlerin ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Nöronlar bunu aralarında kurdukları ağ şebekesi ile başarırlar. Hayvanlar daha akıllı ve zeki olmaya başlarlar. Kendilerinden beklenenlerden daha fazla yetilere sahip olabilirler. Bu arada müzik de bir epifenomen olarak ortaya çıkabilir. Bu durumda müziğin evrimsel bir işlevi vardır diyemeyiz. Ama yine de yan ürün olarak bile ortaya çıkmış olsa, evrimle bir tür ilişki halindedir demek zorundayız. Dinleri de bir epifenomen olarak kabul edebiliriz. İnsanların efsaneler, menkibeler, öyküler, masallar uydurması da bir epifenomen olarak ortaya çıkan hayal gücü ile ilgilidir. İnsan bir hayvan türüdür. Müzik insanlar için önemli ise, diğer hayvanlar için de önemli olmalıdır. Nitekim kuşların, balinaların ve diğer hayvanların, hatta bazı böceklerin müzik yaptıkları, müziğe düşkün oldukları ve müzikle motive oldukları öteden beri bilinmektedir. Bu konuda çok sayıda literatür vardır. Birini aşağıya alıyorum. Şu tümceyi google da arayın. do animals make music http://news.nationalgeographic.com/news/2001/01/0105biomusic.html
-
Aslında bu din polisi olayını ciddiye almalıyız. Bu sadece bir başlangıçtır. Arkası mutlaka gelecektir. Ateistforum'da yazanların IP'lerini saklıyoruz. Ekşi Sözlük gibi forumlarda da saklanmalarında yarar vardır. Dış kökenli forumlarda yazan Türklerin bile başı derde girebilir. Devlet onların peşine düşerek İslam hakkında neden kötü yazdıklarını soruşturmaya başlayabilir. Bu konuda yasalar çıkarabilirler ki yeni çıkarılan yasalar vardır.
-
Müziğin evrimle ilişkisi olsa bile o ilişki sandığınız türden değil. Yani müzisyenler genlerini yeni nesillere geçirdikleri için herkes müzisyen olmuş değil. Bu absürd bir evrim masalı. Müziğin, müzisyen toplumların müzisyen olmayan toplumların yerini alarak yayılmış olması daha mantıklı.. Burada sorun müzisyen toplumların neden ortaya çıktığı...... Aynı soruyu din için de sorabilirsiniz. Hiç kuşkusuz dinle müzik arasında esrarengiz ve gizemli bir ilişki var.
-
Gerçi öyle bir ifade kullanmadım ama, müzik dinle başladıysa, bu mümkündür. Bu durumda şeytana tapanların müziği metal müzik olabilir..
-
Aslında müzik Tanrı ile değil de dinlerle ilgili bir insansal duyarlık olabilir. Dindar toplumların dinsiz toplumların yerini aldığı iddiası doğru ise, müzisyen toplumların müzisyen olmayan toplumların yerini aldığı iddiası da doğru olabilir. Burda müzik evrimsel bir avantaj sağlamamaktadır ama, insanlarla ilgili bir defoyu tatmin ettiği için, gerekli olabilir. Din insan maneviyatındaki boşlukları dolduran bir kavram. Müzik de insan ruhsallığındaki eksiklikleri dolduran bir etkinlik olabilir. Bu eksikliklerin uyuşturucu maddelerle doldurulduklarını biliyoruz. Örneğin din afyondur bile denmiştir. Gerçekten de din insanı uyuşturucu bir madde gibi etkilemektedir. Müzik de uyuşturucu bir etkiye sahiptir. Bunlardan şöyle bir anlam daha çıkabilir: Din ve müzik alışkanlık yaparlar. Din ve müzik hem uyuşturucudurlar hem de alışkanlık yaparlar. Çoğu kere her ikisinin birlikte insanları etkilediğine şahitlik ederiz. Birbirlerinin etkilerini artırır bu iki insansal eksiklik.. Bu bağlamda evrimsel bir önemi olabilir mi müziğin? Dinler ne kadar evrimsel öneme sahiplerse, müzik de o kadar evrimsel öneme haizdir. İnsanlık muhtemelen ikisinden de kurtulamayacaktır. Müzikten kurtulamama bir sorun değil. Hatta iyi bir şey. Ama bunun dinden kurtulamama gibi bir fiyatı da olabilir. Çünkü müzik dinsel inançları pekiştirir.
-
İyi de yukarda yazılan yazılardan hangilerinin bunlarla çeliştiğini açıklamak zorundasın.
-
Tanrı bilinmeyenlere cevap değildir. Çünkü bilinmeyenler bilinince Tanrı kaybolur.
-
Ne diyorsun sen kardeşim? Birkaç cümle ile özetler misin bu konudaki düşüncelerini....... Müziğin biyolojik bir kökeninin olmaması ne demek? Bilince neden bulaştın? Dertsiz başına dert açıyorsun.
-
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunursa, işte böyle saçmalanır. Önce evrimin ne olduğunu öğrenin yaw.. Bu kadar da cahillik olmaz.
-
Hee heeee Benim teoriyi destekliyor. Müzik ömrü kısaltıyor.. keeeeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh Jimi Hendrix 27 yaşında öldü..
- 69 yanıt
-
- 1
-
-
Müziğin evrimsel bir nedeni olmayabilir. Olması için de bir neden yok zaten. Şarkı söylemenin yaşamı uzattığı söylenemez. Kısaltabilir bile... Şarkıcıların sıklıkla vurulduğunu dikkate alırsanız.. Hem Türkiye'de, hem de dışarda.. O halde müzik evrimsel bir etkinlik değildir. Bunu kesin olarak söyleyebiliriz. Peki neden müzik dinler ve şarkı söyleriz? Neden bir enstrüman çalarız? Müzik insanın kendini belirttiği, güzel sanatlarla ilgili bir etkinlik olabilir mi? Resim yapmak, heykeltraşlık, çeşitli el sanatları, kaligrafi vs.. insanların kendilerini belirtmek için sıklıkla başvurduğu etkinliklerdir. Müzik de onlar gibi bir etkinlik midir? Sanmıyorum. Müzik insanların çoğunun hoşlanarak dinlediği veya yaptığı bir etkinliktir. İnsanın ruhuna hitabeder. İnsan müzik dinlemekten zevk alır. Ama insan bunlarla da yetinmez. Müzik dinlerken bir fantezi, hayal ve düş alemine dalar. İnsanda benzer düşlere, hayallere ancak esrar, morfin, eroin, kokain gibi uyuşturucu maddeler neden olur. O halde müziğin de insan beyni üzerinde uyuşturucu ve keyif verici bir etkisi olmalıdır. Müzik bunu nasıl başarır? Müzik beyinde endorfin salgılanmasını stimüle ediyor olabilir. Endorfin morfine benzer bir kimyasal maddedir ve beyinde ağrı ile ilgili sinyanlerin iletiminde ve ağrının algılanmasında önemi vardır. İç morfin anlamına gelir. Bir ağrıya eşlik etmeyen veya ağrının fazla rahatsız edici olmadığı durumlarda salgılanan endorfinin keyif verici olduğu bilinmektedir. Hatta jogging yapan kadınlarda beynin bol miktarda endorfin salgıladığı gözlemlenmiştir. Yani jogging kdınlar için keyif verici bir etkinliktir. Erkeklerde benzer bir çalışmanın yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Gerçekten jogging yapmaya başlayan kadınların onu bırakmakta zorluk çektiği gözlemlenmiştir. Boş yere şeytan azapta gerek dememişler. Bazı ağrıların keyif verici olduğunu bu kadar açık başka nasıl söyleyebilirsiniz. Tabii müzik için ağrı ve ızdırap söz konusu değil diyebilirsiniz. Buna ben hiç katılmıyorum.. Bazı müziklerin ne kadar acıklı olduğunu biliyoruz. Onları dinleyenlerin bazı durumlarda topluca ağladıklarını da biliyoruz. O halde insanı ağlatan müzik, ona hem bir tür ağrı ve ızdırap, hem de keyif veriyor. Evet.. Artık buna kesin olarak inanıyorum. Müzik ağrılı bir zevkle dinlenen (yapılan) ve o yüzden insanlarda alışkanlığa neden olan, çok özel bir etkinliktir.. Evrimsel önemi yoktur. Varlığını evrimle açıklamak mümkün değildir yani. Yalnız insan beyninin mazoşistçe gereksinim duyduğu ilginç bir ihtiyaçtır. Evet. Bir ihtiyaçtır. Umarım şimdi müziğe çok daha değişik bir açıdan bakarsınız. Ben kafayı bulmak istediğim zaman çok sevdiğim bir müzik parçasını dinlerim. Sizin de kafayı bulmak için dinlediğiniz müziklerin olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa hemen bulun kafayı bulacağınız bir müzik parçası..
-
Mantık şu adamlara ya sen söyle ya da ben. Sen söylesen daha iyi. Konuya hakimsin. Düzeltsinler forumu.. Tamir etsinler. Ne gerekiyorsa yapsınlar ve işleyecek hale getirsinler. Ücretlerini de vereceğimizi söyle. O konuda çekinmesinler ki tamir etsinler. Ne istiyorlarsa veririz. Adamları da yüzlerine karşı suçlama ki, tamirleri hemen yapsınlar. Çünkü suçlayarak bir sonuca ulaşamayız. Bu işin doğası böyle malesef. Yine de şimdiye kadar kullandığımız en güvenilir hosting burası.. Bazı etkinliklerini beğenmesek bile yine de en ucuzu bunlar. Tabii eğer tamir edemezlerse durum ayrı. O zaman ne yaparız bilmiyorum. Ayrıca virus girmiş olabilir mi? Viruslara karşı önlem almıyor muyuz?
-
Bu sorun her katılanda var.
-
Forum yavaş. Neden ddos saldırısı olabilir. Bu saldırı sırasında forumu arada bir re-boot etmek de gerekebilir belki. Emin değilim. Tekrar re-boot yapmalarını istedim ve açıldı ama yavaş.
-
Re-boot yapmalarını istedim hosting den. Belki sorun odur. Birazdan anlaşılacak.
-
Ateistforum'da tutunamayan bully ler dolmuş buraya.. Fikir tartışmasını bile zorbalığa dönüştürenlere başka ne denir bilmiyorum. IFeelGood'un yerinde olsaydım onlara hitebetmezdim. Söyleyeceklerimin hepsi bu kadar. Fazlasına gerek yok.
-
Korkarım kör olan sensin.. Türkiye'de istediğin gibi giyinemezsin. Hatta oturamazsın bile. İki kişilik koltuklar kaldırılıyor. Müezzinin çirkin sesine kulaklarını kapatamazsın. İnanç özgürlüğü tek taraflı Türkiye'de... İnançsızlığın özgürlüğü olmadan inanç özgürlüğü olmaz. Önce bunu anlamanız gerekiyor. Ama anlayacağınızı sanmıyorum.
-
Bir insanın kendisi için uygun gördüğü bir davranış örneğini, başkalarına zorlaması özgürlükle bağdaşmaz. Türbanın özgürlükle bağdaşabilmesi için, türbanın zorunlu olmaması gerekir. Türban Müslüman bir kadın için özgürlüğü simgelemez. Bir zorunluğu simgeler. Ama ilginç olarak türban bir ateist için özgürlüğü simegeleyebillir. Burada söz konusu olan özgürlük, türbanın isteyenler tarafından takılması eylemidir. Ateistler için türban insan haklarının bir gösterisi olabilir. Çünkü ateistler türbanın yasaklanmasını, insan haklarına saygısızlık olarak nitelendiren bir azınlığa aittirler. Ama türban Müslümanlar için özgürlüğün gösterisi değildir. Zannedersem buradaki tartışmalarda Müslümanlar ve ateistler arasındaki bu önemli fark dikkate alınmıyor. Türban, Müslümanların değil, aydın, insancıl ve çağdaş Müslüman olmayanların Müslümanlar hesabına savundukları, Müslüman olmayanların bakış açısından özgürlüğü simgeleyen bir araçtır.
-
Türbanın özgürlüğü simgelemesi için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekir. Özgürlük öyle kafadan sallamakla kazanılmaz. Özgürlüğün bir fiyatı vardır. Önce o fiyati ödeyeceksiniz.. Sonra onu hak edeceksiniz. Freedom is not free.... Bunu unutmamalısınız. Türban neden özgürlüğü simgelesin? Özgürlüğün simgelenmesi ne demektir? Türban hangi değerli, insan hakları ile bağdaşan, barışçıl bir eğilimi simgelemektedir? Türban İslam dininin simgesidir. İslam'ın nesi değerlidir? Önce bu argümanı başarı ile yapmanız gerekir. Eğer yapamazsanız, türban yine İslam'ın simgesi olmaya devam edecektir. Ama artık özgürlüğü simgelemeyecektir. Ayrıca türbanın özgürlüğü simgelemesi için, türbansızlığın da özgürlük olması gerekir. İslam ilke olarak buna karşıdır. Yani İslam yalnız kendi ilkelerini zorlayan bir dindir. Bu dinin gelenek ve ritüellerinde özgürlük yoktur. Allah'ın emirleri vardır.Ve onlar insanlara gerekirse zorla, uygulanırlar.. Onları seçme özgürlüğü yoktur. Hala türbanın özgürlük olduğunu düşünüyor musunuz?
-
Senin farkettiğin kendi Türkçe kelime dağarcığındaki eksiklikler. Onu Türkçeye yansıtıyorsun. Senin Türkçe ve İngilizce kelime haznen zayıf. Sorun onlardan kaynak alıyor. Bu konuda yorum yapmadan önce onların üzerinde çalış biraz..
-
Aslında biz Atatürk devrimlerine geri dönmekten onları oldukları gibi uygulamayı değil, onları temel almayı anlıyoruz. Bunu birçok kereler vurguladık. Atatürk devrimlerini eleştirenler de onu eleştirmekle yetinmemelidirler. O devrimlerin gerçekleştirildiği zamanda var olan bir toplumun ve genel olarak dünya toplumlarının sosyo-ekonomik yapısını da dikkate almak zorundadırlar. Eğer bütün değişgenleri göz önüne alırsanız, Atatürk devrimlerinin dünya tarihinde bir benzerinin olmadığını görürsünüz. Eğer bir devrim çağa uymamışsa, sorun ya o devrimlerdedir, ya da toplumdadır. Atatürk devrimlerinin çağa uydurulamamasının sorumlusu devrimler değildir. Halkın cehaleti ve bağnazlığıdır. İslam dinidir. Bunu bile bile Atatürk devrimlerinin antitezi olan İslam'ı demokratik olarak seçmek ilericilik değildir. Ne olduğunu bilmiyorum ama en azından buna teşebbüs etmek demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüğe ihanettir. Sapıklıktır. İslamsal bir politika güden bir hükümetin bu ülkeyi yönetme hakkı olduğunu düşünmek, demokrasi, insan hakları ve özgürlüğü bilmemektir. Bu hükümet yalnız Atatürk devrimlerine karşı değildir. Her türlü insan haklarına, insan onur ve gururuna da karşıdır. Bu hükümetin hükmetme hakkını savunup, Atatürk devrimlerini bu hakkı onlara tanımadığı için eleştirmek tek kelime ile ahmaklıktır. Eğer Atatürk devrimlerini çağının demokratik anlayışı, insan hakları ve özgürlükleri ile karşılaştırarak eleştirebiliyorsanız, buyurun eleştirin. Kimse size eleştirmeyin demiyor. Atatürk devrimlerini günümüz koşullarında eleştirmek istiyorsanız, onu günümüz demokratik anlayışı, insan hakları ve özgürlükleri ile değil, ona alternatif olarak ortaya atılan İslamsal değer yargıları ile karşılaştırarak eleştirmelisiniz. Ancak o zaman nasıl bir dalalet ve gaflet içinde olduğunuzu görürsünüz.. Daha doğrusu görürler.. Sizin birşey görebileceğinizi sanmıyorum. İslamcılar kadar körsünüz çünkü..
-
AKP geleneksel İslam politikasını sürdüren bir partidir. Çağ dışı kalındığı geri Müslüman ülkelerde henüz anlaşılmadığı için bu stratejiye devam etmektedir. Halk cahil kaldığı, daha doğrusu tutulduğu, süre bu strateji devam edecektir.