-
İçerik sayısı
2.730 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
137
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
Savaş(ma) Savaşın ne anlamı var? Yürekleri parçalıyorsa Düşmanlığı besliyorsa Gözyaşı akıyorsa İnsanlığı öldürüyorsa Barışı getirmiyorsa Ne olurdu acaba? Hiçkimse savaşmasa
- 29 yanıt
-
- 1
-
-
Bre zındıklar. Kadınlardan ne alıp veremediĝiniz? Şaka bir yana; kadınlar bir çok alanda erkeklere nazaran dezavantajlı durumda. İş yerlerindeki yüksek pozisyondan tutun, onlara karşı şiddet ve gelir dengesizliĝine kadar çoĝu şey kadınların aleyhinedir. Dünyanın her ülkesinde buna rastlamak mümkün. Hele ki bazı(!) ülkelerde onların mutfaktan dışarı çıkmasını dahi istemeyenlar var. Bu nedenden ötürü kadın haklarını koruyan ve savunan dernekler ortaya çıkmıştır. Peki, erkek haklarını koruyan dernekler var mı acaba? Sanmıyorum, çünkü erkekler her yerde baskın. Savunulmaya ihtiyaçları yok. Kadınlar için aynısı elbette iddia edilemez.
-
Ne güzel işte; içimizde biriktirmekten iyidir. @Kafir İmam, sende bilhassa dini şeylerin takıntı haline geldiĝini gözlemliyorum. Bizler duygusuz ve hatasız robotlar deĝiliz. İnanç, dinsel merasimler ve ritüeller insanlık tarihi kadar eskidir. Demek ki onsuz yapamıyoruz, en azından insanların çoĝunluĝu için bu böyle. Orta Doĝu kökenli dinlerin bulaşmadıĝı yerlerde bile insanlar bir şeylere inanıyor. Mesela Kuzey Yarımküre´de yaşayan İnuitler ile Avusturalya´da yaşayan Aborjinlerin bile kendilerine göre inançları ve ibadetleri var. Belki bir gün dinlere, camilere, kliselere ihtiyaç kalmayacak ancak dinler yok olduĝunda insanların daha düzgün olacaĝını zannetmiyorum, çünkü bencilliĝin, kıskançlıĝın veya sahtekârlıĝın dinlerle veya inançlarla hiç alakası yok. Bu duygular/özellikler her vardı içimizde.
-
Oy kullanmamak veya geçersiz oy kullanmak yapılacak en büyük yanlıştır, çünkü diĝerlerinin ekmeĝine yaĝ sürmekten başka işe yaramaz. Kötünün en iyisini seçmek, en makul olandır. Mevcut iktidar, elinden gelse Cumhuriyetin tüm kazanımlarını kökünden yok etmek istiyor. Bunların nihai hedefi İslam saltanatıdır. Buna dur demenin tek yolu, geçerli oy kullanmaktan geçer.
- 6 yanıt
-
- 2023 seçimleri
- son anketler
-
(4 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Ha evet, Assembler´de vardı tabii. O devirde her bitin(!) hesabı yapılıyordu, çünkü hafıza sınırlı idi. Mesela ZX81´ın ana hafızası sadece 1 KByte idi. Commodore 64´ünkü ise, adı üstünde, 64 KByte idi.
-
Selam DMA, Haklısın aĝırlıklı olarak dediĝin gibi, yani işyerinde ürettiĝimiz cihazların yazılımını(Firmware) ve bilgisayarda bu cihazlarla iletişimi saĝlayan yazılımları (Software) yazıyorum. Aĝırlıklı olarak klasik diller olan c++ ve Delphi´yi kullandım ve hâlâ kullanıyorum. Bir bakıma eski toprak sayılırım çünkü 80/90´lı yıllardan beri yazılımla haşır neşirim. Hatta daha öncesinde Basic, Fortran ve daha sonra Turbo Pascal kullanmışlıĝım var, çünkü Home Computer zamanlarındanım. Sinclair ZX81, Commodore 64 ve Atari 1040 benim ilk tecrübelerimi kazandıĝım ilk aygıtlar.
-
İslamın ´ın evrildiĝini görmek için 50-60 sene evvelki tercümelerin şimdikilerle kıyaslanması yeterli. Piyasaya sürülen tercümeler ha bire deĝişime uĝruyor.
-
Yardım dernekleri. Adı üstünde; yegane amaçları yardım etmektir. Herşeyi devlet yapamaz, bireylerin de aktif katkıda bulunmak için dernek kurmalarında bir sakınca yok. Ancak işin içinde her zaman olduĝu gibi insan olunca, bir sürü çürüklerin ortaya çıkması kaçınılmaz. Genelleme yapmak istemem, çünkü hiçbir karşılık beklemeden zaman ayııp yardım etmek isteyenler elbette var. En ufak bir rezaletin veya sahtekârlıĝın ortaya çıkması sonucunda, tüm düzgün yardım derneklerinin yapmış oldukları düzgün eylemler bir çırpıda heba oluyor. Onların da işi zor.
- 4 yanıt
-
- yardım dernekleri
- yardım kuruluşları
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Yazılımı çözmüş gibi bir halin var. Benim bugüne kadar yadıĝım kodları kaĝıda basmaya kalksam, herhalde Harry Potter kitapların tümünden fazla yer kaplar.
-
Hayır, benim ilk gözaĝrım Ateistforum´du.
-
İshal olunca, yeşil muz iyi gelir. Kabız olunca, acı biber anında sorunu çözüyor. Empirizm metotu ile şahsen denenmiştir.
-
Başkası için çalışmak, kendi işini yapmak, en güzeli çalışmamak
kavak replied to Martin Eden's konu in Ekonomi
Elbette sırrını vermeyeceksin ki bunun adına Know How diyorlar. Şirketler de aynısı yapıyor zaten. Şirket sırlarını saklamakla kalmıyorlar, çoĝunlukla patent alma yolunu seçerek eldeki bilgiyi yasal koruma altına alıyorlar. -
Bir soru: Sidik ya da dışkı gerekli bir şey olsaydı, tuvalet sorunumuz olmazdı. Vücudumuz onlardan neden bir an önce kurtulmak istiyor?
-
Deneycilik, adı üstünde, deneye deneye ve duyu organlarını da kullanarak elde edilen bilgi/veri anlamına gelir. Şarlatanlık ise bilinçli bir şekilde yanlış bilgi vererek sahtekârlık yapmak, daha doĝrusu bile bile başkalarını yanıltmaktır. Dolayısıyla birbirleri ile alakası yoktur. Yani empirizmin doĝru karşılıĝı deneycilik/deneyimciliktir.
-
@TAO Verdiĝin listeye şöyle bir göz geçirdim. Fritz Arndt´ın yanında Hilmi İşıktan başka bir hayli çok Türk kimyager çalışmış ve onunla ortaklaşa billimsel yayınlar piyasaya sürmüş. Bence güzel bir şey.
-
Başkası için çalışmak, kendi işini yapmak, en güzeli çalışmamak
kavak replied to Martin Eden's konu in Ekonomi
Evet, Türkiye´yi elbette sizin gibi iyi tanımam. Çünkü neredeyse 50 seneden beri Avrupa´da yaşıyorum. İzinden izine memlekete gitme fırsatım oluyor. -
Başkası için çalışmak, kendi işini yapmak, en güzeli çalışmamak
kavak replied to Martin Eden's konu in Ekonomi
Elbette hırsızlar da azıcık becerikli olmalı ve yaptıĝı işi iyi bilmeli. Dii mi?! Yoksa yakayı çabucak ele verir. Kimsenin raĝbet göstermediĝi veya ilgisini çekmediĝi bir ürünü üretmenin bir anlamı yok. Her ülke için geçerli bir kaidedir. Bu nedenle alıcının istekleri doĝrultusunda hareket etmenin yadırganacak bir tarafını göremiyorum açıkcası. Olabilir. Türkiye piyasasını pek fazla bilmem ancak şunu da eklemem gerek. Türkiye´de iki şirketle işbirliĝi yapıyoruz. Hatta birisi Türkiye´nin önde gelen şirketlerinden birisidir. Kendileri bizimle temasa geçtiler ve hem onlar hem de biz memnunuz. Çünkü bilhassa kaliteye önem veren şirketler de Türkiye´de var. -
Başkası için çalışmak, kendi işini yapmak, en güzeli çalışmamak
kavak replied to Martin Eden's konu in Ekonomi
Herkes aynı anda işveren olamayacaĝına göre çalışanlara köle gözüyle bakılmasını doĝru bulmuyorum açıkçası. Diĝer yandan eĝer başkalarından emir almak zorunuza gidiyorsa, o zaman kendi başınızın çaresine bakmanın bir yolunu bulmalısınız. Kimseye muhtaç olmadan kendi işinizi yaparak geçiminizi saĝlamak, ilk bakışta kulaĝa bir hayli hoş geliyor ancak bir o kadar da zor ve meşakkatlidir. Kendi işinizi yapmak için ilk aklıma gelenler şunlar: - Doĝru zamanda doĝru yerde doĝru işi yapmak gerek - Sermaye ve kişisel beceri gerek - Özveri ve sabırlı olmak gerek - Herşeye raĝmen başarısız olma riskini gözününde bulundurmak gerek Ha bir de şu var tabii: Vasıflı eleman, vasıfsız elemana göre daima 1 adım öndedir. -
Neyi bulmuş..muş?
-
Altılı Masa denmesi saçmalık bence, ikili/üçlü masa denmesi daha makul. Çünkü CHP ve IYI parti dışındakilerin getirecekleri oy oranı %5´i geçeceĝini zannetmiyorum. Bilhassa Babacan ve Davutoĝlunun ayrı ayrı parti kurmaları, başlı başına kocaman bir saçmalık. Ne demeye yeni bir parti kurdular, onu da hâlâ anlamış deĝilim. AKP, CHP, MHP, HDP ve IYI parti dışındaki partilerin sadece adı var. Bunlar oy potensiyeli %1-%2 civarında olanlar. Kim küsmüşse veya bir şekilde partisinden dışlanmışsa hoop diye yeni parti kurmuş. Parti kurmak kolay ancak seçmenleri ikna etmek ve Türkiye genelinde %10 üzeri oy toplayabilmek çok zor. Ben şahsen Zafer partisine hiç şans vermiyorum, çünkü göze batmak için ha bire hırçın ve populist siyaset gütmeye çalışıyor. Bana bir hayli itici gelmeye başladı. Bununla da seçmenlerin çoĝunluĝunu kucaklaması imkansız. Hele ki AKP gibi popülist siyaset üreten ve dini siyasete alet eden bir parti ufukta henüz gözükmüyor.
-
Eşim her akşam kullanıyor diş maskesini. O faydasını gördüĝünü söylemişti. Güzel bir noktaya deĝindin. Ben bütün gün, hafta sonu hariç, akşam 5´e kadar yemek yemiyorum. Işten geldikten sonra bir şeyler yerim ve sonra gece yarısına kadar mutfakta ne bulduysam yerim. Bu nedenle sabahleyin hiç iştahım olmaz ve kahvaltı yapmam. Yani pek saĝlıklı beslenme denemez. Bu huyumdan henüz kurtulmuş deĝilim.
-
Pazar yerinden günlük taze balık alıyoruz haftada bir. Elbette taze tutulmuş gibi olmaz ancak başka imkan yok. Doktorum da fizyo terapi yapmamı önermişti.
-
Özel hayatımızdaki aktiviteler benzer durumda, 2 istisna hariç. Bisiklet kullanmam ve sigara hiç içmem.
-
Deneyelim bakalım. Su terapisi diye bir şey var. Bilhassa Rusya ´da popüler olmasına raĝmen batı dünyasında henüz pek fazla tanınmıyor. Terapi, doktor eşliginde 5-10 gün sürüyor ve bu müddet zarfında sadece su(!) içiliyor. 2-3 gün sonra baş gösteren krizi yendikten sonra yepyeni ve sıfırlanmış bir bünyeye sahip olunuyormuş. Öyle diyorlar. Zamanla yıpranan vücut, hele ki gençlik çaĝında hovardaca kullanılmış ise, belirli bir yaştan sonra her bakımdan kendini belli ediyor.