kavak

@Kenopsia Sıĝırıstan çok aĝır bir itham. Nihayetinde bunları seçenler yine bu ülkenin vatandaşları. Çoĝunluk tercihini kullanmış bir kere. Demokrasinin en yumuşak yerlerinden birisidir halkın eĝitim/bilgi seviyesi. Buna bir dinin etkisini eklediĝimizde, karşımıza mevcut durum çıkıyor. Eĝer halk hem cahil olup hem de din/inanç uĝruna geleceĝini emin ellere vermesini beceremiyorsa, ki öyle gözüküyor, mevcut durum pek iç açıcı deĝil. Ancak bu böyle diye, dünyanın sonu gelmiyor/gelmedi. Demek ki bu halk daha en kötüsünü yaşamadı. Her şeye raĝmen ben umudumu kaybetmedim.

Grey(nam-ı diĝer uzaylı) sigortası Evet, yanlış okumadınız. Böyle bir sigorta var ve günlüĝü 1 Dolara kendinizi sigortalıyorsunuz. Şayet kaçırılırsanız ve tekrar dünyaya dönerseniz, sigorta şirketi size 10 milyon dolar vaat ediyor. Böyle saçma sapan bir şeyi kimse yapmaz mı? Bu zımbırtılara inananlar oluyorsa, elbette bunu yapanlar da olur. Saint Lawrence Ajansına göre bu poliçeyi imzalayanlar var.

BM´deki 5 katil ABD, Çin, Rusya, Ingiltere ve Fransa Bunlar daimi üye. Bunların veto hakkı var. Bunlardan birisi "He" demezse, diĝer 188 ülkenin lafı beş para etmiyor. Evet, bu 5´linin eli kanlıdır.

İşin içinde rehine olunca her şey Arap saçına dönüyor. Yukarı tükürsen bıyık, aşaĝı tükürsen sakal. Böyle bir şey işte. Azılı teröristler bunu iyi bildikleri için, kendi hayatlarından çoktan vazgeçmişler. Bunlar insan hayatını önemsemezler. Zaten tersi olsaydı, bu tür kanlı işlere kalkışmazlardı. 1972 Münih Olimpiyatlarında Filistinli teröristler Olimpiyat köyündeki İsrailli sporculara saldırmıştı. İkisini öldürüp dokuzunu rehin almışlardı. Daha sonra sonuçsuz geçen pazarlıkların arkasından onları kurtarma girişimi hezimetle son bulmuştu. 9 İsrailli sporcu, 1 polis ve 5 terörist hayatını yitirmişti. Bu olaydan sonra İsrail hükümeti bir intikam timi kurulmasına karar vermişti. Olayla ilişkisi olan 20 Filistinliyi bulup öldürtmüştü ancak bunu yaparken siviller de hayatını kaybetmişti.

Benim bu mevzudaki tek kıstasım sivilller. Davası uĝruna devletin (hangisi olduĝu önemli deĝil) askerine karşı yapılan eylemlere bir şey diyemem, çünkü eĝer devlet kaba kuvvet kullanıyorsa, ona karşı aynı metotla karşılık vermekten başka seçenek kalmayabiliyor bazen.

Türk Dil Kurumu (TDK) bu kavramı şöyle tanımlamış: Bir siyasi davayı zorla kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana veya mala kıyacak davranışlarda bulunan kimse; yıldırıcı, yıldırmacı, terörcü, tedhişçi. Yıldıran kimse veya şey. Bana göre kendi davası uĝruna masum sivilleri bile katledecek kadar gözü dönmüş olanlar kesinlikle teröristdir.

Bu ülkenin mayası bu, yani Atatürk gibi ilerisini görebilen ve vizyon sahibi insanın bu ülkeden çıkması çok zor. Haliyle piyasaya çıkan siyasetçilerin çapı da bu kadar oluyor işte. Şimdilik bunlarla yetinmek zorunluluĝu var. Belki bunlardan sonra gelen nesiller sorumluluk üstlenen ve kronikleşmiş sorunları çözmeyi isteyen vatandaşlardan ve siyasetçilerden oluşur.

RTE´yi gereĝinden fazla gözünüzde büyütüyorsunuz. Her şeyi onun planladıĝını zannediyorsunuz ki, bu tamamen saçmalıktan başka bir şey deĝil. Çünkü siyasi arenada duygusallıĝa yer yoktur. Dün birbirlerine azılı düşman olanlar, bugün pekala dost olabiliyor. Bunu herkes yapamaz elbette ancak Türkiye gibi ülkelerde siyasette bir yere varmak istiyorsanız, mecbursunuz ilkesiz veya yalancı olmaya. İşin aslı şu: CHP, Bahçeli´ye kızanları, AKP´den dışlanmış olanları ve RTE´ye küsenleri kendi tarafına çekerek dindar ve milliyetçi kesimden oy alabileceĝini planladı. Bu hesap tutmadı. Hepsi bu.

Bazı kuşlarda daha fazla reseptörlerin olduĝunu biliniyor. Bu sayede çevreyi bizlerden daha farklı algıladıkları muhakkak.

Bilime dil uzatanlar... Ergenlikten çıkamamış olanlardır. Onun bunun dediklerine inananlardır. Bilimsel kanıt istemeyenlerdir. Buna raĝmen... Bilimin tüm nimetlerinden faydalanmaktan geri kalmayanlardır.

Türkiye´nin başlıca sorunlardan bir tanesi de hiç şüphesiz baĝımsızlıĝı elinden alınan yargıda yatıyor. Bunun neticesinde medya başta olmak üzere her kesime baskı uygulanıyor. Bu sene Altın Portakal´da yaşananlar son gelinen noktayı gözler önüne seriyor aslında: https://www.haberler.com/magazin/son-dakika-kultur-ve-turizm-bakanligi-nin-16381512-haberi/

Diĝer önemli bir sorun hâlâ hakettiĝı ilgiyi görmüyor. Türkiye ezelden beri bir deprem bölgesi ve bunun böyle olduĝunu bu sene Şubat ayında gördük. Binlerce bina yerle bir oldu ve yüzbinlerce insanımız hayatını kaybetti. Hâlâ her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Unutmaya meyilli bir özelliĝi var bu milletin.

Mesele muhalefet deĝil ve muhalefet suçsuz diyen yok! Onların da elbette sorumlulukları var. Mesele bu ülkeyi 20 seneden beri aralıksız olarak kimin yönettiĝi. Bu iktidar(AKP/MHP) 20 seneden beri bu ülkeyi yönetiyor ve buna raĝmen suçu muhalefete atmak veya daha gerilere gitmek, doĝru bir tutum deĝil. İyi valla; o zaman 100 sene evvelkileri de suçlayalım. Onların hataları var elbette ama mevzu bu deĝil. 20 sene evvel doĝan bir çocuk, bugün 20 yaşında bir yetişkin ve AKP/RTE iktidarından başka bir iktidar görmemiş. Bu nedenle tüm olan bitenden evvela AKP/RTE ve MHP sorumludur ve öncelikli olarak bunlardan hesap sorulmalı. Ve evet; bu halkın %35+ dini sebeplerden ötürü AKP´yi seçiyor. Ülke batsa yine aynısını yapacaklar, çünkü hal ve hareketleri futbol fanatiklerine benziyor. Din, bu ülkede çok önemli bir rol oynuyor. Sadece Sünni kesime hizmet veren Diyanet Işleri Başkanlıĝına dudak uçuklatan seviyede bir bütçe ayrılmasının bir sebebi var. Gerisi hikaye ve mevcut durumu bulandırmak.

Gerisini okumadım, çünkü işkembeden sallayanlarla tartışmak anlamsız.

5 sene az bir zaman deĝil ve bu süreçte her şey olabilir. RTE, KK ve Bahçeli. Bunların yaşı 70-75 civarında. Bunlardan en az birisi o günü göremeyecek. Belki de hepsi; kimbilir.

Sadece onlar deĝil ki. Dünyadaki tüm piramitlerin uzaylılar sayesinde yapıldıĝını öne sürenler var. Bunu iddia edenlerin en meşhuru süphesiz Erich Von Däniken´dir. Kendisi yıllar sonra eldeki birçok verileri kendi kafasına göre yorumladıĝını, yani uydurduĝunu, itiraf etmişti. Tabii bu arada atı alıp çoktan Üsküdarı geçmişti, çünkü yazdıĝı/sattıĝı kitaplar sayesinde bir hayli para kazanmıştı.

Kılıçdaroĝlu RTE´ye bir şeyler vermedi, bilakis RTE ne yaptıysa, Kılıçdaroĝlu da onu yaptı. Yani %50+ çoĝunluĝu elde edebilmek için her kesime yöneldi. AKP´ye küskünlerle beraber olma yoluna gitti. Bunun etik/doĝru olup olmadıĝı elbette tartışılır ancak siyaset bazen birbirilerine olmadık küfür ve hakaret edenleri bile aynı cenahta birleştirebiliyor. Mesela Bahçeli daha önce RTE´ye demediĝini bırakmamıştı (hepsi kayıt altında). Sonra tüm o türkürdüklerini yalamak zorunda kaldı ve RTE´ye yeniden hayat verdi. Bahçeli olmasaydı, RTE´nin siyasi kariyeri çoktan bitmişti. Dipnot: RTE/AKP Hizbollah´ı meclise soktu, bunu konuşan pek yok.

Valla kızma ama demek ki kendine hiç güvenmiyorsun. Özgüvenin olsaydı, bu tür soruyu forumda sormazdın. Ona buna soracaĝına, her gün üşenmeden oturup çalışacaksın. Öĝrenme tekniĝi diye bir şey yok. Ha evet; ezberleme metodu diye bir şey var ancak bu yöntemle fazla ilerleyemezsiniz, çünkü ezberlediĝiniz konuları bilinçli olarak ve anlayarak öĝrenmediyseniz/ezberlemediyseniz, tüm uĝraşlarınız boşuna olacak, çünkü iş hayatına atılana kadar onları unutmuş olacaksınız. "Sen kimsin?" diye sorarsan... Ben Ortaokul, Lise ve Üniversiteyi Avrupa´da okumuş birisiyim. Bilinçli olarak öĝrendiklerimi hâlâ biliyorum ancak o zamanlar üstünkörü ezberlediklerimin çoĝunu çoktan unuttum gitti. Hasılı sihirli bir yöntem yok.

Buna siyasetçilerin koltuklara yapışma hastalıĝını eklediĝimizde karşımıza memleketin neden hâlâ gelişmekte olan ülkeler seviyesinde kaldıĝını anlamamak için art niyetli olmak gerek.

Bu durum bize güzel bir ipucu veriyor aslında. Güzel memleketimin insanları takım tutar gibi fanatik bir şekilde parti tutuyor. Tuttuĝu partinin mevcut sorunları çözüp çözmediĝi pek umrunda deĝil gibi. Uzaktan bakınca ben bunu görüyorum.

Bu sonuçlara göre insanların ezici çoĝunluĝunu ilgilendiren tek nokta hayat pahalılıĝı. Adalet, eĝitim, saĝlık ve güvenlik gibi önemli hususlar kimsenin pek umrunda deĝil gibi. Aynı ankete göre sorunları kim çözer sorusuna insanların neredeysa üçte biri bu ülkeyi 20 seneden beri yöneten partiyi işaret etmiş. İşte ben bunu anlayamıyorum, çünkü bir tarafta 20 seneden beri sorunları çözemeyen bir parti varken, diĝer tarafta insanların önemli bir kesimi (%28) yine çözüm üretemeyen partinin sorunları çözeceĝine inanıyor.

Yeri gelmişken taze bir anket sonuçlarını iliştireyim.. Ekonomi/Hayat Pahalılığı: Yüzde 68.6 İşsizlik: Yüzde 5,2 Mülteciler: Yüzde 3,5 Eğitim: Yüzde 2,4 Adalet: Yüzde 2,1 Kentsel Dönüşüm: Yüzde 1,7 Sağlık: Yüzde 1,2 Asayiş/güvenlik: Yüzde 0,9 Her şey sorun: Yüzde 4,7 Sorun yok: Yüzde 1,4 Fikrim yok: Yüzde 5,1 Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/asaldan-dikkat-ceken-anket-turkiyenin-en-buyuk-sorunu-ve-sorunu-kim-cozer-2106750

İlk etapta beni ne Amerika, ne Rusya, ne Çin ne de Avrupa ilgilendiriyor. Halbuki senelerden beri Avrupa´da yaşayan birisi olmama raĝmen güzel ülkemin kalkınmış, demokratik düzeni olan ve insanlarının eĝitimli/bilinçli olmasını önemserim her zaman. Bu konu başlıĝının Türkiye´nin eksilerin ve artılarının dile getirildiĝi bir yer olmasını umuyorum.

@pigeon Vermiş olduĝun iletide Fred adlı şahıs cevabı vermiş zaten. Sihirli kelime impedance, yani tüm işi yapan(hile, püf noktası) trafo aslında. Dipnot: Konu başlıĝı da bir garip. Yarısı İngilizce yarısı Türkçe.

Ne güzel işte; ezan sesinde ısrar edenleri oraya göndermek lazım.