Jump to content

Küresel Vana

Members
  • İçerik sayısı

    690
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    8

Everything posted by Küresel Vana

  1. Türk-Kürt karşıtlığı temelinde, Türk kavramını bir sosyo-etik fark, bir etnisite haline getiren ve Kürt etnisitesine kategorik olarak eşitleyip çatıştırmak isteyen zaten emperyalizmin kendisidir ve zaten bu bağlamda Kürt etnisitesi de siyasallaşarak bir Etnik-Millet bilincini doğurmuştur. Tüm sosyo-etik farkların hak ve özgürlüklerin tanınması elbette çağdaş bir demokrasinin gereğidir ve olmalıdır. Fakat bunu sağlamak, etnik temelde tanımlanmamış Türk Millet adını etnisiteye indirgemek şeklinde olamaz. Zira, Türk adı zaten Cumhuriyet öncesi Anadolulu Yerleşik Müslüman anlamına geliyordu. Cumhuriyet ve Laiklikle birlikte bu tanım anlam genişletilmesine uğratılarak din-etnisite farkı gözetmeksizin tüm Türkiye halkını kapsar hale getirilerek bir MODERN MİLLET adı yapılmıştır. Hak ve özgürlükler konusu ise bugünün gelişmiş çağdaş ülkeleri için bile yeni sayılan, yakın tarihte ilke ve temelleri oturtulmuş bir kavramdır. Dolayısıyla, hak ve özgürlüklerin verilmemesi Cumhuriyetin kuruluşuna özgü bir durum olmayıp, o dönemin çağdaşı tüm devletler için de geçerli bir durumdu.
  2. İşte bu cümlede, Milliyet Etnisite ile aynı anlamda kullanılabilir. Zira, SSCB de, Yugoslavya da birer Etnik Uluslar birliğidir. Dolayısıyla, bir bireyin bir ulusa / millete mensubiyeti hem onun Etnisitesi anlamına gelir hem de Milliyeti. Çünkü, burada her sosyo-etik farkın bir devleti vardır. Her sosyo-etik fark adı siyasallaştırılarak aynı zamanda Millet adı olmuştur.
  3. Bir düzeltme daha yapalım : " millet bilinci SİYASİ BIR BILINC iken, ETNİSİTE BILINCI KISISEL, SOSYAL BIR BILINC tir. "
  4. Değildir. Milliyeti Etnisite zannettiğinden sana öyle geliyor. Buna göre ifadeyi hemen düzeltelim : " tarihte VATANDASLIK/YURTSEVERLIK/MILLET OLMA Bilinci, ETNISITE/ETNIK BILINCTEN sonradir. "
  5. Algı değil yalnızca yorumsuz gözlem :
  6. Bir inancın insanlar için kesinlikle zararlı olduğu, yıkıma yol açtığı bilimsel temelde ortak kabul oluşturmuş ise, o inanca saygı duyulmaz.
  7. Özrün kabahatinden de büyük. Onun şahsında genelleme yaparak bir topluluktan bahsetmiş olman, zaten o şahsı kategorize edip suçlaman, küçümsemen, aşağılaman demektir. Ayrıca, o şahıs ne bu forumun üyesi ne de bu forumu takip ettiğinin bir delili var ve bu nedenle belki de bu yazıyı okuma ihtimali de hiç yok. Dolayısıyla, hiç lafı çevirmenin yolu yok, bunun adı " arkadan atmak "tır !
  8. Hala laga luga peşindesin. Var mı bu yazıma bir cevabın ? Varsa düşüncen, yaz !
  9. Öğrendin mi arkadaşım EM neymiş ?
  10. Bir karar ver. Aslında kendi niyetin olan " niyetime " alet olmamak için bilgi koyup çekilecek misin, yoksa " niyetime " alet olmamak için alıntı yapmayacak mısın ?
  11. Önce sosyal bilgi ne demek, öğren ondan sonra yaz. Şeyhinden öğrendiğin bilgi (!)leri de bana satmaya kalkma.
  12. Sen daha dildeki kullanım pratikliği ile uygulama anlamındaki pratikliğin farkının farkında bile değilsin. Ayrıca, pratik dilde dalga spektrumuna RF denmez. Bunu da sallamışsın.
  13. Neden, dönemin insan hakları açısından da en gelişmiş ülkelerinden biri değil miydi BK ?. İşine gelmedi galiba yazdığım. Neyse olur başka bilgilere de bir bakalım. Mesela Kadınların seçme ve seçilme hakkı Fransa'da 1940'de, İsviçre'de 1971'de verilmiş. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ise 1948'de BM'ce kabul edilmiş. Türkiye'de ise 1930.
  14. Öyle tabii. Mesela Plütokrasi de, Oligarşi de bir Otokrasi türüdür. Zira, Otokrasi de mutlak iktidar bir kişi de olabilir, bir sınıf veya grup da... Halkı kendince onun yararına yönlendiren otokrasinin karşıtı, halkın kendi kararı ile kendi yararına olduğuna yönlendirmesini kendi yaptığı Demokrasidir.
  15. Burada sınıf çelişkisinin, ulus çelişkisinden önde olduğunu anlatmaya çalışıyorsan yanılıyorsun. Zira, ulus çelişkisi çözülemedikçe sınıf çelişkileri asla çözülemez. Sen küresel sermayenin yerli uzantılarının yerel sınıf mücadelesi ile aşılabileceğini sanıyor da, sömürülen bir ülkede vicdani ret yaparak küresel sermayenin lehine davrandığını algılayamıyorsan diyecek bir şeyim yok. Sen ABD Vietnamda çuvallamasa, Amerika'da vicdani ret kavramının geniş kitlelerle tanışabileceğini, zorunlu askerliğin sorgulanabileceğini mi sanıyordun yoksa ?
  16. Öyle mi, sen ne anladın o düşük cümleden anlat bakalım. Kendi tarzına yakın bulduğun için anlamış görünüyor olabilir misin acaba ?
  17. Dediğimi tasdik eden bir cümlen daha. Yine " niyet okuma ve suçlama ".
  18. Ayrıca polemik öyle değil, böyle çıkarılır. Madem kaşındın, üstünde durmadığım bir çelişkini daha gör : Burada hiç tanımadığın ve bu forumda olmayan birinin " arkasından " onun bir yazısına bakarak sallamışsın, biryazısı ile kişilik analizi, niyet okuma, suçlama, kötüleme yapabilmişsin.
  19. Teknik konulara daha fazla takılmak niyetinde değilsen, buyur devam edelim. Gözden kaçırdığın ve detayla polemik çıkardığın önceki yazımdaki esas konu ile ilgili cümlelerimi aynen buraya kopyalıyorum : " Bizim bu Osilatör fenomeninden gözlem yapıp bu bilgiyi ( ses, görüntü, mesaj vs. ) çıkarmamız fenomenin insan gözlemi dışında enformasyon anlamında bilgi üretmediğini göstermez. Gerçekten üretip üretmediğini asla bilemeyiz. Gözleme göre üretiyor olmasının tespiti bilimsel temelde yeterlidir. Zira, bilimler insan gözlemine göre ise ( ki öyle ), fenomende bilgi olmadığını kesin bir dille söylememiz zaten bilimsel olmayacaktır. Gözlemimiz budur demekten öte bir yargı belirtmek ancak felsefi bir çabanın sonucu, bilimsel olmayan bir yargı olur. "
  20. Hani kısa ve öz yazılardan yanaydın ? Sen daha kendinle çeliştiğinin bile farkında değilsin.
  21. Öncelikle, konuyu gereksiz polemiğe çeken ben değilim. Sen benim örneğime takılıp, ne anlatmak istediğimi es geçiyor, kendini uzman saydığın bir konuda açık yakalamış zannedip mal bulmuş mağribi gibi saldırıyorsun. Ama bu madenden sana iş çıkmaz, komik duruma düşersin. Şimdi, ilk olarak, sen bırak uzman olmayı, daha dalga frekansı ile dalga türünü ayıracak temel fizik bilgisine bile sahip değilsin. Zira, EM dalga vardır, bir de onun frekansı, dalga boyu, şiddeti vardır. RF bu EM dalga spektrumunun bir bandına tekabül eder. Her frekansta EM dalga frekans, genlik, faz üzerinden modüle edilebileceği gibi, RF de FM veya AM şeklinde modüle edilebilir. Ayrıca, sana pratikte FM Osilatör adı kullanımının var olduğunu söylemiştim. Bu osilasyonun FM çıkışı olduğunu iddia etmek değildir. Bir de genel anlamda bir LC rezonans devresi, L ve C parametreleri ayarlanarak istenilen frekansta EM dalga üretebilir, yalnızca RF değil. Ondan sonra onu taşıyıcı sinyal yapıp modülatör ile modüle etmek ve özel olarak haberleşmede kullanmak üzere RF'de FM çıkışı olarak vermek mümkün olur. Detaya ve hesabına girmemi istersen de girerim, çünkü konuyu budaklandırmamak için arada atladıklarım da var. Kaynak istiyorsan da al sana bir makale kaynağının linki : -http://link.springer.com/article/10.1007/BF02778927- ( New formulae for designing frequency deviation of crystal FM oscillator ) Ayrıca, FM Osilatör satın almak istersen diye başka bir link : -http://www.hobbytron.com/VellemanMiniFMOscillatorK1771.html- ( Velleman Mini FM Oscillator K1771 ) Öğrendin mi arkadaşım şimdi ?
  22. Anladın mı neye cevap yazdığımı ? İLGİ'nin diğer başlıktaki iletisine cevap yazmıştım, ona baktın mı ?
  23. Kendi özelliklerini bana yansıtmaya çalışarak bu işten sıyrılamazsın. Ortaya koyduğum bilgileri çürütemeyince anında egon devreye giriyor ve işi atışmaya döküyor, çamura yatıyorsun. Daha ilk mesajımda yazdım ama yanıt veremedin : Canlıların kırmızı-siyah, sarı-siyah kombinasyonlarını tehlikeli bulması ( bu renkleri taşıyanlara ilk tepkilerinin korkudan kaynaklanması ) bu bilgi ile doğduklarının işaretidir. Laf ebeliği yapacağına buyur bunu çürüt !
  24. Link vereceğine, Birleşik Krallık, Gallilerin kendi dillerini öğrenme hakkını hangi tarihte vermiştir, onu yaz ?
  25. TC tarihinde hep aynı ideoloji olduğunu mu zannediyorsun yoksa ?
×
×
  • Create New...