Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. Burada onemli olan insanoglunun nerden geldigi degil ya da ne ile ozdeslestirilmis olmasi degil, herseyi kendi adina ve her turlu gozlemini aldigi fenomen adina kavramsal bilgisi ile ortaya koydugudur. Iste bu basta kendilik varliginin farkindaligini ve bilincini getirir. Dogal/fenomenal zihniyetiun insanoglu olarak kendini, madde, mal, mulk, kul, kole, hayvan, sempanze v.s. ile ozdeslestirmesi; kendi varliginin ve niteliginin farkindasizligi anlamindadir. Konu burda felsefe degil, ....e gore temel ve hedef mantigi ve de bilissel olabilme farkindaligidir. Cagimiz bilgi cagi, toplum bilgi toplumudur. Bu da otomatikman bilginin turetim kaynagi insanoglu ve onun temelinden dunyaya ve kendine bakis demektir. Ayrica aramizda kendini bu turun disinda goren var mi? Konu sadece bilinc degil, insanoglu fenomeninin kendi dahil, gozlemini aldigini kavramsal bilgisi ile ortaya koymasini saglayan NUMENAL YETISI ve onun bilimi bilissel bilimdir. Yani Kant'in numeni tanrisina verdikten sonra, insanoglu numeni kendi bunyesine almanin farkina ve bilincine varmistir. Iste simdiye kadar insanoglunu tek guclu otoriter bir ideolojik inancsal etik temerlde nitelige mahkum eden izmlerin cagi bitmistir. Cunku insanoglunun niceliginden ziyade niteligi on plana cikmistir. Iste bilinc te budur. Quantum dusuncesi "ne dusunuyorsam, oyum" diyerek niceligin yonlendiricisi olanin aslinda nitelik oldugunu cok acik ortaya koymaktadir. Bu temeldeki dogal/fenomenal zihinsel bakis acisi bizi yine insanoglu olarak kendi zihniyetimizle dogal kisvesai altinda baska bir fenomene teslim edecektir. Onemli olan ise numenal yeti ve onun oynadigi rolu algilayabilmek, gozlemleyebilmek v e sosyo-etik nitelik temelinde her turlu sorununu ortaya koyabilmektir. Kisaca zihinsel devrimin algi ve bilinci gerekir. Bu da insanoglunun evrimsel yapi ve gelisimine bagli deguildir. Ustelik insanoglunun beyin duzeyi gelisimi temelinde kendi kendini sorgulayarak kendi beyin zihinsel degisimi saglayabilecegi anlamina gelir. Yeterki bunun bilinc ve farkina varsin ve sorunun kaynaginin zihinsel oldugunu algilasin. Iste bu ayni zamanda, insanoglunun kendi yarattigi akilcilik temelindeki soyutlarta teslimiyeti yerine, onlari kontrolu ve yonlendirebilmesinin de baslangicidir. Bilincin evrimi, insanoglunu sadece insanogluluga mahkum etmektir. Insanoglunun her turlu gelisimi ve basta insanlasmasi evrensellesmesi, bilimsellesmesi ve bilissellesmesi onun zihinsel degisimine ve bunu kendi kendine kendi yapabilmesine baglidir. Bu konu cagimizin konusudur ve benim lakabimin bu konuda cesitli bakis acilari temelinde bir suru basligim var. Yeterki basta ZIHINSEL ESARETIMIZI KENDIMIZ KENDIMIZE SAGLADIGIMIZIN farkina ve bilincine varalim. Iste esaretten kurtulmak ve arinmak basta VUCUTLARIMIZIN VE DAVRANISLARIMIZIN SADECE ZIHNIMIZDE YER ETMISLERI UYGULAYAN BIRER ARACLAR OLDUGUNUN ALGILANMASI ve DEGISIMIN DEVRIMIN, EVRIMSEL/BIYOLOJIK/FIZIKSEL V.S. DEGIL DE, ZIHINSEL TEMELDE OLMASI GEREKTIGININ ALGILANMASIDIR. Senin son paragrafin buna deginmis, ben buna HAYVAN ILE INSAN ARASINDA BIR ARAFORM OLAN INSANOGLUNUN ZIHINSEL DEVRIMINI GERCEKLESTIREREK INSANLASMASI DIYORUM. Ayrica basliga ve konuya ve de kavramlara yapmis oldugun katkidan dolayi seni zihinsel farkindalik ve bilinc adina kutluyorum. Cunku evrensel-insan zihniyetinin temeli indsanoglu hedefi zihinsel devrimdir. O yuzden de insanoglunun kendi varliginin farkindaligi ve bilincini one cikarir ve insanoglunu madde, mal mulk, kul, kole hayvan ya da maymun v.s. ile ozdeslestirmez. Cunku bu ozdeslestirmelerin tek sonucu INSANOGLU VARLIGININ FARKINDASIZLIGI demektir. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  2. Yasamda olanin gozleminin algisindaki kavramsal bilgidir. Ayni bilgiyi dogan yasamdan ogrenecektir. Yani davranisinin ne anlam ve icerik tasidiginin kavramsal bilgisini. Evet bunu ben acikladim. Hersey ogrenim ve bilgi ve bunun zihinde yer etmesidir. Zihin degistirimi kontrolunu eline alabilen birey tum bu deger veri ve tabulardan arinabilir. Kisaca hayir. Yalniz once insanoglu varligi farkindaligi gerekir. Yani tum bu degerlerin yaraticisinin insanoglunun kendi oldugunun algisi. Aynen. Sen once istersen kendi mesajini yaz, ben de yaniti one gore yazdigin baslikta vereyim. Tabi ki nasil istersen. Hayir bu kavramsal bilgiler birer insanoglu turetimidir diyorum ve hedefi zihinsel insanlasma olarak belirliyorum. Bunun en somut ornegi bunu belirliyenin kendisidir. Ondan ziyade, insanoglu turunun henuz tek kavramsal bilgi tureten canli oldugunu ve bunu da kendi algi ve gozlemi ile hem kendisi hem de gozlemini aldigi her bir fenomen icin yaptigi ve de bunun bir monolog oldugunu soyluyorum. Yani bir diyelim kedi icin alinan gozlem ve kavramsal bilgi, KEDIYE DEGIL; INSANOGLUNA AITTIR ve bu kediyi ilgilendirmez. Cunku arada ortak algi gozlem kavramsal bilgi dialogu yoktur. Kisaca ego insanoglunun kendi kendine giydirdigi sahte bir elbisedir ve zihinsel insanliktan cok uzaktir. Guzel dusunce ve bilgilerin var. Sana benim profilimden basta "evrensel-insan zihniyeti" basligi olmak uzere, konu ve kavram ile basliklara bir goz atmani ve gerekli gorursen, ayni basliklarda dusunce ve bilgini dile getirmeni ve boylece karsilikli dusunce ve bilgi paylasimini baslatmis olmani diler ve umut ederim.
  3. Istersen o.m yerine basliga yaz daha verimli olur. Benim dedigim, korku kavram ve algisi sadece bilgi olarak yasamda olanindir, dogan bu gozlemi veren davranisi sergilese bile, bunun onun algisinda kavramsal bilgisi yoktur. Davranisinin ne oldugunun kavramsal bilgisini yasamdan yasayanlardan ogrenir. Evet her turlu dusunsel yerlesmis davranis bilinc v e algi ile yok edilebilir. Sayilamaz. Cunku bilincli demek, beyninde yer etmis her turlu deger verui ve tabunun kabulu ya da reddi degil, sorgulanarak ne oldugunun bilinmesi ve farkindaligidir. Iste birey olmak demekte bu sorgulamayi kendi serbest iradesi ile yaparak kendine zararli olandan dusunsel olarak kurtulmak/arinmak ve bunu davranisa tasimamaktir.
  4. Eyvallah. Her zaman her konu ve kavramda senin beyninden gelecek her turlu mesaja tum beynim ile acigim. Bak sana bir sonraki mesajda baska bir siteden guncel bir mesajlari kendi yanitlarim il birlikte sunacagim. Frkli bir beyinden gelen yanitlarin bana yeni sorgulama ufuklari acacagini dusundugum gibi, senin de yararlanacagini dusunuyorum.
  5. Buradaki suphenin olmamasi, olgusal gecerlilik teki gecerliligin bilimsel baglayiciligidir. Yani bu olgusal gecerlilik gozlemsel yanlislanabilirlik saglanana kadar suphe goturmez. Gecerlilik, yanlislanabilene kadar kalicidir. If a man will begin with certainties, he shall end in doubts; but if he will be content to begin with doubts, he shall end in certainties. Francis Bacon, The Advancement of Learning (1605), Book I, v, 8.Eger kisi, kesinlikler ile baslayacaksa; o sonucta supheye dusecektir, fakat, eger; supheler ile baslamaya kendini hosnut kilacaksa, o sonucta kesinliklere ulasacaktir. "Neden link verdin?" deme:) Linkte daha detayli anlatiliyor. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/625-suphecilik-ve-kesinlikten-arinmis-bilimsel-yanasim/
  6. Yukarida adi gecen mantiklar, asagidaki linkten okunabilir. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1038-neticemana-cikarma-cikarsama-mantigi-sorgulamasi/
  7. Bunu tam olarak aciklamadan once, analojik ve ...e gore temelinde mana ve anlam cikarma masntigina bagli olarak, evrensel-insan zihniyeti herseyin tek algilanabilir temeli olan bilginin, baslik temelindeki detayli aciklamasini sunmaya calisacagim. Bilgi kavrami olarak elimizdeki en genis ozdeslik/esitlik Bilgi=Kavramsal harekettir. Burada basta hareketin kavramsalligi ile kavramin hareketselligi ters bir mantik ile ic icedir. Genelde her bir ikilem de isim ile onu niteleyen sifat ic ice ve ickin olarak yer degistirirken, anlam/mana da degisir. Mesela kavramsal harekette, hareketi niteleyen kavram iken, hareketsel kavram da, kavrami niteleyen harekettir. Iste yukasridaki esitligi daha detaylandirmak ve algilamak adina, hareketi ve kavrami ortaya koyan insanoglunu hatirlamamiz gerekir. Yine ayni sekilde insanoglunun fenomenonumenal ve numenofenomenal hareketini de hatirlamak gerekir. Bunun yaninda kavram ve harekete anlam ve icerik veren, algi ve gozlemi de unutmamak gerekir. Boylece bilgi=insanoglu, fenomen, numen, kavram, hareket, algi ve gozlem olarak 7'li temelde ortaya cikar. Iste bu temelde Bilgi=gozlemsel alginin/algisal gozlemin; kavramsal hareketi/hareketsel/kavrami temelinde bir esitlige ulasir. Tabi ki bilginin, fenomen, numen ve insanoglu ile olan bagini unutmamak kaydi ile. Yukarida ikilemlerdeki ickinlikten bahsetmis ve sifatin ismi nitelediginden ve isim ile sifatin yer degisiminden ve de bu degisimin getirdigi mana ve anlam farkindan bahsetmistik. Simdi bunu biraz daha detaylandiralim. Gozlemsel algi-alginin gozlem ile nitelenmesi Algisal gozlem-gozlemin algi ile nitelenmesidir. Iste bu ikilemdeki ickinlik, BILGININ IC VE DIS BILGI OLARAK FARKLILASMASINI GETIRIR. Buradaki "ic" kullanimi, kisinin kendine aldigi bilgi iken; "dis" kullanimi da kisinin disari verdigi bilgidir. Yani kisi gozlemsel algi ile KENDI KENDINE BILGI VERIRKEN, algisal gozlem ile DISARIYA BILGI VERIR. Cunku, gozlemsel algi, kisinin kendi adina kendine yaptigi iken, algisal gozlem, kisinin algiladigini davranis olarak gozleme yani disa sunmasidir. Iste bilimsellik ve bilissellik burada kendini gosterir. Bu ickin ikilemin kisi tarafindan kontrolu ve GOREV DEGISIMI ANCAK BILISSELLIK ILE MUMKUNDUR. Bu su demektir, genelde bilissel olmadan yapilan her turlu bilgi alimi ve sunumu, ideolojik inancsal temelde; etik, metafizik ve estetik temeldedir. Daha once kavram temelinde bilginin cesitlerini, fiziksel, sosyal ve matematiksel/mantiksal olarak ortaya koymustuk. Simdi de buna hareket temelinde, olgu, gercek ve dogru cesitlerini ekleyecegiz. Iste buradaki bilimsellik, bilindigi gibi; olgusal gecerlilik temelindeki bilgi cesitleridir. Akilciligin temeli ise, gerceksel ve dogrusal temelli bilgi cesitleridir. Basta bilissellik, bu iki felsefi ve bilimsel farki algilayacak bilinc ve farkindalikta olmalidir. Peki soralim, kavramsal hareket temelinde, algisal gozlem mi, yoksa gozlemsel algi mi bilimseldir? Bunun algilanmasi BILISSEL TEMELDE BILIMSELLIK ILE FELSEFILIK FARKININ ALGILANMASIDIR. Eger algi on planda ise, beyinde otomatikman yerlesmis ALGIYA YON VERECEK CORE FAITHLER, DOGMALAR VE SORGULANMAZLAR mevcuttyur. Iste bu temeldeki yapilandirilmis bir alginin gozlemi ne bilimsel, ne serbest, ne sinirsiz ne de teslimiyet disidir. Yani ortada ideolojik inancsal temelde bir sahiplik ve sabitlik taraf soz konusudur. Felsefi temelde, metafizik, etik ve estetik. Demekki bilimsellik, bilissel olarak; GOZLEMSEL ALGIDIR. Cunku alginin on yargisi devrede degildir ve gozlem tum sinirlardan arinmis olarak gozlem yapmakta ve burdan OLAN ALGIYA DEGIL, YENI BIR ALGIYA VARMAKTADIR. Iste ayni temel, KISININ KENDI KENDINE VERFDIGI BILGI TEMELIDIR. Yani gozlemsel algi. Yalniz hatirlarsak, "ifade iliski midir/celiski midir" basliginda; gozlem ile algi arasindaki ters oranti burada da sorundur. Yani bilissel olmayan beyinler, otomatikman disariya algisal gozlemini sunacaktir. Bu sunumun kisinin kendi gozlemsel algi bilgisini ne kadar yansitip yansitmadigi farkli bir yazisma konusudur. Iste buradaki bilissellik, ALINAN BILGININ AYNEN GOZLEMSEL ALGI TEMELINDE DISARI VERILEBILMESIDIR. Cunku bilimsel olarak bilissellik bilir ki, gozlemsel algi algi sartlanmisligindan ve yapilandirilmisligindan bagimsiz hareket edebilirken, algisal gozlem; algi sartlanmisliginin ve yapilandirilmisliginin temelinde gozlem sunmaktadir. Yani buradaki gozlem YALIN DEGILDIR, SUBJEKTIFTIR. Yani kisinin algi sartlanmisliginin temelinde ve bagimliligi altindadir. Iste kisilerin dogma olarak ideoloji ve inanclarina dogrui ve gercek olarak sahiplenmesi ve savunusu da, buradan kaynaklanir. Kisaca fenomenonumenal ile numenofenomenal farkjini da ortaya koyalim. Buradaki fark nitelik ve niteleme farkidir. Hangisi hangisini niteler? Iste buradaki niteleme de bilimsel olan, fenomenonumenal iken, bilissel olan numenofenomenaldir. Yalniz algi temelli gozlem ve bilgi de ise, bu tamamen birbirinden kopuk, temelde; ideolojik inancsal determinizm indirgemeci ve monist bir sahiplenme ve savunu icerir. Yani fenomen ile numenin ikili birlikteligi algisi yoktur, ya biri ya digeri algii ve hatta ikisiu de degil, kavram algisi mevcuttur. Insanoglu her turlu turetilmis bilgiyi, kavramsal hareket/hareketsel kavram olarak ogerenir, kullanir v.s. ayni sekilde kendi de turetir ve boylece yeni algisal temelde ideolojiler inanclar gercek ve dogru kaynakli olarak ortaya cikasrken, gozlem temelinde de bilissel olarak teoriler ve olgular ortaya cikar. Yalniz cagimiz artik, dogal/fenomenbal zihniyet temelinde hemen hemen algisal temelde ideoloji v e inanc temelli dogru ve gercek turetiminin sonuna gelmistir. Cunku insanoglu bu temelli bilgisi hem kapasitesini hem de miladini doldurmustur. Iste o yuzden cagimiz ve toplumumuz bilgi temellidir. Bu da ancak sartlandirilmis algi ile degil, yalin gozlem ile mumkundur. BU DA YENI ALGI UFUKU DEMEKTIR. Bu ufuk ta yeni kavramsal ufuklari ve hareketleri dogurur. Yoksa artik akilci ve algisal bilgi tikanmistir, butun yaptigi kendi tikanmisligini savunma, baska tikanmisliklara da karsi gelme temelindedir. Tek amac, "benim algimin dile getirdigi dogru ve gercektir" ikna inadi ve kisir dongusudur. Bu da guc ve otoriter temelli bireyci akilciligin mesru ve mubah kildigi ve dogal kalici v.s. olarak kabul ettirmeye calistigi teslimiyetten baska bir sey degildir.
  8. Asil ben tesekkur ederim. Algi da sadece bilgi ve dusunce alisverisi olmaz. Yapici ve sorgulatici elestiriler, her zaman hem bunu dile getirene hem de uzerine dile gelene yonelik yeni sorgulama ve oz elestiriler ozveriler ve oz disiplin getirebilir. Yeterki her sey bilgi ve dusunceye sekte vurucu duzeyde olmasin. Senden de simdiye kadar boyle bir izlenim ve gozlem almadim, almayi da zaten dusunmuyorum.
  9. Peki, bundan sonra su sekilde davranmaya calisacagim. Senin yanitlarina senin istedigin sekilde yanit verdikten sonra, sordugun ya da dile getirdigin konu ve kavramlari gerekli goruldugunde konu ve kavram daha bir algilanir kilinsin diye, kendimce kitlenin okuruna ve algisina snmak adina, kendi beyin duzeyimce ayrica acikliyacagim. Boylece bir mesajda hem sana direk hem de okura aciklayici bilgi ve dusunce sunmaya calisacagim. Ya da burada bir karisiklik algilanirsa, kitleye olan genel dusunce ve bilgi paylasimini ayri bir mesaj olarak ama dile getirilen konu ve kavramin devami olarak yazacagim. Umarim bu sekilde bir davranisim, seni kendi dusunce ve bilginin temelinde mutlu kilar ve de senin alginca doyurucu olur. Ben senin gibi her zaman sorgulayan ve bilincini acik tutan bir beyin ile yazismaktan hic bir zaman bikmam. Cunku senin yazilan bir konu ya da kavrama katkin, bana yeni sorgulama ufuklari aciyor. Iste bu ufuklar sana senin sordugun ve istedigin yaniti almaya yonelik istemin temelinde "ters" gelse bile, ben bunlari kitle ile paylasacagim ki, baska duzeydeki beyinler de konu ve kavrama yeni cesniler katsinlar. Son bir sey daha, niyetini cabani v.s. gozlem ile bildigimden de, hic bir su iki mesaj anlam ve icerigindeki mesajlarini da kisisel ve de polemik olarak algilamayacagim. Umarim bu aciklamalar, aramizdaki "buzlari eritmeye" yeterli olur.
  10. Bilindigi gibi, bilimsel/bilissel bilginin, olgusal gecerliligi gozlemsel yanlislanabilene kadardir. Buradan her turlu bilginin, insanoglu urunu oldugu ve belirleyici yonunun zihinsel oldugu ve de gozleminin de saglayici oldugu temeldedir. Bugun insanoglu kendini ve de kendine gozlem veren her bir fenomeni gozlerken, gozlemini FENOMENIN YANSITTIGI TEMEL UZERINDE YAPMAKTA ve fenomene yonelik her hangi bir varliksal kesinlik ilklik teklik ve akilcilik ortaya koymamaktadir. Insanoglu turu birinin dogan birinin gozlem veren davranislari ve bunlarin insanoglu temelinde ve eliyle kavramsal bilgiye donusmuslugu vardir. Bu insanoglu dogan birini daha da genisletir ve tum biyolojik yapi iceren canlilara tasirsak; bu canlilarin kendilerine ozgu fakat ne oldugunu bilmedikleri davranislari vardir. Bunlara genelde "yasam yetisi" diyoruz. Iste yazinin basligi, bu yasam yetisi olan ve gozlem veren ve davrananin bilmeden ogrenmeden yaptigi davranislarinin, DUSUNSEL OLARAK GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigini soylemektedir. Ornekleyelim. Canlilarin bilinen ve gozlem veren yasam yetisi davranislari; Yasama, Beslenme, Ureme ve Iliski kurmadir. Iste yazimizi bu temelde degerlendirecegiz. Burada aciklanacak olan, butun bu davranislarin aslinda GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigi ve ogrenildiginde ve bilincine varildiginda dusunsel ve zihniyet olarak degistirilebilecegidir. Aciklayalim Yasama-Bir canli eger isterse yasamina son verebilir, intihar edebilir. Yani bilincli olarak yasamini sonlandirabilir, bunu bir ideolojik inancsal ve etik degerler adina ve ugruna da yapabilir. Beslenme- Yine istenirse, cesitli nedenlerden dolayi aclik grevine ve olum orucuna kisi gidebilir. Beslenmeden oleceginin ya da uzun beslenmeme durumunda sagliginin bozulacaginin bilincindedir. Ureme-Bugun uremeyi onlemek isteyenler icin cesitli onleyiciler ve hatta isteyerek kisirlasma tibbi olanagi vardir. Ayrica cogu beyin, "ben bu dunyaya bir canli getirerek onun bu dunyada aci cekmesinden sorumlu olamam" dusuncesi ile uremeye karsidir. Iliski kurma- Yine bilindigi gibi kendi basina yasamak isteyen kimse ile iliski kurmadan yasamak isteyen kisiler vardir. Sosyal iliskiden kacarlar ya da antisosyaldirler. Gorundugu gibi, insanoglunun "yasam yetisi" denilen hic bir davranisinin ogrenildikten sonra kisi eliyle uygulamama olanagi mevcuttur. Yani her turlu davranis yasam yetisi de olsa, ogrenildikten sonra cesitli nedenlerle kisi tarafindan degistirilebilir. Kisaca yasam yetisi dahil, gozlem veren her turlu davranisin hic biri genetik/dogal/kalici degildir ve davranisin ne oldugu ogrenildiginde ve bilincine varildiginda da, cesitli dusunsel nedenlerden (kisisel, etik, ideolojik, inancsal v.s.) dolayi kisice degistirilebilir, ya da degisime acilabilir. Bu akla gelen her turlu davranis icin gecerlidir. Kisaca canli kavramsal bilgi ile dogmaz ve her turlu davranisini yasam yetisi bile olsa dusunsel olarak degistirebilir. Bu da bize davranisin yonlendireninin dusunce oldugunu gosterir.
      • 2
      • Like
  11. Butun bu yazilanlara algilanacagini umit ettigim, cok kisa bir yanit vermek istiyorum. Cunku oyle algilaniyor ki, baska turlu bir aciklama ister istemez bir cesit polemige donusecek. Birincisi eger ortada ogrenim varsa, bu hic bir zaman tek tarafli olmaz. Cunku her bir beynin kendi yasamsal ve iliskisel bilgisi algisi ve bilinci biri birinden farklidir. Burada onemli olan beyinlerin bilgi alis verisine yonelik bilincacikligi ve de sozu edilen bilgi ve dusunce temelinde alis veriste bulunanlarin, o kavram ve konudaki bilgiye yonelik ilgi etki ve onem duyumundan en az birinin olmasidir. Asli aciklamak istedigim konu ise sudur. Burasi bir kitle platformudur ve siteye uye ya da misafir her bir yazar ve okurun gozlemine aciktir. Bu nedenden, mesajlar kisilere yonelik gibi algilansa da, tum mesajlar her turlu beyin duzeyindeki okur ve yazara aciktir. Yani kitle platformudur. Iste bu platform da, kendi bilgi ve dusuncesini dile getiren her bir beyin, sadece bunu bir beyine yaziyormus gibi degerlendiremez. Kisaca senin ile biz gercek ortamda ya da MSN de yazisiyor olsak, iste o zaman karsilikli yazisma temelinde tum soylenenler ve yazilanlar sadece karsidakine yonelik olabilir. Mesela biz bu konuyu senin ile karsilikli bir gercek ya da sanal ortamda gerceklestiriyor olsak, ben o zaman kitle platformunda yazdigim gibi yazmayabilir ve direk sana ve senin yanitlarina yonelik yazabilirim. Ama bunu benden kitle platformunda isteme ve bekleme. Cunku kitle platformunda dile gelen her turlu dusunce ve bilgi, sadece karsilikli ve bir beyne yonelik degil; site bunyesindeki her turlu duzeyde ve farkta okur ve yazarin oldugu beyinlere yoneliktir. Aslinda daha onceki bu tip yazismalarda ayni sorun ile karsilastim ve KITLE ONUNDE YAZMA BILINCI maalesef pek algilanan bilinc degil. Umarim bu yazdiklarim yazildigi gibi algilanir. Bu arada yazilanin yazildigi gibi algilanmasi, yazilanin okuyan tarafindan her yazilani kabul ettigi anlamina gelmez. Sadece "bu lakapli yazar, burda sunu vermek istemis" anlamindadir. Iste bilgi ve dusunce alis verisinin kitle onundeki onemi de, her bir beynin her bir farktaki dusunce ve bilgisinin kendi beyin duzeyince dile gelmesidir. Bu da yine kitle on unde yazilanlari okuyan her bir farkli beyne, ayni konu ve kavramda farkli acilardan ve ...e gorelerden farkli bakisin bilgi ve dusuncesini sunar. Boylece okur bir konu ve kavram hakkinda farkli acilardan farkli dusunce ve bilgiyi gozlemleme firsati bulur. Eger burada senin alginda bir "inat" varsa, bunun nedeni platform farkidir. Kitle platformu baska, karsilikli iki kisinin platformu baskadir. Bence hic bir zaman bilgi ve dusuncenin sagligi kitleye sunulmasi adina, bilenin ogrenenin farkli bilgi ve dusuncenin hic bir beyin acisindan son iletisi olmamalidir. Cunku kitle platformunda, ne senin yazdiklarin sadece bana, ne de benim yazdiklarim sadece sana yonelik degildir. Her bir site okur ve yazarinin okuma ve yazmasina yoneliktir. Umarim KITLE PLATFORMUNDA YAZMA ile KARSILIKLI YAZISMA farki algilanabilmistir. Ozurumun nedeni de gayet aciktir. Cunku verilmek istenenin disinda alinan bir algi da, sadece alanin degil; verenin de payi/rolu vardir. Iste ozur bu bana ait olan algidaki paya/role yoneliktir.
  12. Herkesin bir seyin anlam ve iceriginin ne oldugunu dile getirmesi, kendine goredir. Bu dile getiris, hem diger dile getirise yonelik/karsi degildir, hem de dile getirenin kendi algisinca verilenin verildigi gibi algilanmasi temelinde bir dile getirimdir. Bilgi paylasimindaki en onemli nokta, bilginin olabildigince detayli bilgiyi dile getirenler tarafindan getirilebilmesidir. Yani amac bir dile gelenin onaylanmasi ya da ona karsi cikilmasi degildir. Yoksa dusunce de bilgi de gelisemez ve turetilemez. Benim yaptigim sadece budur. Ne kimseye bir sey ogretme ne kimseyi onaylama/elestirme gibi bir dusuncem, hic bir zaman olmadi. Yaazmis oldugun mesajdan bunun algilanabildigini zannetmiyorum. O yuzden tum mesajdaki algilar benim hic kimseye hic bir sart ve ortamda verdigim ya da vermek istedigim algilar degildir. Sonucta eger boyle oldugu halde boyle bir yanlis algi varsa ve bu dile geliyorsa ve de bunda benim dile getiordiklerimin bilgi ve dusunce duzeyimin ya da yazi dili ve uslubumun rolu oldugu dusunuluyorsa, ben kendi adima ozur dilerim.
  13. Korku gozlem verenin algidaki adidir, korku kavrami ona verilen anlam ve iceriktir. Bilgi de adlandirilmis olan kavram uzerindeki gozlemsel, algisal turetimdir. Bilgi kavramin boyut ve ayrintisi olma yerine, KAVRAM ILE OZDESLESEN FENOMENIN YA DA HAREKETIN BU KAVRAM TEMELINDEKI ORTAYA KONULAN DETAYI ACILIMI V.S. DIR. Yani kavramin gozlemsel ve algisal derinligi aciklanmasi analitigi kritigi v.s. kisaca KAVRAMIN ISLENMESIDIR. Korku ile ilgili ne kadar cok bilgi ortaya konursa; bu korkunun her turlu algilanmasinda ve bu kavram uzerindeki bilinclenme de bilimsel ve bilissel yardimci olur ve bu kavramin KONTROLUNU INSANOGLU NUMENAL YETI OLARAK ELE ALABILIR.
  14. Butun mesela insanoglu numenal yetisi ile kendisine gozlem veren A'nin algi ve kavramsal bilgi ile B' ye donusumudur. Yani A varinin B olmasi. Iste bu A yi B yapma yetisi, sadece yasamdan ogrenilir. Bir bebek dogmadan A yi B yapma yetisine sahiptir, fakat B ile dogmaz. Butun mesele bunun algilanmasidir. Bunu ben asagidaki baslikta oldukca detayli ve aciklayici bir sekilde dile getirdim. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/978-insanoglunun-kavramsal-bilgisi-ve-epistemolojik-alternatifsizlik/
  15. Canliliktan ne algilandigina bagli. Eger canlilik motion, action, movement, v.s. temelli bir hareket ise, her fenomen canlidir. Insanoglu bu farki kendince atomik ve metobolik olarak koymaya calismis. EGER DEGISIM VARSA, SADECE YASAM VARDIR. Olum ya da olan fenomenal yapinin yapi ve isleyisinin/hareketinin bozulmasi sadece mustakil var olan varlik icin gecerlidir.
  16. Burada onun korktugunu soyleyen bu gozleme anlam ve icerik vermis olandir, bu davranisi gozleme tasiyan da bu davranisi yasam yetisi olarak gozleme sunandir. Burada bilgi bu gozleme kavram veren ve bu gozlemi algilayandadir. Bu gozlemi vderende bu kavram ve algi yoiktur. Bu davranisi onun ayni aglama, meme emme, rahatsizlanma v.s. gibi yasam yetisidir. Kisaca bir bebek yasam yetisi ve numenal yeti ile dogar. Bunlarin ne oldugunun bilgisinde degildir. Bu bilgiler, bu yetilerin goizlemini alan ve kavramlastirmis olandadir. Bebek te bunlari ogrendiginde kavramsal bilgi sahibi olur. Canlilarda yasam yetisi, cansizlarda ic dinamik bunlari gozlem olarak alan insanoglu tarafindan kavramsal bilgi ile ortaya konur. Dolayisi ile ne cansiz ic dinamikten, ne de dogan ogrenene kadar yasam ve numenal yetisinden ve onun davranmasindan kavramsal bilgi olarask yoksundur. Adlandirma gozlemin algisina verilen addir. Kavram bu adin anlam ve icerigidir. Bilgi de bunlar uzerinde yapilan gozlemsel algisal dilsel turetmedir.
  17. Hayir degistiremeyiz. Cunku korku bir kavramdir ve gozlem ile algilanir, dogan bir bebekte bu algi ve gozlem yoktur. Boyle bir davranis sunmasi, onun bu kavrami bildigi anlamina gelmez. Cunku ve sonucta biur bebek yasam yetisi olarak, insanogluna baska kavramlarin gozlemini de verir. Aglamak, meme emmek, rahatsiz olmak v.s. gibi. Tum bu yasam yetileri, bebegin bilgisi dahilinde degildir, sadece davranisinin verdigi gozlem dahilindedir.
  18. Bu sadece yasayanin bilgisidir. Doganda bu bilgi yoktur. A'yi B'ye donusturen de yasayandir. Doganin diger A lardan hic bir farki yoktur.
  19. Ayni yanitlari vermekten biktim. Korku alinan bir gozlemin kavramidir, bunu da yasamdan ogrenirsin.
  20. Dogumdan gelen hic bir sey yoktur. Insanoglu gozleminin algisi onu kavramsal bilgi ile ortaya koyar.Dogumdan hic bir NUMENAL YA DA FENOMENAL DEGER, ANLAM, ICERIK VE KAVRAM GELMEZ.
  21. Yetinin sahip oldugu bir informasyon yoktur. Bunu da yetiye veren insanogludur. Kisaca insanoglu gozlemini aldigi A'yi kavramsal bilgisi ile B'ye donusturur. A artik yoktur, uzerinde bilgi uretilen B'dir. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/978-insanoglunun-kavramsal-bilgisi-ve-epistemolojik-alternatifsizlik/
  22. Ben bunlardan bahsetmiyorum. Bir bebegin her turlu yetisini gozleme tasimasinin ne oldugunu bebek yasamdan ogrenir. Bu da kavramsal bilgidir.
  23. Tamam iste neyin ne oldugu yasamdan ogrenilir.
  24. Korku insanoglunun gozlem olarak algiladigi bir dusunce ve de davranisa verdigi kavramdir. Bunu yeni dogan bilmez. Cunku bunu gozlemleyecek algilayacak ve dusunce/davranisa tasiyacak bilgiyi henuz ogrenmemistir. Dolayisi ile diyelim bebegin anne/babasi gozlem algisi temelinde bebeginin davranisini korku olarak algilayabilir. Bebek te bunu ogrendikten sonra, korku algisi veren davranisini bilerek gozleme sunabilir.
  25. Bunu daha once tartistik. Korku yasamdan ogrenilir.
×
×
  • Create New...