Jump to content

kavak

Members
  • İçerik sayısı

    2.771
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    144

Everything posted by kavak

  1. Bir siyasetçi, hele ki tüm memleketi temsil eden bir makamda ise, kendi insanlarına neden ve ne cüretle hakaret eder? https://www.tr724.com/erdogan-sirf-daha-iyi-bir-yasam-icin-baska-ulkelerin-kapisina-gitmek-sufli-bir-heves/ Hakaret ettiĝi hemen anlaşılmaması için "süfli" kelimesini kullanmış, çünkü konuşma yaptıĝı yerde olan insanların çoĝunun bu kelimeyi duyduĝunu ve bildiĝini zannetmiyorum. Ne yalan söyleyeyim, ben de bilmiyordum. süfli: aşaĝı, bayaĝı, adi Uzun lafın kısası, daha iyi bir gelecek için memleketi terk edenlere resmen hakaret etmiş. Peki, zamanında kendi çocukları ne tür heveslerle yurtdışına gitmişlerdi? Her insan istediĝi yere gitmekte özgürdür. İster zevkine gider, isterse ekonomik ve siyasi koşullar nedeniyle memleketi terkeder. Bilhassa son iki sebep yüzünden gitmek zorunda kalıyorsa, bunun başlıca sorumları ülkenin yöneticileridir elbette. Hele ki son 20 seneden beri aynı parti ve aynı şahıslar ülkenin kaderini belirlemişse, gidenlere hakaret etmeye hiçbir hakları yoktur. Olamaz da.
  2. Parmak izi genetik deĝilmiş, iyi mi? Çünkü ana rahminde tesadüfen oluşuyormuş. Buna karşı göz rengi, saç rengi, cilt rengi, burun biçimi(), yüz ve kulaklar genetik. Ayrıca kan gurubumuz da genetik. Elbette daha bir çok özeliklerimiz genetik aktarılıyor ancak bu saydıklarım ilk aklımıza gelenler. Zeka mevzusu henüz biraz muĝlak; genetik diyen de var, çevre şartları diyen de var. Muhtelemen ikisinin de etkisi var.
  3. Sen Atatürkçü (muhtemelen deĝilsin) olabilirsin ancak aslı astarı olmayan iddialar ortaya atarak bir yere varamazsın. CHP´yi suçlamak da bir şeye yaramaz, ki o CHP, malum iktidarın tüm gücüne raĝmen en büyük belediyeleri yeniden kazandı. Keza İstanbul´da rakibini iki defa üst üste yenerek hezimete uĝrattı. Yani demem o ki "hain" lafını kullanmadan evvel 10 kere düşünmek lazım. Oylara sahip çıkıldıĝı İstanbul seçimlerinde görüldü zaten. Demek ki CHP her zaman yanlış şeyler yapmıyor.
  4. Kanıt? Kanıt? Tamamen boş beleş sallamışsın. Devrim mi? Neyin devrimi? Yine tamamen kanıtsız boş beleş sallamışsın. Burada ne demek istediĝin anlaşılmıyor. Hangi deĝişimler? İnsan hakları yerlerde sürünüyor, insanlar sindirilmiş vaziyette. Yargı baĝımsız deĝil artık, güçler ayrılıĝı da sizlere ömür. Medya tamamen malum partinin ve şahısın borazanı olmuş vaziyette. Ekonomi dersen, acınacak vaziyette. Daldan dala atlayıp duruyorsun. Galiba başkalarının adına konuşmak hoşuna gidiyor. Bir şeyler söylemek isityorsan kendi adına konuş. Tamamen zırva. Bu yazdıklarından utanmalısın aslında, çünkü somut kanıt olmadan hiçkimseyi hain olarak yaftalamaya hakkın yok. Önce bunu öĝren.
  5. Ben tüm sensörlerime güveniyorum, çünkü başka çaresi yok bunun. Ancak bazıları (görme ve duyma) bir hayli zayıfladı son senelerde. Ne konuşulanları net anlayabiliyorum ne de gördüklerimi net görebiliyorum. Hal böyle olunca, iki durumda da hayal gücümü kullanıyorum. Ancak bu yöntem her zaman verimli olmayabiliyor. Yaşlılıktandır, diyerek kendimi avutuyorum. Aklıma savaş karşıtı eski bir sinema filmi geldi. Filmin kahramanı savaş esnasında tüm uzuvlarını ve duyu organları kaybetmişti. Sadece gövdesindeki teni/cildi sayesinde çevresiyle baĝlantı kurmaya çalıışıyordu. Beni çok sarsmıştı ilk izlediĝimde.
  6. Eşiniz yemek yapmasını, konuşmasıını, giyinmesini iyi biliyorsa ve ne demek istediĝinizi yüzünüze bakarak şaaak diye anlıyorsa eĝeer.... Şanslısınız demektir. Ancaaaaak paranın kıymetini bilmiyorsa işte o zaman ayvayı yediniz demektir. Hele çoluk çoçuk sahibi olmaya niyetli iseniz, işte o zaman işiniz bir hayli zordur.
  7. Tanrı bu; boru deĝil herhalde. Güçlüyum diyorsa güçlüdür elbette. Aynı gücü borudan beklemek olmaz tabii, çünkü birisi muhtemelen ya plastikten yapılmıştır ya da tenekeden. Ancak diĝeri ise her yerde kendini gösteriyor ve ekliyor: "Siz heeç düşünmez misiniz?" Fırça çekmekte haklı tabii, biz kiiiiiiim tanrı kim, diii mi?! Ben tanrı olsaydım bana yana bakan herkesi ve arkamdan laflayanları önce bir güzelcene falakaya yatırırdım. Öyle ya; bu zındık dünyalılar ha bire çok bilmişlik yapıyorlar. Sanki tüm kainatın şifrelerini çözmüşler, tüm bilinmezlerini yemiş yutmuşlar gibi davranıyorlar. Dindarı da dinsizi de ayrı âlem. Şimdilik bu kadaarrrrrrr. Tanrı gelmeden ben sıvışayım.
  8. Evlilik anlatılmaz, bizzat yaşanır. Diĝer yandan biraz özveri, biraz şans, biraz anlayış, biraz istek ve bir hayli sabır olmalı elbette. Bunlar yoksa eĝer hiç evlenmeyin derim ben. Kim diyor bunu? Aralıksız 26 seneden beri evli olan birisi diyor.
  9. Doĝada işler her zaman dört dörtlük yürümüyor maalesef. Dindarlar her ne kadar dünyadaki ortamın muhteşem olduĝunu iddia etseler de, durum pek iç açıcı deĝil aslında. Göze hoş görünen çiçekler, gökyüzünün mavi görüntüsü, akşam güneşinin büyüsü, uçsuz bucaksız karanlıĝa meydan okuyan milyarlarca yıldızın ışıltısı çoĝu insanı yanılgıya sürüklüyor. Hayata gözlerini açmak bir nevi piyango çekilişine benziyor. Şansın varsa iyisin, şansı yoksa daha doĝarken ayvayı yemişsindir.
  10. Hiçbir zaman sıkı bir denetim altında olmadılar. Bilhassa 2. Dünya savaşından sonra günümüze kadar siyasiler tarafından hep kollandılar. Zaten ciddi bir şekilde denetlenmedikleri için memleketteki tarikatlara/yurtlara ne giren belli ne de çıkan. Kim kime dum duma. Arada sırada bazı şeyler günyüzüne çıktıĝı zaman, örtbas edilmeye çalışılıyor. Öyle ya bu tarikatlar ne de olsa bir şekilde İslam´ı temsil ediyor. Gücü elinde bulunduranlar da dindar kesimden yana ve muzafakar olduĝu için onların üzerine pek gidilmiyor.
  11. Bu iddianıza katılmıyorum, çünkü böyle olsaydı Fetullah Gülen cemaatinin senelerce cirit atması ve kontrolden çıkması engellenebilirdi. Yani durum tam tersi. Ne doĝru dürüst bir denetleme var ne de bu tarikatları ciddi bir şekilde umursayan. Tamamen başı bozuk bir düzen var. Oralarda senelerden beri olaylar oluyor, çocuklar istismar ediliyor ancak olayların üstüne giden veya hesap soran yok.
  12. Çocuklar kendi hallerine bırakılsa, dinle imanla beyinleri yıkanmasa hiçkimse dindar olmaz. Çocukluĝunda ve gençliĝinde dinle imanla işi olmayan birisi, yetişkin çaĝa gelince zor dindar olur. Diĝer yandan dindar olanların çoĝunluĝu ölümü kabullenemiyenlerden oluşuyor aslında, çünkü kendilerini kainatın merkezinde görüyorlar. Dolayısıyla farklı bir muamele bekliyorlar. Halbuki ufacık bir bit veya pireden bir farkımız yok aslında.
  13. Bu ne böyle Tasvir? Böyle Islam reklamı yapacaĝına, bir zahmet dünyayı gezip dolaşmanı tavsiye ederim. Bakıyorum her üye olduĝunun foruma benzer mesaj iliştiriyorsun. Eĝer sen samimi bir müslümansan, ben de kapı gibi bir peygamberim. Yahu dünya kadar din var; bula bula yeniden mi İslam´ı buldun?! Uzun lafın kısası şu: Piyasadaki tüm kitaplar ve tanrılar bizlerin eseri. Bunu kabullenemiyorsan, sen bilirsin. O zaman bugünden tezi yok İslam´ın tüm ritüellerini yapmaya başla. Yapamıyorsan/yapmıyorsan, lütfen başka yerde İslam tebliĝi yapıver, çünkü tüm ritüellerini yerine getirmiyorsan "Ben müslüman oldum" babında konuşmak biraz garip oluyor. İslam´ın diĝer dinlerden zerre kadar farkı yok. Bu kesin, yani Budist oldum da diyebilirdin veya Hrıstiyan oldum da diyebilirdin. O dinlerin müritleri de kendi dinlerinin en doĝru olduĝunu iddia ediyor. Bu nedenle orada burada "Ben yeniden müslüman oldum" demenin bir anlamı yok. Neyse... Umarım mutluluĝu ve huzuru bu dinde bulursun. Zaten kendin yazmışsın; yok olmaktan korktuĝunu dile getirmişsin. Yani ölümü bir türlü kabullenemiyorsun, halbuki ölüm, doĝum gibi doĝanın bir parçası. Doĝumu kabulleniyorsan, ölümü ve yok olmayı da kabullenmen gerekir.
  14. Gılgamış Destanı, Binbir Gece Masalları ve Gülün Adı. Demek en az bir tanesini okumuşum.
  15. Bu tip mitleri ve hadisleri kabul etmeyen yeni bir dindar akım başladı zon zamanlarda. Kendilerini tarihselci olarak lanse ediyorlar. Mâlum kitabın tüm içeriĝinin evrensel olmadıĝını ve birçok kısmının o devirdeki kontekse göre yorumlanması gerektiĝini savunuyorlar. Keza Adem´in ilk insan olduĝu yazmaz ve Havva´nın adı bile geçmez kitapta. Hatta Adem´in çocuklarının başka bir insan ırkından çiftleştirildiĝini savunan müslümanlar bile türemeye başladı, çünkü hadislerde yazılanların akla ziyan hikayelerden/masallardan oluştuĝunu onlar da yavaş yavaş kavramaya başladılar. İnançlarını ciddi bir şekilde sorgulamak yerine onu reforme etmeye, yani zamanımıza uydurmaya çalışıyorlar. Ancak istedikleri kadar uĝraşsınlar, farketmez; masal yine aynı masal.
  16. Şimdiye kadar yaşananları ve olan bitenleri gördükçe üzülüyor insan. Memleket ikiye bölünmüş vaziyette ve belirli bir kesim zorla dindar nesil yetiştirmeye kararlı gibi gözüküyor. Diĝer yandan çaĝdaşlıĝı yakalamış, sanayileşmeyi gerçekleştirebilmiş, ithalatı asgariye indirebilmiş, insan haklarına saygılı ve demokratik özgürlükçü bir ülke olmak yerine, azılı diktatörlerle işbirliĝi yapmaya yönelmişiz. Düşünmemek en iyisi ancak düşünmeden de yapamıyoruz, çünkü bu memleket daha iyisine layık aslında. Ancak halk cahil kalmak istiyorsa, yapılan yanlışların hesabını sormuyorsa, özgürlüĝünün kısıtlanmasına sesini çıkarmıyorsa, adaletsizliĝe gözünü yumuyorsa, yapacak fazla bir şey yok.
  17. Hatırlarsın mutlaka; mâlum partinin mâlum başkanı ve bakanı Türkiye´ye komşu ülkelerle 0(sıfır) sorun siyaseti gütmeyi hedeflemişlerdi zamanında. Ancak pek fazla sürmeden neredeyse tüm komşuları karşımıza aldık ve hepsiyle papaz olduk. Hatta bazı ülkelerin başkentine kadar dalacaĝımızı ifade ettik. Şimdilerde ise eskiden kırılan tüm bardakları ve tabakları onarmakla meşgulüz, çünkü seneye seçimler var ve ahaliye şirin gözükmek için birçok noktada 180 derece döneklik yapıldı ve yapılıyor. İsrail, Suriye, Rusya, Irak, İran, Ermenistan... Hepsine gülücükler atma moduna geçtik. Ha evet; Sadece Yunanistan´a hâlâ esip gürlüyoruz. O kadar da olacak tabii. Türkiye´ye azılı bir düşman her zaman lazım, çünkü bu memlekette sanılanın üzerinde milliyetçi vatandaş var. Onların da gururları azıcık okşanması lazım. Bunun için Yunanistan tam biçilmiş kaftan. Hasılı yanlış siyaset yüzünden Türkiye´nin hem ekonomik hem de siyaset açısından çok kaybı oldu.
  18. Bu saatten sonra hiçbir müslüman düz dünyacı olma gafletine düşmez. Kutsal kitaplarda ne yazarsa yazsın, günümüzdeki bilgileri inkar etmek mümkün deĝil. Tam tersine, kitabın içeriklerini günümüzdeki bilgilere uyarmalaya çalışıyorlar. Bunların en başında mesela kainatın genişlemesi yatar. Diĝer yandan tarihselci müslümanlar diye yeni bir akım bile yeşermeye başladı. Bunlar ise kitaplardaki bilgilerin bir kısmının evrensel olmadıĝına vurgu yapıyorlar ve birçok pasajın sadece o devirde geçerli olduĝunu dile getiriyorlar. Yani müslüman dünyası kendi içerisinde yeni bir kutuplaşmaya gebe gibi. Her şeye raĝmen inançlı kalmalarının sebeplerini yukarıda açıklamıştım. Bana göre beyin yıkanmasından başka bir şey deĝil. Bunu sorun olarak görmüyorlar, çünkü onlara göre İslam´dan bi haber olanların herhangi bir yükümlülüĝü yok. Ne zaman İslam´ı duydular, işte o zaman ayvayı yediler. Adı üstünde inanç. İnanç dünyasında süpheye yer olmaz. Mantıklı olup olmadıĝına da bakılmaz. Olabilir, çünkü hergün yaşanan/yaşatılan vahşeti onlar da görüyor. Taptıkları tanrı ise hiçbir eylem yapmadan sadece seyrediyor. Bu nedenle umutlarını tahtalı köye havale ediyorlar. Nihai adaletin orada olacaĝını umuyorlar. Boş ve kuru bir umut.
  19. Bu mektubun aslı varsa şayet, saçma sapan bir mektup göndermiş IV. Mehmed. Bu tür yazışmalarla hiçkimseyi etkileyemezsiniz. Tam tersine bu üslup ve içerikle olsa olsa rakibinizi daha da öfkelendirirsiniz.
  20. Küçük çocuklar anne ve babalarının yanında kendilerini huzurlu hissederler, çünkü onlardan hiçbir kötülüĝün gelmeyeceĝine inanırlar ve onlara %100 güvenirler. Canlıların doĝasında vardır, güvenli bir liman aramak. Kendilerini huzurlu hissettiren bir varlıĝın olduĝuna inanmak isterler. Dinlerdeki tanrı tasavvuru da bu şekilde tarif edilmeye çalışılıyor ancak orada yazılanlarla hayattaki yaşadıklarımız önemli ölçüde çelişiyor. Tanrının hem iyi olduĝu hem de her şeye gücü yettiĝi iddia edilir. Halbuki gerçekçi olmak gerekirsek, tanrı iyi falan deĝildir. Her şeye gücü yeten de deĝildir. İyi olsaydı doĝadaki canlılar yaşamak uĝruna birbirilerini öldürmezler veya yemezlerdi. Ölmeyi/ öldürmeyi canlılara bir çözüm olarak sunmazdı. Masum çocukların tecavüze uĝramasına izin vermezdi. Örnekler çoĝaltılabilir. İste tam bu noktada dindarlar sınavdan bahsetmeye kalkarlar ancak saçmalıktan başka bir şey deĝildir. Beceriksiz bir tanrı figürünü bu şekilde kamufle etmeye çalışıyorlar. Yahu tecavüze uĝrayan bir bebek veya çocuk, sınavdan ne anlar? Efendim, çocuklar zaten cennetlikmiş...miş. Cennetlik olsalar ne yazar? Aslında bu sınav zımbırtısını savunmaya yeltenenlere şu soruyu sormak lazım: " Kendinin ve kendi çocuĝunun tecavüz edilmesini ister misin?" Dinleri güncellemeye veya yeniden çaĝa uydurmaya kalkarsanız, güçlerini büyük ölçüde yitirirler. Hele ki kutsal kitaplar ve metinler geniş kitleler tarafından insanların anlayacaĝı dilde okunmaya başlanırsa, dinler daha çabuk erozyona uĝrar. Bunun en güzel örneĝini Hrıstiyanlık oluşturuyor, çünkü bu din tamamen kiliseye tıkılmış vaziyette. Orta Çaĝdaki ezici ve baskıcı gücünün yerinde yeller esiyor ve bunun böyle olmasının yegane sebebi, Eski ve Yeni Ahit´in halkın çoĝunluĝunun anladıĝı dile tercüme edilmesi yatar. Ayrıca matbaanın icadı bu süreci hızlandırmıştır. Avrupa bu şekilde aydınlanmayı yakalamıştır ve çaĝdaş olma yolunda önemli adımlar atmayı becermiştir. Müslümanlık ise henüz yolun başında denilebilir, çünkü İslam, kuralları çok katı olan inanç sistemidir ve halkın çoĝunluĝu (Araplar hariç) hâlâ anlamadıĝı dilde okuyor kendi kutsal kitabını. Hâlâ anlamadıĝı dilde duasını yapıyor. Tercümeler son 40-50 seneden beri yazılmaya ve raĝbet görmeye başladı. İnsanlar bilgilendikce ve aydınlandıkça dinlerdeki çarpıklıkların farkına varmaya başlıyor. Hadisleri reddedenlerin ve sadece kutsal kitap diyenlerin sayısı bu nedenle günden güne çoĝalmaktadır. Gün gelecek; kutsal kitabını da eleştirme cesaretini bulacakların sayısı da çoĝalmaya başlayacak.
  21. Şaşıracaksın ama dindarların birçoĝu gerizekalı falan deĝil. Doĝuştan itibaren insanların beyni, doĝdukları yörenin dini ve kültürüyle bir güzelce yıkanıyor. Bu beyin yıkamanın en güzel örneklerinden birisi mesela şudur: Kutsal kitapların önemli kısmı akla ziyan hikayelerden, mitlerden oluşur. Hiçbir safkan dindar çıkıp bunları irdelemek istemez. Çünkü bu hikayelerin %100 doĝru ve yaşandıĝına inandırılmış bir kere. Halbuki piyasadaki yazılı ve sözlü eserlerin hepsini bizler yazdık. Hiçbirisi gökten zembille inmedi. Beyni yıkanmış birisi Meryem´in cinsel ilişkiye girmeden hamile kalmasına inanır, erkeklerin üstün yaratıldıĝına inanır, tanrıyla iletişim kurulduĝuna inanır, kutsal kitapların her yazdıĝına ve kendine önder seçtiĝi hacılara, hocalara, şeyhlerin söylediklerine körü körüne inanır. Çünkü inandırılmış ve iliklerine kadar işlemiş bir kere bu din/inanç. Meleklere, şeytana, cinlere inananlara fazla bir şey anlatamazsınız. Kendinizi boşu boşuna hiç yormayın. Günümüze kadar binlerce tanrı piyasaya sürülmüş ve birbirlerini beĝenmeyen dinler, mezhepler ve cemaatler ortada cirit atıyor. Hepsi kendini tek haklı görüyor. Hepsi "Aman da benim dinim şahane, aman da benim tanrım çok yakışıklı" minvalinde güzelleme yapma derdinde. Yahu hepsi de haklı olamaz ya!
  22. Görünen o ki, ortada sadece bir takım iddialar var ve madem bir suç işlenmiş, neden bugünlere kadar beklenildi? Ayrıca M. Foucault öleli seneler olmuş, kendini savunamaz halde ve herhangi bir maĝdur bugünlere kadar onun aleyhine herhangi bir suçlamada bulunmamış. Bu durum, onun suçsuz olduĝu anlamına gelmez elbette. Ancak herkes gibi hukuk karşısında o da eşit haklara sahiptir. Diĝer yandan bu tip suçları işleyen ve suçu kanıtlanmış yetişkin insanların hadım edilmeleri lazım, çünkü bunların anladıĝı dil anca bu olur.
  23. Bilakis, Batıya olan nefretin yüzünden Rusya´nın yaptıklarını görmezden geliyorsun. NATO genişlemesinin etkisi yok mu? Var elbette ancak yegane sebebi başka. Mesele yakın sınır falan deĝil, mesele Putín´in daĝılan Sovyetler Birliĝini kabullenememesi. Yukarıda Alaska örneĝini vermiştim bu yüzden. Zaten senelerden beri ABD ile burunu buruna yaşıyor. Bu nedenle elinden gelse, ayrılan tüm ülkeleri zor kullanarak kendine yeniden baĝlamak istiyor. Büyük Rusya Imparatorluk budalası kendisi. İstiyor ki çevresindeki ayrılan tüm ülkeler yeniden Rusyanın güdümünde olsun. Bu nedenle Gürcistana girdi, bu nedenle Kırımı ilhak etti, bu nedenle Ukraynayı istila etti. Bu nedenle Baltık ülkelerine, Finlandiya´ya vs. göz daĝı vermeye kalkıyor. Bu da yanlış; çünkü gayet iyi anlıyorum. Senin senin anlamadıĝın şu: Her zaman yazmışımdır, hatta yukarıda da yine yazmıştım. Her ülke, bak her ülke diyorum iyi oku, milli menfaatleri doĝrultusunda hareket eder ve siyaset yapar. Bu nedenle sürekli "Aman da Batı her zaman maşa kullanır" minvalindeki tek taraflı söylemler boş laftan öteye gidemez, çünkü her ülke menfaatlerini korumak için bir şeyler yapmaya kalkar. Hasılı ben yanlış nereden gelirse gelsin, ona yanlış derim. Mesela ABD´nin yalan yanlış iddialar ortaya atarak Irak´a girmesi yanlıştı (yukarıda buna da deĝinmiştim aslında). Savunulamaz. Mesela terörist oldukları saptananların saklandıĝı yer Avrupa Birliĝi olmamalı. Bu da yanlış. Türkiye´nin, Rusya´nın, ABD´nin, İran´ın Suriye´de bulunması ve bu ülkeyi harabeye çevirmeleri de yanlış. Terörist örgütlerin desteklenmesi her bakımdan yanlış. Çin´deki azınlıkların baskı görmesi de bir o kadar yanlış. Bak görüyorsun ki tarafsız olmaya çalışıyorum. Hasılı Rusya´nın Ukrayna´yı ve Kırım´ı istila etmesi de yanlış.
  24. Bir hayli hayalperestsin ve batı düşmanlıĝı iliklerine kadar işlemiş senin. Ben Rusya´yı eleştirirken diĝerlerinin yediĝi haltları görmezden gelmem. Gelmedim hiçbir zaman. Rusyanın yaptıĝı yanlış. Yok öyle yaĝma, ben güçlüyüm istediĝimi yaparım. Ben buna karşıyım.
  25. ABD veya Avrupa´nın hayal kurduĝu yok. Romaymış..mış. Atlantis diye bir yer bile yok. Yok böyle bir şey. Sen takmışın kafayı Avrupa´ya. Avrupa şöyle, Avrupa böyle. Rusya´yanın yaptıĝı yanlışı, sözde başka bir yanlışla savunmak ne kadar mantıklı? Rusya´nın Ukrayna´yı işgali hiçbir şeyle savunulamaz. Bu bir işgal. Yanlış. Sen bu kafayla Türkiye´nin işgal edilmesine de karşı çıkmazsın herhalde.
×
×
  • Create New...