-
İçerik sayısı
690 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
8
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by Küresel Vana
-
Öyle de, bu senin alıntıladığın 80 anayasası. Atatürk 80'de de ölü idi.
-
Evet, tarihsel olarak buna müsait olduğu için, gelişim buna uygun olmuştur ama bu tek ideal model değildir dünyada.
-
Bunda zaten hem fikiriz.
-
Tanımlar bellidir. Sorun öğretim sorunudur.
-
Yanlış bilgi. Bu madde 61 Anayasasında konulmuştur. Atatürk o sırada ölüdür ve böyle bir madde koymasına imkan yoktur.
-
İşte onu söyledim zaten. BK'da her ulus dış siyaset ve vatandaşlık dışında kendini temsil eder. Bu durum BK'nın Sembolik Meşruti Monarşik yönetim altında çok uluslu Üniter bir devlet örgütlenmesi olmasına mani değildir.
-
Siyasi mücadele Ümmetçilerle Milletçiler arasındadır. Ama bu siyasi mücadelenin bilinci bile halkta yoktur. Bir de en son Emperyalist işbirlikçisi Post Modern Ümmetçilerle, ABD-İsrail Emperyalist karşıtı klasik Ümmetçiler arasında bir mücadele başlatılmıştır emperyalizm tarafından.
-
Yine devlet örgütlenme yapısı ile siyasi birlik tanımının birbirine karıştırıldığı görülüyor. Mesela, SSCB'de de veya eski Yugoslavya'da da Etnik Milletlerin birliği söz konusudur. Devletin örgütlenme yapısının bununla ilgisi yoktur. Uniter Devlet ise, yönetimde Merkeziyetçidir. Federal devlet ise Ademi Merkeziyetçidir. Bir de Konfederal yapı vardır. Senin sözünü ettiğin budur. Ama BK Federal olmadığı gibi Konfederal de değildir, Üniter bir devlettir. İskoçya parlementosu semboliktir. Scotch, Welsh, İrish bunlar her biri tarihsel süreçte Milletleşmişlerdir.
-
Olan şudur. Devrim sürecinin gerektirdiği yapı, devrim süreci tamamlanamadan, karşı devrimcilerin eline geçmiştir. Onlar da Devrim sürecinin dönüşüm için gerektirdiği Türk dedirtmeyi, kendi algı ve hedefleri doğrultusunda kimisi etnisiteye, kimisi ümmete indirgeyerek kullanmıştır. Olan bundan ibarettir.
-
Evet, BK, BB'daki Etnisitelerin değil Milletlerin birliğidir.
-
Elbette. Dünyada Milli bilincin gelişimi Burjuvazi sınıfının gelişimi ile ortaya çıkmıştır. Zaten o nedenle yalnızca bu değil, burjuvazi sınıfının gelişimi ve sanayileşme adına girişimler, devrimler de yapılmıştır. 2.Dünya savaşı koşuları nedeniyle devrimler sekteye uğramış ve daha sonrasında Karşı Devrim süreci başlatıldığından, Milli bilinç çok az bir azınlık dışında gelişememiştir.
-
Olduğunu biliyorum zaten. Ama ben ne zaman, hangi tarihte bu hakkı aldıklarını soruyorum.
-
Günümüzde Emperyalizmin itici gücü ve kaynağı din değildir, Çok Uluslu Şirketlerdir, Kapitalizmdir. Din ve Etnisite farklılıkları emperyalizm tarafından ayrıştırma aracı olarak kışkırtılır, kullanılır, savaşlar bu temelde çıkarılır. İntihar bombacıların ( El-Kaide ) Mezhebi Selefiyye ( Vahabilik )dir. Bu mezhep, 1.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Egemenliğine karşı da kullanılmıştır. Bu marjinal mezhebin Kuran yorumu diğer Mezheplerde yoktur.
-
Ümmet gibi bir siyasi birlik türü olan Millet kavramını, aynı kategorideymiş gibi bir devlet örgütlenme yapısı türü olan üniterlik kavramı ile ve birlikte birbirine zıt anlamda kullanmak yanlış olur. Zira, mesela Federal Almanya Cumhuriyeti de Üniter değil adı üstünde Federal bir devlettir. Ama Milleti tektir.
-
BK bir uluslar birliğidir. Dolayısıyla, sayılan İngilizler, İskoçlar, Galliler, İrlandalılar birer etnisite değil, uluslardır. Çünkü; ulus başkadır, etnisite başkadır. Keza, bu ulusların etnik yapılarına da bakıldığında; İngilizlerin Angl ve Sakson ve Norman kökenleri olduğu, İskoçların Kelt ve Kuzey Germen ( Viking ) kökeni olduğu, İrlandalı ve Galilerin ise Kelt kökenli olduğu ve dillerinin farklı olduğu görülür. BK’da Hindistanlilar, bengaldesliler, G.Amerikalilar, Afrikalilar, Diger Avrupa ulkesi yerlileri, Turkler, kurdler, Iranlilar v.s. ise vatandaslik haklarini almis ve birer british olmuşlarsa yasalar önünde tıpkı diğer British vatandaşları gibi eşit haklara sahiptirler. Hukuken azınlık statüsüne tabi değillerdir. Bunlarla, İngilizler, İskoçlar, Galliler, İrlandalılar gibi uluslar arasındaki tek fark, İskoçya, Galler, K.İrlanda gibi ulusal parlementoları olmamasıdır. Çünkü; Uluslar Birliği içinde ayrı ayrı birer ulus olmaları değil, yalnızca British vatandaşı olmaları söz konusudur. Bir de eski İngiliz sömürgelerinden gelen İngiliz Milletler Topluluğuna (Commonwealth of Nations ) bağlı ama BK vatandaşı olmayanlar vardır. Bunlara da vatandaş olmamalarına rağmen bazı haklar ( seçimelere katılma, oy verme gibi ) tanınmıştır.
-
Mantıkta bir kural vardır: Yanlış önermelerden yola çıkıp doğru mantıkla doğru çıkarsamalar yapılamaz. Buna göre, öncelikle Milliyet tanımı üzerinde durmakta fayda vardır. Genel anlamda Milliyet, bireyin Millet Devleti ile ilişkisinin, bağının, bireyin o Millet devletinin Milletine mensubiyetinin ifadesidir. Bu tanımdaki kritik nokta, " Millet "in tanım ve içeriğidir. Dünyada iki türlü Millet tanımı vardır. Birincisi, Etnisite bağını esas alan Alman Millet tanımıdır. İkincisi ise, Tarihi ve Coğrafi bağı esas alan Fransız Millet tanımıdır. Modern Millet tanımı da zaten budur. Şimdi, birinci tanıma uygun bir Millete mensubiyet, yani Milliyet Etnisite içerir. Ama ikinci tanıma uygun Millete mensubiyet, yani Milliyet Etnisite içermez. İşte, T.C. de birinci tanıma göre değil, ikinci tanıma göre bir Millet tanımlamasını Anayasasında vatandaşlık bağını esas alarak yapmıştır. Bu tanımın dayanağı da tarihsel bir olgudan kaynaklanır. Yani, Türk adının tarih boyunca Anadolu coğrafyasında etnik bir anlamı olmamıştır. Türk adı, Etrak kullanımıyla Osmanlı Devleti hakimiyeti sırasında Anadolulu Yerleşik ( kentli-köylü ) Müslümanların adı olmuştur. Üstelik Osmanlı hanedan yönetimi tarafından aşağılama algısı ile kullanıldığından, bu ad halk tarafından da benimsenmemiştir. Bu arada şunu da belirtmekte fayda var. Yerleşik olmayan Müslüman halk da Osmanlı hanedan yönetimi tarafından Ekrad olarak adlandırılmıştır. Bu tanımın içeriğine de büyük ölçüde Aleviler, Yörükler, Tahtacılar vs. girer. İşte, T.C. kurulduğu vakit, coğrafi ismin Türkiye olarak adlandırılmasından hareketle, Anadolulu Yerleşik Müslüman demek olan Türk algısını Müslüman olmayanları da kapsayacak şekilde anlam genişletmesine uğratmış ve bir Millet adı haline getirmiştir. Buna göre, Türk Etnisitesi diye bir şey zaten yoktur. Türk Millet adının benimsenip benimsenmemesi söz konusudur. Zira, Anadolulu köylü zaten yüzyıllarca Osmanlı yönetimi boyunca Türk algısını hiç kabul etmemiş, hep Müslüman olduğunu söylemiştir. Zaten Atatürk bu Türk adının içerdiği aşağılama algısını kırmak ve bu Millet adının benimsenmesi ve bu temelde Milli bilinç oluşturmak için mecburen abartılı söylemlerde bulunmuştuır. Onun üstünde durduğu Millet kavramı, yukarıda anlatığım iki millet tanımından ikincisi olan Modern Millet tanımı çerçevesindedir. Türk adının bir Millet adı olması, T.C. de Etnik kimliklerin olmadığı veya bir bireyin etnisitesinin bulunamayacağı anlamına gelmez. Zaten, Türk adını bir Milli kimlik olarak benimseyenlere sorulduğunda ana dili Türkçe olsun olmasın hepsi aynı zamanda bu addan farklı olarak kendi etnisitesini ifade edebilmiş ve edebilmektedirler. Türk Milli adını benimseyenler, etnisite anlamında kendilerini; Arap, Laz, Manav, Yörük, Arnavut, Boşnak, Giritli, Batı Trakyalı, Pomak, Kürt, Zaza olarak adlandırırlar. Çeşitli sebepler ( Ümmetçi, Etnik-Milletçi ) nedeniyle, bu Milli adını benimsemeyenlerin benimseyenleri kendi anlayışları çerçevesinde Etnisite anlamında Türk olarak adlandırmaları Türk Milli adının Etnisiteye indirgenmesini gerektirmez. Türkçe zaten bu coğrafyadaki tüm etnisitelerin ortak dili olması sebebiyle resmi dil olarak kabul edilmiştir. Türkçenin resmi dil olması veya Türkiye adının Devletin adı olması, Türk etnisitesinin var olduğunu ve diğer etnisiteler üzerinde hakimiyet kurduğunun göstergesi değildir. Böyle düşünenler, henüz etnisite temelli düşünmeyi aşamamış, birinci Millet tanımı olan Alman Millet tanımında takılmış, modern siyasi bir birlik kurmanın ne demek olduğundan habersiz olanlardır. Bu rada dipnot olarak belirtmek gerekir ki; Alman Millet tanımı da revize edilip, Modern bir tanıma kavuşturulmuştur. Bu arada dipnot olarak belirtmek gerekir ki; Alman Millet tanımı da 1980'ler sonrası revize edilip, Modern bir tanıma kavuşturulmuştur.
-
Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur.
Küresel Vana replied to evrensel-insan's konu in Bilim
... Boş konuşmaya devam ediyorsun. Üçüncü kez yineliyorum : Var mı arkadaşım şu aşağıda yazdıklarıma bir cevabın ? Ya da var mı o etkili, bilgili, bilimsel duruş sergileyenin (!) bir cevabı ? -
Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur.
Küresel Vana replied to evrensel-insan's konu in Bilim
O da bu forumu takip ediyor ve kendisine attığın çamura cevap vermemeyi tercih ediyor diyorsun yani. Çok inandırıcı olmuş, tebrikler ! -
Aynen. İşte biz ona halk arasında " işine gelmemek " diyoruz. : Dönemin insan hakları açısından da en gelişmiş ülkelerinden biri olan BK'da Gallilerin kendi ana dillerini öğrenme hakkının olmamasının ifadesi işine gelmediği ( onaylama ön yargına ters geldiği ) için geçiştirmek istemeni anlıyorum.
-
Önemli olan bana değil sana yetmesi Senin ego tatminine yetmemesi beni ilgilendirmiyor.
-
Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur.
Küresel Vana replied to evrensel-insan's konu in Bilim
Tabii, her zaman her şey için bahane bulmak mümkündür. -
Mesela, herkesin intihar etmesi gerektiğini söyleyen bir inanca saygı duyulmaz. Kişilerin inançları kullanarak birbirini yok etmeye çalışması ile inançların gerçekten bunu içerip içermediği arasındaki farkın farkına varılamazsa bu dediğim zaten anlaşılamaz. Tartışmalı olan, bilimsel temelde bir ortak kabul oluşturması gerekliliği bulunan kişilerin sahip olduğu inançların yok ediciliğinin bulunup bulunmadığıdır. Yok edici bir inancı olduğu bilimsel temelde ortak kabul oluşturmuş bir inanca sahip olan kişilere de elbette saygı duyulmaz.
-
Türklük / Kürtlük ve Türkçülük / Kürtçülük Farkı
Küresel Vana replied to evrensel-insan's konu in Politika
Üstten konuşmak alttan almak değildir.- 40 yanıt
-
- 4
-