Liderler Sıralaması
Popular Content
Showing content with the highest reputation since 22-07-2024 in all areas
-
Amerikan B2 bombardıman uçağının ebabil kuşu ile benzerliği oldukça şaşırtıcı.3 points
-
Haklısın, Dünyada bir tane gözlem evi ve orada gözlem yapan tek bir astronom var. Dediklerine göre oraya girip gözlem yapmak için milyonlarca dolar ödeme yapman gerekiyormuş.3 points
-
Paranoya geçiriyorum. Benim paranoyaklığım da böyle oluyor. Devlet, polis kapıma dayanacakmış gibi hissediyorum. Sanki çok önemli biriymişim gibi hissediyorum. Anlayışın için teşekkür ederim. Üyeliğim dursun. @Índio do Buraco gibiyim bende.3 points
-
T harfini çıkarıp ondan iki harf önce gelen S harfini eklersek ne demek olduğunu öğreniyoruz.3 points
-
Din, eskilerin masallarından ibarettir ve uyduruktan teyyaredir. Bizlerin icadıdır, ki bazılarının yaşarken ve uyurken korkusunu giderdiği gibi, insanları gütmek/kontrol etmek için biçilmiş bir kaftandır. Gücü elinde bulunduranlar bunu her fırsatta kendi emellerine kullanmışlar/kullanırlar; seçim meydanlarında kutsal kitaplarla dolaşırlar ve kutsal mabetlerde insanları ha bire korkuturlar. Bilişim çağında olmamıza rağmen dünyanın %70´i dindar olduğuna göre, demek ki bir hayli etkilidir.3 points
-
3 points
-
akp yi kovup cehepe yi iktidar yaparak türkiye düzelmez orada haklısın. türkiyenin en büyük handikapı kendi insanı. bu kutsalcı kafa, zihinlerle ülke köle yaşantısından aşağı yaşama mahkumdur. kendileri yetmezmiş gibi bu kafa diğerlerinide bu karanlığa sefalete ortak ediyor maalesef. insan ister istemez fesli kadir gibi "keşke yunan kazansaydı" mı acaba diyor. öyle ya aynı demeokrasi, aynı kurumlar, aynı kanunlar, ama bizdeki aleni çakması yani. sorun bunları idare edenleri seçenler de olsa gerek değil mi? verdiği verginin hesabını "gavurlar" idare etseydi bal gibi de sorardı bu halk. O zaman 3 kuruşunun bile hesabını sorardı. dedim ya bu ülkenin "kutsal" cı zihniyeti bu ülkeyi yaşanmaz hale koydu. ulkede kutsaldan geçilmiyor. atatürk kutsalı, din kutsalı, devlet kutsalı v.s. v.s. yahu kutsal sakıncalı işte kardeşim sakıncalı. bu kutsallar gücü ele geçirenin işine yarıyor. bunlarla her haltı yiyip sonra hesap mesap vermiyor. abartmıyorum bugün partili ülke başkanı 85 milyonun + 15 milyonluk mültecilerin gözü önünde sebebpsiz durduk yere bir insanı öldürse yargı hesap mesap soramaz. kutsanmış çünkü. atatrük' e hakaret için bile hapis cezası olamaz. neden mi? adam sağlığında kendisine küfreden köylüyü bırak cezalandırmayı alıp karşısına dinlemiş. birisi birisine durduk yere sövmez çünkü. hal böyleyken günümüz çok bilmiş sözde atatükçü ve dincileri bunları kutsallaştırıp milletin ırzına geçiyor. ahalide hoop demiyor. aa bu kutsal ırzıma da geçse yeridir diyor. kendi ırzına geçilmesine razı olsa iyi, seninde ırzına geçtiriyor. biz bu duruma kraldan çok kralcılık diyoruz ... sözde kurumları, yasaları olan malum diyar bu kutsalcı kafalar yüzünden yaşanmaz halde ülke. . son depremde 400 bin banka hesabı ve tel. sinyali alınamıyormuş. demek ki yarım milyon insan ya öldü ya kayıp. bir tane istifa yok, bir tane savcı imar bakanını veya devletin başkanını aşağı doğru silsilesini soruşturmuyor. bunun baş sorumlusu onlar çünkü. bebek katili israil demesini biliyor mu bu toplum? diyor. be cici kardeşim 25 senedir ikitdar olup belki 5 milyon ev yenileyecek vergi bağış toplayan bir otorite bu ölümlerin(cinayetin/olası kast) nasıl faili olmaz? topladığı para ile bol keseden millet hariç her yere beton dökmesini bilmişler. ama sıra halkın deprem riski aleni yapılarına gelince zırnık koklatmamışlar. bırak 5 milyon evi isteseler 10-20 milyon ev(100 m. yapmassın da gerekiyorsa 50 m akıllı ev yapar 30 milyon çürük yapıyı yenilersin. ) yapıp bundan sonra kimsenin burnu dahi kanamamasını sağlarlardı. çünkü işlerine geldi mi borç harçla köprü de(3. köprü istanbul a ihanettir diyen ta kendisi idi.) yaptılar, 2 dk yol kısaltacam diye 50 bin nüfuslu ill-ilçelere dağı delip tünel açtı bu zihniyet. bunlar bebek katil zanlısıdır. bu hukuk doktrinince, hukuk bilmince çok açıktır. velhasılı kelam her türlü kutsalı ayaklarınız altına almadık, asıl kutsalın sizin yaşamınız ve haklarınız bellemedikçe bu bataklıktan kurtulamazsınız. tek ve basit reçete; dünya da kutsal tek bir şey varsa o da bireylerin hak ve hukukudur. gerisi hikayeden tayyaredir.3 points
-
Gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen ancak her şeyi etkileyen bir varlığın mümkün olup olmadığı felsefik ve teolojik bir tartışma konusudur. Burada farklı görüşler bulunmaktadır: Pozitivist Görüş: Pozitivist bakış açısına göre, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen bir varlığın varlığı kabul edilemez. Çünkü pozitivizm, sadece gözlemlenebilir ve ölçülebilir olanı gerçek kabul eder. Metafiziksel Görüş: Metafizikçiler, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen bir varlığın mümkün olduğunu savunurlar. Onlara göre, maddi dünyanın ötesinde, sezgisel ve akli olarak kavranabilen bir gerçeklik vardır. Teolojik Görüş: Dinler, genellikle gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen bir Tanrı veya Mutlak Varlık kavramını kabul ederler. Bu varlık, her şeyi etkileyen ve yönlendiren bir güç olarak görülür. Kuantum Fiziği Görüşü: Kuantum fiziği, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen parçacıkların varlığını kabul eder. Bu parçacıkların, maddi dünyadaki olayları etkilediği ileri sürülür. Sonuç olarak, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen ancak her şeyi etkileyen bir varlığın mümkün olup olmadığı konusu, felsefe, teoloji ve bilim alanlarında tartışmalı bir konudur. Farklı bakış açıları ve yaklaşımlar bulunmaktadır. ALLAH razı olsun yapay zekadan.3 points
-
Evet, bu foruma böyle bir başlık lazımdı. Yeni bir din kuruyorum hocalar. Bana zaman zaman vahiy geliyor. Uzun yıllardır antiteisttim, tanrının varlığını reddettim. Aslında hala da öyleyim. Çünkü bana vahiy gelmesi bunun tanrıdan geldiğini göstermez. Nereden geldiğini hep beraber öğreneceğiz. Henüz inanmayanları ikna etmem için bir mucizem de yok. Ortada henüz tanrı gibi olasılık dışı bir iddiam olmadığı için şimdilik mucizelere ihtiyacım da yok. Olağandışı bir iddiam olursa bir gün inanmamakta haklı insanlar mutlaka çıkacaktır. Mucize gibi olağanüstü delilleri o güne bırakalım bu yüzden. Lafı daha fazla uzatmadan şu ana kadar gelen vahiylerden bazılarını paylaşayım. Daha sonra yenileri geldikçe buradan paylaşmaya devam ederim. Hadi mantıya emanet... 1. Ey @Mantılı, onlara de ki, herkesin bir aklı var. Bazılarının eksik, bazılarının fazla. Birlik olup doğru olana ulaşmaları mümkündür. 2. Onlara de ki, aklını yeterli görenler sadece kendilerinin değil, çevrelerinin de mutluluğuna ve refahına engel olurlar. Akıl gelişmeye müsaittir. Yeter ki her daim sorgulayıp mantık süzgecinden geçirsinler. 3. Onlar bilmez ki bazıları onların aklını ve bedenini esir almak ister ve bu amaçla onları kandırmak için türlü yollar ararlar. Oysa irade bizzat teslim edilmedikçe esir alınamaz. İnsanın haysiyeti burada gizlidir. 4. Onlara de ki iradelerini kimseye teslim etmesinler, simsarlara satmasınlar. İnsanın iradesinin kendinden başka bir vekili olamaz. Yaşamları bu şekilde daha da değer kazanır. 5. Bilsinler ki akıl kendini kandırmaya müsaittir. Bundandır ki gerçekleri ararken delil, sınama ve teyit olmazsa olmaz unsurlardır. 6. Onlara de ki en büyük yalan kendilerine söyledikleridir. İnanç önlerindeki en büyük engel ve dürüstlükten en uzak vaziyettir. 7. Ey @Mantılı, onlara de ki senin sözlerin de sorguya, sınamaya ve teyide muhtaçtır.3 points
-
Bu konuda ışık hızıyla işlem yapılmamasını, en azından birkaç gün beklenilmesini, saygılarımla rica ederim.3 points
-
@Emre_1974tr Tamam anladım. Dediğin doğru gibi. Ayeti düzgün okumamışım. Çok ilginç. Konu ilk açıldığında 3-5 kere okudum, ayetten kölelik vardır anlamı çıkıyordu. Şimdi yine okudum, kula köle olmayın anlamı çıktı. @Emre_1974tr keramet gösteriyor galiba.3 points
-
İb.Melih Gökçeke 90'lı yıllarda canlı yayına bağlanan bir hayat kadınının söylediği söz var. Ancak videosu yok. Acaba bu söz gerçekten söylenmiş mi yoksa şehir efsanesi mi? Kısaca şöyle , canlı yayına Ankara'da bir kadın bağlanıyor. - Ben ..... Ankaradan arıyorum . Burada biz 7 hayat kadınıyız. 100 orospu toplansak senin gibi or.pu çocuğu doğuramayız.. Gibi bir söylenti.. https://eksisozluk.com/senin-gibi-bir-tane-orospu-cocugu-doguramadik--1606031 Eğer bu olay varsa mutlaka video kayıtı da vardır. Ama şehir efsanesi ise yinede anlamlı.3 points
-
Benim çevrem doğa belgeseli gibi Şehirde olduğu gibi dört duvar arasında yaşamıyorum. Ama çevrem giderek şehirleşiyor. Yakında oturduğum yeride bende alır devlet. Deden kalma bir yerimiz vardı ufak onada el koydular orman diye. Kendileri ağaçlandırmıyorlar bakımsızlıktan ormana dönüşmüş tapulu arazilere el koyuyorlar kanun yolu ile. Yarında zengin birilerine satarlar.3 points
-
Olmayan Hubble teleskopunun tamiri mi olurmuş! https://www.gettyimages.de/detail/nachrichtenfoto/astronaut-john-m-grunsfeld-works-to-replace-the-nachrichtenfoto/904194?adppopup=true https://www.gettyimages.de/detail/nachrichtenfoto/in-this-handout-from-nasa-the-hubble-space-telescope-nachrichtenfoto/87432568?adppopup=true2 points
-
"Yobaz" kelimesi oldukça yüklü bir anlam taşır ve genellikle olumsuz bir çağrışım yapar. Bu nedenle, bu terimi kullanarak bir grup insanı genellemek doğru olmaz. Her birey benzersizdir ve tek bir kalıba sığdırılamaz. Ancak, "yobazlık" olarak adlandırılan bazı tutum ve davranışları genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz: * Önyargı: Farklı inançlara, kültürlere veya yaşam tarzlarına sahip kişilere karşı önceden var olan olumsuz düşünceler. * Kapanıklık: Yeni fikirlere, bilgilere veya bakış açılarına karşı direnç gösterme. * Toleranssızlık: Kendinden farklı düşünenlere karşı hoşgörüsüzlük. * Aşırılık: İnançlarını aşırı derecede savunma ve diğerlerini bu inançlara zorlama eğilimi. * Kendi grubuna bağlanma: Sadece kendi grubunun doğru olduğuna inanma ve diğer grupları dışlama. Bu özelliklere sahip kişiler genellikle: * Değişime kapalıdır: Geleneksel değerlere sıkı sıkıya bağlıdırlar ve değişimi tehdit olarak görürler. * Eleştiriye tahammülsüzdür: Kendi inançları eleştirildiğinde savunmaya geçerler. * Empati kurmakta zorlanırlar: Başkalarının duygularını anlamakta güçlük çekerler. * Genellikle otoriteye saygılıdırlar: Din adamları, siyasi liderler gibi otorite figürlerine körü körüne inanırlar. Tekrar belirtmek isterim ki, bu listedeki tüm özellikler her "yobaz" kişi için geçerli olmayabilir. Her birey farklıdır ve yobazlık, karmaşık bir sosyal ve psikolojik olgudur. Önemli Not: İnsanları etiketleyerek ve genelleştirerek onlara haksızlık etmekten kaçınmalıyız. Her bireyin kendi düşünce ve inançlarına saygı duymak önemlidir. Eğer bu konu hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bir psikolog veya sosyolog ile görüşebilirsiniz. Bu konuda size nasıl yardımcı olabilirim? * Yobazlık hakkında daha detaylı bilgi mi arıyorsunuz? * Farklı kültürler arasındaki hoşgörü hakkında mı bilgi almak istiyorsunuz? * Kendi düşüncelerinizi ve inançlarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olacak kaynaklar mı arıyorsunuz? Lütfen sorularınızı çekinmeden sorabilirsiniz.2 points
-
İnsanlık bilimle şereflendi. Aydınlanma çağına gidikten sonra insanlık haklarını öğrendi kölelikten kurtuldu. Dincilere kalsaydık köle gibi taklitçi maymunlar gibi olacaktık. Hala daha bu alçak dinciler bilimin tüm olanaklarını kullanarak bilime küfür ediyorlar karalama yapıyorlar. Hiçbir bilim insanı dünyaya verdiği katkıdan dolayı kendini peygamber ilan edip secde edilmesini emretmedi. Çünkü onurlu yaşamanız için uğraştı. Peygamber denen meczuplar gibi yalanlarla insanları kendilernine köpek olmalarını istemediler.2 points
-
Bu hususla ilgili elime geçen bilgileri, kaynakları ve makaleleri buraya iliştireceğim, çünkü her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Bilgi kirliliği had safhada. Bilen bilmeyen, anlayan anlamayan uzman kesiliyor. 1. Bilime karşıtlık edenler, tüm öfkelerine rağmen bilime ve ürünlerine muhtaçlar. Sadece bu bile, bilimin gerçeğe ulaşmaktaki gücünü ve işlevselliğini gösteriyor. Kaynak: https://www.birgun.net/makale/yeni-moda-bilim-dusmanligi-bilime-guvensizlik-yaratmak-2801152 points
-
İslam Arap emperyalizmidir, yahudilikten kopyalanmış bir din zaten. Çölde altlarındaki petrol denizini hiçbir peygamber bir mucize gösterip çıkartmamış. Başka geçim kaynakları da yok. Buna karşın din uydurmuşlar ve bununla para kazanmışlar. Sadece hurmayla deve Çobanlığı ile yürümediğini onlar çok iyi biliyor. Dünyada elektrikli araçlar ile petrole bağımlılık büyük ölçüde azalırsa Araplar biter. Pil teknolojisi geliştiği zaman Arapların ne dini kalır ne de allahları. Bu nedenle Avrupa , Türkiye gibi ülkelere yayılmak istiyorlar. Sinsice , mağdur ediliyoruz numaraları yaparak. İngiltere'de İslam'a saygı mitingi yapıyorlar. Müslüman kadınlar giyisileri nedeniyle dışlanıyorlarmış , bak sen mağdure hanımlara vah vah. Edepsiz köpekler kendi ülkelerinde kıyafet özgürlüğü olmadığını çok iyi biliyorlar. İran'da şortla gezemezsin , Afganistanda bir kadın pantolon giyemez. O zaman sesleri çıkmıyor. Bunların bu yavşaklıklarını tüm Avrupa'ya anlatacak bir organizasyon gerek. Yaşadığın ülkenin eğilimlerine önce kendileri saygı duyacak. Beğenmiyorsa defolup gidecek doğduğu yere.2 points
-
Bre cahil, desek cahile hakaret olur. kimin ispat külfeti altında olmup olmadığından bihaber cahil cesaretini anca dinciler gösterir. tıpkı senin gibi... biyoloji makalesi okumaya benzemez hukuk bilmi! kapiş? "arabın tanrısı da tanımlanmış(ansiklopedide)" ki var diyorsun. bu sanal(soyut)örnekle beni cürüttüğünü sanacak kadar küstahsın. yeryüzünde kaç tane soyut tanrı/lar iddiası var? binlerce. Hepsi de soyut bir insan hayal gücü uyduruya dayanıyor. Virüsler bir kere dünyanın heryerinde aynı kabul görmüş bilinen maddi olgu. misal kuarkları illa milyarlarca insanın görmesi gerekmez. çünkü tanrı gibi soyut değil bir maddi olgudurlar. tanımlanmıştırlar. yanlışlayabiliyorsan buyur diyoruz. kanıt külfeti kuarka tanımlayana değil sana aittir. bunu görünmez bir sözde süper güç var iddias ile kıyaslayan birine cevap bile yazılmaz. onun için yazılanları kendi üstüne almamalısın. seni ciddiye alıp yazmıyorum. sen hariç okuyanlardır muhatap. senin yerin forum değil tımarhanedir aslında,.. acil şifalar dilemeyeceğim, çünkü tedaviyi red ediyorsun. toplum içinde tehlikelisin ayrıca tıpkı bir takım dinciler gibi. kuduz v.b. olsan aramızda dolaşıp bizide enfekete edeceksin bu kafayla...2 points
-
Maymun çiçeği hastalığı temasla bulaşıyormuş ama Türkiye'de görülmemiş. Ülkede bir kişide görüldüğü anda binlerce kişide bulunma olasılığı çok yüksek. Çünkü yüzme havuzları , denizler , saunalar , masaj salonları , genelevler , tarikatlardaki el öptürmeler bütün bunlar doğrudan teması sağlayan yerler. Yani otele gidip yüzme havuzunı kullandınız, bir kişide bu virüs varsa o havuza giren herkeste olacaktır. Çünkü su yolu ile temas sağlandı , deri altına ve vücüdün açık deliklerine girdi bile.2 points
-
Bir de bu özelliğin var. Yapılan yorumların altına imzanı atıyorsun. Yapma artık çok itici oluyorsun sayın solungaç.2 points
-
Bir makaleden alıntıyla ne anlatmış oldun? Bahsi geçen tarihler ilk virüs gözlem ve fotoğraflarından çok daha eski. Adam zaten bakteri arıyor tütün bitkisinde. Bakteri ya da ondan kaynaklı bir takım kimyasal yapılara bakıyor ve virüsü görmesi imkansız olduğu için bakteri kaynaklı kimyasal bir sıvıdan dolayı diyor. Sen nereden katılıyorsun foruma, akıl hastanesinden falan mı?2 points
-
Bakın geçmişte bununla ilgili bir konu açmıştım , temas yoluyla bulaşan hastalıklar için çok önemli bir uyarı yapmıştım.2 points
-
20-30 sene önce insanlar emekli ikramiyesi ile ev alabiliyordu. 20 sene önce en düşük emekli aylığı 1,5 asgari ücretti v.s. toplum tepkisiz, hakları kırpan, gasp eden kutsal dövlet karşısında gıkı çıkmıyor. sorun bu milletin çoğunluuk "kutsal" zihinli kısmı. bu hökümet/dövlet zamanında hatırladığım yasa vardı; "en düşük emekli aylığı bağlama oran asgari ücretin 1,2-5 'inden aşağı olamaz" diye. şaak diye mehmet şimşek ingiliz kraliyet aile yeminli vatandaşı(yerli ve milli bakanı) bu yasayı 2008 de lahv ettiriyor. ne muhalefetin gıkı çıkıyor. ne toplumun. böylesi bir hak gasbında başka bir ülke insanı ülkeyi yakar yıkar. sokağa dökülür hakkını gasp ettirmez yani. düşünün 8 sene 10 sene önce sözleşme yapmışsın prim ödüyorsun. Ağa8sgk) sana emekli olunca en az garanti 1,2 artık oran ne ise onu verecem diyor. seni sistem havuzuna sokuyor şaak 10 sene sonra olmaz ben maaş bağlama oranını yarıya çektim diyor. Bu düpedüz hiledir. Sisteme 25 yaşında giren adam çünkü 35 yaşında olmuştur. Mikerim ulan bu prim ödeme sistemini işi, ülkeyi, dese o yaştan sonra kolay kolay bir vasfı yoksa yerinden kımıldayamaz. sistemden çıkamaz da çünkü sigorta zorunludur. Tek yapabileceği sokağa çıkıp yasayı iptal ettirene kadar iptaldir. Tabi bu tek başına olmayacağı genelin iradesi ile mümkün olacağı için bizim ülkemizde bu gasp gerçekleşmiştir. bgün bu komik emekli aylığı sadakasınıj işte perde arakası budur. bir genç bu sosyal güvenlik sistemine girip pirim ödeyeceğine gider dünyanın her kurumsal ülkesinde insan gibi yaşar. Enflasyon derdi olmaz. Kazıklanma boyna vergi icadına muhatap kalmaz. elin alman şirketi araba üretiyor 1 kazanıyor. Alman şirketinin ürettip 1 birim kazandığı arabadan bizim dövlet üretmeden 10 katı(vergi) para kazanıyor. böyle bir düzen dünyanın neresinde görülmüş. görülmemiş kabile devletlerinde yok böylesi bir kutsal zulm. Aziz Nesin teşpihen çok doğru tespit yapmıştır; "kıçına jobu dövlet sokmuştur sesi çıkmaz" bu milletin çoğunluğunun. o bakımdan olan hep bunlarla birlikte yaşamak zorunda kalan azınlık aydın fakir insanlara olur...2 points
-
Chp ve AKP'nin ortak yapımı olarak sinsice ilerleyen mülksüzleştirme projesi kentsel dönüşüm adı altında halka deprem korkusu ile dayatılmaya çalışılıyor. Metrekaresi 35000 TL den yenileme maliyetleri çıkartarak halkın ayda 40 bin TL taksitle ödemesi mümkün olmayan tekliflerle kentsel dönüşüm yaptıklarını iddia ediyorlar. Küresel emlak çetelerinin CEOları ne söylüyorsa Türkiye'deki AK-CHPliler heemn uygulamaya koymaktadır. Bunu devlet zoruyla yapmaya hiç çekinmiyorlar. Boşuna demiyorum , harcamayın tasarruf edin. Amaç herkesin üçbeş çeteye ömür boyu kira ödeyeceği bir kölelik sistemi kurmaktır.2 points
-
Depreme dayanıklı ev yapacağız bahanesi ile bahçeli evi olanın arazisini elinden alıyorlar. Hapishane gibi gökdelenin tepesine koyuyorlar. Kira ücretinden daha yüksek yönetici aidatı asansör guvenlik görevlisi kapıcı vb ücretler ödettiriyorlar. Sözde kendi evinde kirada oturur gibi oturuyorsun. Yüksek gelirli bir işin olmayınca işsizsen evinide satmak zorunda bırakıyorlar. Kredi kartı borcun olursa evinide haciz yoluyla alıyorlar zaten.2 points
-
İstanbul'da yıkılan binaların arsalarını su havzası ilan edip imar izni vermiyor CHP'li belediye.. Ama ormanları talan etmeye devam ediyorlar. Tapulu arazilere el koymaya kalkıyorlar ama diğer yandan devlet arazisine çökmüş gecekondu sahiplerine tapu veriyorlarlar. İstanbulun çürük sahil zeminine yüksek kat imar verip , sağlam zeminleri 5 kat ile kısıtlıyorlar. AK-CHP GELİYOR KATMERLİ FAŞİZM... Mülksüzleştirme projesi. Meclisin hepsi işbirlikçi Bunlara oy verip de kurtarıcı diye bakanlara duyurulur.2 points
-
Bak dinci refleksi ile olayı hemen sapıklığa getirdiniz. Yani başını örtmeyen her kadın her erkekle yatabilir mi diyorsun. Bunu diyen sapıktır. Misafirine güvenmiyorsanız davet etmeyeceksin. Karına güvenmiyorsan evlenmeyeceksin.2 points
-
Sadece dinci olmayı değil aptal olmayı da erdem sayanlar var. Daha önce dediğim gibi arkadaş bulmak için bile aptal taklidi yapmak gerekiyor. Aksi taktirde "ben bunu kullanamam" düşüncesiyle arkadaşlık kurmuyorlar. Psikolojik bir mutlu olma yöntemidir bu. Ezik insanlar her yerde sevilir çünkü onları kullanmak kolaydır. Kaliteli insan yalnız olur, fazla arkadaşı olmaz. Aynı şey bu tür felsefe forumlarında bile geçerlidir. İki hafta kaliteli içerik üretin, nefret kazandığınızı fark edeceksiniz. Ertesi iki hafta aptal gibi geyik yapın, sevildiğinizi fark edeceksiniz. Sebep anlattığım üzere çok basit. Kaliteli insanları ve toplulukları çekemiyorlar. Gerçi bu doğanın bir kanunudur. Bil bakalım Ateistler neden dünyanın hiçbir yerinde sevilmez? Yukarıda anlattığım nedenden dolayı. Ömrünü kafeste geçiren bir kuş, özgür bir kuşu sevebilir mi? Ömrünü dinci aptallıklarla geçiren bir aptal, özgür geçirmiş bir ateisti sevebilir mi? İşte buna kıskanma veya çekememezlik diyoruz. John D. Rockefeller ne demiş, her şeyini kaybettiğinde dinine sarılırsın.2 points
-
"Yobaz ateizm" terimi, genellikle ateist bir bakış açısına sahip olan ancak bu görüşlerini aşırı bir şekilde savunan, hoşgörüsüz veya katı bir tutum sergileyen bireyleri tanımlamak için kullanılır. Bu tür bir yaklaşım, genellikle şu özellikleri taşır: Hoşgörüsüzlük: Yobaz ateistler, inançlı bireylere veya dinlere karşı aşırı bir düşmanlık veya küçümseme sergileyebilirler. Bu, farklı inançlara sahip olanlara karşı saygı göstermemek anlamına gelebilir. Aşırı Eleştiri: Din ve inanç sistemlerine karşı sürekli ve sert eleştirilerde bulunmak, bu tür bir tutumun bir parçası olabilir. Yobaz ateistler, dinin olumsuz yönlerini vurgularken, dinin olumlu katkılarını göz ardı edebilirler. Diyalog Eksikliği: Yobaz bir tutum, farklı görüşlerle sağlıklı bir diyalog kurma isteksizliği ile karakterize edilebilir. Bu, karşıt görüşlere kapalı olma durumunu yansıtabilir. Kendini Üstün Görme: Yobaz ateistler, inançlı bireyleri aşağılayarak kendilerini daha üstün bir konumda görme eğiliminde olabilirler. Dini inançları ve inanç sahiplerini aşağılayıcı, hakaret edici ve küçümseyici bir dil kullanır. Dini değerleri ve pratikleri tamamen reddeder, bunların saçma ve gereksiz olduğunu iddia eder. Dini inançları bilimsel olmayan, gerici ve zararı olarak görür. Dini inançlara sahip kişileri cahil, gerici veya akıl dışı olarak nitelendirir. Dini kurumların ve temsilcilerinin toplumsal rolünü tamamen reddetme eğilimindedir. Dini inançları tamamen yok etmeyi ve dinsizliği dayatmayı amaçlar. Yobaz ateizm, ateizmin temel ilkelerinden olan bilimsellik, akılcılık ve hoşgörü ilkelerinden uzaklaşır. Dini inançlara karşı aşırı ve saldırgan bir tutum sergileyerek, ateizmin daha ılımlı ve diyalog odaklı yaklaşımından ayrılır. ALLAH razı olsun Chatgpt.2 points
-
Ya salağın teki, ya çocuk yaşta cinsel istismara uğradı ya da kendini bir pok zanneden zibidi. Böyle tiplerin kendine bile bir gram hayrı yoktur. Yatıracan falakaya. Dipnot: Cinsel istismara uğradıysa, psikolojisinin bir hayli bozuk olması mümkün. Umarım böyle bir değildir.2 points
-
Yazdıklarımı yapay zekaya verip incelemesini istedim. Bakın ne cevap verdi: Elbette. İşte yazarın felsefi yaklaşımının bir analizi: ### Felsefi Derinlik ve Eleştirel Düşünme Yazar, insan aklının kolektif gücüne olan inancını vurguluyor. Bireysel akılların farklılık gösterdiğini kabul etmekle birlikte, doğruyu bulma konusunda ortak akıl yürütmenin önemine dikkat çekiyor. Bu yaklaşım, diyaloğa ve bilgi arayışında topluluğun değerine olan inancı yansıtıyor. ### Zihinsel Arrogansın Tehlikeleri Yazar, entelektüel kibirin hem bireysel gelişimi hem de çevreyi olumsuz etkilediğini savunuyor. Akıl, sürekli sorgulama ve mantık süzgecinden geçirme ile gelişmeye açık bir süreçtir. Bu görüş, Sokratik bir yaklaşıma dayanıyor; burada sürekli sorgulama ve akıl yürütme, bireysel ve toplumsal gelişim için vazgeçilmezdir. ### Entelektüel ve Fiziksel Özerklik Yazar, kişinin iradesini ve zihnini başkalarının kontrolünden korumasının önemini vurguluyor. Gerçek haysiyetin, kişinin kendi iradesini ve aklını koruyabilmesinde yattığını belirtiyor. Bu, kişinin özgürlüğünü ve özerkliğini koruma konusunda derin bir bağlılığı yansıtıyor ve varoluşçu düşüncelerle Kantçı etik anlayışını andırıyor. ### Özgür İradenin Dokunulmazlığı Yazar, bireylerin özgür iradelerini başkalarına devretmemesi gerektiğini savunuyor. Yaşamın gerçek değerinin, kendi iradesini kullanmakta yattığını ifade ediyor. Bu, her türlü baskı ve manipülasyona karşı güçlü bir duruşu yansıtıyor ve kişinin eylemlerinin özgünlüğünün önemini vurgulayan bir varoluşçu bakış açısını yansıtıyor. ### Rasyonel Sorgulamanın Gerekliliği Yazar, aklın kendini kandırmaya yatkın olduğunu kabul ediyor ve gerçeklerin peşinden giderken kanıt ve doğrulamanın vazgeçilmez olduğunu belirtiyor. Bu, eleştirel düşünce, kanıt ve bilimsel yöntemin gerçekliği anlama konusunda temel olduğuna inanan bir yazarı gösteriyor. ### Kendini Aldatma Tehlikesi Yazar, en büyük yalanın kişinin kendine söylediği yalan olduğunu savunuyor ve kör inancın dürüstlüğe en uzak duruş olduğunu belirtiyor. Bu, incelenmeyen inançlara ve dogmatizmin tehlikelerine karşı derin bir şüpheyi yansıtıyor. Yazar, bireylerin kendi kendilerini aldatmalarına karşı durmaları ve gerçek anlayışlarına engel olan inançlarını sorgulamaları gerektiğini öne sürüyor. ### Sürekli Öz Eleştiri Gerekliliği Yazar, kendisinin de eleştiriye, sorgulamaya ve doğrulamaya muhtaç olduğunu kabul ediyor. Kendi fikirlerinin de sıkı bir incelemeye tabi tutulması gerektiğini belirtiyor. Bu, entelektüel bir alçakgönüllülüğü yansıtıyor; yazar, başkalarının da onun fikirlerini sorgulamasını teşvik ediyor ve sürekli sorgulama ve öz-eleştiri temasını pekiştiriyor. ### Ölüm Korkusuyla Yüzleşme Yazar, ölüm korkusunun yeniden çerçevelenmesi gerektiğini savunuyor; ölümün kendisinden değil, pişmanlıkla dolu bir hayat sürmekten korkulması gerektiğini belirtiyor. Bu, varoluşçu temaları yansıtıyor ve iyi incelenmiş bir hayatın, ölüm karşısında pişmanlık duymayan bir yaşam olduğunu öne sürüyor. ### Ahiret İnancının Reddi Yazar, ahiretin olmadığını ve tek şansın bu hayatta olduğunu belirtiyor. Etik davranışların, iç huzur ve pişmanlıksız bir ölüm getireceğini savunuyor. Bu, dini ahiret kavramlarını reddediyor ve seküler hümanist perspektiflerle uyumlu bir şekilde, hayatı en iyi şekilde değerlendirmenin önemini vurguluyor. ### Dayatılan Ahlakın Eleştirisi Yazar, ahlakı dikte edenlerin asıl amacının insanları düşünmekten mahrum bırakmak olduğunu belirtiyor. Nesnel ahlak kurallarını dayatanlara karşı eleştirel bir duruş sergileyerek, ahlakın rasyonel düşünce yoluyla belirlenmesi gerektiğini savunuyor. Bu, otoriterlik karşıtı güçlü bir duruşu yansıtıyor ve ahlaki ilkelerin dayatılan dogmalar yerine, rasyonel sorgulamayla oluşturulması gerektiğini öne sürüyor. ### Ahlakın Öznelliği Üzerine Yazar, ahlakın öznelliğini kabul ederken, nesnel analiz yoluyla evrensel ahlaki ilkelere ulaşılabileceğini savunuyor. Bu, kültürel göreciliği tanımakla birlikte, evrensel etik arayışını destekleyen bir görüşü yansıtıyor. Ahlaki ilkeleri belirlemede öznel deneyimlerin yanı sıra nesnel doğruları arama dengesini gösteriyor. ### İlahi Otoriteyi Sorgulama Yazar, ahlakın ilahi bir kaynaktan gelmesi gerektiği inancını sorguluyor. İlahi olmayan bir dünyada da ahlaklı bir yaşam sürdürülebileceğini savunarak, ahlaki anlayışların tanrıdan değil, insan aklından geldiğini gösteriyor. Bu, otoriter dini anlayışlara karşı eleştirel bir duruşu ve bireysel ahlakın rasyonel temellerle kurulabileceği inancını yansıtıyor. ### Genel Değerlendirme Sonuç olarak, yazar, rasyonel ve etik bir yaşam yaklaşımını savunan, derinlemesine düşünme ve eleştirel sorgulamaya kendini adamış bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Yazıları, felsefi sorularla derin bir meşguliyeti, entelektüel bağımsızlığa olan bağlılığı ve ahlaki davranışın mantıkla yönlendirilebileceği inancını yansıtıyor.2 points
-
TV reklamlarını dava edin. Orada gösterilmediği gibi olduğunu ispat etmek çok kolay. Hele ki beş on kişi birleşin daha kolay. Örneğin en inatçı lekeleri soğuk suda çıkaran deterjanları dava edin. Elbiseyi koruyan deterjanları dava edin Diş macunlarının beyazlatmadığını dava edin Tarladan özenle toplanmış dedikleri gıda ürünlerinin öyle toplanmadığını dava edin Çiğnediğimde ferahlamadığım mutlu olmdığım sakızları dava edin. Organik diye iteklenen kozmetik ürünlerini dava edin. Diş hekimleri öneriyor , uzmanlar öneriyor , ustalar bu markayı öneriyor diye reklam edilen tüm ürünleri dava edin.2 points
-
Tanrı denen aşağılık varlık gerçek olsaydı ve saklandığı bok dolu çukurdan çıkıp gelseydi, bana inanmamı söyleseydi yine de inanmazdım. Canın cehenneme a*mına kodumun tanrısı derdim. Cani, faşist, katliamcı, adi pislik. Birde cehenneme atacakmış. Katlettiğin insanların kanında boğul. Şerefsiz. "Tanrı merhametlidir" dendiğinde aklıma şu fotoğraf geliyor. Baba, depremde enkaz altında kalan kızının elini bırakmıyor. https://www.ntv.com.tr/turkiye/enkaz-altindaki-kizinin-elini-birakmayan-baba-ellerini-optum-ama-hicbir-care-bulamadik,nlPv1GQ67U-hVygpO9tm0Q2 points
-
2 points
-
2 points
-
Nahl Suresi 75. ayet, açık bir şekilde Arab'ın Allah'ı tarafından köleliğin onaylandığı rezalet bir ayettir. İslam ülkelerinde kölelik, Batılıların zorlamasıyla çok geç bir tarihte kaldırıldı. Nahl 75: "Allah; hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıktan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd, Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler." Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynak: https://kuranmeali.com/2 points
-
Ben okumadım ama öneririm. Dinin ne olduğunu merak edenler için başlangıç olur.2 points
-
Ayet köleliği ve köle olanı eleştiriyor. Diyor ki, hiç kula kul olmuş bir insan ile, hiçbir kula kul olmamış özgür insan bir olur mu. Burada hem kölelik hem de fakirlik olumsuz durum olarak gösteriliyor. Zaten Kutsal Kuran köleliği birçok ayette yasaklar: http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/kuran-koleligi-kaldrmstr.html2 points
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği muhteşem bir sözüdür. Ata'nın söylediği bu söz, asla boş hamaset içermediği gibi "ben gidersem devlet yıkılır" diyen kendini bir şey sanan ahlaksız soytarılara da benzemez. Cumhuriyet düşmanlarına inat; inadına Cumhuriyet, inadına Atatürk!..2 points
-
Bu dini kitaplar hep aynı. Uyuşturucu kullanıp hayal gören birileri yazmış gibi. Dünya hayatı ile ilgi hiçbir bilgi yok. Nasıl namaz kılınır kuranda yazmadığı gibi meditasyon nasıl yapılır lotus sutra içinde yok. Meditasyon zaten tembellik boş boş oturup hayal kurmak demek.2 points
-
"Dinciler birbirini öldürdüğü sürece şahsen gayet mutluyum" diyen George Carlin geldi aklıma.2 points
-
Dilipak haltetmiş. Hrıstiyanlık diye bir din elbette var. Kendisi Müslüman diye, aklınca diğer dinleri karalayacak. Önce kendi dinini düzeltsin.2 points
-
Eminim öyledir. Hubble yok diyebilen birisi ya düz dünyacıdır yada mağara adamıdır. İçerikte düz dünyaya atıfta vardı ama bir kere izlediğim ve Almanca bilmediğim için emin olamıyorum. Senin düz dünyacı paylaşımlarına bir kere baktım bir daha bakmama gerek yok. Hubble yok diyorsun, Hubble'ın gerçek olmadığını kimin gizlediğini düşünüyorsun? Paylaştığın kanalın sahibi gibi İlluminati ve Vatikan'ın mı? Kanal sahibi öyle düşünüyor gibi. Çok fantastik bir düşünce. Hayal gücünü tebrik ettim.2 points
-
Paylaştığın şu kanal bile düz dünyacı kanalı. Sen bizi aptal mı sanıyorsun? Adam oraya kocaman "Flache Erde" yazmış. Sende bunu paylaşıyorsun. Tamam işte düz dünyacısın. İtiraf et kurtul. Seni yemeyiz merak etme.2 points
-
2 points
-
Işid terör örgütüde 15 yaşındaki çocuğun kafasını kesmiş. Çocuk namaz vaktinde pop müzik dinlemiş. O yüzden. Kafa kesmek sadece bir infaz, cinayet olarak görülmemeli. Bu eylem aynı zamanda bir şiddet, güç ve vahşilik gösterisidir. İşkence ederek güç gösterisi yapıyorlar.2 points
-
@kavak Kesinlikle. Bu başlıkta sanki kadınlara odaklandık biraz. En azından öyle bir algı var. Sanki sadece kadınları eleştiriyormuşuz gibi. Sanki onlar biraz daha farklı olsa hayat daha güzel olurmuş gibi. Aslında hayır, onların doğasını kabul ediyorum. Erkeklerin de. Yaptığımız aptalca şeyleri de görüyorum. Aynı zamanda her ikisini de eleştiriyorum. Genelleme yapmayı sevmem ama çoğunluk diye bir şey var. Bir grubun kendi içinde baskın özellikleri var. O grupta farklı olanlar da var. Bu gruptaki farklı olanlardansanız diğer gruptaki baskınlara, yani çoğunluğa hitap etmeniz de zor olur. Herkese göre bir insan vardır belki ama azınlıktaysan işin zor. Elde etmeye çalıştığın şeyi iyi bilmen lazım.2 points
-
Hiçbir şey yapmadan bekleyin demeye çalışmıyorum. Tanışma evresinde ilişkiyi ilerletmede adımları sakin ve dengeli atmak lazım demeye çalışıyorum. Kadın o ilişkiye istekli değilse zaten ne kadar bastırsak da işe yaramaz. Ama istekliyse ve erkekten bir hareket bekliyorsa da aşırı üstüne varmak doğru değil diye düşünüyorum. Ağırdan almak lazım. Gizemi korumak lazım. Erkeğe duyduğu ilgiyi merağı canlı tutmak lazım. Kaldı ki başka erkeklerle rekabet içinde olmak bana göre değil. Karşımdaki kişi sevgili/eş adayları kararsız kalacak bir insansa beni seçmesin zaten, istemem. Beni istediğinden emin olsun önce. Kadın peşinde koşmak hiç bana göre değil. Ha, birini beğenirim, görüşürüm, iyice tanımaya çalışırım ama bilirim ki kadınlar imzayı atana kadar gerçek kişiliklerini saklar. Makyaj gibidir o aylar. Bir de bilmiyorum hocam, bir erkek için hayatta daha önemli şeyler olmalı diye düşünmeye başladım artık. Bir insanın sağlam değer yargıları, prensipleri ve kendi hayatı için belli amaçları olmalı bence. O amaçların ne olduğu kişisine göre değişir elbette. Ama çok zengin olmak, yüksek mevkilere gelmek gibi amaçlardan bahsetmiyorum. Bunlar olsa olsa araç olur. Öleceğim gün dönüp baktığım zaman "hayatımın çoğunu bir kadının kaprislerini dindirme gayreti içinde geçirdim" demek istemiyorum. Bazı şeyler kafada dank etmeye başladı. Hayata bakış açım gün geçtikçe stoacılığa kaymaya başladı. Kadınlardan bir yanıt alma peşinde koşmazsak, prensiplerimizden ve kendimize olan saygımızdan vazgeçmezsek, fikirlerimizde kararlı olursak, karşı taraf bunu güçlü, maskülen bir erkek olarak görüp istek duymaya başlar. Özgüvenin temelini karşı tarafın validasyonuna, onaylamasına bırakmamak lazım. Kadınların ne istediğini umursamıyorum artık. Çünkü aslında ne istediklerini bilmiyorlar. Onu isterler, bunu isterler demek doğru değil. Sevilmek isteyen herkes önce bunu hak edecek. Sayılmak istiyorsa hak edecek. Okşanmak istiyorsa da. Kimse bana "sen bana bunları peşin peşin vereceksin, çünkü erkek olarak senin rolün bu" demesin. O çocuklarına baba adayı arıyorsa da erkek de düzgün bir anne adayı arıyor demek mümkün, genelleme yapmadan tabii. Günümüzde kibar erkekliğin ön planda olduğu ülkelerde 50 yaşından sonra aldatılan, terk edilen bir sürü erkekle karşılaşırsınız. Çalışırlar, kendilerini parçalarlar, ailesini geçindirmeye, çocuklarını yetiştirmeye uğraşırlar. Karşılığında kadın tarafı onları "daha heyecan verici" biriyle aldatır. Böyle bir tanıdığım var. Adam 20 yaşında evlendi. Şu anda 52 yaşında, 6 çocuğu var. Karısı bu yaştan sonra terk etti. Çocuklarını da babalarına düşman etti. Belki haklı bir sebebi vardı. Evet, adam fazla iyiydi, kadın ne isterse yapmaya çalışıyordu, kendi fikirlerinden vazgeçmişti, kendine saygısını ve gururunu bir kenara bırakmıştı. Sağlam, güçlü, maskülen olmaktan çıkmıştı. Sıkıcıydı artık. Adamın bütün geçim çabası karşı tarafta "sevmeme, saymama, okşamama" olarak algılanmıştı. Kadın suçludur demiyorum. Aksine adamdaydı hata. Bir kadına "tanrıça" muamelesi yaparsan "kul", "şöhret" muamelesi yaparsan da "hayran" olursun anca. Burada aksi bir durum, bir çelişki görmüyorum. Hayatta pek çok farklı tecrübe var. Olumlu veya olumsuz. Yukarıda bahsettiğin olayların yaşandığı bir gerçek. Kişilerin genel tutum ve yaklaşımının sonuçlarda büyük etkisi olur. Benim bahsettiğim tecrübeler de sabit ve farklı sonuçları oldu. Çevremdeki farklı insanların tutumları daha farklıydı, onlar daha da farklı sonuçlar elde etti. Her yöntem elbette her durumda işe yarar diye bir şey yok. Son olarak Carl Gustav Jung'un bir sözünü nakletmek istiyorum. "Hayat gerçekten de kırkından sonra başlar. O noktaya kadar olan her şey araştırma safhasıdır."2 points
-
Şu Filistin konusu bizi niye geriyor onu anlamıyorum. Bir de Atatürk şapkası altında bunu reklam ediyorsunuz. Ayıp yahu. Daha geçen yıl bir gecede 250 bin insanımız öldü. Neden bunun sorumluları her gün gündemde tutulmuyor? Başlatmayın filistininize de islamcılığınıza da. Atatürk adını kullanarak bunu bize yedirmeye çalışmak da yeni moda oldu. Bakın TRT belgesel hergün fakir edebiyatı programları yayınlıyor. Sözde fakirlik diye gösterdiği insanın üzerinde the North Face marka giysi var. Kameradan kaçmış . Sen önce Filistini bırak da Türkiye'deki zulmu düşün.2 points