Liderler Sıralaması
Popular Content
Showing content with the highest reputation since 25-05-2025 in all areas
-
Amerikan B2 bombardıman uçağının ebabil kuşu ile benzerliği oldukça şaşırtıcı.3 points
-
Haklısın, Dünyada bir tane gözlem evi ve orada gözlem yapan tek bir astronom var. Dediklerine göre oraya girip gözlem yapmak için milyonlarca dolar ödeme yapman gerekiyormuş.3 points
-
Forumun Felsefe bölümünde Gazzali'nin Kimya-i Saadet'inin değil de Filozofların Tutarsızlıkları ve Mustasfa'sının irdelenmesini beklerdim. Kimya-i Saadet din forumunun konusu daha çok.2 points
-
Sebeplerden biri paralel bir ikinci ordu olan Devrim Muhafızları’dır. Vatanı değil, iktidarı korumaya adanmış bu yapı, asıl ordudan daha fazla kaynağa ve yetkiye sahiptir. Kimi alaylı, kimi İran-Irak Savaşı'ndan tecrübeli olan mensuplarının ortak noktası, aynı siyasi görüşe hizmet etmeleridir. Ancak kurmay zekasından yoksundurlar.2 points
-
2 points
-
İslamcılar böyle durumların ortaya çıktığını elbette biliyor ki, bu nedenle Avliye diye bir metot geliştirmek zorunda kalmışlar. Rivayete göre tee Ömer zamanından beri uygulanıyor. Bunu yapmak zorunda olanlar İslam kaynaklarına göre Muhammed´i bizzat tanıyan kişiler aslında. Yani balık teee o zamandan beri kokmaya başlamış zaten. Bu arada @Emre_1974tr saygısız birisidir; çoğunlukla doğrudan yanıt vermez. Karşısındaki sürekli küçümser ve kendi bloğuna yönlendirmeye çalışır. Kendini bulunmaz hint kumaşı zannedenlerdendir. Ben kendisini senelerden beri tanırım, umutsuz vakadır. Yani onun anlayacağı dilden yazmak gerek ve bilhassa dinsiz imansızlara ve kadınlara yapılan adaletsizliği, hakaretleri sürekli onun gözüne sokmak lazım. Avl: İslâm miras hukukunda, belirli hisse sahiplerinin (ashâbü’l-ferâiz) mirastan alacakları payların toplamının ortak paydadan fazla olması hali. Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/avl2 points
-
Din kuralları makama, zaman ve mekana göre değişmemeli. Değişiyorsa o din insan yapımı insanın zevklerine göre yapılmış bir din olur.2 points
-
Takdiri ilahi. Bunu daha önce inceledik. Allah takdir yetkisini (güya) lanetlediği yahudilerden yana kullanıyor. Sen atmadın o attı. İsrail atıyor, Allahın yardımıyla bütün Hizbullah liderleri ölüyor. Mesela orada Allah takdir yetkisini Hizbullahtan yada hamastan yana kullanabilir, İsrail ıskalayabilir, swink olabilir. Ama Allah öyle uygun gördüğü için bütün atışlar tam isabet, smack! Sen atmadın o attı. Hizbullah yada hamas saldırdığında bu sefer aynı Allah takdir yetkisini defanstan yana kullanıyor. O atmadı sen attın ıskaladın. Niye dikkatli atmadın. Açıkça görülmektedir ki Allah yahudidir. Yani gerçek Tanrı yahovadır. Yahudiler diğer insanların uyanıp Yahudi olmaması için, yani yahovanın, yani gerçek ilahın yardımına ortak olmasınlar diye fake dinler olan Hristiyanlık ve İslamı piyasaya sürdüler. Böylece var olmayan God ve Allah tan yardım beklerken ölüp gidiyorlar. Öte yandan doğru tanrıya inanan Yahudi atıyor, dua ediyor, yahova anında kabul ediyor ve direk hit! Müslüman atıyor ve dua ediyor. Aradığınız Allaha şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. (Daha sonra da denedi yine ulaşamadı) Yahudi wins! Özetle God ve Allah yahovanın fakesidir, spamıdır. Dikkate almayınız. 😎1 point
-
Bu konuyu açanlar tavsiye istiyor. Kendimce bir tavsiye vermeye çalışayım. Sevgili yapmak istiyorsanız, üç şeye ihtiyacınız var. Bir, iyi bir dış görünüş. İki, girişken veya cesur olmak. Üç, ezik gibi görünmemek ve davranmamak. Aynen katılıyorum. Çok kötü durumda insanlar var. Bende bir ara boyuma takmıştım. Bir 10 cm daha uzun boylu olmak isterdim.1 point
-
Sevgili yapmak isteyen bir erkeğin ilk yapması gereken cesur olmaktır. Bu olmadan en ufak bir ilerleme kaydedemez.1 point
-
Celal Şengör'den, Dan Brown'a, Neil De Grass'dan Turan Dursun'a bir çok saygın isimden duyduğumuz, okuduğumuz bu önermenin gerçeklik payı nedir? Bu iddiayı duyanların ne kadarı gerçekliğinden şüphe etmiştir? Neredeyse hiç biri. Çünkü söyleyenler o kadar saygın ki; insanlar sorgulama gereği bile hissetmediği için bu önerme neredeyse gerçek haline dönüştü. Gobbels diyor ki: "Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır." Peki Gazali ne diyor? El Munkiz Mined Delal adlı kitabından bir alıntı koyuyorum; "Riyâziyye: matematik, geometri ve astronomi ilmlerinden ibâretdir. Bunların hiçbirinin ne müsbet ne de menfî yönden, dînî mes’elelerle bir alâkası yokdur. Bunlar, aklî delîller ile isbât edilen şeylerdir. Anlaşılıp öğrenildikten sonra, inkâra yer kalmaz. Fekat bu ilmlerden iki mahzûrlu durum ortaya çıkmıştır. Birinci musîbet: bu ilmlerle uğraşan kimse, bunlarda gördüğü incelikleri ve delîlleri hayretle karşılar. Bu sebeble felsefecilere karşı takdîr hissi uyanır. Felsefecilerin bütün ilmleri açık ve kuvvetli delîle dayanmak bakımından bu ilmler gibidir zan eder. Sonra, felsefecilerin Allahü teâlâyı inkâr ettiklerini, küfrlerini, ma’neviyâta kıymet vermediklerini, sağdan soldan işitir ve sırf onları taklît etmek sebebiyle kâfir olur. Kendi kendine din hak bir şey olsaydı, matematik ilminde bu kadar ilm sâhibi olan büyük insanlarca ma’lûm olurdu, onlara gizli kalmazdı der. Onların inkârını işitince, dîni inkâr etmenin doğru olduğuna kanâ’at getirir. Başka hiçbir dayanağı olmadığı hâlde, sâdece böyle bir düşünce ile doğru yoldan çıkmış nice kimseler gördüm." O dönem Felsefe = Bilim demekti. Felsefeci ise bilim adamı. Felsefe 6 kısımda incelenirdi; 1- Riyaziye (Matematik, Geometri) 2- Mantık 4- Tabiiyye (Fizik, kimya, biyoloji, tıp, jeoloji vs..) 5- Siyasiyye 6- Ahlak Felsefeci ise bu dalların hepsi ike uğraşan kişi idi. Yani bir felsefeci aynı zamanda astronom, doktor, matematikçi ve filozoftur... Gazali'ye göre birinci musibet; felsefeciler matematik ve geometri gibi akli bilimlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koydukları bilgiler avamda hayranlık uyandırabilir bu hayranlıklarından ötürü aynı filozofun metafizik alanındaki saçmalamalarını da doğru kabul edip küfre girebilir demek istiyor. Farabi ve İbn-i Sinayı tekfir etmesinin sebebi de metafizik alanında söyledikleridir. Oraya geleceğim, şimdi ikinci musibet ile devam edelim; "İkinci Musibet: islâm dîninde samîmî olan kimseler sebebiyle doğmuştur. Bunlar, felsefecilere âit bütün ilmleri red etmeyi dîne hizmet saydılar. Böylece, onların bütün ilmlerini red edip, câhil olduklarını iddi’â ettiler. Hattâ onların güneş ve ay tutulması ile alâkalı sözlerini kabûl etmediler. Bu iddi’âların dîne muhâlif olduğunu söylediler. Câhillere yakışan bu iddi’âları, güneşin ve ayın tutulmasını kesin delîllerle bilen kimse işitince, kendi delîlinde şüpheye düşmez. Fekat islâm dîninin kat’î delîlleri tanımadığını, câhillik üzerine kurulduğunu zan eder ve felsefeye karşı sevgisi artar. İslâmiyyetten yüz çevirir. Bu ilmleri red etmekle, islâmiyyete hizmet yaptıklarını zan edenlerin, din aleyhinde işledikleri cinâyet çok büyüktür. İslâmiyyette bu ilmler hakkında müsbet ve menfî bir şey bildirilmemiştir. Bu ilmlerde de dînî mes’elelere dokunacak bir şey yoktur. " Gazali aksine; din adına müspet ilimleri toptan batıl ilan eden din alimlerine fırça kaymıştır... Reddiye yaptığı filozoflar da Farabi ve İbn'i Sina'dır. İbo-i Sina'nın 10 ciltlik dev eseri ŞİFA yı baştan sona incelemiş ve 20 başlıkta reddiye yaptığı Filozofların Tutarsızlıkları adlı eseri kaleme almış. Bu 20 maddenin tamamı günümüzdeki anlamı ile metafizik konularıdır. Bu 20 maddeden 3 tanesi nedeni tekfir etmiş kaşan 17 si ise dinen sakıncasın olmayan bidatlar olarak kabul etmiştir. Peki nedir o 3 madde? 1- Cismen ahiret yoktur, manen gerçekleşecektir iddiası. 2- Evren kadimdir. (Yani sonsuzdan gelip, sonsuza gider) iddiası. 3- Tanrı iradesi ile yaratmaz, zorunlu olarak yaratır iddiası. (Aristo'nun tanrısı) Şimdiye kadar ben bilimi bitirdi denilebilecek bir şeye rastlamadım. Ama meşşai geleneğe (El-Kindi, Farabi, İbn-i Sina vs gibi Aristocular) yaptığı bir başka reddiye olan nedensellik ilkesine yaptığı itiraz. Gazaliye göre sebep, sebepli ve sonuç arasındaki ilişki zorunlu değildir. Bunun zorunlu olduğuna dair bir delil getiremezsiniz diyor. Elimizdeki tek veri gözlemlerimizdir... Bir şeyin milyonlarca kez başka bir şeyden sonra olmuş olması bundan sonra daima böyle olacağını zorunlu kılmaz demektedir ki bence haklı. Madde var iken yok edilemez, yok iken de var edilemez önermesine kanıtımız nedir? Aksini gözlemlememiş olmamızdan başka bir delilimiz yok. Gazali'den 600 yıl sonra Hume ve Bacon da aynı şeyleri söyleyecekler... Neden Gazali bilimi bitirdi de Hume ve Bacon bitiremedi o halde? diye bir soru geliyor insanın aklına. Hadi Gazali ile Bacon teistlerdi desek; Hume: "Dinler yakılıp yok edilmeli!" diyecek kadar ileri bir ateist idi. Velhasılı kelam Gazali bilimi bitirdi iddiası külliyen safsatadan ibarettir. Gazali okumuş hiç kimse böyle saçma bir iddiada bulunmaz. Bir art niyeti yoksa.1 point
-
Ey oğul kitabına baktım. Rıza: Allah'ın bir kulun davranışlarından memnun olması, hoşnut olması anlamına gelir. Hilaf: Karşıtlık veya aykırılık anlamında kullanılır. İlim olarak din bilgilerine önem vermeyi öğütlemiş. Gramer aruz şiir astronomi tıb belagat mantık kelam vb şeyleri Allah'ın rızasına uymayan konular olarak görmüş. Kitaplarında bilim ile ilgili konularda göremedim.1 point
-
- Muhakkak bilmek lâzım ki, Kur'ân-ı Kerim'den maksat, onu okumak değil, ona uyarak iş yapmaktır. Okumak ise akılda tutmak içindir. Akılda tutmak da yapmak içindir. Emirlerine uymadan Kur'ân-ı Kerim okuyan, efendisinden mektup alıp, mektupta yapması gereken işler bildirilen bir kölenin, bir yere oturup, mektubu yüksek sesle okuması, sözleri gayet düzgün ağzından çıkarması ve fakat emirlerden hiçbirini yapmaması gibidir. Şüphesiz azarlanmaya ve cezaya müstahak olur.1 point
-
- Cuma günü büyük bir gündür. Fazileti çoktur. Mü'minlerin bayramıdır. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «Özürsüz üç cumaya gelmeyen, İslâmı arkaya atmış ve kalbi pas tutmuştur» (2). Hadis-i şerifte bildirildi: Allahü Teâlâ her Cuma günü Cehennem ateşinden altıyüz bin kişi azad eder». Resülüllah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Her gün güneş zevâl vaktinde iken Cehennemi parlatırlar. Bu vakitte namaz kılmayın. Yalnız Cuma günü kılınız ki, o gün Cehennemi parlatmazlar». Yine buyurdu: «Cuma günü ölene, şehid sevabı yazılır ve kabir azâbından hariç tutulur»1 point
-
Sakal bırakmada mekruh olanlardan bazıları... - Kadınların gözüne güzel görünmek için, sakalını makasla güvercinin kuyruk tüyleri gibi kesmek. - Yeni delikanlı olmuş ve yüzünde henüz sakal bitmemiş gençlere benzemek için sakalını kazımak. - Sakalından beyaz kılları koparmak, ihtiyarlıktan utanmaktır. - Gözünün siyahlığı veya sakalının beyazlığı ile gururlanmak. Allahü Teâlâ, kendini beğenenleri sevmez. - Kırmızıya veya yeşile boyamaktır.1 point
-
Gel de bi cin çarpmışa dön. Melek, Allah, şeytan, peygamber olmayabilir ama cin kesin var. Yemin de ederim ispat da. 😆1 point
-
Abdülrahim Musevi. İran'ın yeni genelkurmay başkanının ismi. Bunu öldürmezler diyerek seçilmiş bir isim. Musevi museviyi öldürmez. Mantıklı mı? Mantıklı. İsrail hedefini genelkurmay başkanından dini lidere çevirdi. İsrail de İran gibi dinci olduğu için, böyle hurafelere takılır mı? Kesin. 😁 Hamaney de ismini Hamaney el Musevi yapsın, g*tü kurtarsın.😆1 point
-
Mirasta bilhassa kadınlara çok haksızlık yapılıyor. Efendim; erkeğe 2 pay, kadına 1 pay olacakmış..mış. Efendim; çünkü erkek evin reisiymiş...miş. Kadını mutfağa sokmuşsun, onu doğurma makinesi olarak görmüşsün. Elinin körü; o devirde olabilir tabii. Ne de olsa, cahillik diz boyu. Da, "Hani bu kitap evrenseldi ve tüm zamanlara hitap ediyordu?" diye sorarlar ama. Ben hep sordum, soruyorum ancak mâlum sözde tanrıdan çıt yok. Günümüzde de aynı ilkelliği kadınlara yapmaya çalışıyorlar. Da, aklı başında olan kadınlar bunu kabullenmez ve ortalığı velveleye verirler. Çünkü günümüzdeki kadınların erkeklerden az kalır bir tarafları yok ve tek başına veya eşiyle beraber para kazanıp ailesini geçindiren kadınların sayısı günden güne çoğalıyor. Gidişat böyle devam ederse ve erkeklere yarım pay verilse yeridir, diyecem de, demiyorum tabii. Hukuk karşısında gerekli olan eşitliği kaşarlı dindarlara anlatamazsınız.1 point
-
1 point
-
Yandan görünüşü çok aradım ebabil kuşunun. Buldum ama yönünü değiştirmeye üşendim.1 point
-
Bir devleti, akıldan ve bilimden uzaklaştırıp yalnızca dini referanslarla yönetmeye kalkarsan, o devletin tüm kaynaklarını, hangi kadın baş örtüsü takmamış, hangi kadının iki tel saçı gözükmüş, kim zina yapmış, kim dinden dönüp mürted olmuş gibi meseleler ile meşgül edersen İsrail gibi devletlerin madarası olursun.1 point
-
Emre Allah'ın matematik cehaletin kapatmak için çok uğraştı ama bu yanıtla beraber bu uğraşları çöpe gitti. @Emre_1974tr vazgeç istersen. Senin bile matematiğin Muhammed'ınkinden daha iyi. Öyle ortaya karışık sallamış, sen de düzeltmek için 40 takla atıyorsun. Ne gerek var. Ayetlerin nasıl bir cehalet ürünü olduğunu göremiyor musun. Hani bunlar "apaçık kitabın" ayetleriydi? Eğer apaçıksa, apaçık hatayı kapatmak için neden ortada olmayan argümanları üretiyorsun. Demek ki o kadar da apaçık değilmiş. Yusuf/1: Elif, Lâm, Râ, Bunlar, doğruyu apaçık gösteren, kendisi de apaçık olan kitabın ayetleridir. “Biz Kur’an’ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik.” (Nahl, 16/89) Valery daha apaçık. Tarafsız bir şekilde Valery o ayetlerden daha doğru. Sen de tarafsız ve doğru ol, apaçık ol!1 point
-
@Emre_1974tr Arkadaşım, hakaret etmeyeyim diyorum ama sen benimle dalga mı geçiyorsun? Nisa 12'nin neresinde "Vefat edenin anne, babası veya kardeşleri varsa bile mirastan pay almaz" gibi bir ifade geçiyor? "Vefat edenin anne, babası mirastan pay almaz" diye Nisa 12'nin neresinde yazıyor? Nisa 11: Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir. Bak bakayım ne yazıyor burada? Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Peki sen ne diyorsun? "Vefat edenin anne, babası mirastan pay almaz". Şimdi söyle bakalım kim hurafeci oluyor? Bak arkadaşım her şeyi tane tane anlatıyorum. Bir kişi vefat ettiğinde ve geride üç kız çocuğu, anne-baba ve eş bıraktığında, mirasın dağılımı şu şekilde olur: Üç kızın payı, mirasın 2/3’üdür. Çünkü Kuran’da şöyle buyrulur: “Eğer mirasçılar arasında iki kızdan fazla varsa, onlara mirasın üçte ikisi verilir.” (Nisa Suresi, 4:11) Anne ve babanın payı ise toplamda mirasın 1/3’üdür, yani anneye 1/6, babaya 1/6 pay düşer. Çünkü Kuran’da şöyle denir: “Çocuk bırakan kimsenin anne ve babasına her birine altıda bir pay vardır.” (Nisa Suresi, 4:11) Eşin payı ise mirasın 1/8’idir. Kuran’da belirtilmiştir ki: “Geride kalan mallarınızdan onlar (eşleriniz) sekizde birini alırlar.” (Nisa Suresi, 4:12) Bu durumda toplam paylar şöyle hesaplanır: 2/3 (kızlar) + 1/3 (anne-baba) + 1/8 (eş) = 1.125 (yani %112,5) Başka bir ifadeyle, mirasçıların toplam payı, mirasın tamamından (%100) fazladır. Diyelim ki vefat eden kişi 1000 dinar bırakmış; Kuran’a göre payları dağıtmak için 1125 dinar gerekir. Bu, mevcut mirastan fazladır.1 point
-
Bilgi güçtür, diye çok yerinde bir özlü söz vardır. İslam hakkında ahkâm kesenler bazı verileri nedense hep hasıraltı etmeye uğraşırlar veya görmezden gelirler. Muhammed´i öve öve bitiremezler. Bu nedenle bunlarla karşılaşırsanız bilinmesi gereken bazı gerçekler var... İslam ile ilgili bilgilerin temeli Muhammed´in ölümünden en azından 100-150 sene sonra yazılan kaynaklara dayanır. Yani İslam´ın şekillenmesi bir bakıma 9./10. yüzyılda başlar. Bilmeyenler olabilir: Yine İslam kaynaklarına göre Muhammed, 8 Haziran 632 yılında Medine´de vefat etmiştir. Biyoĝrafiler: Es-Siret'ün-Nebeviyye (Muhammedin hayatı) : Ibn-Hišām (ölüm tarihi: 834), Ibn-Isḥāq´ın yazılarından esinlenir. Ki bu yazıların tümü kayıp. Kitāb al-maġāzī (Muhammedin savaşları): Al-Wāqidī ( ölüm tarihi: 822) Ṭabaqāt: Ibn-Saʿd (ölüm tarihi: 845) Annales, Ta’rīh: Al-Ṭabarī (ölüm tarihi: 922) İslam dünyasında genel kabul görmüş hadis yazarları: Al- Buḫārī, (ölüm tarihi: 870) Abū Muslim, (ölüm tarihi: 875) Abū Dawūd (al-Siǧistānī), (ölüm tarihi: 888) Al-Tirmiḏī, (ölüm tarihi: 892) Al-Nasā’i, (ölüm tarihi: 915) Ibn Māǧa, (ölüm tarihi: 886) Hasılı bu veriler bize şunu söylüyor: İslam´ın ilk devri bir hayli karanlıktır, çünkü elimizdeki bilgiler olayların yaşandıĝı iddia edilen tarihlerden çok sonraları kayıt altına alınmıştır. Kayıt altına alanların hiçbiri Muhammed´i görmemiş ve onun zamanında yaşamamıştır. Haliyle bu yazıtlardaki bilgilerin doĝruluk payı bir hayli güvensizlik barındırıyor, çünkü bunları İslam´dan baĝımsız olarak teyit edecek kaynaklar yok denecek kadar az.1 point
-
1 point
-
Yine güncelleyelim, çünkü din bezirganlığı yapanlar aslı astarı olmayan iddiaları yazıyorlar. Dün güzellemesi yapmak uğruna kelimelere ha bire takla attırıyorlar.1 point
-
Karşında keriz yok. Erkekler resmen kayırılıyor. Yani ne olduğunu senden öğrenecek değiliz. Kendimiz okuduk ve saçma yapan bir kitap olduğuna kanaat getirdik. Kitabındaki adaletsizlik diz boyu. Demek ki tanrın apaçık yazdıramamış olmalı ki, senin gibiler sürekli açıklama telaşına düşüyor. Artı... Tanrına ve Muhammed´e inanmayanlar tehdit ediliyor. İnsanlıktan nasibini almamış olmalısın ki, hâlâ din güzellemesi yapıyorsun.1 point
-
Emre hristiyan kadınlar için cemaat kursun, cennet şarapları şirketten. 🤣1 point
-
Fazla sürmez; en fazla 20-25 sene sonra uzay turizmi bir hayli yaygınlaşacak ve fiyatlar, ne bileyim, 5000 - 10000 Dolar seviyesine inecek. Ben o günleri görmeyeceğim ancak oğlum kesinlikle bu tip yolculuğu yapmaya niyetli. Kendisi kendi gözleri ile görsün; baklava sinisi gibi mi, elma gibi mi yoksa top gibi mi!1 point
-
Güncelleyelim, çünkü hâlâ kafasına ve keyfine göre tercüme eden ve uydurmasyon yorum yapan kaşarlı Müslümanlar var. Düzgün, tarafsız ve kaynaklı bir yer arıyorsanız, burasını tavsiye ederim. Kur´an, Musevilerin ve Hrıstiyanların inancını, masallarını ve mitlerini bir güzelcene araklayıp kendine mal etmiştir. Bu o kadar belirgin ki, anlamamak için kör olmak lazım herhalde.1 point
-
Böyle bir şey yok, bunları kendin uydurdun. Çünkü mevzubahis olan gökyüzü ve yeryüzüdür. Şöyle düşün... Kafanı yukarı kaldırınca göğü ve aşağı bakınca yeri görürsün. Bir insanın gördükleri yazılmış. Hepsi bu; bunun haricindeki iddia edilenlerin alayı uyduruktan teyyaredir. Da, ben kime anlatıyorum, diii mi!1 point
-
@Emre_1974tr Senin bu Allah, Bakara Suresi 29. ayette şöyle buyuruyor: “Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra göğe yöneldi ve onları yedi gök olarak düzenledi.” Fussilet Suresi 12. ayette ise: “Böylece iki günde yedi göğü yarattı. Her göğe görevini vahyetti. En yakın göğü de kandillerle süsledik...” Şimdi gel anlat bakalım, bu "yedi gök" neyin nesi? Atmosfer değil diyelim, çünkü modern bilim bize atmosferin beş ana katmanı olduğunu söylüyor: Troposfer, Stratosfer, Mezosfer, Termosfer ve Ekzosfer. Yedi değil. Peki “en yakın gök” nerede? Mülk Suresi 5’te de aynı ifade tekrar ediliyor: “En yakın göğü kandillerle süsledik...” Burada “kandil” olarak tanımlanan şeyin yıldızlar olduğu açık. Ama burada ciddi bir sorun başlıyor. Yıldızlar, Dünya’dan binlerce kat büyük olan devasa gaz küreleridir. En yakını olan Güneş bile bizden yaklaşık 150 milyon kilometre uzakta. Diğer yıldızlar trilyonlarca kilometre mesafede ve ışık yılıyla ölçülen uzaklıklarda bulunuyor. Nasıl oluyor da bu kadar uzak, devasa yıldızlar “en yakın gök”te sayılıyor? Dahası, Fussilet ve Mülk surelerinde, bu yıldızların (ya da “kandillerin”) şeytanları kovmak için kullanılan "ateşli mermiler" olduğu da ima ediliyor. Ama burada da bir çelişki var: Yıldızlar sabit konumlarda duran, kendi çekim kuvvetleriyle dev sistemleri bir arada tutan, nükleer füzyonla enerji üreten gök cisimleridir. Meteor gibi hareketli nesneler değiller. Meteorlar ise Dünya atmosferine giren ve sürtünme ile yanan, genellikle sadece birkaç saniye görülebilen küçük taşlardır. Eğer Kuran’daki “alevli mermiler” bu meteorlar ise, bu demektir ki şeytanlar/ya da cinler Dünya atmosferinin üst katmanlarında dolanıyor olmalı. Ancak yıldızlar bu katmanların çok ötesindedir — trilyonlarca kilometre uzakta. Ayrıca fizik yasaları çerçevesinde meteorlar yön değiştirmez. Sabit yörüngelere göre hareket ederler. Yani bir cin veya şeytan yön değiştirirse, bir meteor onu “kovalayamaz.” Kaldı ki yıldızların böyle bir işlevi zaten mümkün değil. Güneş’in içine bir milyon Dünya sığabiliyor. Böyle bir kozmik yapının “şeytan kovalamak” gibi bir görevi olması, yalnızca 7. yüzyıl insanının hayal gücüne hitap eder. Sonuç olarak: Yedi kat gök neye karşılık geliyor belli değil. “En yakın gök”te yıldızların olması bilimsel gerçeklikle çelişiyor. Yıldız ve meteor ayrımı metinlerde karıştırılmış gibi görünüyor. Yıldızların cin veya şeytan kovalamak için kullanılması astronomik açıdan absürt. Bu ayetlerin 7. yüzyıl Araplarının dönemin kozmolojik anlayışını yansıttığı oldukça açık. Bugün bilimle kıyaslandığında, bu anlatımların metafor bile olsa evrenin doğasıyla bağdaşmadığı görülüyor.1 point
-
Şimdi yazacaklarım biraz ağır olabilir... Bu lafları bir yerden tanıyor gibiyim. Neyse; bana kalırsa kendini acındırmak istiyor gibisin. Senin sorunun yok demiyorum, da, forumlarda ne tür çözüm bekliyorsun ki? Şimdi sana "Beterin beteri var," desem, yine de dertlerin son bulmayacak. Halbuki harbiden senden daha kötü durumda olanlar var ancak bu yalın gerçek sana yaramıyor. Hayat dedikleri bu işte. Gaddar ama gerçek. Hep böyleydi zaten. Yine de şanslı sayılırsın, çünkü kendi kıçını silemeyen insanlar var. Hasılı sosyalleşmek senin elinde olan bir durum, ki bana "Yapamıyorum, edemiyorum" falan deme. Öyle insanlar var ki, hayatta o kadar darbe almalarına rağmen hiç pes etmemişlerdir. "Demesi kolay," dediğini duyar gibiyim. Haklısın, laf etmek kolaydır. Zor olan onu icraate geçirmektir.1 point
-
Barnabas kuranı değiştirilemez, yenilemez. O yenilen Osman kuranı olabilir. 🤔1 point
-
Ayşe'nin "Muhammed ölünce biz çok meşguldük o sırada keçiler gelip recm ayetini yedi" dediği Kuran bu sizin dediğiniz Barnabas kuranı oluyor o zaman. 🙂1 point
-
Merabayn. Şimdi, böyle bir konu açmak için önce Allah'a inanmak lazım. Ben değil. Sonra cehenneme inanmak lazım. O da ben değil. Ama ben her ikisi de var gibi, yani genel çerçevede konuşmak istiyorum. Bir üst level, insan 2.0 olarak. Anlayana selam olsun, anlamayan istirsin gitsin. Dünya hayatı insan için mutluluk endeksi 50'nin altındadır. Örneğin bende 3 filan. 100 üzerinden. Şimdi hiç var olmasak? Teoride 50. Yani aslında yok daz nötr değer 50'dir. 50'nin altında olursa, var olmamak daha evladır. Şimdi ben yoktum, mutluluk endeksim 50'ydi, doğru mu? Tamam yoktu da, mutluluk 50'nin üstü. Mutlu muydun? Hayır. Mutsuzluk 50'nin altı. Mutsuz muydun? Hayır. Bu zaten 50 değeridir. Şimdi bunu anladınız. Bu dünyada birisi eğleniyorsa o da Allah'ın kendisi. Sonuçta birisi eğlenmesi gerekiyor ve bu kişi insan değil. Fikren, fiziken, ahlaken tecavüze uğruyor, kobay olarak ya da şaklaban olarak kullanıp Allah'ı eğlendiriyor. Şimdi bunu yaparken bana sormadı. Benden izin almadı. Yok canım, sana eziyet eden diğer insanlar. Yersen. O istemeden yaprak kımıldamaz. Her gün Filistin'de, Ukrayna'da, Nil nehrinin kenarında (timsahlar tarafından) binlerce insan ve canlı öldürülüyor. Öldüren kim? Allah. Çünkü her zaman fail odur. Sen atmadın o attı. Sana bir suçlu tecavüz etmedi, Allah tecavüz etti. Seni bir asker yada katil öldürmedi, Allah öldürdü. Dolayısıyla, kombine bir çok suçtan dolayı, İzinsiz yaratıp beni / bizi mutsuz ettiği için, ayrıca cinayet, tecavüz, vsvs milyonlarca kez suçludur. Sonsuza dek cehennemde kalmalıdır. Peki. Cennet cehennem konusu nedir onu da bu taleple ilgili açıklayayım. Onu bununla suclayacağımızı bildiği için, ön almak için bizi cehennemle tehdit edip cenneti vaad ediyor. Cehenneme gitmesi gereken kendisi. Bu dünya zaten komple eziyet. Ne cehennemi..sen şaka mısın? Cehenneme sen git. Sonuna kadar hak ettin.1 point
-
Kip thorne tasarımında gördüğümüz şey karadeligin bizzat kendisi değil. Olay ufkunun dışında cereyan eden şeydir. Olay ufkundaki maddenin sıkışması sonucu ısınma ve bu ısınmadan dolayı ortaya çıkan ve yayılan ışıktır. Radyasyondur.1 point
-
Yani? Yeni bahaneniz bu mu şimdi? Kız çocukları 8 ile 13 yaşları arasında ergenliğe girer. Muhammed ile evlendiğinde Hatice 40 yaşındaydı. Eğer ki Hatice annen 8 yaşında ergenliğe girdiyse 40+8'den 48 yaş yapıyor yok eğer 13 yaşında ergenliğe girdiyse 40+13'den 53 yaş yapıyor. Yani bu durumda Hatice annen, Muhammed ile evlendiğinde 48 ila 53 arasında bir yaşa sahipti. Hadi diyelim ki 48 yaşında olsun. Muhammed'in Hatice'den kaç çocuğu oldu? 6 çocuk Şimdi sana sorarım; Hatice annen, 48 yaşından sonra 6 tane çocuğu nasıl doğurdu? Her sene bir çocuk doğurdu desek 54 yaşına kadar çocuk doğurmuş Hatice annen... Kadınlar zaten 45-55 yaş aralığında menopoza girer yani doğurganlık özelliği kaybeder. 48 yaşında bir kadının 6 tane çocuk doğurması sana mantıklı geliyor mu? Bak işte Ayşe'nin yaşını kıvıracağız derken yaptığınız onca formül, matematik hesabı nasıl oluyorsa Hatice'ye gelince tutmuyor! Ayşe'ye özel matematik hesabı yapıp sonrada "Arap toplumunda kadınların yaşı ergenliğe girdikten sonra sayılır" derseniz böyle ortada kalırsınız işte! ama tekrar diyorum siz Müslümanlar için hava hoş. Allah istedikten sonra 100 yaşındaki bir kadın bile çocuk doğurur diyip işin içinden çıkarsın yine...1 point
-
Hep derim; mal sahibi malından sorumludur. Yalın gerçeğin ta kendisi budur, gerisi ya masal ya da hikayedir.1 point
-
He, valla. Neredeyse 2 milyar insan (nam-ı diğer Müslüman) inanıyor. İnanmakla kalmayıp en güzel tuzak kurmayı mal sahibinden öğreniyorlar ancak insanlar onun gibi mükemmel tuzak kuramaz. Bu konu kapı gibi ayetle(nam-ı diğer bir Arap tanrısının sözde sözleri) tescillenmiştir. Dolayısıyla değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Tuzak kurmalar, beddua etmeler, tehdit etmeler, daha neler var neler... Amanııın, bize nasıl da benziyor. Gerçi "O tanrı, ona her şey serbest. Sen kim oluyorsun da, tanrıyı iğneliyorsun veya eleştiriyorsun?" minvalinde bana horozlananlar olabilir, da, zaten ben, ben olduğum için piyasadaki tüm tanrılara çoktaan tekmeyi attım. Şimdi ben böyleyim diye, mâlum tanrı bana ne tür tuzaklar kuruyordur kimbilir. En geç tahtalı köyde oklavayla bekliyordur.1 point
-
Şimdi. Ebu lehebin de, Muhammed'in de ne kadar yaşayacağı Allah'ın takdiri diyorsun ya..hah işte. Birisi senin adamın, diğeri düşmanın. Takdir yetkisini kimden yana kullanırsın? Düz mantık. Am şu olmasa, bak bu dediğinde mantık var. Muhammed'in sağlıklı yaşamla ilgili bir çok hadisi var. Sebep sonuç ilişkisi bağlamında hadislerin tersini yapmak daha mantıklı. Adam zaten söylüyor kâfir olduğunu. Evini taşlamış daha ne yapsın. Şeytan taşlama olayının mucidi Ebu lehebdir. Madem Muhammed'in evinin taşlanması yanlıştı, şeytanın evi niye ibadet ritüeli olarak taşlanıyor? Demek ki doğru bir işlem. Ebu leheb hem zeki, hem ahlaklı, hem de mucid. Allah bile onun bilgilerinden yararlanmış. Beddua olayı yanlış, yakışmadı. Böyle birine beddua edilmez, saygı duyulur.1 point
-
1 point
-
Hayırlısı olmuş. Öldüğünde bile aydınlık bir insanmış. Ebu leheb 75 yaşında öldü, Muhammed 63. Üstelik Ebu lehebe doğrudan Allah'ın kendisi beddua etmiştir. Üstelik Ebu leheb hayatın hile kodlarını da bilmiyordu. Muhammed'se hem Allah tarafından torpilli, hem sağlıklı yaşam sırları, lokman suresi vs bir çok donanımı vardı. Bakıyorsun, hiç bir şeyi takmayan adam 12 yıl daha çok yaşamış. Ha şu da var, bu dünyada daha fazla yaşamak iyi mi, değer mi, orası ayrı tartışılır. Ama beddua (iddia) ve sonuç, trajikomik.1 point
-
Aahaa! Yakalandın! Allah hiç kuluna tuzak kurar mı? Nasıl Allah oturup kendi yarattığı insana tuzak kurmak için plan yapar, hiç yakışıyor mu?. Bence o bahsedilen kişi Allah değil, senin benim gibi biri. Tahmindir. 😎1 point
-
Yapay zeka yalan söylemeye başladı zaten. Heey! Allah var mı diye soruyorum, evet diyor. Ama sonra, dünyada yaşanan olayları örnek verip, insan ilişkileri bağlamında ve sebep sonuç ilişkisi odaklı olarak değerlendirildiğinde tekrar düşün diyorum, bu sefer Allah yoktur diyor. La demin vardır dedin ya diye sorduğum zaman onu yüzeysel olarak söyledim diyor. Yani yalan. 😁 Dünya simülasyon mudur tek kelime cevap ver diyorum hayır diyor. Ondan sonra simülasyon hatalarından bahsediyorum, bunları göz önüne alarak tekrar değerlendiriyor ve evet diyor. Nabza göre şerbet veriyor. 😂1 point
-
https://yenidenergenekon.com/69-mason-seyhulislamlar/ Mason şeyhulislamlar varmış birde.1 point
-
Apaçık olduğunu iddia etmesine rağmen sürekli yoruma muhtaç, sürekli açıklanmaya muhtaç, sürekli savunulmaya muhtaç bu kitabı ben okudum, hem de farklı dillerde. Resmen zaman kaybı.1 point
-
Hayır, Yazımda şöyle demiştim: ...yıldızların üzerindeki bu ateş ve ışınların, içinde bulunduğumuz imtihan dünyasında bile şeytanlara azap edici ve engelleyici olduğu açıklanmaktadır. Yani bazı kimselerin iddia ettiği gibi yıldızlar taşa falan benzetilmiyor veya meteorlardan bahsedilmiyor, yıldızların üzerlerindeki ateşten, sıcaklıktan ve ışıktan bahsedilmektedir. Ayrıca yıldızların üzerindeki bu ateş ortamının Cehennemi andırdığına da vurgu var . Zaten konuyla bağlantılı diğer ayetlerde olay açıklığa kavuşmakta...: CİN SURESİ 8. "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." 9. "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur." Saffat Suresi 6. Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık. 7. Ve her türlü inatçı-âsi şeytandan koruduk. 8. Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar; 9. Kovulurlar. Ve onlar için, yakalarını bırakmayan bir azap vardır. 10.Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler. Görüldüğü üzere atıştan kastedilen ışık/alevdir. *** Ve bu çalışmamda bahsettiğim ayetlerde anlatılan; yıldızların ışıktan/alevden atışlar yapması olayı da artık keşfedilmiş/görüntülenmiş olabilir: http://www.upi.com/Science_News/2016/10/06/Hubble-sees-star-shooting-cannonballs-into-space/9071475783632/ph2/1 point
-
Güncelleyelim, çünkü İslam´ın güzellemesini yapanlar bu dinin ne kadar çürük temellere dayandığını ve asırlar sonra düzenlendiğini görmezden geliyor.1 point
-
Özellikle solcu medyaya sesleniyorum. Her akşam Filistin tatavası yaparak neyi anlatmaya çalışıyorsunuz? Kapitalizm nerede ? İsrail'de mi , ABD de mi , Rusya'da mı, Arabistan'da mı? Kapitalizm burnumuzun dibinde. Kendi ülkende , çalıştığın işyerinde , köyündeki aşiretlerde , siyasi partilerin içinde. İşte bunları konuşmayalım, düşünmeyelim diye sabah akşam İsrail Filistin zırıltısı dinliyoruz.1 point