Liderler Sıralaması
Popular Content
Showing content with the highest reputation since 22-06-2025 in all areas
-
Muhammed, "Kim dinini değiştirirse/İslam'dan çıkarsa onu öldürün" diyordu. Bu hadisi aktaran sahabiler arasında Hz. Osman, İbni Mesut, İbni Abbas, Muaz b. Cebel, Hz. Ali ve oğlu Hasan, Hz. Ayşe, Ebu Hüreyre, Muaviye b. Hayde, Ebu Musa el-Eş'ari, Ebu Bürde ve Abdullah b. Ömer yer almaktadır. Ayrıca bu hadis, başta Buhari ve Müslim olmak üzere birçok kaynakta geçmektedir. Ben her ravi için birer örnekle birlikte bazı kaynakları aşağıya alıyorum: a. Buhari: Hz. Ali ve İbni Abbas'tan örnek. Cihad, bab 149/3017 ve İstiabe, bab 2/6922. b. Nesai, Tahrim-i Dem, bab 15/4063. Hz. Hasan rivayet ediyor. Busayri, Tuhfetü’l-Hayre, c. 5/211, no: 4686. İslam'da Hz. Muhammed'i eleştirip sövme konusunda çok ağır cezalar öngörülmüştür. İlkin, bu eleştirinin sınırı konusunda bilgi vermekle başlayalım. Konuya ilişkin hemen hemen aynı bilgileri paylaşan Kadı İyad (h.544-ö), Kurtubi (h.671-ö) ve Şeyhülislam İbni Teymiyye (h.728-ö)'den özet bir bilgi aktarmak isterim. Bunlar, söze şu şekilde başlarlar: "Her kim Hz. Muhammed’e herhangi bir kusur isnat ederse, onun cezası ölümdür. İslam alimleri arasında bu konuda ihtilaf yoktur." Ardından şöyle detaylandırırlar: "Hz. Muhammed’e atfedilen eksiklik, kusur veya eleştiri ister onun şahsıyla ilgili olsun, ister getirmiş olduğu dinle ilgili olsun, bunun cezası ölümdür. Yine kim onu lanetlerse, ona beddua ederse veya herhangi bir zararını isterse; böyle bir kişinin cezası, tüm İslam alimlerinin ittifakıyla ölümdür." Hatta İmam Malik ve daha sonra Kadı İyad, "Kim kötü niyetle Hz. Muhammed’in abası/gömleği kirlidir, kötüdür diyorsa, cezası yine ölümdür." şeklinde yazmışlardır. (234) İşte bu Kadı İyad ki, Bediüzzaman Said Nursi onu kendi kitaplarında işlerken öve öve bitirememiştir. İbni'l Heytemi, "ez-Zevacir an iktirafi'l-Kebair" adlı yapıtında, bir adamın Hz. Muhammed’le ilgili "Sizin arkadaşınız" ifadesini kullandığı için Halit b. Velit’in onu katlettiğinden bahseder. Yani, ona "arkadaş" diye hitap etmek bile ölüm nedeni olmuştur. (235) c. İbni Mace, Hudut, Bab 112534. İbni Mes’ud aktarıyor. d. Ebu Musa el-Eş'ari rivayeti: Buhari, Megazi, Bab 60/4341; İstitabe, Bab 2/6923; Ahkam, Bab 1217157. Müslim, İmare, Bab 3/1833. e. Ayşe rivayeti: İbni Hemmam, Musannaf, c. 10/114, no: 18563 ve Taberani, M. Evsat, c. 9/195, no: 9230. f. Osman rivayeti: İbni Hemmam, Musannaf, c. 10/167, no: 18701-2. 234- İbni Teymiyye, Sarimu'l Meslul, c. 3/979, Dördüncü Mesele kısmında. 235- Said Nursi, Mektubat, s. 179. Şeyhülislam İbni Teymiye konuya ilişkin olarak, "Hz. Muhammed’i eleştiren, ister Müslüman olsun ister kafir, infaz edilir" şeklinde bir başlık atmıştır. Ayrıca, "Hz. Muhammed’e söven, aleyhinde konuşan, eleştiren kişi öldürülmelidir. Böyle biri ceza olarak köle statüsüne tabi olmaz, fidye verip kendini kurtaramaz ve bağışlanmaz" diye farklı bir başlık daha atmıştır. İbni Teymiye, Hz. Muhammed’e sövmenin veya eleştirmenin cezasının infaz olduğunu belirtirken, bununla ilgili olarak on beş farklı hadis göstermiştir. Bu, Kadı İyad’ın yazdıkları için de geçerlidir ve pek çok yazar da bu rivayetleri aktarmışlardır. (236) İbni Teymiye dışında başka İslam alimleri de benzer görüşlere sahip olmuşlardır. Konuyla ilgili birkaç örnek verelim: İbni Ebi Asım (h. 287 - ö): "Hz. Muhammed’i eleştireni öldüren katile ne kısas gerekir, ne de kan bedeli" şeklinde bir başlık atmıştır. (237) İbni Münzir (h. 318 - ö): "Tüm İslam alimleri hemfikirdir ki Hz. Muhammed hakkında kötü şeyler söyleyenin, onu eleştirenin cezası ölümdür" demiştir. İbni Rahüveyh: "Hz. Muhammed hakkında olumsuz herhangi bir şey söyleyenin cezası hem ölümdür hem de bu kişi kafir sayılır. Bu, aynı zamanda tüm alimlerin de görüşüdür..." demiştir. Muhammed b. Sahnun (h. 265 - ö): "Tüm İslam alimleri hemfikirdir ki Hz. Muhammed’e herhangi bir eksiklik isnat edenin cezası ölümdür ve bunu yapan kişi aynı zamanda kafir sayılır; gideceği yer de cehennemdir" demiştir. (238) İbni Teymiye, Sarimu'l Meslul, s. 467; Takrib'ü Sarimi'l Meslul, s. 41. İbni Ebi Kasım, Kitab'ü Diyat, s. 533. Kimi yerlerde İbni Sahnun diye geçmektedir.2 points
-
@kavak Emre'ye böyle çalışmadığı yerlerden sorular sorunca adeta dut yemiş bülbüle dönüyor. Kendisinin hala miras ayetlerinde ki matematik hatası konusunda cevap vermesini bekliyorum.2 points
-
Geçen hafta Leman mizah dergisi bir karikatür yayınladı. Karikatürün vermek istediği mesaj aslında çok basitti: Sözde aynı(!) tanrının inanırları (Müslümanlar ve Museviler) birbirlerini öldürüyordu. Evet; barış içinde yaşamak yerine birbirlerine bomba atıyordu. İki tarafta kindarlık had safhadaydı. Bunu tartışacaklarına bilhassa Muhammed isminden ötürü neredeyse Leman elemanlarını linç edeceklerdi. Ellerinden gelseydi, kesin yaparlardı. Tıpkı Sivas katliyamı gibi. O karikatürde sadece Musa olsaydı, kimse umursamazdı. Müslümanlar, Muhammed´i taptıkları tanrıdan daha fazla kutsallaştırdılar. Öyle ya; Allah´a küfürler gırla giderken, Muhammed´e küfür edenine ben rastlamadım.2 points
-
Cinler ateşten yaratıldı ise kızıl ötesi kameralar ile çekilmiş bir resmini paylaşabilir misin? :)2 points
-
Hazırlanın. İlluminati'yi ve komünist masonik yahudileri deşifre ediyorum. Ve tabi ki onların büyük üstadı Bill Gates'i. Alın size kanıt.2 points
-
Forumun Felsefe bölümünde Gazzali'nin Kimya-i Saadet'inin değil de Filozofların Tutarsızlıkları ve Mustasfa'sının irdelenmesini beklerdim. Kimya-i Saadet din forumunun konusu daha çok.2 points
-
Gazzali hakkında bir kaç notum vardı ama bulamıyorum. 1- Sanırım krallara/yöneticilere öğütler kitabında Gazzali, kadınların "aşşağılık yaratıklar olduğunu" 18 madde ile ispatlıyordu(!). 🫣 Ama konu bunula da bitmiyordu. Bu 18 madde kitabın İngilizce çevirisinde geçtiği halde Türkçe çevirisinde bulunmuyordu. Sanırım çevirmen yine bir din-gil idi. Bu maddeleri görünce İslam'a ve Gazzali'ye b.k sürülmesin diye o sayfaları tercüme etmedi, atladı. 2- Gazzali yazdığı kitapların birisinde bol bol İbn Sina'da alıntı yapıyor ve fakat kaynak vermiyor. Bu kitap zamanının Avrupa dillerine tercüme edildikten sonra Gazzali, Avrupa eliti tarafından filozof olarak anılıyor. Oysa Gazzali, gaddar, sahtekar, ağzı laf yapan ahlaksız bir din-gilden başka bir şey değildi. Sevgiler1 point
-
Neredeyse 35 seneden beri görevini başarıyla sürdürüyor ve hiçbir teleskop, evrene bakış açımızı Hubble Uzay Teleskobu kadar şekillendirmedi. Doğum gününüzde Hubble teleskopunun neleri görüntülediğini merak ediyorsanız, şuraya tıklayabilirsiniz: https://science.nasa.gov/mission/hubble/multimedia/what-did-hubble-see-on-your-birthday/ Dipnot: Hubble teleskopunun fişi çekilmeyecek. Muhtemelen 2030´lu yıllarda dünyanın atmosferine girip orada yanacak.1 point
-
@kavak Türkiye'nin bir tarafında, belediye başkanları hukuksuz bir şekilde, 'gözünün üstünde kaş var' gibi bahanelerle tutuklanırken; Türkiye'nin diğer tarafında, özellikle çözüm süreci gibi meselelerin demokratik bir şekilde çözüme kavuşturulabileceğini söylemek, en hafif tabiriyle naiflik olur. Eğer bir işin içinde RTE varsa, bilin ki o işten en büyük zararı yine Türk milleti görecektir.1 point
-
Türkiye'deki temel sorun demokrasi, hukuk ve özgürlük sorunudur. Bu üç sorunu çözmeden, başka hiçbir sorunu çözemezsiniz. RTE’nin ne halt olduğunu sağır sultan bile duydu, ancak hala bazıları, RTE'nin ipiyle kuyuya inilmemesi gerektiğini öğrenemedi. RTE, göreve geldiği ilk yıllarda “Türkiye'nin Orta Doğu'da bir misyonu var, biz BOP Projesi'nin eş başkanlık görevini yapıyoruz” diyerek açıkça ne amaçla hareket ettiğini, misyonunun ne olduğunu ortaya koydu. Bu misyon doğrultusunda Libya, Irak, Suriye, Mısır, Sudan ve daha pek çok ülkede iç savaşlar patlak verdi, bu ülkeler istikrarsız hale geldi ve yöneticileri değiştirildi veya ortadan kaldırıldı. Bu din bezirganı, bir konuşmasında “NATO’nun Libya’da ne işi var?” derken, bir başka konuşmasında “NATO, Libya’ya girmelidir” diyebilmektedir. İsrail’i yerden yere vuruyor, ticareti durdurduğunu söylüyor ama el altından ticareti devam ettiriyor. Yani demek istediğim, bu şahıs yalancı ve dürüst değil. “Emir komuta merkezim papaz elbisesi giyeceksin diyorsa, papaz elbisesi giyer, görevimi yaparım” diyen birisinden dürüstlük beklemek mümkün değildir. Bu kişinin, bu ülkenin hayrına bir şey yapacağını düşünmek de naiflik olur. Kısacası, bu kişi, "Paramı veren düdüğümü çalar" mantığıyla hareket etmektedir.1 point
-
1 point
-
Bir şey iddia ediyorsanız, kanıtlarla desteklemeniz bir hayli güzel olurdu. Ayrıca insanlar kusursuz değildir elbette. Herkesin pilav yiyişi bile farklıdır yani. Ben öyle yazma gereği duydum ve fazla büyütmeye ve uzatmaya gerek yok.1 point
-
Bu konuda hiçbir bilgim yok. Forumda bilgisi olan birisi olduğunu da sanmıyorum. Bir sağlık problemin varsa doktora danışmalısın. Burada sana ne söylersek söyleyelim boş.1 point
-
Grok, herkese küfür ediyordu. Son anda fişini çektiler. Küfür ettikleri arasında AKP'li ünlü isimler var. Hemen soruşturma başlattılar. https://onedio.com/haber/x-in-yapay-zeka-botu-grok-kullanicilara-kufur-etmeye-basladi-13023941 point
-
1 point
-
Arif Tekin’in İslam’da Şiddet adlı kitabından alıntıdır. Benî Kaynukâ halkı Yahudiydi ve Medine’nin yerlilerindendi. Aynı zamanda Hz. Muhammed’e inanmayan Abdullah b. Übey b. Selûl’e bağlı kişilerdi. Bedir Savaşı’ndan sonra Muhammed’e karşı tavır aldıkları iddia edilir. Bunun üzerine şu ayet inmiştir: “Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir.” (Enfal, 58) Bu ayetin inmesinden sonra Hz. Muhammed, "Ben onlara güvenmiyorum," diyerek daha önce yaptığı barış antlaşmasını bozmuş ve Medine döneminin 20. ayında (Şevval) onlara karşı harekete geçmiştir. On beş gün süren muhasaranın ardından, kadınları ve çocuklarıyla birlikte esir alınarak elleri bağlanmıştır. Ancak, bunlar Abdullah b. Übey’in adamları olduğundan, o araya girerek onları kurtarır. Hz. Muhammed’in yakasına yapışarak, “Bırakacaksın,” der. Sonuçta Hz. Muhammed, “Lanet olsun,” diyerek onları serbest bırakır. Sayıları yaklaşık 700 kişidir. Bu yönüyle Benî Kaynuka aslında bir bakıma şanslıydı; çünkü olay yaşandığında Hz. Muhammed Medine’de henüz tam anlamıyla hâkimiyet kurmamıştı. Daha bir yıllık bir ikameti vardı. Bu olay ileriki yıllarda yaşansaydı, tıpkı Benî Kureyza gibi onları da katledip çukurlara doldurabilirdi. Hz. Muhammed, onları serbest bıraksa da mallarına el koyar ve Medine’yi terk etmeleri şartını koşar. Yahudiler, mallarını bırakmak zorunda kalarak Medine’yi terk ederler. Hz. Muhammed, geride kalan malları ganimet olarak alır. İlk olarak kendine özel bir pay seçer, ardından ganimetin beşte birini kendine, akrabalarına, yetimlere ve yolda kalanlara ayırır. Kalan kısmı da yandaşlarına dağıtır. Burada kısa bir hatırlatma yapmak gerekir: İslami kesimler, Hz. Muhammed’in bu davranışını haklı çıkarmak adına şu savunmayı öne sürer: “Bu insanlar, Hz. Muhammed ile antlaşma yapmışlardı ancak Bedir Savaşı’ndan sonra antlaşmayı bozdular.” Dolayısıyla Hz. Muhammed haklıydı denilir. Oysa bu insanlar Medine’nin yerlileriydi; Hz. Muhammed ise şehre yaklaşık 20 ay önce gelmişti. Durum böyleyken, yabancı birinin yerlilerle pazarlık yapması zaten doğaya aykırıdır. Şöyle düşünelim: Bugün dünyanın en süper insanı kalkıp Türkiye’ye gelse, bir yıl sonra da “parçala yut” misali insanları rahatsız etmeye, öldürmeye, kadınlarını cariye yapmaya başlasa ve "Ben Tanrı’dan geliyorum" dese, kimse bunu kabul eder mi? Elbette etmez. Kaldı ki Hz. Muhammed onlara karşı olumlu bir şey de göstermemişti ki ikna olup inansınlar. O dönemde Hz. Muhammed’i fikren en çok zorlayan kesim Yahudilerdi. Kendisi de bunu bildiği için onları gelecekte potansiyel rakip olarak görüyordu. Hz. Muhammed’in durduk yere antlaşmayı bozması, çevrede hoş karşılanmıyordu. Bu nedenle önce ayetlerle zemini hazırlıyor, ardından da “Bu topluluğa güvenmiyorum, üzerlerine gidiyorum” diyerek harekete geçiyor. Oysa Yahudiler sayıca fazla değildi ve askeri anlamda büyük bir tehdit oluşturmuyorlardı. Ancak düşünce ve inanç bakımından daha elit bir grup oldukları için endişe uyandırıyorlardı. Bu konuda Hz. Muhammed’in Buhari’de geçen şu sözü oldukça dikkat çekicidir: “Yahudilerden sadece on kişi bana inansaydı, tüm Yahudiler inanırdı.” Bu durumu bildiği için onların kökünü kazımaya karar vermiştir. Yahudiler o dönem için gerçekten zorlu rakiplerdi. Örneğin Hayber baskınında Zeynep adında bir Yahudi kadın, Hz. Muhammed’i zehirli yemekle öldürmek ister. Hz. Muhammed ölmez ama bu zehir, onun iç organlarına zarar verir ve ölümüne kadar acısını çeker. Dudaklarında yaralar oluşur. Bu olay hem Buhari hem Müslim’de geçmektedir. Bu 14 asır önceki eylem bile o dönem Hz. Muhammed’in işinin ne kadar zor olduğunu gösterir. Yine, Hz. Muhammed’i eleştiren birçok Yahudi erkek ve kadın, onun emriyle öldürülmüştür. Bu da onun Yahudilere ne kadar öfkeli olduğunu gösterir. Yerine göre bunlara değineceğim. Örneğin: Ka’b b. Eşref, Ebû Afek, İbn Ebî’l-Hukayk gibi erkekler ile Asma bint Mervan gibi kadınların hepsi Yahudiydi ve Hz. Muhammed’in emriyle infaz edilmişlerdir. Hz. Muhammed, bu tehlikenin farkında olduğu için önce Benî Kaynukâ kabilesinin işini bitirmiş, ardından Benî Nadîr Yahudilerinin mallarına el koyarak onları da Medine’den çıkarmıştır. Zamanla hem bu grupları hem de Hayber’de yaşayan diğer Yahudileri hedef almış, en sonunda Fedek Yahudilerinin de işini bitirmiştir. Zamanı geldiğinde bunlarla ilgili ayrıca bilgi sunacağım. Konuya ilişkin Buhari’de geçen bir hadis de dikkat çekicidir: Ensar’dan bazı Müslümanlar, kendi masraflarını karşılasın diye gelir getiren hurmalıklarını Hz. Muhammed’e hibe eder. Buna daha önce kısaca değinmiştim. Ancak Hz. Muhammed, Benî Kureyza ve Benî Nadîr Yahudilerinin mallarına el koyunca, kendisine daha önce hibe edilen bu hurmalıkları sahiplerine iade eder. Ayrıca, Hayber Yahudilerinden alınan mallar sonrasında, Medineli Müslümanların daha önce Mekkeli Müslümanlara verdikleri mallar da iade edilir. Medine’den ilk sürülen Yahudi kabilesi işte Benî Kaynukâ’dır. Benî Kaynukâ baskınına gerekçe olarak gösterilen olay ise şudur: Müslüman bir kadın, bir Yahudi dükkanına gider. Orada bulunanlar kadınla alay eder ve bir şekilde kadının avret yeri açığa çıkar. Olayı duyan bir Müslüman müdahale eder, çıkan kavgada öldürülür. Bunun üzerine yukarıda anlamını verdiğim ayet iner: “Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını onlara bildir.” Hz. Muhammed, bu olay üzerine Yahudileri kuşatır, teslim alır ve yukarıda anlatıldığı şekilde Medine’den sürüp mallarına el koyar.1 point
-
@Emre_1974tr Bizim gibi dinsiz, inançsız insanlara bu konuları anlatmanın sana ne gibi bir faydası var? Yoksa, Müslümanlardan gelecek tepkilerden çekindiğin için sadece bize mi bu tür konuları açabiliyorsun? Hem bu Kuran’ın Allah’ı, inançsızlar yani mürted ve kafirler için demiyor mu: Onların kulakları var duymazlar, kalpleri var anlamazlar, ben onları cehenneme odun olsunlar diye yarattım diye? Senin Allah'ın, sakın ha onları tekrar Müslüman yapacağım diye uğraşmayın diyor. Peki sen şimdi "Bakın ben Kuran'da şöyle mucize buldum, bakın böyle mucizelerde varmış" diye konular açarak neyi amaçlıyorsun? Eğer amacın bizi tekrar Müslüman yapmaksa, bil ki o inandığın Allah’ın hükmüne karşı geliyorsun.1 point
-
RTE´yi eleştirenleri jez hızıyla tutuklanıp iddianame bile hazırlanmadan günlerce, haftalarca hapishanelere tıkıyorlar. Kendisi dünyanın en çok dava açan siyasetçisi ünvanına sahiptir. Guinness Rekorlar kitabına girmeyi çoktan haketti zaten. Muhammed´i, RTE ´nin 1000 katı olarak düşünün. Ulu orta sesli olarak "Hz." eklemeden Muhammed demeye kalkarsanız, en basitinden okkalı bir küfür yersiniz. Hatta eşek sudan gelinceye kadar dayak yeme olasılığı bir hayli yüksektir.1 point
-
Şöyle düşünün; birisi/birileri bir masal anlatıyor. Gayet akıcı bir şekilde anlatıyor bir şeyler. Hatta bazı somut rakamlar bile veriyor. Aradan yüzyıllar geçiyor, başka birisi/birileri çevresinde duyduğu ve herkesin bildiği bu masala sahipleniyor. Sahiplendiği yetmiyormuş gibi, masalı darmadağın ediyor ve bir hayli muğlaklaştırıyor. Sonra yine yüzyıllar geçiyor... Bazı çokbilmiş Müslümanlar "Efendim, birinci masal işe yaramaz, çünkü hatalı." minvalinde kendi kendine gelin güveyi oluyor. İşin özü bu aslında. Kıssadan hisse: Dinlerde ve kutsal kitaplarda imansızlar daima zararlı çıkıyor.1 point
-
İmansızlara katliyam var mı? Var. Sırf inanmıyorlar diye, öldürülüyorlar. Sana onların çocuklarına ne olduğunu sorduk, susup kaldın. E, tabii. Cevabı belli, dii mi? Yazsana şuraya, görelim bakalım kim acizmiş! Yüz kızartıcı olayları bile güzel gösterme derdindesin. Tüm mesele bu aslında. Gerisi hikaye!1 point
-
Saçmalıyorsun yine. Yazın baştan sona saçma sapan. Çünkü işine gelmeyenleri yazmıyorsun. Hud 42-43 yazıyorsun, ama nedense 40-41 es geçiyorsun. Bunu neden yaptğını ben biliyorum merak etme. Artı; soruları cevaplamadın, anlatmadın. Sorular orada duruyor hâlâ! Şöyle yapalım derim ben: Soruları es geçme, kendini bir şey sanma. Bana link falan verme, soruları teke tek cevapla. Bilmediğin soruları, "bilmiyorum" diye yanıtla, ki ne kadar bildiğini herkes görsün!1 point
-
Fazla söze gerek yok aslında. @Emre_1974tr işine gelmeyen şeylerden daima uzak durur. Kör ve sağırları oynar. Son iletisi bunun kanıtı niteliğinde. Sanki kitabındaki insanlık dışı vukuatlardan haberimiz yok. İmanlıysan kıyak var, diğer durumda ise hakaret var, aşağılama var ve katliyam var. Tanrısının bu dünyada katliyam yaptığı ve sınavları devre dışı bıraktığı yetmiyormuş gibi, bir de bizim gibi imansızlara tahtalı köyde kebap işkencesi var. Suçumuz neymiş, efendim? İman, biat etmiyormuşuz. Saçmalığa bakar mısınız! Bildiğimiz şeyleri saptırıp/çarpıtıp bize satmaya kalkma. Senin gibilere bizim diyarda gülerler.1 point
-
Ayette bütün cinslerden diyor. Her zamanki gibi sallıyorsun. (Hud 40.Ayet)1 point
-
Hadi oradan, korunmuş...muş. Sanki kendi gözlerinle gördün, diii mi?! Ha bire kaçıp muğlak konuşuyorsun. Hiçbir şey bilmiyorsun, bu kesin. Sadece biliyormuş gibi yapıyorsun. Nerenin kara hayvanları, isimleri, cisimleri ve sayısı? Hangi bölge? Kaç insan ve hayvan gemiye bindi? Boğulan insanların çocuklarına n´oldu? Geminin büyüklüğü ne kadardı? Araç diye gevelemistin. Ne iştir o? Senin gibi yüzsüzleri çok gördüm ben. Dininiz imanınız muğlak konuşmak! Şunu kulağının arkasına yaz: Kitabında dünya kadar intihal var, hem de en kötüsünden. Hem eskilerin masallaını çalmış, hem de çaldıklarını çorbaya çevirmiş. Sen de gelmişsin buraya, bu sahtekârlığı sanki ulvi bir şeymiş gibi lanse ediyorsun. Taptığın tanrının katliyamlarını utanmadan sıkılmadan ve yüzün hiç kızarmadan pazarlamaya çalışıyorsun.1 point
-
Zaten Muhammed´e "Hz." (saygıdeğer, yüce anlamında) kulpunu takanlar sadece Müslüman Türklerdir. Araplar ise ona Rasullah (Allah´ın elçisi) veya Nebiyullah (Allah´ın peygamberi) olarak hitap eder. Muhammed adını telafuz etmezler. Da, görüldüğü üzere bizim çok bilmiş Türkler, Araplardan daha fazla Muhammed´i yüçeltmişlerdir. Madem saygı duyacaklar, neden "Sayın Muhammed" olarak hitap etmezler? Hrıstiyanlar, İsa´ya sadece "İsa" der. Ne önünde ne de arkasında herhangi ekleme olur. Doğru olan da budur aslında.1 point
-
Hiçbir yasak olmamasına rağmen, günümüzde Muhammed´in yüzünü açık bir şekilde resimleyenlere Sünni diyarında iyi gözle bakmazlar. Zamanında bu zat peçeyle mi dolaşıyordu veya yüzünü mü gizliyordu? İslam dünyasında daima var olan yasakçı bir zihniyetin dayatmasından başka bir şey değil. Sanki yüzünü göstermeyince daha çok mu kutsallaşıyor veya değere biniyor?!1 point
-
Kaç kişi kurtuldu ve kaç kişi inanmadığı için boğuldu? Boğulan yetişkinlerin de çocukları vardı muhtemelen. Onlara n´oldu? Adamsan ve göya çok bilgiliysen rakam verirsin. Geminin büyüklüğü ne kadardı ve gemiye kaç kişi ve hayvan sığabiliyordu? Bilmiyorsan, "Bilmiyorum" demelisin. Araç neyin nesi? İnsanlar, hayvanlar ve araçlar, öyle mi? Şimdi bana geminin büyüklüğünün Titanik kadar olduğunu iddia etmezsin herhalde. Sen şu rakamları hele bir ver; o zaman geminin ne kadar büyük olması gerektiğini hesaplarız. Ha bu arada kurtulan imanlılar(!) ne kadar süre gemide kalmışlar? Öyle ya bunların yemesi, içmesi ve sıçması var. Hayvanların poku çok olur, ki köyde doğdum. Kokudan burnunuzun direği yıkılır, böyle bir şeydir. Yani vardır bir bildiğim. Bu arada İsa´nın babasının ismini de senden bekliyoruz. Zor bir soru değil aslında. Anasının adını ha bire söyleyenler, babasına gelince sus pus oluyorlar. Dindarlar diyarında kocaman bir sessizlik başlıyor. Evet; babası kimmiş? Her zamanki gibi kaçmak yok ve kaçamak yanıt vermek yok.1 point
-
https://haber.sol.org.tr/haber/savcilik-sacmaladi-suclamada-karikaturde-sehrin-bombalanmasindan-hz-muhammed-ile-hz-musa https://www.diken.com.tr/imamoglu-lemani-kinadi-provokasyon-uyarisi/ https://www.diken.com.tr/lemani-kinama-kervanina-yavas-da-katildi-milyonlarca-insanimizin-kalbini-kirmistir/ https://www.diken.com.tr/chpli-koksal-leman-karikaturunu-kinadi/ Bütün bunlara uyan "Balık baştan kokar" diye atasözümüz var.1 point
-
Gözdağı vermek için muhtemelen bir kaç kişi hapise atılacak ve Leman dergisinin kapısına kilit vurulacak. Mahkeme başlamadan, RTE yine her zaman olduğu gibi hedef gösterdi. Savcılar da kukla gibi onun her dediğini yerine getiriyor. Öyle bir ülke ki, mizah/espri diye bir şey kalmadı.1 point
-
1 point
-
Karanlık orman teorisi tam olarak bu işte. Diyelimki bir Radyo sinyali aldık ve bu sinyal belli ki akıllı yaşam ürünü. Cevap vermeli miyiz vermemeli miyiz? İşte bütün mesele bu zaten. Cixin Liu 3 Cidim Problemi adlı eserinde tam olarak bu konuyu ele alıyor. Proxima Centauri den bize doğru istila amaçlı yola çıkan uygarlığı karanlık orman yöntemi ile tehdit ederek caydırıyor. Diyor ki onlara; eğer bize saldırırsanız yerimizi tüm evrene belli ederiz. (Tabi bunu demeden önce 50 ışık yılı mesafedeki bir yıldızı evrene işaretliyor... İşaretlemeyi yaptıktan bir süre (100-150 yı)l sonra o yıldız belirsiz bir medeniyet tarafından yok ediliyor. Bunu gelen medeniyete bildiriyoruz. Eğer saldırırsanız bu sefer kendi yıldızımızı işaretleriz, bizi siz yok edeceğinize hem sizi hem bizi daha teknolojik bir uygarlık yok eder diye tehdit ediyoruz) Ve onlarla bir anlaşma yapıyoruz falan. Çok acayip bir kitap serisi. Kesinlikle tavsiye ederim.1 point
-
1 point
-
Geçen gün markete uğradım. Yeni bir ödeme kasası daha yapmışlar. Orada kendin ne aldıysan onları kendin bilgisayara yüklüyorsun. Kendin tartıyorsun ve nihayet kendin parasını veriyorsun. Seni kontrol eden yok. Ben yapmaya cesaret edemedim.1 point
-
Kriz geçiririm. Bankalarda artık memur çalışmıyor. Olsada internet yok derler maaşımı ödemezler. Marketlerde kart ile ödemeye alıştı nakit versem üstünü vermezler bozuk para yok diye.1 point
-
Jebel Irhoud'da (Fas) bulunan yeni fosiller ve taş aletler, modern insanın Afrika'da yaklaşık 300.000 yıl önce ortaya çıktığını kanıtlıyor. Bu fosiller bugüne kadar bilinen en eski buluntulardan yaklaşık 100.000 yıl daha yaşlı olmakla beraber Homo sapiens'in erken bir evrimsel aşamasında görünüm ve davranıştaki önemli değişiklikleri belgelemektedir. Kaynak: https://www.mpg.de/11820357/mpi_evan_jb_20171 point
-
1 point
-
Bak Ara. Çok uzun olduğu için, bir şey bakacaksan bunun içinde araman lazım.1 point
-
1 point
-
Takdiri ilahi. Bunu daha önce inceledik. Allah takdir yetkisini (güya) lanetlediği yahudilerden yana kullanıyor. Sen atmadın o attı. İsrail atıyor, Allahın yardımıyla bütün Hizbullah liderleri ölüyor. Mesela orada Allah takdir yetkisini Hizbullahtan yada hamastan yana kullanabilir, İsrail ıskalayabilir, swink olabilir. Ama Allah öyle uygun gördüğü için bütün atışlar tam isabet, smack! Sen atmadın o attı. Hizbullah yada hamas saldırdığında bu sefer aynı Allah takdir yetkisini defanstan yana kullanıyor. O atmadı sen attın ıskaladın. Niye dikkatli atmadın. Açıkça görülmektedir ki Allah yahudidir. Yani gerçek Tanrı yahovadır. Yahudiler diğer insanların uyanıp Yahudi olmaması için, yani yahovanın, yani gerçek ilahın yardımına ortak olmasınlar diye fake dinler olan Hristiyanlık ve İslamı piyasaya sürdüler. Böylece var olmayan God ve Allah tan yardım beklerken ölüp gidiyorlar. Öte yandan doğru tanrıya inanan Yahudi atıyor, dua ediyor, yahova anında kabul ediyor ve direk hit! Müslüman atıyor ve dua ediyor. Aradığınız Allaha şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. (Daha sonra da denedi yine ulaşamadı) Yahudi wins! Özetle God ve Allah yahovanın fakesidir, spamıdır. Dikkate almayınız. 😎1 point
-
Bu konuyu açanlar tavsiye istiyor. Kendimce bir tavsiye vermeye çalışayım. Sevgili yapmak istiyorsanız, üç şeye ihtiyacınız var. Bir, iyi bir dış görünüş. İki, girişken veya cesur olmak. Üç, ezik gibi görünmemek ve davranmamak. Aynen katılıyorum. Çok kötü durumda insanlar var. Bende bir ara boyuma takmıştım. Bir 10 cm daha uzun boylu olmak isterdim.1 point
-
Sevgili yapmak isteyen bir erkeğin ilk yapması gereken cesur olmaktır. Bu olmadan en ufak bir ilerleme kaydedemez.1 point
-
Ey oğul kitabına baktım. Rıza: Allah'ın bir kulun davranışlarından memnun olması, hoşnut olması anlamına gelir. Hilaf: Karşıtlık veya aykırılık anlamında kullanılır. İlim olarak din bilgilerine önem vermeyi öğütlemiş. Gramer aruz şiir astronomi tıb belagat mantık kelam vb şeyleri Allah'ın rızasına uymayan konular olarak görmüş. Kitaplarında bilim ile ilgili konularda göremedim.1 point
-
- Muhakkak bilmek lâzım ki, Kur'ân-ı Kerim'den maksat, onu okumak değil, ona uyarak iş yapmaktır. Okumak ise akılda tutmak içindir. Akılda tutmak da yapmak içindir. Emirlerine uymadan Kur'ân-ı Kerim okuyan, efendisinden mektup alıp, mektupta yapması gereken işler bildirilen bir kölenin, bir yere oturup, mektubu yüksek sesle okuması, sözleri gayet düzgün ağzından çıkarması ve fakat emirlerden hiçbirini yapmaması gibidir. Şüphesiz azarlanmaya ve cezaya müstahak olur.1 point
-
- Cuma günü büyük bir gündür. Fazileti çoktur. Mü'minlerin bayramıdır. Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «Özürsüz üç cumaya gelmeyen, İslâmı arkaya atmış ve kalbi pas tutmuştur» (2). Hadis-i şerifte bildirildi: Allahü Teâlâ her Cuma günü Cehennem ateşinden altıyüz bin kişi azad eder». Resülüllah (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «Her gün güneş zevâl vaktinde iken Cehennemi parlatırlar. Bu vakitte namaz kılmayın. Yalnız Cuma günü kılınız ki, o gün Cehennemi parlatmazlar». Yine buyurdu: «Cuma günü ölene, şehid sevabı yazılır ve kabir azâbından hariç tutulur»1 point
-
Sakal bırakmada mekruh olanlardan bazıları... - Kadınların gözüne güzel görünmek için, sakalını makasla güvercinin kuyruk tüyleri gibi kesmek. - Yeni delikanlı olmuş ve yüzünde henüz sakal bitmemiş gençlere benzemek için sakalını kazımak. - Sakalından beyaz kılları koparmak, ihtiyarlıktan utanmaktır. - Gözünün siyahlığı veya sakalının beyazlığı ile gururlanmak. Allahü Teâlâ, kendini beğenenleri sevmez. - Kırmızıya veya yeşile boyamaktır.1 point
-
Sebeplerden biri paralel bir ikinci ordu olan Devrim Muhafızları’dır. Vatanı değil, iktidarı korumaya adanmış bu yapı, asıl ordudan daha fazla kaynağa ve yetkiye sahiptir. Kimi alaylı, kimi İran-Irak Savaşı'ndan tecrübeli olan mensuplarının ortak noktası, aynı siyasi görüşe hizmet etmeleridir. Ancak kurmay zekasından yoksundurlar.1 point
-
Mirasta bilhassa kadınlara çok haksızlık yapılıyor. Efendim; erkeğe 2 pay, kadına 1 pay olacakmış..mış. Efendim; çünkü erkek evin reisiymiş...miş. Kadını mutfağa sokmuşsun, onu doğurma makinesi olarak görmüşsün. Elinin körü; o devirde olabilir tabii. Ne de olsa, cahillik diz boyu. Da, "Hani bu kitap evrenseldi ve tüm zamanlara hitap ediyordu?" diye sorarlar ama. Ben hep sordum, soruyorum ancak mâlum sözde tanrıdan çıt yok. Günümüzde de aynı ilkelliği kadınlara yapmaya çalışıyorlar. Da, aklı başında olan kadınlar bunu kabullenmez ve ortalığı velveleye verirler. Çünkü günümüzdeki kadınların erkeklerden az kalır bir tarafları yok ve tek başına veya eşiyle beraber para kazanıp ailesini geçindiren kadınların sayısı günden güne çoğalıyor. Gidişat böyle devam ederse ve erkeklere yarım pay verilse yeridir, diyecem de, demiyorum tabii. Hukuk karşısında gerekli olan eşitliği kaşarlı dindarlara anlatamazsınız.1 point
-
1 point
-
Şimdi yazacaklarım biraz ağır olabilir... Bu lafları bir yerden tanıyor gibiyim. Neyse; bana kalırsa kendini acındırmak istiyor gibisin. Senin sorunun yok demiyorum, da, forumlarda ne tür çözüm bekliyorsun ki? Şimdi sana "Beterin beteri var," desem, yine de dertlerin son bulmayacak. Halbuki harbiden senden daha kötü durumda olanlar var ancak bu yalın gerçek sana yaramıyor. Hayat dedikleri bu işte. Gaddar ama gerçek. Hep böyleydi zaten. Yine de şanslı sayılırsın, çünkü kendi kıçını silemeyen insanlar var. Hasılı sosyalleşmek senin elinde olan bir durum, ki bana "Yapamıyorum, edemiyorum" falan deme. Öyle insanlar var ki, hayatta o kadar darbe almalarına rağmen hiç pes etmemişlerdir. "Demesi kolay," dediğini duyar gibiyim. Haklısın, laf etmek kolaydır. Zor olan onu icraate geçirmektir.1 point
-
0 points