Jump to content

Canlılık Nedir ve Neden Vardır?


haci

Recommended Posts

Sen aklını dinle ve Tanrı ile bozmuşsun.

Sanki başka alternatifler yokmuş gibi..

Uyan artık.. Ben dindar, teist falan değilim.

Yine ayni alinganlik.

 

Ben sana, senin  "dindar/teist" olduguna dair bir yazimda mi bulundum?

 

Aslinda "senin aklini din/tanri ile bozdugun" yukardaki mesajindan belli.

 

"baska alternetifler" derken, neyin alternatifleri?

 

Metafizik naturalizmin alternatifi, yontemsel naturalizmdir.

 

Bu da zaten bilimsel yontemi isaret eder ve icerir.

Link to comment
Share on other sites

  • Replies 92
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Yine ayni alinganlik.

 

Ben sana, senin  "dindar/teist" olduguna dair bir yazimda mi bulundum?

 

Aslinda "senin aklini din/tanri ile bozdugun" yukardaki mesajindan belli.

 

"baska alternetifler" derken, neyin alternatifleri?

 

Metafizik naturalizmin alternatifi, yontemsel naturalizmdir.

 

Bu da zaten bilimsel yontemi isaret eder ve icerir.

Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar.

 

Bu tümce kime ait?

Sen başkalarının bir Tanrı aradığını falan sanıyorsun.. Arayan sensin aslında.

Link to comment
Share on other sites

Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar.

 

Bu tümce kime ait?

Sen başkalarının bir Tanrı aradığını falan sanıyorsun.. Arayan sensin aslında.

Bana ait tabiki.

 

Iyi de bu cumlenin sana yonelik yazildigini, cunledeki hangi ifadeden cikarioyorsun?

 

Senin adin mi geciyor, ya da "sun" icerikli sana yonelik bir ifade mi var?

 

Dedim ya, "yarasi olan gocunur"

 

"Benzin istasyonunda sigara icilmez" yazisinin anlami nedir ve neden yazilir?

 

Ayrica kim bu "baskasi?"

 

Benim tanri arayip arasmadigima gelince, ben ihtiyac duymadigim bir seyi aramam.

 

Bunu da yeri geldiginde her daim yazilarimda ortaya koyarim.

 

Ya da sen kendi disinda duinyada mevcut oilan her bir insanoglunun avukati misin da, onlar adina konusuyorsun?

 

Ben sadece gozlemimi dile getiriyorum.

 

Dunyada kimlerin tanri aradigi ya da buldugu ise ortada.

 

Kimi bunu alisilagelmis olarak, kimi cikari olarak, kimi politik olarak, kimi de farkinda olmayarak yapiyor, zaten.

 

Tanri aramamak "ben aramiyorum" demek ile olmaz.

 

Bir kisinin tanrisini arayip aramadigi zaten dusunce ve davranisi ile gozleme yansir.

 

Kisi bunun bilincinde de olabilir, olmayasbilir de.

Link to comment
Share on other sites

Sapkın bir ifade içermesi için cümlenin bana yönelik olmasına gerek yok.

Bu cümle sana ait.. Senin düşüncelerini belirtiyor. Sen böyle düşünüyorsun..

Evet ben boyle dusunuyorum ve bu dusuncemin gercekligini de gozlemliyorum.

 

Senin bu konuda bir dusuncen ya da bilgin olmamasi da sadece benim dusunceme "sapkin" demekten ve yasama gozlerini kapamaktan ya da kendini kandirmaktan geciyor.

 

Ustelik baska kitle platforumlarinda "tanrisini arayanlar/bulanlar" ile tartisarak ve kendi kendine celiskiye duserek.

Link to comment
Share on other sites

Senin bu konuda bir dusuncen ya da bilgin olmamasi da sadece benim dusunceme "sapkin" demekten ve yasama gozlerini kapamaktan ya da kendini kandirmaktan geciyor.

 

Ne biliyorsun o konuda bir düşüncemin veya bilgimin olmadığını?

Yine fodulluk yapıyorsun.. Kendi kendine bir takım sonuçlar çıkarıyor, yalan yanlış yorumlar yapmada israr ediyorsun.

Link to comment
Share on other sites

Ne biliyorsun o konuda bir düşüncemin veya bilgimin olmadığını?

Yine fodulluk yapıyorsun.. Kendi kendine bir takım sonuçlar çıkarıyor, yalan yanlış yorumlar yapmada israr ediyorsun.

Olsa idi ortaya koyardin.

 

Ayrica ikinci satirda, yine kendi ozelliklerini desifre etmissin. 

 

Evet, benim cumlem burda;

 

Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar.

 

Nedir ve nedendir bu cumleye itirazin?

Link to comment
Share on other sites

Ben o cümleye itiraz mı ettim?

O cümle senin düşüncelerini belirtiyor.

Sen o cümle ile kendi özelliğinden bahsediyorsun ve bize kendini ifşa ediyorsun.

Seni bize tanıtan gayet de yerinde bir cümle.

Ben o cumlede "kendimi belirten" bir yer bulamadim, sen nerde buldun?

 

Ayrica ben kendim ile ilgili yazdigimda, birinci tekil sahis kullanirim.

Link to comment
Share on other sites

Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar.

 

Sen insanoğlu değil misin?

Ya da akılsız mısın?

Sorularin hic bir anlami yok.

 

Cunku;

 

Dialog kurabiliyorsak, hepimiz insanogluyuz ve hepimizin de akli var.

 

Ustelik benim planlayicim, programlayicim, tasarimcim v.s. kendi aklim.

 

O yuzden de baska akil aramiyorum ve ihtiyacim da yok.

 

Demek sen okudugunu da algilayamiyorsun.

 

Eger bunun insanogluna ait oldugu algiulanmazsa da, o zaman ister istemez, akil; kendine bir tasarimci, planlayici, programlayici v.s. arar.

 

Bak cumleyi daha iyi algilayasin diye de renklendirdim.

Link to comment
Share on other sites

  • 6 sene sonra...

Bence canlı cansız diye ayıramayız. Varlık bir bütündür. Atomun da secici davranışları vardır. Enerji de seçici davranır. Tıpkı insan gibi güçlü ve zayıf yönleri vardır.  Koordine olabilirler veya tepki verebilirler.

İnsan büyük bir molekül gibidir. Ancak diğerlerinden bağımsız değildir. Çevre şartlarından ve beslenme şeklinden etkilenir. Her reaksiyonun gerçekleşme ortamı olduğu gibi insan molekülünün de gerçekleşme ortamı vardır. Diğer varlıklar gibi.

Link to comment
Share on other sites

Canlılığın neden var olduğu sorusu güzel olmasına rağmen, dinsel yanıtları bir kenara bırakırsak, tatmin edici bir cevabını vermek de bir kadar zor. Belki de bir zorunluluktur, çünkü maddenin en küçük parçalarının tek başına hal ve hareketi başka olabilirken, bu parçaların bir araya gelmesi sonucu oluşan hal ve hareketi ise bambaşka.

Tek bir parçacığı kimse pek önemsemezken, dünyadaki evrimin bir bakıma doruğu olan bizlerin ve  bizleri biz yapan milyarlarca parçanın bir araya gelmesi sonucunun nihayetinde,  çok karmaşık bir şey olan farkındalığın farkında olmaya potansiyeli ortaya çıkmıştır. 

Peki, canlılık nedir?  Bence iki parçacığın muhabbeti. :D

 

Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra...

Canlı cansız ayrımını yaratan tek fark hareketten çıkıyor.

Cansızların davranışı dış etkenlerle olur ve geometriktir.

Yani bir basket topu fırlatıldığında geometrik olarak hareket eder.

Bu geometride ortaya başka unsurlar çıkarsa, duvar taş vs gibi, hareket onlardan yön olarak etkilenir ama yine geometriktir.

Dikey, yatay, ileri, geri, düşey vs gibi.

Çünkü uzay böyle.

 

Ama canlılar farklı.

Üzerlerinde her zaman bir miktar depolanmış enerji olur ve bu enerjiyle geometrik olmayan, öngörülemeyen hareketler yaratırlar.

Duvarı gören bir topun yolunu duvara gelmeden değiştirmesi gibi.

Canlılarda tespit edebildiğim ve kesinlikle kural, formüldür bu diyebildiğim iki tane unsur var.

1- Bir miktar depolanmış enerji (yaşam, hayat işte)

2- Bu depolanmış enerjiye komut veren bir çip (merkezi sinir sistemi, beyin vs)

 

Bu iki unsur bir şeyi canlı yapan kesin formüldür bana göre.

Bu ikisi olmadan canlı diyemeyiz.

 

Ancak davranış hızları ve özellikleri bazı türlerde değişebilir.

Bitkiler, bakteriler, böcekler kolektif hareket ederler.

 

Çok uzun yıllardır bunu nasıl başardıklarını anlamaya çalışıyorum.

Kendinizi bir hayal edin, bir milyon birimli bir kalabalık içindesiniz ve ben yaşamalıyım güdüsü sizde yok.

Ben var olsam da bir var olmasam da bir durumu var ve bu tamamen sıradan, büyük bir olay değil.

 

Bunu çözemiyorum bir türlü.

Nasıl oluyor da tekli bireylere ayrılmış bir kitle "ben merkezci" sübjektif algıdan kurtulmuş?

Onlar bundan kurtulmuş var oluyorlar, neden memelilerde yok bu?
 

Sürü, grup, aile kavramlarını örnek vermeye kalkmayın, bu öyle bir şey değil.

 

Nasıl oluyor da "ben" ile "ben olmayan başka bir şey" eşitleniyor algılarda?

 

Link to comment
Share on other sites

On 18.12.2021 at 13:19, Ateist-Bakış yazdı:

Canlı cansız ayrımını yaratan tek fark hareketten çıkıyor.

Cansızların davranışı dış etkenlerle olur ve geometriktir.

Yani bir basket topu fırlatıldığında geometrik olarak hareket eder.

Bu geometride ortaya başka unsurlar çıkarsa, duvar taş vs gibi, hareket onlardan yön olarak etkilenir ama yine geometriktir.

Dikey, yatay, ileri, geri, düşey vs gibi.

Çünkü uzay böyle.

 

Ama canlılar farklı.

Üzerlerinde her zaman bir miktar depolanmış enerji olur ve bu enerjiyle geometrik olmayan, öngörülemeyen hareketler yaratırlar.

Duvarı gören bir topun yolunu duvara gelmeden değiştirmesi gibi.

Canlılarda tespit edebildiğim ve kesinlikle kural, formüldür bu diyebildiğim iki tane unsur var.

1- Bir miktar depolanmış enerji (yaşam, hayat işte)

2- Bu depolanmış enerjiye komut veren bir çip (merkezi sinir sistemi, beyin vs)

 

Bu iki unsur bir şeyi canlı yapan kesin formüldür bana göre.

Bu ikisi olmadan canlı diyemeyiz.

 

Ancak davranış hızları ve özellikleri bazı türlerde değişebilir.

Bitkiler, bakteriler, böcekler kolektif hareket ederler.

 

Çok uzun yıllardır bunu nasıl başardıklarını anlamaya çalışıyorum.

Kendinizi bir hayal edin, bir milyon birimli bir kalabalık içindesiniz ve ben yaşamalıyım güdüsü sizde yok.

Ben var olsam da bir var olmasam da bir durumu var ve bu tamamen sıradan, büyük bir olay değil.

 

Bunu çözemiyorum bir türlü.

Nasıl oluyor da tekli bireylere ayrılmış bir kitle "ben merkezci" sübjektif algıdan kurtulmuş?

Onlar bundan kurtulmuş var oluyorlar, neden memelilerde yok bu?
 

Sürü, grup, aile kavramlarını örnek vermeye kalkmayın, bu öyle bir şey değil.

 

Nasıl oluyor da "ben" ile "ben olmayan başka bir şey" eşitleniyor algılarda?

 

Ben bu görüşe katılmıyorum , sen kendi yaşam aralığına göre yorum yapmışsın. Yani yaşamı kendinle referans almışsın. Halbuki insanın ömrü bir kıtanın yada ormanın doğal hareketine oranla çok kısadır. Bizim canlı kalmamız da doğanın bu uzun ömürlü hareketine bağımlıdır.

İnsan ile basket topunu kıyasladığımızda da aynı sonuca varırız. İkisi de üzerindeki enerjiyi çevresindeki doğal dengeye göre kullanır. Basket topuna vurduğunuzda hep aynı periyodu takip etmez. Her sektiğinde farklı bir rota izler. Bunun sebebi üzerindeki enerjiyi her zıplama sonrasında çevreye göre yeniden ayarlamasıdır.

 

İnsan da aynen böyle. Yaşam enerjisini her gün çevresel belirleyici etkilere göre değiştiriyor.

 

Bizim cansız dediğimiz varlıkların bizden farkı çok uzun ömürlü olmalarıdır. Yada tam gözlem yapamamamızdır. 

 

Link to comment
Share on other sites

4 hours ago, Kafir İmam said:

Her sektiğinde farklı bir rota izler. Bunun sebebi üzerindeki enerjiyi her zıplama sonrasında çevreye göre yeniden ayarlamasıdır.

 

 

Sekmeler, yüksekliği, hepsi azalma eğiliminde.
2 sekmesi farklıyken üçüncü sekmesini onlardan daha farklı ayarlayabilen bir cansız varlık yok.

Hem basket topunun sekme konusunda yer çekimine direnebileceği hiç bir şey yok.

Geometrik olmayan harekete sahip bir cansız yok.

Kuvvetlerin doğası bu.

 

Bunu bozan tek varlık var. O da canlılar.

Bir merkezi işlem birimi olur hepsinde, biraz da şarj.

Kendilerini şarj edip süreklilik sağlamazlarsa, merkezi işlem biriminin kütle kontrolü kaybolur.

 

Cansızlarda yok bu.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...
On 22.12.2021 at 15:41, Ateist-Bakış yazdı:

Sekmeler, yüksekliği, hepsi azalma eğiliminde.
2 sekmesi farklıyken üçüncü sekmesini onlardan daha farklı ayarlayabilen bir cansız varlık yok.

Hem basket topunun sekme konusunda yer çekimine direnebileceği hiç bir şey yok.

Geometrik olmayan harekete sahip bir cansız yok.

Kuvvetlerin doğası bu.

 

Bunu bozan tek varlık var. O da canlılar.

Bir merkezi işlem birimi olur hepsinde, biraz da şarj.

Kendilerini şarj edip süreklilik sağlamazlarsa, merkezi işlem biriminin kütle kontrolü kaybolur.

 

Cansızlarda yok bu.

Bu da farklı bir bakış açısı elbette , ama canlilardaki enerji aktarımı da azalma eğiliminde, omur boyu yaşam enerjisi azalırken ortaya koyduğu ürünler de azalıyor. Daha az verimli hale geliyor. Enerjisini aktarırken yaptığı işten fazlasını da doğaya veriyor. Örneğin insanın bir araba yapabilmesi için ne kadar nesil geçmesi gerekti kimbilir. Veya bir araba almak için nelere katlanıp para kazanıyorlar. Sonra aldıkları da eskiyip yeniden doğaya karışıyor.

 

Yani doğa herzaman daha fazlasını alıyor öyle yada böyle.

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...