-
İçerik sayısı
3.544 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
391
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by evrensel-insan
-
Nedir iceride tutuklu olanlarin isledigi suc? Ortaya koy. Sonra da delillerini ortaya koy.
-
Burada algilanmasi gereken onemli bir nokta var. Kimse kimseye sunu bunu istiyor v.s. diye yanasmiyor. Burada olmayan hukuk, yargi ve her turlu oynanan oyun uckagit, duzmece yalan dolan v.s. kisaca POLITIK BIR YARGI soz konusu. Karsi cikilan da bu. Yoksa devlet ve hukumet olarak hukuku adaleti v.s. iceren suc olan bir yargi olsa ortada, kimsenin buna bir diyecegi yok. Burada konu yarginin adaletin mahkemenin savununun v.s. olmamasi, aksine tamamen POLITIK BIR DUZMECE OLMASI. Karsi cikilan da bu. En basitinden soralim. Nedir bu iceride suclanamadan tutulan kisilerin isledigi ve ispatlanmis sucu?
-
AKP ve Biat Eden Genclik/Sorgulayan-Yaratici ve Cagdas Genclik
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Genel
Peki Gezi Parkı eylemlerinde aktif rol oynayan gençlerin ekserisi demokrat ve özgür düşünceli bireyler midir? İşte bu sorunun cevabı net olarak ''HAYIR''dır. Demokrat ve ozgur bireyden ne algiliyorsun? Ayrica "ozgur dusunceli" sence ne demektir. Buradaki "ozgurluk" politik temeldeki liberty degil; etik temeldeki freedomdur. O yuzden bu gencler birey bilinci ve farkindaligi olarak kendi hak ve ozgurluklerinin mucadelesini verirken, verenlere destek ve verilmesi icin de mucadele veriyorlar. Eylemlerde çok farklı düşünen insanlar vardı. Ve onlar bazı kesimlerin ''hareketi sahiplenme'' saçmalığından oldukça rahatsız oluyordu. Mesela ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' sloganları eşliğinde yürüyen eylemciler, AKP'ye karşı olan ama kemalist olmayan kesimlerin desteğini kaybedebilir. Bir komünist, bir liberal, bir anarşist veya ideolojilerden tamamen özgür bir birey kimsenin askeri olmayı kabul etmeyecektir. Meydanlardakilerin bir kısmının özgürlükten ziyade, kendi ideolojilerini topluma dayatabildikleri eski ortamlarını arzuladıkları belirginleştikçe işin rengi değişecektir. Butun bunlar birey bilinci almamis bir beynin zihniyetidir. Zaten hak ve ozgurluk taleplerinin farkliliginin bir nicelik olarak birlesebilmesi hareketin bir politik temeli olmadigini gosterir. Evet herkesin kendi politik/ideolojik bir inanci savundugu olabilir. Burada onemli olan herkesin herkesin savunduguna saygi gostermesi ve bunu one cikarmak yerine; yok edilen hak ve ozgurlukler icin ortak mucadele vermektir. Komünist partilere göre halk sosyalizm; kemalist partilere göre halk kemalizm; liberal partilere göre halk liberal demokrasi istediği için sokaklara dökülüyordu. Oysa asıl olayı göremediler: Siyasi ideolojileri ön plana çıkardıkça AKP karşısında birleşen kalabalıkları böldüler ve yine kaybettiler... Burada da algi yanilgisi var. Cunku hak ve ozgurluk arayan genclerin ve direniscilerin ortak noktasi bu, bunun ustune oturmak isteyenler olabilir. Yalniz kimse oturamaz. Cunku bu bir halk direnisidir ve halkin her turlu etik farkini bunyesinde barindirmaktadir. Zaten birey bilinci de apolitik olma adina budur. Cunku burada kimse kendi ideolojik politik inanci adina kimseyi yonlendirmemekte, ustelik herkes herkesin farkini saygi ile karsilamaktsadir. Bu tum etik degerler icin gecerlidir. Ister milli etnik kokensel, ister dini inancsalister ideolojik dogrusal. -
Diktatorun "Farkli" Ideolojisi/Politikasi
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Politika
Guzel bir yaszi. Soyle bir soru soralim. Eger birey bilincine erismis bir kisi, beyninde sorgulayarak ve numenal insanlik dusunce ve davranisini kazanma yolunda bir sorun oldugunu alguilayarak, kendisini devrimci sorgulama ile psikolojik ve sosyal siddet uygulamadan arindirir ve bunun insanlik adina yanlis oldugunun bilinc ve farkina varirsa; ayni kisi otomatikman olarak fiziksel siddetten de arinabilir mi, yoksa bunun icin farkli bir sorgulama ve bilinc mi gerekir? Sorgulama ve beyni kurtarma acisindan ilk sorun olarak algilanilacak ve bilince cikarilabilecek olan siddet cesidi hangisidir ve neden? Burada bireyin yaptigi siddetin farkina ve bilincine varmasinin algi ve bilgi duzeyi onemlidir. Sonucta toplumu sadece kendi politik/ideolojik inandiklari izmleri ile yonlendirmek isteyen her turlu guce otoriteye ve iktidara ihtiyac duyan hareket, zaten bu siddetin ucunu de "kendi ideolojik/politik dogrusuna karsi cikan" uzerinde uygular. Yani bu hareketler niteligi sadece kendi inandiklari dogruyu empoze etmekte bulurlar ve sosyo-psikolojik bilinc farkindalik ve algilari yoktur. Sadece nicelik olarak toplumu algilarlar ve kendi dogrularini zorla dayatirlar. Tabi bu basta insanoglu bilinc noksanligi ve dolayisiyle birey bilinc noksanl.igi demektir. Cunku insanoglu onlar icin sadece yonlendirilecek bir sayidir, mal/meta ya da kul/koledir. Insanoglu niteliginin onlar adina bir onemi yoktur. Bu da onlarin sosyal nitelik ile toplumsal nicelik farkini algilayamadiklarinin bir delilidir. -
Bilindigi gibi, Diyarbakir'in Lice Ilcesi'nde Halk sokaklara dokulmus ve Jandarma saldirisi sonucu da Medeni Yildirim adli 18 yasindaki bir vatandas oldurulmus ve bir cok yarali oldugu da aciklanmisti. Bugunde "Hukumet adim at" slaganlari ile Diyarbakir, Adana, Mersin ve Antep'te halk sokaklara dokuldu. Burada da bildik gezi parki halk diren isine uygulanan polis saldirilari gerceklesti. Lice'deki olaylarin ardindan, Gezi Parki halk direnisi bilinci, yurdun her yerinde hem M.Y.'in vurularak katledilmesini hem de yapilan jandarma saldirisini protesto etti ve "her yer lice her yer direnis/bir yanim Lice bir yanim Taksim/direnLice" v.b. sloganlar ile jandarma saldirisini protesto etti. Peki neydi Lice'de olan olaylardaki Gezi bilinci? Gayet acikti. Gezi bilinci Lice'de halk direnisi olarak hem Jandarmanin saldirisina karsi cikiyor, hem toplanti/gosteri ve ifade ozgurlugu hakkini savunuyor, hem de bu olaylarin da tek sorumlusu olarak diktator ve partisini hukumet ve devleti kullanmak ile protesto ediyordu. Daha once katledilen 3 kisiye sahip ciktigi gibi, olen polise de sahip cikiyor, bu sahip cikislara katledilen M.Yildirim'i da ekliyordu. Cunku gezi bilinci politika ustu olarak, basta yasam hakki olmak uzere, etik her turlu hak ve ozgurlugunun mucadelesini birey bilinci ile veriyordu. Peki Lice'de olan olaylardaki politik/ideolojik icerik neydi? Bunu en basta Gezi ile Lice'yi sirf kendi politik/ideolojik cikari icin ayiranlar ortaya koydu, ne o "gezi olaylari acilim surecine bir engelmis" Evet, Lice'de olmayan gezi bilinci ise; BDP kurtculugu, PKK teror affi ve buna bagli olarak bolgeyi ayristirmaya goturen her turlu politik/ideolojik cikar yanasimiydi. Bundan sonra T.C. devletinin neresinde ne olay olursa olsun, gezi bilinci ile herhangibir politik/ideolojik cikar farki her zaman ortaya cikacaktir. Yeterki bunun farkinda ve bilincinde olarak algisina varalim. Gozlem gosteriyorki, gezi bilinci bu farkin algisinda ve farkinda.
-
- 1
-
-
Lice'de karakol protestosuna müdahale; 1 ölü, 8 yaralı 28.06.2013 18:10 Diyarbakır Lice İlçesi Başkanı Harun Erkuş: Kitle içerisinden çocuklardan oluşan bir grup karakola taş attı. Askerler de kurşun yağdırdı T24 Helin Alp Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki Kayacık karakoluna ek binalar yapılmasını protesto etmek isteyen halkın üzerine asker tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda Medine Yıldırım hayatını kaybederken 8 kişi yaralandı. Yaralılar Lice Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Lice'deki karakol inşaatını protesto etmek isteyen bir grup, karakol yakınında bulunan işçilerin kaldığı çadırları ateşe verdi. Halk daha sonra karakola doğru yürümeye başladı. Karakol yakınlarında basın açıklaması yapan kitle içerisinden bir grubun karakola molof ve taş atmasının ardından askerler tarafından kitle üzerine ateş açıldı. T24'e konuşan BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş,"Barış umudumuz var. Ancak yeni karakolların yapılması bizi kaygılandırıyor. Basın açıklamsından sonra kitle içerisinden çocuklardan oluşan bir grup karakola taşve molotf attı. Askerler de kurşun yağdırdı. Beton yığınlarını molotf ve taş atılmasına kurşun mu yağdırılır" dedi. Erkuş'un konuşmasının satır başları şöyle: "30 seneden beri süren bir savaş vardı. Binlerce insan faili meçhule gitti. Gözaltına alındı, işkenceye uğradı. Barış sürecinin korunmasını istiyoruz. Yeni karakolların yapılması, bu sürece karşı güvensizlik yarattı. Aylardır asker ve gerilla cenazesi gelmiyordu" "Kesinlikle böyle bir müdahale beklemiyorduk. Acımasız bir saldırı yapıldı. Yalnızca çocuklar taş attı.içlerinden bazıları da molotof attı. Beton yığınlarını molotof ve taş atılmasına kurşun mu yağdırılır. Böyle bir silahla yapılan saldırıyı anlamakta zorlanıyoruz.anlam veremiyoruz" Tuğluk, Kışanak ve parti yöneticileri Lice'ye gidiyor Nuçe TV, Twitter hesabından Medeni Yıldırım adlı bir kişinin öldüğünü öne sürdü. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk'un belediye başkanları ve parti yöneticileri ile Lice'ye gideceklerini açıkladı. Nuce TV'den Amed Dicle'nin Lice'deki gelişmelere dair tweetleri şöyle: "BDP Lice ilçe başkanı olay yerinde. Hezan köyünde karakol yapımını protesto eden halka asker ateş açtı, biri ağir 6 kişi yaralandı. BDP Lice ilce başkanı '6 yaralıdan 2'si ağır yaralı. 30 yaşlarında olan birinin yarası çok ağır, kurtarılması çok zor' diyor. Lice'deki saldırıya ilişkin bilgileri BDP ilçe baskanından telefon üzeri aldık. Kendisi olay yerinde; 6 yaralı ikisi çok ağır. BDP Lice ilçe başkanıyla yine konuştum, bazı ajanslar yanlış bilgi veriyor. Yarali sayısı 7 oldu ve 3'ü ağır... Yaralılardan biri Salih Bedirxan... Lice'de 7 kişi kurşunla yaralanmış. 32 yaşındakı Salih Bedirxan'a kalp masajı yapılıyor ama durum çok kritik deniliyor. (Kaynak: BDP ilçe başkanı)" "BDP Lice Başkanı, şimdi Nuçe TV'de konuştu: 'Silahlı saldırı da 7 kişi yaralandı. 2'sinin durumu çok ağır."
-
Bilindigi gibi son akil adamlar toplantisi sonrasi BDP/PKK Kurtculugunun istemleri olan % 10 barajinin indirilmesi, ana dilde egitim olanagi red edilmistir. Bunun yaninda BDP kurtculugu kendi kurtculuk acilimini "engelliyor" diye gezi parki halk direnisini "golgelemek istemis" ve diktatorden yana tavir koymustur. Bugun Diyarbakir/Lice'de kurulmak istenen bir karakola karsi cikan vatandas'a Jandarma mudahele etmis ve bir ve hatta birden fazla kisinin oldugu ve cok sayida yarali oldugu, vatandaslarin da Lice-Bingol yolunu kapattigi aciklanmistir. Bugun orada halk kendi hak ve ozgurlugu icin ayaklanmistir. Birincisi bu ayaklanmaya BDP/PKK kurtculugunun sahip cikilmasina izin verilmemelidir. Ayrica jandarmanin siddet ve vahsetini halka silahli saldirisini da protesto etmek gerekir. Gezi parkihalk direnisi, Lice'deki bu ayaklanmaya hem BDP/PKK kurtculugunu buradan politik bir cikar saglamama adina, hem de jandarmanin silahli saldirisi adina sahip cikmak durumunda ve oradaki Lice halkinin yaninda yer almak durumundadir. Cunku orada bir halk hareketi vardir ve bu halk hareketi her turlu hak ve ozgurluk adina gezi parki halk direnisinin bir parcasidir. Gezi parki halk direnisinin oradaki direnen halka sahip cikmasi, halk direnisine yeni bir boyut kazandiracaktir. Cunku Lice'deki bu hareket diktatorun kurtler uzerindeki politikasina jandarma terorune ve de BDP/PKK kurtculugune karsi bir harekettir. Yasasin gezi parki halk direnisinin, Lice'deki Jandarma terorune karsi halk direnisi kardesligi/birligi.
-
Diktatorun bugun neden boyle dusunup davrandigini ve kendini orgutledigini algilamak adina, T.C.Devleti tarihini iyi algilamak gerekir. Diktatoru ve bugununu algilamak adina, T.C.Devleti tarihini iki farkli ana donemde toplayacagim. Birinci donem-1927-1979 donemi Ikinci donem-1980-Gunumuz donemi. T.C.Develet 1923 yilinda kurulduktan sonra 1925'le baslayan ve 1927 ile tamamen devletin eliyle TEKLESTIRME politikasina yonelmistir. Burada ilk algilanmasi gereken bu teklestirme politikasinin ve ideolojisinin BUTUNLUK amaciyla yapilmasiydi. Neydi bu teklestirme ve bu tekletirme altinda toplumu butunlestirme politikasi? Bu ideolojik poolitika etigin iki ana degeri verisi ve tabusu olan milli ve dini temele dayaniyordu. Milli temel, "herkes turktur/ne mutlu turkum diyene" v.s. temelli toplumu turkluk ve turk milliligi altinda ve "toplumun %99'u muslumandir" temelli tek bir laik muslumanlik altinda butunlestirme politikasiydi. Bu donem icindeki Menderes ve genclerin sag-sol catismasini bir yerde "amerikanci/antiamerikanci" olarak algilamakla beraber; one cikmis turk milliliginin ikinci plana dusurulerek muslumanligin koruklenmesi olarak ta algilayabiliriz. 1980'ler ile birlikte, T.C.Devleti daha oncekine tam ters olarak TEKLESTIRME politikasini BUTUNLUK ALTIUNDA DEGIL; AYRISTIRMA altinda devlet hukumet ve asker eliyle yasama gecirdi. Burada konunun devlet ayagi iki yonlu idi. T.Ozal eli ile Kurdculuk ve kurd milliyetciliginin baslatilmasi ve Turklesmeye ve onun butunlemesine karsait olarak AYRISTIRILMASI MIT eliyle ve Ocalan onculugunde PKK'nin olusumunun bu kurdculugu ve kurd milliyetciligini harekete gecirici terorist orgutun kurulmasi. Diger bir ayagi da asker ayagiydi. F.Gulen eliyle cemati dini orgutlenmenin asker icinde yapilanmasi. Boylece T.C.Devleti tarihi "yeni" bir ideolojik politika ile BUTUNLESTIRME yerine AYRISTIRMA YA yoneliyordu. Iste 1980 Askeri diktasinin ortaligi "suskunluga" burundurmesinin altinda yatan buydu. Boylece 1927'den beri suregelen ve butunlestirmeye yonelik turklestirme politikasinin yerini KURDCULUK VE KURD MILLIYETCILIGI AYRISTIRMASI ALIYOR VE BU AYRISTIRMA PKK TERORU ILE CANLI TUTULUYORDU. Diger taraftan irtica olarak adlanan laik muslumanliga karsi da yeni bir sunni teklestirmeli ve ayristirmali dini inanctan ideolojik politikaya tasiyan ve O.Dogu mensei olan militan/radikal sunnilik orgutleniyordu. AKP nin sahneye cikisi ile birlikte milli ayristirma koruklendigi gibi, militan sunni orgutlenme de cemaatin evengalist icerikli F.Gulen kaynakli iceriginin yaninda; Musluman kardesler radikal/militan tipi bir teokratik polis ve devlet orgutlenmesi basliyordu. Boylece ilk celiski iktidarda olustu. Bir yanda F.Gulen, A.Gul ve cemaat icerikli ABD destekli cemaat, diger yanda RTE ve O.Dogu destekli radikal/militan sunni islamin polis devleti. Bu ikisi el ele, tamamen 1927 ile basliyan ideolojik politik butunlestirici teklestirme politikasinin basta milli icerigini her turlu devlet hukumet kurum ve kurulusunu elde ederek mahkum ediyor, laik muslumanligi da militan/radikal O.Dogu sunni teokrasisi ile AYRISTIRIYORDU. Bu teokratik militan/radikal sunni islam AYRISTIRMA politikasi bir de "baskanlik sistemi" adi altinda otokrasiu ile taclandirilmak ve Turk milliligini ayristirma adina da kurdculuk ve kurd milliyetciluigi ile PKK destekli Turk milliligine darbe vuruyordu. 2010 lar ile ilk "uyanan" 1927 ideolojik politikasinin butunleyici teklestirmesini savunanlar oldu. Bunun basini ulusalcilik, TGB ve I.Partisi cekti ve bir suru bu temeldeki ideolojik politik kitlesel eylemlere onculuk yapti. Bugun geldigimiz gezi parki halk direnisi ise tamamen farkli bir direnis. Belki de bu direnisin her turlu etik milli dini v.s. mozayigi bunyesinde toplayabilmesi de burdan kaynaklaniyor. Genelde 90 nesli gencligin onculuk ettigi gezi parki halk direnisi; Basta bu teokratik otokratik temeldeki O.Dogu militan/radikal sunni Islamin her turlu dayatmasina ve AYRISTIRMASINA karsi cikiyor ve bu ayristirmaya karsi, bunun karsisinda olan her bir farkli etigi bunyesinde barindiriyor. Yani bu halk hareketi HER TURLU ETIK FARKA SAYGI DUYARAK hem kendi bireysel hak ve ozgurlugunu talep ediyor, hem kendinden farkli olanin hak ve ozgurlugunu destekliyor, hem her bir farkin hak ve ozgurlugunu savunuyor; hem de bu DAYATMACI AYRISTIRMAYA FARKLARINI BIRLESTIREREK DIRENIYOR. Buradailginc olan bu 90 kusagi onderli gezi parki halk direnisinin diger bilinc ve farkindaligi. Bu dierenis ayni zamanda 1927-1979 arasi olan TEKLESTIRME BUTUNLEMESINE de karsi cikiyor. Yani " beni ve toplumumu sosyal iliski temelinde herhanginbir milli ya da dini teklestirme adina ne butunlestir ne de ayristir. Her turlu etik farkin farkini tani temsil et ve birini digerlerine ustun ve hakim kilma" diyor. Yani bu gezi parki halk direnisi ne 1927-1979 donemindeki turk milliligi ve laik muslumanlik temelinde butunlesmeyi, ne de teokratik otokratik ideoloijik politik O.Dogu militan/radikal sunni diktatorlugun ayristirmasi altinda toplanmak istiyor. Kisaca 1990 neslinin onculuk ettigi bu gezi parki halk direnisi, T.C.Devleti tarihinde hem TEKLESTIRMENIN BUTUNLESMESI HEM DE AYRISTIRMASINA KARSI olan ve farkli milli dini degerler olarak bu AYRISTIRMAYA karsi birlesen ilk halk hareketi oluyor. O yuzden kimse AKP'nin Teokratik otokratik ideolojik politik sunni diktatorlugu yikildiginda, bu halk direnisinden ideolojik politik olarak turk milliligi ve laik muslumanlik altinda birlesmesini de beklemesin. Cunku bu halk direnisi, yepyeni bir anlayis ve devlet/hukumet yapilanmasi talep ediyor. Bu da hic bir milli dini degerin diger farklari NE BUTUNLEMESI NE DE AYRISTIRMASI. Her bir etik milli dini v.s. farkin farkina varilarak ve bir farkin digerlerine saygi gostererek tum farklarin farklari ile birlikte yasam ve iliski kurabilecegi bir devlet ve hukumet. Kisaca gezi parki halk direnisi HERHANGI BIR POLITIKANIN DEVLETIN VE HUKUMETIN POLITIKASI OLMASINI VE DEVLET VE HUKUMETIN TEK BIR ETIK FARKLA POLITIK OLARAK YONETILMEMESINI, AKSINE, DEVLET VE HUKUMETIN TOPLUMUN TUKM SOSYO-ETIK FARKLARINI KUCAKLAMASINI VE HEPSINE ESIT ADIL TEMELDE BIR INSAN HAKLARI VE EVRENSEL HUKUK UYGULAMASINI istiyor. T.C. tarihi yepyeni bir doneme giriyor. Isteyenler buna 3. CUMHURIYET DONEMI diyebilir. Buradaki CUMHURIYET ideolojik politik dini milli teklestirmeli ayrimci/butunleyici degil; tamamen cumhur temelli ve cumhurun her bir etik milli dini farkini esit kucalklayan kollayan koruyan ve biri biri ile saygi ile yasayan ve iliski kuran bir HALK SISTEMI IRADESI DEVLETI HUKUMETI CUMHUIYETIDIR. Iste bu gezi parki halk direnisinin farki ve talebi budur.
-
Taksim Gezi Parki olarak baslayan ve yurdun dort bir yanina yayilan halk direnisi "kirilmaya" calisilmaktadir. Hukumet devlet ve polisi diktator direktifi ve emri ile her turlu insanlikdisi baskici ve vahset iceren sindirme yildirma susturma dindirme ve durdurma hareketini 18. gunune girdimizde hala devam etmektedir. Diktator cagdisi ve formel sekilci akli ve inanci ile almis oldugu bunca milli ve uluslararasi her kesimden uyarilara guya gale almama soylemleri ile yanasirken; birden bire kendi aklinca halk direnisini masa basinda halletme girisimine baslamistir. Bunu once kendi emir kullari ile yapmis, daha sonra da iki ve tek olmak uzere sanatcilarla yapmis ve bir sonuc alamamistir. Bu toplantilara katilan iki kisiden "24 saat icinde gezi parkina baskin olacak" izlenimi ciktiktan sonra; masa basinin inandiriciligini saglamak adina, dun iki koldan ve direk gezi parki eylemcilerinin icerdigi soylenen secilmis temsilcilerle; hem basbakan hem de vali eliyle bir masa basi toplantisi ve toplantilari gerceklestirilmistir. Buradan iki ilginc sonuc cikmistir. Ikisinin de ortak noktasi ayni formel ve sekilci mantiktir. Yani direnis ile ilgili alinan karar sadece gezi parkina yoneliktir. Burada alinan hic bir kararda tum yurda dagilan direnis ve polis vahseti goz onune alinmadigi gibi, direnisin ana temasi olan "GOSTERI TOPLANTI VE IFADE HAK VE OZGURLUGU" gorusulmemistir. Bugun beklenen gezi parkinda sanki istenenler elde edilmis gibi orada konuclanan direniscilerin parki terk etmesi istenecektir. Birincisi SOKAKLARA DOKULEN HALK DIRENISI MASA BASINDA HAL OLAMAZ. Ikincisi HERKES KENDINI TEMSIL EDER KIMSE KIMSEYI TEMSIL EDEMEZ. Ucuncusu DIRENIS GEZI PARKI ILE SINIRLI DEGILDIR. Peki ne olacak? Direnise katilan her bir birey kendi hak ve ozgurlugun tatmin olup olmadigina bakacaktir. Bu gezi parki direniscileri icin de gecerlidir. Burada bir noktayi belirtelim. Evet belki gezi parkinda geceleri konuclanma sona erdirilebilir, yalniz bu ertesi gun gelen direniscilerin tekrar gezi parkina alinmasina izin verilirse. Bu direnis ancak halk isterse ve tum yurt capina bu istem yayilirsa sona erer. Benim acimdan bu eylem ancak su sekilde ve uzun surede sonlandirilabilir. Direnen halk yurdun dort bir yaninda her turlu alanda ifade toplanti ve gosteri ozgurlugunu hak olarak kullanirken, hic bir mudaheleye ugramaz ve rahatca bunu yerine suresiz getirir ve ne zaman "ben ve halkim hem bulundugum yerde hem de ulkem capinda her yerde rahatca bir mudaheleye ugramadan ifade toplanti ve gosteri ozgurlugumu hak olarak aldim ve istedigim zaman istedigim yerde de bunu hak olarak istedigim kadar ortaya koyabilirim" dusuncesi algisi ve gozlemi hakim olursa, evet bu halk direnisi bitebilir. Halk direnisi; Gezi parki ile sinirli degildir. Halk direnisindeki her turlu provakatorlerden ve polis vahsetinden hukuka bagli olarak islem yapilmalidir. Bugune kadar yaralanan ve tedavi altinda olan her bir direnisciye devlet tum olanaklarini saglamalidir. Hukumet devlet diktator ya da baska bir yetkili agziyla hic bir zaman halki ayirici bolucu korukleyici kiskirtici alaya alici ve hakeret edici kucumseyici her turlu soylem ve eylemden kacinmalidir. Devlet ve hukumet bu halk direnisini kendi iktidar sorunu olarak kucaklamali degerlendirmeli ve burdan her turlu demokratik hak ve ozgurluk dersini cikardigini bilfiil gostermelidir. Halk direnisi bireysel bir cikistir. Sosyal bir harekettir. Kimse bu direnisi masa basinda ve direktif ile sonlandiramaz. Direnisi sonlandiracak olan bireyin kendisi kendi serbest iradesi ve bireyler olarak olusan halkin ortak serbest iradesidir. Hic bir direnisci birey grup v.s. kendi bu direnisi sonlandirsa bile, baska birey gruba v.s. de sonlandirmasi icin baski zorlama v.s. kullanamaz. Evet bu aksam formel ve sekilci olarak sadece gezi parkina ve oradaki halk direnisine yonelik; bu masa basinda alinan kararin aciklanmasindan sonra basta gezi parki olmak uzere tum yurdun dort bir yanindaki halk direnisi direniscilerinin bu masa basi kararina yonelik nasil bir tutum alacaklari gorulecektir. Masa basi toplantilari o kadar sekilci ve formel mantik ile degerlendirmeli olmustur ki, bu diktator ile secilmisler toplantida iken Ankara dahil yurdun dort bir yaninda polis vahseti ve saldirisi devam etmektedir. Kisa not olarak bugun diktator ayni inat ve algisizlikla kendince tehditler savurmus ve zafer naralari atmaya hazirlanmaktadir. Bir notta emniyetin yaptigi aciklamada ki polis vahseti saldirisi ve vicdan disi ve insanlikdisi her turlu davranisinin bir 2. Canakkale zaferi edasi ile algilanarak ve uzerine saldirilan sanki bir dusmanmis gibi degerlendirilerek yaptigi aciklamadir. Basta bu son iki aciklamali gelismeyi direnen halk iyi algilamali ve okumali, bugunku gelinen surecten sonra da ona gore dusunup davranmalidir. Cunku yalan provakator eylemler, saldirilar baskilar korkutmalar yildirmalar susturmalar ve her turlu secilmisler eliyle bunun sunulmasi formel ve sekilci mantigi halen devam etmektedir. Evet hep beraber bu aksamki aciklamadan sonra gorecegiz. Gezi parkinda ve yurdun dort bir yaninda direnen halkin istedigini alip almadigini gorecegiz. Direnen halk direnme ortak nedeni olan "toplanti gosteri ve ifade ozgurlugunu" insan haklari evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler olarak almamistir. Umarim direnen bireylerimizin ve halkimizin bu istedigini almamis olmasi algisi ve bilinci farkindaligi yapilacak eylemleri ile devam edecektir. Aksi bunca emeklerinin masa basinda ellerinden alinmasina goz yummus olacaklaridir. Bu da bizlere direnen halkin bu direnclerinin ne kadar bilincli kararli azimli olduklarini gosterecektir. evrensel hukukun insan haklari olarak tanidigi toplanti gosteri ve ifade hak ve ozgurlugunu alana alindigina emin olunana kadar direnise devam.
-
- 3
-
-
Hangi anlam ve icerikte hangi neden ile olursa olsun; bir hareketin nicelik ve niteliginin kucumsenmeyecek, umursanmayacak v.s. duzeye gelisinin bir nedeni vardir. Basta yonetenlerin ve her turlu yoneticinin kendi duzen sistem ve kurumlarinca ve kendi soylemlerince topluma dayattigi her turlu etik politik ideolojik inancsal dogrunun niteligine karsi direnebilmek; genelde ve dogal olarak ilk etapta, o dogrunun tam karsisinda olan ya da o dogrudan kendince direk etkilenen nitelik eliyle gelir. Dolayisi ile bu nitelik baska niceliklerle nitelik olarak, ya bunu destekleyence ya da bunu sorgulayanca, yada bundan dolayli olarak etkilenence ya da ileride etkilenilecegi dusunulence desteklenir. Ama ve genelde toplumun butun kesimini karsilamaz. Buna en guzel ornegi ulkemizden verebiliriz. Bir gun isci sokaga cikar, bir sonraki gun memur v.s. ama bir arada sokaga cikma mutlaka bir ortak noktanin olusmassi temelindedir. Bu temelde gezi direnisinin sadece Istanbulu degil; Turkiye ve dunyayi sarmasinin altinda olan neden ise; iste bu ortak noktanin herkesce hem fikir olabilmesi temelindedir. Iste bu ortak nokta oyle bir ortak noktadir ki, sadece ideolojik inancsal etik farklarin dogrularini degil; her turlu dusunce ve icerikteki apolitik olma durumundakileri de icerir. Nedeni ise, bu ortak noktanin iki temelde birlesimidir. Insanoglu temeli Yasam iliski temeli. Iste buradaki her turlu niteligin niceliginin tek bir niteligin niceligi bunyesinde birlesmesi de burada ortaya cikar. Insanoglu temeli-Recep Tayyip Erdogan Yasam ve iliski temeli-"benim istedigim/dedigim gibi yasayacaksin" baskisi zorlamasi v.s. dir. Iste ulkemiz ve toplumumuz adina bu iki temelde her turlu niteligin ve de her birinin niceliginin birlesmesi ancak bu iki tane bir biri ile uyumlu ve belirgin, algilanabilen izah edilebilen aleni asikar net kaynaktan kaynaklanir. Sunu yonetenler ve yonlendirenler cok iyi bilmektedir. Kendi dediklerini yaptirabilmek korkutma ve surude tutma temelinden gecer. Yine sunu da bilirler. Bu korkutmayi ve surulestirmeyi saglayacak her ne ise onun direk olarak algilanmamasinin gerektigidir. Cunku bu algilanirsa ona karsi birlesim hem nicelik hem de nitelik olarak artar. Iste ulke ve toplumumuzda 1980'den bu yana insanoglu temeli ancak gezi parki direnisi ile algilanmis, bu alginin temeli de ikinci nedene yani yasam ve iliski nedenine bu genclerin cagdas ve bilincli zekasi ile eyleme tasinarak baglanmistir. Ayrica bu gencler, siddete karsi siddet ile karsilik vermemin bir yarari olmayacaginin da bilincidirler. Iste bu iki nedenin birlesimi daha once ideolojik inancsal etik ekonomik v.s. temelli her biri kendi nitelik ve niceligini tasiyan her turlu karsi hareketi de bu genclerin bilincli ve farkinda olarak yaptiklari eylemde birlesmistir. Cunku bu genclik hem her iki ortak karsi cikilacak nedeni apolitik aetik ainancsal adogru temeli ile ortaya koymus, hem de a olmayanlarin ideolojik inancsal etik farklarinin kendi onculuklerinde birlesimini saglamistir. Kral da ciplaktir, yasam ve iliski de boyunduruk tutsakligi altindadir. Iste karsi cikis, bu ciplak kralin korumak/kollamak istedigi boyunduruk tutsakligina karsidir ve ortak nokta da budur.
-
- 4
-
-
Basta Akp'nin eridigine deyinmeden once bazi gercekleri ortaya koyalim. AKP'nin aldigi %49 oyun bir kismi Anayasa diktatorlugundeki % 10 barajina aittir. Yani % 10 barajini asamayan partilere verilen oylar, AKP'ye verilmedigi halde onun hanesine yazilmistir. Ayni Anayasa diktatorlugunun getirdigi meclisteki AKP milletvekili adaletsizligidir. AKP'nin oy sayimindaki yaptigi hilelerdir. Bu hileler bugun de hala bir suru vatandas'a sormadan AKP'li gosterilerek devam etmektedir. Bunlar ilk gercekler. Gezi parki ile birlikte AKP'ye verilen destek de azalmaktadir. Bunlari da soyle siralayabiliriz. Yine Anayasa diktatorlugune bagli olarak vatandaslarin oy verecegi patisinin secilmeyecegini dusunmesinden kaynaklanan oylarin bosa gitmemesi adina AKP'ye verilmesi Liberallerin, 2. Cumhuriyetcilerin, o devrin kendini sosyalist, kurd, ilerici aydin olarak gorenlerin; AKP'nin sivil demokrasiyi getirecegi inanci. Diger kesimin bu sivil demokrasideki ifade ozgurlugunun de olacagi inanci Sadece askeri darbelerden bikmis kesimin bunu son erdirecegine inanci Inancli muslumanmlarin kendilerine her turlu ozgurlugunun verilecegi inanci. T.C. devleti ve degerleri yanlilarinin demokrasi gelecegi inanci. Kisaca ideolojik politik teokratik otokratik O.D.ogu islaminin diktatorlugunun gelecegini goremeyen her turlu kesim. Bugun liberaller v.s. inanclarini yitirmis durumda. Bugun ifade ozgurlugu gelecegine inananlar bu inanci yitirmis durumda. Askeri darbe sona erdi ama sivil diktatorluk geldi. Inancli musalumanlarin, AKP nin gittigi O.Dogu diktatorlugunu algilamis durumda T.C. devleti degerlerinin bir hedef oldugu algilanmis durumda. En onemlisi ulke toplumunun kaldiramayacagi yasam ve iliskiye mudahelenin gezi parki ile kabul edilemeyeci algilanmis durumda. Bu arada toplumun her bir kesimin tum yasam ve iliskisi her yonuyle alt ust olmus durumda. Yani AKP toplumun her kesimini otekilestirmis distalamis asagilamis ve biribirine kiskirtmis ve soros ideolojisinin mikroayrimciligini uygulamis durumda. Toplumun tum etik degerlerine mudahele gelmis ve donusturulmeye zorlanmis durumda. Peki o zaman AKP'ye kim oy verecek? Biatci satilik ve birey bilince erismemis kitle Ideolojik politik teokratik ve otokratik diktatorlugu nedenini bilmeden ve bilincsizce biat ederek destekliyen kitle. Ayrica alternatif olarak CHP'nin AKP'ye yaklasmasi ve CHP'yi AKP'ye karsi bir alternatif haline sirf AKP den kurtulmak adina desteklenmesi. Bu arada Anayasa'nin diktatorlugunun % 10 baraji kiyaginin hala en cok partiye yarayacagini da unutmamak lazim. Secim hileleri de devam edecektir. Kitleler cesitli cikar ve korkularla AKP'ye oy vermeye zorlanmaya da devam edecektir. Onumuzdeki ilk gercek, yerel secimlerdir. Burdan AKP'nin kaybi ortaya cikacak. Bu arada diktatorun partisi oy kaybetsin diye su anda elinden geleni yaptiginin algilanmasuinin sinyalleri de AKP diktatore karsi cikislarindan da algilanmaktadir. AKP kendi bunyesinde diktatoru baskanliktan indirirse, oy bakimindan bir kari olur mu? bu da uzerinde dusunulmesi gereken bir sorudur. Cunku su andaki karsi durus AKP'den ziyade diktator uzerinde yogunlasmaktadir. Ayrica AKP'nin hukumet ayaginin yaninda devlet ayaginin da itirazlari gundemdedir. I.Valisi gibi. Evet. Turkiye sunu cok acik gordu. Hic bir ideoloji politika kendi teokratik otokratik milli ya da etik diktatorlugunu kuramaz. Iste bu algilandikca ve bu bilince tasindikca ve olan biten sorgulandikca, AKP eriyecek ve teokrasinin yerini milli diktatorluk te alamayacaktir. Taksim gezi parki uyandi ve uyandirmaya devam ediyor. O yuzden buradan CHP ve MHP'ye bir cagri. Sakin milli ya da baska bir ideoloji politikasinin otokratik teklestiren diktatorlugunu savunmayin ve yonelmeyin. Sizde hak ve ozgurluklerin evrensel hukuk ve insan haklari temelinde politikanin ve ideolojinin bir konusu olmadigini burdan bir cikar saglayabileceginizi dusunmeyin. Bunlari her bir bireyin tartisilmaz birer kimlik ve kisilik degeri olarak kabul edin ve taniyin. Bir Anayasa yapacaginiz zamanda bu cagdasligi Anayasanizda savunun. Bu toplum bundan sonra hic bir otokratik ideolojik politik teklestirme diktatorlugunu ve burdan saglanacak cikari kaldirmaz. Tabiki bunun yaninda politikaniza yine insan hak ve ozgurluklerinin gaspi ve saldiriya cikar ugruna ugramasi adina; antiemperyalist yonunuzu de ortaya koyun. Cunku AKP'ye bir darbe de burdadir.
-
- 3
-
-
Bugun Turkiye genelinde olup biten sokak direnisleri ve de sokak gosterilerini ulkemizin gencligi ve bu gencligin bugun neden nerde yer aldigini degerlendirecegim. Bugunun gencligi genelde 1990 ve sonrasi dogumlu olanlardir. Bugunku halk direnisine baktigimiz zaman kitlesellik orani olarak bu gencligin direndigini goruruz. Bu genclik AKP iktidara geldiginde ya ilkokul, ya da orta okul caginda idi. Bu gencligin en buyuk avantaji dunyanin da avantaji olan her turlu dunyanin ve bilgisinin internet, sosyal medya ve teknik sayesinde ulasabilmesi ve dunya dahil herseyden haber alabilme olanagina sahip olmasi idi. Bugun basta diktatorun gonulluluk ve bilinclilik disi her turlu cikar saglanarak topladigi Yesilkoy, Mersin, Adana ve Ankara gencligi de ayni yastaki genclikti. Ben bugun DHA' dan ve daha once de DHA' dan diktatorun yaptigi her iki konusmayi da canli takip ettim. Bugunku Esenboga/Ankara diktator konusmasindan sonra da Beyaz Tv'de ropartaji yapanin genclige sorularini ve yanitlarini izledim. Ortada cok bariz bir fark vardi. Taksim gezi parki ile yola cikan genclik ile Esenboga'da 100 Tl karsiligi ve de cesitli tehditlerle toplanan genclik arasinda iki ana fark vardi. Gezi parki gencliginin yaraticiligi ve birey bilinc ve farkindaligi Esenbuga gencliginin bilgisizligi emir kullulugu ve kendi adina konusamamasi. Su anki gencligin bir onceki nesline basktigimiz da, onlar da 1960 ve 1970 dogumlular. Bu genclikte her iki askeri darbede de ya cocuktular ya da genctiler. Simdi bu iki bugunku genclige baktigimizda, AKP'nin neden iktidar oldugunu da algilamamiz mumkun. Cunku bugunku gencligin ebeveynleri, iki askeri darbeden cikmis ve askeri darbenin nasil bir insanlikdisi uygulama ortaya koydugunu gormustu. Dolayisiyle bu devrin gencleri olan bugunku neslin ebeveynleri, ve zamanlarinin sag/solcatismasina katilan politik gencleri; ister istemez, AKP'nin sivil ve demokratik soylemlerinin oyununa gelmisler ve sirf askerin gelmemesi adina, AKP'ye oy verdi. Kisaca bugunku genclik bir cesit AKP'li ebeveyn ile buyudu. Iste bu ebeveyn ve ondan bir onceki nesil olan 1940 ve 1950 dogumlular da ne zaman AKP'nin ic yuzunu politik olarak algiladilar ve bu algidaki genclik ile birlikte 2010 ile baslayan T.C. Devleti onceki milli politikasi ile direnise gectiler. Iste bugunku genclik, bu politik cekismeden (milli ve dini politik) pek rahatsiz olmadi. Iste ne zaman AKP'nin dini politikasi ideolojik olarak gencligin yasam ve iliskilerinin her turlu hak ve ozgurlugunu otokratik teokratik bir disipline diktatorce cekmeye calisti, iste bu genclik o zaman ayaga kalkti. Cunku bu genclik sorgulayan bir genclikti, hak ve ozgurluklerin bilincinde ve farkinda bir genclikti. Iste ebeveynlerinden burda ayriliyorlardi. Onlar ebeveynleri gibi politik degildiler. Yalniz ideolojik olarak ulkenin ve toplumun teokratik bir otokrasiye dogru gittigini algiladilar. Burada ilginc bir diktator cikisi, bugunku genclik ile T.C. Devletinin politik gencligi olan ebeveynlerini birlestirdi. "iki ayyas" politikebeveynlerinin "icki yasagi" da bugunku gencligin bardagini tasiran son damla oldu. Boylece ulke genelinde politik ve ideolojik olarak AKP'ye karsi cikis meydanlarda birlesti. Bu arada 1940 oncesi doganlar ve sagligi el verenler de zaten ayni T.C. Devleti politikasinin gencligi idi. Iste boylece tum ulkenin her turlu ve her yastaki vatandasi biatcilar cikarcilar seriatcilar ve teokratik otokratik ideolojik politik islam yanlilari haric gezi parki direnisinde bulustu. AKP'nin basta kendine bagladigi genclik biatci ve sorgulamayan genclik olarak sadece cikar temelinde ve egitildikleri temelinde AKP'nin yanindadir. Onlarin ebeveynleri de ya inancsal muslumanlar ya da hala AKP'nin diktatorlugunu sirf islam adina "demokratik" olarak algilayan ya da %50'yi demokrasi sanan kesimdir. Evet bu durumda bakalim. Bugunlerde baslayacagi algilanan bir sokak kutuplasmasinda, acaba kitlesel olarak gezi parki halk direniscileri mi, yoksa biatci ve henuz AKP'nin diktatorlugunun ve de politik/ideolojik islam otokrasisinin farkina varamayan ve hala AKP'yi bir yerde her turlu cikari icin destekleyen kesim mi sayi olarak biribirine ustun gelecek? Bu arada askerin ve de kendini cesitli nedenlerle seyirci durumunda tutanlarin ve cekimserlerin kitlesel %'si nedir? ve boyle bir kutuplasma da, acaba nerede yer alacaklardir? Buyun bunlari yasayipo cok yakinda gorecegiz. Buradan bugunku genclige uc genc yetistirmis olarak 1970'lerin de genci olarak soyleyecegim soz sey sudur. Yasaminizda ya biat edersiniz kul madde mal meta olursunuz. Ya yasaminizi kendiniz yasama adina her verileni sorgular birey bilincine ulasir ve kendinizin dahil tum insanligin hak ve ozgurlugu icin mucadele verirken, kimsenin de hak ve ozgurlugune mudahele etmezsiniz. Iste bu gezi parki gencligi boyle bir hak ve ozgurlukcu gencliktir, diger gencligin onlarin her turlu ebeveyninin, ve de daha onceki nesilinin toplumun her turlu ekonomik politik ve ideolojik kesiminin bugunku gezi park gencxliginden ogrenecegi cok sey var. Sadece onlari takip edin, yaptiklarini algilamaya calisin ve eger karsi cikacaksaniz da, sizlerin neden onlarin yaptiklarini yapamadiginizi sorgulayan. Cunku ulke toplum ve dunyanin insanlik ve her turlu degerinin gelecegi bu dunya sorgulayici gencliginin kendilerini duyurabilmesine ve bilincli ve farkinda olarak azimle kararla ve tam bir insanlik bilinci ile dusunup davranmasina baglidir. Hepimiz bugunun gezi parki direniscisi genclerden ogrenecegi o kadar cok sey varki. Bizler boyle bir genclik yetistirebildigimiz icin ben sahsen kendi adima ve insanlik adina cok mutlu ve umutluyum. Boyle bir gencligin yetisiminde kendi adima vermis oldugum dusunce ve bilgi paylasiminin da bosa gitmedigini boylece gormus oluyorum. Bu da beni daha bir dusunce ve bilgiye sarilmami kendimi her turlu her konuda sorgulamami ve en azindan bu gencligin gerisine dusmeme adina da kendimi en az onlarin kendilerini gelistirmesi kadar gelistirmemi sagliyor. Ulkemin ve toplumumun sorgulayici bilincli farkin farkinda olan birey olmus gencleri, sizinle kendi adima dunya gencligi adina ve insanlik adina gurur duyuyorum. Cunku bu bilincli birey cikisinizla sadece ulkemize ve cografyamiza degil; dunyaya ve cografyasina yeni bir soluk getirdiniz. Eminim sizleri yetistiren ve egitimde payi olan ebeveynleriniz de eski nesil de sizden gurur duyuyor. Cunku bugune kadar ulke ve toplumumuzda hic bir neslin yapamadigi bir seye imza attiniz. ideolojik politik bir teokratik otokratik diktatorluge, insanliginizla hak ve ozgurluklerinizle ve her turlu farkin farkinda olarak hak ve ozgurluk desteginiz ve savununuzla karsi ciktiniz ve direnmektesiniz. Durmak yok, yola devam. Sadece ulke ve toplum degil; tum dunya sizleri gipte ederek saskinlikla anlamaya calisarak ve de kiskanclikla izliyor.
-
Aslinda bir insanoglu turu birinin her turlu yasam ve iliskisinde baska insanoglu birleri tarafindan degerlendirirken, en buyuk sorun onun; dogal/fenomenal zihniyette bir nicelik olarak degerlendirilmesidir. Soruna deginmeden once bir ornek verelim. Diyelim A universitesinde okuyorsunuz. B sahsi diyelim C ideolojik inancsal dogrusuna kendini baglamis durumda. Cunku bu B sahsina gore en "guzeli/iyisi/olmasi gerekeni v.s." C ideolojisi ve B sahsi bunakendisini inandirmis ve bunun duzen/sistem olarak gelmesi icinde her turlu orgutsel/eylemsel mucadele veriyor. Ayni sekilde yine A universitesinde D sahsi E ideolojik inancsal dogrusuna kendini baglamis durumda. Cunku bu D sahsina gore en "guzeli/iyisi/olmasi gerekeni v.s." E ideolojisi ve D sahsi buna kendisini inandirmis ve bunun duzen/sistem olarak gelmesi icinde her turlu eylemsel/orgutsel mucadele veriyor. Bu sahislari ve ideolojik inancsal dogrulari cogaltabiliriz. Yalniz burada diyelim, ayni fasizm ve sosyalizm, AKP ve karsiti, Din ve dinsizlik, Milliyetcilik ve liberalizm v.s. gibi B sahsi ile D sahsi arasinda tam bir husumet savasim, otekilestirme v.s. var. Yani ellerinden gelse birbirlerini "bir kasik suda bogacaklar" Yalniz her ikisinin de ortak noktasi, kendi ideolojik inancsal dogrulari disinda kalanlari ve siz A universitesinde okuyani SADECE VE SADECE KENDIDAVALARINA KATILACAK BIR SAYI, KELLE YANI NICELIK OLARAK GORUYOR. Yani her ikisi de size yanastiginda tek bir amac guduyor, sizi kendi ideolojik inancsal dogru mucadelerine cekmek ve kendi saflarina katmak. Peki ne olarak? SADECE BIR SAYI, KELLE ELDE OLAN SAYIYA BIR EKLEME V.S. kisaca NICELIK OLARAK. Yani onlar icin sizin beyninizin duzeyi, ne dusundugunuz, degerleriniz, istemleriniz fikirleriniz v.s. kisaca NITELIGINIZ ONEMLI DEGIL. Iste bu NITELIGI ALGILAYAMAYAN INSANOGLUNU SADECE BIR NICELIK OLARAK ALGILAYAN HER TURLU IDEOLOJIK INANCSAL DOGRUYU her konu ve kavrama etige, metafizige ve her turlu degere tabuya veriye ve onlar icinverilen her turlu mucadeleye tasiyabilirsiniz. Peki yine bu nitelige onem vermeyen ideolojik inancsal dogrular ne yapiyor? Kendi dogrularina uymayanlari rahatca oldurebiliyor, harciyabiliyor, zarar verebiliyor v.s. neden cunku onlar sadece algida bir nicelik ve bu sayede SAYI AZALIMI. Iste bu durumda bu sayi artirimi ve sayi azaltimi mucadelesi icin ne gerekiyor, guc ve otorite peki bu nasil saglaniyor? Iktidarla. Iste dunyadaki her bir cografya her bir ulke ve her bir toplum boyle yasatiliyor. Peki bu sayi azaltan ve cogaltan ideolojik inancsal dogrularin niteligi nedir? Bu nitelik kendilerince inandigi ve kendilerine dogruladiklari her turlu degerdir. Iste sayi cogaltimi ve azaltimi bu degere yoneliktir. Iste onlar icin tum insanlik tum insani degerler demokrasi, hak ve ozgurlukler, adalet, hukuk v.s. sadece onlarin bu dogruladiklari degere endekslidir. Onlar icin baska dogru yoktur, kendi dogrulari disinda kalanlar onlara gore yine onlara sayi olarak katilmak ve onlari desteklemek zorundadir, cunku desteklemezlerse sayilari azaltilir. Iste bu dogrular arasi guc ve otoritenin iktidar kazanma savasinda, siz yok olursunuz. Yani sizin niteliginizin hic bir onemi yoktur. Kimse size ne dusundugunuzu, ne hissettiginizi, fikrinizi v.s. sormaz. Cunku onlarin niteligi sadece kendi dogrularidir ve sizin de bu dogruya boyun egmek zorunda olan bir nicelik oldugunuzu dusunurler. Iste sorun da tam buradadir. Insanoglunun sadece bir kazanilan sayi niceligi olarak ya madde ya kul olarak algilanmasinin altinda yatan neden de budur. Evrensel-insan zihniyeti ise bunun tam tersinde ve aykirisindadir. Yani insanoglunun niceligine degil; niteligine onem verir. Hem onun daha bir insanliga yonelen nitelik kazanmasi icin, hem de kendi niteligini ortaya koyabilmesi icin ugrasir. Iste evrensel-insan zihniyetindeki tum degerler, bu nitelik uzerinedir. Hak hukuk ozgurluk adalet anlayis esitlik v.s. Buradan da aslinda bir konu ve kavramin deger veri ve tabu olarak iki farkli anlam ve icerigi ortaya cikar. NICELIGE HIZMET EDENLER NITELIGE HIZMET EDENLER. Eger mesela hak ve ozgurlukler nicelige hizmet ediyorsa; demekki hizmet etmedigi nicelikler de olacak ve bu hak ve ozgurlukler onlarin hak ve ozgurluk ihlali olarak yansiyacaktir. Eger hak ve ozgurlukler nitelige hizmet ediyorsa, nicelik olarak tum insanligi tum toplumu kapsayacak ve birinin hak ve ozgurlugu digerinin hak ve ozgurlugu ile sinirlanacaktir. Iste o yuzden insanoglunun niteligi basta birey bilinc ve farkindaligi ve kendi varliginin bir insanoglu niteligi tasidigi farkindaligi gerektirir. Yani ne bir maddedir, ne de bir kul. Ne A'nin sayi artisi ne de B'nin ne de her ikisinin de sayi azalticisidir. Insanoglunun algilanmasindaki nicelik/nitelik farkini algilayacak olanlar, iste ancak o zaman hem kendi hem de baskasinin niteligine saygi duyacak olanlar ve ancak insan gibi yasamaya iliski kurmaya duzen ve sistem kurmaya yonelecek olanlardir. Burada da nicelik farkindaligina ve nitelik bilincine herkes once kendinden baslayarak erismelidir. Yoksa bir nicelik bir sayi ve bir artirilan ya da eksiltilen bir sayi olmaktan her turlu deger ugruna nicelik olarak harcanmaktan ve teslim olmaktan sadece bir emir eri suru uyesikorkutulan yildirilan ve susturulan olmaktan kurtulamaz.
- 6 yanıt
-
- 6
-
-
Kucuk bir parkta ve bir agaci koruma adina baslayan once parkin semtini sonra sehrini giderek tum yurdu ve dunyayi saran halk direnisini neyin tetikledigini algilamak, ideolojik/politik islam ile inancsal islam farkini algilamak ile esdegerdir. Kisaca tarihe deginirsek, bilindigi gibi Osmanli'daki tek ayrim Muslim ve Gayri muslim ayrimi olmak ile beraber, Osmanli'nin yasadigi dunyayi ve toplumsal gelisimi goz onune alirsak ve bir yerde devsirmeyi de devre disi birakirsak; Osmanli'nin gayri muslimler uzerinde kendi baskilarini kurmak yerine; onlari kendilerine vergi veren bir toplum olarak inanclari ile bas basa biraktigini goruruz. Yani osmanli'da gayri muslimlere musluman olmalari icin uygulanan belirli bir baski yoktu. Evet, belki ikinci sinif vatandastilar. Bu temelde kimse Osmanlida, O.Dogu'daki gibi bir teokratik duzen oldugunu ve yasandigini soyleyemez. Ayrica Y.Emre, Mevlana, P.S. Abdal, B.Veli v.s. gibi tasavvuf agirlikli bir dini uygulama ve inanc vardi. Ataturk ile birlikte ulkke ve toplumu bunu daha da ileri goturerek bir cesit laik muslumanlik duzeyine tasimisti. Once isterseniz Anadolu gelenegindeki Islamdan bahsedelim. 1960'lara kadar suren tarihimizde islam anlayisi inanca dayaniyordu. Bunu en guzel algilamak aslinda bugun kendine antikapitalist musluman diyenleri algilamak ile esdegerdi. Yani "ibadette kabahatte gizli" idi. "her koyun kendi bacagindan asilir" di "herkes kendine musluman" di. Kimse kimseye hem muslumanlik baskisi yapmaz, ya da kimse kimsenin muslumanligina karismaz ve kimse kimsenin muslumanligini kendi muslumanligi ile olcmezdi. Kisaca INANCTA BIR GONULLULUK soz konusu idi. Yani islam ve muslumanlik inanc temelinde bir uygulamali yasam ve iliski bicimi idi ve herkes bu inanctan ne algiliyorsa oyle bir musluman olarak yasiyordu. Kisaca muslumanlik sadece musluman olanin kendi muslumanligi idi. Ana algi "kimse benim ile Allah'in arasina giremez" algisi ve "Ben sadece Allah'in (insanoglunun degil) kuluyum" algisi idi. Iste bu temelde toplumda o aile ve cevre yonlendirimi disinda kisilerde bir yerde nasil bir musluman olabilmelerini secme olanagi vardi. Iste inancsal islam bu temelde, yasam ve iliski bunyesinde idi. Bu arada O.Dogu'da ve genelde teokratik islam ulkelerinde ise otokratikm bir yasam ve iliski ve bunun en uc noktasi seriat vardi. Yani islam BIR INANCTAN ZIYADE YASAM VE ILISKIYI HER TURLU KONTROL EDEN YONLENDIREN VE YONETEN BIR IDEOLOJIK POLITIK DUZEN VE SISTEMDI. Iste bu ideolojik islam, bulundugu ulkelerde kendi yonlendirim ve yaptirimlarinin disinda bir yasam ve iliski ve duzen hakki tanimiyordu. Kisaca "islam dini budur ve musluman boyle olunur" temelli tek duze bir yasam ve iliski ve de buna uymayanlara ise vicdan disi ve insanlikdisi cezalar hakimdi. Tekrar ulkemize donersek, Islamin tekrar iktidara gelisini de Menderes ileele alirsak; bu sekildeki bir ideolojik islam'in aslinda ABD'nin de yonlendirmesi ile ulkeye ve topluma tanitimi baslamisti. Iste bu ideolojik islam zamanla cesitli partiler eliyle ve adiyla iktidara kadar geldi ve iktidar ortagi oldu. Yalniz hala 1970-2000 arasi bu ideolojikm islam adina yola cikmis partiler, bir yerde tam olarak islami politika ve ideolojilerine tasiyamiyor ve onlerindeki Ataturkcu ve Asker engelini asamiyordu. Iste bu ideolojik Islamin adini toplumsal olarak duyurmasi ve 1990'lar ile aldigi baski; onlari magdur ve hakli duruma getirdi ve boylece tam bir ideolojik islam icin yola cikan AKP dogdu. Burada dogan AKP'nin iki kanadi vardi. Evengalist ve dialogcu ideolojik islam, O.Dogu algili otokratik ideolojik islam. Burada "demokrasi" nin yardimi ile de bu iktidar cogunluk ile 2002 de iktidara geldi ve bu demokratik gelis, onlarin algisinda demokrasiyi "ben politikami ideolojik islama tasirim" zihniyeti dogdu. Iste bu ABD gudumlu bati yonlendirimli ideolojik islam kendince dis ve ic politika da demokrasiyi uygularken, rakipleri gorduklerini de yine kendi "demokratik" algilarinca devletin ve hukumetin tum yetkilerini eline gecirerek bertarafa soyundu ve once Ataturkcu kesimi sonra da Askeri cesitli oyunlarla iceri aldi. Boylece kendini tek guc olarak gormeye basladi. 2010'lar yani 3. kez iktidara gelme ile artik bu ideolojik islamin politikasi iyice toplumun her kesiminde bir baski ve zorlama ve de bertaraf olarak yansirken; "dindar/kindar nesil yetistirecegiz" ile doruga cikti. Kindar lik diger her turlu politikaya ve ideolojiye karsi duyulan islam ideolojisinin politik kindarligiydi. Yani toplumdan tum diger ideolojileri politik olarak izlerini silme adina yola cikildi. Iste bu yola cikista sirasiyla tum diger ana ideoloji olan Ataturk ve milliyetciliginin getirdigi her turlu kazanim yavas yavas ve aleni toplumun elinden aliniyor ve bu konuda hak ve ozgurlukler kisitlaniyor ve bu konuda hic bir geri adim atilmazken de, bir yandan basta 4+4+4 ile dindar nesil yetistirmek icin yola cikiliyor ve bu neslin hedefi de 2023 olarak konuyordu. Iste bu ideolojik islamin tamamen bir politik uygulamasi ile ve "madem ben sandiktan ciktim, her seyi yaparim" algisi ile toplumun her yas ve kesiminde sadece Ataturk politika ve ideolojisi degil; toplumun artik nasil yasayacagina ve ne yapmasi gerektigine de yonlendirim ve yaptirimlar geliyordu. Tarihsel bu baskinin ilki olan Ataturk yonu ilk patlak veren kitlesellik oldu. IP ve TGB onculugunde Ataturk ve kazanimlarinin geri alinmasina artik toplumun bu yondeki ideolojik politik bolumu sessiz kalamadi ve kitlesel eylemler basladi. 2010 ile baslayan bu eylemler ve karsi durus ucuncu senesini doldururken, iste ikinci tarih olan toplumu her yonuyle yasam ve iliski olarak ideolojik islama donusturme politikasi nihayet Gezi parki halk direnisi ile tum yurda ve dunyaya yayildi. Butun bunlar bizlere sunu gosteriyor. ideolojik ve politik islama once ideolojik ve politik Ataturkculuk v.s. bas kaldirdi ve daha sonrada toplum inancsal islamlarinin politik olarak ideolojik islama donusturulmek istedigini algiladilar. Cunku inancsal islamda toplumun her turlu yasam ve ozgurlugu vardi. Butun bunlar sunu gosterir. Turkiye de ISLAM IDEOLOJIYE VE POLITIKAYA TASINAMAZ. Turkiye'de Islam SADECE VESADECE BIR INANCTIR VE HERKES BU INANCTAN NE ALGILIYORSA BIRBIRINE KARISMADAN OYLE YASAR VE ILISKI KURAR. Bu da bize ulke ve toplumumuzun hic bir sekilde bir O.Dogu ulkesi gibi teokratik ve otokratik ideolojik ve siyasi islam ile yasayamayacagini gosterir. Bunu bugun dunya da emperyalist zihniyet ve guclerde gordu ve algiladi. Yani Turkiye'yi bir O.Dogu ulkesi ve onun ideolojik politik islaminin teokratik otokratik duzen ve sistemine sokma olanagi olmadigini algiladi. Simdi halk direnisciuleri iktidarin evengalist ve cemaat kanadi ve belki de icten ice AKP biatcilari ve yetkilileri de bu konuda dusunmeye basladilar. Bu isin basini ceken diktatorun ise henuz bunu algilayamadigi icraatlerinden goruluyor. Yalniz giderek yanliz kaliyor. Bu arada diger bir nokta da, AKP bunyesindeki biatci yandasin; ideolojik/politik islam ile inancsal islam farkini algilayip algilayamadigi da henuz belli degil. Yalniz ideolojik/politik islam ile inancsal islam farkini ve AKP'nin ideolojik politik islam dayatmasinin da artik bir demokrasi olmadigini, buyuk bir ihtimalle, AKP'ye sirf askeri diktanin ortadan kaldirilmasi adina destek veren; liberaller, 2. cumhuriyetciler, eski solcular, sosyalistler v.s. de algilamaya basladi. AKP'nin siyasi ve ideolojik islam adina kendince ilerlettigi demokrasinin aslinda bir ideolojik politik islam yasam ve iliski ve de duzen/sistem dayatmasi oldugunu ve diktatortluge dondugunu yani sivil diktatorlugun hem askeri diktatorlugun hem de ideolojik politik Ataturkculugun ustunde bir islam ideolojik diktatorlugune donustugunu herhalde bu halk direnisinden sonra algilayanlar cogalacaktir. Iste o yuzden bu halk hareketi, ideolojik politik teokratik ve otokratik bir islami ve muslumanligi istemedigini dosta dusmana hem de bilincli ve yaraticiliklari ile orantisiz zekalarinin her turlu direnisi ve eylemi ile gostermistir ve gostermektedir. Bugun basta diktator ve biatcilarinin almasi gereken ve algilamasi gereken sudur. T.C. Devleti vatandaslarinin islam algisi ve anlayisi inancsal ve kisiseldir. Kimse kimseye islami da muslumanligi da dayatamaz ve bu bir gonulluluk isidir. Turkiye bir O.Dogu ulkesi olamaz. Turkiye'de hic bir zaman islam ve muslumanlik bir ideoloji politika ve toplum duzeni sistemi ve yasam ve iliskisi olamaz. Turkiye'ye hic bir zaman duzen sistem ve ideolojik politika olarak teokrasi otokrasi ve islam ve musluman diktatorlugu gelemez. Bunu bugun genelde 80 sonrasi dogan gencler soyluyor. "YASAMIMA ILISKIME KARISMA ISLAMI BANA BIR YASAM VE ILISKI BICIMI OLARAK DEMOKRATIK OLARAK TA BASA GELSEN DAYATMA, DEMOKRASI OLARAK GELISINI IDEOLOJIK POLITIK ISLAM DIKTATORLUGUNE TASIMA"
-
- 4
-
-
Halkin Direnisindeki Hak ve Ozgurluk Algisi
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Felsefe
Taksim Plaformu'ndan Gezi Parkı açıklaması: Yegane koşul diyalog Taksim Platformu bir açıklama yaparak sorunun çözümü için yegane çözümün diyalog ve müzakere olduğu değerlendirmesi yaptı T24 Taksim Platformu, Gezi Parkı eylemlerinin 11. gününde bir açıklama yaparak "haklı mücadeleye gölge düşürecek her türlü çabadan uzak durmaya devam edileceğini" duyurdu. Taksim Platformu'ndan yapılan açıklama şöyle: "Taksim Gezi Parkı'nda 11 gün önce meşru taleplerimiz için başlatılan masum ve barışçı protesto gösterimiz güvenlik güçlerinin ölçüsüz güç kullanımı ile engellenmek istenmiştir. En temel demokratik hakkımızın yasadışı şekilde ve hiçbir demokratik ülkede örneği görülmedik oranda şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışılması, protestomuzun geniş halk yığınları nezdinde destek bulmasına sebep olmuştur. Meşru taleplerimizi savunurken dışlayıcı bir dile başvurmamaya, kimseye ayrımcı bir gözle bakmadan anlamaya çalışmaya ve şiddetten uzak durmaya büyük özen gösterdik. Bundan böyle de haklı mücadelemize gölge düşürecek her türlü eylemde bulunanları uyarma ve aramıza mesafe koyma gayretimizi sürdüreceğiz. Hangi yol ve yöntemle olursa olsun hiç kimseye, hiçbir gruba, hiçbir anlayışa ve hiçbir inanca karşı şiddeti, ayrımcı ve dışlayıcı davranışı, hakareti, küfrü kabul etmiyoruz ve böyle davrananları şiddetle kınıyoruz, suçluyoruz. Demokratik bir siyaset ortamının oluşumu için son derece önemli gördüğümüz bir arada yaşama deneyimini tehdit edebilecek her türlü eylemi son derece tehlikeli ve elde edilen barışçıl ilişkileri tahrip etmeye yönelik olarak görüyoruz. Sonuç vermediğinin görülmesine rağmen günlerce sürdürülen yasalara aykırı polis şiddeti sorumlularının görevden alınmasının, cezalandırılmasının, şiddetin dinmesini ve barışçıl bir müzakere ortamının oluşmasını sağlayacağı inancındayız. Sorunun çözümü için hala yegâne koşulun, diyalog ve müzakere yolunun açılması olduğu inancımızı tekrarlıyoruz... Taksim hepimizin!" -
Birey olarak kendi hak ve ozgurlugunu talep etmek Birey olarak baska bireylerin hak ve ozgurluk taleplerine destek vermek Birey olarak her bir bireyin hak ve ozgurlugunu savunmak Birey olarak herhangibir bireyin/zumrenin/ v.s. ideolojik inancsal, etik, etnik, dini mezhepsel, politik ve izmsel dogrusunun kendi hak ve ozgurlugunu baskasina dayatmasina, zorla/baski ile kabul ettirmesine kendi dogrusuna biat ettirmesine karsi cikmak.
-
Taksim Gezi Parki Ilk Ve Enleri Ve Bir Ozet
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Politika
TDK diktatorun "capulcu" aciklamasindan sonra, sozlukte ayar yapmis; daha once "yagmaci/talanci" olarak acikladigi "capulcu" nun aciklamasini tanimini degistirerek "duzene karsi duran/duzene bas kaldiran" olarak degistirmistir. -
28 Mayis 2013 ile sadece golgesinde dinlenilen agaclara mudahele ile baslayan direnis, 31 Mayis 2013'te orada uyumakta olan park sakinlerinin sabah 5'te uzerine tazyikli su ve biber gazi sikilmasi ile hiz aldi ve bugun tum yurtta yayginlasarak 9. gunune girdi. T.C tarihinde ilk ve enlere sahne olan bu halk direnisinin ilklerini once siralayalim. Sosyal direnistir. Apolitik direnistir. Enlerinde soyle siraslayabiliriz; uzun soluklu direnistir katilimci direnistir yaygin direnistir kitlesel direnistir destekci direnistir yurt ici destegi alan direnistir yurt disi destegi alan direnistir dayanismali/yardimlasmali/paylasimli direnistir bariscil/ozgurlukcu/sagduyulu direnistir sosyal medya agi kullanan direnistir cagdas, ilerici, aydin ve devrimci direnistir dayanikli kararli azimli direnistir. toplumun her kesimini her yasgrubunu her farkini iceren gelisimdir Isteyenler bu ilk ve enleri artirabilir. Bunun yaninda, her turlu olumsuzu olumluya ceviren ve mizahi zekaya sahip bir direnistir. Bunun yaninda olaylarin katilim farki acisindan degerlendirilisi de soyledir; Hukumet ve devlet diktatorun kiskirtici ve korukleyici aciklamalari yaninda, sagduyulu ozur dileyebilen aciklamalar da yapmislardir. Hukumet ve devlet yetkilileri her turlu aciklamalarinsa halk direnisini gormemezlikten gelmis, saldiran ve vahset uygulayan polisi savunmus ve dikkati provakator gruplarin uzerine cekmeye calismistir. Polis kanunlari hukuku her turlu ihlal eden baski vahset uygulamistir. Olu sayisi resmi olarak 3 verilmekle birlikte daha cok oldugu tahmin edilmektedir. Resmi aciklanan goz altilar yaralilar rakamlari gercegi yansitmamaktadir. Bir kac linc hareketi girisimi olmus, en son Rize'deki linc girisimi "2. Madimak" olmaya ramak kalmisken onlenmistir. Polis sadece eylemcilere uzerlerine geldikleri icin baski ve vahset uygulamamis, hareketli araclarla sokaktaki her gordugu kisiye eylemi katilip katilmadigina bakmaksizin baski ve siddet uygulamistir. Polis yasak oldugu halde uyguladigi gazlari hem yakindan hem de kapali alanlarda hem de miktar olarak asiri kullanmistir. Polis taninmamak amaci ile kasktaki numaralarini tahrip etmistir. Polislerin arasinda unuformali sahte polislerin sivil polislerin ve hatta eli sopali kisilerin oldugu tesbit edilmistir. Bilhassa eli sopali kisilerin polisin gozu onundeki uyguladigi vahset tesbit edilmistir. Halk direnisine destek evlerden isyerlerinden ve her bir ortamdan cesitli eylemlerle surmustur. Halk direniscilerin her turlu ihtiyacini yine halk saglamistir. Hareket tum dunyanin her turlu kesiminden destek almis, dunyanin cesitli ulkelerinde direnise destek eylemleri duzenlenmistir. Direniscilerin istedigi cok aciktir. Yasamlarina, iliskilerine ne yiyip iceceklerine, ne giyeceklerine, ne aile yasantilarina, ne vucutlarina v.s. karisilmamasini kendilerinin cesitli soylemler ile asagilanmamasinin kucuk dusurulmemesinin ve kendilerine hakaret edilmemesinin gerekliligini, cevreye duyarli olunmasini ve her turlu farkin hak ve ozgurlugunun taninmasini istemektedir. Halk direnisi hareketinin hic bir politik etik etnik ya da ideolojik inancsal tek bir tabani yoktur. Hic bir fark tabaninin da onculugunu tasimamaktadir. Bu halk direnisi sadece Turkiye'de degil; anlam ve icerigi ile dunyada da bir ilktir. Kisaca bu halk direniscilerini soyle ustelik diktatorun asagilama maksadi ile soyledigi kavram ile tanitalim. C-Cagdas A-Aydin P-A politik/politika ustu U-Uzlasmaci L-Laik C-Cumhuriyetci U-Ulusunu seven/koruyan
-
31 Mart 2013 ile baslayan ve gunumuzde de devam etmekte olan halk direnisine karsi polisin baskisinin vicdan ve insanlik sinirlarini asan yasam ve iliskiye fiziksel bedene coluk/cocuk farki gozetmeden yapmis oldugu bu saldirinin bir yani da yarattigi sosyo-psikolojik durumdur. Anne babalar ya da buyukler, bu durumu evlatlarina cocuklarina aciklamakta gucluk cekmektedirler. Bu vahseti goren cocuklar saskinlik ve korku icine dusmektedir. Bu tip olaylarin basta cocugun beyninde ve bilinvaltinda yer etmesi soz konusudur. Onlarin ilerisi yasamlarinda ve iliskilerinde oynayacagi insanlikdisi ya da verecegi etkinin getirecegi ozurluluk soz konusudur. Insanoglu sadece bedenden olusmamaktadir. Onun bir beyni ve beyin fonksiyonu olan zihniyeti akli dusuncesi v.s. vardir. Bunu bile T.C Devleti ve hukumeti ve de bizzat vahseti uygulayan polisi gorememekte ve dusunememektedir. Burada insanligin sadece fiziksel degil her turlu zihinsel gordugu zarar soz konusudur. En basiti, devletin halkinin guven ve selametini korumak icin var olan polis gucunun, bu saldirilardan sonra zihinlerde nasil yer edecegi sorunu vardir. Ulke toplumunun ve direnen halkinin her turlu sagligi adina hukumet ve devlet kesin karar alarak bu vahsi insanlikdisi saldiri ve baskiyi derhal durdurmasi gerekir. Bu toplumun olusacak sosyo-psikolojik yapi ve isleyisi icin ivedi ve elzemdir.
-
- 6
-
-
Bugun T.C. Tarihinde bir ilk daha yasaniyor. Su anda yuz binler Taksim'e dogru ilerliyor ve Taksimde birlesiyor. Farklar; Bu bir 1 Mayis Eylemi degil. Taksim de ve giden yollarda Polis yok. Halkta polisten korunma hazirligi yok. Halk organize bir sekilde sokaklari temizliyor. Taksim de halka her turlu yardim adina yiyecek/icecek merkezleri ve olassi polis saldirisinda verilecek gaz maskeleri, limon, su, sirke ve bilimum korunma malzemeleri. Bu halk direnisinin anlami su. "Biz diktatorden aciklama bekliyoruz, hem Taksim, Hem gezi Parki hem de bundan sonra halka verebilecegi guven ve saglikli demokratik ve ozgur yasam ve iliski icin. Bu da bizim diktatorden bekledigimizdir."
-
- 2
-
-
Yukaridaki guncel olayi gecmeden once kisa bir aciklama ve giris yapalim. 2002 ile iktidara gelen AKP, 2006 lar ile birlikte gozlem verecek sekilde devleti ve her turlu kurum ve kurulusunu nasil ele gecirdigini gostermeye basladi. Amacinin "dindar/kindar nesil yetistirmek/taraf olani bertaraf etmek/butun bunlari teokratik olarak tek agizdan yonlendirmek/yonetmek ve yaptirima tasimak icin ciktigi tarihi yolda; toplumu ve farkli halklarini biat etmek, surude tutmak, yildirmak, korkutmak, sindirmek, susturmak v.s. adina kullandigi her turlu kitlesel yasaklar yalanlar baskilar temelinde; ilk uyanislar 2010 ile basladi. Kitlesel ve bilhassa Ataturk ve kazanimlarini koruma adina yapilan her turlu politik eylemler ile geliserek en son Reyhanli bombalamasi ve katliami ile suregeldi. Onceleri karsi ciktigi 3. Kopruyu acma ve Suriye saldiri istahinin tikanmasi yaninda ve de alevileri kizdiran 3. kopruye "Yavuz Sultan Selim" adi verilmeleri ve "iki ayyas" ve de icki yasagi tartismalari golgesinde; GEZI PARKI EYLEMI HER YONUYLE BUGUNE KADAR OLAN TEOKRASTIK PARTI DEVLETI VE PARTI POLISI BASKILARINA KARSIN, BIR DONUM NOKTASIDIR. Bu eylemin donum noktasi olmasinin ve bazi TC tarihinde de yeni ilklere imza atmasinin neler olduklarini siraliyalim. Ilk halk eylemi-daha oncekiler genelde politik icerik tasiyordu. ilk doga koruma eylemi-daha oncekiler AKP karsiti eylemlerdi ilk uzun soluklu eylem-1970'lerden bu yana direnisi nobetlerle koruyan ve bu korumada halkin her kesimini iceren bir eylem. Diger ilkleri de soyle siralayabiliriz. Polisin kendi bunyesinde bolunmesi-silah ve apoletlerini birakip halk direnisine katilan polisler ve istifa eden polisler. ilk ciddi yaralanmalar ve olme olayi-yogun bakimda olanlar ve olen oldugu haberi Dagilanlarin sigindiklari yerlere biber gazi, gaz bombasi tazyikli su s1k1mi. Metrolara, kahvelere ve halkin oldugu yerlere siginan direnenlere vicdan sinirlarini asan saldirilar Ambulanslarin "bizi aramayin, once polisi arayin" diyerek gelmemesi Eylemde olmayanlarin eylemi surdurenlere her turlu transport, maddi ve manevi yardimi Yaralanan ve saldiridan etkilenen cocuklar ve yaslilar T.C. Tarihinde uc buyuk klub olan BJK, GS.FB taraftarinin ortak eyleme ve direnise fiziki destek karari. Eylemin Turkiye'nin diger sehirlerinde parklarda desteklenmesi adina yapilan eylemler Yabanci basinda gezi parki direnisinin genis yer bulmasi. Isteyen ve baska ilkler aklina gelen yazar arkadaslar basligaekleyebilirler. Kisaca GEZI PARKI DIRENISI POLITIK OLMAYAN USTELIK TAMAMEN DOGA KORUMASINA YONELIK HALKIN KARARLI BIR DIRENISIDIR VE BIR DONUM NOKTASIDIR. Ayrica burada baska ilklerin basinda da direnise katilan halkin her turlu polis baskisina karsi onlemler gelistirdigi ve ilk defa geri cekilmedigi ve direnisini artirarak ve kitlesel olarak genisleyerek surduruyor olmasidir. Evet teokratik otokratik bir islam devleti icin yola cikan AKP'nin artik suyu isinmistir. Son bir senede yaptigi ulke ici ve disi tum girisimler kendi tabani dahil destekten yoksundur. Ayrica toplum ve halki artik yalanlara kandirmalara da gelmemektedir. Iktidar halk uzerindeki guvenini destegini hatiri sayilir bir sekilde yitirmistir. Bu eylem de yine bir ilk olarak halki karsisina alan ve onu baski ile sindirecegini uman tarihte yanilmis her turlu diktatorun yanina yakinda esbaskan ve partisi de eklenecektir. HALKI KARSISINA ALAN HIC BIR DIKTATOR AYAKTA KALAMAZ. Yine tarihte oldugu gibi tum diktatorler kendi sonlarini kendileri hazirlamistir, esbaskan ve partisi icin tarih bir kez daha tekerur edecektir. Evet esbaskanin kendisinde vicdan olmayabilir ve sirf kendi istedi diye kendi cikari adina her yolu kendince mubah ve mesru kilabilir, ama artik emir verdikleri bunu pek boyle algilasmasmakta, vicdaninin sesini dinlemeye zorlanmaktadir. Eylem mi, cokbasit. AVM hastaligina tutulmus olan esbsakana "biz taksim gezi pakinda dogayi yok edip, AVM kurulmasini istemiyoruz" eylemidir. Iste bu ve bu icerikteki bir eylem, ulkede ilklere imza atmis, insanogluna onun bir vicdani oldugunu hatirlatmis ve hatirlatmaya da devam etmektedir. Bundan sonraki eylemlerin bu hatirlatmayidaha guclu yapacagindan da kimsenin suphesi olmasin. Uluslar arasi basinin bile o emperyalist zihniyeti, konuyu bu vicdani temelde degerlendirmistir. Direnis devam ediyor, yeni gelismeler oldukca buraya eklemek her bir site yazarinin vicdani bir algisi olsun ve "insanlik boynunun borcu olsun" Oradaki bir sanatci eylemcinin esine sarilarak polislere karsi yaptigi su konusma da tarihe gecmelidir. "Tazyikli suyunuz, biber gaziniz, gaz bombaniz ve her turlu saldiriniz bizleri oldurmeye yetmez, ne duruyorsunuz, kursunlarinizi s1k1n, bitirin, neden kursun s1km1yorsunuz?" Esbakanin unutmamasi gereken, BUNUN BIR HALK DIRENISI OLDUGUDUR. HALKA KARSI HIC BIR DIKTATORUN GUCU OTORITESI IKTIDARI BASKISI VE HER TURLU YILDIRMA, SINDIRME, SUSTURMA, KORKUTMA GIRISIMI YETERSIZ KALIR. CUNKU HALK DIRENISI ISTEDIGINI ALMAK ICIN YOLA CIKMISTIR VE ALMADAN DA BU DIRENISI BITIRMEZ.
- 1 yanıt
-
- 3
-
-
Bilginin bilimsel ve bilissel olani olgu. Iste bilimsellik ve bilissellik, diger bilgilerden ve sinirlama ve sonlamalardan GECERLILIK, YANLISLANABILIRLIK, YENILENEBILIRLIK VE DEGISIM olarak farklilasiyor. Buradaki GECERLILIK OLGUSAL, YANLISLANABILIRLIK GOZLEMSEL YENILENEBILIRLIK HEM OLGUSAL HEM GOZLEMSEL DEGISIM ISE; DONUSUMSEL, BASKALASIMSAL VE OLUSUMSALDIR. BU DURUM DAIMI YANI SUREKLI SUREGELEN BIR SURECTIR. Iste bu farklilasma, fenomeni sinirsiz, sonsuz ve daimi kildigi gibi; gozlemi, bilgiyi ve algiyi da sinirsiz ve sonsuz ve de daimi kiliyor. Tek fark fenomenin bu sinirsizligi, sonsuzlugu ve daimiligi KESINTISIZ, gozlemin, alginin ve bilginin sinirsizligi, sonsuzlugu ve daimiligi KESINTILI. Iste bu kesintiyi veren de bilimsel ve bilissel olarak olgu ve gecerlilik; kesintiyi kaldiran da bunun gozlem ile yanlislanabilirligi. Iste bilgideki bilimsel ve bilissel fark bu KESINTININ GECERLILIGI dir. Diger her turlu bilgi de, bu KESINTI KALICIDIR. Yani mutlaktir, sonludur, kesindir, degismezdir, tektir, ilktir baslangici ve sonu vardir v.s. kisaca zamansaldir. Metafizik temelli, yani varliksal, ontolojik materyalistler/nesnel gercekciler ile, metafizik temelli, varliksal, ontolojik idealistler/oznel gercekciler ve pozitivistler/isimciler; ayni sekilde metafizik temelli yaraticilar, fizik oteciler, teolojik ideoloji ve inanc sahipleri ve hatta etik formel ve diyalektik mantik savunuculari ve de klasik bilimciler, yani bilimin temelini varlikta ontolojide arayanlar mesela materyalist diyalektik "bilimciler" kesintinin gecerliligini algilayamazlar. Cunku kesintiyi kalici kilarlar. Iste epistemolojinin (bilgi ve her turlu ve de bilimsel/bilissel bilim ve felsefesinin) bil kokeni ve insanoglu yapilandirilmisligi ile, metafizigin var, ol ve inan kokenli yapilandirilmisligi farki,tam da budur.
-
- 3
-
-
"Obama'yi ozledim" diyen esbaskan, ule ve toplumunun acisini dindirme, moral verme, destek verme v.s. yerine; Reyhanli'ya gidecegine; Ailesi ile "cumburcemaat" ABD'ye gitmeyi tercih etti. Kendince orada sosyal bir sicaklik yaratmak adina ailesini de goturmustu. Bu konuda Obama ailesi ise bu ziyareti resmiyette tutmayi yegledi. Ayrica yandas basina yansiyan "ilkler" in de her bir diplomasinin ve eski Turkiye yetkililerine sunulan "misafirperverligin" aynisiu oldugu ortaya cikti. Esbaskan'in en buyuk umudu, "Misak-i Milli acilim" adina Suriye'ye fiziki saldiriya destek aramakti. Evdeki pazar pek carsiya uymadi. Obama'dan o konda Cenevre ve Rusya/Cin ayari yedi ve "kendi kendine gelin/guvey olmamasi" soylendi. Gelen en onemli direktif te, Anayasa'nin bir an evvel hazirlanmasi konusu idi. Bu arada iktidar'in hukumet kanadindaki B.Arinc'in F.Gulen ziyareti de basina yansidi. "Orta Dogu Turkiyesi" basliginda aciklandigi gibi, ulke genelinde oyle veya boyle bombalanmalar devam ediyor. Reyhanli'da da ikinci bombalama oldu. Bu arada olu sayisinin 100'u gectigi halde, hala tum medya'nin verilen resmi 51' olu de demir atmasi da, manidar. Reyhanli bombalasmasini protesto ile ilgili olarak polisin her turlu insanlik gucu kullanmasina en aci ornek; bunu Reyhanli'daki bombalamada bunu protesto eden Reyhanli halki uzerinde kullanmasiydi. Evet, esbaskan bugun aldigi ilk direktifi uyguladi ve Suriye konusunda rotayi Cenevre'ye cevirdi. Bakalim "Esed" hevesi devam edecek mi? Bir onemli nokta da, yarin 19 Mayis kutlamalarinda, esbaskan'in ulke de olmayacak olmasi. Bakalim bundan sonra Suriye'den gelen teroristlere yonelik iktidarin politikasi ne olacak? Dolayisi ile onlarin olmayacak olan fiziki Suriye saldirisina karsi tepkileri ne olacak? Evet, iktidarin elindeki ulkemiz ve toplmumuz yeni geleceklere gebe. Burada bilinen tek gelecek, bunun ABD/Israil eliyle ve RUSYA/CIN agirligi ile cizilecegi. Ulke guncelligi adina, bu arada anamuhalefet olan CHP'nin de meydanlara cikmaya karar aldigini ve hemen hemen tekrar Ataturk'e sarildigini da bildirelim. Anlasilan o ki sadece iktidar degil; CHP'de IP'nden "korkmus" bari guclerini birlestirseler de, iktidari karsisina tek muhalif guc olarak cikabilseler.
-
- 2
-
-
20. y.y. ile gelen kavramin onemi ve abductive ve de analojik temeldeki her turlu anlam ve mana cikariminin ...e gore temel ve hedefine gore; Din felsefesi ve teolojideki her turlu inanc en basta dini uygulama ve teolojik inanc olarak iki ana farka ayrilmaktadir. Teizm din felsefesi dalindaki pozitifizmi icerirken, yani hem kisinin bir dini olmasini ve dini yonlendirim ve yaptirimlari uygulamasini icerirken; deizm, tamamen dini uygulama ve dini yonlendirim ve yaptirimlardan bagimsiz ve inancsiz bir anlam ve icerik tasimaktadir. Iste teizm ile deizmi biribirinden farkli kilan bu DINSIZLIK, DINI UYGULAMASI OLMAMA farkidir. Teizmin deizm ile ortak noktasi ise, teolojik inanctadir. Her ikisinin de bir teolojik pozitif inanci vardir. Yani, IKISIDE DUNYEVI degildir. Buradaki ana fark, dini temeldeki; teolojik inancin, kisiye dunyevi yukledigi her turlu yonlendirim ve yaptirimin, yerine gore dunya otesinin ve doga ustunun, teolojik inancin kisi uzerindeki her turlu etkisinin onun yasam ve iliskisine mudahelesinin, ya da teolojik inancin herseyi ollayan ve kontrol altinda tutan bir insanoglu beyin yetisine ait ozelliklere sahip olup olmamasina inancin farki vardir. Deistler genelde ya dinsiz bir teolojik yukumluluk, ya da dinsiz bir teolojik yukumsuzluk tasirlar. Mesela varolusculuk, mistisizm, tasavvuf ve her turlu inanilan teolojik guce ulasim ile; bu ulasimi gereksiz goren, sadece bir teolojik belirli/belirsiz guc inanci farki; deizm de teolojik inancin oznesini ve ogesini kisiye karsi ustun yonlendirici ve yaptirimli kiladabilir, kilmayadabilir. Iste bu temelde deizmi dinden bagimsiz bir teolojik inanca tasidigimizda, diger teolojik inancsal bakis acilari; teizme gore degil de; deizme gore bir deger kazanmasi gundeme gelir. Iste deizme teolojik duzeyde ve inanc temelinde; olumlu bakis teolojik inanc gucunun belirliligidir. Ornek verirsek; panteizm ve hyloteizm. Bu bakis acisinin belirsizligi ise agnostisizmin bakis acisidir. Buradaki belirsiz bakis acisinin teolojik bir oznel/nesnel guc olabilirligine yakinlik; deist agnostizmi, boyle bir olabilirligin yoklugu ise deist olmayan agnostisizmin bakis acisidir. Gunumuzde bilnen teolojik durustaki olumsuzlugun kesinligi ise, ya deizmin karsiti ya da tamamen deizm disi bir durusu sergilemektir. Ateizm semsiyesi altindaki bu bakis acisinin, ana farki deizme karsitlik ya da deizm disilik farkidir. Yani ya antideizm ya da nondeizm farkidir. antideizm temelde deistik bir mucadele icermekte birlesirken; nondeizm de, kendi bunyesinde teolojik bir oznel/nesnel guc ve oge disiligin hangi temelde ortaya konmasi olarak cesitlilik kazanir. Buradaki diger bir fark ta; teolojik olarak deist, antideist ve nondeist durustaki; kisisellik ile toplumsallik farkidir. Toplumsallik farki her turlu karsi mucadele ve mudaheleyi icerirken; kisisel durus, sadece kendi durusunu dile getirmek ile sinirlidir. Kisaca hak ve ozgurlukler olarak konuya bakmakta ve burada ya kisisel pasif, ya da kisisel aktif bir durus sergilemektedir. Buradaki din felsefesi temelli her turlu duzen sistem temelli dini uygulama zorlamasina baskisina ve mudahelesine yonelik dinsiz ve dindisi temelli hak ve ozgurluklerin saglanmasi mucadelesinde; deizmin her cesidi, antideizm ve non deizm ile ortak mucadele verir. Sonucta deist bilinc duzeyindeki bir beyin, aslinda teolojik inanc durusunun TOPLUMSAL DEGIL DE, KISISEL BIR DURUS OLDUGUNUN FARKINDA VE BILINCINDE OLMASI GEREKIR. Bu da kisaca sadece kisiyi ilgilendiren bir teolojik durustur. Sorun teolojinin duzen/sistem temelli toplumsal yonlendirim ve yaptirimindaki din uygulama temelli zorlamasi, baskisi ve mudahelesindedir. Iste tum deizm cesitlerinin kendi hak ve ozgurlukleri adina bu toplumsal baskiya karsi vermeleri gereken mucadele soz konusudur. Bu mucadele de teizmin degerlerine karsi degil; teizmin toplumsal baskisina karsidir. Cunku bu baski insan haklarinin evrensel hukukunda hak ve ozgurluk ihlalidir. Her teokratik ve otokratik duzen sistem insan haklarini ihlal etmektedir. Iste teizmin dini temeldeki tabani bir inanc degil; bir uygulama ve yonlendirim/yaptirimdir. Kisaca bir kisi ya bu uygulamadaki yonlendirim/yaptirimlara yasam ve iliskisinde yon verir ya da vermez. Dolayisi ile ozel bir dini ve teolojik oznesi olan bir teist te MONOTEISTTIR ve onun icin diger din uygulamalari ve dine ozel teolojik oznelere yanasim DEISTIK YANI OLUMSUZDUR. Demekki HER BIR DINI OLAN MONOTEIST GENELDE DIGER DINLERE KARSI VE ONLARIN TEOLOJIK OZNELERINE KARSI DA DEISTIK BIR BAKIS ACISI GOSTERIR. Iste bu bir teistin kendi uygulama ve teolojikinanc IC CELISKISIDIR. Cunku o da din ve o dine bagli teolojik ozne temelinde diger dinler ve onlarin teolojik oznelerine olumsuz bakar. Yani BIR TEIST OZELDE TEIST, GENELDE DE DEISTTIR. Iste "nonreligious/no religion" bu temelde deizmin ve her turlu teolojik durustaki olumlu/olumsuz bakis acisinin "benim bir dinim yok. Ben dini uygulamalardaki yonlendirim/yaptirimlardan kendimi muaf tutuyorum ve buna yasam ve iliskimde gerek/luzum duymuyorum ve onem vermiyorum" demektir. Zaten boyle bir algi biligi bilinc ve farkindaligin bilisselligi; dini uygulamalarin yonlendirim/yaptirimlarini da tartismaz. SADECE BUNLARI UYGULAMAYAN BIR KISI OLARAK, HAK VE OZGURLUGUNU TALEP EDER. Zaten bu onun insan hakkidir. Bu temelde ozel bir din felsefesi olan islam uygulamalarini ele alirsak, bir herhangibir dini olmayanin ve dine yasam ve iliskisinde yer vermeyenin; bu ozel dinin getirdiklerini tartismasi da mantiksal degildir. Cunku bilir ki dini uygulama da ayni dinsiz olma gibi kisinin hak ve ozgurlugudur. Yine ayni temelde bu ozel din felsefesi olan islamin teolojik oznel gucu olan Allah'in da tartismasi bu temeldse mantiksal degildir. Cunku deist durusun her turluolumlu ve olumsuz durusu ozel bir din felsefesinin teolojik oznesini degil; her turlu din ya da dinsiz felsefenin teolojik oznelerini genelde tartisir. Cunku bu konudaki bilinc ve algi ozel bir teolojik ozne de degil, her turlu teolojik ozne inanci temelindedir. Buradaki bilimsellik te iki yonludur. Teizm temelli dini uygulamalarin ve yonlendirim/yaptirimlarin toplum uzerindeki ve kisi uzerindeki sosyo-psikolojik etkisi ve bunun sorunu; deizm temelli bir teolojik olumlu/olumsuz bakis acilarinin bilimsel olmadigi ve bilissel olarak ta kisi ve toplum uzeriundeki sosyo-psikolojik etkisinin sorunlari. Buradaki sorunlar da din felsefelerinin ve teolojik olumlu/olumsuz duruslarin zihinsel ve davranissal insanligin yasam ve iliski duzen ve sistemindeki sosyo-psikolojik etkisi ve kisinin ve de toplumun her turlu nitelik gelisiminde nasil ve neden birer engel oldugunun ortaya konulmasidir. Iste bu da toplumsal egitim ogretim yetistirim ile ve birey yetistiriminin bilimsel bilissel ve bilgiselligi ile serbest dusunen beyinler yetistirerek saglanir.
-
- 11
-
-
Bu son Reyhanli'daki vahim katliam, T.C. tarihince ve Turkiye cografyasinda bir tarihi donum noktasidir. Bugun Reyhanli'da olan olaylar, konan yasaklar, AKP'nin oraya gidememesi, yapilan aciklamalar, multecilerin "guvenlik" nedeniyle, multeci kaplarini terk edip, Suriye'ye donmeleri, Reyhanli olayi olmadan once oradaki multecilerin bolgeyi bosaltmis olmalari, Reyhanli'da acilmis bomba yapim merkezleri, Reyhanli halkinin susturulmaya calisilmasi, "caresiz/sahipsiz" bir sosyo-psikoloji uygulanmasi, Bomba olayindan sonra multecilerin de bolgeyi terk etmesi, bombalamadan hemen kisa sure sonra yapilan hedef gostermeler ve cark etmeler v.s. bugun artik gormek isteyene AKP'nin "Avrupali" maskesini dusurmus ve gercek yuzu olan Ortadogulu goruntusunu ortaya cikarmistir. Evet, AKP'nin AB masalinin bir oy somurusu oldugu ortaya cikmistir. AKP Turkiye'yi cografi ve devlet olarak bir Ortadogu ulkesi yapmak durumundadir. Aslinda bu girisim tarih olarak uc koldan 1980 sonrasi baslamistir. Kurdculuk-Ocalan Kurdculugun resmiyeti-Ozal Arap sunniligi-F. Gulen Burada emperyalist gucler ile yapilan andlasma da sudur; O.Dogu'yu kendi ekonomik politik ve diplomatik cikari temelinde sekillendirmek isteyen ABD artik oralara kendi askerlerini gonderemeyecek durumdadir. Irak ve Afganistan'da bu tecrubeyi yasamis ve artik bu tecrubeyi yasayacak durumu kalmamistir. Israil, bolgede her turlu fiziki ve zihinsel hakimiyeti saglama adina kendine bagli bir bolge yaratmak durumundadir ve bunun da en politik somuru uygunu bolgede bir kac ulke de yasayan kurdculuk gerilla ve terorizminin bu turanci kurdculuge sicak bakmasidir. Burada yine, ana gorevi sinir guvenligi olmasi gereken TSK'nin "biz sinir guvenliginden sorumlu degiliz" aciklamasi da, cok manidardir. Zaten Hatay bolgesi ile O.Dogu arasinda sinir falan kalmamis ve orasi "yol gecen Hani" na donusmustur. Hatay bolgemiz ilginctir. Hem ulke topraklarina oy ile katilmis hem de tum O.Dogu'nun sembolu olarak O.Dogu'nun Avrupali tek bolgesidir. Her turlu etnik ve mezhepsel fark toplum olarak bir arada ve kardesce yasamaktadir. Hatay'in "gozden cikarilmasi" nin bir ana nedeni de, adi gecen ve bir kac ulkeyi bunyesine alacak olan Israil yonetimli kurdistan'nin Akdeniz'e acilan tek kapisidir. Her turlu petrol aktariminin da ana merkezlerinden biridir. Evet, takke dustu kel gorundu, kral artik ciplak. Tabi bu arada eski "Misak-i Miili"de hortlatilmis ve bu temelde Kurulacak Kurdistan ile Islam Cumhuriyeti topraksal bir butunluk kazanacaktir. Burada bir benzerligi de dile getirecegim. 11 Eylul ile cokertilen ikiz kuleler ile Reyhanli Katliami arasindaki bazi benzerlikler sasirticidir. Orada bush hemen cikip El-Kaide'yi hedef gostermistir. Reyhanli'da da Suriye rejimi hemen hedef gosterilmistir. Coken binalarda ogun Israilliler islerine gitmemistir. Reyhanli'da da multeciler orada degildir. Kuleler icerden dosenen bombalarla cokertilmistir. Reyhanli multecilerin bomba insa merkezi haline getirilmistir. Ikiz kuleler sonrasi halk Afganistan'a saldiriya ikna edilmistir. Reyhanli katliami ile toplum Suriye'ye saldirilmaya ikna edilmektedir. Ikiz kuleler yeni emperyalizmin O.Dogu'ya fiziki saldirisinin baslangici olmustur ve hala devam etmektedir. Reyhanli ile hedeflenen Turkiye'nin O.Dogu'ya fiziksel saldirisinin baslangic olmasidir. Butun bunlarin yaninda, AKP'nin 1923 Turkiyesi ile gelen her turlu yeniligine saldirisi ve toplumun hafizasindan silme girisimi de O.Dogu Turkiyesi'nin Sunni Cumhuriyeti'nin hazirlik asamalaridir. Burada Turkiye bir cesit emperyalist emeller ile O.Dogu islam cografyasinin basi, halifesi, onderi v.s. yapilmak istenmektedir. Iste bunun icin de ulke ve toplumunun her turlu kullaniminin ve harcaniminin karari alinmistir. Amac Turkiye cografyasinda T.C.'ne mumkun oldugu kadar bati'da ve az bir toprak birakmaktir. Bu da yapilacak olan ic savasla belirlenecektir. Evet bundan sonra hala AKP'yi oylari ile destekleyenler iyi dusunsunler ve destekleme temellerini; O.Dogu Turkiyesi Sunni Teokratik Otokrasi O.Dogu tipi bir yasam ve iliski duzen ve sistem. Yani hergun bombalamalarla birlikte yasam. Tamamen Araplasmis bir inanc anlayisi ve uygulamasi Evet, nasil ikiz kuleler Yeni emperyalizmin kapisini acti ise; Reyhanli Katliami'da O.Dogu Turkiyesinin baslangicidir. Esbaskan ABD'ye talimat almaya giderken "Ben gelene kadar buyuk degisim yasanacak" demistir. Evet, Esbaskan ordan yeni direktiflerle donecektir. Bunlarin ne oldugunu da hep birlikte gelen gunlerde yasayacagiz. Evet "takke dusmus, kel gorunmustur" Kral artik "ciplak" tir. AKP'nin amaci artik bellidir. O.Dogu Turkiyesi. Isteyenler bu yazilanlara "komplo teorisi" yaftasi yapistirabilirler, yalniz Aydin, ilerici,, devrimci, bilge v.s. olabilmek te iste boyle "persembenin gelisini Carsamba'dan gorebilmek" ile ilgilidir. Cunku Persembe geldiginde is isten gecmis olacaktir. O yuzden ne yapilacaksa, AKP'ye karsit nasil bir muhalefette her bir fark birlesecekse biran evvel birlesmeli ve AKP'ye ilk darbe 2014 secimlerinde ve sonra da ana secimlerde verilmelidir. Bu arada kisa not, bunu tam olarak benimsemeyen iktidarin diger kasnadi A.Gul ve cemaatciler de kendi partilerini kurma girisimlerine baslamislardir. Tabi burada emperyalizmin ve basta Israil ideoloji cikarin, hala Esbaskan'da mi oldugu, yoksa F.Gulen onderli cemaate mi kaydirilacagi da gorulecektir.
-
- 1
-