evrensel-insan

Haci, oyle bilgisiz ve dusuncesiz atip tutmak ile bu isler yurumez. Senin nasil bir fenomenal zihniyet esiri oldugun ateist forumdan tasdikli. O yuzden dusunemeyen beynin ile algilayamadigin dusunce kavtrasmini agzina alma, belki carpilirsin. Yani esir olduklarin seni carpabilir. Sen once bir aynaya bak ve kendinin ne olduguna karar ver. Ayrica sen kimsin ki haddi bildirme memuru musun? Senin haddini esir olduklarin bildirmis zaten. Senin 18. yuzyildan kalma metafizik/varliksal/ontolojik temeldeki biulim uzerine ahkam kesmen cok gerilerde kaldi. O yuzden bundan sonra edebini takin, ya yazilanlara bilgin ve dusuncen varsa yanit ver; ya da sus otur. En azindan beyninin ufkunu genisletme adina yazilanlardan bir seyler ogrenmeye calis. Burasi senin borunun ottugu ateist forum degil. Her turlu konu ve kavramda dusunce ve bilgisi olup ta bunlari paylasanlarin formu. O yuzden birak baskalarina had bildirme memurlugunu da once kendi haddini bi. Adam gibi bildiklerini yaz ve bilmedigin aklinin ermedigi konulara dokunma. Cunku dokunursan, karsinda benim bilgi ve dusuncemi bulacaksin.

Neden illa insani bir seye esir ediyorsun? Sen hic kendilik bilinci insanoglu bilinci ne oldugunun insan farkindaligi sahibi OZGUR BIREY VE ONUN SERBEST DUSUNCESI ile karsilasmadin mi? Insanoglu kendi yarattiklari ile kendisini esir eder. Iste bunun farkina ve bilincine varmasi zaten bu esaretten kurtulmasi icin gerekendir. Yalniz bunun icin KENDINI HERSEY GIBI BIR SEYLE OZDESLESTIRMEK YERINE, KENDINI KENDI ILE OZDESLESTIRMELIDIR. Ayrica once HERSEYI ORTAYA KOYARAK AHKAM KESECEGINE, KENDINI ORTAYA KOYMAYI BASARMALIDIR. Kisaca aynaya bakmalidir. Cunku aynaya bakmaz ise kendini goremez. Buradaki kendi hem bireysel hem de tursel anlamdadir. Haddini bilmek ne demek, kime neye karsi haddini bilecek? Bir insanon dogar dogmaz sahip oldugu en buyuk deger, onun numenal yetisi ve bunu insanlasmaya yonelik kullanabilir olmasidir. Bilgi toplumu once kendinin ne oldugunu bilmelidir. Herseyi ortaya koydugu gibi, insanoglu kendini de kendinin ortaya koydugunu bilmelidir. Kendi veri deger ve tabulari ile kendine teslim etmekten vaz gecmelidir. Yoksa iste oyle korkutulur, caresiz birakilir, teslim alinir ve suru gibi yasatilir. Insanoglunun kendinin varligina ve bilincine varmasi ancak kendini algisi ile gozlemledigi ile ozdeslestirmemek ile mumkundur. "Kendi edip kendi bulmaktan" ve bunu da sanki baska bir guc yaptiriyormus gibi algilamaktan vazgecmelidir. Aksi dogan hic bir zaman KENDISI YASAMAZ, SADECE YASATILIR.

Bilgi Cagi ve Bilgi Toplumu Insanoglu yasam ve iliski tarihi boyunca cesitli toplumlar olusturmustur. Bunlar kisaca; Dogal zihniyetin olusturdugu; Avcilik toplumu Tarim toplumu ve, Fenomenal zihniyetin olusturdugu; Sanayi toplumudur. 20. yuzyildan baslayarak insanoglu tarihinde yeni bir doneme adim atmistir. Bu donemin ozellikleri; Numenal Zihniyet Bilgi Cagi ve Bilgi toplumudur. 20. Yuzyilin baslarindan ortalarinas kadar, insanoglu; fenomenal zihniyetin, mal/meta/mulk/maddesinin esiri olmus ve tarihinde yasamadigi en kanli donemi kendine yasatmistir. Bu donem 1. ve 2. Dunya savaslarini kapsar. Bilgicagi tam da bu yuzyilin temelinde OZGUR BIREYLERIN bilim mantik etik felsefe ve insanoglu bilgisinin butun branslarinsa, BILGI CAGINA GIRMIS ve ozgur bireyler, bilgi temelinde bugune kadar insanoglunun ortaya attigi her turlu degeri veriyi tabuyu, hilafsiz bir sekilde; sorgulamaya, irdelemeye, incelemeye ve elestirmeye baslamistir. Boylece insanoglu bu bilgi caginda, OZGUR BIREY'DEN KENDI DALI KONUSU VE KAVRAMINDA, SERBEST DUSUNCEYE yonelmistir. Artik sadece ozgur bireyler degil, bu bireylerin beyinlerindeki her seyi sorgulayan ve sorgulatan, konusuna ve kavramina gore cagin SERBEST DUSUNURLERI ortaya cikmistir. Serbest dusunurlerin ortaya cikisi ile de BILGI TOPLUMLARI OLUSMAYA VE YESERMEYE BASLAMISTIR. Bunun farkina varan emperyalizm ve zihniyeti, bilincsizce; fenomenal zihniyet cikarina ters dusen bu gelismeyi kendince onleme saptirma carpitma yoluna gitmistir. Kisaca tekrardan, insanoglunu teslim etme, teslim almaya gucu otoritesi ve iktidari ile yonelmistir. Bu durum bilgi toplumu olusmakta olan ulkelerde bir kac sekilde gelismistir. Ozgur bireyin zihinsel/davranissal insanlasmasini onleme adina, ego ve akil temelinde; bireyciligi, bencilligi, bananeciligi ve her seyi mubah ve mesru kilan bireyi one cikarmistir. Her turlu egitim ve ogretimi her yonu ile zorlastirmis, toplumun zihninden egitimin ve ogretimin onemini silmeye baslamistir. Ozgur bireylerin de serbest dusunebilmesini onleme adina, onlari teknige ve sanal aleme bogmus ve "Biz sizi yonetir/yonlendiririz, sizin bunlari dusunmenize gerek yok. Denileni yapin yeter" seklinde bir robotlastirma politikasina baslamistir. Boylece emperyalist zihniyet, numenal zihniyetin farkindaliginda ama bilincinde lolmayarak; insanligi her turlu gelisimde GERI CEKMEYE YONELMISTIR. Amac itaat, teslim olma/alma, caresizlik ve sahte guven yaratmaktir. Evet bugun ozgur bireyin serbest dusunurlugunun caga gore tarihi sadece ve sadece yarim yuzyildir. Hem emperyalizme teslim olmakta, hem emperyalizme karsi olmakta hem de emperyalizme direnme asamasinda, bilginin getirdigi insanlik evrensellik bilimsellik ve bilissellik temelinde mucadele vermekte ve tecrube kazanmaktadir. Bugunku bilgi caginda bilgi toplumunda ozgur bir bireyin insanlik, bilimsellik, bilissellik ve evrensellik gorevi; hem hendi beyninde her bir yer etmisi sorgulamak, hem de etrafina sorgulatmak adina verecegi SERBEST DUSUNCE UFKUNUN BILGI MUCADELESIDIR. Ulke ve toplumumuzda ise, henuz sanayi toplumunun alt asamasinin fenomenal zihniyetlesmemis, dogal zihniyeti hakimdir. Bu topraklarda yasayan her bir vatandasin ilk gorevi; bir yerde gezi parki bilincini algilamak ve farkina varmak, OZGUR BIREY OLMAK ICIN VE OZGUR BIREY DEVLETINI INSA ETMEK ICIN MUCADELE ETMEK. Mesajin konusu ve icerigi, cagimizin ferdinin konu ve icerigidir. Cok detayli ve genis konudur. Onemle uzerinde durulmasi gerekir. Bu temelde gelecek herhangibir yanit soru ya da oneri konunun daha bir detaylanmasini ve algilanmasini saglayacaktir. Unutmayalim, cagimiz bilgi cagidir ve bu bilgiyi serbest dusunce ile ulasma olani sorgulama ve eskiyi her turlu yenileme ve bunu da zihinsel/davranissal insanlasmabilim ve bilissellik adina numenal zihniyetin farkindaligi ve bilisselligi ile birlikte pratigetasima ve uygulama cagidir. Bu cagi yakalama adina atilmayan her bir adim, emperyalist zihniyetin insanligi insanlastirmamadi ve bunyesinde her turlu cikar icin savastirmasi fenomenal zihniyetinin sadeceinsanogluna daha fazla aci cektirmek, zarar vermek ve rahatsizlik vermek temelinde uzayacak, buna ek olarak ta sosyo psikolojik her turlu beyin sorununun da tetikcisi olacaktir. Cunku insanogluna yakisan ve cagdas beyin; insan beynidir. Bu da ancak her bir ozgur bireyin beynini beyninde yer etmis bilgiyi serbeste erdirmek ve insanlastirmak evrensellestirmek ve bilimsel bilissel temelde yenilemek ile mumkundur.

Anladim. Zaten insanoglunun en buyuk sorunu, kendinde olan somuttaki soyutu, her somutta aramaktir. Ustelik bunu birde soyutun degerlendirmesine tasir; yani sadece yeti olarak akil demez, bir de onun isleyisinin spekulasyonunu yapar. Bilinc yetisi bir butun olarak insanoglunun turunde ve birindedir. Bunu indirgeme olarak nereye kadar indirgenecegi her beynin e goresine gore degisir. Ayni insanoglunun ozdeslestirilmesi gibi. Burada sunu unutmamak gerekir, bilimsel olarak ne bir seyin en kucugu ne de en buyugu "budur" denemez. Cunku bu SINIRLAMADIR. O yuzden isteyen insanoglunu bugun bilimin gozlem olarak ortaya koydugu, atomun ya da hucrenin en kucuk parcasina ozdeslesleyebilir. Yani burada FARKLARI ORTAYA CIKARAN BIR AYNI ARANMAKTADIR. Bu evrensel-insan zihniyeti olarak bellidir. Avatara bakabilirsin. Yalniz bu kavramsal bilgi temelindedir. Yani SOYUTLAMA ENERJISININ SOYUTU VE SOMUTU ORTAYA KOYUSU.

Iste, dindar ile yani dini sadece uygulayan ile, dincinin yani dini uygulamadan cikar saglayanin farki budur. Tabiki cunku din genelde misyoniktir. Yani uygulayanlar uygulatirlar. Burada onemli olan uygulama/uygulatmanin GONULLU MU/ZORUNLU MU oldugudur. Cunku tanri, yaratici v.s. algisi inanc olarak, sadece uygulayacak olan ile onun inanci arasindadir. Bu temelde dini uygulama sadece kisi ile inandigi arasindaki bagi saglamak icindir, yani tasavvuf. Iste bunu duzen/sistem haline getirmek ve herkesi zorlamak teokrasi oluyor. Bu da her turlu inan haklari evrensel hukuk ve hak ve ozgurluklere tersdir.

Konuyu dagitmiyorum. Bilim basliginda sadece fiziksel bilgi ve bilimsellige ve gozleme aklin yaratimi sifatlarin katilmamasina atifta bulunuyorum.

Quantum dusuncesinin temelidir. Uzerinde yazisabiliriz, istersen. Benim bu sitede konu ile ilgili basliklarim var. Insanoglu vucudunun her turlu yasam suuru disi hareketini saglayan onun arka plandaki zihniyetidir. Devrim de burdadir, bu kulvardadir. Yani her turlu bilinclenme, sorgulama, zihinsel/davranissal degisim evrensellesme ve insanlasma. Yalniz insanoglu sekilci oldugundan, arka plandakini degil de; sadece fiziksel gorunumu alir. Iste insanoglunun kendinin kendi bilincine varamamasi ve kendini bir madde/meta/mal/nulk ile ya da kul/kole ile ozdeslestirmesi ve her turlu ustelik kendi yarattigi deger icin, insanlik sucu ve ihlalini uygulamasi da bu yuzdendir.

Her hangi bir fiziksel bilgiye, aklin niteledigi sifatlari yakistirmak "aptal/akilsiz" v.s. FENOMENE SOYUT EKLEMEKTIR. Bu bir eklentidir ve insanoglu urunudur, fenomende de yoktur. Yani GOZLEMIN DEGIL, AKLIN URUNUDUR.

Benim gozlemim senin ne oldugun uzerine degil, senin yazdiklarin uzerine. Cunku sonucta sen senin yazdiklarinsin. Yani quantum dusuncesi. Gerceklige gelince, gerceklik insanoglu yapilandirilmisligidir. Yani her beynin beynindeki zihniyeti onun gercegidir. Bilgi de zaten, gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasidir. Iste o yuzden herkesin inanci ve dogrulamasi farklidir. Olgular gercekler degildir. Cunku gercekler herkese gore degiskendir, ama olgular tum insanoglunu baglar. Ben de yapilandirmaci epistemolojistim. Yani bilimsel felsefe. Ya da bilginin bilimselligi.

Dar aci indirgemeci ve determinist bakis acisidir. Yani benim itiraz ettigim aci. Buradaki ufuk darligi herseyi fiziksellige indirgemektir. Ayrica insanoglu farkinin bir insanoglu olarak farkina varamamak demektir. Zaten bu farkin farkina varilsa; HER TURLU GOZLEMI ALGILAMA ILE KAVRAMSAL BILGIYE DONUSTURENIN VE BUNU SADECE KENDI ICIN YAPTIGININ HENUZ OLAN TEKLIGI ALGILANIR. Konu bilincin kokeninin fenomenal degerlendirmesinden once, BU DEGERLENDIRMEYI YAPANIN SADECE INSANOGLU OLDUGUNUN FARKINDALIGI VE BILINCI GEREKIR.

Buradaki insanogluna ozguluk, gozlem algi ve kavramsal bilgi temelindedir. Yani kendi dahil her turlu kendine gozlem vereni KENDI ALGISI VE KAVRAMSAL BILGISI ILE VE KENDINE YONELIK DILE GETIREN SADECE INSANOGLUDUR. Burada hayvan ve insanoglunun kendi dahil, her turlu fenomen sadece gozlem gorevi gorur. Bu GOZLEMI ALGILAYAN VE KAVRAMSAL BILGIYE DONUSTUREN SADECE INSANOGLUDUR. Bunu bir hayvan turu kendi turu bunyesinde de yapabilir, yalniz BU YAPTIGINI INSANOGLUNA ILETECEK ORTAK BIR KAVRAMSAL BILGI VE DIALOG YOKTUR.

Senin bilecegin is, yalniz unutmaki basta yazinin yazari olmak uzere her bir uyenin her bir basliga yanit vermek hakki vardir.

Senin bilmerdigin gayet acik. Insan olarak yasamak basta niteligi gerektirir. Hayvanda; vicdan saygi ideoloji inanc ve bilimum soyutlama henuz yoktur. Iste bu fark insanoglunun soyutlamasi yani nitelik farkidir. Zaten bunu algilayamayanlar insanoglunu illa baska bir fenomen ile ozdeslestirmeye yonelirler. Cunku insanoglunun zihinsel varligindan bi haberdirler. Bunu ya baska bir fenomene, ya da tanri gibi aklin yarattigi bir fenomene verirler.

Eee algi sinirlarini bilgi sinirlarini ve zihin ufkunu asan hersey, algiliyamayana oyle gelir.

Sende duzeyini asan bir yaziyi, okuyupta algilayacak bir bilinc yokki! O yuzden senin zirvalarin fark etmez.

Cumlen indirgemeci ve determinist itirazim buna.

Insan olarak yasamak ne demek? Mesela kitlesel bir konu olan "Tarzan" nasil yasiyor? Insanlar sanki insan olarak mi yasatiyor? O yuzden mi birbirlerini her turlu deger ugruna olduruyorlar? Sen once insani fiziksel/biyolojik v.s. olarak mi, yoksa zihinsel/davranissal olarak mi algiliyorsun? Insani hayvandan ayiran nedir?

Konu oran degildir, yasayabilme olasiliginin olmasidir. sosyo-psikoloji niceligin degil; niteligin getirdigidir. Insanoglu da dogal olarak verilen niteligi alir ve kabullenir. Teslimiyet ve biat etmek te zaten budur.

Bir de nitelikten bahsediyorsun, nerde nitelik. Nitelikevrim ile degil, devrim ile gelir. Burada indirgemecilik de yapiyorsun. Cunku bilinc sadece evrimin urunu degildir, insanoglunun sorgulamasinin da urunudur. Evrim devrimi icermez. Evrim insanoglu soyutlamasinin degisimini de icermez. Teist olan bir beynin, daha sonra ateist olmasi ile evrimin bir ilgisi yoktur. Ideolojiler, inanclar, dogrular teoriler ve her turlu insanoglu soyutlamasi ile, KAVRAMSAL BILGI ile evrimin bir ilgisi yoktur. NITELIKFIZIKTE DEGIL; ZIHNIYETTEDIR.

Suur disindaki bilinci, beyninin soyutlama yetisi sayesinde kazandi. Yani beyninde tasarladigini pratikte uyguladi ya da uygulamaya calisti. Bu uygulanana ya da uygulamaya calistigina da soyutlama olarak ve farkli bilinc duzeylerinden dolayi farkli anlam ve icerikler verdi. Boylece de ideolojileri/inanclari yaratti. O yuzden doganin islenmesi degisimi insanoglunun duzeni sistemi kurum ve kuruluslari tarihi gelisimi ve her turlu bunyesindeki iliskisi, beyninde tasarladigini yasama gecirmesinin bir urunudur. Ayrica, kendisine gozlem veren kendi turu ya da baska bir fenomene, aklinda yaratarak yukledigi her turlu ozsel, oznel ve ozel anlam ve iceriktir. Bunu ya bir fenomen ile direkt (fiziksel bilgi ile) ya da indirekt (ideoloji ve inanc yolu ile, sosyal bilgi ile) matematiksel/mantiksal bilgiyi de katarak kanunlastirdi, kurallastirdi, yasalastirdi v.s.

Inanmak ve istenileni yapmak; kisiseldir. Bunu baskalarina tasimak ise, misyondur. Yani dindarin degil; dincinin gorevidir. Cunku dincinin bu misyondan kendince cikari vardir. Konunun diger bir yonu de, adi gecen cografyadaki toplumun gelismislik duzeyidir. Eger bireyi yoksa, yani toplumsal kisilik sahibi ise zaten bireysel dusunemez ve kendi dogrusunu tek dogru olarak hem baskasina verir, hem de savunur. Iste o yuzden bir turban takma, gelismis ulkelerde kisisel alinir ve algilanirken; toplumsal kisilik sahibi ulkelerde bir kutuplasma/otekilestirme ve kendi dogrunu karsiya kabul ettireme savasi olur.

Beyin tasiyan her bir canlinin, beyninin gelismislik oranin gore bilinci vardir. Yalniz buradaki olan bilinc "yasam suurudur." Insanoglu beyninin bir soyutlama yetisi olan bilinci icermez. Kisaca BILISSELLIGI YOKTUR.

Fiziksel ihtiyaclari karsilandiktan sonra, her bebek yasar. Sen, ilk insanlarin ya da kolelerin nasil yasatildigini/yasadigini zannediyorsun?

Okudugunu anladigindan emin misin? Niceligin onemsiz oldugunu da, niteligin nicelikten soyutlanabildigini de soyleyen yok. Burada soylenen, insanoglunun yani nicelik/nitelik butunlugunun; kendisini sadece kendi niteligi temelinde nicelik olarak algilamasi ve degerlendirmesi. En guzel ornegi kendini kul/kole ya da mal/meta/mulk olarak algilamasi. Her turlu izmin politik/ideolojik olarak iktidar guc ve otorite ile kendi niteligini tum topluma nitelik yonlendirimi/yaptirimi olarak sunmasi. Zaten bu bilincte olan bir nitelik; sosyallikten ve onun sosyo-etik farklarindan bu farklara taninmasi gereken hak ve ozgurluklerden ve de soyyo-psikolojik sorunlarindan bi haberdir.

Aslinda konu spor ve onun ulkemizdeki en populer olani futbol. Basliktan da anlasilacagi uzere, bugunku bir futbol musabakasini, diktatorun nasil provoke ettigini aciklamak ise, onun ortacagdan kalma politikasi. Oynanan mac, Super lig Maci ve Istanbul Derbisi. Maci oynayan takimlar, Besiktas-Galatasaray. Macin Ozellikleri; 3 tane rekor. T.C.tarihinde bir mactaki en cok taraftar. Besiktasin elinde olan ses desibeli rekorunun kirilmasi Dunya rekoru kiracak buyuklukteki pankart. Takimlarin durumu; Yaptigi dort maci da kazanmis bir Lider Besiktas Kendi sahasi yikim asamasinda oldugundan, maclarini Olimpiyat Stadi'nda oynayan Besiktas. Gezi direnisinin oncu sembolu olan Carsi Grubunun takimi olan Besiktas Maca gezi direnisi bilincini sloganlarla tasiyan Besiktas Taraftari. Mac; 1-1 iken, Galatasarayli futbolcunun eliyle duzeltip attigi golu veren bir hakem. Mac 2-1 Galatasaray'in lehine giderken, bitime bir kac dakika kala olan bir faul'de kirmizi kart gorerek oyundan atilan, Galatasaray'li Futbolcu. Politik Provakasyon; Mac oynanirken bir grup taraftarin, statta baska bir taraftar grubuna saldirmasi. Ayni grup taraftarinin, kirmizi kart sonrasi; sahaya yiginsal olarak girerek maci durdurmasi ve macin tamamlanamamasi. AKP biatci kurulan sahte/cakma grubun adi "1453 Kartallari" Statta olay cikartirken ve sahaya inerken "bismillah, Allahuekber" yani biatcilarin tek bildigi ve saldirdiklarinda kullandigi tekerleme. Mac oncesi attiklari tweetler. Bilgi-Besiktas'in anlasma olarak maclarini diktatorun kalesi Kasimpasa'da "RTE Stadyumu" nda oynayacak olmasi. Sonuc; Besiktas'in hukmen maglubiyeti. Her turlu saha ve seyirci/para cezasi. Kisaca Besiktas'in "ipinin cekilisi" Bre her turlu insanliktan cikmis diktator, bir provakasyonun kalmisti, yapmadigin; onu da politika ile ilgisi olmayan futbol'da yapmis oldun. Ama, kimse; ne Besiktas'in ne Carsi'nin ne de gezi bilincinin bitecegini sanmasin. Aksine sen saldirdikca, her sey daha bir bileniyor. Sen sonunu hazirlamaya, devam et.