
haci
Members-
İçerik sayısı
516 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
9
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by haci
-
Yaşamı fizikle açıklamak fiziği canlı yapmaz. Ne alaka? Diğer iki sorunun cevabı bu başlıktaki sorunun cevabıdır.
-
Gözlemi olmaz olur mu? Ben fizik biliminden bahsediyorum. Yaşamı fizikle açıklamaktan bahsediyorum.
-
Bu iddiayı açalım.. Atom cansızda cansız, canlıda canlıdır. Ama potansiyel olarak canlı olduğundan canlı olduğu söylenebilir.
-
Atom hem canlıdır hem de cansız...
-
Doğadaki kurallar öznel midir yoksa nesnel midir? Kurallara uymak için onları bilmek gerekir mi?
-
Beyin olmadan zihin olmazsa, beyin ile zihin birbirleri ile ilgili şeylerdir. İdrar böbreğin fonksiyonudur. Bu durumda zihnin de beynin fonksiyonu olması zorunluğu vardır. İnançlı ve inançsız kişilerin davranışları farklı olsa da, inançdan sorumlu beyin yöresi inançlı ve inançsızda aynıdır.
-
Atom elbette bir tür canlıdır. Canlı olmak zorundadır. Ama atomun canlı olduğu iddiası kaç türlü canlı olduğu ve canlılığın aşamalarının olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
-
Enerji canlı değildir. Enerijide canlılık potansiyeli vardır. Canlıyı cansızdan yalnız davranışları ile ayırabiliriz. Bu açıklamaların canlılığın neden var olduğunu açıklayacağını sanmıyorum.
-
Bilimin ne olduğunu biliyorsanız bu soruları yanıtlayabilirsiniz. Kuralların kimin kuralları olduğunu sizden duymak isterim..
-
Zihin beyinden ayrı bir antite değil ki beyni kullanarak kendini algılasın.. Onları birbirlerinden soyutlayamazsın. İdrarı nasıl böbrekden soyutlayamazsan, düşünleri de beyinden soyutlayamazsın. Zihin beynin bir fonksiyonudur. Karaciğer nasıl safra üretiyorsa beyin de düşün üretiyor. O düşünlerle kendini algılıyor. Beynin anılarını değiştirmesi bir hastalıktır. Anıların zamanla kaybolması bir tür yaşlanmadır. Olmayan anıların ortaya çıkması halusünasyonlardır. Bazıları ciddi akıl hastalıklarıdır.
-
Beyin böbrek gibi, karaciğer gibi bir organdır. Böbrek idrar üretirken beyin düşün üretir. Tabii başka işlevleri de vardır. Beynin düşün üretme ve onları depolama yeteneği zihindir.
-
Konunun felsefesi ile değil, fiziği ile ilgileniyorum.
-
Benim kullandığım deyimleri felsefi deyimlere çevirip eleştiriyorsunuz. Benim felsefe ile alakam yok. İletilerimi kendi anladığınız bir dile çevimeye benziyor bu. Bana bilimsel bir soru sormuyorsunuz. Açıklamalarınız bilimsel değil. Yazılanları ya anlamıyorsunuz ya da anlamıyor görünüyorsunuz.. Yalın felsefe ile ancak bu kadar olur...
-
Evrende özne insan değildir. Maddedir. Evreni madde bakış açısından değerlendirmek zorunluğu vardır.
-
Bu arada şunları da eklemek istiyorum. Siz dünyayı felsefi yöntemlerle izliyor ve değerlendiriyorsunuz Sorunları onların yardımı veya aracılığı ile çözmeye çalışıyorsunuz. Bunun nasıl bir dünya görüşü olduğunu benim imgelemem mümkün değil. Çünkü o yöntemler tam anlamı ile bilimsel değil. Kuas bilimsel. Ben yalnız bilimsel yöntemlerin aydınlattığı bir dünya görüşüne sahibim. Zaten bir doktor olarak başka türlü davranmam mümkün değil. Kanunlara aykırı.. Bir fizikçinin veya bir mühendisin de sizin dünya görüşünüzü paylaşmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Onlar da kanunen bilimsel yöntemlerin dışına çıkamazlar. Bilimsel felsefe bilimsel değil, felsefi yöntemlerin hükmetti bir felsefe türüdür. Ben şahsen felsefeye düşman değilim ama bilim ve felsefenin birbirlerinden tümüyle ayrılmasından yanayım.
-
21'nci yüzyıl informasyon çağıdır. İnformasyonu mantıklı ve bilimsel olarak kullanma çağıdır. İnsanın fantezilerinin gerçekleştirimeye başlandığı ve onlara sınır konduğu bir çağdır. Neyin mümkün olup neyin olmadığı giderek açıklık kazanmaktadır. Bu aynı zamanda canlılığın gizeminin çözülmeye başlandığı bir çağdır. Bu çağ ayrıca bilim ile felsefenin birbirlerinden giderek uzaklaşacağı bir çağ olacaktır. Biz informasyon çağında yaşadığımızı biliyoruz ama, neyin informasyonu ile uğraştığımızı henüz bilmiyoruz. Nasıl bir enerjinin bizi yarattığı hakkında en ufak bir nosyonumuz yok.. Bu informasyon neden vardır?. Bu enerjinin doğası nedir? 21'nci yüzyıl bu soruların cevabının verileceği bir çağdır. İnformasyon entropidir. Entropi doğanın izlediği bir kanundur ve düzendir. Düzensizlik değildir. 21'nci yüzyıl canlılığın gerçek doğasının anlaşılacağı bir çağdır.. Felsefenin bilime olan etkisi yok denecek kadar azdır artık..
-
Sen yalnız felsefe bilmiyorsun. Sen felsefeyi yaşıyorsun... Seninle anlaşmamız çok zor.. Hatta imkansız.
-
Sen bilinmezliğin karanlık dehlizlerinde kaybolmayı aydınlanmaya yeğleyen bir filozofsun. Savını bilinmezliğin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş biri olarak savunmayı, aydın bir filozof olarak savunmaya yeğliyorsun yani. Bu yaklaşım bilimsel olmadığı gibi bilime karşı yapılan kaba bir müdalele olup aynı zamanda bu büyük bir ihmalkarlık ve umursamazlıktır. İnsanoğlu ve bakteri maddeden oluşan bir fenomendir. Maddenin davranış şekillerinden bazılarıdır. Cansız madde hangi kanunların etkisi altında nasıl davranıyorsa canlı madde de öyle davranmaktadır. Canlı cansız arasındaki fark onların davranışlarındadır. Arada başka fark yoktur. Canlı maddede bilinç varsa, cansız madde de canlıda bilincin ortaya çıkmasından sorumlu blinç öncesi ilkel bir bilinç vardır. Bu kaçınılmaz bir zorunluktur. Maddenin ne olduğunu bilmemek şeklinde bir iddia acınacak bir yaklaşımdır. Kabul edilemez. Kendine bilinmezlik yaratmak ve onun arkasına sığınmaktır. Biz bu konuya fiziksel olarak yaklaşıyoruz, felsefi olarak değil. Bu çok önemli sorunu ancak fizik çözebilir.
-
Bu tartışmalarda bilincin ne olduğundan çok, nasıl ortaya çıktığını tartışıyoruz. İnsanın maddeden oluştuğunu kabul ettikten sonra, "maddede ya da nesnede bilinç ilkel de olsa yoktur" demek anlamsız. İnsanda bilinç maddeden evrilmiştir. Maddenin davranış şekillerinden biridir.
-
Burada ne demek istendiğini ben anlamadım. Evrende yasa olmadığnı anlıyorum. Fizik yasaları yok, maddenin davranış şekilleri var. Ama maddelerin birbirlerini tanıdığı ve birbirleri ile tepkileştiği kesin. Bunun nedeni insanın algısı değil. Çünkü insan nasıl algılarsa algılasın, Na+, Cl- ile bir araya gelerek tuzu oluşturacak. Bu bir davranış şekli. Bu davranış şeklinin insan tarafında bilinmesi onu yasa yapıyor olabilir. Ama doğa için insanın ne düşündüğü önemli değil. Bilincin yalnız insanoğluna ait olduğu da doğru değil. Bilinç her canlıda var. Bilincin tanımı önemli.
-
Ben o sınırın aşılmasından bahsetmiyorum zaten. Biginin her geçen gün artmasından bahsediyorum. Neyse.. Bu konu gereksiz yere uzayacak.. Ben burada duruyorum..
-
Ben hala öyle bir iddiamın olmadığında israr ediyorum ama.. Daha da ötesi 36'ıncı mesajda bunun tam tersini iddia ettim.. Beni dikkatli okuyun.
-
Benim böyle bir iddiam olmadı..
-
Bilim bilinmeyenlerle dolu. Beni bilinmeyenlerle uğraşmak tatmin ediyor. Neyin bilnip neyin bilinmediğini, neyin bilinip neyin bilinmeyeceğini biilmek istemiyorum. Merak da etmiyorum. Benim gözümde bilinmeyen herşey bir gün bilinecek... Ve ben onları bilmesem bile bildiğimi sanacağım.. Bu bana yetiyor.
-
Tabii fizik hakkında hiç bir şey bilinmeyen bir temelden yola çıkmıştır da diyebiliriz.