Jump to content

Kahin

Üyeliği silinmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    304
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    5

Everything posted by Kahin

  1. @Mantılı Ne hakkında yazdığını bilmiyorsun, ama yazıyorsun! Bu çakma bilimciler 60 yıldır hayaletlerin (büyük patlama, Higgs bozonu, karanlık madde, karanlık enerji) peşindeler. Şimdiye kadarki sonuç nedir? Sonuç: sıfır nokta sıfır!!! Kısaca, parçacık hızlandırıcı hakkında iki alıntı: "Parçacık fiziğinin devasa pahalı laboratuarları, en iyi ihtimalle firavunların piramitleri inşa etmesiyle kıyaslanabilecek egoist, otokratik bir işe yaramazlığın anıtlarıdır." SPIEGEL 1984'te böyle yazmıştı! Aşağıdaki alıntı daha da iyi: "Kuark-gluon plazması fizikçiler için yeni ve heyecan verici bir oyuncak olacaktır." Bilim dergisi "Science" 2000 yılında aynı deney vesilesiyle böyle yazmıştı!
  2. @Deadanddark Tek bir oksijen atomu da maddedir. Tek bir oksijen atomu görünüyor mu? Fizik ders kitaplarında, madde kavramı genellikle daha kesin bir tanım olmaksızın varsayılır. Benim sınıflandırmam aşağıdaki gibidir: Madde parçacıkları = Proton/Elektron (maddenin temel yapı taşları). Madde = Atomların (bir molekül oluşturan) bir kombinasyonu ve maddeden gelen her şey fiziksel bedenler oluşturulabilir - plazma, gaz, sıvı ve katı. Örneğin atomik kuvvet mikroskobu altında bir pentasen molekülü açıkça görülebilir: Tek bir molekülün görüntüsü (Resim 2.) Evrenin ilk halinin kuark gluon karışımı olduğu deneylerle anlaşıldı CERN'de. Bu inançdır ve inancın bilimde yeri yoktur! CERN'deki çakma bilimciler oradaki deneyle neyi kanıtlamaya çalışıyorlar? Söyleyeyim: "allah parçacıklarını"! Çakma bilimcilerin deney hakkında söylediklerini buradan bir oku: "LHC'nin (Parçacık hızlandırıcı) amacı, bilim insanlarının Higgs bozonu ya da 'allah parçacığının' özelliklerini ölçmek de dahil olmak üzere parçacık fiziğinin farklı alanlarındaki tahminleri doğrulamalarını sağlamaktır." Ve işte tam burada Noel Baba'nın peri masalı var: "higgs-bozonları" = "allah parçacıkları"! "Parçacıklar, ilgili parçacık hızlandırıcı deneyi sırasında neredeyse anında bozunmalarına rağmen, varlıklarını ortaya çıkaran bir iz bıraktılar." Burada saçmalık en uç noktaya taşınmıştır: Parçacıklar görünür ve kaybolur (anında bozunur!). Peki burada enerjinin korunumu yasası, ihlal edilmiyor mu? Evren içindeki herşeyle evren olur. Bu doğru! Bunun içine galaksileri birbirinden uzaklaştıran enerjiyide dahil etmen gerekiyor. Galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını kim ne zaman fark etti? O enerji yoktan var olmadı. Evrenin içindeydi ama bir şeydi, neydi bilmiyoruz? Noel Baba'ydı! Üstelik sen şimdiye kadar neyi bilimsel açıkladın da aynısını bekliyorsun. Ben bilim adamı değilim seni de ikna edebilmek için ne cerne ne de herhangi bir bilim laboratuvarina sokamam. Sen ise farklı birşey yapmıyor oradan buradan, başkalarından, komploculardan duyduklarını her nasıl ikna olduysan burada bize anlatıyorsun. Evren hakkındaki tüm açıklamalarım bilimsel açıklamalardır! Sadece onları kontrol etmen ve bana neyin yanlış olduğunu açıklaman gerekiyor! Hubble ile ilgili bir sürü yalan yanlış bilgiyi buraya taşıdın. Orada söylenenlerin aksininin olabileceğini hiç arastirdin mı? NASA'da 25 yıldır Hubble operasyonları yöneticisi olan Mike Myslinski, Hubble'ın canlı bir görüntüsünü hiç görmediğini söylüyor, peki sen ya da başka biri Hubble'ı gördü mü? Ve kesin konuşmak gerekirse, bir şeyin varlığını iddia eden kişiler kanıt sunmakla yükümlüdür. Bu şekilde, başka türlü değil! Yerden mercekle bakınca görülmeli diyorsunda sen hiç çok pahalı ekipmanlarla çekilmiş uzay ustasyonu fotoğraflarına baktın mı. Futbol sahası büyüklüğünde kendisi ve görüntüler hiç o kadar net değil. Sen ondan daha uzaktaki çok daha küçük bir cismin fotoğrafını bekliyorsun. Üstelik atmosferin ne kadar fotoğraf kirletici olduğunu düşünmeden. Çeksene uzay istasyonunuda görelim. Bakalım ne kadar beceriklisin. Uzay istasyonu dünyadan fotoğraflandı Öyle oturduğun yerden sallamak kolay. Hayatın komplo. Hayatın yok, aslında sen yoksun. Gerçeklere ve nesnel argümanlara karşı söyleyecek bir şeyi olmayanlar, bunları ortaya koyanları eleştirirler. Bu dünyanın en eski numarasıdır! Yemezler! Doktor Watson, bana katılıyor musunuz? Elbette, Sherlock! @somebody Beş lira ver söyliyim , sanki anlatsam anlıycan. Kendini bu kadar ucuza satma!
  3. @Deadanddark Nesnelerin birbiri etrafında dönmesini ya da bir nesnenin başka bir nesne üzerinde kalmasını sağlayan, ışığa yol veren, merceklenme etkisi yaratan, kütle çekim dalgalarını yayan şey. Nesneler hangi maddeden oluşur? ışığa nasıl yol verir? Olmayan bir şey nasıl yol alır? Lütfen bunları bana blimsel olarak açıkla? Hubble ile görebildiğimizin ötesine webb ile geçemedik. Gelecek yıllarda çok daha güçlü bir teleskop gönderecekler. Fakat şimdiye kadar görülebilen en uzak nesne 13,3 milyar ışık yılı uzakta. Hubble teleskobu nedir? 13,3 Milyar ışık yılı uzakta ne var? Allah mı? İlk olarak, "13,3 Milyar ışık yılı uzaklıktaki allah parçacığı": Büyük Patlama (Big Bang = allah parçacığı" = "Gottesteilchen"), "karanlık madde" ve "karanlık enerji" gibi kavramların ortak noktası nedir? ("Gottesteilchen", türkçe "allah parçacığı" terimini ben icat etmedim. Bu terim çakma bilimciler ve onların takipçileri olan bilim meraklıları tarafından kullanılıyor!) Onlar sadece kavramlardır, gerçeklik üzerinde hiçbir etkileri yoktur, ne şekilleri ne de lokalizasyonları vardır, hiçbir yerde bulunamaz veya gözlemlenemezler. Onlar sadece "allah parçacığı" arayışındaki "büyük patlama" bilimcilerin ve takipçilerinin dünyasında var olan fikirler ve matematiksel halüsinasyonlardır! Evrenin 13,3 milyar yıl önce yaratılmış olduğu Vatikan Kilisesi'nin bir icadıdır: Evrenin yoktan var olduğu şeklindeki orijinal büyük patlama hipotezi, belçikalı Georges Lemaitre, fizik ve matematik eğitimli bir Katolik kilisesi rahip öğrencisi tarafından ortaya atılmıştır. Lemaitre'in genç yaştan itibaren bu fikirden etkilendiği söyleniyor, bilim ve katolik yaratılış doktrini ile bir teori oluşturmak için. "Allah parçacığı" arayan bu bilim insanları aptal değiller, doğru düşünüyorlar, ancak geçersiz fikirlere sahipler. Kurgu (konseptler) ile gerçeklik (objeler) arasında ayrım yapamıyorlar! Şimdi "Hubble teleskobu": Doktora öğrencisi Robert Bassano, Hubble Uzay Teleskobu'ndan gelen veri ve görüntüleri yeniden inceleyerek 2016 yılında Hubble'ın var olmadığı sonucuna vardı. Bilim gazetecilerinin de bunu neden keşfetmedikleri sorusu hala ortada duruyor. 1. Bu ağır teleskobun 1990 yılında beş astronot ve yük uzmanlarıyla birlikte 27,000 pounddan fazla bir yük ile fırlatıldığı iddiası, en önemli iki kamu veritabanında bir uzay faaliyeti olarak listelenmemiştir. (bkz. https://fai.org/commission/icare ve http://www.unoosa.org ) (Robert Bassano ile 04.07.2016 tarihinde yapılan crrow777 radyo röportajını https://youtu.be/PN9ii20vfuo adresinden dinleyebilirsiniz) 2. Hubble ve SOFIA teleskoplarından aynı gün çekilmiş aynı galaksi görüntüleri var. Bu ne kadar olası? 3. Havadan uzay teleskobu SOFIA (bir Amerikan-Alman ortak projesi) neredeyse aynı teknik özelliklere sahiptir ve bu da onun gerçek Hubble teleskobu olduğu şüphesine yol açmaktadır. (bkz. SOFIA 747 SP - Uçan gözlemevi SOFIA / Die fliegende Sternwarte SOFIA, 16 Şubat 2017 tarihli DLR, https://youtu.be/km2c79_Pqwg) 4. Hubble Uzay Teleskobu 25 yıldır Dünya'nın fotoğrafını çekmedi mi? Bu ilginç olmaz mıydı? (NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden https://youtu.be/ZSo5LTHP6Ks "Hubble Teleskobu Bir Sahtekarlıktır" haberini dinleyin) 5. Hubble teleskobu komşu yıldız sistemimiz Alpha Centauri'nin hiçbir görüntüsünü çekmedi mi? Robert Bassano, bilgisayar tarafından üretilen bu sahte görüntülerin (CGI) diğer gözlemler tarafından çok kolay bir şekilde ortaya çıkarılabileceğini söyledi. Bu nedenle teleskop sadece uzayın en uzak köşelerine (derin uzay) "bakıyor". 6. NASA'da 25 yıl boyunca Hubble operasyonları yöneticiliği yapan Mike Myslinski, Hubble'dan hiç canlı görüntü görmediğini söylüyor. Milyarlarca dolarlık teleskoba hiçbir yerleşik kamera takılmamalı mıydı? (konuşmayı dinleyin https://m.youtube.com/watch?v=7-5mJV72cPM&feature=youtu.be "İnanılmaz! "Hubble" operasyon müdürü 25 yıldır teleskobu hiç canlı görmedi" KulturstudioTV'den Almanca çeviri) 7. Hubble'ın tam konumu internet üzerinden izlenmesine rağmen, Dünya'dan hiçbir mercek, bir okul otobüsü büyüklüğünde olan ve sadece 500 kilometre yükseklikte uçan bu cismi fotoğraflamayı henüz başaramadı. 8. Hubble, yolları kesiştiğinde, sadece 100 kilometre aşağıda yörüngede bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (UUİ) da neredeyse çıplak gözle görülebilmelidir. Ve zaman zaman yolları kesişiyor. 9. Hubble'ın 27 yıl sonra, minimum sürtünme nedeniyle sürekli irtifa kaybettiğinden ve kendini düzeltecek yakıtı olmadığından, uzun zaman önce okyanusa çakılmış olması gerekirdi. 10. "MrThriveAnsSurvive" YouTube kanalında, 1980'lerin teknolojisinin sert güneş panellerinin 28 yıl sonra bile volanlar için yeterli gücü sağlayacağına dair şüphelerini dile getiriyor. Ancak, ağırlıksız uzayda hareket için eylemsizlik gereklidir. (bkz. video Hubble hareket edebilir - PLEASE!!!! 09/04/2018 tarihli bir başka NASA HOAX'ı, https://youtu.be/CkMQ7Ux-7Fk ) Ek: 11. Veri tabanlarında 1999 yılında Chandra teleskobunun fırlatılmasıyla ilgili herhangi bir kayıt da bulunmamaktadır. (Bkz. https://youtu.be/fzOF_wMKmTY ) Kaynak: Hubble Uzay Teleskobu sahte miydi? https://de.m.wikipedia.org/wiki/Hubble-Weltraumteleskop https://de.wikipedia.org/wiki/SOFIA https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Dosya:SOFIA_with_open_telescope_doors.jpg https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Chandra_X_ışını_Gözlemevi - çeviri sonu - James Webb teleskobunun yalanları da yakında ortaya çıkar! Astronomların güneş sistemimizin dışında teleskopla gözlemleyip gördükleri şeyler plazma (örn. bir gök cisminin embriyosu), gaz (bir gök cisminin oluşumu), katı (gök cisimleri) ve "patlamalardır" (plasma, gaz ve katı). Nokta! Farklı bir şey gören herkes matematiksel bir halüsinasyon görüyor. Bunu görenler genelde astrofizikçilerdir! Evrende sadece gözlemlenen gerçekler vardır, yorumlanan gerçekler yoktur!!! Bahsettiğim konu galaksilerin belli yönlere hareket etmesidir. Sonsuz evrende harekete ne sebep oldu. Evrende (sonsuzlukta) yön yoktur, mümkün değil. Yön dediğin şey senin bakış açındır! Galaksinin kendi ekseni etrafında dönüşünü sonsuz evren ortamında anlayabilirim ama bir yöne doğru hızla yol almalarını anlayamam. Bir kuvvet onları harekete zorluyor. Buda genişleme ve kütle çekimle açıklanabilir. Sonsuzluk eşittir durgunluk olmalı. Okyanusları çalkalayan kuvvetler var mesela. Kuvvetin ne olduğunu yukarıda yazmıştım, okumadın mı? ya da okuyup düşünmedin mi? Kütle çekimi nedir? (Bu saçmalığı kim anlatıyor?) Ya da daha basit bir soruyla: Yerçekimi nedir? Yerçekim nasıl çalışır? Paralel evrenlerde olabilir. Sen paralel beyinler mi kullanıyorsun? Bu paralel beyinlerin hangi saçmalıkları anlattıklarını hiç araştırdın mı? Sonsuz bir evren demek yaşı yok demek. Tanrı gibi yani. Tanrı'nın Türkçe'deki gerçek anlamı gökdür! Gök = eter, evren, uzay, universum, kozmos vb. Eğer çakma Tanrıyı (allahı) kastediyorsan, arada bir fark var: Tanrı vardır (= Gök = proton/ekektron), allah yoktur, hayali bir üründür! Canlı ve cansız bütün maddeler tanrının kendisidir. Tanrı proton ve elektrondur. Yani biz tanrıyız! Tanrı (proton ve elektron) 4 düzenlenme hali alabilir: plazma, gaz, sıvı, katı Gökcü (Tengrici) olan Türklerin ataları da bunu biliyordu, sadece farklı şekilde tanımlıyorlardı: ateş (plazma), hava (gaz), su (sıvı), toprak (katı)!
  4. @Deadanddark Bu soruyu gözden kaçırmışım: Sonsuz bu evrenin görebildiğimiz kısmında ne oldu da bir anda galaksiler yıldızlar ortaya çıktı? Bu soruya ancak bir karşı soruyla cevap verilebilir: Galaksilerin ve yıldızların bir anda ortaya çıktığını nereden biliyorsun?
  5. @Deadanddark Peki uzayın eğilip bükülen dokusu nedir? Kim söyledi bunu? Bunu kim söylediyse evren hakkında gerçekten bir şey bilmiyor! Ayrıca, evrenin dokusu nedir? Evrenin dokusu hangi maddeden yapılmıştır? Bunu bir açıklarmısın! Sonsuz bir evrenden bahsediyorsunuz. Peki görebildiğimiz evrenin çapı neden 93 milyar ışık yılı? Çeşitli teknolojik cihazlar kullanarak gözlemleyebildiğimiz evren, parçacık ufkumuz içindeki bir bölgeyle sınırlıdır. Parçacık ufku, en uzakta olan ve gözlemleyebildiğimiz noktayı tanımlar. Sonsuzluğu görmek mümkün mü? Sonsuzluk, sonsuzluktur! Ayrıca, 93 milyar ışık yılını kim ölcdü? Neyle ölçdü? Bu mesafeden sonra evrenin sonuna gelinmiş mi oluyor? Geri kalanında galaksiler yıldızlar yok mu? süper nova patlaması olmuyor mu? Böyle bir saçmalığı nerede yazmışım! Yani sonsuz bir evrende daha fazla madde olması, daha fazla yıldızın parlaması ve uzayın daha aydınlık olması gerekmez mi? Bu soru için yukarıdaki 2. cevaba bak! Sonsuz evrende neden , en azından bir kısmında var olan bu galaksiler neden haraket ediyor. Hidrojen atomu tüm elementler arasında en basit, en ilkel olanıdır. Bir proton ve bir elektrondan oluşur. Bir proton ve bir elektron maddenin kararlı parçacıklarıdır. Maddenin her parçacığının bir salınım modeli. Maddenin her bir parçacığı kendi açısal momentumunu sonsuza dek üretir, sonsuza dek kendi açısal momentumuna sahiptir. Maddenin her parçacığı bir elektromanyetik alandır, maddenin her parçacığı bir perpetuum mobiledir (sürekli hareket eder). Elektriksel olarak gevşeme ve manyetik olarak gerilim, sorumlu olan kuvvet ve geri yükleyici kuvvettir. Her parçacık mutlak dinlenme halinde ışık hızında salınır. Evren (galaksiler, yıldızlar, gezegenler, uydular vb.) döner çünkü her tek sabit parçacık kendi açısal momentumuyla evrene katkıda bulunur. Her şey harekettir, her şey akar, özellikle de daireler halinde. Hareket, fiziksel varoluş için vazgeçilmez bir ön koşuldur! Neden uzaklasiyorlar. Kim söylüyor bunu? Ve neyden uzaklaşıyorlar? Evrenin sonsuz boyutta olduğunu nasıl öğrendin? Proton ve Elektron 'söylüyor'. Proton ve elektron sonsuzdur, yani parçacıklar bir perpetuum mobiledir! Eğer sonlu olsaydı, o zaman bir "duvar" olması gerekirdi. O zaman hemen şu soru ortaya çıkar: Bunun arkasında ne var? Bir yaratıcı orada oturup insanları mı izliyor? Sonlu olan bir iz bırakır, sonsuz olan ise hiçbir iz bırakmaz. Bir iz var mı? Örneğin proton ve elektronlardan oluşmayan bir madde var mı? Tekrar: Evren, başlangıcı ve sonu olmayan sonsuz bir boyuttaki sonsuzluktur. Eğer bilginiz varsa, o çakma bilimciler ve sen neden bu ifadeyi çürütmüyorsunuz?
  6. Dark Matter 26.8% Ordinary Matter 4.9% Dark Energy 68.3% Burada başka bir mantık hatası daha var: Bu çakma bilimciler "oranların" ondalık basamaklarını bile "biliyorlar". Oranlar olsaydı, bırakın ondalık basamakları, yüzdeleri bilmek bile mümkün olmazdı. Bunu çürütmek çok kolaydır: Evren, başlangıcı ve sonu olmayan sonsuz bir boyuttaki sonsuzluktur. Bu nedenle "oranları" bilmek mantıksal olarak imkansızdır! Evren toplam (100%) sonsuz miktarda enerjiye sahiptir. Yeni bir madde oluşursa, bunun için gereken enerji evrenden aktarılır. Enerji dengesi her zaman eşittir: Bu, bir maddeye aktarılan enerji eksi evrenden "çıkan" enerji = %100'dür Bunun kanıtı Enerjinin Korunumu Yasasıdır: "Enerji, farklı enerji biçimleri arasında dönüştürülebilir, örneğin, kinetik enerjiden termal enerjiye. Enerji yaratılamaz veya yok edilmez. Enerji kaybı mümkün değildir". Protonlar ve elektronlar ortaya çıkmaz ve kaybolmaz, sadece vardır ve aktarılabilir! Başka bir deyişle: Evrende evrenin kendisinden başka hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey eklenmez ve hiçbir şey çıkarılmaz!!! Fiziksel dünyada varlık (= madde) olarak görünen şey gerçekte ebedi oluş halidir = Ortaya çıkma ve bozunma!
  7. @somebody Yok sen ayartacaksın , onu da ben mi yapayım yani. Hayır, sadece fotoğrafını görmek istiyorum, meraktan!
  8. @somebody Ben insanım ve yalan söyleyebirim , sahtekarlık yapabilirim. Bundan daha güzel kanıt olmaz diyorsun yani. Senin organik madden yalan söyleyemez!!!
  9. @Deadanddark Çok büyük bir boşluk var. Uzayda metrekübe düşen hidrojen atomu sayısı bir. Peki hidrojen atomunun dışındaki boşluk neyden oluşur? Hiçbir şeyden mi? "Boşluk" terimi hakkında hiç düşündün mü? Boşluk var değildir: Boş = konsept! Aynı hatayı yapıyorsun: Birileri yazdı, sen okudun ve inandın! Evrende bir Attometre boşluk bile yoktur. Evreni izole bile edemezsin, çünkü izole etmeye kullandığın malzeme evrenin (proton ve elektronun) kendisidir!!! Her obje evrenin kendisidir. Proton ve elektron yalnızca parçacıkların düzenlenmesi ile görünür hale gelir. Madde parçacıkları (evren = proton/elektron) yaşlanmaz, ister bir saniyelik ya da milyarlarca yıllık, önemli değil, sadece parçacıkların düzenlenmesi (insan, yıldız, gezegen vb.) yaşlanır. İnsan evrenden oluşur ve ölümünden sonra ise tam tersi bir süreç başlar, organik maddeler tekrar protonlara ve elektronlara ayrışır! Gezegenimiz 365¼ günde güneş etrafında 940 milyon kilometrelik bir mesafe kat ediyor. Ve bu süre zarfında güneş sistemimiz galaksimizle birlikte birkaç milyar kilometre yol kat eder. Bu süre içinde herhangi bir bilimciden atmosferimizde (buhar topunda) bir boşluk keşfettiğini duydun mu? Buhar topu neyin içinde? Biz neyin içindeyiz? Sana niye inanalım? Benim söylediğim tek bir kelimeye bile inanma, ama diğerlerinin söylediği tek bir kelimeye de inanma. Etrafımda inanan insanlar olsun istemiyorum, etrafımda bilen ya da soran insanlar olsun istiyorum! Ben senin yerine düşünemem; böyle bir vekaleten düşünme mümkün olsaydı senin için daha iyi olmazdı. @somebody Bir saçmalığı çürütmek için uğraşamam çünkü iddialarına hiçbir kanıtın yok. Kanıt mı? Çok komiksin! Kanıt evren, sen, ben, gezegenimiz, yıldızlar vs. Bu arada arap Bacı fena değil. Bir resmi var mı? Bağlantı yeterli!
  10. @Deadanddark Bu oranı nasıl yorumluyorsun? karanlık madde sıradan madde karanlık enerji Birisi bir grafik çizdi veya bir şey iddia etti ve sen de buna inandın, öyle değil mi? Karanlık maddeyi kim, ne zaman, nerede ve nasıl keşfetti? Bunun bilindiğini iddia ediyorsan, neden periyodik tabloda listelenmiyor? ("Sıradan") maddeyi yorumlamama gerek yok. Madde = Proton/Elektron. Karanlık enerji?? Kara = Konsept Enerji = Konsept İnsanları kandırmak gerçekten bu kadar kolay mı? Neden buna kanıyorsun? Bana nesnesiz bir enerji gösterebilir misin? Bana nesnesiz enerji göster ve ben de bilimi bırakacağım!!!!!!!!!!!!!!!!
  11. @somebody Bu konu tamamen dinci palavrasıdır. İleri zekalılar benim yazdıklarımı anlayamazlar! Ben yukarıda sadece evreni tarif ediyorum. Benim evren tanımım hiç batmayan yıldızlar gibidir! Hiç kimse, kesinlikle hiç kimse, yukarıdaki tanımımı çürütemez!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Bana dünyamızda ve dünyamızın içinde bulunduğu evrende proton ve elektronlardan oluşmayan bir madde gösterebilir misin? Eğer bana bunu gösterebilirsen, burada tavsiye ettiğin arap bacının yanına gideceğim ve burada bir daha yazmayacağım, SÖZ!!! Arap bacı çekici mi? Yazdıklarının geri kalanı hakkında yorum yapmayacağım çünkü entelektüel gevezelikten başka bir şey değil!
  12. @hegel Evren aslında bir beyin mi? Bu çok güzel bir soru! Bu sorunun cevabı dolaylı olarak: Evet! Çünkü organizmamızın ve onun organı olan beynin (organizmanın kontrol birimi) hammaddesi evrenin (proton ve elektronların) kendisidir! Evren her şeydir! Evren, başlangıcı ve sonu olmayan sonsuz bir boyuttaki sonsuzluktur. Evren, varlığı kendisinden "yaratmıştır". Kendini "yarattıklarında" açığa çıkarmış ve kendini onlarda göstermiştir. Görünen tüm nesneler evrenin görüntüsüdür. Evren neyden oluşur? Protonlar ve elektronlardan! Evrenin varlığı, yokluğu konuşulmaz. Varlık varsa, evrende vardır. Varlık evrendedir ve evren varlıktadır. Varlık bir bütündür. Görünenlerin tümü evrenin görüntüleridir Kadın ve erkek evrenin yeryüzündeki en üstün görüntüleridir. Evrenden gelmedik, evren ile birlikte geldik (biz evreniz!). Evren bizim içimizde yaşar, biz de evrenin içerisinde yaşarız. Biz proton ve elektronun (evrenin) görüntüsüyüz! Evren yalnızca parçacıkların düzenlenmesi (= madde) ile görünür hale gelir!
  13. Kahin

    Ölüm korkusu

    @somebody Fakirlik dedik ya. Onu niye görmedin. Gördüm! Tüberkülozun yoksullukla doğrudan bir ilgisi yoktur. Ancak bir bakıma haklısın, çünkü yoksulluk içinde yaşayan insanların kendilerini biyolojik bir "ölüm korkusu" çatışması içinde bulma olasılıkları, refah içinde yaşayan insanlara göre daha yüksektir. Yukarıda bahsettiğim arkadaşım da fakir bir aileden geliyor. Daha 17 yaşındayken daha adil bir Türkiye (herkese refah) için mücadele etmek istemişti. Yine de cevabın için çok Mersi!
  14. Kahin

    Ölüm korkusu

    Moderatör buradan Taşıdı! Mersi
  15. Kahin

    Ölüm korkusu

    @somebody Çocukken verem olmuştum... Konu dışı ama benim için çok ilginç bir bilgi! Biyolojide veremin "ölüm korkusu" ile bir ilgisi vardır. Sana bu konuda ciddi bir soru sormak istiyorum: Tüberküloz olmadan, hemen önce, bir insan, bir hayvan ya da kendin için "ölüm korkusu" yaşadın mı? Cevaplamak zorunda değilsin. Eğer cevap verirsen, çok sevinirim!!! Burada "ölüm korkusu" ile ilgili bir öykü aktarmak istiyorum: Bir keresinde bir arkadaşımla oturmuş sohbet ederken, gençliğinde tüberküloz geçirdiğinden bahsetti. Bunu duyduğum'da hemen ona yukarıdaki sorunun aynısını sordum. Şaşırmış görünüyordu ve bana bunu nasıl bilebileceğimi sordu. Ona insan biyolojisinde "ölüm korkusunun" ne anlama geldiğini kısaca açıkladım. Daha sonra bana 1979 yılında Türkiye'deki sağ-sol çatışmaları sırasında (siyasal şiddet sürecidir) polis tarafından tutuklandığını ve işkence gördüğünü anlattı. O sırada 17 yaşındaymış. Onun o zamanki "ölüm korkusu": "Polislerin beni öldüreceklerinden korkuyordum."
  16. @somebody Bir bakterinin zamanını ölçebilirmisin? Bir bakteriyi eğer başından sonuna kadar (maddenin var olma zamanını) gözlemlersen ve en önemlisi zamanın varsa, bu elbette mümkün! Yada bir kaya parçasının zaman ölçüsünü bilebilirmisin? Binlerce yıl bozulmadan kalan bir altın kütlesinin zamanını gösteremezsin. Eğer başlangıcı bilmiyorsan, sonu da bir işe yaramaz, neyi sayacaksın? Sadece spekülasyon olur! Anlamıyos işte!!!!! Sen ileri zekalısın, nedeni bu!
  17. Aklıma gelmişken şunu da eklemek isterim: Mümkün olan ve her insanın halihazırda gerçekleştirdiği tek "zaman yolculuğu" yaşamdır, yani yaşamın kendisi "zaman içinde" bir yolculuktur. Yaşamın yolu benim hedefim ve yolumun beni nereye götüreceğini bilmiyorum. Ama yolun sonunda ne olacağını biliyorum! Yaşam tek yönlü bir yoldur = doğum (başlangıç) - - - > ölüm (son). Yaşam yolculuğu tahmini olarak saatte 1 milyon kilometre hızla gerçekleşir. Yaşam kavramıyla ilgili başka bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum: Yaşam terimi "yaş "tan gelmektedir. Bu da bizi saymaya götürür. Zaman, tek yönlü bir yolu (yaşamı) saymaktan başka bir şey ifade etmez! Zaman = Konsept Sayı = Konsept Umarım şimdi anlıyorsunuzdur!
  18. @hegel Zamanda yolculuk olabilir bence... "Dilimde kabarcıklar çıktı." Bu yüzden farklı şekilde açıklamaya çalışacağım: Evrenin başlangıcı ve sonu yoktur. Ucu bucağı, yanları yoktur. Sonsuz boyutta sonsuzluktur, evren. Başlangıçı ve sonu olmayan bir şeyin zamanı (özelliği) olamaz. Bu mümkün değildir! Aksini düşünme girişimi bile seni "Yaratıcı "ya götürecektir! Sadece maddenin (örneğin gezegenler, güneş, taşlar, toprak, canlılar vb.) "zamanı" vardır. Çünkü madde sonsuz değildir, başlangıçı ve sonu vardır. Başlangıcı ve sonu olan her şey sayılabilir ve zaman da saymaktan başka bir şey değildir. Örneğin birisi 20 yaşında olduğunu söylüyorsa, bu genç dünyaya geldiğinden beri gezegenimizle birlikte güneşin etrafını 20 kez dolaşmış ve bunu saymış demektir! Not: Maddenin hammaddesi de madde parçacıklarıdır (protonlar ve elektronlar). Evren de proton ve elektronlardan oluşur. Başka bir deyişle: Evren protonlar ve elektronlardır!
  19. @somebody Seninle tartışmam ancak dalga geçerim. Bunun doğru olmadığını biliyorsun. Yukarıdaki (uzay tek boyutlu) cevabın bana değil, İsmail'e yönelikti! Zaten teknik bilgi vermiyorum boşuna tahrik etme. Teknik bilgi ve sen mi?
  20. @somebody İleri zekalı olduğunu biliyordum ama bu kadar çok ileri zekalı olduğunu fark etmemiştim! Ileri zekalılar için: Tek boyutlu bir uzaydaki bir varlık sadece ileri ve geri hareket edebilir. İki boyutlu bir uzayda, sadece ileri ve geri, sağa ve sola hareket edebilir. Üç boyutlu bir uzayda ise ileri ve geri, sağa ve sola, yukarı ve aşağı hareket edebilir. Şimdi sınav sorusu: ileri zekalılar hangi uzay boyutlarında yaşıyor? Somebody: Tek boyutlu bir uzayda! Evren de tek boyutlu bana göre çünkü bir yöndeki sonu yok. Dolayısıyla ikinci yönü henüz bulamadık. Acı ama gerçek!
  21. @somebody La oğlum/kızım. Bir yazın diğerinle çelişmeden duramıyorsun. Boyutlarda kafanda oluşur. Gözlerini kapattığında, evren ve senin organizman tek boyutlu mu oluyor? Seni doğru anladım mı, evladım? Bak evladım, sana açıklayayım: Senin gözlerini kapatmanla evren tek boyutlu olmaz. Gözlerini kapatıp kapatmaman evrenin ve senin organizmanın umurunda değil! Doğayı (nesneleri) tanımlamak için boyutları (konseptleri) kullanıyorum. Boyutlar doğanın özelliğidir. Tıpkı ışığın (konseptin) güneşin (nesnenin) özelliği olduğu gibi! Madde olmadan boyutun ve ışığın ne anlamı var? Doğayı bir kavramla tanımlıyorsan, her zaman ilişkili bir nesne olmalıdır. Örneğin, bir arabanın (nesnenin) bir hızı vardır. Hız arabanın bir özelliğidir. Bir arabanın hızıyla yolculuk mümkündür. Ancak, zamanda ışık hızında seyahat etmek mümkün olmadığı gibi, herhangi bir hızda seyahat etmek de mümkün değildir. Bunlar sadece insanların kafalarında var olan hayali ürünlerdir. Farkı anladın mı? Bunları sana daha ayrıntılı olarak açıklamama gerek var mı?
  22. @somebody Niye saçma olsun ki , üç boyutlu resimler var. Aslında iki boyutlu ama sen üç algılıyorsun. Yanlış! Doğrusu: "Aslında üç boyutlu ama sen iki algılıyorsun." Çünkü resim beyinde oluşur! Evren de tek boyutlu bana göre çünkü bir yöndeki sonu yok. Dolayısıyla ikinci yönü henüz bulamadık. Sen nerede yaşıyorsun? Evrenin dışında mı? Tek boyutlu musun? Önüne ve arkana, sağa ve sola, yukarıya ve aşağıya baktığında evreni nasıl görüyorsun? Evet doğru, üç boyutlu! Doğada yalnızca üç uzamsal boyut vardır: ön ve arka, üst ve alt, sol ve sağ. Nokta! Bunun aksini iddia edenlerin fizik (= doğa) hakkında gerçek bir fikri yoktur!
  23. Gerçeklere ve nesnel argümanlara karşı söyleyecek bir şeyi olmayanlar, bunları ortaya koyanlara "dokunurlar". Bu dünyanın en eski numarasıdır. Ve bu, kişinin egosunun ne kadar yüksek olduğunu merak etmeme neden olan bir seviyede gerçekleşiyor. Acaba Ego halının kenarı kadar yüksek mi? @somebody Işığı tartabilirmisin diyen sen değilmiydin. Ne dediğini bilmiyorsun. Lütfen kelime oyunu yapma! Sana iyi niyetli bir tavsiye: devam etme, hiç şansın yok! Tüm fen fakültelerini ve profesörlerini bu foruma getirsen bile, yüzde 0.000000000000001 bile şansın olmaz!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Çünkü zihinsel bir ürün mutlak bir kesinlikle ne maddi, ne sayılabilir, ne ölçülebilir, ne bölünebilir, ne esneyebilir, ne de hareket edebilir ve gerçeklik üzerinde hiçbir etkisi olamaz! Benim bilgim doğaya dayanır. Bu yüzden Sözlerim yıldızlar gibidir, asla batmazlar!
  24. @somebody Tüm dünyada elektrik bulunduğundan günümüze kadar harcanan elektron enerjisi 10 kg dır. Konudan kaçma girişimleri yetersiz kabul edilir! Konumuz ışık, hız ve zamandır! Ek olarak tavşan diye bir hayvan da yoktur. Onlar aslında minyatür gergedanlardır. İyi misin? Senin için endişelenmeme gerek var mı? Tüm dünya yanlış biliyor. İstisnalar hariç, evet! İnsanların çoğu sadece inanma yeteneğine sahiptir, mantığa değil, sadece otoriteye ve duygulara açıktır!
  25. @somebody Işık üzerine yapılmış binlerce deney ve yüzlerce formül var. Matematiksel formüller mi? Matematik sadece bir dildir, saymakla ilgilidir ve saymak bir insan faaliyetidir. Yani matematik doğal bir olgu değildir. Matematik doğayı tanımlamak için kullanılır, ancak bu tanım doğanın değil, dilin bir parçasıdır ve bu nedenle matematik zihinsel bir üründür! Var olmayan bir şey hakkında nasıl matematiksel bir formül oluşturabilirsin? Bana "allahın" Matematiksel formülünü gösterirmisin? Ve, bir gölge ile de deney yapabilirsin, ancak bir gölge var değildir, tıpkı gecenin var olmadığı gibi. Geceleri, gezegenimizin "gölgesindeyiz". İleri zekalı olduğun için: Bana postayla 50 gram ışık, 75 gram hız, 100 gram zaman, 75 gram gölge ve 100 gram gece gönderebilir misin?
×
×
  • Create New...