kavak

Ya salağın teki, ya çocuk yaşta cinsel istismara uğradı ya da kendini bir pok zanneden zibidi. Böyle tiplerin kendine bile bir gram hayrı yoktur. Yatıracan falakaya. Dipnot: Cinsel istismara uğradıysa, psikolojisinin bir hayli bozuk olması mümkün. Umarım böyle bir değildir.

Güzel film. Adam yaşlanmıyor ve geçmişte yaşanmış her önemli olayın odağında. İkinci bölümü var, ama birincisi gibi sürükleyici değil ve beş para etmez.

Baktım ancak, falza önemsemedim, çünkü günümüzdeki yapay zekalı otomatlar henüz tam gelişmiş değil. Bu nedenle her türlü değerlendirmeleri çok erken buluyorum.

@Mantılı, yapay zekadan peygamberlik lisansını almışsın. Ne mutlu sana. Meğerse peygamberlik ne kadar da kolaymış.

İngilizce bilen veya öğrenmek isteyen bir bayanla tanışmalısın. Böyle olursa öğrenme motivasyonun yükselir. Fiziksel olarak yanında olması şart değil, online de olabilir. Bir nevi platonik ilişki gibi düşünebilirsin.

Kısa yoldan zengin olmak mümkün. Alın size birkaç şık: 1. Zengin bir aileye doğacan. Çıkma olasılığı 3 binde 1. 2. Loto oynayacan. Olasılık 140 milyonda 1. 3. Dua edecen. %50:50.

Olurda yanlışlıkla cennete gidersen eğer, orada da kesin bir kıl bulursun.

@Mempish, seninle anlaşamayağız. Dinler sonradan türedi. İslam en sonuncularından. Dinler yokken de gayet güzel küfür ediliyordu.

Mesela? Tam John Ahmet´lik bir konu açmışsın.

Önce tadına bakın, sonra okuyun. Hayatınızda bir kere olsa, içmelisiniz. https://keyifadami.net/kavaklidere-1929-bir-sarap-hikayesi/

Hah hah ha. Sana soru soranda kabahat.

Mantıklı hareket ediyorsun. İltifat olarak kabul edebilirsin. Zekan şöyle dursun; iki örnek verirsen çok makbule geçer.

Hele şükür, demek karın ağrın bu. Belki gerçekten yok. Olamaz mı? Kredi kartı kullanma ve o magazadan alma. Dik duruş sergile.

Peki. Yine hâlâ anlamadım, çünkü Türkiye´de yaşayan sensin. Alışveriş yaparken, nasıl zorbalıkla dijital sisteme yönlendiriliyor? Ben burada alışveriş yaparken, parayı bastırıyorum. Malı alıp gidiyorum. Sizde nesi farklı? Almancası öyle değil, beyefendi. Almancası da Bla bla.

Bugün yazma özürlüsün herhalde. Azıcık anlaşılır bir şekilde yazsan ve detaylandırsan, bir yerin kırılmaz. Şu yazdıklarından ne demek istediğini anlamadım âçıkçası. Bu arada "bla bla bla" nedir, diye sormayacam.

Kafan rahat olurdu. Sana da iyilik yaramıyor. Desteklediğin alanlar hangileri, birkaç örneğini gerekçeleri ile verir misin? Bunun adına vahşi kapaitalizm diyorlar. Her şeyi paraya çevirme makinesi de denilebilir.

Bakıyorum, CHP´nın hakkından anca sen gelecektin. Sabah akşam bunlara veryansın ediyorsun, da, yanlış yere enerjini kullanıyorsun. Sorun partilerde değil, bunu sen de biliyorsun. Bu partileri seçen halk bilinçlenmediği müddetçe, bir cacık olmaz. İki sene sonra yine memlekete gittim ve yine gördüm ki, adamın yoksa, işini yapan yok. İşini yaptırmak isteyen, partiye üye oluyor. Bilhassa belediye kimdeyse ona üye oluyorlar. Sap gibi ortada kalıyorsun. Genelleme anlamında söylemiyorum. Bana yansıyan bu şekilde.

İnkar ettiğim bir şey yok. Teknolojinin gitmediği diyar neredeyse kalmadı, diyorum. Hepsi bu. Senin gibi her teknolojik gelişmeyi karalamayı doğru bulmuyorum. İzlendiğini mi, düşünüyorsun? O zaman kullanmayacaksın bu nimetleri. Telefonunu çöpe at mesela. Yani bir seçeneğin var. Tamam; temkinli davranmak, şüpheci olmak yanlış değil. Ama senin istediğin resmen bir nevi "Robinson" dünyası, ki o bile adadan kurtulmak için gemi yapmaya uğrâşmıştı.

Her şeyi çok karamsar görme yeteneğin var. Bu durumda teknoloji olmayan ıssız bir adaya gitmelisin, diyecem de, demiyorum tabii. Çünkü günümüzde böyle yerler kalmadı.

Küfür Arapça bir kelimedir, da, dinle ilişkisini kuramadım. Birisine küfür etmenin, onu karalamanın veyahut lanetlemenin dinle alakası yoktur, çünkü bir insan kızınca karşısındakine her türlü olumsuz davranışı sergiler. Hem sözlü hem de fiziksel reaksiyon gösterebilir. Bu davranış taş devrinde bile vardı muhakkak. Daha sonra dinler ortaya çıkınca onların da bunu kullanması normal, ama çıkış noktası din değildir. İnsanların bir özelliğidir, dinle alakası yoktur bu özelliğin.

Google'de otobanı kapatma seçeneğin var. Denesene bir. O zaman farklı bir rota çiziyor. Ayrıca arabaların kendi navigasyonları var. Orada bir çok seçeneğin mevcut: En hızlı yol, en kısa mesafe, otobanlı veya otobansız.

Desene Türkiye bu hususta taş devrinde. Paralı yol dediğin otobanlar herhalde. Ben şehir içinden bahsediyorum. Avrupa´da saat gibi çalışıyor navigasyonlar. Ayrıca sadece Google Navigasyonları yok, bir çok alternatifi var burada. Otobanları kullanmama seçeneğin var. Kapatabilirsin.

Eksik altyapı ve elektrikli arabalardaki en büyük sorun pil ve yol alınacak mesafe. Bu nedenle bu arabalarla uzun mesefa kullanmak şimdilik mantıksız. Ben bunları tipik şehir arabaları olarak görüyorum. Büyük olmalarına da gerek yok. Smart gibileri yeterli aslında.

Navigasyon neredeyse 30 seneden beri var, hatta daha eskilere dayanır. Öyle bir seviyeye geldi ki dünyanın her sokağına yolu şaşırmadan gidebiliyoruz artık. Peki, bu zımbırtının ilk acemi zamanlarını hatırlayanlar var mı? Yolunu şaşıran arabalar, yolun ortasında kaybolan yollar, ters isitikamete gitmeler vb. ve daha neler. Şimdi ise her araba ve akıllı telefonda var ve sıradan bir şey haline geldi. Yapay zekayı da, navigasyondan kat kat daha kompleks olmasına rağmen, biraz buna benzetiyorum. Bir çok konuda çığır açan/açacak bilimsel ve teknolojik gelişmelerin henüz başındayız. Birçoğunu belki kendimiz görmeyeceyeğiz ancak çocuklarımız ve torunlarımız için durum farklı. Gelişmeler umarım onların yararına olur.

Bunların hepsi hayali figürler, çünkü İslam tarihinin ilk 100-200 senesi koyu karanlıktır. Kaynakları yetersiz ve güvensizdir.