-
İçerik sayısı
2.812 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
146
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
Tüm bu tanrı icat etme olaylarının temelinde bilinmezlik yatar. Bilinmezlik korkutur, ürkütür. Dinlerin varoluş sebepleri olan doğal afetlerin (yıldırım, şimşek, yangın, deprem vs.) sırrı çözüldü. Bunlar korkutmuyor, ürkütmüyor artık. Ancak ölüm hâlâ bazılarına göre gizemini koruyor. Ölenler geri bildirim yapamıyorlar. Bu yalın gerçek, korkak ve ürkek birisinin uykularını bozar. Ha bire kendine güvenli bir liman arar. Bu arayış, asırlar evvel başka korkak insanların uydurduğu tanrılara yöneltir. Uğruna kölesi olur, kurban keser, kendinden olmayanlara düşman kesilir, savaşır. Peki, bu sözde tanrı(lar) bunun neresinde? Hiçbir yerinde, çünkü bizsiz şurdan şuraya gidemezler.
-
Sağlığımız ve beynimiz için en önemli etken yeterince uyumaktır. Bu noktada sıkıntı varsa, ki kulak çınlaması olanlar uzun ve derin uyuyamıyor, muhtemelen beynimiz bundan nasibini alıyordur mutlaka. Örneğin beyin hücreleri yeterince sıfırlanayamıyor/yenilenemiyor. Hafıza zayıflığı belki buradan kaynaklanıyor.
-
Demek ki, suç bende. Hani diyorlar ya; beyini sürekli çalıştırarak yeni nöron bağlantıları oluşuyor. Bendeki bağlantılar muhtemelen kör düğüm olmuştur.
-
Ben bu beyin eğzersizlerine pek fazla güvenmiyorum, çünkü ömür boyu dolaplar dolusu kitaplar okudum ve hâlâ her gün sabah akşam bir şeyler okumama rağmen sonuç ortada. Hafızamda zayıflama belirtileri var. Diğer yandan yeme içmenin, yani sağlıklı beslenmenin ve havası temiz bir diyarda yaşamanın etkisi olduğunu düşünüyorum.
-
Saçmalığın dik alası aslında, ortada herhangi bir suç teşkil edecek hiçbir eylem yok. Azılı teröristlere ayrı, adi suçlulara ayrı ve muhabir/gazetecilere ayrı muamele yapılıyor. Bağımsız yargı diye bir şey beklemeyin, öyle bir şey kalmadı. Fikirlerini söyleyen gençleri, insanları ve elbette haber elemanlarını bilerek sindirmek istiyorlar. Hedefleri belli ve hedeflerinde sadece F. Altaylı yok. Daha niceleri var. Kendinden olmayanları korkutmak, susturmak ve sindirmek. Gayeleri tam olarak bu, ki dolaylı olarak vatandaşa da gözdağı veriliyor. Rusya´daki Putin rejiminden bir farkı kalmadı. O da işine gelmeyen muhalifleri ya zindana, ya Gulağa gönderiyor. Bazılarına ölüm fermanı vermekten geri kalmıyor. Yani Türkiye´deki rejimin Putin´li diktatör düzeninden pek fazla farkı bir yok.
-
Bahçeli yine döktürmüş. "Birinci muhatap İmralı" demiş ve hızını alamadan "Bu yolda darağacında sallanmaya razıyız" diye eklemiş. Oysa, bilenler bilir, bizzat kendisi zamanında A. Öcalan´ın asılmasını istiyordu. Tıpkı S. Demirel´in meşhur "Dün dündür, bugün bugün" zihniyetiyle hareket ediyor. Bir siyasetçi 100 takla atsa bile yurdum insanının hiç umrunda değil gibi. Böyle kaypak siyasetçilerden hesap sormak şöyle dursun, hatta bunları alkışlayanlar var. Ben de terörün bitmesinden yanayım, da, buna Bahçeli gibi sürekli yön değiştiren dinozorlar yerine dürüst ve tutarlı siyasetçiler el atmalı.
- 64 yanıt
-
- i̇mralı
- abdullah öcalan
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Bakarak çözmeyi sevenlere gelsin. En fazla 10 saniyeniz var... ( 5 + 3 ) x 4 - 6 : 2 Dipnot: Google Amca ve hesap makinesi yasak.
-
İlahi @gun, 1 tane olması gerektiğini ben resime bakarak(!) bulmuştum. Benim yazdıklarımı teğet mi geçtin yoksa?
-
Komisyon İmralı´ya gitme kararı aldı. CHP ise bu kararı reddetti, ki bana göre CHP´nin davranışı doğru bir karar, çünkü komisyonun İmralı´ya gitmesinin hicbir anlamı yok. Ayrıca halkın çoğunlu da Apo´nın ayağına kadar gidilmesine karşı. Oraya gidip ne yapacaklar, oraya gitmenin ne tür bir getirisi var? Abdullah Öcalan tescilli bir terörist örgütün ele başı ve sayısız sivillerin ölümünden birince derece sorumlu birisi. Komisyonun oraya gitmesinin hiçbir anlamı yok, çünkü komisyonun ana görevi PKK´nın silah bırakmasını ve dağdaki teröristlerin bir şekilde tasfiyesini barışçıl yollardan sağlamak. PKK silah bırakacağını beyan etmişti zaten.
- 64 yanıt
-
- i̇mralı
- abdullah öcalan
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Yapay zekayı insanlar yarattığına göre onlardan insanlar sorumlu. İnsanlar tanrılara nazaran daha tutarlı oldukların ötürü tüm sorumluluğu kendileri üstleniyor. Yani eğer bir gün yapay zekanın birisi bir yamukluk yapacak olursa şayet, bundan biz insanlar sorumluyuz. Çünkü onları biz yaratık. Yapay zekanın mayası bozuksa, demek ki onun mayasını iyi tutturamamışız. Hasılı imtihan gibi zımbırtıların arkasına saklanmıyoruz ve sorumluluğu başkasının üzerine yıkmıyoruz. Birisi birine, tanrı da olsa, özgürlük veremez, ki buna mutlak özgürlük denemez. Özgürlük alınır. Bazen barışçıl yollarla, bazen zorla.
- 50 yanıt
-
- 1
-
-
İşleyen demir paslanmaz. İyi, hoş. Buna bir itirazım yok, da, bu devirde göz ardı edilen bir durum var. Ömrümüz günden güne uzuyor, ki bunun bir bedeli var elbette. Elli yaşından itibaren vücudumuz gözle görülür biçimde yaşlanıyor. Tüm organlarımız bundan nasibini alıyor. Gözlerimiz ve kulaklarımız zayıflıyor, cildimiz sarkıyor, hafızamız zayıflıyor, belimiz ağrıyor vs. Bilhassa beyin organımızın işleyişini tam olarak çözmüş değiliz, bu nedenle onu nasıl dinç tutacağımız hakkındaki tavsiyelere ben pek fazla güvenmiyorum açıkçası. Yok, bir tavsiyem var aslında. Beyninizin dinç kalmasını istiyorsanız, fazla yaşlanmayın.
-
Gödel'in eksiklik teoremlerini kullanan bir fizikçi/matematikçi ekibi, dünyanın yalnızca algoritmalardan oluşmaması gerektiğini gösterdiğini iddia ediyor. Yani bu kainatın simüle edilmesinin mümkün olamayacağını söylüyorlar. Kaynaklar: https://www.sciencealert.com/physicists-just-ruled-out-the-universe-being-a-simulation https://www.derstandard.de/story/3000000295433/mathematischer-beweis-soll-zeigen-dass-wir-nicht-in-einer-simulation-leben https://www.nefes.com.tr/bilim-insanlari-simulasyonda-miyiz-sorusuna-noktayi-koydu-76001 Bu hususta son sözün söylendiğini düşünmüyorum, çünkü teknoloji henüz emekleme aşamasında. Quantum bilgisayarları henüz iş başı yapmadı. Son olarak: İçinde yaşadığımız kainatın tüm sırlarını (kara madde, kara delik, kara enerji, zaman/mekan vs.) tam olarak henüz bilmiyoruz. Hal böyle iken buna benzer konulara biraz temkinli yaklaşmak gerek.
-
- matematik
- simulation
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Fikir güzel ve gerekli ancak bunu kötüye kullananlar olacak. Denetlemesi çok zor.
-
Okuldayken matematik öğretmenimiz bazı durumlarda kara tahtaya bakarak çözümlemenin çok zaman kazandırabileceğini söyleyip dururdu. Ben de ortadaki boşluğa bakarak en az 4 dairenin sığacağını düşündüm. Küçük dairelerin yarı çapı diğerleri gibi aynı olacaksa eğer, sayıları daha az olmalı. Bakarak bulduğum cevap 1 daire.
-
Bu maaş zaten var ancak CDU/CSU, bu maaştan yararlananları daha sıkı bir takibe almayı istiyorlar ve kurallara uymayanlara katı yaptırımlar getirilecek.
-
Tanrı(lar) yeryüzünde her gün tecavüze uğrayan, ezilen, öldürülen çocukları ve kadınları hiçbir zaman umursamadı, yetişkin insanları mı umursayacak?! Sınav mı, yemişim sınavını! Sınav mevzusu dinlerin en büyük yalanlarından birisidir.
-
Evet, aynen böyle. Ayrıyeten bir araştırmaya göre bize sunulan sonuçların %40´ını kendileri (ChatGPT, Gemini ve yoldaşları) uyduruyorlarmış. Gel de gülme. Al sana kapı gibi kaynak: https://www.tagesschau.de/wissen/technologie/kuenstliche-intelligenz-fakten-100.html
-
Gooogle Amca´nın yapay zekası dedi ki: Analog bir saatte üç göstergenin (saat, dakika ve saniye ibreleri) belirli açısal ilişkileri oluşturduğu zamanları bulmak, ibrelerin hızlarının farklı olması nedeniyle karmaşık bir matematiksel hesaplama gerektirir. İbrelerin hızları şu şekildedir: Saat ibresi: 12 saatte 360°, yani dakikada 0.5° hareket eder. Dakika ibresi: 60 dakikada 360°, yani dakikada 6° hareket eder. Saniye ibresi: 60 saniyede 360°, yani saniyede 6° veya dakikada 360° hareket eder. Bu ibrelerin konumları sürekli değiştiği için, tam olarak aynı anda istenen açıları oluşturdukları anları kesin olarak belirlemek gerekir. Saniye ibresinin çok hızlı hareketi nedeniyle, bu tür hizalanmaların gerçekleştiği anlar genellikle sadece belirli anlık zamanlardır. Soruların yanıtları, her 12 saatlik döngüde (veya daha spesifik olarak her saatte) birden fazla kez gerçekleşebilen durumları ifade eder. Göstergeler saat kaçta 3 eşit açı (120 derece) oluşturur? Üç ibrenin de birbirlerine göre 120 derecelik açı oluşturduğu durumlar mevcuttur. Bu durum, ibrelerin kadranın 120 derecelik aralıklarla (örneğin 12, 4 ve 8 yönlerinde) hizalandığı anlarda gerçekleşir. Ancak, ibrelerin farklı hızları nedeniyle bu tam hizalanmanın gerçekleştiği kesin zamanı hesaplamak gerekir. En bilinen yaklaşım, saat ibresinin yaklaşık olarak 4 veya 8'i gösterdiği zaman dilimleridir. Göstergeler saat kaçta 2 tane dik açı oluşturur? Üç ibrenin birbirine göre ikişerli olarak (Saat-Dakika, Dakika-Saniye veya Saat-Saniye) iki farklı dik açı oluşturması durumu daha karmaşıktır. Bu, ibrelerin konumlarının özel bir geometrik düzenleme oluşturduğu anlarda gerçekleşir. Göstergeler saat kaçta 2 tane eşit açı oluştururlar? Üç ibrenin iki farklı çifti arasında eşit açıların oluştuğu durumlar da mevcuttur. Örneğin, Saat-Dakika arasındaki açının Dakika-Saniye arasındaki açıya eşit olduğu zamanlar gibi. Bu kesin anları bulmak için matematiksel denklemler çözmek gerekir. Ancak genel olarak, bu tür hizalanmalar gün içinde birçok kez, ancak genellikle saniyenin belirli bir kesrinde gerçekleşir. Örneğin, saat 12:00'de üç ibre de çakışıktır (0 derece açı), ancak bu 3 eşit açı değildir. Saat 4:00 veya 8:00 civarında, saat ve dakika ibreleri yaklaşık olarak 120 derece açı oluşturur, ancak saniye ibresinin konumu da bu denkleme dahil edilmelidir. @DreiMalAli, yapay zeka biraz kaytarıyor gibi. Çünkü karmaşıklıktan falan bahsediyor. Zaten "Biraz düşüneyim" demesinden şüphelenmiştim.
-
@Saturn, hastalıkla alakası yok. Hepsi beyin yıkanmasından ibaret. Sen doğuştan itibaren örneğin Hinduların içinde yaşamış olsan, muhakkak onların her şeyiyle haşır neşir olacaksın. Diğer toplumlara/dinlere ise yabancı bir madde gibi bakacaksın. Tıpkı Müslümanların kendinden olmayanlara baktığı gibi. Bunlar herhangi bir hastalık belirtileri değil, bilakis canlıların yaşadıkları ortamda nasıl uyum sağladıklarının ve neye dönüştüklerinin bir göstergesidir aslında. Adına evrim diyorlar, ki öyledir zaten. Çünkü kültürümüz, dilimiz, inancımız, yaşam tarzımız vs. sürekli dönüşüyor. Ayrıca insanlar sürü canlılarıdır, bunu göz ardı etmemek gerek. Yani sürüde kazanılan bilgileri bir sonraki nesillere aktarıyoruz, ki dini saçmalılar da bunların içinde var. Hasılı dinsel inançlar/eylemler her ne kadar sana saçma gelse de, dindarların senden pek bir farkları yoktur ve hastalık belirtisi falan değildir.
- 20 yanıt
-
- 1
-
-
Bence olmamış, çünkü böyle tek kişilik küçücük UFO´mu olurmuş?
-
Grok gizli Müslüman olmalı herhalde. Camisiz, minaresiz bir şehir bulamamış mı?!
-
Azizim; Yahudiler seçilmiş bir halk olduğuna göre (valla ben onların yalancısıyım), dünyanın yaşını hay hay elbette bilecekler. Neye göre hesapladıklarını onları seçen tanrı Yahwe biliyor mu, işte orada tam emin değilim. Yine de en doğrusunu Allah(!) bilir tabii.
-
İnsanların, daha doğrusu erkeklerin uydurduğu dinlerde ve yazdıkları kitaplarda elbette bu tip akla ziyan eylemler ve söylemler olacaktır. Hatta o kadar abartmışlar ki, her şeye gücü yeten tanrının/tanrıların özellikleri bile gayet insani. Daha doğrusu erkeksi. Her şeyleri ile bizlerin aynası adeta. Ataerkil bir toplumda kadınlar daima ezilmişlerdir. Kölelik ise insanlık tarihi kadar eskidir ve büyük uğraşlar sonucunda kölelik nihayet 20. yüzyılda resmi olarak kaldırılmıştır. Köleliği, ticaretini hiçbir din tamamen ortadan kaldıramamıştır, çünkü onu araç olarak kullanmaya devam etmişlerdir. Kölelikte ısrar edenlere dini kitaplarda hiçbir yaptırım/ceza öngörülmemiştir. Hırsızların elinin kesilmesini uygun görenler ve bunu kutsal kitaplara yazanlar, insanları köle yapanlara gıklarını çıkar(a)mamıştır. Bu nedenle kölelik mercii varlığını asırlar boyu sürdürebilmiştir Ne zaman insanlar bilim sayesinde aydınlanmaya, bilinçlenme ve çağdaşlaşmaya başladı, işte o zaman kölelik, dinlere rağmen ortadan kaldırılabildi ve kadınlar eskiye nazaran rahat bir nefes alma olanağı buldu. Yine de kadınlar hâlâ dünyanın birçok yerinde 2. sınıf muamelesi görüyor maalesef. Bunda dinlerin etkisi bir hayli büyük ve dinler varlıklarını hâlâ sürdürüyor.
- 2 yanıt
-
- 1
-
