Jump to content

AIDS virüsleri var mı?


Predictor

Recommended Posts

3 hours ago, Predictor said:

@Cougar

 

Niye mesela? Ilk iletimde hangi cumlem ile aptal oldugumu gosterdim?  

 

Bir insan yazımı okumuyorsa, düşünmüyorsa, anlamıyorsa ve en önemlisi kontrol etmiyorsa bu benim gözümde aptallıktır!

 

Bu cok aptalca bir yorum olmus. Millet senin yazini okumak zorunda degil. Kaldi ki, yazini okudum ve sana cok SOMUT elestiri getirdim. Cevap istedim, sen cevap vermekten kactin. Sana aptalca sorular sormamani onermistim ve bana gercek saglam bir soru sor demistim. Mesela senin tezin nedir? Tezine iliskin bir oneri sun yada soru sor, oradan konusalim. Kacak gures yapma ama.

Link to comment
Share on other sites

23 hours ago, Predictor said:

@Cougar

Bu konudaki ilk cevabınla aptal olduğunu zaten gösterdin, burada:

Ömer said: Virusler yoktur diyecek kadar salaksan, sana cevap vermeye vakit de harcanmaz.

Ancak nezaketen sana cevap vermek isterim.

 

'hucrede veya hucrede oldugu' kelimeleri zaten AYNI ANLAMDA. Ceviri yapiyorsan, asmadan once gozden gecir

 

Bunu tercüme etmedim.

 

Bunu anlamak için 1. Konumu baştan sona okuman, düşünmen ve anlaman lazım, 2. Genel Tıp'ı ve 3. Hamer'in bilimsel araştırmalarını okuman gerekir!

Dikkat: Sadece Hamer'in ne keşfettiğini anlamak için en az 3 aya ihtiyacın var!!!

San bir ipucu vereyim: Virüs!

 

Diyelim ki, 'kanser.' Kanser nerede olur? Hucrede. Dolayisiyla burada itiraz etttigin bir sey mi var? Bu olay, 10. yuzyilda 
da boyleydi, 19. yuzyilda da boyleydi, 21 yuzyilda da boyledir. Geleneksel tip dedigin bu sey her devirde ayni. … Yeni tip 
dedigin sey, kanser 'ruhta' mi diyor. Sacma sacma konusma. 

 

Canlılarda insanlar, hayvanlar (memeliler ve omurgalılar) sınıfına ve orada kuru burunlu maymunlar ve büyük maymunlar ailesine aittir. Kuru burunlu primatlar, kuru burunlu primatlarda bulunmayan burun derisi gibi bir dizi yönden ıslak burunlu primatlardan farklıdır. Bütün kadınlarda tarsier makağı hariç, rahim tek bir içi boş organdır (uterus simpleks), tarsiers makağı ve ıslak burunlu maymunlar ise iki boynuzlu rahime (uterus bicornis) sahiptir. Çoğu tür genellikle tek bir yavru doğurur. Benzer şekilde uzun bir gebelik dönemine rağmen kuru burunlu maymunların yeni doğan yavruları, ıslak burunlu maymunlarınkinden nispeten daha büyüktür.

Hayvanlardan kesinlikle hiçbir farkımız yok! Tek fark, soyut düşünebilmemiz ve kavramlar oluşturabilmemizdir. Bunu kesinlikle anlamalısın, aksi takdirde 5 biyolojik yasayı anlayamazsın. Bu, arkaik olarak düşünebilmen gerektiği anlamına gelir!!!

Şimdi konuya:

Örneğin bir limon düşündüğümüzde, hatta bir limonu ısırdığımızda, ağızdaki tükürük bezlerinin programı başlar ve kısa süreli hücrelerin 'mutasyon' yoluyla tükürük üretiminde artışa neden olur. Kesin konuşmak gerekirse, tükürük bezi kanserine çok kısa bir süre için yakalanmış oluruz. Program genellikle biyolojik amacını (artan tükürük üretimi sayesinde tahriş edici sitrik asidi seyreltebilir) yerine getirdikten sonra ve dokuda fark edilebilir veya gözle görülebilir bir değişiklik olmadan önce durur. Her gün vücudumuzda bu tür onlarca program çalışmaktadır ve bu şekilde çevremizle başa çıkmamıza yardımcı olur. Bu programlarla ilgili sorun, insanlar olarak artık 'türe uygun', yani doğal ortamımızda yaşamıyor olmamızdır.

Akciğerin alveol (minicik hava torbacıkları) programı buna iyi bir örnek teşkil etmektedir. Bir kedi tarafından takip edilen bir fare, içgüdüsel olarak 'ölüm korkusu çatışması' yaşar. Farenin organizması buna alveollerde kısa süreli bir 'mutasyon' ile tepki verir. Bu da biyolojik anlamda daha fazla oksijen alabilmek, böylece hayatta kalma şansını optimuma getirebilmek ve kediden kaçabilmek içindir. Bu 'çatışma-aktif' evrede fare 'sempatikotoniktir', başka bir deyişle, otonom sinir sistemi alarmdadır, adrenalin salgılar, kaçar ve uyanık olur. Farenin tüm düşünme ve hareket etme biçimi yenilmemek üzerine kuruludur. Doğada doğası gereği, farenin yakalanıp yakalanmayacağa kararı genellikle kısa bir zaman alır. Eğer fare kaçmayı başarırsa, 'çatışmayı' çözmüşdür ve otonom sinir sistemi sempatikten parasempatik (vagotonik) hale geçmiştir. Vagotonik fazda fare önce gevşer, dinlenmeye geçer, uyur ve alveoller orijinal boyutlarına geri döner, çünkü fare artık bu ek boyuta ihtiyaç duymaz.

Biz insanlar artık bu doğal avcı düşmana sahip değiliz, ancak yine de hayvanlarla aynı şekilde tepki veriyoruz, tıpkı bizim de ait olduğumuz hayvanlar gibi ölüm korkusu programı ile tepki gösteriyoruz. Biz insanlar arasındaki ölüm korkusu programının klasik örneği şudur: bir hekimin yıkıcı teşhisi. Örneğin, 'rutin bir muayene' sırasında bağırsakta bir tümör tespit edilirse ve kişi genellikle duygusuz bir hekimden ilgili teşhisi alırsa, farede olduğu gibi aynı ('ölüm korkusu') program başlar. Ancak aradaki fark şu, teşhisten veya bulgulardan kaçamayacağımızdır ve çatışma-aktif aşaması genellikle çok uzun süre çalışır. Alveollerin gerçekten yararlı mutasyonu birkaç hafta veya ay içinde, ek akciğer dokusu üretecek ve daha sonra bir sonraki muayenede 'metastaz' olarak teşhis konulacaktır. Akciğer kanseri bağımsız bir programdır, ilk bulunan bağırsak tümörüyle hiçbir ilgisi olmayan bir program, sadece 'iyatrojenik' - yani bir hekim tarafından tetiklenmişdir.

'Açlık çekme çatışması' ekstra karaciğer dokusu ile kendini gösterir. Bu biyolojik algının arkasında az gıdadan mümkün olduğunca çok besin alabilmek yatıyor. Bu nedenle sıklıkla karaciğer ve akciğer metastazları olan sözde bir kolon kanseridir, ancak bunlar birbirinden tamamen ayrı üç programdır. Bu nedenle Yeni Tıp'ta kendini tanımlanmış hastalık kalıplarından kurtarmak önemlidir. Örneğin, kolon kanseri diye bir şey yoktur. Bağırsağın hangi bölümünün etkilendiğini bilmemiz gerekir, böylece çatışmanın potansiyel riskini daraltabiliriz. Genel olarak, bu sözde bir 'lokma çatışma', kişi bir şeyi sindiremez veya ondan kurtulamaz.

'Bunu bugün bile hala sindirebilmiş değilim.' Çoğu zaman olduğu gibi, insanın dili bizi doğru yola götürür: Bu 'hazmedilemeyen öfke' ya da 'çirkin, sinsi öfke' ile ilgilidir. Örneğin, bir adam bir yatırım danışmanına büyük miktarda para emanet eder. Birdenbire parayı bir daha göremeyeceğini fark eder, kandırılmışdır. Kalın bağırsak hemen hücre üretmeye başlar. İlave bağırsak, sadece çatışma aktif sürecde, besinleri daha da iyi kullanır ve emer. Adamın sindiremediği 'para lokmasını' otopilot otomatik olarak beyinden bağırsağa aktarır, çünkü bu 'yiyecek lokmasını' sindirmekle ilgili.

Başka bir örnek:

Bir anne, 4 yaşındaki kızının elinden tutarak kaldırımda komşusuyla sohbet ediyor. Kız sokağın diğer tarafında bir oyun arkadaşı görür. Aniden kaçar ve sokağa doğru koşar. Anne arabanın lastiklerinin gıcırdadığını duyar ve bir an sonra çocuğunun asfaltta hareketsiz yattığını görür. İşte tam bu anda şok gerçekleşir. Durum, anneye beklenmedik bir şekilde sopayla vurulmuş bir darbe gibi gelir. Bu şaşırtıcı bir şekilde gerçekleşir, durum dramatik.

Tipik bir DHS! Bu andan itibaren genç kadın için bir SBS başlar - bu durumda bir 'anne-çocuk bakım çatışması'.

Örneği biraz daha ilerletelim: Çocuk ağır yaralanır, anne kızına hastaneye kadar eşlik eder. Çocuk ameliyat edilir, ancak durumu kritiktir, hekimler çocuğun hayatta kalıp kalmayacağını bilmemektedir.

Kadın bir DHS geçirmiştir ve şu anda 'soğuk fazda' olarak da adlandırılan 'çatışma-aktif aşamasındadır '.

Ruh, beyin ve organ artık değişmiştir:

Ruh: Kalıcı stres! Kadın gece gündüz kızını düşünür (takıntılı-düşünme). Az ya da kötü uyur, iştahsızdır ve elleri soğuktur.

Beyin: DHS'nin ilk saniyesinden itibaren beyinciğinde, tam olarak meme bezi merkezinde keskin kenarlı bir 'Hameryan ocağı' görülür.

Organ: Meme bezi dokusunda hücre çoğalması gerçekleşir = Meme kanseri.

İlk bakışta bu mantıklı görünmeyebilir. Duruma biyolojik ya da arkaik bir bakış açısından bakarsak, durum farklı görünür.

Hayvanlar aleminde de benzer bir durum: Yavru bir koyun kurt tarafından anne koyundan koparılır. Anne koyun tüm rezervlerini harekete geçirir, son sürat koşar, sürekli stres altındadır, elinden gelenin en iyisini yapar, yavrusunu geri almak için. Anne koyun bir 'anne-yavru bakım çatışması' yaşar, bu da meme bezi dokusunun çoğalmaya başlamasına neden olur. Bununla yavru için daha fazla anne sütü sağlanır. Çünkü şimdi yavrunun çabuk iyileşmek için çok fazla yiyeceğe ihtiyacı var, özellikle de çok besleyici. Biyolojik anlamı tam olarak budur, doğanın bir hediyesi: Yaralı bir bebeğin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olunur.

Örnek olayımıza geri dönelim. Çocuk halen hastanededir. Anne hala sürekli stres içinde. Anne/çocuk bakımı çatışması devam ettiği sürece meme kanseri de büyür. Haftalar sonra hekim açıklar: Kızınız başardı, kalıcı bir zarar görmeyecek! Anne için şüphesiz hayal edebileceği en güzel haber = Çatışma çözümü = Onarım süreci tam bu noktada başlar. Hayata yeniden seviniyor ama gece gündüz uyumayı tercih ediyor, yorgun ve baş ağrıları var, beyinciğindeki şişlik nedeniyle. İştahı geri gelir, - elleri sıcaktır. Ama en önemlisi: Artan meme bezi (meme kanseri) geriliyor! Memeyi bu evrede gördüğümüzde, tam tersi eğiliminde oluruz, çünkü meme şimdi sıcak ve şişmiş. Düğüm daha da kalın, eskisinden daha fazla.

Ama bunlar onarımın hoş işaretleri! Çünkü artık tüberküloz bakteriler iş başında, fazla meme bezi hücrelerini ortadan kaldırıyor.

 

Dikkat: Çatışmayı yaratan durumun kendisi değil, ilgili kişinin algısıdır!

Örnek:

Bir kadın kocasını başka bir kadınla yatakta suçüstü yakalar: bu konuda farklı duygular hissedebilir:

Ya 'cinsel hayal kırıklığı çatışması' ('Neden onunla seks yapıyor da benimle yapmıyor?'). Etkilenen organ: Rahim ağzı

veya 'merkezi öz-değersizlik çatışması' ('Bu genç kadına ayak uyduramıyorum!'). Etkilenen organ: Bel omurgası

ya da bir 'korku-iğrenme-çatışması' ('Bu kadın bir fahişeyse'). Etkilenen organ: Pankreas, kendini hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) olarak gösterir.

veya bir 'alan işaretleme çatışması'. ('Kadın, [arkaik] alanımı ihlal etti') Etkilenen organ: İdrar torbası, iyileşme sırasında sistite yol açar.

ya da kocasını zaten sevmiyor, kendi erkek arkadaşı vardır. DHS yok – SBS yok!

 

Ikinci yazinin ilk cumlesinde diyorsun ki, 'insanin ruhu vardir.' Nereden cikariyorsun tibbin bunu dedigini? 
21. yuzyil tibbi insanin ruhu vardir mi diyor? Gel kanitla mesela. Deki bir tibbi otorite var; ornegin su kurulus. 
Bu kurulus olayi ruh ile acikliyor. Yada aciklamanin icine ruh faktorunu de ekliyor. Bunu goster mesela. 
Ama kafandan yazma, kaynak vererek goster o tibbi kurulusu. Deki 21. yuzyilda su tibbi kurulus, su tibbi otorite vs seklinde goster.

Aptalmatik misin? Daha önce kaynağı belirtmiştim! Okuyamıyor musun?

Ben sana kanser nerede olur diyorum, sen bana bir kac yazini okumami, ustelik Hamer isimli birini 3 ay okuyup, calismami oneriyorsun. Anlamli mi simdi yazdiklarin?

Ben sana kanser nerede olur diyorum, sen bana "sidik torbasi"ndan, "tukuruk bezi"nden, "kuru burunlu maymun"dan bahsediyorsun. Anlamli mi simdi yazdiklarin? Kimse senin 3, 5 sayfa yazini okumak zorunda degil, ben universitede ders veriyorum. Baska islerim var. Para kazandigim, bana bir getirisi olan isler ve sorumluluklar. Vakit gecirmem gereken ailem var, bakimini yapacagim bir garajim ve koca bir bahcem var. Kalkip astigin yazilari mi okuyacagim, Bahsettigin adami anlamak icin "3 ay" mi calisacagim? Bu ifade de cok enteresan: 3 ay calisacaksin anlamak icin. Niye, 1 ay calisinca anlasilmaz diye bir kuralin mi var. Bir kere okuyunca anlasilamiyor mu? 

Komik olma :)

Sen, guzelce, derli topluca bir tezin varsa, bir iki cumle ile tezini yaz. Sorun varsa, sorununu dile getir. Vaktim olursa, -ki yaratmaya calisacagim- ifade ettiklerine yonelik yazarim. Oldu mu, anlastik mi?

Link to comment
Share on other sites

Predictorun söylemek istedigi şey aslinda üzüntü ve stresin insani hasta ettigi. Dogru anlamismiyim?

Üzüntü ve stres bağışıklık sisteminde çökmeye ve böylece virusler ve bakteriler için kolay av olmamiza sebep oluyor. 

Bağışıklık sisteminin çökmesi üzüntü ve stres altında kalan insan bedenin bunu tehlikede olduğunu varsayarak kendisini kapatmaya yani yaşamı sonlandırmaya çalışmasidir.

Dogru mudur? Bence mantikli.

Link to comment
Share on other sites

4 minutes ago, Deadanddark said:

Predictorun söylemek istedigi şey aslinda üzüntü ve stresin insani hasta ettigi. Dogru anlamismiyim?

Üzüntü ve stres bağışıklık sisteminde çökmeye ve böylece virusler ve bakteriler için kolay av olmamiza sebep oluyor. 

Bağışıklık sisteminin çökmesi üzüntü ve stres altında kalan insan bedenin bunu tehlikede olduğunu varsayarak kendisini kapatmaya yani yaşamı sonlandırmaya çalışmasidir.

Dogru mudur? Bence mantikli.

"Predictorun söylemek istedigi şey aslinda üzüntü ve stresin insani hasta ettigi. Dogru anlamismiyim?" 

Eger bunu diyorsa, acikca boyle yazmasini oneririm. Diger turlu, kuru burunlu maymundan, tukuruk bezinden, yok efendim sidik torbasindan bahsediyor, yazinin icine bir dunya sey koyuyor, bu da anlasilmasini yada vakit harcayip da okunmasini zorlastiriyor.

 

Tavsiyem, kisaca tezini ortaya koysun. Bir iki belki birkac cumle ile.

Link to comment
Share on other sites

@Cougar

2 saat önce, Cougar yazdı:

Ben sana kanser nerede olur diyorum, sen bana bir kac yazini okumami, ustelik Hamer isimli birini 3 ay okuyup, calismami oneriyorsun. Anlamli mi simdi yazdiklarin?

Ben sana kanser nerede olur diyorum, sen bana "sidik torbasi"ndan, "tukuruk bezi"nden, "kuru burunlu maymun"dan bahsediyorsun. Anlamli mi simdi yazdiklarin? Kimse senin 3, 5 sayfa yazini okumak zorunda degil, ben universitede ders veriyorum. Baska islerim var. Para kazandigim, bana bir getirisi olan isler ve sorumluluklar. Vakit gecirmem gereken ailem var, bakimini yapacagim bir garajim ve koca bir bahcem var. Kalkip astigin yazilari mi okuyacagim, Bahsettigin adami anlamak icin "3 ay" mi calisacagim? Bu ifade de cok enteresan: 3 ay calisacaksin anlamak icin. Niye, 1 ay calisinca anlasilmaz diye bir kuralin mi var. Bir kere okuyunca anlasilamiyor mu? 

Komik olma :)

Sen, guzelce, derli topluca bir tezin varsa, bir iki cumle ile tezini yaz. Sorun varsa, sorununu dile getir. Vaktim olursa, -ki yaratmaya calisacagim- ifade ettiklerine yonelik yazarim. Oldu mu, anlastik mi?

 

Şu sözler dışında düşüncelerimi rahatsız eden hiçbir şey yok:

 

ben universitede ders veriyorum. 

 

Talihsiz öğrenciler!

Link to comment
Share on other sites

2 minutes ago, Predictor said:

@Cougar

 

Şu sözler dışında düşüncelerimi rahatsız eden hiçbir şey yok:

 

ben universitede ders veriyorum. 

 

Talihsiz öğrenciler!

Seni rahatsiz ettigi icin ozur dilerim. Bak, soyle yapalim. Guzelce konusalim. Sendan bir ricam var. Lutfen aklinda bir tez varsa yada sorularin varsa, bunlari guzelce ve mumkunse kisaca yazar misin? Once bunu yapalim, sonra girilecekse detaya gireriz.

Link to comment
Share on other sites

@Cougar

1 saat önce, Predictor yazdı:

@Deadanddark

Hayır, mantıksız!

Bağışıklık sistemi (immunsystem) diye bir şey yok. Tamamen Kurgudur!

 

 

 

1 saat önce, Cougar yazdı:

Simdi, senin tezin bu mu? 

 

Bağışıklık sistemi bunu iddia edenler tarafından kanıtlanmalıdır! Eminim bunu üniversiteden biliyorsundur, değil mi?

Link to comment
Share on other sites

11 dakika önce, Predictor yazdı:

@Deadanddark

Hayır, mantıksız!

Bağışıklık sistemi (immunsystem) diye bir şey yok. Tamamen Kurgudur!

 

 

Paylastigin yazilardan anlasilan bu.

Orada verilen örneklerde anlatilanda üzüntü ve stres altinda kalan insan bedeninin bagisiklik sisteminin çökmesi ve kendine zarar vererek yaşamı sonlandırmaya calismasidir.

Hiv virüsüyle hic alakasi yok.

Link to comment
Share on other sites

9 minutes ago, Predictor said:

@Cougar

 

 

Bağışıklık sistemi bunu iddia edenler tarafından kanıtlanmalıdır! Eminim bunu üniversiteden biliyorsundur, değil mi?

Immunology benim uzmanlik alanim degil, ama eger senin tezin buysa bunu konusuruz. En azindan anlamak, ve anlasilmak guzel. Vaktim oldugunda  yakinda bu basliga yazarim. 

Link to comment
Share on other sites

@Deadanddark

Orada verilen örneklerde anlatilanda üzüntü ve stres altinda kalan insan bedeninin bagisiklik sisteminin çökmesi 
ve kendine zarar vererek yaşamı sonlandırmaya calismasidir. 

 

Hayır! Aksine, Anlamlı Özel Biyolojik Programlar insanların zor bir durumdan kurtulmalarına yardımcı olur!

Link to comment
Share on other sites

2 dakika önce, Predictor yazdı:

@Deadanddark

Orada verilen örneklerde anlatilanda üzüntü ve stres altinda kalan insan bedeninin bagisiklik sisteminin çökmesi 
ve kendine zarar vererek yaşamı sonlandırmaya calismasidir. 

 

Hayır! Aksine, Anlamlı Özel Biyolojik Programlar insanların zor bir durumdan kurtulmalarına yardımcı olur!

Bağışıklık sistemi işte bu.

Neden lenf düğümleri şişer?

Link to comment
Share on other sites

2 dakika önce, Predictor yazdı:

@Deadanddark

 

Cinsel yolla bulaşan sey nedir o zaman.

Neden bu insanlar ortak belirtiler gosteriyor. 

 

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar yok! Bunlar kurgu!

Belirtiler Hamer'in bilimsel kitaplarında okunabilir. Zamanım olursa, bunun hakkında bir şeyler yazacağım.

Hameri boşver.

Sen bir hiv tasiyicisiyla birlikte olarak bunu bize kanitlayabilirsin.

Link to comment
Share on other sites

Şu an, Predictor yazdı:

@Deadanddark

Bağışıklık sistemi işte bu.

Neden lenf düğümleri şişer? 

 

Bununla ilgili bilimsel çalışmaları görmek istiyorum! Bana tam olarak hangi çalışma ve hangi sayfada göster?

Hasta olduğumda vucudumun belli noktalari şişer. Denk geldikleri yerlerde düğümlerdir. 

Boynumun yanlari, kulak altı örneğin. Nohut tanesi kadar olur. Hissederim.

İyilestigimde kaybolur.

 

 

Link to comment
Share on other sites

@Deadanddark

 

Hasta olduğumda vucudumun belli noktalari şişer. Denk geldikleri yerlerde düğümlerdir. 

Boynumun yanlari, kulak altı örneğin. Nohut tanesi kadar olur. Hissederim.

İyilestigimde kaybolur. 

 

Doğanın 5 biyolojik yasasında bunun bir açıklaması var!

Tüm hastalıklar orada açıklanıyor!

 

Link to comment
Share on other sites

1 dakika önce, Predictor yazdı:

@Deadanddark

 

Sen bir hiv tasiyicisiyla birlikte olarak bunu bize kanitlayabilirsin. 

 

Pardon, HIV iddiasında bulunmadım! Ve HIV taşıyıcıları nedir, başka bir kurgu?

Aids hastalığın adı. Hiv ise ona sebep olan virüsün adi.

Yapman gereken sey belli. 

Hiv taşıyıcısı biriyle birlikte olarak bu iddianı kabul ettirebilirsin. Bu tartışmayı sonlandirabilirsin.

Frengi hastasi biride sana yardımcı olabilir.

Link to comment
Share on other sites

22 minutes ago, Predictor said:

@Cougar

 

Immunology benim uzmanlik alanim degil, ama eger senin tezin buysa bunu konusuruz. En azindan anlamak, ve anlasilmak guzel.

 

Bilimde, entelektüel gevezelik yeterli değildir! Gerçeklerin ve bilimsel çalışmaların önemli olduğu yer burasıdır!

"Bilimde, entelektüel gevezelik yeterli değildir! Gerçeklerin ve bilimsel çalışmaların önemli olduğu yer burasıdır!"

 

Bana bilimsel bir yayin, bir bilim kurulusu gosterir misin, bagisiklik sistemi uydurmadir diyen? Hangi bilim kurulusu mesela bagisiklik sistemi uydurmadir diyor?

Link to comment
Share on other sites

@Deadanddark

 

 Aids hastalığın adı. Hiv ise ona sebep olan virüsün adi.

Yapman gereken sey belli. 

Hiv taşıyıcısı biriyle birlikte olarak bu iddianı kabul ettirebilirsin. Bu tartışmayı sonlandirabilirsin.

Frengi hastasi biride sana yardımcı olabilir. 

Yazdıklarınız sadece kurgu! İşitmek, söylemek, sayılmaz? Burada, sadece gerçekler önemlidir! Yani, sadece bilimsel makaleler!

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...