Jump to content

27 Mayis 1960 Darbesi


evrensel-insan

Recommended Posts

Adamlarin kendini savunmasina dahi izin verilmiyor. Savunmasini yapamamis biri nasil idam edilebilir?

Bu doğru değil. Menderes'e ve diğerlerine gereğinden fazla fırsat verilmiştir.

Menderes her seferinde hatırlamıyorum reis beyefendi diye soruları es geçmiştir.

Gerçekleri dile getirseydi, kendisine hiçbir şey olmayacaktı. Bunun çok iyi biliyoruz.

Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu Türkiye'nin ekonomik sorunlarından sorumlu oldukları için idam edilmişlerdir.

Türkiye çok kötü bir ekonomik durumdaydı.

Verdiğim kaynaklara bakınız.

Link to comment
Share on other sites

 

Ahahaha adamın CV beni benden aldı :D

 

http://www.halic.edu.tr/akademik-kadro/mustafatarakci

 

Sorun CHP'nin DP'den daha kötü olması değil.

 

DP'nin yasama, yürütme ve yargıyı ele geçirme yönünde artan eğilimleri, muhalefeti susturması darbe için yeterli nedenler.

 

Mahkeme konusunda bir takım yanlışlıklar olmuş olabilir ama buradaki yanlışlar DP'yi haklı çıkarmaz.

 

Tek parti döneminde güçler ayrılığı işlerlikteydi sanki...

 

Sizler için her şey darbe için yeterli zaten.

 

"Göbeğini kaşıyan, cahil, Stockholm sendromlu halkımız bize oy vermiyor yaa" :(

Link to comment
Share on other sites

hmmmm, ulke ekonomik bir bunalim gecirdiginde, bakanlarin yargisiz infaz edildigini de ogrenmis olduk. Degisik bir felsefe

27 Mayısın Yargısız olduğunu siz uyduruyorsunuz.

Fransa İhtilalini araştırın biraz.

27 Mayıs önemli bir ihtilaldir. En azından TC için çok önemlidir.

Kendisinden sonra gelen ihtilallere zemin hazırlamıştır elbette ama daha sonrakilere darbe demek daha uygun olur.

Yine de Türk ordusu hiçbir zaman bir diktatörlük peşinde koşmamıştır.

Her seferinde demokrasiye yeniden dönülmüş ve ekonomi düzelmiştir. Bu arada demokratik ilkeler de olgunlaşmış ve yerleşmiştir.

Yapılan darbelerden sizin gibi meczuplar değil, ordu ders almıştır.

Almasaydı, bugün yeni bir ihtilal daha olurdu.

Hala da olabilir, durum bu şekilde devam ederse.

TC'de polis dine hizmete başlamıştır.

Ordu yeniden müdahale edebilir.

Link to comment
Share on other sites

Türkiye'de ordu demokrasinin, laikliğin, hukuk devleti olmanın yerleşmesi için çaba göstermiştir.

Türkiye'de ordu ilericidir. Çağdaşdır. Yasaların korunmasında ve adil olarak uygulanmasında en etkili kurumdur.

Türkiye'ye şeriat gelmez ama nedeni sandığınız gibi değildir.

Bu rejim ordudan ve milletten korkmasa, yarın gelir şeriat.

Türklerin önemli bir azınlığı yobazdır ama onlara direnen kesim de az değildir.

Atatürkçüler şeriat gelecek diye korkutmazlar.

Atatürkçüler din gelecek diye korkuturlar ve korktukları başlarına gelmiştir.

 

Hahaha, yuh artık ya. Hangi doğru düzgün hukuk devletinde ordunun bizde onlarca yıl sahip olduğu gibi bir rolü var? Siyaset biliminde demokrasinin olmazsa olmazlarından biri ordunun ülke yönetimini doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol etmemesidir. Çağdaş, hukukun güvencesi ordumuzun sayısız insan hakkı ihlalini nereye koyacağız o da meçhul. 12 Eylül'den tut, 90'larda Güneydoğu'da yapılanlara kadar neler neler yapıldı.

 

Aklını biraz kullanan (tabii aklı olan) bütün darbelerin sonunda Türk demokrasisi ve hatta sosyo-ekonomik yaşamı için olumlu olduklarını anlar..

Bugün gelinen aşama bunu açıkça göstermektedir.

 

Tabii. Hatta bugün darbe olsa 1 seneye AB'ye alınırız, 10 Türk üniversitesi anında ilk 100'e girer, kişi başına düşen milli gelir Lüksemburg seviyesine çıkar. Senin gibi akıllı olmadığımızdan şimdiye dek görememişiz bunları.

 

 

Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu Türkiye'nin ekonomik sorunlarından sorumlu oldukları için idam edilmişlerdir.

 

Ekonomiyi kötü yönetmenin cezası idam yani?!

Link to comment
Share on other sites

Haklısın Marquez, 1960 darbesi Türk demokrasisini kurtardı, gelişmesine de önayak oldu gerçekten.

 

 

Darbeden sonra yapılan anayasanın, düzenlemelerin, kurulan kurumların Türkiye demokrasisi için önemli olduğunu söylenir. Hatta kimileri darbeden sonra yapılan bu anayasayı fazla özgürlükçü bile bulmuş, özellikle sağ siyasetçiler bu anayasadan çok fazla rahatsız olmuşlardır. Bu rahatsızlıklarını sürekli olarak gündeme taşımışlardır.

 

1961 Anayasası ile,

 

Güçler ayrılığı sağlanmıştır. ( Yasama-Yürütme-Yargı )

 

Yasama gücü: Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi olmak üzere iki meclistir.

 

Yürütmenin dışında bağımsız yargı organları kurulmuştur.

 

Yasamadan çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu kontrol eden Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

 

Yürütmenin, yönetimin tüm eylemleri, kararları anayasal bir kuruluş olan Danıştay denetimine verilmiştir. Yani TBMM egemenlik hakkını kullanan tek organ olmaktan çıkıp Anayasa'da sözü edilen yetkili organlardan biri olmuştur.

 

Kişinin temel hak ve özgürlükleri Anayasa ile güvenceye alınmıştır.

 

1961 Anayasası ile tam bir parlamenter sisteme geçilmiştir. Demoratik, sosyal ve hukuk devleti anlayışı gelmiştir:

 

Demokratik devlet anlayışı: Çoğulcu Demokrasi ilkesi benimsenmiştir. Yani çoğunluğun yönetim haklarının sınırı azınlığın temel haklarıdır. Bununla birlikte TRT ve üniversiteler özerkleşmiş, siyasi partiler vazgeçilmez olmuştur.

 

Sosyal-demokratik devlet anlayışı (Sosyal Demokrasi): Ekonomik ve sosyal haklar tanınmıştır. İşçilere grev hakkı tanınmış, işci ve memura sendika kurma ve toplu sözleşme hakkı verilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur.

 

Hukuk devleti anlayışı: Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Yasama yorumu kaldırılmıştır. Hakimlik teminatı getirilmiştir. Kuvvetler ayrılığı vardır ve yargı bağımsızlaşmıştır. Danıştay'ın görev alanını daraltan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kurulmuştur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Anayasas%C4%B1_(1961)

 

Bazı kötü şeylerde olmuştur. Askerlere birçok konuda gereğinden fazla yetkiler filan da verilmiştir. Darbeler meşru bir nitelik kazanmıştır. Askerlerle ilgili birçok şey sorgulanamaz hale gelmiş, askerlerin Türkiye demokrasisinde ağırlığı artmıştır.

Link to comment
Share on other sites

Darbeden sonra yapılan anayasanın, düzenlemelerin, kurulan kurumların Türkiye demokrasisi için önemli olduğunu söylenir. Hatta kimileri darbeden sonra yapılan bu anayasayı fazla özgürlükçü bile bulmuş, özellikle sağ siyasetçiler bu anayasadan çok fazla rahatsız olmuşlardır. Bu rahatsızlıklarını sürekli olarak gündeme taşımışlardır.

 

http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Anayasas%C4%B1_(1961)

 

Bazı kötü şeylerde olmuştur. Askerlere birçok konuda gereğinden fazla yetkiler filan da verilmiştir. Darbeler meşru bir nitelik kazanmıştır. Askerlerle ilgili birçok şey sorgulanamaz hale gelmiş, askerlerin Türkiye demokrasisinde ağırlığı artmıştır.

 

Darbeden sonra yapılan anayasanın çok olumlu yönleri var elbette, bir Anayasa Mahkemesi bile yoktu o zamana kadar Türkiye'de. Ama askerin siyasette bu tarz bir ağırlığı olmasına yol açan bu tarz bir gelişme getirdiği olumlu şeyleri zamanla eritti. Sonraki darbelerde bahsi geçen anayasa ile getirilen özgürlükler bir bir ortadan kaldırılmadı mı?

Link to comment
Share on other sites

Türkiye'de Atatürk devrimlerini savunanların dışında gerçek anlamda aydın yoktur.

Onları da beğenmeyebilirsiniz. Çünkü onlar da gerçek batı anlamında aydın değillerdir.

Ama onlara karşı olanları dikkate alırsanız, bizim Atatürk ilkelerine geri dönmekten başka çaremizin olmadığını da anlarsınız.

Çünkü Atatürk ilkeleri bizim içimizden çıkmıştır.

Bu devrimleri CHP üstlenmelidir ama bunu henüz becerememiştir.

Atatürk'ün partisi olarak CHP Türkiye'nin tek ileriye dönük partisidir. AKP Türkiye'yi bir felakete sürükleyebilir.

İslam politikası güden her parti Türkiye ve dünya için tehlikelidir.

Link to comment
Share on other sites

Ozellikle kuzey Avrupali biriyle Turkiye'nin tarihi hakkinda konusurken, "Ataturk cok buyuk biridir, bizi modernlestiren o oldu. O olmasa ben boyle olmazdim" diye bisey dersem yuzleri cok eksirdi.

 

Ben bu durumu hep "tabi onlarin ulkesinde islam tehlikesi yok, o yuzden bizi anlayamazlar" diyerek gecistirdim.

 

Simdilerde cok pis uyaniyorum mevzuya

 

Guney Avrupalilar oyle degil ama. Onlar da 1970 lere 50'lere kadar askeri dikta yasamislar, cok yadirgamaz yada kinamazlar

Link to comment
Share on other sites

Darbeden sonra yapılan anayasanın çok olumlu yönleri var elbette, bir Anayasa Mahkemesi bile yoktu o zamana kadar Türkiye'de. Ama askerin siyasette bu tarz bir ağırlığı olmasına yol açan bu tarz bir gelişme getirdiği olumlu şeyleri zamanla eritti. Sonraki darbelerde bahsi geçen anayasa ile getirilen özgürlükler bir bir ortadan kaldırılmadı mı?

 

Kaldırdı tabii. Askerlerden gelecek demokrasi bu kadar olur ama. Demokrasi halkın istemesiyle olur; askerlerin arzu ettiği demokrasi buraya kadar işte.

 

Neyse şimdi tekrar eski duruma geldik sayılır. Askerlerin bu defa ciddi bir engel de kolay kolay olamayacağını düşünüyorum.

 

Bu defa nasıl ilerleyeceğiz, hep birlikte göreceğiz.

Link to comment
Share on other sites

Ozellikle kuzey Avrupali biriyle Turkiye'nin tarihi hakkinda konusurken, "Ataturk cok buyuk biridir, bizi modernlestiren o oldu. O olmasa ben boyle olmazdim" diye bisey dersem yuzleri cok eksirdi.

 

Ben bu durumu hep "tabi onlarin ulkesinde islam tehlikesi yok, o yuzden bizi anlayamazlar" diyerek gecistirdim.

 

Simdilerde cok pis uyaniyorum mevzuya

 

Guney Avrupalilar oyle degil ama. Onlar da 1970 lere 50'lere kadar askeri dikta yasamislar, cok yadirgamaz yada kinamazlar

Atatürk'ün büyük ve çok önemli biri olduğunu mu sorguluyorsunuz?

Bu en büyük aptallık olurdu.. Özellikle bir kadın için...

Ne kadar nankörsünüz... hayret.

Burkaya girmeye ve oradan çıkmamaya layıksınız.

Atatürk olmasaydı kimbilir kimin dördüncü karısıydınız.

Link to comment
Share on other sites

Atatürk'ün büyük ve çok önemli biri olduğunu mu sorguluyorsunuz?

Bu en büyük aptallık olurdu.. Özellikle bir kadın için...

Ne kadar nankörsünüz... hayret.

Burkaya girmeye ve oradan çıkmamaya layıksınız.

Atatürk olmasaydı kimbilir kimin dördüncü karısıydınız.

Evet, ozellikle Turkiye hakkinda bilgi sahibi olan Isvec yada Danimarkali birine bunu dediginde suratlari limon yemisler gibi oluyor. Bunlar daha ziyade degisik nedenlerle Turkiye'de yasar. Beynimizin nasil yikanmis oldugunu bildiklerinden olsa gerek ustelemez, konu degisir sonra

Link to comment
Share on other sites

Evet, ozellikle Turkiye hakkinda bilgi sahibi olan Isvec yada Danimarkali birine bunu dediginde suratlari limon yemisler gibi oluyor. Bunlar daha ziyade degisik nedenlerle Turkiye'de yasar. Beynimizin nasil yikanmis oldugunu bildiklerinden olsa gerek ustelemez, konu degisir sonra

 

İyi de onlar ne bilecek Atatürk'ün önemini..

Atatürk'ü İslam ülkelerinden kaçan aydınlara sorun.

Link to comment
Share on other sites

 

Bu defa nasıl ilerleyeceğiz, hep birlikte göreceğiz.

 

Olsun, asker çekilsin aradan. Askerler düdüğü çalıp siyaseti durduruyorlardı, kitleler siyasetten uzak duruyorlardı. En azından siyasi çatışmalar ve çekişmeler devam etmeli, belirli bir sonuca bağlanmalıydı. Askerler darbe yaparak bu siyasi çatışmaların bir sonuca bağlanmasını geciktirmiş oldular.

Link to comment
Share on other sites

Yine de Türk ordusu hiçbir zaman bir diktatörlük peşinde koşmamıştır.

Her seferinde demokrasiye yeniden dönülmüş ve ekonomi düzelmiştir. Bu arada demokratik ilkeler de olgunlaşmış ve yerleşmiştir.

 

Evet, bu tarihi bir gerçektir.

Tabi böyle olması darbelere, müdahalelere, antidemokratik uygulamalara, faşist yönetim biçimlerine boyun eğmemizi gerektirmez.

Ancak bu konuları tartışırken bilhassa liboş takımı sanki Türkiye bu konuda özürlü bir ülkeymiş yaklaşımı içindedir.

İlginç olan bu liboş takımı aynı zamanda darbelerin destekçisi olan ABD'nin yaltakçısı-savunucusudur.

 

Halbuki Dünyanın birçok ülkesi, Avrupa ülkeleri de dahil demokrasiye kolay ulaşabilmiş değillerdir.

Örneğin demokrasinin beşiği sayılan Yunanistan da bizim gibi cumhuriyete 1923'de geçmiştir.

Ama 3 yıl geçmeden cumhuriyet askıya alınmış, diktatörlük başlamıştır.

1935'e kadar süren diktatörlükten sonra yeniden krallık kuruluyor.

1967'de Albaylar cuntası yönetime el koyuyor ve 7 sene sürüyor diktaları.

Cunta'nın devrilip yeniden demokrasiye geçilmesi Kıbrıs Müdahalesi sayesinde olabiliyor.

Yani, Türkiye ile kıyaslandığında Yunanistan çok geri kalıyor.

Bizde hiçbir cunta 2 yıldan fazla yönetimde kalmış değil ve kendileri çekiliyorlar.

Bu biraz kendimizi teselli gibi oldu ama doğrusu bu. :)

Link to comment
Share on other sites

İyi de onlar ne bilecek Atatürk'ün önemini..

Atatürk'ü İslam ülkelerinden kaçan aydınlara sorun.

Ataturk'un tabu haline getirilmesinin, kanunlarla korunmasinin..

 

Hakkinda yapilan elestirilere inanirlari tarafindan genelde kufur edilerek, sessiz kalinarak, "o kadar sacma ki cevap vermeye tenezzul etmiyorum" denilerek, olmadi forumdan atmakla tehdit edilere karsilik verilmesinin nedeni, bu sahsin savunulacak hic bir tarafinin olmamasindan kaynaklaniyor haci.

Link to comment
Share on other sites

Evet, ozellikle Turkiye hakkinda bilgi sahibi olan Isvec yada Danimarkali birine bunu dediginde suratlari limon yemisler gibi oluyor. Bunlar daha ziyade degisik nedenlerle Turkiye'de yasar. Beynimizin nasil yikanmis oldugunu bildiklerinden olsa gerek ustelemez, konu degisir sonra

 

Jadı, sen Türkiye'de yasalar, kurallar, düzenlemeler vb. İsveç, Danimarka gibi olsa Türkiye'nin de bu şekilde olacağını mı sanıyorsun?

 

Olma olasılığı bence çok düşük bir ihtimal.

 

27 Mayıs Anayasası ortada, birçok bakımdan demokratik bir anayasa. Ama bu anayasayı toplumun çoğu sahip çıkmadı.

 

Yerden yere vurdu. Neden böyle yaptı?

 

Türkiye toplumu oldukça kutuplaşmış veya kolayca kutuplaşabilen bir toplum.

 

Bunu 1960'tan sonra gördük.

 

Ve yine siyasetçilerin büyük çabası sonunda bu özgürlükçü anayasa maskara oldu.

 

Toplumun büyük kesimi de bunu izledi ve yapılanlara oy vererek onay verdi.

 

Durum bugünde çok farklı değil.

Link to comment
Share on other sites

Ataturk'un tabu haline getirilmesinin, kanunlarla korunmasinin..

 

Hakkinda yapilan elestirilere inanirlari tarafindan genelde kufur edilerek, sessiz kalinarak, "o kadar sacma ki cevap vermeye tenezzul etmiyorum" denilerek, olmadi forumdan atmakla tehdit edilere karsilik verilmesinin nedeni, bu sahsin savunulacak hic bir tarafinin olmamasindan kaynaklaniyor haci.

Bunun Atatürk'le hiç alakası yok.

Bu doğu zihniyeti. Atatürk'ü peygamber gibi koruma zihniyeti.

Atatürk'ün önemini azaltmaz bu durum.

 

Atatürk'ün devrimlerinin savunulamayacağını söyleyen birini, özellikle bir kadını, kimse ciddiye almaz jadı.

Sen ne yazdığını bilmiyorsun.

Başka türlü eleştirsen belki itiraz etmem ama Atatürk'ü o şekilde küçültüyor ve ehemmiyetsizleştiriyorsun ki, ciddiye alınman mümkün değil.

Asıl önemsiz ve değersiz olan sensin.

Link to comment
Share on other sites

Olsun, asker çekilsin aradan. Askerler düdüğü çalıp siyaseti durduruyorlardı, kitleler siyasetten uzak duruyorlardı. En azından siyasi çatışmalar ve çekişmeler devam etmeli, belirli bir sonuca bağlanmalıydı. Askerler darbe yaparak bu siyasi çatışmaların bir sonuca bağlanmasını geciktirmiş oldular.

 

 

Hakem filan olmasın tek kale maç yapalım diyorsun yani? :D

 

Biraz daha sabredin, az kaldı. :D

Link to comment
Share on other sites

Ordu hakem mi? Toplum gitsin kendi hakkını aramayı öğrensin, dediğim şey bu.

Halk cahil. Halk bağnaz. Ordu o işlevi görüyor ülkemizde. Başka güvencemiz yok.

Atatürk ve ordu olmasaydı bir ülkenin mandası olurduk.

Müslüman halkımıza göre İslamı yaşamak özgür yaşamaktan çok daha önemli..

Halkımız için kimin başta olduğu o kadar önemli bile değil. Bütün istediği İslam'ı dolu dolu yaşamak.

Link to comment
Share on other sites

Halk cahil. Halk bağnaz. Ordu o işlevi görüyor ülkemizde. Başka güvencemiz yok.

 

Yahu hacı, Kürtler'in eğitim düzeyi, ortalama kültürel durumları Türkler'den düşük, ama demokratik haklarına sahip çıkıyorlar. Türkler de çıkarlar. Türk milletini bu kadar küçük ve ezik görmeyin. Ayrıca, ordunun kendisinin İslamcılık pompaladığını gördük. Lütfen artık şu darbeciliğinizden vazgeçin. Bu ülkeye gram fayda etmedi. 50 sene önce halledilecek siyasi sorunları 2010 yılına kadar getirmemize neden oldu bu darbecilik geleneği.

Link to comment
Share on other sites

Atatürk'ün devrimlerinin savunulamayacağını söyleyen birini, özellikle bir kadını, kimse ciddiye almaz jadı.

 

Bu kafalar, devrimleri anlayabilmek, algılayabilmekten uzaklar sevgili Hacı.

Sanıyorlar ki devrimler, demokrasiye müdahale, halkın inançlarına-değerlerine baskı vs.

Devrimler olmasaydı; saltanat ve hilafet devam edecekti.

Dolayısıyla anayasada "devletin dini İslam'dır" maddesi devam edecekti.

Bu madde din devleti olmamız, şeriat hükümlerine tabi olmamız demektir.

Laiklik asla olmayacaktı. Dolayısıyla demokrasi de olamayacaktı.

Kadınlara seçme-seçilme hakkı verilmeyecekti.

Çağdaşlık, modernlik, uygarlık olmayacaktı.

Bilimde, sanatta ilerleme sağlayamayacaktık.

Hala çoğu kararlar ulemaya danışılarak alınıyor olacaktı.

 

Yani, eleştirdiğiniz-kötü gördüğünüz rejim, çok daha kötüsüyle mücadele etmiş ve hiç olmazsa daha iyisini getirmiş olandır.

Elbette çok daha iyisini isterdik.

Ama siz daha kötüsünü savunuyor, onları haklı göstermeye çabalıyorsunuz.

O yüzden yanlış içindesiniz.

 

Eleştirdikleriniz, cumhuriyeti yıkıp monarşiyi, diktayı kurmuş değiller.

Laikliği ortadan kaldırıp şeriati getirmiş değiller.

Modernliğe, çağdaşlığa tükürüp teokrasiyi dayatmış değiller.

Tersine bunu yapmak isteyenler üzerinde devrimin gereği olarak baskı oluşturmuşlar.

Bundan karşı devrimciler, gericiler, cumhuriyet ve demokrasi karşıtları rahatsız olabilirler.

Size ne oluyor?!

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...