Jump to content

Gülümseyelim biraz...


kavak

Recommended Posts

Uzaylılar ve İsa
Uzaylılar dünyaya gelir, ve dünyanın hem devlet liderleriyle, hem de dini liderleriyle görüşme yapmak isterler. Görüşme sırasında sıra Papa’ya gelir, ve Papa uzaylılara “Siz Tanrı’nın oğlu ve kurtarıcımız kutsal İsa’yı tanıyor musunuz?” diye sorar. Uzaylıların temsilcisi, “İsa mı, elbette tanıyoruz”der. “Her yıl bizi ziyaret eder, ve halimizi, hatırımızı sorar” diye devam eder. Papa buna şaşırır, ve “Nasıl olur” der, “bize en son 2000 yıl önce uğradı, ve o zamandan beri de ikinci dönüşünü bekliyoruz” der. Uzaylı bu sefer kendisini kötü hisseder, ve durumu yumuşatmak maksadıyla bir açıklamaya getirmeye çalışır. “Belki de bizim verdiğimiz çukulataları daha çok sevmiştir” der. Papa, “Çukulata mı, nasıl yani?” diye sorar. Uzaylı ise şöyle cevap verir: “Biz dünyamıza ilk geldiğinde kendisine bir kutu çukulata vermiştik. Siz ne yapmıştınız ki?”.

  • Haha 2
Link to comment
Share on other sites

Resimler...

Psikoloğ bir kağıda düz bir çizği çizmiş: "Neyi düşünüyorsunuz?"
Adam: "Çıplak kadınları."

Psikoloğ bir daire çizmiş: "Ya şimdi neyi düşünüyorsunuz?"
Adam: "Yine çıplak kadınları."

Psikoloğ bir yıldız çizmiş: "Peki, şimdi neyi düşünüyorsunuz?"
Adam: "Tabii ki çıplak kadınları."

Psikoloğ kalemi bir kenara bırakır ve der ki: "Zannedersem çıplak kadınlar sizde bir takıntı haline gelmiş."
Adam: "Niyeymiş?. O müstehcen resimleri ben mi çizdim?!"

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

Merhaba...

Bizim Temel´in hemşerisi dini bütün Pakize Nine, günlerden bir gün, çekine çekine köyün yeni hocası olan Saftirik Mahmut Efendi´ye yakınır: "Hocam, bir problemim var. Bende iki tane dişi papağan var. Bunların bütün gün söyledikleri tek şey şu: Merhaba, biz orospuyuz. Eğlenmek istiyor musunuz?"

Saftirik Mahmut Efendi: "Aman, ne kötü! Ama ben bu problemin çözümünü biliyorum. Bende de iki tane erkek papağan var ve bunlar bütün gün dua ediyorlar. En iyisi,  papağanlarınızı bize getirin ki adamakıllı düzgünce konuşmayı öğrensinler!"

Hocanın cevabı Pakize Nine´nın aklına yatar. İki dişi papağanını getirdiği vakit, Hoca´nın erkek papağanları malum kutsal kıtabı sesli okumakla meşguldü.
Bizim iki dişi papağan hemen başlar: "Merhaba, biz orospuyuz. Eğlenmek istiyor musunuz?"

Bunu duyan erkek papağanlar birbirlerine bakar, sonra birisi diğerine söyler: "At şu kutsal kitabı, nihayet dualarımız kabul oldu!"

  • Haha 2
Link to comment
Share on other sites

Kara mizah severler için..

1.

İki pilot karşılaşır...130 ölü.

 

2.

Baba: "Senin bütün oyuncaklarını çocuk yuvasına bağışladım."
Oğul: "Neden ki?"
Baba: "Sen mutlu olasın diye."

 

3.
Hasta: "Doktor Bey, daha ne kadar ömrüm kaldı?"
Doktor: "On."
Hasta: "On ne? Gün? Hafta? Ay?"
Doktor: "Dokuz, sekiz, yedi..."


4.

Çocuklar, şavaş bölgesinde hangi oyunu oynar?
"Arayan bulur, bulup da üstüne basan, kaybolur" oyununu.

Link to comment
Share on other sites

Cehennemde grev

Bir işadamı vefat eder. Tanrı onu cennette görmek istemediği için doğru cehenneme gönderir. Bir ay sonra tanrının telefonu çalar.

Telefondaki Şeytanın ta kendisi kızgın bir vaziyette söylenmektedir:
"Yaptığını beğendin mi? Sen bana kimi gönderdin böyle? Gelir gelmez üç ocağı kapattı, 1000 kişiye çıkış verdi, geriye kalan elemanların hepsi de şu anda grevdeler!"

Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...

Kilisenin papazı, pazar ayininde vaaz vermektedir. Birden kapı açılır, köylünün biri dalar içeriye ve bağırır:

- Irmak taştı. Köyü su bastı. Sel buraya doğru geliyor!!

Bunun üzerine herkes ayini yarıda bırakıp dışarı fırlar. Can pazarı vardır. Papaz ise yerinden kıpırdamaz. Kaçanlardan biri, papazı uyarır:

- Papaz efendi, hadi gelsene!

Papaz, Tanrı'nın kendisini koruyacağından emindir. Kiliseden çıkmaz. Bir müddet sonra sel kiliseye ulaşır, sular papazın beline kadar çıkar. Papaz, çan kulesinin birinci katına tırmanır. O sırada kiliseye doğru gelen bir tekne görülür. Gelen tekne kiliseye yanaşır. Gelenler işaret ederler ama nafile. Papaz eliyle gidin işareti yapar:

- İstemez. Tanrı beni korur! der.

Bu arada sular yükselmeye devam eder. Sular yükseldikçe papaz çan kulesine tırmanmaktadır. Kiliseye bir tekne daha yanaşır. Teknedekiler tekrar ısrar ederler:

- Atla!

Papaz kurtarılacağından emin olduğu için tekrarlar:

- Gidin. Tanrı beni korur! der.

Papaz kilisede tam boğulmak üzereyken bir helikopter yanaşır, ip merdiveni aşağıya sallarlar, papaza seslenirler. Papaz oralı bile olmaz:

- İstemem. Tanrı beni kurtarır! der.

Sonunda sular iyice yükselir, çan kulesini de aşar ve papaz boğulur!

Hayatını kaybeden papazı, ahiretin kapısında melekler karşılar:

- Hoşgeldiniz, buyurun!

Papazın yüzü asıktır:

- Şimdi, siz beni cennete davet edeceksiniz ama üzgün ve kızgınım. Cennette hiç gözüm yok!

Melekler papaza sorarlar:

- Hayrola, ne oldu?

- Yüce Tanrı'ya çok kırgınım. Ben hep O'na dua ettim. İbadetimi hiç aksatmadım. Beni her türlü felaketten kurtaracağına emindim. Halimi görüyorsunuz. Beni sulara teslim etti, boğuldum! Bu bana yapılır mı?

O sırada yukarıdan Tanrı'nın sesi gelir:

- O salağa iki tekne, bir helikopter gönderdik, kurtarmak için. Daha başka ne yapacaktık!

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

Yahudi asıllı ABD'li ünlü komedyen, stand-upçı Henny Youngman (1906-1998)'in sahnede yaptığı ve benim en çok beğendiğim esprisi şudur:

"Adam baş ağrısından yakınıyormuş. Arkadaşı ona "Ben başım ağrıdığında kafamı karımın kalçasına yaslıyorum, 10 dakikada bir şeyim kalmıyor, aynı şeyi sen de dene" demiş. Ertesi gün adam yanına gelince de "Dediğimi uyguladın mı?" diye sormuş. Adam da "Tabii ki uyguladım. Ha bu arada, evinin dekorasyonunu da çok beğendim" cevabını vermiş."

 

Henny Youngman'in en çok bilinen 2 esprisi ise şunlardır:

"Bazı kişiler, uzun evliliğimizin sırrını sorarlar. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans.. O Salı günleri gider, ben Cuma..."

"Bir ara, ateist olmak istedim, hiç tâtillerinin olmadığını öğrenince vazgeçtim."

Link to comment
Share on other sites

Mafya babası, haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu.

Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:

"Para nerede?"

Sağır-dilsiz, işaretle yanıt verdi:

"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."

Tercüman tercüme etti:

"Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."

Baba, 38'liği koltuk altından çekip, sağır-dilsizin beynine dayadı:

"Şimdi sor bakalım, para nerede."

Tercüman, işaretle sordu:

"Para nerede?"

Sağır-dilsiz, kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:

"Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."

"Ne söyledi?" dedi baba.

Tercüman yanıtladı:

"Dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...
  • 1 ay sonra...
On 07.03.2022 at 22:53, aynar yazdı:

Yurdum insanının, Türkçe-İngilizce çeviriyle imtihanına ilişkin bazı görseller:

Ali Nazik kebabını, "Ali Polite" veya "Ali Gentle" diye çevirmiş olanlar bile var!!

https://www.malumatfurus.org/skandal-turkce-ingilizce-ceviri-ornekleri

İçli köfte vardı , emotional meatball  diye çevirmişler.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

Aĝaçların bir o yana bir bu yana savrulması veya gidip gelmesi göze bir hayli hoş gelir. Belki de bu nedenle kavak aĝaçlarını çok severim. Ancak insanlar için aynısını söyleyemem. Saĝ gösterip sol vurmaya çalışanlar bir hayli yaygındır insanlar diyarında. Bu tip(!) insanları kendi hallerine bırakmak en iyisidir. :D

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Temelzade köyünün Temel Efendi Anaokulunda sınıf ögretmeni olan Mahmut Efendi çocukların zekasını ölçmek ister. Bu vesile ile onlara çeşitli soruluar sorar. Bir süre sonra bir soru daha sorar: "Tüm kanatlı canlıların yumurtladıĝı doĝru mu?"

Temel´in afacan oĝlu Niyazi anında yapıştırır cevabı: "Hayır, melekler yumurtlamaz!"

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...
  • 1 ay sonra...

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...