Jump to content

mantik

Members
  • İçerik sayısı

    1.008
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    36

Everything posted by mantik

  1. Bize sağlam ve sürekli bir server erişimi sağlayamıyorlar bir türlü. Düzelttik diyorlar, fakat biz bakana kadar, birkaç dakika içinde yine gidiyor. Bazen girebiliyoruz, ama herhangi birşey yapamadan erişim yine gidiyor. Ortada birden fazla problem var. İşletim sisteminin bozulmuş library'lerini tekrar yüklemelerini gerektiren problem ile, Webmin erişiminin gidip gelmesine sebep olan problemin aynı olduğunu zannetmiyorum. Bizim server'ı başka bir switch'e taşımışlar. Sanırım bir de ondan kaynaklanan bir network erişimi problemi var yaşanan. Doğru dürüst bir server erişimimiz olmazsa, server'da yedeğini almak istediğimiz bazı dosyalar ve folder'ların yedeğini alamayız. Onların yedeğini almadan da işletim sisteminin tekrar yüklenmesi riskini göze almak istemeyiz. Aslında forumun bu problem başlamadan az önceki halinin database'i elimizde. Yani başka bir server'dan falan sıfırdan başlanabilir. Yazılmış mesajların ise hemen hemen hepsi muhtemelen yerli yerinde durur. (Belki son birkaç günküler kaybolabilir). Ama bu durumda tüm kullanıcı avatarları, resimleri falan kabyolur. Çünkü günlük yedeklemede onların yedeğini almıyoruz. Sadece forum içeriğinin yedeğini alıyoruz. (Avatarların, vs kapladığı disk alanı çok fazla. Onların her gün yedeği alınamaz). Ayrıca server'da kaybetmek istemediğimiz başka bazı dosyalar da olduğu için, biz istediğimiz yedeklemeyi yapmadan, işletim sisteminin tekrar yüklenmesi riskine girmek istemiyoruz. Bunun için de dediğim gibi server erişimi gerekli. Onu bir sağlam bir şekilde sağlayabilseler, gerisi gelir. Ama o olmuyor bir türlü.
  2. Shared server'larda güvenlik sorunlarıyla çok karşılaştığımız için, ve çok çektiğimiz DOS saldırıları o tür server'larda sadece bizim siteyi değil, aynı server'da host edilen başka pek çok siteyi de etkilediği için, shared server host'ları bizi istemediler. Bize semi dedicated veya full dedicated server önerdiler. Biz de önce semi dedicated bir server denedik, orada da tam memnun olmayınca çok daha pahalı olan full dedicated server'ları araştırdık. Onlar arasında da bulabildiğimiz en ucuzunu bulduk, onları kullanıyoruz yıllardır. Ama tabi ucuz oldukları için aldığımız teknik hizmetin kalitesi çok düşük.
  3. Forum yahya'nın forum database'indeki corruption'ı gidermesinden sonra açılmıştı ama insanlar giriş yapmaya başlayınca erişim yine gitti. Çünkü problemin altında yatan işletim sistemi sorunu hala devam ediyor. Galiba işletim sistemini yeniletmekten başka çare yok. Bunun için de önce yedek almamız lazım, ondan sonra da işletim sistemini yeniden yüklememiz/yükletmemiz lazım. Eğer ona karar verirsek, adamlara yaptırmayı tercih edeceğiz sanırım. Bu arada, hazır fırsat bu fırsattır deyip, başka bir server'a geçme olasılıklarını da konuşuyoruz. Çünkü şu anki host şirketin teknik hizmetlerinden memnun değiliz. Eğer ona karar verirsek, sitenin açılması daha da zaman alacaktır.
  4. İşletim sistemini tekrar yüklettirmedik henüz. Önce bir yedek almamız gerekir diye. Webmin erişimimiz düzeldi. SSH erişimde hala sorun var. Tabi bu arada bütün bu işlemler ve hardware değişikliklerinden falan sonra, yukarıda Ateist Bakış'ın bahsettiği sorun da meydana gelmiş. Yani zaten database corruption'lara hassas olan forum yazılımının database'i de bozulmuş. Bu bozukluğu teknik danışmanımız yahya halletti. Şu anda Ateistforum açık. Ama çok yavaş işliyor. SSH erişim sorunu da hala devam ettiği için server'daki işletim sistemini gerçekten tekrar yüklemeli/yükletmeli miyiz, yoksa böyle mi bırakmalıyız olayı ona karar vermemiz lazım. Yahya ile konuşup ne yapmak gerektiğini tespit edeceğiz.
  5. Yani bu corruption, IPB yazılımında veya database'lerde olan bir corruption değil. O probleme aşinayız. Geçmişte oldu çok. O tür corruption'ı çözmek için, herşeyden önce server'a erişebilmek gerekiyor. Bizim server'a doğru dürüst erişimimiz yok hala.
  6. Hosting firması forum ile, database ile uğraşmıyor. Biz istesek bile uğraşmazlar zaten. Geçmişte, uygulama yazılımları ile, database'ler ile ilgili bilgimizin daha az olduğu dönemlerde kendilerinden çok yardım istedik, onlar bizim işimiz değil dediler hep. Yani istesek de yanaşmazlar, yanaşmıyorlar. Hosting firmalarının ilgilendiği iş, kendi server'ları ile ilgili. İşletim sistemi ayrı şey, uygulama yazılımı (IPB) ayrı şey. Sorun işletim sisteminde. Onun yenilenmesi gerekiyor.
  7. Ama yine de IPB'ye danışıp bir fikirlerini almakta da fayda var tabi. Aşağı yukarı eminim problemin bizimle ilgisi yok diyeceklerinden ama yine de bir sormaktan zarar çıkmaz.
  8. Olayin IPB ile ilgisi yok. IPB uygulama yazılımı. IPB'nin lisanslı kullanıcısıyız. Onlarla ilgili durum olduğunda onlarla bağlantı kuruyoruz sık sık. Ama bu olayın onlarla ilgisi yok. Çünkü server'ın kendisine erişim yoktu 2 gündür. Yani kullanıcı adımız ve password'ümüzü girip server'a login olacağımız sayfa çıkmıyordu. Ya da SSH ile bağlanmaya çalışınca connection error veriyordu. Bunlar server problemi. Olay daha uygulama yazılımına gelmeden vardı sorun. Şu anda SSH erişimi hala yok. Web interface yoluyla yönetim bölümüne erişim imkanını (Webmin) sağladılar nihayet, ama şu anda işletim sisteminin bazı library'lerinde corruption var. Problemin ne olduğu belli. O konuda bir şüphe yok. Bu yüzden yapılacak işlem de belli. Sadece sebebi çok açık değil hala. (Yani bu corruption'ın tam olarak neyden kaynaklandığı).
  9. Olayın bu hardware upgrade'leri ile kesin ilgisi var bence ama doğrudan değil dolaylı bir ilgi de olabilir bu. Yani bu hardware upgrade'leri doğrudan işletim sistemini bozmamış olabilir, ama mesela ayrı bir switch'e falan taşıyarak, server'ımızda yüklü ve bizi pek çok saldırı girişimine karşı falan koruyan bazı yazılımların konfigürasyonunun artık işe yaramaz hale gelmesine farkında olmadan sebep olmuş olabilirler. Bu da saldırılara server'ı tekrar açık hale getirmiş olabilir. Yani sistemin hack edilmiş olması da mümkün iddia ettikleri gibi ama bizim sistemi hack edecek insanların motivasyonları belli. Bu adamlar, işletim sistemini bozacak düzeyde server'a erişim imkanı elde ettiyse, ana sayfamızı editleyip (index atmak deniyor buna) bu zaferlerini duyurmadan ve bizim server'a erişim şifremizi değiştirip bizim erişimimizi engellemeye falan çalışmadan bu işi bırakmazlardı. Eski hacking girişimlerinden bu tür durumlarda neler olduğunu ya da olabildiğini biliyoruz. Bana şu anki işaretler pek hacking işareti gibi gelmiyor hala. Kısacası, işin içinde bir hacking durumu olup olmadığı hala meçhul ama yapılan hardware upgrade'lerinin bu olayda bir fonksiyonu olduğu kesin bana sorarsanız. (Doğrudan veya dolaylı olarak). Şu ya da bu sebeple, işletim sistemimiz şu anda corrupt olmuş durumda ve tekrar yüklenmesi gerekiyor. Hallolduğunda tekrar açacağız.
  10. Host şirket server'da bazı hardware upgrade'leri yapmış. Hatta ciddi upgrade'ler bunlar. Tüm hardware'i yeniledikleri gibi, belleğimizi arttırmışlar ve server'ımızı yeni bir switch'e taşımışlar. Hemen ardından ise işletim sistemimizde bu sözkonusu problemler başgösterdi. Adamlara sizin yaptığınız hardware upgrade'lerinden sonra sistem bozulmuş gibi gözüküyor, düzeltin dedik, sorumluluğu üzerlerinden atmak için "sisteminiz hack edilmiş olabilir, işletim sistemini tekrar yükleyin" dediler. Ama bu iddialarını şüpheyle karşılıyorum. Normalde karşılamayız bakın, çünkü çok saldırı çeken bir site olduğumuz malum. Ama bunun onlar da bilincinde zaten. Geçmişte yaşadığımız pek çok saldırı girişiminden de haberleri olduğu için, bence kolay inanacağımızı düşündükleri bu masal ile sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışıyorlar, olay bu. Kısacası, işletim sistemini tekrar yüklemek gerekiyor server'a. 24 saattir pek çok şeyler yaptılar, nihayet Webmin'i falan erişilir hale getirmeyi başardılar ama hala bir SQL server problemi var. Bu yüzden şu aşamada yapılabilecek tek şeyin tüm işletim sistemini tekrar yüklemek olduğunu söylüyorlar. Ya kendilerine yaptıracağız, ya biz yapacağız bu işlemi. Kısacası, sitenin açılması biraz daha gecikecek gibi gözüküyor.
  11. Anlaşıldığı kadarıyla problem host şirketin server'da yaptığı bazı hardware upgrade'leri ile ilgili. Ondan sonra yazılım yeni hardware'de çalışmaz oldu. Segmentation error veriyor. Kendilerinden problemi düzeltmelerini istedik, çünkü sorun bizim yaptığımız herhangi birşeyle ilgili değil. Şu aşamada sorun herhangi bir saldırı ile ilgili gibi de gözükmüyor.
  12. Erişim gidip geliyor. Ne zaman Server'ı reboot ettirsek erişim geçici olarak geliyor. Ama kısa süre sonra server yine çöküyor. Teknik servis ekibiyle iletişim halindeyim. Bakıyorlar.
  13. DOS ya da DDOS saldırılarında genellikle Server'a giriş yapabilir, yönetim kısmına ulaşabilirdik. SSH veya webmin ile. Oradan erişim log'larını inceleyebiliyor, saldıran IP adreslerini ban'leyebiliyor, server'ı kendimiz reboot edebiliyorduk. Şu anda o imkanların hiçbiri yok. Çünkü server'a erişim yok. Geçenlerde de benzer bir durum olmuştu. Bu ya değişik bir tür saldırı, ya da saldırı ile falan bir ilgisi yok, sadece host şirketimizden kaynaklanan bir teknik problem. Bana ikincisi gibi geliyor, çünkü daha önce o bahsettiğim işlemleri yapmamıza engel olabilen türde bir saldırı ile hiç karşılaşmadık. Teknik destek ekibi ile bağlantı kurdum. Durumdan haberler var. İlgileneceklerdir.
  14. mantik

    Biz Turkler

    Türkler benim gözümde otoriter, baskıcı, özgürlük kavramını Batı'daki şeyliyle benimseyememiş, ama aynı zamanda da sevecen, yakınlık ve samimiyet kurmaya eğilimli, bununla bağlantılı olarak zayıflar için korumacı, güçlüler için ise itaatkar olan, muhafazakar, yenilikleri ve değişikliği çok fazla sevmeyen (yeni teknolojiler ve araç gereçler hariç), kendine özgü bir toplum. O misafirperverlik falan da oradan geliyor. Bunlar bizim toplumun içine işlemiş, yaşam tarzımız ve geleneklerimiz (dinimiz) ile bağlantılı, hatta pek çok durumda onların uzantısı veya doğrudan sonucu olan şeyler. Tarikat, aşiret, ağalık, vs de dikkat edilirse bu bahsettiğim noktalar ile bağlantılı. Bizde bireysel özgürlükler ("individual liberties") ABD'de ve Batı'da bilinen ve algılanan düzeyde benimsenmemiş kavramlar. Onun yerine güçlülere karşı saygı ve otoriyete, zayıflara karşı ise korumacılık ve baskıya dönüşen bir tarz ve dünya görüşü hakim bizde. Bizde bir komşu, komşusu olan genç bir kızın evine saat kaçta döndüğüne karışabilir. Kendi kızı olmamasına rağmen yapar bunu, ve bu pek çok durumda garip karşılanmaz. Böyle birşey mesela, Batı'da veya Batı'daki tarzda bir özgürlüğün hakim olduğu bir ortamda düşünülemeyecek bir tavır. Batı'daki kişisel özgürlükler genel olarak daha özgür bir toplum, dolayısıyla da yaratıcılığı daha fazla, yenilikleri geliştirip denemeye daha meyilli, bu yüzden de gelişmeye daha müsait bir yapı ortaya çıkarırken, aynı zamanda da ilginç bir şekilde insanları birbirinden izole ediyor. Anne babası ile, ya da yetişkin çocukları ile yıllarca konuşmamış insanlar, ölüm döşeğinde yatan annesini ya da babasını bile ziyaret etmeyen, sadece öldükten sonra cenazesine gelmeyi gerekli sorumluluğu yerine getirmek olarak gören, kedi ve köpeklerine diğer insanlardan daha fazla değer veren, yalnızlığa itilmiş ve terapistlerin hizmetlerine muhtaç olan bir toplum ortaya çıkıyor Batı'da. Bizde ise tam tersi, sürekli birbiri ile iç içe, birbirine karışan, böylecek yalnız kesinlikle kalmayan (yani bunalıma girip terapiste ya da kedi köpeğine ihtiyaç duymayan) ama kişisel alanlar ve kişisel özgürlükler diye birşeyi de yaşayamayan, dolayısıyla çevrenin ve toplumun onayladığı şeylerin dışına çıkamayan, yani yenilik ve yaratıcılık (buluş) geliştiremeyen, iş dünyasında bile profesyonel ilişki düzeyini yakalayamayan ve ilişkilerin sürekli laubalileşip laçkalaşma eğilimine girdiği bir toplum ortaya çıkıyor. Hangisi iyidir tartışılır. İki eğilimin de kendine göre avantajları, dezavantajları var. Ama genel olarak Batı'daki tarzın yine de bizdekine göre daha iyi işleyen, daha rahat ve konforlu ve hatta belki psikolojik açıdan bile daha başarılı olduğu söylenebilir. Çünkü Batı'daki tarzın yarattığı psikolojik sorunlar var ama bizdeki tarzın yarattığı da başka tür psikolojik sorunlar var. Bizde de insanlar kendi kişiliğini kazanamıyor. Kişisel alanını, özgürlüğünü edinemiyor. Ya birilerine baskı yapmak, ya da birilerinin baskısı altına girmek zorunda kalıyor bizdeki insanlar. Yani bizdeki tarz da psikolojik sorunlara yol açıyor. Belki daha farklı ama daha az ciddi değil. Dolayısıyla, son tahlilde, yine de Batı'nın tarzını daha tercih edilir buluyorum.
  15. Meleğe inanılmamasının sebebi sadece görünmemesi değil ki. Melek kavramının bir tanımı var, kendisine atfedilen bazı nitelikler var. Yani her kavramın öyle tabi, sadece melek kavramının değil. Eğer ortada bir algılama sözkonusuysa, algılanan varlığın şimdiye kadar bilinen cisim ve varlıklardan hangisi olduğu, ya da yeni birşey olup olmadığı tespit edilebilir. Yeni birşeyse, o kavrama da bir isim verilir ve tanımlaması yapılır. Yani onu diğer algılananlardan ayıran özellikler tespit edilir, o kavram veya cisim de böylece bilinen varlıklar dünyasında yerini alır. Sorun algılanamaz cisimlerde veya kavramlarda çıkıyor. Bu kavramların sadece zihindeki birer fikir mi, yoksa varlıklar dünyasında yeri olan birer gerçek varlık mı olduğuna karar verebilmek için, o kavramın önce net bir tanımı ("description"), sonra da kendisinin varlığına bizi ikna edecek algısal veriler olup olmadığının tespiti gerekiyor. Kavramı fiziksel dünyaya bağlayan herhangi bir somut gösterge yoksa, yani doğrudan veya dolaylı bir algısal veri yoksa, ve kavram da soyut bir kavram değilse, o zaman yoktur deniyor, ki bu sonuca ulaşmaya hakkımız vardır. Çünkü o durumda bu kavram bir spekülasyondur, varolma potansiyeli taşıyan ama gerçek dünyada varlığına karşılık olmayan birer hayal veya fikirdir bu kavramlar. Soyut kavramların yeri farklı tabi. Soyut kavramlar, somut dünya ile belli ilişkileri olan kavramlardır. Yani kendilerinin somut veya maddi bir yönü yoktur ama somut ve maddi yönü olan kavramlarla ilişki bazında tanımlanan kavramlardır, dolasıyla konumuzla ilgisi yok. Mesela "arkadaşlık" soyut bir kavramdır ama vardır. Varlığı, birbirine yakınlığı olan somut varlıkların varlığı ile bağlantılıdır. Somut varlıkların arasındaki ilişkilerin bir çeşidinin ve kolleksiyonunun adıdır bu soyut kavram. Yani maddi dünya ile, somut kavramlarla ilişki bazında tanımlı birşeydir. Zihnimizde varolan birşeydir ama vardır. Bunun kategorisi farklı. Bu mesela bir "peri"nin, ya da bir "ejderha"nın varlığından farklı bir konu. Dolayısıyla, neyden bahsedildiği net olduğu sürece ortada bir sorun yok bana kalırsa.
  16. Bilim, Din ve Ateizm üzerine olan yazılarımı derlediğim blog sayfam: http://www.bilimvedin.net Bu yazıların önemli bölümü ateizm.org portalında da yer almaktadır. Fakat ateizm.org (ateizm2.org) kollektif bir çalışma olup, o portalda benden başka pek çok kişiye ait makaleler de bulunmaktadır. Fakat bilimvedin.net adresini tamamen kendi kişisel makalelerim için bir blog olması maksadıyla hazırladım. Ayrıca çeşitli kitap tanıtımları ve sitenin temasına uygun videolar da ekledim. İlgi duyanların göz atmasını tavsiye ederim.
  17. mantik

    Merhaba

    Hoşgeldiniz arkadaşlar.
  18. Peleuze'in üyeliği kendi isteği üzerine sonlandırılıyor. Üyelik sonlandırma duyuru ve talepleri ile ilgili bir başlık açıyorum Öneriler ve Site yardımı bölümünde.
  19. cigi, Burası genel bir ortam olsun diye açtık. Her türlü konuya değineceğiz, belli bir özel konuyu ya da dünya görüşünü odak noktamız yapmadan. Burada savunulduğu iddia edilebilecek bir dünya görüşü varsa, o da bilimdir, bilimsel kuşkuculuktur. Bize göre, yani sitenin kurucusuna göre bu ateist bir dünya görüşüyle de aynı kapıya çıkacaktır, bu yüzden bizim açımızdan fark yok arada. Ama buna herkes, özellikle de inançlılar katılmayacaktır. Bu yüzden, sırf "ateizm" gibi bir kendilerine itici gelen bir terimden dolayı insanların buraya önyargı ile yaklaşıp uzak durmalarını istemedik. Bilimsellik deyince, prensipte herkes birleşiyor çünkü. Ama ateizm deyince değil. Burası, işin aslı, orada söylenen aşağı yukarı her şeyin söylendiği, ama teknik olarak ateizm savunusu maksadıyla açılmamış bir ortam olacak. Maksadımız budur.
  20. Dini konular ise, yasak değil elbette ama çok fazla odaklanmak istediğimiz konular değil. Ateistforum'da politikaya nasıl bakılıyorsa, burada da dini konulara öyle bakıyoruz.
  21. Videoları istediğiniz gibi, istediğiniz bölüme koyabilirsiniz. (Yani videonun içeriğine uygun forum kategorisinin altında tabi). Ayrı bir multimedia bölümüne gerek yok. Çok fazla forum ve kategori açmak istemiyorum. Öyle forumların takibi zor oluyor. Sadelik her zaman daha iyidir diye düşünüyorum.
  22. Diriliş, "AKP'ye veya Gülen'e yaptığımız şu kadar maddi yardım yerine ulaştı" falan tarzı bir belge bekliyorsan, öyle birşey bulabileceğimi zannetmiyorum. Zaten destek ille maddi veya askeri yardım olmaz bu konularda. İnsanlara ihtiyaç duydukları konularda destek verilir. Maddi desteğe ihtiyaç duymayan kişiye maddi destek yapılmaz. Başka tür destek yapılır. Uygun bağlantıları sağlayarak, o kişinin amacına hizmet edecek gelişmelerin kolaylaşması için gerekli kişilerle görüşüp, kendilerine yardım etmesi veya işini kolaylaştırması söylenerek, gerekli yerleri, kurumları ve kişileri frenleyip, gerekli olanların da önünü açarak yapılır bu işler. Gülen'in ve AKP'nin paraya ihtiyacı yok ki. Ya da medya desteği sağlanabilir. Desteklenen kişi hakkındaki olumlu yorumların önünün açılıp, olumsuzların medyada fazla yer bulmaması sağlanarak, vs. Ya da hatta CIA işin içine sokulup, gizli kapaklı komplolar yapılabilir, muhalefet lideri hakkında seks kasedi ortaya çıkarılması falan gibi. Yani desteğin türlü türlü çeşidi var. ABD'nin hem AKP'ye, hem de Gülen cemaatine sempati duyduğu, yaptıkları bazı şeylere övgüler yağdırdığı, veya yapılan bazı işleri falan desteklediği pek çok beyan ve belge bulunabilir. Bunları Wikileaks'den aramaya bile gerek yok. Bunlar basından da bulunabilir zaten.
  23. ABD, islamcıları destekleyip, islamcılar arasından kendine yandaş toplayabilirse, ABD düşmanı radikal islamcılar karşısında bunların tampon olabileceğini, bu yolla uzun vadede akışı belki tersine çevirebileceğini umuyor. "Bakın ben aslında sizin dininize karşı değilim" mesajı vermeye, bu yolla müslüman toplumlarda halkın desteği almaya çalışıyor. Bu yüzden de kendisine destek verecek islamcı eğilimler bulup desteklemeye çalışıyor. Bir islamcı eğilimi ABD'yi destekler hale getirmenin yollarından biri de kendilerine yardım etmektir elbette. Baştan ABD'ye pek sempati duymayanlar bile, ABD desteği aldığında, onların çıkarlarına uygun davranacaktır, en azından ulu orta onların aleyhine çalışmayacaktır. Bütün bunlar o kadar açık bir şekilde, ayan beyan ortada ki, bunları anlamak için gizli belgelere falan ihtiyaç yok. Günlük politikalara ve yapılanlara bakın yeter.
  24. Wikileaks belgelerinde, ABD'nin AKP ve Gülen cemaatine sıcak baktıklarına dair ipuçları mevcuttur, bunlar bulunup ortaya konulabilir. Ama Wikileak belgeleri, yukarıda da bazı arkadaşların söylediği gibi, sadece ABD'nin dış ülkelerdeki temsilcileri ile olan yazışmalar hakkındadır ve tüm portreyi çizmeyeceği gibi aranan her bilgi de orada yer almaz. Sonuçta bunlar CIA'nın gizli arşivleri falan değil. Türkçede "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz" diye bir laf var. ABD'nin bu konulardaki tavrının ne olduğunu anlamak için de söylenenlere değil, yapılanlara bakmak gerekir. ABD bugün, Suriye, Libya, Mısır, vs pek çok orta doğu ülkesinde, diktatörlüktür, vs bahanesiyle yarı laik, yarı modern hükümetleri düşürüp, onlar karşısında islamcı muhalifleri destekliyor. Ondan sonra bunları yaptıkları konuşmalarda itiraf etmeseler ne yazar. Ki inkar da etmiyorlar aslında zaten. Daha geçen gün Obama, bizi destekliyor bile olsalar artık diktatörlüklere destek vermeyeceğiz, o ülkelerdeki halk iradesine saygı duyacağız diyordu. Sizin anlamadığınız şey, ABD'nin radikal islamla başı derttedir, doğru, ama radikal islamcıların ABD karşıtı olanlarıyla derdi vardır. Yoksa ABD aslında bir devletin ya da toplumun islamcılığı ile falan değil, ABD dostu olup olmaması ile ilgilenir. İsterse en katı islamcı olsun, ABD çıkarlarına uygun davrandığı sürece, bu rejim bırakın tolare edilmeyi, desteklenir bile. Örneğin Suudi Arabistan. Ya da benzeri ülkeler. Çok fazla yazamayacağım şu anda. Fırsat bulursam, Wikileak belgelerinden ABD'nin AKP ve Gülen'e nasıl göz yumduğu, hatta desteklediğine dair örnekler bulup getirmeye çalışırım.
  25. Ezan okunması mesela, dua edilsin hala o uygulama devam ediyor. Bu devirde o neymiş öyle? Evinde çalar saat olmayan insan mı var? Tam tersi, şu haliyle özgürlüklere, "individual liberties"e engel bir uygulama o. Sen sabah sabah insanları uykusundan uyandıracaksın, günde 5 defa üst üste bir sürü camiden gürültülü anonslar yapacaksın, gürültü kirliliği denir, engel olunur böyle birşeye ileri ülkelerde. Daha geçenlerde tanıştığım İran kökenli ABD'li bir kişi, hangi ülkeden bahsediyordu hatırlamıyorum şu anda ama ziyaret ettiği islam ülkelerinden biriydi sanırım, hatta kendi doğduğu ülke olan İran bile olabilir emin değilim, dediğine göre o ülkede, ülke müslüman olmasına rağmen bu ezan uygulaması yok. Bu devirde ne anlamı var onun diyordu o da. Biz hala olayı din özgürlüğü olarak görmeye devam edelim. Ya bireysel özgürlükler ne olacak? Liberallerin bu bireysel özgürlükler denen konuya en çok önem veren kişiler olması lazım. ABD'de sizin savunduğunuz ekonomik fikirleri savunanların dünya görüşünde bu kişisel özgürlükler konusu çok önemlidir mesela. Eğer onların fikirlerine ekonomi konusunda değer veriyorsanız, diğer konularda da takip etmelisiniz.
×
×
  • Create New...