Jump to content

evrensel-insan

Members
  • İçerik sayısı

    3.544
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    391

Everything posted by evrensel-insan

  1. İdeoloji ve inanç olduğu iddianı vücuda getir bakalım.-AB- SSCB' ateizm ideolojisi ile dini konuda ulkesini yonetmistir. Her turlu tanri konusu hakkinda bir gorustur ateizm. Tanri da ya varlik konusudur (teoloji), ya da inanc konusudur. Ateizm varlik olarak tanriyi yok kabul eder. Bu da materyalizm (ontoloji) ideolojisine dayanir Inanc olarak ta; tanrinin var olduguna inanmaz, Tanri konusu, bir fenomenal kavram olmadigindan, numenal bir kavramdir. Yani bes duyu ile algilanmaz. Bes duyu ile algilanmayan kavramlarda, bilim ve bilimsel degildir, inanc ve inancsallik icerir. Dolayisiyle, ateizm; tanrinin varligina inanc konusundaki varlik ve inancin negatif ifade edilisidir. Saygilarimla; evrensel-insan
  2. Bu basliktaki yazinin linki; http://turandursun.blogcu.com/ Yazarin nasil bir ideolojiye ve inanca sahip oldugunu her okur, kendi adina karar versin. saygilarimla; evrensel-insan
  3. Ayrıca bir şey daha var. Yukarıdaki örnekteki ateist tasarımı ve geliştirilmesi bu kişiye aittir (küçük yapı taşı farklı olsa da). Yani ateizmi ve ateist bilinci bilmiyor bu adam. Benim söylemlerim tabii ki bir çeşit iddia itham olarak da kabul edilebilir. Ancak sizlerden ricam bu kişiyle tartışmaya girmeniz. Zaten yazıp duruyor. Benim şahsi fikrim, bir Neo-Nurcu bu arkadaş.-AB- Senin seviyene inmeyecegimi daha once belirttim. Sen insanlasamayacak kadar bilincsiz bir maddesin ve oyle kalacaksin. Tum yasamin boyunca da kendi turunden bir madde muamelesi goreceksin. Benim duzeyimi, ne oldugumu, neler yazdigimi senin madde yapin ne algilayabilir, ne de aklinin sinirlarina sigdirabilir. Ne zaman maddeden, insanliga terfi edersin, ancak o zaman bir yanit verme geregi duyarim. Saygilarimla; evrensel-insan
  4. Yukarıdaki ifadeler resmen cehalet, bilgisizlik.-AB- Bu tip, duygusal ve hic bir aciklama gerektirmeyen bir cumlenin, kisiyi hedef almasi ve kisinin kisiligine yonelik bir satasma olmasinin disinda bir anlami yoktur. Merak etme, her turlu duzeyim; senin seviyene inmeme musade etmez. Zaten yanitlarinla kendi seviyeni, kendin desifre ediyorsun. Yazdiklarima, dusunce iceren bir yanit gelmedigi icin, yorum yapma geregi duymuyorum. Bir seyin sadece "yanlis" oldugunun soylenmesininin, "neden yanlis oldugu aciklanmadikca" bir anlami yoktur. Saygilarimla; evrensel-insan
  5. Saygideger ateist bakis; ATEİZMİN MADDE REFERANSINDAN KOPTUĞU NERESİ VAR? ORAYI ANLAT.-KB- Beni ateizmin referansinin madde olmasi degil; ateizmin referansinin INSAN OLMAMASI VE INSANA MADDE MUAMELESI YAPMASI ILGILENDIRIYOR. Ateizmin, kim sorusuna cevap verememesi ilgilendiriyor, ateizmin numenal insanoglu degerlerini gale almamasi ve numenofenomenal bagi algilayamamasi ilgilendiriyor. Beni, madde temelli ateizmin; insanoglunun varliginin bilincine ve farkina varamamasi ilgilendiriyor. Kisaca ateizmin referansinin insanoglu olmamasi ilgilendiriyor. Eger yukaridaki aciklamayi, algiladiysan one gore yanit yaz, yok algilayamadiysan da, nesini algilayamadiysan orasini sor. Saygilarimla; evrensel-insan
  6. Saygideger starbuck; Aciklamalarin icin, tesekkurler. Yalniz temeli neden madde ve beyin olarak almak yerine, insanoglu olarak aldigimi izah edeyim. Dogal zihniyetin, temeli insandisi ve insanlikdisina dayanir ve insanoglunu zihinsel ve davranis ve de sistemlesme ve de bir arada yasama ve iliski kurma olarak insanlastirmaz. Yine, insanoglunun kendi kendine ve kendi adina yapilandirdigi dogal zihniyetin yapi ve isleyisi insandisina dayanir. Buradaki insan disi, insanoglunun kendi disinda kalan ve algilayarak kavramla ozdeslestirdigi materyalizm temelli madde ve idealizm temelli tanridir. Burada, materyalizm ve onun ontolojik temeli madde, insanoglunun insanlasamamasindaki en buyuk etkendir. Eger temel madde alindiginda ve insanoglu madde ile ozdeslestirildiginde; insanoglu bir madde muamelesi gorur. Tarihl inceledigimizde,insanoghlunun tarihinin her turlu gelisimi, tamamen fenomenal bir duzen uzerine olmustur. Iste bu duzenin temelinde madde ile ozdeslesen insanoglu, ayni madde gibi alinip satilmis, kole olmus, kendi butunu icinde de basta para olmak uzere yoneten, yonetilene ayrilmistir. Yasamini hic bir zaman one cikaramamis ve her turlu maddesel ve etik deger ugruna yasamini feda etmis ve hem turunun hem de kendi birinin varliginin bilincine ve farkina varamamistir. Insanoglunun maddeye ozdeslesmesi nasil insanoglunu insanlastiramamissa, ayni sey; insanoglunu kendinden koparip, her turlu tanriya kul etmek icin de gecerlidir. Bu seferde insanoglu inancsal degerlere teslim edilmis ve yasamini bu ugurda harcamis ve savasmistir. Burada da, n e yasamin ne de insanoglu varliginin bilinc ve farkindaligi yoktur. Iste metafizigin, ister ontolojik, ister teolojik temelleri olsun; ortada olan tek sey; dogal zihniyetin insandisi temellerinin, insanogluna kendi varliginin bilinc ve farkindaligini verecek bir duzeyde olmamasidir. Ama, isin aci tarafi; insanoglunu fenomenal bir sekilde harcayan bu insandisi temellerin, aslinda arkasinda, bir numenal yapinin yani izm ve ideolojilerin olmasidir. Iste insanoglunun zihinsel insanlasmasi adina, temellerimiz; ne madde ne de beyindir. Insanoglu turu ve onun bolunmez butunu biridir. Iste bunun bilinc ve farkindaligi, bizleri insandisi ve onun her turlu insanlikdisi (ayrim, cikar, egoizm, savas, katliam,soykirim, iskence v.s.) zihniyetinden alir ve bizleri bize ait olan evrensel-insan zihniyetine tasir. Oyuzden de evrensel insan zihniyeti, dogal zihniyetin tum insandisi ve insanlikdisi temellerini, insanustu, doga ustu gucleri, yasam sonrasini ve insanoglunun kendi eliyle, kendi adina oznellestirdigi ve anlam ve icerik ile, teleolojik bir yapida bir cesit kendi turu ustuine koydugu ve kendini onlar ugruna harcadigi tum fenomenal ve numenal kavramlastirmalarin kontrolunu kendine alir ve bu kavramlarin, mimarinin kendisi oldugunun bilincine ve farkina vardirir. Eger istersen, sitede bu konu ile ilgili acilmis basliklarim var, evrensel-insan zihniyeti, bunlarin basinda geliyor. Profilimden bu baslik ve mesajlara ulasabilirsin. Senin ile her konuda mesajlasmayi surdurmek isterim. Aramizdaki bu mesajlasma benim adima da cok yararli oldu. Dolayisiyle, her seyin temeli insanoglu olan ve onun zihinsel insanlasmasi adina, konumuz ne olursa olsun, senin ile mesajlasmak ve bilgi alis verisi yapmak isterim. Benim bir tek amacim var; insanoglunu kendi kendine cendereye soktuigu ve insan ve de insanlikdisina ittigi dogal zihniyetinin her turlu, metafizik, ontolojik, teolojik, teleolojik ve etik deger, veri, tabu ve izmlerinin sorunlarini ortaya koymak ve bunlarin neden insanoglunu insanlastirmadigini aciklamak. Bu da ancak bu degerlerin disindan bakarak bir gozlem ile mumkun. Sonucta insanoglu kendi kendini icine soktugu bu durumdan, yine kendi kendini kurtaracak olandir, epistemolojik olarak. Tabi bu arada baska bir canli turu, kendisini bir alternatif olarak ortaya koymadikca. Buna en yakin olasilik, evrimsel olarak maymun turu. Saygilarimla; evrensel-insan
  7. Saygideger ateistbakis; Yazdiklarina bir yanit verme geregi duymuyorum, cunku bir dusunce dile getirimi icermiyor. Sen materyalizmine ve ateizmine devam ederek, insanogluna yasami zehir etmeye devam et, tabi buna kendin de dahil. Saygilarimla; evrensel-insan
  8. Saygideger starbuck; maddesel(fenomenal) ve sezgisel(numenal)tüm algılarımızın kaynağında sizinde bahsettiğiz gibi madde var! Ben fenomeni maddeye tercih ederim. Iki nedeni var. Brincisi bilimin gozlem veren tabani madde degil, fenomendir; ikincisi, madde bir fenomendir, ama; fenomen sadece madde degildir. artı eksi tüm bu algıları yorumlayan ve finalde bir sonuç kararı veren mekanizma bipoların ve multibipoların oluşturduğu dokulardan oluşan beyin dediğimiz maddesel organ! Burada da iki konu var. Birincisi, insanoglunun yetisi olan beyin ve ikincisi insanoglunun hareketini veren beynin ortaya koyusu. Oyuzden de alinacak temel, sadece beyin degil; beyinin sahibi insanogludur. sezgisel ve düşünsel kaynaklı(maddesel delil yok) tanrı iddiasının temelinde madde var! Tanri, insanoglu beyninin fonksiyonu dusuncesinin bir kavramidir. Bu kavram, yansimis ve algilanmistir. Bu kavramin, fenomenal tabani vardir. Hyloteizm-madde, panteizm-evren, Allah-kuran, god-isa, incil, hawking-bilimin yasalari mistisizm-varolus, afrodit-heykel, hubal-put, kizilderili-totem v.s. tanrı maddesel insan beyninin sezgisel ve düşünsel ürünüdür! Bu konuda, sitedeki numen nedir mesajimi okumani oneririm. Cunku E.Kant, numen olarak tanriya isaret etmistir. Halbuki tek bir numen vardir, oda insanogludur. Numen ne sorusuna degil;kim sorusuna cevaptir ve her turlu neyi ortaya koyan da kim olan insanogludur. Bunun algisi ve bilinci, otomatikman tanrinin yaraticisinin insanoglu oldugunu verir ve kendisi kim olan insanoglunun da baska bir kim aramamasini saglar. Yani, tanri arama ihtiyacini bitirir. Tanri, insanoglunun beyninin fonksiyonu dusuncenin bir kavramidir. bu bağlamda tanrı(kavram)sınırları beynin algılama kapasitesi ile sınırlı sezgiye dayanan gerçek(maddesel)olamayan düşüncedir! Tanri aklin bir urunudur, akil bu tanrisini, nesnellestirir. veya bir nesne/madde ile ozdeslestirir. ve bu noktada fenomenal olamayan! 5 duyu organı ile tanımlanamayan! tanrı! kişiye özel olup kişinin içinde bulunduğu psikolojik ruh halinin(düşünce ifadesinin) dışa vurumudur... Aslinda, tanrinin ozdeslestigi madde/nesne duyu ile algilaniyor (kuran, isa, evren, varolus v.s.) evet kisiye ozeldir ve kisinin aradigi tanrisina, verdigi anlam ve icerik ve bu anlam ve icerik ile kurdugu bag temelindedir. Anlam ve icerik ve de kurulan bag, olumsuz/negatif olabilir. Cunku negatifte, pozitif gibi bir ifade seklidir, ama; ifade edilen tanridir. Konuya metafizigin ontolojik ve teolojik varlik tabanlarindan degil de; epistemolojinin kavram ve bilgi tabanindan yanasirsan, hersey daha cok algilanir hale gelir. Ustelik seni tanri varliginin var/yok tartismasindan ve tanriya ollan inancsal yanasimin inan/inanmasindan da kurtarir. Evet, konu sosyallikten ziyade; psikolojiktir, cunku korku, teslimiyet ve caresizlik icerir. Oyuzden de inanclilar,tanrilarina dort elle sarilirlar. Tanrilarina yukledikleri anlam ve icerik olarak ta, kul olurlar, ibadet ederler, sukrederler birde yasami olume tasirlar. Saygilarimla; evrensel-insan
  9. Saygideger ateist bakis; Burada ateizme ideoloji dedin. Bir tercih, bir inanış yaptın.-AB- Sen nasil bir inanira, Allah'in yoklugunu ispatliyamazsan, ben de sana ateizmin ideoloji oldugunu ispatlayamam. Cunku sorun inanctir. Nasil bir inanir, Allah'ina korukorune inasnmis ve iman etmisse; onune ne getirirsen getir, sahiplendigi Allah'ini birakmaz. Sende ayni durumdasin, Ateizme oyle bir inanmissinki, sana ne ispat edilirse edilsin, sahiplendigin ateizmi birakmazsin. Ayrica ben, bu konuda gerekeni yazdim. Ustelik, seni ikna etme gibi bir derdim de yok. Zaten, ideolojiler ve inancsallar kisinin aklinda dogrulanir ve bu dogru sahiplenilir ve sabitlenirse; yapacak bir sey de yoktur. Sana ateizminde ve ateistliginde basarilar. Ama, dedigim gibi yanit yazacaksan, dusunce dile getireceksin. Ayrica benim sana sordugum sorulara da zaten yanit vermemissin. Saygilarimla; evrensel-insan
  10. Saygideger starbuck; Kavram, insanoglunun bilgi siniridir. Dolayisiyle, insanoglu neyi algiladiysa onu kavramlastirmistir. Ejderha'da, spagetti canavari da, zeus te, sevgi de, kalem de v.s. bir kavramdir. Numenal yani, bes duyu ile algilanamayan, fakat kavram olan degerler; genelde beyin ile ilgilidir. Yani insanoglunun soyut degerleridir (bilinc, dusunce, akil, zeka, hafiza v.s.), bilimde bu dala cognitive science, yani bilissel (farkindalik) bilimi denir. Kisaca, "philosophy of mind" olarak ta bilinir. Yalniz bu konu cok genistir ve metafizigin (varlik konusunu isleyen dali degil), hayal gucu, spekulasyon, bilim kurgu, dunya otesi, doga ustu, mitoloji, efsane, mistisizm, parapsikoloji, fal, tarot v.s. dallari bu konuya aittir. Genelde, teleoloji (amac, gaye) uzerinedir Iste bu temelde, var olan kavramlar uc turludur. Fenomenal kavramlar; yani bes duyu ile algilanan madde, evren, doga, dunya, kalem, masa v.s. Numenal kavramlar, yani beynin fonksiyonunun olusturdugu (dusunce, akil, zeka, bilinc v.s.) kavramlar. sevgi, iyi, guzel, dogru, demokrasi, tum izmler ve ideolojiler, tum inanclar ve etik degerler, Aslinda numenal kavramlarin da fenomenal tabani vardir. Yani, hepsi bir fenomen ile ozdeslestirilmistir. Sevgi, kisiye, cicege, kitaba, iyi/guzel ayni sekilde, dogru, fikire, harekete, davranisa, izmler ve ideolojiler de sistemlesmeye, duzene, kurumlasmaya, inanclar da kitaplara, putlara, pitoresklere, heykellere v.s. ozdes kilinmistir. Butun ortaya koyumlarin, kendini ortaya koyumu da dahil; mimari insanogludur ve epistemolojik olarak henuz bu uclu ozelligi tasiyan tek turdur. (madde/dusunce/kavram/, ya da fenomenumenal kavramlastirma, numenofenomenal kavramlastirma) Saygilarimla; evrensel-insan
  11. Saygideger @LpEr; Saygi da hak ve ozgurluklerde karsiliklidir. Ama maalesef, toplumumuzda birey egitimi olmadigindan, bireysel bilinc gelismemistir. Bu temelde yapmaniz gereken, sizin gosterdiginiz saygiyi kesmek degil; karsidakinin de size ve sizin hak ve ozgurluklerine ayni saygiyi gostermesini saglamak. Bu da bilinc ve farkindalik isidir. Mesela nasil sen onun namaz kilmasina karismiyorsan, ama; namazi dusunce olarak dile getiriyorsan; o da senin namaz kilmamana karisamaz, ama namaz kilmayi dusunce olarak dile getirebilir. Bu da dindar ile dinsizin, ortak iliskisi demektir. Saygilarimla; evrensel-insan
  12. Saygideger @LpEr; İkinci paragrafında belirttiğin gibi bunları gözlem olarak ortaya koyduğumuz vakit dinlere saygı duymanın absürdlüğünün ortaya çıktığını izhar etme gereği duydum. -@LpEr- Eger bu basliktaki mesajlarimi dikkatli okuduysaniz, sayginin dusunceye degil; sahisin hak ve ozgurluklerine oldugunu vurgulamistim. Din bir dusuncedir, ama; dindar bir kisidir. Mucadele kisilerle degil; kisileri yonlendiren ve hareket ettiren dusuncelerledir. Saygilarimla; evrensel-insan
  13. Saygideger ateist bakis; Evrensel insan üç kağıtçılık yapıyor.-AB- Bu arada yazi dile ve uslubuna da dikkat et. Ben senin lakabina yonelik bir sey yazmiyorsam, sen de yazma. Konunun tartismasini dusunceden de kisisellige tasima. Cunku konu tanri ve varlik ve de inanc, ne sen; ne de ben! Eger yazilanlara dusunsel yanit veremiyorsan da, vermezsin olur biter. Cunku sonucta bir seyler dile getirebilmek; gozlem, bilgi, birikim, bilinc ve farkindalik gerektirir. Saygilarimla; evrensel-insan
  14. Saygideger ateist bakis; Yazdigim ikinci paragrafi algilayabilmek ve bilincine varabilmek icin; birinci paragrafin disina dusunce ufku olarak cikabilmek ve birinci paragrafin, insanogluna ne gibi zararlar verdiginin, nasil rahatsiz ve huzursuz ettiginin v.s. farkina varmak gerekir. Oyuzden sen birinci parafta kalmaya devam et. Bende tanri kavramini, her turlu icerigiyle ve insanogluna verdigi sorunlarla ortaya koymaya ve gozlemlemeye devam edeyim. Saygilarimla; evrensel-insan
  15. Saygideger @LpEr; Konunun iki yonu vardir. Ya Tanrinin, yaraticinin, akilli tasarimcinin v.s. her birini ve her turlusunu metafizigin teolojisinin varligi temelinde var/yok olarak tartismak ve bu varlanan/yoklanan tanri varligina, aklin ideolojik olarak dogrulamasiyla inanmak,ya da inanmak; kabul etmek ya da red etmek, tanriyi tanimak, ya da tanimamak v.s. kisir dongusunu surdurmek. Ya da, insanoglunun bu en buyuk sorununun yerlesmisliginin, tartismasinin, guncel tutulmasinin, ayrimciliginin v.s. insanoglunun, kendini bu kendi yarattigi kavrama her turlu teslim edisinin, onun ugruna canini vermesinin ve savasmasinin bir engel olarak insanoglunu zihinsel insanlastirmayan VE INSANOGLUNU HEM FIZIKSEL, HEM DUSUNSEL OLARAK bu kavram ile her turlu iliskisini verdigi anlam ve icerigi v.s. gozlem olarak ortaya koymak. Benim yaptigim, ikinci paragraftir. Saygilarimla; evrensel-insan
  16. Saygideger ateist bakis; Anlasildi, sen gozlem veren gerceklere gozunu kapatmaya devam et ve bu gozlemleri gormemezlikten gel ve de tanriyi yok olarak ifade et. Aslinda merak ediyorum, yarin cocugun sana "baba tanri nedir?" diye sordugunda "tanri yoktur" diye de cevap verdiginde "olmayan seyin adini neden kullaniyorsun, baba?" sorusuna nasil cevap verecegini merak ediyorum. Neyse, olani gozlemlemek ve sorununu ortaya koyabilmek ile, olani aklin inandigi ideolojilerle "yok" ilan etmek, farki da zaten budur. Istersen bir lugatin, T harfinde Tanri kavramina bir bak bakalim, var miymis/yokmuymus? Onemli olan tanrinin varyok tartismasi degil; tanri kavraminin insanoglu uzerindeki insanlastirmayan sorunlarini ortaya koymaktir, tabi algilayana ve farkina varana. Saygilarimla; evrensel-insan
  17. Saygideger ateist bakis; En son mesajim hakkinda gorus belirtirsen, sana o zaman yanit verebilirim. Saygilarimla; evrensel-insan
  18. Saygideger ateist bakis; Tanri, yaraticiv.s. tanrisal bakis acisi ve zihniyet, tanrilastirma ve tanrilasma; lugatlarda, literaturde, kavram olarak, ifade olarak, inanc olarak, ideoloji olarak, teolojik bakis acisi olarak, insanoglunun aklinda, duzeninde, sisteminde, uygulamalarinda ve yonlenmesinde, teslimiyetinde, merakinda, caresizliginde, korkusunda v.s. VARDIR. Benim yaptigim, insanoglunun her turlu yasamina ve iliskisine girmis ve hatta insanoglunu yonlendiren bir durumdaki, etigin bile ahlaki v.s. temelini olusturan bir gozlem verirken, butun bunlarin insanoglu yasam ve iliskilerindeki sorununu ve insanoglunu zihinsel olarak insanlastirmayan yonunu ortaya koyarken; sen neyi "yok" luyorsun. Tanri'yi "yok" lamak, butun bu gozlemi goz ardi etmek, sorunu gorememek, algilayamamak, bu konuda farkina varamamak ve bilinclenememek demektir. Zaten sirf bu nedenden, yani tanri kavramini insanoglu nesilden nesile aktararak tartistigi ve gunce tuttugu nedenden, tanri kavramsiz nesiller yetismiyor. Iste onemli olan insanoglunun kendi basina sorun olarak actigi bu kavramdan ve her turlu izinden kurtulmak ve arinmaktir, onemli olan; bu da "yok" lamakla olacak bir is degildir. "Yok" lamak, sadece aklin kendi kendini ideolojik ilarak inandirarak, bu konuda sorgulama, gozlem v.s. yapmamasi ve bu insanligin onundeki insanoglunu zihinsel olarak insanlastirmayan bu yerlesmisligi, varligin var/yok ve inancin, inan/inanma sinirlarina hapsetmis olmak demektir. Bu da dusuncenin ufkunun onunu tikayan, aklin sinirlamasidir. Konu insanoglunun nerdeyse varligina yasit bir tarihsel zamandan beri, mesgul eden, birbirine dusuren, zihinsel insanlasmasini onleyen bu gozleme, gozlerini kapamak; sadece bu sorunlardan kacmak, bunlari red etmek ve gormemezlikten gelmek anlamini tasir. Tabi yine de senin bilecegin bir is. Saygilarimla; evrensel-insan
  19. Saygideger starbuck; daha net ifade ile ateizmi bir inanç olarak görmüyor aksine ateizmin inançlardaki dogmaları reddetmesini doğru ve kanıtlanabilir bilgi arayışına bağlıyorum...-starbuck- Sana daha once de belirttigim gibi, bilimden gelen bilimsel bilgi ile; felsefeden, metafizikten, ontolojiden ve teolojiden etikten v.s. gelen inancsal bilginin disinda baska bir bilgi cesidi yoktur. Bu temelde de, ateizm ile ilgili her turlu ortada olan bilgi, bilimsel degil; inancsaldir. Cunku, fenomen olmayan tanri ve onun varligi, zaten bilimin konusu degildir ve bilimsel degildir. Ama, sen; "yok, bilimsel ve inancsal bilginin disinda ucuncu bir bilgi cesidi var" diyorsan da bunu da duymak isterim. Cunku bir bilgi,ya bilimsel olarak test edilir ve olgudur; ya da inancsal olarak kurgudur ve test edilme olanagi yoktur. Tanri, birolgumudur ve test edilebilir mi, ki bilimsel olsun ve bilimin konusu olsun. Ustelik gozlemi bile olmayan bir kavramin, hakkinda nasil bir teori, tez, formul v.s. bilimsel olarak ortaya koyabilirsin. En sonuncusuda tanrinin varliginin ne oldugu ve var olup olmadigi insanoglun tartistigi bir konudur. Halbuki bilimde ve bilimsel olguda tartisma yoktur, evrensel onay olarak herkesin iradesi disinda olgu oldugu ortaya konmustur. Saygilarimla; evrensel-insan
  20. Saygideger ateist bakis; Halasoruma cevap vermemissin. Cok basit. Yokladigin tanri nedir ve nasil bir tanri ki sen onu yok olarak ifade ediyorsun? Birisi sana diyorki "Ben senin tanrinin varligi hakkindaki dusunceni sormuyorum, direk tanrinin ne oldugunu soruyorum" ne cevap verirsin? Saygilarimla; evrensel-insan
  21. Saygideger starbuck; sevgili evrensel insan... algılarımız ile var olduğu kanıtlanamadığımız "şeyi" yok olduğunu kanıtlamak için nasıl ortaya koyabiliriz?-starbuck- Herseyden once, alginin ne oldugunu kavram olarak ortaya koymak gerekir. Insanoglu herhangibir seyi algilayabilmesi icin, ortada onun beyninde !? isaretini olusturacak bir yansima gerekir. Iste bu yansima ne olursa olsun, ALGI POZITIFTIR, YANSIYAN ALGININ KAVRAMI ILE OZDESLESTIRILIR VE KAVRAM OLARAK YANSITILIR. Yalniz yansiyani insanoglu iki farkla algilar, birincisi fenomenal algi, yani bes duyuya yansiyanin algisi. Ikincisi ise, numenal algi yani bes duytuya degilde, sezgiye, duyuma yansiyan algi. Iste bu temelde, diyelim madde fenomenal bir algi iken, tanri numenal bir algidir e her ikiside algilanarak kavramlastirilmistir. Iste bu temelde, bilhassa numenal algi ile ortaya konanlar, inanc ve ideoloji olarak pozitif bir dogrulama vermez, o zaman da negatif bir dogrulama verir, bu da algilanan kavramin yok ile ifadesi olur. Oyuzden, bir seyin yok oldugunu ortaya koymak icin; Ya o yokun onceden varligi, mesela dinazorlar,-extinct Ya o yokun, zamansal yersel ortada olmayisi, mesela "param yok" gibi-absent- Ya da ideolojik inancsal olarak ortaya atilan bir kavramin yok oldugunu aklin kendi kendine dogrulamasi-not exist- Dolayisiyle, algi var ve alginin kavram olarak yansisi varliktir. Iste bu yansitilan varligin ne oldugu ve tartismasi, var olup olmadigi da metafizigin, ontolojik ve teolojik dallarinin ideolojilerinin tartisma konusudur. Yani, tartisma kavram olarak varlananin, ifade olarak ne oldugu ve tartismasidir. Soruna cevap oldu mu? Saygilarimla; evrensel-insan
  22. Tanrisal Zihniyet/Yanasimdan Ozgurluk (Kurtulmak/Arinmak) Nedir? Bir onceki mesajda, dogal dusuncenin son duragi olan, nesnenin oznel icerik verilerek tanrilastirilmasinin, panenteizm oldugunu belirtmistim. Nihilizm, bilindigi gibi Tanriyi "oldurmustur (oldurmek)" Burada cok ince bir algilama ve farkina varma noktasi vardir. O da Nihilizmin Tnriyi, oldurmesi, fakat TANRISAL ZIHNIYET/YANASIMI OLDUREMEMIS OLMASIDIR. Peki o zaman olen tanri nedir/kimdir?, nihilizm, herseyi ortaya koyanin insanoglu oldugunu acikladiktan sonra, hersey gibi INSANOGLU ELIYLE/ADINA/AIT/ICIN ORTAYA KONAN, TANRIYI OLDURMUSTUR(OLDURMEK), YANI HICLEMISTIR. Peki o zaman olmeyen, tanrisal zihniyet/yanasim nedir?, Iste burada, INSANOGLUSUNUN BIZZAT KENDISINI VE BIRINI TANRILASTIRMA, YANI, INSA NOGLUNU NESNEL BIR VARLIK OLARAK OZNEL ICERIKLE BESLEYIP, INSANOGLUNU TANRILASTIRMAKTIR. Ite bu panenteizmin, herseyi iceren tanrilastirmasinin, icinde barinan insanoglu faktorunun en one cikmasi ve ustelik evreni de ortaya koyan olma vasfiyla, onun da kavramsal yaraticisi, programlayicisi insanoglunun kendi kendini tanrisallastirmasidir. Bu en basta bireyci akilciligin, "herseyi mubah" sayan ve ne etik ne de metafizikherhangi bir disiplini, tamamen yukumsuz kilarak, kendisini kendi ustunde baska bir guc tanimayan duzeye cikarmasi ve tanrilastirmasidir. Bu zihniyet, epistemolojik amerikan idealizminin emperyalizmin zihniyeti, soros ideolojisi ve evengalist orgutlenmesiyle oyle guzel ortuserek, insanoglunu ortacag karanliginin, bir yerde yaratan ve yaratilan algi temelli hem bilimsel, hem de inancsal kalici ayrimina yonelmektedir. Bunun boyle oldugunun gozlemi hem su anki dunya ve insanliginin durumu, hem de Birinci Dunya Savasi ile baslayan surectir. Iste dogal dusunceyi, her turlu "avucuna alan" bu tanrilasma/tanrilastirma zihniyeti, dogal dusunce temelindeki tum izmleri de, hem herbirini destekleyerek, hem de biribirine vurdurarak, su an cok guzel parsesini toplamaktadir. Yani bu oyle bir zihniyettir ki; dven de odur, seven de; olduren deodur, yasatan da, hapseden de odur, af edende, kirdiran da dur, koruyan da, barisi isteyen de odur, savastiran da, sakinligi saglayan da odur, firtinayi cikaran da, kurtlara teslim eden de odur, kurttan koruyan da, terorizmi destekleyen de odur, terorizm den koruyan da , yakan da odur, isitan da, sulayan da odur, suda bogan da, v.s. yani oyle bir zihniyettir ki, insanoglunun her turluihtiyacinin giderimini, dunyevi ve beseri saglar. Hani fiziksel yasi eskiler hatirlayacaktir, bir terim vardir "eti senin, kemigi benim" Iste bu terim "Tum varligin benim" e donusmustur. Kisaca diyalektigin tartismasal ve karsilikli iki ucunu birlestiren zihniyettir. Yani TANRILILIGI VE TANRISIZLIGI, EMPERYALIZMI VE ANTI EMPERYALIZMI, SOLCULUGU VE SAGCILIGI, BIRBIRINE TAM ZIT IKI IZMI VE IDEOLOJIK INANCSAL DOGRUYU v.s. BUNYESINDE TASIR. Iste dogal dusuncenin insanoglu turu ve birini iflasa, felakete, hayvani oze, canavarliga v.s. donduren bu son durak zihniiyetinin, farkindaligi ve bilince cikmasi, insanoglu turunun biri adina elzemdir ve insanoglu turunun ve birinin insansal ve evrensel gelecegi de buna baglidir. Iste dogal dusuncenin bu resmini, resmin herhangibir terinde yer almadan ve disaridan gorebilen ve de icindeki tum kaosun kozmotik, yani uyumlu iliskisini notr algilayabilen, ancak dogal dusuncenin, temellerini veren tanrisal/inancsal ve cinsel iceriginin, insanoglunun, dusunce ve davranista insanlasmasinin onundeki en tehlikeli ve asilmasi gereken engel oldugunu algilar ve bu engelin asiliminin ancak, diyalektigi veren temeli algilamak ve sey dahil onun iki karsit uclarinin ikisinden birden, arinmak ve kurtulmak, ve de insanoglu turunun bir biri olarak, zaten bu tip bir kaotic kosmosa ihtiyac duyulmasinin kendi varligiyla celiskiye dustugunu gorebilmektir. Iste bu arinma/kurtulmanin basinda tanri degil; tanrisal zihiyet ve yanasimin, hem olumlu, hem olumsu sabitlenilen, sahiplenilen, savunulan ideolojik inancsal ve metafizik etik temelli dogrulari gelir. Bu DOGRULAR ARASI, KENDI DOGRUNUN DIGER DOGRULARA KARSI, SAVASIMINI VERMEK DEGIL; DOGRUNUN TANRISALLIGI VE INANCSALLIGI YASATAN, AYAKTA TUTAN BIR SOYUT OLGU OLDUGUNUN FARKINA VE BILINCINE VARMAK DEMEKTIR. Iste tanrisal zihniyet ve yanasimin tum resminden ozgurluk ve disinda kalkmak, ve bu zihniyet ve yanasimin en son tanrilasani kendi turu ve biri olabileceginin bilincine ve farkina varmak, sonra da tanrisal yanasim ve zihniyetin, insanoglunu insanlastirmayan en tehlikeli engel oldugunu algilamak ve yasam ve de iliski de herhangibir sekilde yer vermemek ve gelecek nesillere, insanoglunun bugune kadar herturlu kanini emen, bu canavar zihniyetin vampirligini yasatmamak demek; tanrisal zihniyet ve yanasimdan ozgur olmak ve o zihniyet ve yanasimdan arinmak, kurtulmak demektir. Yoksa, insanoglu kendini bildi bileli kendi yarattigi bu canavara, kendini parcalatmakta devam edecektir. Onemli olan canavari oldurmek degil; canavar yetistiren yanasim ve zihniyeti ortadan kaldirmaktir. Iste o yuzden nihilizmin tanriyi oldurmesi bu temelde, tanrisal zihniyeti insanoglu turu ve birine bizzat teslim etmesi ve eskiden dista kalan canavar ve kan emici vampiri, icine ve bunyesine almasi demektir. O yuzden tanri ve tanrisal yanasim ve zihniyet, nesne ve ozne olarak, somut ve soyut olarak kendi ve icerik olarak v.s. farki cok iyi algilanmali ve bilince cikarilmalidir. Yoksa, hic bir oznel icerigi olmayan, panenteizmin, evren-tanri ic iceligi; en tehlikeli asamasi olan insanoglu ve biri-tanri ic iceligine donusecektir ve donusmeye de baslamistir. Ne tanrilastiralim, ne de tanrilasalim. Aksine, zihinsel ve onun davranisi, sistemlemesi, iliski ve duzen kurmasi, seylere yanasim ve bakis acisi olarak insanlasalim. Saygilarimla; evrensel-insan
  23. Inancsal Zihniyetin, Somut (Dini yasam) ve Soyut (Tanrisal dusence/davranis), Yonu Daha onceleri, inancsalligin, bilhassa Tanrisal yonunu islemistik. Bu mesajda da, bilhassa teizm temelinde, birbirine karistirilan, dini yasam ve iliski ile, tanrisal dusunce farkina deginecegim. Din, bir yerde insanoglunun, tanri dusuncesini; kavramdan somuta tasayarak, insanoglunun etik bir yonlendirim yaptirim temelindeki duzen/sistem ve ve icinde bulundugu cografyanin tarihsel gelisimine yonelik, dini yasam ve iliski cesididir. Insanoglunun, toplumsal olarak, dini yasam ve iliski surmesi icin, kendi dininin getirdigi duzen ve sistemde yasamasi da gerekmez, onemli olan nesillerden aldigi ogretim ve egitim temelinde, sahiplenip, sabitledigi dini degerlerini yasam ve iliskilerinde uygulayip, dini bir yasam surmesidir. Bu temelde ki; yanasim genelde yasam toplumsal olsa da, kisiseldir. "Bir dinin var mi/bir dine mensup musun?" temelli sorunun cevabi, "evet, bir dinim var, ....dinine mensubum ve ....im" cevabi olmaktadir. Iste bu temelde teizm, bir dine mensupluk, bir dini olmasi ve bir dine mensup olmamak, bir dini olmamasi temelinde, ingilizce de "religion" olarak kullanilir ve bir kisi, toplumsal yasam ve iliski olarak, ya "religios", yani dini ve din icerikli, ya da "non-religious" dinsiz ve dini icerigi olmayan, dn disi bir yasam ve iliskiye sahiptir. Etik temeldeki ideolojilere bakarsak. Ateizm, deizm, panteizm, panenteizm ve non-religious agnostisizm ve de "zayif/guclu" cesitleri, "non-religious" katagorisine girer. Yani, bu etik ideolojilerin, kendi ideolojik inanclari temelinde, dini bir icerigi, anlami, yasam ve iliskisi yoktur. Bir yerde, TANRIYI, DUNYAYA DUZEN/SISTEM VE ETIK YONLENDIRIM VE YAPTIRIM OLARAK INDIRGEMEMISLERDIR. Tum bu, dinsiz, dini olmayan ve din disi ideolojik inancsallar; eger, ya kendi cografya ve toplumlarindan gelen, ya da genel anlamiyla,kisinin dini yasam ve iliskisine mudahele, karsi cikma, tartisma v.s. uygulamiyorlar ve ugrasmiyorlarsa, antiteist degil, non teisttirler. Yani, "benim bir dini uygulamam, dini yasam ve iliskim yok; ben din disiyim, dini degilim ve bir dinim yok; ama bu bir kisisel konudur, dini yasam ve iliskisi olana da saygi gostermek ve onun her turlu etik hak ve ozgurluklerini tanimak gerekir" dusuncesinde ise; NONTEISTTIR. Aksine, kendi din disi oldugu halde, dini yasam ve iliski surenin yasam ve iliskilerine mudahele ediyorsa, onlarin hak ve ozgurluklerini oyle, ya da boyle kisitlamak istiyor ve karsi cikarak tanimiyorsa ve onlari, kendi dinsiz dusunce ve davranis yapisina cekmek icin, ikna etme mucadelesi veriyorsa, ANTITEISTTIR. Gelelim Tanri, yani soyut yonune. Genelde, "belief", yani inanc temelli ele alinan tanrisal dusunce ve davranis; tanrinin, bir yerde dini bir dunyalasan sistem/duzeni olmamasi ve tanriya ulasmak icin, dunyevi bir yasam ve iliskisi olmama halidir. Bu temelde de belief, yani inanc ikiye ayrilir. Believer, yani inancli ve non-believer, yani inancsiz. Bu acidan da; Deist, ve deizm bir "believer, inanir" katagorisindedir, inandigi bir tanrisi vardir, fakat buna oznel bir icerik verip, onu kaliba sokmak, isimlendirmek, sekillendirmek istemez. Panteist ve panenteist de, "believer, yani inancli katagorisindedir ve bu inancin tanrisi, baska bir nesne ile ozdeslesmistir, ya tanri tarafli, ya da iki tarafli. Genelde, evren temelli en genis mekani tanrisi ile ozdeslestiren, bu inanc, aslinda, herhangibir nesneyi de ona oznel icerik vererek ve on unla tanrisal, teslimiyetci, bir bag kurarak, bu inancin cesitliligini saglar. Oznel icerik vererek, tanrilastirilan nesne, madde, doga, doganin bir nesnesi, evren, evrim, put, ilah, pitoresk, tarihi bir yasamis/yasamamis karakter ve bir mitolojik, mistik sekilli/sekilsiz, belirli/belirsiz ama; ortaya konabilen bir maddesel/dusuncesel olgu, veri, deger olabilir. Hatta bu nesneye, insanoglunun kendi turu ve/veya kendi biri de dahildir. Agnostisizmin ise, bu tanrisal dusunce de iki ana farki vardir. Birincisi, tanrinin varliginin var veya yok oldugunun bilinemezligi, ikincisi, herhangibir nesnenin tanrilastirildigi ve ona teslim olunuldugu halde, bu nesnenin de, varlik sinirlarinin, tanim, tarifinin, icerik ve anlaminin bilinemeyecegi konusudur. Ateizm ise; kendine ait olmayan bir tanrisal dusunceye sahiptir. Yani, baskalarinin ortaya koydugu soyut/somut tanrilarin, ortaya kondugu icerikte, bir tanrinin var olamayacagini savunur. Ateizm, ozel ve cografi bolgesel, kendi yetistigi toplumsal dini ve o dinin oznel icerik vererek tanrilastirdigi tanriyi yok saymaktan, genel temelde her turlu oznel icerik verilelek, soyut/somut tanrilastirilan herhangibir neneyi, degeri, olguyu v.s. varlik olarak yoklamaya kadar uzanir. Yani ateizmin "Tanri yoktur" cumlesi, "hangi ortaya konan oznel icerik ile beslenmis tanri yoktur?" sorusunun cevabidir. Eger bir ateist, tanrisal dusunce olarak, kendisi bir nesneye, ya da dini temele oznel icerik verirse, o zaman negativeden, pozitiviteye gecer ve deizm den tutunda panenteizmin, he turlu oznel icerikli nesnesine kadar bir tanri kabul dusuncesine gecebilir. Bunun tek olasiligi, ateist olan kisinin tanrisal dusunce de, kendi tanrisini yaratip istemek/istememek ile paraleldir. Zaten, deist, panteist ve panenteistin; ateist olmamasinin sebebi de; bu tanrisal dusuncedeki, kendi oznel icerik verdigi tanrisini kendine gore bir cerceveye koymasindan kaynaklanir. O yuzden bir ateistin, belki din temelli degisimi mumkun olmasa da, tanrisal dusunce temelli degisiminin mumkunlugunu, tarih bize her zaman gostermistir ve gostermektedir. O yuzden bir kisinin dusunce/davranis olarak nasil bir tanrisinin olup, olmadigini ortaya koyabilmesi ve bunu tanriyi duzen/sistem haline getiren dini yasam ve iliskiden farkli olarak algilamasi ve degerlendirmesi; hem kendini ifade edebilmesi acisindan, hem de ogrendiklerini, bilerek sahiplenme, sabitleme ve savunu acisindan onemlidir. Saygilarimla; evrensel-insan
  24. Nesnenin Oznel Icerikle Tanrilastirilmasi ve Tanrisal Zihniyet Daha once dogal dusuncnin evrensel icerikteki ctetolojik yapilanis ve isleyisinin kokeninin, inanca ve cinsiyete dayandigini, aciklamistim. Bu mesajimda da, insanoglunun Tanrisal zihniyetinin, soyut uzerinde degil de; bir somut (evren, dunya, doga, madde v.s.), nesne uzerinde nasil gerceklestigini ve teizmin, soyut tanrilastirmasina paralel olarak, non teizmin, ya da antiteizmin, hem metafizik, hem de etik ideolojik inancsal temelde, nesneyi nasil tanrilastirdigini isleyecegim. Aslinda ilginctir. Insanoglu tarihinin baslarinda, daha tek tanrili ve soyut tanrilastirmaya gecmeden once ve hatta disisini tanricalastirmadan once, yani tanri figurleri, pitoreskleri cizmeden ve ortaya atmadan once, algilayipta, hakkinda sordugu sorulara cevap alamadigi nesneleri tanrilastirmisti. Bunlarin baslicalari, gunes, ay ve yeryuzundeki dogal olusumlardi. Aslinda insanoglu o zaman belki daha bilincsizdi, ama en azindan samimi, acik ve netti. "Ben bunu tanrilastiriyorum" diyordu. Bilhassa nihilizm sonrasi, herseyin bir insanoglu ortaya konumu oldugu ve seylerin kendi adina hiclendigi, insanoglu tarafindan ortaya atildiktan sonra; insanoglu bu bilincsizce gelen zihniyete once karsi koyamadi ve bosluga dustu. Daha sonra da tanrilastirma, zihniyetini tekrardan "hortlatti" Daha onceki yazinin, yani yaraticinin, programlayiciya "terfisi" temelinde aciklanan sekilde, nesne tanriliga terfi etti. Bunu ilk ortaya atan, panteizm/panenteizmin biribirini tamamlayan zihniyetidir. Aslinda bu normaldi. Dogal dusunce yapilanis ve isleyisinin inancsal kokeni temelinde, insanoglu ne yapacakti? Tabi ki kendisine kendisinin savunacagi, sahiplenip, sabitleyecegi ve kendisini teslim edecegi yeni tanrilari, tanrilastirdiginin farkina ve bilincine varmadan ortaya atacakti. Tabi ki bu ortaya atimlarin caga uygunlugu bakimindan, gunes, ay veya doganin uzerindeki herhangibir nesnel olusum olmayacagi kesindi. Iste bu noktada insanoglu, tanrisini farkinda olmadan ve bilincine varmadan; oznel icerikleriyle besledigi nesneyi tanrilastiriyordu. Nesnelere gecmeden once, insanoglunun kutsallik ve putlastirma temelinde, tarihi karakterleri kullandigini ve onlara sahiplendigini ve sahiplendiklerini de sorgulamaktan kacindiklarini unutmayalim. Gerci bu tarihi karakterler, genelde metafizik ve etik ideolojik inancsallar ortaya atan her turlu konuda soyut/somut toplumsallasan, kitlesellesen, duzen ve sistem haline gelen ideolojilerin yaraticilariydi. Iste bu temelde, nesneye verilen oznel icerik temelinde tanrilastirdigini, acik ve samimi olarak ortaya koyabilen izm; panteizm ve panenteizmdir. Diger metafizik ve etik izmler, henuz bunun bilincinde ve farkinda degildir. Bilhassa bilimsel ve inancsal temelde, nesneye (evren, doga, dunya, evrim, madde v.s.) verilen her turlu oznel icerik; bir yerde o nesnenin, yine insanoglu eliyle tanrilasmasini getirdi. Tabi butun bunlar, tanrilastirma zihniyetine ihtiyac duyanlar icindir. Cunku bu ihtiyac, giderilme acisindan bir doyuma ulasmak zorundadir. Bu da bilincsiz ve farkina varlmadan (panteizm/panenteizm, bunun farkinda ve bilincindedir), madde, evren, doga, evrim v.s. gibi uzerinde denmey, bulus, gozlem, arastirma yapilabilenlerin; soyutlama eliyle tanrilastirilmasi ve insanoglunun soyut tanrisina verdigi ozellikleri, bu nesnelere vermeye baslamasidir. Buradaki ilk tehlike, bu oznel icerik verilen nesne ile (madde, evren, evrim, dunya, doga v.s.) insanoglunun kuracagi sahiplenme, sabitleme ve en nihayetinde teslim olma bagidir. Belki tek farki, cezasi, kotulugu, yani kisaca, her insanoglunun dini temelli teizmin rehberligini yapan kitaplarindaki elestirilen konulara sahip olmamasidir. Kisaca "orada bir tanri var uzakta, bu tanri bizim tanrimizdir" zihniyetinin bilince ve farkindaliga cikmamis halidir. Isin en aci tarafi da, her zaman oldugu gibi, yine bu oznelligin insanoglu eliyle/adina/icin/ait verilen bir monologu oldugudur. Bu temelde de, uzerine oznel icerik verilen nesnenin (madde, evren, evrim, dunya, doga v.s.) her zaman oldugu gibi, bundan haberi yoktur. Cunku NESNE KENDI KENDISINI KENDI ADINA ORTAYA KOYAMAZ, INSANOGLU MONOLOGUYLA, INSANOGLU NESNEYI ORTAYA KOYAR. Aslinda, belki de bu tanrilastirma ve tanrisal zihniyet, insanoglunun ilk tanrilastirma zihniyetine paraleldir. Cunku oncesi de yoktur. Eger insan bu noktaya, geliserek geri geldiyse ve otesi yoksa, demekki bu acidan da, dogal dusunce iflas etmistir. Yani bireyci akilcilik acisindan iiflas eden dogal dusunce, demekki inancsal dayanagi olan tanrisal/tanrilastirma oznelligi ve icerigi adina da iflas etmistir. Demekki tek yapilacak olan, bunun farkindaligi ve bilince cikmasidir. Yeterki insanoglu turu ve biri, kendi disinda insandisi ve insanlikdisi baska bir guce oznel icerik verirken, bilincinde ve farkinda olsun. Saygilarimla; evrensel-insan
  25. Saygideger ateist bakis; Bir ideoloji inancsal ya da bilimsel bir dogrulama gerektirir. Eger tanrinin varligi konusunun gercekliginden bahsediyorsan, sen kendi aklinla celiskidesin,demektir. Nedir gerceklik. Tanrinin yoklugu mu? Birincisi, yok diye ifade ettigin tanri nedir? Ikincisi, yokladigin tanri nasil bir tanridir? Ucuncusu, tanriyi yoklamak ne demektir? Once yokladigini ortaya koman gerekir, yani tanriyi; ancak ondan sonra, "iste boyle bir tanri yoktur" diye de aciklama getirmen lazim. Ayrica gercek ve gerceklik konusunu, "gercek uzerine" basliginda tartisabiliriz. Sen bu konuda mantiki degil; duygusal yaklasiyorsun. Gerci b u da dogaldir, cunku ateizmini sabitlemis ve sahiplenmissin. Zaten teizm yani tanrinin varligi diye bir ideolojik inanc olmasaydi, ateizm de olmazdi. Dolayisiyle, ateizm; teizme karsi cikmak ve onu tanrisal olarak yadsimak, tanimamak, red etmektir. Iyi de, hangi tanriyi, nasil bir tanriyi, sadece Allah'mi var tanrisal ortaya atilan? Unutmaki bir seyi yok ile ifade etmeden once, onun ortaya konmasi gerekir? Bu da "Tanri nedir?" sorusunu gundeme getirir. Dolayisiyle, senin ateist anlayisinla yokladigin tanri nedir? ve bu tanri neye gore yoktur? Saygilarimla; evrensel-insan
×
×
  • Create New...