alpinçayırı

Yıllardır İslamcılar tarafından söylenen katmerli bir yalandır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC) bayrağını Necmettin Erbakan değil tam tersine Kıbrıs Türk'ü bir ressam olan Emin Çizenel tasarlayıp çizmiştir. Tarafsız olmak gerekirse, Erbakan'ın Ecevit ve Denktaş kadar Kıbrıs Barış Harekatı'na önemli katkıları olmuştur fakat sözde ''İsrail'e ayar vermek için Türk bayrağına benzer bir şekilde KKTC bayrağını çizmesi'' bir şehir efsanesidir ve gerçekliği yoktur. İlgili linkler: 1) https://odatv.com/guncel/kktc-bayragini-necmettin-erbakan-cizdi-denildi-gercek-ne-cikti-120007933 2) https://arti49.com/kktc-bayragini-erbakan-mi-cizdi-2384389h.htm 3)

12 Eylül 1980 Darbesi, 1970'lerdeki sağ-sol çatışmalarını durdurdu fakat her şeyden önce darbe sonrası Türkiye'nin başına Siyasal İslam'ı bela ederek 44 yılda bugünlere gelindi. 12 Eylül'le birlikte Köy Ensitütüleri'nin(1940-1954) mirasçısı Öğretmen Okulları(1954-1980) kapatıldı ve bu durum, eğitimsiz kalan köylünün köyden kente göçünü hızlandırdı. Tabi tüm suç ordunun değil, Süleyman Demirel'in Adalet Partisi ile Bülent Ecevit'in CHP'si aralarında anlaşıp hükümet kursalardı iş bu noktalara varmayacaktı ki Ecevit, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı için Necmettin Erbakan'ın MSP'siyle işbirliği yapmış birisidir. 12 Eylül Darbesi, toplumun her yanını etkiledi. İşte o kötü etkiler şunlardır: 1) 12 Eylül Öncesi yüzde on seçim barajı yokken Kenan Evren, kendi kafasına göre yüzde on seçim barajı getirerek demokrasiyi laçkalaştırdı. 2) YÖK, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu diye kurumlar yokken üniversiteler ile TTK ve TDK'nın bilimsel özerkliğini baltalamak için 1982'de devlet eliyle YÖK, 1983'te Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu kuruldu. Akademiden ordinaryüslük unvanları kaldırıldı ki ordinaryüs, pırofesörün bir üst rütbesiydi. 3) 1961 Anayasası'nın Cumhuriyet Senatosu gibi olumlu getirileri kaldırılarak onun yerine 1982 Darbe Anayasası benimsendi. 4) Mazlum insanların zalim otoriterlere karşı hak aramasını engelleyen ve durduk yere depresyona sokan arabesk müzik, 12 Eylül'den sonra iyice yaygınlaştı. 5) 12 Eylül'e kadar sosyal devlet anlayışı varken 24 Ocak 1980 Kararları'nın da etkisiyle vahşi neoliberalizmle birlikte özelleştirmeler yapıldı vb. İlgili linkler: 1) 2)

Gardırop Atatürkçüsü Kenan Evren'in 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası Mustafa Kemal Atatürk'ün İş Bankası hisselerini, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu'nun ve üniversitelerin bilimsel özerkliklerini yok edip bunun yerine TTK ile TDK için Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, üniversiteler için Yükseköğretim Kurulu(YÖK) diye uydurma üst kurumlara bağlayarak vasiyetini yok etmesi gerçeğidir. Ahmet Kenan Evren; Türkiye'ye faydadan çok zarar verdi, ateşi bol olsun. Halbuki Atatürk, yaşarken yalnızca Türkçe'yi sadeleştirmekle kalmayıp 1933'te Üniversite Reformu da yapmıştır; daha doğrusu aynı zamanda Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve üniversitelerin bilimsel özerkliğini istemiştir. İşte, Evren'in bu büyük ihanetinin en büyük destekçisi de Yeşil Kuşak Pırojesi kapsamında Türk-İslam Sentezcisi Aydınlar Ocağı'dır. İlgili linkler: 1) https://milliyet.com.tr/siyaset/evren-ataturkun-vasiyetini-yok-etti-1520112 2) https://sozcu.com.tr/ataturkun-vasiyetini-iptal-etmek-wp2641772 3) https://odatv.com/analiz/12-eylulculer-ataturkun-vasiyetini-nasil-cignedi-28935

Darü'l-Kurra(دار القرى/dar alquraa), Orta Çağ'daki Müslüman ülkelerde tecvid denilen Kur'an okuma yöntemlerini ve Kütüb-i Sitte hadislerini öğreten medrese bölümüdür. Darü'l-Kurraların asıl işlevi, kari denilen ve Kur'an'ı tilavet eden kişiler yetiştirmekti. Osmanlı İmparatorluğu'nda Darü'l-Kurralar baya bir yaygındı. Cumhuriyet'in ilan edilmesinden sonra 3 Mart 1924'te hilafet kaldırıldı ve bununla birlikte Şeriyye ve Evkaf Vekaleti'ne(Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) bağlı din dersleri veren Darü'l-Kurralar, tarikatlarla birlikte kapatıldı, onun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. İlgili linkler: 1) https://islamansiklopedisi.org.tr/darulkurra 2) https://posta.com.tr/yasam/pratik-bilgiler/darul-kurra-nedir-nereye-denir-osmanlida-darul-kurra-ne-zaman-kurulmustur-2613911

Fatih Erbakan'ın gerçek pislik yüzünü gösteren iğrenç bir olaydır. Daha önce Acun Ilıcalı'nın da buna benzer sıkandalları ortaya çıkmıştı. İlgili link:

Nihat Genç Üstadın yine her zaman olduğu gibi Amerikancı ex-FETÖcülerin maskelerini teker teker düşürmesidir. Meğerse Acun Ilıcalı, gençliğinde bir Adnan Oktarcıymış:

Dombıra, AKP gibi kirli siyaset yapan partilerden bağımsız olarak Kazak Türkleri'nin geleneksel türküsüdür ve dinlemesi keyif verir. İlgili link:

Atatürk şarkılarıyla bilinen Hataylı müzisyen Fuat İnan'ın Uğur Işıl-AK gibi Saray'ın soytarısı sarı sanatçılara dombırayla verdiği Atatürk ayarıdır. Orijinal dombıradan sonra Atatürk dombırası da güzel olmuş; emeğine, yüreğine sağlık Fuat İnan'ın... İlgili link:

Yüzyıllık bir türkünün adıdır Mustafa Kemal, Fuat İnan'ın Cumhuriyet'in 100. Yılı'na ithafen Mustafa Kemal Atatürk için yazdığı muhteşem bir türküdür. "Yüz yıllık bir türkünün adıdır Mustafa Kemal Bağımsızlık öyküsünün şanıdır Mustafa Kemal Ayyıldızlı bayrağımın kanıdır Mustafa Kemal Ata'sı Türk olan adam, Ata'm Mustafa Kemal" İlgili link:

Figen Yüksekdağ denilen Kürtçü vatan haininin Cumhuriyet Bayramı'nda Apo'yu istediği rezaletidir. İşte, DEM Parti'nin gerçek yüzü. İlgili link:

Celal Şengör'ün olur olmaz her şeye burnunu sokarak utanmadan sosyal bilimleri bilim dalı saymaması sıkandalıdır. Halbuki çağdaş bir toplum için sosyal(toplumsal) bilimler; fen bilimleri kadar önemlidir çünkü devlet, insan ürünü yapay bir kurumdur. Burjuva Şengör Celal, arada yaptığı gibi entel dantel takılıp ve postal yalayıcılığı yapıp saçmalamış yine. İşte, sözelcileri aşağılayan tipik sayısalcı kibri. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'i kurarken fen bilimlerinin yanında sosyal bilimlere de önem vermişti hatta Türkiye'ye sosyolojiyi getiren ilk kişi Ziya Gökalp'tir. Cumhuriyet döneminin en ünlü sosyologları; Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Behice Boran vb. gibi kişilerdir. İlgili linkler: 1) https://evrimagaci.org/soru/celal-sengor039un-bir-podcast-yayininda-gordum-diyor-ki-sosyal-bilimlerden-uzak-durun-buna-katiliyor-musunuz-sosyal-bilimler-hatali-mi-12544 2)

Kur'an'daki çelişkilerden yalnızca bir tanesi olan sorunsaldır. Tevrat'a göre Nuh'un Gemisi; büyük tufan sonrası Ağrı Dağı'na, Kur'an'a göre Şırnak'taki Cudi Dağı'na oturmuştur. Al sana çelişkilerden birisi daha, gel de çık şimdi işin içinden. Kur'an; daha önce Muhammed'in Kuran'da Meryemleri birbirine karıştırması, Kuran'ın Hamanları birbirine karıştırması vb. olaylarında olduğu gibi tarihi bir olayı alıntılarken yine yanlış aktarmış. Dinler tarihindeki gerçeğe göre Nuh'un Gemisi, Büyük Tufan sonrasında Ağrı Dağı'na oturmuştur hatta Nahçıvan'ın etimolojisi, ''Nuh+Çıvan''dan gelir. Bir de bu masal anlatılırken Ay Takvimi kullanıldığı için Nuh; 600 yaşında olarak gösterilmiş halbuki Güneş Takvimi'ne göre ilgili masala göre Nuh, 60 yaşındadır çünkü Ay Takvimi ile Güneş Takvimi birbirinden oldukça farklı olup Güneş Takvimi, Ay Takvimi'ne nazaran daha güvenilir sonuçlar verir. Tevrat, Yaratılış 8:4: ''Gemi, yedinci ayın on yedinci günü Ağrı Dağı'na oturdu.'' Kur'an, Hud 44: ''Allah tarafından denildi ki: 'Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes!' Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi Dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece 'dünyadan uzak olun' denildi.'' Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynaklar: 1) https://kutsalkitap.info.tr 2) https://kuranmeali.com

Dört İncil; sırasıyla Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın yazdıkları kanonik İncillerdir. Dört İncil, Yunanca olarak yazılmıştır. Markos İncili(The Gospel of Mark): Evanjelist Markos tarafından tahminen MS 46 yılında yazılmış ve Hıristiyanlığın ilk İncili olan dini metindir. Dört İncil'den birisi olan Markos İncili'nde İsa, Yuhanna ve Luka İncilleri'nin aksine, Matta İncili ile birlikte ''insan'' olarak doğru bir şeklide tasvir edilmiştir. Matta İncili(The Gospel of Matthew): İsa'nın(Yeşua) on iki havarisinden Matta'nın(Matityahu) yazdığı İncil olup bu İncil'de İsrailiyat etkisi belirgindir ve tıpkı Markos İncili gibi İsa'yı bir insan olarak betimler. Matta, Yahudi asıllı olup yaşadığı süre içinde Romalılara hizmet etmiştir. Matta İncili, dört İncil'in ilk bölümüdür. Luka İncili(The Gospel of Luke): İsa'nın on iki havarisi)nden olmayan ve Roma ajanı sahte havari Aziz Pavlus'un(Tarsuslu Saul) özel doktoru olan Yunan asıllı Luka'nın yazdığı İncil'dir. Luka İncili, tıpkı Yuhanna İncili gibi içinde bolca Helenizmin putperest etkilerini barındırır. Luka İncili, kıronolojik sıraya göre dört İncil'in üçüncüsüdür. Yuhanna İncili(The Gospel of Johannes): İsa'nın on iki havarisinden birisi olan Yuhanna'nın yazdığı İncil'dir. Yuhanna, Yahudi asıllı olmasına rağmen yaşadığı dönemde çeşitli sebeplerden dolayı Helenizm'den baya bir etkilenmiş ve tıpkı Luka İncili'nde olduğu gibi İsa'nın vahdaniyeti savunan gerçek öğretilerini çarpıtıp yazdığı İncilinin içine Antik Yunan ve Romalıların putperest fikirlerini bolca şırınga etmiştir. Yuhanna İncili, Dört İncil'in son kitabı olup orijinali Yunanca olarak yazılmıştır.

Osmanlı'nın şehircilik anlayışı ile Selçuklu'nun şehircilik anlayışı birbirinden çok farklıdır. Selçuklu'da şehirler, daha çok medrese(üniversite) ağırlıklıyken Osmanlı'da ise cami(ibadethane)-Darü'l-Kurra(Kur'an'ın ve hadislerin öğretildiği yer) ağırlıklıdır. Yine aynı şekilde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Anadolu'da sayısız mimari eser bırakmışken Osmanlı İmparatorluğu ise Anadolu'yla pek ilgilenmeyip daha çok Balkanlar'a yatırım yapmıştır. Evet doğrudur; şehircilikte ve mimaride hiç kimse, Roma İmparatorluğu kadar pilanlı ve estetik değildir. Bosna-Hersek'in Müslüman olmasının sebebi de Boşnakların geçmişinde teslisi reddeden Bogomil mezhebinden olmasıdır. Fatih Sultan Mehmet; 1463'te Bosna'yı alınca da Boşnaklar, kitleler halinde Müslüman oldular. İşte, Osmanlı ile Selçuklu arasındaki farklar budur.

Sözde Osmanlı torunu akçomarların zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçektir. Devlet arması olayı, 15. Yüzyıl'da Avrupa'da ortaya çıkmıştır, Osmanlı İmparatorluğu ise bu olaydan ancak 400 yıl sonra, 19. Yüzyıl'da haberi olmuştur. Osmanlı arması; Sultan Abdülmecid'in Kıraliçe Victoria ile siyasi yakınlaşmasından sonra Kıraliçe Victoria'nın İngiliz tasarımcılarına emri ile tasarlanmıştır yani Osmanlı devlet armasının geçmişi, topu topu 150 yıllık. Osmanlı İmparatorluğu ise 623 yıl hüküm sürdü yani Osmanlı'nın önceki 473 yılında devlet arması olayı yok. İlgili linkler: 1) https://haber7.com/kultur/haber/310756-osmanli-armasini-kralice-victoria-yaptirmis#:~:text=Doç.-,Dr.,Abdülmecid'e hediye ettiğini söylüyor. 2) https://onedio.com/haber/osmanli-devlet-armasinin-kralice-viktorya-nin-emriyle-1857-de-tasarlandigini-muhtemelen-bilmiyordunuz-981600 3) https://patronlardunyasi.com/bu-armayi-ingilizler-yapmis

İkinci Abdülhamid; iktidarda bulunduğu 1876-1909 yılları arasındaki 33 yıllık İstibdat Dönemi'nde kendi otoritesini tehdit eden bir sürü yenilikçi sözcüğü çeşitli bahanelerle yasaklamıştır, bu sözcükleri kullananı da muhbirlerinin yaptığı jurnalcilikle tek tek tespit edip ya zindana attırmıştır ya da öldürtmüştür. İşte, Baykuşhamid'in çeşitli bahanelerle yasakladığı ve günümüzde kullandığımız o sözcükler: Yıldız, tepe, hürriyet(özgürlük), vatan(yurt), millet(ulus), ihtilal, cumhuriyet(halk yönetimi), hal, gırev(iş bırakımı), suikast, anarşi(kargaşa), Kıbrıs, burun, sosyalizm(toplumculuk), müsavat(eşitlik), Kanun-u Esasi(1876 Osmanlı Anayasası), arsenik(fare zehri), ispiritizm(ruh çağırma), istibdat(baskı), infilak(patlama), inkılap(devrim), inkıraz(çöküş), parlamento, te'evvüh(sitem), opurtünist(fırsatçı), cumhur(halk), cemiyet(toplum), hafiye(dedektif), Darvinizm(Darvincilik), disiplin, zehir, avam, isyan(ayaklanma), diktatör, Şura-yı Devlet(Danıştay), demokırat, radikal(köktenci), humbara(bomba), Meclis-i Umumi(Genel Meclis), veto, nihilist(hiççi), randevu, irtiyab(şüphe), oligarşi, engelleme vb. Neyse ki (gbkz: ittihat ve terakki), 1908'de bu Kızıl Sultan'a darbe yapıp hak ettiği bir şekilde onu tahtından indirdi de böylesi modern çağa ait sözcükleri özgür bir şekilde yendien kullanır olduk. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet!.. İlgili linkler: 1) https://indyturk.com/node/515361/kültür/sultan-abdülhamidin-yasakladığı-kelimeler-anarşi-ihtilal-istibdat-ispiritizm-ruh 2)

AKP, YRP gibi İslamcı cenahın her zaman olduğu gibi akıl-mantık dışı ve şov amaçlı İsrail'i pırotesto etme şaklabanlıklarıdır. Her şeyden önce; o 2,5 litre pet şişedeki kolaları yere dökünce ABD ya da İsrail helak olmuyor, olan senin cebindenki üç kuruş parana oluyor. Ayrıca, yakın tarihte Filistin'in özgürlüğü için İsrail'i gerçek anlamda pırotesto edenler, hatta İsrail'le dövüşenler ise Deniz Gezmiş gibi solculardı. İlgili linkler: 1) 2) 3)

İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT), 21 Şubat 1969'da Cidde merkezli kurulmuş uluslararası bir teşkilat olup İslam İşbirliği Teşkilatı'nın eski adı İslam Konferansı Örgütü'dür.(İKÖ) İslam İşbirliği Teşkilatı'nın resmi dilleri Arapça, İngilizce ve Fıransızca'dır. İlgili link: https://www.hak.gov.tr/dis-iliskiler/uluslararasi-kuruluslar/islam-isbirligi-teskilati-iit

Yıllardır ülkücüler tarafından söylenen katmerli bir yalandır. Cevdet Karakaş, 1981'de darağacına asıldığında 17 değil 21 yaşındaydı. İlgili linkler: 1) https://www.facebook.com/ulkucufilm/posts/yaşı-büyütülerek-idam-edilen-ülkücü-şehidimiz-cevdet-karakaşın-yürek-burkan-hika/361373683938191/?locale=tr_TR 2) https://www.facebook.com/ulkucudunyam/photos/cevdet-karakaş-12-eylül-mahkemeleri-tarafından-idam-cezası-verilen-17-yaşında-ki/1674301196137981/?locale=es_LA&_rdr 3) https://www.instagram.com/mhp_kecioren/p/C7zYQW6NK7n/?img_index=1

Arabia(Arabistan), Roma(Latin) İmparatorluğu tarafından siyasi ve coğrafi özelliklerine göre üç bölüme ayrılmıştır: 1) Arabia Petraea(Kayalık Arabistan): Arabia Petraea, Arabistan'ın kayalık bölgeleri için kullanılmış Latince siyasi ve coğrafi bir terimdir. Tarihteki Nebatiler, bu bölgede kurulmuş olup Petra Antik Kenti ile gerçek Kabe buradadır. 2) Arabia Deserta(Issız Arabistan): Arabia Deserta, Arabistan'ın en fazla çöl içeren bölgeleri için kullanılmış Latince bir coğrafi-siyasi tanımdır çünkü çöller ıssızdır. 3) Arabia Felix(Mutlu Arabistan): Arabia Felix, İlk Çağ'da Romalılar tarafından Yemen için söylenmiş Latince bir sıfattır. Yemen'e Romalılar tarafından böyle denmesinin sebebi, Yemen'in Arap Yarımadası'nın diğer bölgelerine nazaran daha verimli olup burada daha rahat tarım yapılabilmesiydi. Arabia Felix'in Yunanca'daki karşılığı Arabia Eudaimon'dur.(ευδαίμων αραβία)

Kişiye ve topluma göre değişebilir. Akıllanmayan toplumlarda tarih, tekerrür eder. İnsanoğlu, çok tuhaf ve vurdumduymaz bir canlıdır ve yine insanlık, öyle anlatıldığı gibi eşref-i mahlukat değil aksine vasat ve bayağı bir canlıdır. İlle başına kötü bir felaket gelecek de akıllanacak... Türkiye'de 22 yıllık AKP Dönemi, bu duruma en somut örnektir. Musibet: Bela. Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey. Nasihat: Öğüt, uyarmak ve bilinçlendirmek için söylenen sözler.

İslam Öncesi Putperest Arabistan, Cahiliye Dönemi denilen döneme yakışan tarihteki gerçek adıdır çünkü İslam öncesi dönemler; Cahiliye Dönemi olmayıp asıl cehalet, İslam'dan sonra başlamıştır. Çünkü İslam'ın güçlenmesiyle birlikte kendisinden önceki bütün yazılı kaynaklar, Müslümanlar tarafından yok edilmiştir. Haliyle, İslam'dan önceki dönemlerde yaşamış insanlar hakkında günümüzde bildiğimiz kadar çok az şeyler biliyoruz. Kim bilir, o eserler yok edilmeseydi daha neler öğrenecektik?

İmrul Kays(Necid, 520-Ankara, 565); Ay'ın ikiye bölünmesi masalını ilk kez ortaya atan, 6. Yüzyıl'da yaşamış putperest bir Arap şairiydi. Ay'ın ikiye yarılması, Arapça'da Şakk-ı Kamer olarak geçer. İşte, Kays'ın o meşhur 'Ay Yarıldı' şiirinin çarpıtılmamış haliyle Türkçe çevirisi: ''Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Ve ortaya bir ceylan çıktı, yüreğimi aldı ve sonra kaçtı. Bembeyaz, kaliteli, uykulu gözleri; festival zamanı önümden geçti. Süslenip sanki beni vurdu ve bakışları da işe koyulup, birer ok gibi beni kesip geçti. Ve benden uzağa, ağıldaki kuru çöplerin duvar gibi yükseldiği köşeye kaçtı. Benden tek saat bile uzaklaşması, o an bana acı ve ağır bir yük gibi geldi. Güzellik yanaklarının her yanına, tıpkı keskin bir maskarayla yazılmış. Ay, yine karanlığın içine yolculuk ediyor ve Ay'la birlikte gecenin seyahatini görüyorum. Karanlığın çöktüğü vakit geceye and olsun ki, her şey ortaya çıktı. Yağmurlar yanaklarımdan süzülürken, kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı.'' İmrul Kays Kays'ın Ay Yarıldı şiirinin aynısı, Kur'an-ı Kerim'in Kamer(Ay/Moon) ve Duha(Kuşluk Vakti/Tea-Time) Sureleri'nde geçer. Kamer 1: ''Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı.'' Diyanet İşleri Yeni Meali Kamer 29: ''Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.'' Diyanet İşleri Yeni Meali Kamer 31: ''Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de; onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.'' Diyanet İşleri Yeni Meali Duha 1-3: ''Kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye yemin ederim ki Rab'bin seni yalnız bırakmadı ve sana darılmadı.'' Diyanet Vakfı Meali İlgili linkler: 1) https://www.dinvemitoloji.com/2017/11/kamer-suresi-kurandan-once-yazildi.html 2) https://www.kuranmeali.com

Gehinnom(גֵיהִנוֹם); İsrail'de bulunan, eski zamanlarda Fenikelilerin tanrı Molek için çocuklarını kurban etikleri ve ölülerini yaktıkları çöplük bir yerdir. Arapça cehennem adı, İbranice Gei-Hinnom'dan gelmektedir: Hinnom Vadisi yani. İlgili linkler: 1) https://dinvemitoloji.com/2018/01/gei-hinnom-cehennem.html 2) https://odatv.com/analiz/cehennem-aslinda-bir-copluk-muydu-93856

Molek(מֹלֶךְ); İlk Çağ'da Fenikelilerin taptığı bir put olup Gehinnom Vadisi'nde kendisi adına sunulan kurbanların kesildiği, ölülerin yakıldığı eski Semitik bir Kenan ve aynı zamanda bir Güneş tanrısıdır. Molek, M-L-K kökünden türemiş olup malik-melike-mülk-istimlak-emlak gibi diğer Arapça sözcüklerle de kökteştir.