alpinçayırı

Ebu Bekir'in Hudeybiye antlaşması sonucu Mekkeli müşriklerin temsilcisi Urve'ye dediği ahlaksızca ve iğrenç bir sözüdür. Al- Lat putunun pıtışı olduğunu iddia eden Ebu Bekir, Al-Lah'ın penisi olduğunu zannetmiş. Sanki günümüzde Müslümanlar, Kabe'de vajina şeklindeki Hacer-ül Esved taşının içine kafasını sokmuyor. Al sana çifte sıtandart... "...Urve, Resulullah(SAV)'a geldi, onunla konuştu. Aleyhissalatu Vesselam Büdeyl'e söylediklerine yakın şeyler söyledi. Urve bu esnada: "Ey Muhammed! Kavminin kökünü kazıdığını farz edelim, eline ne geçecek? Senden önce, Araplardan kavmini toptan helak eden birini işittin mi? Durum aksi olursa başınıza geleceği, Kureyş'in size neler yapacağını tahmin edebilirsin. Üstelik bu daha kavi bir ihtimal. Zira ben, aranızda ileri gelenlerden bazı kimseler görüyorum, halktan toplanmış, seni terk edip kaçmaya mütemayil kimseler de görüyorum" dedi. Hz. Ebu Bekir(RA), onun bu sözüne dayanamayıp: 'Halt etmişsin; git, Lat putunun fercini(vajinasını/pıtışını) yala! Demek biz, Resulullah'ı terk edip yalnız bırakacakmışız ha!' diye şiddetle çıkıştı. Urve: 'Bu da kim?' dedi. Kendisine onun Ebu Bekir olduğu söylendi..." Kaynak: https://hadis.ihya.org/kutubusitte/konu-551-sy4.html

Muho'nun kendisine muhalif 5 çocuklu kadın bir şair olan Esma bint Mervan'ı tetikçisi Umeyr bin Adiy El-Hatmi'ye azmettirip öldürtürken söylediği kan dondurucu bir cümledir. Şuna bak, herif resmen mafyaboss. Resulullah lakaplı ahlaksız bir bedevinin saçma teolojisi işte, ne beklersin ki... İlgili linkler: 1) https://sorularlaislamiyet.com/efendimizin-sav-esma-bint-mervani-bes-cocugu-varken-birisi-veya-bir-kaci-sut-emme-cagindayken 2) https://facebook.com/100064638854293/posts/1366942830061970/

Umeyr bin Adiye El-Hatimi, Muhammed'in emriyle bir gece baskınında 5 çocuklu kadın şair Esma bint Mervan'ı çocuklarının gözü önünde vicdansızca öldüren Arap tetikçi. Bin Hıbbân'ın sahihinde El-Sa'ab'dan şöyle dediği rivayet edilmaktedir: ''Resulullah'a 'müşriklerin çocuklarını onlarla birlikte öldürelim mi?' diye sordum. Bunun üzerine O, dedi ki: Evet, çünkü onlar da onlardandır.'' Şunu sıradan bir kişi yapsa tetikçi, yaptıranı da azmettirici birisi olur fakat ne hikmetse din kılıfı altında olunca ilahilik oluyor. Din, tarihteki en büyük organize suç örgütüdür. Yürü lan Rezilullah görelim ense tıraşını. Yürü be insan değilsin.

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü(AOSSÖ); Adnan Oktar ve avanelerinin yıllarca devlet içinde örgütlenip kurdukları, FETÖ vb. gibi din istismarcısı bir organize suç örgütüdür. Zaten Adnan Oktar, AKP ile arası bozulduktan sonra 1075 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. İlgili linkler: 1) https://diken.com.tr/adnan-oktara-1075-yil-uc-ay-hapis-cezasi/ 2) https://t24.com.tr/haber/adnan-oktar-a-10-ayri-suctan-1075-yil-3-ay-hapis-cezasi,925846

Cübbeli Ahmet Hoca'nın gömleğinin kol düğmelerinin İngiliz Kıraliyet Ailesi'ne ait çıkması sıkandalıdır. Fesli Deli Kadir de öyleydi. Siyasal İslamcıların İngiliz ve Amerikan seviciliği bir kez daha kanıtlandı. Bu İslamcıların ağababalrı, El Ezher Üniversitesi ve Exeter Üniversitesi gibi yerlerden mezun. İlgili linkler: 1) https://tele1.com.tr/fakirligi-oven-cubbeli-ahmetin-ingiliz-kraliyet-armali-kol-dugmeleri-gundem-oldu-899747/ 2) https://yenicaggazetesi.com.tr/cubbelinin-kol-dugmeleri-ingiliz-kraliyet-armali-cikti-fakirligi-ove-ove-699171h.htm

Sarı muhalefet Özgür Özel'in bölücü ve gerici bir isyancı olan Şeyh Said'i saygıyla anması rezaletidir. Bu kötü günleri de mi görecektik? Y-CHP, iktidar olmamak için her türlü pis yolu deniyor. İşte, oktrollerin gerçek yüzü. Muhalefetin de AKP'den bir farkı yok. Aferin Y-CHP tayfası, siz böyle Kürtçülük yapmaya devam edin ki bu kafayla sittin sene iktidar olamayasınız. Bu oktroller, yaptıkları her ayrı sıkandal için Recep Tayyip Erdoğan'ı haklı çıkarıyorlar. Her şeyden önce; Şeyh Said İsyanı, İngiliz destekli gerici bir isyandı. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ise bu gerici isyanı anında bastırdı. CHP ise Türkiye'nin kurucu ve devrimci bir partisidir. "Şeyh Said, Cumhuriyet'e karşı ayaklanmıştır ancak ayaklanma bastırılırken yaşanan acılar, bugün torunlarının kalbini acıtıyorsa o acıya saygılı olmak gerekir." Özgür Özel İlgili link:

Büyük Yahudi İsyanı, Birinci Yahudi-Roma Savaşı olarak da bilinen ve MS 66–73 yılları arasında yapılmış bir isyandı. Büyük Yahudi İsyanı'nın ana sebebi, Roma İmparatorluğu'nun tanrılarını tanımayı reddeden tektanrıcı İbranilerin putperest Roma otoritesine karşı ayaklanmasıdır. İmparator Neron döneminin sonlarına doğru patlak veren Büyük Yahudi İsyanı, Titus Flavius Vespasianus tarafından çok sert bit şekilde bastırılmıştır. Birinci Yahudi-Roma Ayaklanması bastırıldıktan sonra İkinci Kudüs Tapınağı'ndan yağmalanan eşyaların geliriyle colosseum(kolezyum) inşa edilmiştir.

Helenleşmek, adı üstünde çeşitli yollarla Helen kültürünü benimsemek demektir. Helenleşmek, Batılılaşmanın tarihteki ilk pırototipidir. Helenleşme, tarihte ilk kez Büyük İskender'in Makedonya İmparatorluğu'nun bir uzantısı olan Selevkos İmparatorluğu zamanında Orta Doğu'daki İbranilerin bir kısmına görülmüştür. O dönemde Selevkos Yunan(Helen/Gırek) İmparatorluğu; dinle kafayı bozmuş İbranilere bilim, sanat, teknoloji, kültür, sipor gibi Antik Dünya'nın olmazsa olmazı şeyleri teklif etmişti. Tabiki, bunun da bir karşılığı olacaktı: İbranilerin ulusal dinleri olan Yahudilik'ten vazgeçmesi ve Helen kültürünü benimsemesi. Bunu duyan İbraniler, şiddetle Yunan yönetimine karşı Haşmonayim Hanedanı'ndan Yahuda Makabi liderliğinde Makabiler İsyanı'nı çıkardılar ve Helenleri Yahudiye'den kovarak Hanuka Bayramı'nın temelini atılar fakat kurdukları devlet sadece 7 yıl dayanmıştı. Antik Çağ'da birtakım Yahudilerin Helenleşmesi, günümüzdeki birtakım Müslümanların Batılılaşmasının bir pırototipidir aslında çünkü çağdaş Batı kültürü, Antik Yunan ve Roma kültürünün üzerine kurulmuştur. İlgili linkler: 1) https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/116836/hanuka-mucizesi-ve-arka-plani-mityavenim-ve-makkabiler 2) https://www.indyturk.com/node/297161/türki̇yeden-sesler/helen-yahudiliği-makabiler-hareketi

Sanhedrin Konseyi(מועצת הסנהדרין/mu'atzet hasanhadrin) İsa'nın "fikirleri sebebiyle Yahudiler arasında fitnecilik ve bozgunculuk çıkarttığı için" yargılandığı ünlü Yahudi mahkemesidir. İsa'yı bu mahkemede Yahudi başhahamları, Tevrat'a göre yargıladılar. Bilemiyorum; belki de İsa, Eski Ahit'teki(Ahd-i Atik/Tevrat/Old Tastament) Yeşu Bölümü'nde bahsedilen, Yahudilere gönderilen gerçek bir kurtarıcıydı ama Yahudiler, ona nankörlük ettiler. Zaten İsa döneminde de ortalıkta kendini "mesihim", "peygamberim" diye tanıtan bir sürü şarlatan vardı. Bence İsa, davasında samimiydi ve dürüsttü; belki Yahudilere gönderilmiş gerçek bir peygamberdi.

Muhammed(محمد); Arapça M-H-M-D kökünden gelen, aslında bir ad değil sıfattır ve ''övülmüş kişi'' anlamına gelir. Bugün Hz. Muhammed olarak bildiğimiz peygamberin asıl adı Ebu'l Kasım'dır.(Abu alqasim/Ebu El-Kasım)

Bilal-i Habeşi, köken olarak Habeşli(Etiyopyalı) bir sahabi olup Muhammed'in ilk müezzinidir. 622 tarihinde Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicreti sırasında o gün yeni kurulan İslam Devleti, namaz vakitlerinde Müslümanları camiye çağırmanın bir yolunu aramaktadır. Bilal-i Habeşi'ye kadar çeşitli sahabeler; ateş yakalım, boru üfleyelim, çan çalalım gibi çeşitli fikirler söyledilerse de bu durumlar; geçmişte başka din mensupları tarafından kullanıldığı için ilgili otorite tarafından kabul edilmedi. Sonra bir anda Bilal-i Habeşi, Müslümanları camiye ibadete çağırmak için günün belirli saatlerinde ezan okuyarak bu sorunu kökten çözer. Habeşli Bilal'in o yanık sesiyle ezan okuması, rüyasında Muhammed'i gördüğü için değil, özellikle bu ezan geleneğinin memleketi Habeşistan(Etiyopya)'da taaa Aksum İmparatorluğu'nun ünlü hükümdarı ve Etiyopya Ortodoks Tawahidi(Tevhid) Kilisesi'nin kurucusu Kıral Ezana'dan beri bilinen köklü bir gelenek olmasındandır. Haliyle Etiyopyalı Bilal de atalarından kendine miras kalan ezan geleneğini çok iyi biliyordu ve o gün o anda İslam'ın olmazsa olmazlarından birisi olan namaz için ezanla ibadete çağırma olayı, Kur'an'da ezan yer almamasına rağmen İslam'a yerleşti ve bütün Müslümanlar tarafından benimsendi. İlgili linkler: 1) https://www.islamveihsan.com/bilal-habesi-r-a-kimdir.html 2) https://www.blog.namazsitesi.com/bilal-habesi-kimdir-kisaca-hayati.html

Ankara'nın Taşına Bak, Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları için Ankaralılar tarafından söylenmiş bir halk türküsü olup Muzaffer Sarısözen tarafından derlenerek günümüze gelmiştir. Daha doğrusu Ankara'nın Taşına Bak adlı türkü, TSK(Türk Silahlı Kuvvetleri) Armoni Mızıkası'nın söylediği bir türküdür. Ankara'nın Taşına Bak'ı Ruhi Su da güzel söyler. İlgili türkünün sözleri: ''Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Biz düşmanı esir ettik (aldık) Şu feleğin işine bak Pek şanlıyız Ankara'nın taştır yolu Her tarafı asker dolu Artık yetiş Kemal Paşa Kan ağlıyor Anadolu Pek şanlıyız Ankara'da şanlı ordu Her tarafa çadır kurdu Türk ordusu karşısında Zalim düşman kaçıyordu Pek şanlıyız Ankara'dan uçan kuşlar Aydın yaylasında kışlar Düşman bize teslim oldu Kolu nişanlı çavuşlar Pek şanlıyız'' Anonim İlgili link:

Aynen öyle. Hıristiyan Avrupalılar, İbn Rüşd gibi Antik Yunan ekolünü savunan aydınlanmacı Arap filozoflarını keşfettikten sonra İslam Dünyası da Gazali gibi nakilci yobazların peşinden giderek şimdiki karanlıklarına battılar. Yukarıda dediğim gibi 508 yıllık Abbasi İmparatorluğu dönemindeki İslam'ın Altın Çağı, Harun Reşit gibi birtakım insaflı halifelerin girişimleriyle İslam'a rağmen var olmuştur. Zaten İslam'ın Altın Çağı'nda bilim adamları; kurak Arabistan Yarımadası'nda yaşamayıp İran, Türkistan(Orta Asya), İspanya(Endülüs), Kafkasya, Anadolu gibi kozmopolit ortamlarda yetişmiştir. Mesela bu dönemde İbn-i Sina'nın evi, bizzat Müslümanlar tarafından iki kez yakılmıştır. Özetle; Sözde kutsal kitaplar, pozitif bilimlerle uyuşmaz. İslam'ın altın çağı; başlangıçta 300 yıl sürmüş, Gazali gibi bilim düşmanı nakilci yobazların fetvalarıyla çökmeye başlamış ve kalan son 208 yılda bu tümör patlatılıp kadavrası kaldırılmıştır. İlgili linkler: 1) https://odatv.com/yazarlar/aydin-tonga/islamin-altin-cagi-dedikleri-donemde-neler-oldu-neler-109474 2)

Eğer Feto, 15 Temmuz 2016 Darbesi'nde başarılı olsaydı şunlar olacaktı: 1) AKP hükümeti devrilir ve FETÖ'nün Amerika'dan atadığı kukla hükümet kurulurdu. 2) Türkiye, İran olurdu ve Türkiye'ye şeriat gelirdi. TSK'da Avrasyacı kanatın kökü kazınırken Atlantikçi kanat çok güçlenirdi. 3) Tüm Atatürkçüler öldürülürdü, kalanları da yurt dışına kaçardı. Devlet dairelerine Atatürk'ün yerine Feto'nun fotoğrafları asılırdı. 4) Ekonomide hiperenfilasyon olurdu ve sefalet artardı. 5) Fetö, yandaşlarına ballı ihaleleri verirdi. 6) Torpil, rüşvet, iltimas gibi suçlar alır başını giderdi. Güçler ayrılığı yerine güçler birliği gerçekleşirdi. 7) Ormanlar gizlice yakılırdı ve yandaş kişilere otel arazisi tahsis edilirdi.

15 Temmuz 2016, 50 yıldır devletin kademelerinde yuvalanan iki dinci yapılanmadan birisinin diğerine darbe yaptığı fakat başarısız olduğu bir darbe girişimidir. Yıllardır Feto'nun sümüklü mendilini yiyen ve boklu donunu koklayan Allahçılar bizi bu hale getirdiler. Herkes biliyor ki daha düne kadar ''aynı yoldan geçmişiz, aynı sudan içmişiz biz'' diyip de çıkarlar çatıştı mı ''dış güçlerin maşası paralel devlet yapılanması'' diyen ahlaksız ve omurgasız bir güruh bu. AKP ile FETÖ birbirleriyle küs ve aynı özden beslenen iki dinci terörist guruptur.

Malum kesimin favori padişahı 6. Mehmed Vahdettin, işgal yıllarında İngiliz gemileriyle kaçmadan önce İstanbul'a Papa 15. Benedictus'un heykelini diktirmiştir. İslamcılık oynayana bak sen; İslam'a göre haram olan heykeli, üstelik Papa'nın heykelini diktiriyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Yunan ve İngiliz artığı Fesli Deli Kadir ile onun şakirtlerinin yalanlarına inanmayın. İlgili linkler: 1) 2)

İnsanlık tarihinde her türlü ulus, kendilerini diğerlerinden ayırmak için çeşitli şekillerde bıyık bıraktı. Örneğin Çinliler, Fu Manchu Bıyığı olarak bilinen aşırı sarkık bıyık modelini bırakırken Türkler de Çinlilerin bıyığına benzer bir şekilde sarkık ya da daha çok kaytan(ok yayı şeklinde) bıyıklıydı. Antik Yunanlılar, Persler, Hintliler, Samiler, Cermenler, Keltler ve Slavlar da sakalla birlikte bıyık bırakırdı. Bıyık ve sakalın tamamen sinekkaydı bir şekilde tıraş edilmesi Romalıların icadıdır. Antik Roma erkekleri; tıraşta fırça, sıcak su, yağlı kırem ve losyon kullanan ilk ulus oldu. İlgili linkler: 1) https://abdullahabdurrahman.wordpress.com/2019/02/01/biyik-alintidir/ 2) https://odatv.com/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-biyigi-155107

Hepimizin ciğerini dağlayan Narin Güran Cinayeti'nde bu yüzkızartıcı olayı sorgulayan herkes, bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu anlamıştı. Zaten mantıken; küçücük bir köyde olan böylesi bir olayda koskoca hükümet yetkilileri, nasıl olur da bu olayın faillerini bulamaz? Çünkü bu işin ucu etkili-yetkili kişilere kadar çıkıyor da ondan. Meğerse köylüler, olayı soruşturmaya gelen ekiplere ne kazıklar atmış: Şuna bak; günlerce ufacık bir köy, koskoca bir ülkeyi parmağında oynattı. Ne ayıp...

Eşref-i Mahlukat yalanıyla aslında evrimleşmiş kuyruksuz bir maymun türü olduğunu kabul etmek istemeyen insanoğlunun adına din denilen yüzlerce yıllık mitoslarla kendini haksız yere doğadan ayırması ve maymun gibi hayvanların çoğu konuda insandan daha merhametli olması gerçeğidir. Bir de utanmadan Kur'an'da ''aşağılık maymunlar'' gibi vicdansızca ve çirkefçe tanımlamalar yok mu? İlgili link:

Vatandaş İçin Medeni Bilgiler Kitabı'nın PDF'i: https://books.googleusercontent.com/books/content?req=AKW5QaeTCFBHkx9R3QnsXu7HMLtEouNPDZ4FjN0j_Xor2DHZj_TOe-fvrNM3FkMXrXyC2trQ3u1GZ3U4JoHaslFIsIhZTtLmjSNX1Dlo7E4u2cRH2NK71SsnFWfeITxcRbQTZMUrEDQwZx_8ZXszcIUUSUTLwIpllkx8u8bdK_NDctl1zAu14XyUyCkGuqEuIW7CpnCeOVm4MWJ_010O-3tKd3kkuApK-1XreuysvEFJb5NK5KCJHTWoRqXZocXtYZnMihPwcB_F7MqMKEddySrziTwvLP3bIA

Çünkü orta sınıf, bir ülkede ekonomik eşitsizliklerin oluşmasını engelleyen en önemli etmendir. Şöyle ki: 1) Zengin ve fakir kesim; çok çocuk yaparken orta sınıf, bakabileceği kadar çocuk yapar. 2) Orta sınıf, her türlü siyasi düşüncenin çıktığı ekonomik guruptur. 3) Orta sınıf, zengin ile fakir arasındaki ekonomik eşitsizliği dengeler, daha doğrusu engeller. vb. Yani kısacası; orta sınıf, aşırılıkların oluşmasını engelleyerek ilgili ülkedeki ekonomik eşitsizlikleri engeller. Onun içindir ki uluslararası siyonist küresel sermaye, ulusal ekonomilere ve orta sınıfa karşıdır. Son 25 yıldır bunun örneklerini bütün Dünya'da görüyoruz.

Neo-Osmanlıcı çomarların zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçekliktir. İkinci Abdülhamid; 33 yıllık saltanatı boyunca Kıbrıs, Kars, Ardahan, Iğdır, Artvin, Yemen, Umman, Mısır, Romanya, Bosna Hersek, Sırbistan gibi yerleri kaybetmiştir. Bu yerlerin yüzölçümü de toplam 1,5 milyon kilometrekaredir. 2. Abdülhamid; hatta bununla da kalmıyor, Rusya İmparatorluğu ile 1878 Ayastefanos(Yeşilköy) Anlaşması'nı imzalıyor yani burada Osmanlı'yı Rusya'nın elinden kurtaran İngilizlerdir. İlgili linkler: 1) https://cumhuriyet.com.tr/siyaset/abdulhamit-gram-toprak-kaybetmedi-diyen-erdogani-belgeler-yalanliyor-1985738 2) 3)

Nasıralı İsa; İbranice'de Yeshua Ha-Notsri(ישו מנצרת), Arapça'da Yasue Al-Naasiri(يسوع الناصري), İngilizce'de Jesus of Nazareth olarak geçen ve Hz. İsa olarak bilinen bir İsrail peygamberidir.

Aynen öyle. Zaten Uğur Mumcu, Tarikat-Siyaset-Ticaret adlı kitabında RABITA Örgütü'nden ve ARAMCO Şirketi'nden bahseder.

Artikel, bükümlü(çekimli) Hint-Avrupa ile Hami-Sami dillerinde eşyanın ve kişinin cinsiyetini belirtmek için kullanılan sözcük takılarıdır. Örneğin a(e)l, ha, the, die, der, das, of, de gibi sözcükler birer artikeldir: Al-İlah(Allah/Ellah), Ha-Mashiach(Mesih), The Hammer(Çekiç), Die Zahlen(Ödemek), Der Reichstag(Parlamento Binası), Das Leben(Başkası), Republic of Hungary(Macaristan Cumhuriyeti), Coffee de Madrid(Madrid Kafesi) Tek heceli(yalınlayan) ve bitişken(sondan eklemeli) dillerde artikel bulunmaz.