Kovulmuş Üye

İnsanların büyü melek cin muska gibi zırvalara inanmasının ardında yine din yatar. Çünkü dinler bütün bunların varlığını kabul ederler. Halbuki dinler dahil hepsi ilizyon ve aldatmacadır. Büyücülerin muskacıların çoğu uyuşturucu madde kullanırlar. Okunmuş su , şerbet yada mübarek bilmemnelerin hepsi aslında bir türlü uyuşturucu madde içerir. Yada ilüzyon teknikleri kullanarak insanların zihnini yanıltırlar. Toplumun bu tür zırvalara inanmasının temelinde de asıl ilizyon yani din anlayışı yatar. Şunu iyi bilin ki herşeyin bilimsel bir açıklaması vardır. Böyle büyü cin melek muska safsatalarına inanmayın. Buna inanmanızı isteyenler sizin ya malınızı paranızı almak için uğraşır yada canınızı namusunuzu ırzınızı almak için uğraşır , yada karakterinizi çalmak için uğraşır. Dinler büyü Muska cin ve melek gibi zırvaları reddetmez. Aksine varlığını kabul eder. Çünkü kendisi de mucize keramet gibi laflar ile seni aldatmaya çalışır. Bu tür ilizyon ve aldatmaca tekniklerinin kullanımı milattan öncelere kadar dayanır. Eski şaman imamları ayinlerde halkı etkilemek için uyuşturucu madde yakarak dumanı ile halkı kandırırlarmış. Dumanı soluyan şaman ayinine katılan kişiler kendinden geçer hayaller görmeye başlarlarmış. Din eroindir sözünün ilkel hali , aslına sadık bir sözdür.

Solcu kanallar bangır bangır günlerdir yayındalar. Yabancı turistten 130 yuro milliyet farkı istediler diye. Bakanlık devreye girdi. Ceza verdi ve solcu TV ler cezayı begenmiyor. Yabancı turist de Hollanda vatandaşı Türkiyeli çıktı iyi mi. Ben yabancı turistlerin fark ödemesi taraftarıyım. Doğru olan budur. Benim ülkemde kur farkından yararlanarak tatil yapıyor. Ben vatandaş olarak gidemiyorum gezemiyorum. Ben Türkiye'de yaşamayan , Türkiye'de vergi ödemeyenlerin oy kullanmasına bile karşıyım. Ücretler avrupayla yarışıyor ama maaşlar Uganda Ligi'nde. Bir pasta 900 TL olmuş, yani 28 yuro. Turiste göre normal olabilir , biz 1500 yuro asgari ücret almıyoruz ki. Ülke olanaklarından vatandaşın ayrıcalıklı yararlanması gerekiyor çünkü o emeği biz üretiyoruz. Solcu kanalların böyle abuk subuk işleri sırf muhalefet olsun diye gündeme getirmesi saçmalıktır. Hangimiz balona bindiniz? Kişi başı 250 yuro yani 8500 TL neredeyse. Milli parklar kamp giriş ücretleri yanına yaklaşılmıyor. Türkiye'deki muhalefet sistemin elemanıdır. Bunu anlamak için iki yıl süreye gerek yok . 20 yıldır bunu görmemek olası değil.

1 Mayıs gibi günlere karşıyım aslında. Çünkü anlamı bağlamından koparıyor. 1 Mayıs kadın işçilerin hak mücadelesini simgeler. Hani Tayyip Erdoğan diyor ya , sap gibi dikilmenin anlamı yok, işte bazen adama hak veriyorum. Meydanlarda bağırıp polis copu yemenin anlamı yok. Asıl eylem yılın geri kalan günlerinde yapılmalıdır. Madem işçiyi düşünüyorsun , kapitlizme sömürüye karşısın o zaman şu eylemleri yapın. Kredi kartı kullanmayın Tatile gitmeyin Online alışveriş yapmayın Yatırım amaçlı ev ve araba almayın Tekel ürünlerini tüketmeyi azaltın Şans oyunları oynamayın. İki yıl sonra sonuç alamazsak gel yüzüme tükür. 30 yıldır 1 Mayıs'ta yürüsen ne yürümesen ne. Size tavuk döneri boykot edin demiyorum ki çünkü saçma ve anlamsız bir harekettir. Asıl boykot yada eylem yukarıdaki saydıklarımdır. Temel yaşam maddeleri boykot edilmez zaten. Peynir ye , süt iç , et ye ama kredi kartı kullanma , online alışveriş yapma, tatile gitmeyiver. İnsanların ahmakça tatil sevdası nedeniyle tarım bitti. Ormanlar yakıldı ve güzelim doğal alanlar talan edildi. Halka açık olması gereken yerler sermaye gruplarına peşkeş çekildi. Tatile gitmeyiverin ne olacak. Evini turiste kiraya veren köylü tarımı bırakıyor. Tarlasına üç kuruş fazla teklif edildi diye turizmciye satıp üretimi bitiriyorlar. Sonrada bizim malum cakcak solcu medyamız TV den , şöyle oldu böyle oldu diye maval okuyor. Yanan ormanların yerine yapılan lüks tatil tesislerine gidenler de kendileri ama. He babam...

Amerika'nın küresel politikalarının çoğunu desteklemem ancak kendi ülke içindeki uygulamaları Türkiye'den 100 kat daha iyi. Solcu ve sağcı medyamız bokunda boncuk bulmuş gibi her akşam ABD şöyle ABD böyle haberleri yapıyorlar. Ne amaçla yaptıkları belli zaten. Korona döneminde senin faşist dediğin Amerika para basıp kendi halkına bedava para dağıttı. 20 civarı bankasının batmasını göze alarak halkını korudu. Amerika'da halkın çalışan kesimi için gelir gider dengesi sağlam birşekilde duruyor. Et almak lüks değil. Amerika kendi başkanlarını kaç kez yargıladı hüküm verdi. Evet bazıları şaibeli öldürüldü orasını bilmem ama adalet halk nezdinde sağlam işliyor. Evine giren hırsızı öldirünce cinayetten 30 yıl vermiyorlar. Ceza almıyorsun. Amerika da Türkiye kadar göçmen alıyor. Hiç bunu düşündünüz mü? Ama sorun etmiyor çünkü iş var , para var. Evet siyahi karşıtlığı var. Olumsuz yönleri yok değil ancak Türkiyenin ABD ye çamur atmaya kalkması pek de yakışmaz. Ama bizim solcu medaya Amerikayı faşist ilan etti iyi mi. Sebebi ise Filistin destek gösterisine polis müdahale etti diye. Solcunun derdine bak sen. Ey solcu sen önce kendi dersini çalış. Türkiye siyaseti her zaman ve her dönemde sermayenin yanında olmuştur. Sağcısı da solcusu da böyledir. Halkın temel yapısı da böyle. Önce dönüp kendi arkanıza bir bakın. Bu sol siyaset ile hiçbir yere varılamaz bunu hergün daha iyi görmekteyim. Sizi ekranda kandırıyorlar. Benim derdim Filistin değil. Benim derdim ülkemdeki adaletsizlik , işsizlik ve fakirliktir. Filistin BM nin derdidir. Oradaki devleti kuranlar onlar.

Avrupa da aynı , Amerika'da da enflasyon var, İngiltere de ancak geçiniyor...bu sözler erdoğanist sözlerdir. Avrupa Amerika üretiyor , üreten ve gelişmiş ülkelerde et lüks değil , tatile gitmek için bir yıl borçlanmıyor kimse. Ne Avrupa ne Amerika ne japonya ne de Çin bizimle aynı durumda değiller.çünkü onlar üretiyorlar ve ürettiklerini tüketiyorlar. Biz ise üretmiyoruz. Yani tükettiğimizin onda birini ancak üretiyoruz. Bu nedenle Avrupa'nın modern yaşantısını taklit edemeyiz. Aksi halde sömürge oluruz. Para ile bir yere kadar gidilir. Bakın Arabistan para içinde petrolü satıyor bolbol var ama üretemiyor. Kalkı ki bizde petrol yok. Bu sistemi dengeleyecek iki önemli etken var , ya üreteceksin ve kendi ürettiğini ucuza tüketeceksin Yada ürettiğin kadar tüketim yapacaksın. Online alışveriş , pahalı tatil , yatırımlık araba...bütün bunlar seni fakirleştiren temel etkenlerdir. Başka türlü altın yumurtlamıyorsanız kalkınamazsınız ve daha geri gidersiniz. Elinizdeki telefonun markası sizi zengin yapmaz. İşte sonuç ortada emekli aylıkları ve asgari ücret durumu açıklamıyor mu? Bu sistemde her yıl geri gidersiniz. Online alışverişi azaltmak senin ve ülkenin geleceği içindir.

Türkiye'deki eğitim sektöründen sözediyorum. Evet sektör olmaktan öteye geçmiyor. Çocuğunuzu devlet lisesine gönderdiniz Sonra üniversite kazansın diye 2 yıl dersaneye gönderdiniz Sonra da özel yada devlet üniversitesinr yolladınız. Yapacağınız masraf yaklaşık 1500000 yani 1.5 milyon TL Bunun araba istediğini falan saymıyorum. Dolar olarak güncel 50 bin dolar yapar. Bu parayı ver , gönder yurtdışına lise okusun yeter de artar bile. Sonra iş bulup üniversiteyi ister okur ister okumaz ama her şartta TR den daha iyi yaşam sürer. Türkiye'deki eğitim sektörü de tıpkı emlak sektörü gibi balon şişirmece. Türkiye'den apartman dairesi alacağıma Almanya'dan müstakil ev alabiliyorsun. Biraz daha özenli aileler özel üniversite özel kolej falan kaptırıp gidiyorlar. O kadar parayı iş bulduğunda geri kazanması mümkün mü? Türkiye'de emlak ve eğitim servet aktarım aracıdır. Okudunuz ve sonra kapı kapı iş ararsınız. Benden demesi.

Bakınız bu sömürgeci alçak düzenle savaşmanın en etkili yolu online alışverişi kesmekle olur. Siz ne alaka diyebilirsiniz ancak çok yönlü bağlantıları var. Hem semayeci sömürgeci gurupları hemde devletçi sömürgeci gurupları bu şekilde zora sokabilirsiniz. İki taraf da bu işten çok para kazanıyor. Halk ise modernleştiğini zannederek onlara komisyon ödüyor.

Göreve gelirken dediklerinin tam tersini söylemeye başladı. Önce doları serbest bırakacağız reel ekonomiye döneceğiz derken şimdi ise doları baskılayacağız ama herşeye zam yapacağız diyor. Faturayı halka ödeteceğiz diyor. Tamamen sermayenin adamı halk düşmanı birisi. Türkiye'deki kapitalizm ise mücadele etmenin en başında online alışveriş yapmamak gelir. Çok yönlü etkisi var.

Bu şeriatçıların Avrupa'ya girmesinde Hristiyan katoliklerinin desteği olduğunu düşünüyorum. Çünkü şeriatçıların yaşam tarzı kataoliklere çok daha yakındır. Bu nedenle Protestan Katolik savaşını müslümanları kullanarak sürdürüyor klise. Avrupa'ya Katolik düşünceyi şeriatçıları kullanarak aşılamaya çalışıyor olabilirler. Benim tahminim.

Özgür efendi saraya gidecek ve yeni anayasayı konuşacakmış. Hiçbir zaman uyulmayan bir anayasa hakkında konuşup zaman kaybedecekler. Sorun anayasa değil , anayasaya uyulmaması ve Ekonomik eşitsizlik. Afferin özgür sen de saraylı oldun kısa zamanda. Ama seni oraya gönderen , arkadaki sermayenin baskılarıdır. Ne isterlerse yapıyorsunuz. Hepiniz aynı sistemin ürinisiniz. Kandır çocuğu beraber düzelim. Türkiye siyaseti bu tek cümleden ibarettir. On kez anayasa değiştirin ne farkeder uygulamadıktan sonra. Kuzey Kore başkanı bile halkın karşısında rol icabı bile olsa hüngür hüngür ağladı. Demek oluyor ki ne kadar diktatör de olsan böyle ağlatırlar adamı ekran başında. İşte bu nedenle şerefsiz muhalefete kızıyorum. AKP yi yıllarca bilerek tuttular. İsteseler ağlatırlardı tayyibi. Ama hepsi nemalandı ondan sesleri çıkmadı. Muhalefet halkın yanında değil. Kendi çıkarını düşüniyor , ama halktan hala onları kurtarıcı gören çok. O yüzden şu ana muhalefete ve muhalif görünenlere acımıyorum.

Hala aynı düşüncedemisin

Kendileri pembe tezkere ile askerlikten kaçanlar, bize Cihat etmeyi anlatıyor. Bunun bir tek nedeni var; Bunların derdi iyi insan üretmek değil ki , kendilerine fedai yetiştirmek. Böylece sana bana şükür sabır derken kendileri de saraylarda rahat içinde cihat edecekler. Sen ben saray için savaşalım , onlar da sarayda harem kurup sex partileri , alemler yapsınlar istedikleri bu. Senin çocuğun şehit olsun kızın kader kurbanı olsun ama saraydakiler rahat etsin. Dinyanet ve imamlar cebini doldursun.

Ben kendi yoluma bakarım arkadaş. Ateistim ve bunun için hiçbir şekilde dinleri desteklemem. Koç gibi sözde solcu şirkette çalışmıştım. İçerisi türbanlı kaynıyordu. İçeride ilahi okuyarak çalıştıklarını biliyorum. Dardanel ton desen sözde CHP li ama yine içerisi türbanlı kaynıyordu. İBB mi? Hepsi dincilere şirin görünme yarışındalar. Bu konu beni ilgilendirmez , istedikleri kişilerle çalışmak onların tercihi ancak bana gelip de ülke elden gidiyor mavalları okumasınlar. Çünkü işverdikleri kişiler gelirleri arttıkça bunu akp den bilip allaha şükür ediyorlar ve sana daha çok düşman oluyorlar

Şimdi de CHP'nin Atatürk istismarı nasıl yapılır adlı tiyatrosunu izlemektesiniz. Torpil ile işe alım , ihalecilik , yolsuzluk , rant ve işbirlikçi siyasetin ağababası bunlarda da var. Bakın Junior Tayyip olan Ekrem İmamoğlu seçim öncesi söylediklerinin hepsini unuttu gitti. Ne demişti , iş alımlarında asla torpil yapmayacağız. Yoh yaa. İnternet siteniz tıpkı 2019 seçimlerini kazandıktan sonra olduğu gibi yine girişe izin vermiyor. Çünkü bu arada torpilli kadroları doldurmaya başlıyorsunuz. 2029 yerel seçimi öncesine kadar torpille alacağınız elemanları alır sonra tekrar halka açarsınız. Artık ayak işi , temizlikçi , amele ne varsa alım yapıyoruz diye maval okursunuz. Halkın malını halka satmak tam da eski CHP nin tıpatıp aynısı. Değişen birşey yok. Akp de aynen CHP programını uyguluyor. Acaba Atatürk CHP'nin parti programı derken bunu mu kastetmişti ilkelerine bağlı kalamayan kişileri sevmek zorunda değilim ki , seversek neler olduğunu gördük. Aynısını CHP ye yaparsak CHP nin akp den farklı birşey olacağına inanmak da akla ziyan bir durum. Sonuçta aynı ülkenin ortamını soluyorlar. Benim niyetim Atatürk'ü karalamak değil. Tekrar kandırılmak istemiyorum. Dilerim ki CHP daha iyi olsun , ama bakıyorum ki elindeki gücü kullanmıyor. Yada balon gibi içi boş. İmamoğlu da bu saraydaki ile görüşüp mektuplaştı , şimdi özgür efendi de aynı adamla görüşme talep ediyor. Ben özgür efendi yerinde olsam saraya değil meclise gel diyerek ağırlığımı koyarım. Arap kemal Kılıçdaroğlu bu açıdan haklı. Saraya gitmek demek parlemantoyu yok saymaktır. Bu dinci oyunları nedeniyle ülkemin 40 yılı heba oldu gitti. Şimdi bu herifler Kemalizm gömleği de giyerler , hiç sorun etmezler. Tekrar 40 yıl ben görmem ama gelecek nesiller bari anlasın yav

Kur'an kitabında ahzap ( ayrılıklar) bölümünde 72. Cümlede diyor ki ; Şüphesiz biz bu emaneti dağlara teklif ettik , onlar bu işin yükünden yerlebir oldular , ancak insan bunu kabul etti . Şüphesiz ki insan çok cahildir , zalimdir. ( dümdüz dalga geçmiş) Bakara ( inek) Bölümü 36. Cümle Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır” dedik. ( Şeytanın suçunu insana yüklemiş , bildiğin itelemiş) Araf (bilinen yer) bölümü 27. Cümle; Şeytan ve dostları sizi göremeyeceğiniz yerden görürler. ( Baya baya müslümanları aşağılıyor ,hani mükemmel yarattığın insana ne oldu) Düşünün bir kere , şeytanı insandan daha üstün özellikte yarattığını söylüyor sonrada şeytanın tuzağına düşütün diye insanı cezalandırıyor. Sonra da ben insanı mükemmel yarsttım diyerek absürt bir savunmaya geçiyor Ferrari ile renoyu yarıştırıp sonrada renoya ceza vermek. Beş yaşındaki çocuğu üniversiteye yazdırıp ilk dersten çaktı diye yakmaya kalkmak.

Örneğin bu durum iş hayatında da çok belirgindir. İslam dışı ateist ülkelerde saatlik haftalık çalışma ücretleri ödenir ve işçinin işi bırakma hakkı vardır. Ancak Türkiye gibi islamofaşist ülkelerde işveren işçiye aylık maaş ödemeyi lüks görür. Ayrıca işçinin işten hiç çıkmamasını ister. Ömür oyu kendi için çalışsın ne istenirse onu yerine getirsin ister. İşten çıkmak çok ayıp ve kötü bir durummuş gibi algı oluşturulur. İşyerini yada işi beğenmemek çok kötüymüş gibi algı yaratılır. Ancak hırsızlık ,yolsuzluk , orospuluk , yalancılık gibi işler yapıp da para kazanıyorsan gerçekten kimse umursamaz. Hayta çok akıllı becerikli derler. İşverenin takdir ettiğinden fazlasını isteme hakkın yoktur. Böyle yaparsab çok ayıplanırsın. Ama çal , çırp , kandır sorun değil.

Bilim ve kapitalizmi aynı kefeye koyarak tartışmak doğru olmaz. Belki ikisi de aynı dönemde doğup büyümüşler ancak mantalite olarak farklılar. Kapitalizm bilginin parazitidir. Bilgi üzerinden çıkar sağlar. Gerekirse yalan söyler. Vitaminli yatak , proteinli şampuan bile yapıp satar. Ama bilim öyle değildir. Bilim nötürdür. Neyse onu söyler. Vitaminli yatağın olabileceğini ancak bir halta yaramayacağını söyler. Sadece pazarlama ve aldatmaca olduğunu belirtir.

İslam ve Kapitalizm kendini pazarlama için aynı yöntemi kullanır. Bakın size tipik ve çok gördüğümüz bir örnek; Dinciler kuranda işlerine gelmeyen bir sözcük yada söz gördüklerinde şunu derler , o aslında bildiğin gibi değil başka...örneğil kuranda dayak sözü geçer , müslümler hemen savunma olarak , o dayak aslında bildiğin daya değil başka birşey... Şimdi kapitalistlerin TV reklamlarına gelelim. Aynı sözleri duyacaksınız. Bildiğin nane değil tıbbi nane, bildiğin zeytinyağı değil ozon yağı , bildiğin etsuyu değil kolojen, bildiğin süt değil zenginleştirilmiş süt, bildiğin domates değil özenle seçilmiş domates... Yani aynı şeyi senden alır boyar yine sana daha pahalıya satar. Mantık aynı

Ben Türkçeleştirme yanlısıyım.

Şimdi yeni bir numara icad etmişler , iş ilanına basvuruyorsunuz çağırıyorlar ama gittiğiniz zaman o iş kalmadı şunu verelim diyerek tezgahtar numarası çekiyorlar. Yani size iş itelemeye çalışıyorlar.

Evet aynı sentetik uyuşturucu gibidir. Bir kez bağımlı oldun mu ölüme kadar yolu var. Ya katil eder ya da maktul.

Depremde neden ışık çıkar , sorusunun yanıtlarından biridir. Sıkışan katı cisimler kırılırken üzerindeki fazla enerjiyi ışıma yaparak yayarlar. Kırılma sırasında oluşan iyonlar ışıma yaparak enerjiyi dönüştürür. Aslında enerjinin dönüşümü yasasının bir türüdür. Aynı olayın daha yüksek güç ile denenmesi ile daha güçlü ışımalar oluşur yani çekirdek ışıması , yani radyasyon. Bir cismi yıldızlarda olduğu gibi aşırı güçle sıkıştırırsanız çekirdek ışıması oluşur. Aynı etkiyi yüksek elektrik akımı vererek de görebilirsiniz. Radar vericileri böyle çalışır. Daha fazlası ise çekirdek parçalanması ile sonuçlanır. Konumuz çekirdek ışıması değil ancak klasik mekanik ile dalga mekaniğinin aynı mantıkla çalıştığının göstergesidir. Birbirlerinden farklı değiller. Newton fiziği diye adlandırılan klasik mekanik hiçbir zaman çekirdek fiziği yada dalga mekaniği ile çelişmez. Sadece klasik fiziğin boyutları farklı olduğundan dalga fiziği ile net bir şekilde karşılaştırılamaz. Mekanik ışıma olayı bunun net göstergelerinden biridir. Japonlar bu yöntemi geliştirmişler. Yapıların içinde oluşan çatlakların kolayca ve zararsızca belirlenmesinde kullanmaktalar. Herhangi bir karot örneği almadan betonu delmeden ve pahalı cihazlar kullanmadan bir bant sayesinde çatlağın boyutunu ve ilerleyişini belirleyebiliyorlar. https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/shows/2015274/

Tipik bir İslamcı takiyyeciliğidir. Sorsan , ben yalan söylemedim , diyecektir. Çünkü Demirel isterken uyuz oldum diyor. Ben isterken uyuz olmuyorum diyor. Burada siyasal İslamcı laf cambazlığı hep yaptıkları şey.

Alevi Sünni Hanefi şafi Caferi her ne halt ise hiç aralarına girip taraf tutmam. Hepsi aynı kaynaktan beslenen sürüler bana göre. Arabın kahramanı Arapları ilgilendirir. İnsanlığa hiçbir yararı olmamış bu tiplerin ardından niye gidiliyor. Fermuarı bulan Sayın Gideon Sandback benim gözümde Aliden daha değerlidir. Sonuçta birinin icadı hayatımızı kolaylaştırırken diğerinin yaptığı haltlar hala daha düşmanlık sebebi.

Ali'nin hayat hikayesinde beni cezbedecek hiçbir şey yok. Barbarlığın az biraz yontulmuş halidir. Aliye gelene kadar bir çok medeniyet var ki insanlar çok çok şeyler öğrenebilir. Ancak o medeniyetler barbarlar tarafından harap edilmiş. Ne şamın şekeri ne arapın yüzü