Kovulmuş Üye

İnsanlar bildikleri ve ispat edebildikleri şeylere madde diyor , bilmediklerine ise manevi diyor. Örneğin 400 yıl önce cep telefonu anlatilsaydi insanlar mucize ve manevi birşey olarak görecekti. Havada yayılan dalgaların tanrisal yönü konuşulacaktı. Ama günümüzde hepsi hesap ve teknik ile kullanılan araçlar. O yüzden insan öğrendikçe madde algısı gelişir manevi algısı azalır. Dinlerin neden tekniğe karşı oldukları da biraz bunun ile alakali

Konuya katilayim dedim. Kendi gözlemlerime göre birinci sebebi ailesinden yakınlık duyduğu birine benziyorsa maço tiplerden hoşlanırlar. Çünkü kendi ailesinden gorur onu. İkincisi ise sahiplenilme duygusu ile alakalı özgüven eksikliği , biri beni korusun , maço ailesine bakar korur düşüncesi , TV dizilerindeki tiplere bakarak bir yanilsama yaşıyorlar. Örneğin bakıyorsunuz kızı yanında paket gibi sarmalamiş taşıyor. Bu kızın da hoşuna gidiyor mal muamelesi görmek , kişiliğini hiçe sayıp yeterki beni kkorusun beslesin iç güdüsü.. ama sonuçta aynı kişiden şiddet görüyor. Üçüncüsü ise tipe bakmaz paraya bakar . Maço miço farketmez parasını yemek için yanaşır. Bu gurupta genelde maçolarin escort kiralayarak günlük gezip yedirip içidigi tipler de dahildir. ilkbasta müşterisi olur sonra erkek yakınlık duyar , kadın başka erkeklerle de takılırsa şiddet başlar. Sadece çevrede gözlemlediklerim bunlar. Ben maço değilim not olarak soyliim.

Evet , zannedersin ki adamlar evreni görmüş tüm herşeyi bilmişler de konuşuyorlar. Tesadüfen birgün söyledikleri yalanlardan biri bilimde karşılık bulunca " bakın biz demiştik" diyerek falcılık yapıyorlar. Madem herşeyi biliyorlar. O zaman susmaları gerekir, reklam yapmak yerine ..herşeyi bilen birisi reklam yapmaz. Kader deyip susmaları gerekirken hala taraftar toplama peşindeler. Ama bakan görür ki hepsi sefalette suçu dış güçlere ve şeytana atıyor. Madem biliyorsun niye sefilsin diye sormak istiyorum onlara.. Saygılar.

Bence canlı cansız diye ayıramayız. Varlık bir bütündür. Atomun da secici davranışları vardır. Enerji de seçici davranır. Tıpkı insan gibi güçlü ve zayıf yönleri vardır. Koordine olabilirler veya tepki verebilirler. İnsan büyük bir molekül gibidir. Ancak diğerlerinden bağımsız değildir. Çevre şartlarından ve beslenme şeklinden etkilenir. Her reaksiyonun gerçekleşme ortamı olduğu gibi insan molekülünün de gerçekleşme ortamı vardır. Diğer varlıklar gibi.

Dış güçler😄😄 İslam düşüncesi bu halk üzerinden gitmedikçe siyaset değişse de bir şey olmaz. Çünkü mantalite şu , herşeyi allah yarattı ama şeytan suçlu.. sevapları bana günahları sana...bu mantık her alanda var. Toplumun başına bela olan şey yanlış yapmak değil aslında , yanlış yaptığını gizlemek.. işte insanların başına bu beladan daha büyüğü yok.

Bunlar pagan ve şaman hurafeleri. 444 Tefriciye , 6666 ayet , 7 kat gök ve yer, 7 nota 7 renk falan filan ama bir mok olduğu yok. Pagan kültürüne yakın yerlerde aylar 12 ye bölünmüş başka kültürler farklı sayılar dememişler. Herkes kendi uğurlu sayısına göre bilim ve kültür üretmiş. Ama bunlar kalıplaştıkça dogma haline gelmiş. Haftayı 10 gün olarak da hesaplayabilirdik. Altın oran başka bir şekilde de üretilebilir. Kafaları şartladıktan sonra düşünce tıkanır. Ondan sonra yalanlar ve dinler ortaya çıkar. Çünkü inandığını bir şekilde ispat etmesi gerekir. Şuan sayılar 10 Luk sisteme göre yerleştirilmiş. Ama 11 Lik sistemde 10. Rakam icad olsaydı belki başka olurdu

Evet özellikle bir felsefecinin ve bilim insanlarının bu tür şeylere inanamamasi gerekir. Sevgili kavak sen iyi niyetle düşünmüşsün ama ben biliyorum ki üniversite çevresinde din probagandasi yapan sözde akademisyenlerin çoğu maaş almak için bunu yapıyorlar. Orada bulunmalarının sebebi de bu zaten . Felsefeciler arasında bu oran göreceli olarak daha az olmasına rağmen diğer alanlarda artıyor. Tek sebebi para ve ait olduğu çevrenin düşünme sistemini ele geçirip kontrol etmektir. belki çok komplo teorisi gibi gelebilir ama asıl bu.. bakın her sistem böyle işliyor. Hayali eğilimleri olanları din ile uyutup , metaryalist olanları da moda ile uyutuyorlar. tamamen bilinçli yapılan toplum muhendisligidir. Zaten bakın o akedemisyen diye dolaşan tiplerin hiçbirinin bilime katkısı yoktur. Sadece ekranlarda gösteri yaparlar. Onlar bu iş için maaş alıyorlar.

Felsefeci olmak için bir üniversitenin unvanini maaş karşılığında taşımak yetmez. Anket sadece dar kapsamda yapılmış. Rant sahası ilk önce arazi sonra bilim üzerinde gelişmiş . Köşe baslari otorite denen kurumlar tarafından kapılmış. Felsefeciler maaşlarını bırakıp bunu tartışmalilar. Maas alan kişiye felsefeci demek doğru olur mu? Martin luther, reform rönesans , Fransız ihtilalleri üniversitelerde başlamadı. Bunlar halktan gelen egilimlerdir. Bilim disiplinlerle ayrıldığında beri halkın yararına hiçbir şey üretmiyor. Farkettiniz mi? Bu disipliner sistemde üretilen her bilgi halkın baskilanmasina uygun hale getiriliyor. Sosyal mühendislik ve kontrol aracına dönüşuyir. Bu maaşlı sistemlerde hiçbir zaman yenilik olmaz. Sadece iniş çıkışlar olur. Hem ekonomik hem de bilimsel anlamda çoğunluğun hareketini kontrol etmek için kullanılır.

Kadın yada erkek çirkin görünmek zorunda değil ama cinsellik algısı tamamen başka amaca hizmet ediyor. Cinselliğin kadınlar için de sorun olmadığı bir gerçek. Sadece istediği kişiyle birliktelik önem arz ediyor. Bunun dışında beğenilme arzusu , rekabet gibi etkenler her iki cinsiyet için de kışkırtma sebebidir. Güzel görünmek isteyen insan bunu cinselliğini vurgulamadan da yapabilir. Sorun şu ki zaaflardan menfaat elde etme kurnazlığı iletişimi bozuyor. Türkiye ilk siralarda olmak üzere dünyanın çoğu ülkesinde karşı cins ile iletişim kuralları hep istismar edilmiş ve ettirilmiştir. Bunun arkasında sosyo kültürel ve dinsel yapılar varmış gibi gösterilse de tamamen ticaridir. Okullarda cinsel bölge uyarısı yapmak yerine karşı cins ile doğru iletişim kuralları ogretilse bu konu pazara indirgenemez. Daha kaba tabirle kızlar cinselliği kullanarak piyasa yükseltme amacında olmasa , erkekler de kızlara sadece yoksunluk gözüyle bakmasa namus dediğimiz kavram daha bir güzel olur. Karşı cinsi tanıma ve anlama eğitimi verilmeli. Dinsel sebeplerle çocuklar karşı cinse susamış olarak yetiştirilmemelidir.

AKP ve Cemaat İkiyüzlülüğü Sosyal medyada dikkatimi çektikçe Cemaat – Siyaset ve Toplumsal ikiyüzlülükleri buraya yazacağım. 11 AKP yi sanayiye yatırım yapmamakla eleştiren cemaat trolleri Twitter hesaplarından başarı hikayeleri anlatarak reklam yapıyorlar. Onlara şu soruların olacak, Türkiye’de imkanlar varken neden sözde eğitim hizmeti verdiğiniz gençlere rehberlik edip onları sanayi kollarina yonlendirmediniz de sadece kendi cikariniza hizmetçi yapmaya yeltendiniz? Ülkenin en eğitimli kadroları bizde diyerek övünüyordunuz da neden bu egitimli insanlara akademik ve sanayi alanlarinda uzmanlaşma imkanı vermediniz? 22 AKP yi şimdilerde zamlar ve vergilerle eleştiren aynı cemaat trolleri kendiniz uyelerinize neden hesapsızca ve insafsızca kurban zekat himmet gibi bağışlar yapmasını dayattiniz? Onların çocukların daha iyi bir gelecek sahibi olmasına engel oldunuz? 33 Dinci çapulcular adına çok klasik bir soru, neden uyelerinize yasak dediğiniz şeyleri kendiniz yapıyorsunuz? 44 İnançlarını ve cemaatlerini itaat üzerine kuranlar neden şimdi akp ye itaat etmiyor? Tayyip Erdoğan’ın İBB başkanı olduğu yıldan beri %10 komisyonsuz iş yapmadığını bir üyeniz YouTube’dan itiraf etmişti . Hatta %10 Tayyip lakabıyla nasıl ün yaptığını bir kitap yazarak anlattigi halde kitabın cemaat tarafından yayınlanmasına izin verilmediğini de itiraf etmişti. Buna rağmen neden desteklediniz? Hani haramın bir damlası bile yasaktı? 55- Herşeyi rüyasında gören hocanız neden bu riyakarliginizi rüyasında görmedi ve başınıza gelen bu olayları göremedi? Neden insanlara bu kadar yalan söylediniz. Ve utanmadan hala daha haklıyız diye dolaşıyorsunuz? Sorun yanlış yaptığını bilmemek değil , yanlış yaptığını ggizlemektir ve siz hala daha iki taraflı olarak yanlislarinizi menfaat uğruna gizliyorsunuz. Ama bedeli ağır oluyor.

Tarihi geçmiş de olsa cevap vereyim , Türkiye İstanbul'da yaşayan biriyim. Cevap 1 : Türkiye eskiden beri sözde laik devlet ama yine eskiden beri yurttaşlarını ateist olarak kabul etmiyor. Ateistim diyen olsa bile onlara da anne babasının dinine göre davranıyor. Cevap2: Türkiye'de halk ikiyuzludur. Sen uzak çevrenden birine ateistim dediğinde sana karşı çok hoşgörülü anlayışlı davranmaya çalışır. Ama arkandan iki milyon küfür eder. Eğer menfaati varsa senden daha fazla ateist olur . Halk her zaman güçlüden yanadır. Her konuda menfaatine göre davranır. Yakın cevrende ateistim dersen önce menfaat kuralı geçerlidir. Sonra ikna turları başlar. Sonra da dışlanirsin. Yani sana önce abuk subuk sorular sorarlar. Eşcinsel misin , ateistler ensest yapıyor sende yapıyor musun gibi.. sanki dünyanın tüm kurallarını müslümanlar keşfetmiş gibi sana kardeşin helal mi yani annene ne gözle bakıyorsun falan derler.. Cevap3: Evet her türlü dinsel etkinliği 70 yıldır devlere bildiren ajanlar var ama silahlı değiller. ve bunların sayısı da az değil. Yani Türkiye devlet olarak hiçbir zaman laik olmadı.

Ben hepsine katılmıyorum. Doğadaki hayvanların kaç tanesini köle yapabiliyoruz ki. Onların da bir direnç sınırı var. Oraya zorladiginda sadık dostumuz köpek bile öldürücü oluyor. Hayvanların doğa bilinci bizden daha yüksek , insan kendini doğadan ayirabildigi için güçlü zannediyor. Eğer savanlarda yaşamaya devsm etseydik besin piramidinde üst sırada yer almazdık. Çoğu canlının besin kaynağı haline gelirdik. Evet bir korteksimiz var bizi doğadan ayırıyor. Ama beraberinde başka birçok sorunu da getiriyor. Korteksimiz sayesinde kitleleri imha edebiliyoruz. Küresel ısınma yaratıp sonra da çözüm arayışinda zeka yaristiriyoruz. İyi yalan söyleyene zeki insan diyoruz. Korteksimiz bize hayat vermiyor Doğayı kandırıp kısa vadede menfaat saglamamiza yarıyor. Belki bize boyun eğen hayvanlar besin zincirindeki yerine göre hareket ediyorlar. Aslında bize itaat etmiyorlar sadece dogalarinin gereğini yapan küçük bir gurup canlı var hizmetimizde.

Dini savunanlara vereceğiniz ilk cevap bu olmalıdır. İnsan mükemmel değildir. Çünkü açlık korku hastalık barınma gibi bir çok temel sorunları var. İnsanı doğadaki canlılarla kıyasladığımızda daha fazla ihtiyaç içinde olduğu çok açık. Örneğin dincilerin asagiladigi bir hayvan olan domuz insandan daha mükemmeldir. Çünkü yaşamak için yemeklerini pişirmeye , yazlık kışlık elbiseye , apartmana , hizmetçilere , sigortaya , bakıcıya ,egitime ihtiyacı yok. Üstelik beslenme çeşitleri bizden daha fazla ve vücudu her ortama daha dirençli .. Şimdi bu hayvanı aşağılık yapan şey sadece Kuran'da yazması mi? Bunun gibi çoğu canlı insandan daha üstün donanımlara sahiptirler. Eğer biz de domuzla aynı özelliklere sahip olsaydık bugün çoğu ihtiyacımızı bağımsız olarak karşılayabilecektik. Bu kadar üremeyecek ve savaşmayacaktık. Para denen şeyi kullanmayacaktık.

İlgi ve heves birbirinden ayrı değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Üç boyutlu modellemeler herkesin dikkatini çekebilir ama onun kodlamasini yapmak çoğu kişinin istemeyeceği bir iştir. 11011001 kodları oluşturup sanal ortama girmek .. örneğin kare kodun oluşturulması japon arastirmacinin 10 yılını almış. Robotlara insan hareketlerini taklit ettirmek 50 yıldır hala yazılıyor. Bence toplumda bilgi adına kesin çizgiler çekilmeli. Matematik fizik bilmeyeni sayısal bölümlerden , dili ve konuşmayı bilmeyeni sözel bölümlerden mezun etmemek gerek. İlköğretim 8 yılda sinirlanmamali , gerekirse 20 yıl ilkokulda okutulmali insanlar. 20 yil okumak istemeyen 3. Sınıf vatandaş konumunda bırakılarak sosyal hakları herkesle aynı olmamalıdır. Gelecekte sınıflar bu şekilde oluşmalıdır. Günümüzdeki gibi aptallara sözde bilim satan kapitalist sistemde sınıf ayrımı tamamen para ölçütüne göre yapılmaktadır. Bu da asalaklarin sayısını artırıyor. Çünkü bilgi aileden çocuğa miras kalmazken para miras kalıyor.

Bence bilgi öğretilmez, öğrenilir. Bu yüzden yeterliliği olmayanlara illa ki birşeyler öğretmek aslında insanlığa kötülüktür. Yetersiz insanların sayısını artırmaktır. İnsan dışındaki canlılar kendileri öğrenirler. Öğrenemeyenler ortamdan ayrılırlar. Burada insanlık adına bilginin önünde en önemli engel ise devletlerdir. Kimin neyi nasıl ogrenecegine karar verme hadsizligine kalkisarak insanlığın gelişimini kısıtlamaktadirlar. Yetenekli insanların bulgularina el koyarak bilgiyi toplumdan çalıp gizleyenler yine devletlerdir. Toplumdaki zeki insanların ürettiği bilgiyi alarak tabela okumasını bile beceremeyen bir geri zekalinin hizmetine sunmak ne kadar akıllıca olur ki? Bırakalım onlar bilginin peşinde kossunlar. Böylece becerikli insanlarin emekleri üzerinden zengin olan bir yığın asalak ortadan kalkar.

Eğitim sistemi adı altında devletler veya egemen sistemler kendilerine itaat edecek insan kitlelerini yaratmaya çalışmaktadırlar. Eğitim adı altinda insanların hayatla ilgili öğrenmesi gereken temel konuları degil de daha çok hayal ve fantazi bilgiyle oyalandiklarini görüyorum. Temel olarak egemen sistemlerin probaganda unsurları dayatilmaktadir. Hiçbir okulda toplumsal davranış kuralları öğretilmektedir. Ama onun yerine yok antik insanlar, yok Roma , İsa Muhammed gibi hayali bilgilerle donatilmaktaditlar. Bu yüzden çevrenizdeki çoğu insan sosyal ilişkilerinde basarız kalmaktadir. Babam anlatırdı , onların döneminde ilkokulda dikiş dikmesini , yemek yapmasını hatta kırsal kesimlerde alet tamiri , tarlaya çit yapmasını dahi öğretirlermiş. Şimdi bunları geçtik bilgisayar , telefon veya trafik bilgisi gibi güncel konuları bile öğretmiyorlar. Her konuşan insanın bilmesi gereken hitap şekillerini bile öğretmiyorlar. Toplumdaki şiddetin temel nedeni de zaten bu hitabet eksikliğidir. İnsanlar birbirlerine neyi nasıl söyleyeceklerini dahi bilmiyorlar. Görgü kuralları cool gençlik adı altında ya şımarık reklamlara yada maganda dizilerine havale edilmiş .

Bence kavramsal değerlerin temeli genlerimizde var. Kavramları yaratan zihnimiz korku ve beklentilerinize göre değer üretiyor. Örneğin ateşten korkmasaydik cehennemden de korkmayacaktik. Varlığımız ile kendi kendimize yetecek donanıma sahip olsaydık , örneğin üşümek , aç kalmak , barınmak gibi ihtiyaçlarımız olmasaydı ırklara ayrılmaz doğada bireysel olarak yaşardık.

Ben siyasetten çare beklemiyorum. Siyasetçinin tek amacı oylarını artırmaktır. Bunun için herşeyi kullanır. Asıl sorun halkın kendi özgüvenine erememesi ve sürekli olarak kurtuluşu bir başkasından beklemesidir. Sadece dindar taraf değil kemalist taraf da Atatürk ile uyutulmaktadir. Bunun çaresi var tabiki. Siyaseti bozacak güçlü sivil toplum kuruluşlari gerekir.

Merhabalar herkese, Bence demokrasi iyi bir yonetim şekli diyebiliriz ama sorunlar var. Ve en temelinde ise toplumun gelişen dünyaya ayak uyduramamasıdır. Bu yüzden bazı ülkeler oy kullanma hakkını sadece yaş ile sınırlamıyor. Ek olarak eğitim seviyesini , vergi ve sabıka gibi durumları zorunlu kılıyor. Daha ilerisi için vatandaşlık puanı gibi ölçütler de düşünülmekte.